SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
Merdan Yanardağ'dan mektup var           (gösterim sayısı: 5.389)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.954
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

36 kere teşekkür etti.
50 kere teşekkür edildi.
Konu Yazan: melnur
Konu Tarihi: 11.12.2013- 14:11


Merdan Yanardağ'dan mektup var

Resim Ekleme

Ergenekon davası kapsamında tutuklanan Yurt Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ, bugün soL gazetesi yazarı İlhan Cihaner'in köşesinden seslendi.

Hadi bunu da açıklayın...

Şimdi Balbay tahliye edildi diye, “yetmez ama evetçiler” den profesörlere, bakanlardan cemaat yazarlarına, “hukukçu” yazarlardan hakim/savcılara, ne kadar hukukperverimiz varsa, “sisteme” bir methiye, bir övgü ki sormayın.

Aslında bu adamların geçmiş “çifte standart” performansları dikkate alındığında, tüm süreçten “ellerini yıkayarak” çıkacaklarını az çok kestirebiliyordum. Ben içeride kalanlardan birisine vereceğim sözü. Umarım tahliye kararı için konuşan bakanlar, profesörler, köşe yazarları bu “vaka” içinde yorum yaparlar. Aksi halde ileri de “ben zaten demiştim” diyebilmeleri için kendilerine, sunmuş olduğum fırsatı da kaçıracaklar!

Hadi bunu da açıklayın vesayet düşmanları, hukukperverler, ileri demokratlar, kul hakkı yemezler!

“Ergenekon davasına dahil edilmemin tek nedeninin muhalif bir aydın ve gazeteci olmaktan kaynaklandığı açıktır...

Kanaltürk televizyonunda 2006 yılının sonunda Fethullah Gülen Cemaati’nini örgütsel, siyasal, ekonomik yapılanmasını ortaya koyan üst üste iki program yaptım. Cemaat’in medya, eğitim, adliye, polis ve finans sektörlerindeki yapılanmasını bütün yönleriyle ortaya çıkaran araştırma yaparak hazırladığım programda bu dosyayı yayınladım. Programa, konuk olarak, Cemaat yapılanmasını F. Gülen’le birlikte kuran ilk 4 kişiden biri olan ve uzun süre 12 kişilik Merkezi Şura (en üst organ) üyeliği yapan Nurettin Veren’i getirdim...

Kendisini Mekke’ye “manevi tatile” göndermek istemişler. O buna “sürgündü”diyor. Deyim uygunsa programdan sonra yer yerindeden oynadı. Cemaat’in TSK, Emniyet, Adliye medya, eğitim ve finans alanlarındaki örgütlenmesini gözler önüne serdik. Nurettin Veren birinci dereceden bir tanık ve fail olarak konuşuyordu. Dahası “sanık olmaya hazırım” diyordu. Her iddiayı belgelerle destekledik. Program izlenme rekoru kırdı. Birkaç kez tekrarını yayınladık. İlk gün tam 165 bin kısa mesaj (sms) geldi. Bu rakam “pop star” yarışmaları dahil, televizyon dünyasında hala aşılamamış bir rekordur. (En yüksek rakam 60-65 bini geçmedi.)

İkinci program AKP Hükümeti tarafından görevden alınan ilk üstdüzey polis ve bürokrat olan Organize Suçlar Şubesi eski müdürü Adil Serdar Saçan da katıldı. Tayyip Erdoğan’ın adı geçen “Akbil Yolsuzluğu” soruşturmasını yapan emniyet müdürüydü. Emniyet’teki Cemaat yapılanması hakkında da rapor hazırlayan ve dönemin DGM savcısından (Ankara) izin alarak soruşturma yapan kişiydi...

Bunun üzerine Cemaat medyasında bana karşı bir karalama kampanyası başlatıldı. Benim PKK’lı, aşırı solcu ve ulusalcı bir terörist olduğum iddia ediliyordu. Kampanya koordineli olarak Zaman Gazetesi, Samanyolu TV, Samanyolu Haber Tv, Aksiyon Dergisi ve çok sayıda internet sitesinde sürdürülüyordu...

Kampanya başladığında henüz ortada Ergenekon soruştuması yoktu. Cemaat saldırılarını 2007 boyunca sürdürdü. Özellikle Özgür Gündem gazetesinin kurucusu ve yazı işleri müdürü olmam gündeme getiriliyordu. Bana hem ulusalcı, hem PKK’lı, hem de aşırı solcu diyorlardı. Bu üç kavramı ve sıfatı yan yana getirmek tam saçmalamaktı. Ergenekon soruşturması başladığında benim fotoğraflarımı Tuncay Özkan’la birlikte basarak bu kez de “Ergenekon yöneticisi” olduğum, medyayı yönlendirdiğim iddia edilmeye başlandı. Bu kampanyaya Kanal 7’de katıldı. Ortada tam bir rezalet vardı. İnternetten bu kampanya görülebilir. Savcılık soruşturmasında birşey çıkmadı... Tam bu dönemde ben Almanya’da bir konferans vermek için hazırlık yapıyordum...Konferansın konusu “F. Gülen Hareketi’nin Perde Arkası” şeklinde belirlenmişti. Bu ifade benim kitabımın alt başlığı ile aynıydı. Uçak biletim 28 Ekim 2008’de sabah 07:00’deydi. Konferans aynı gün saat 15:00 olarak planlanmıştı... Ancak 26 Ekim’i 27 Ekim’e (2008) bağlayan gece, sabaha karşı 04:30’da Ankara’da kaldığım otel polis tarafından basılarak gözaltına alındım... Üç gün gözaltına kaldım ve Almanya’daki konferansa gidemedim. Bana polis sorgusu sırasında Ergenekon olayıyla ilgili önemli hiçbir soru sormadılar. Üçgün tuttular ama benim sorgum 2 saat için de bitti. Üçüncü gün sorgum yapıldı ve aynı gün savcılığıyla sevk edildim. Poliste daha çok yayınladığımız Deniz Feneri dosyasıyla ilgili sorular soruldu. Telefon tapeleriyle ilgili bir-iki önemsiz soru dışında kayda değer bir sorgulama oldu. Bana Ergenekon soruşturması kapsamında göz altına alınan biri gibi davranmıyorlardı. Bir ara “Hocaefendi ile neden bu kadar uğraştığımı” sordular. Ben “bu soru mu” diye karşılık verince “Yok, sohbet sadece” dediler... Asıl sorgu Beşiktaş’ta savcılıkta oldu. Zekeriya Öz sorgumu yaptı... Sonuç olarak mahkemeye bile çıkarılmadan savcılık kararıyla 30 Ekim 2008 günü serbest bırakıldım... Ben de serbest kaldıktan sonra susmadım. Konuya ilişkin televizyon programları yaptım, makaleler yazdım, konferanslar verdim, davet edildiğim tv programlarına katıldım. Ayrıca konuya ilişkin iki kitap yazarak Ergenekon operasyonunun gerçek anlamını, AKP iktidarının ve Cemaat’in tertibini açıklamayı sürdürdürdüm. Ortada alçakça hazırlanmış bir komplo vardı. Zaman gazetesi benim için “pişman olmamış” şeklinde haberler yaptı. Biraz geri çekilmem ve susmam yolundaki uyarıları kabul etmedim. Bunu kendime yakıştıramadım. Sosyalist bir aydın ve yurtsever bir gazeteci olarak bu ülkeye ve topluma karşı sorumluluklarımın gereğini yapıyordum. Böyle bir itibarsızlaştırma operasyonu ve tertip karşısında susulamazdı... Serbest kaldıktan sonra Almanya’dan tekrar aradılar... Ben hazırlıklarımı yaptım, vizemi aldım ve hiçbir engelle karşılaşmadan konferanstan birgün önce Stutgart’a gittim. Konferans çok başarılı geçti. Hrant Dink cinayetindeki Cemaatin rolünü açıkladım... Zaman gazetesinin Stutgrat temsilcisi İsmail Kul, konferansı engellemek için Eyalet Hükümeti’ne yazılı başvuru yapmış. Ben bu yazıyı istedim. Eyalet İçişleri Bakanlığı ilke olarak belgeyi veremeyeceklerini ama içeriği konusunda bilgilendirebileceklerini söylediler. Ancak konferansı düzenleyen dostlarımızın çabası, benim “Bu konu benim için çok önemli, neden gözaltına alındığımı açıklıyor hukuken gerekli olabilir” biçimindeki açıklamam sonucu, dilekçenin bir kopyasını verdiler. Zaman gazetesi temsilcisi İsmail Kul dilekçesinde özetle benim, “Aşırı solcu, PKK’lı ulusalcı ve Ergenekoncu bir terörist” olduğumu ileri sürerek, Almanya’da konferans vermem halinde oradaki Türklerin tepki göstereceğini belirtmiş. Yetkililerden bu gerekçeyle konferansın iptal edilmesini istemiş. Eyalet hükümeti ise reddetmiş. Olay tam anlamıyla bir skandaldı... Gözaltına alındığım Ekim 2008’den mahkum edildiğim 2013’e kadar yazdığım kitaplar, çıkardığım Yurt Gazetesi, yaptığım televizyon ve radyo programaları, Bağımsız Dergisi, verdiğim konferanslar kaleme aldığım makaleler vb. ile hem AKP iktidarına karşı sert bir muhalefet yaptım hem de Cemaati deşifre etmeyi, Ergenekon komplosunun gerçek yüzünü sergilemeyi sürdürdüm. Asıl neden budur...

Selam ve sevgilerimle.

27.11.2013
Merdan Yanardağ
Muğla E Tipi Ceza İnfaz Kurumu C/12

http://haber.sol.org.tr/medya/merdan-yanardagdan-mektup-var-haberi-83991



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.954
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 11.12.2013- 15:58


Zaman gazetesinin Merdan Yanardağ için ''PKK'li, Ulusalcı, Aşırı solcu ve Ergenekoncu'' demesi anlaşılabilir bir şey. Ama bir de kendilerini solcu gösterip sola düşmanlıkta sınır tanımayanların söylemlerine ne demeli? Merdan gibi komünist bir yazar, bir aydın bu ne oldukları belli olmayan karanlık zihinler tarafından ''neo-faşist'' olarak nitelendirilmiyor mu? Hem Merdan'a ve hem de Merdan üzerinden TKP'ye söylediklerinin Gülen cemaatinin söylemlerinden bir farkı var mı?

Merdan komünist bir yazardır. Merdan devrimci bir aydındır. Merdan faşizme karşı mücadelesi nedeniyle bugün demir parmaklıklar arasındadır. Komünizm düşmanlarının Merdan'ı içeri atma çabalarını bir ölçüde anlayabiliyoruz da, Merdan'a bu durumda bile hakaret etmekten çekinmeyen sözde solcu karanlık zihinler ne yapmaya çalıştıklarını anlayabiliyorlar mı?




Bu ileti en son melnur tarafından 12.12.2013- 11:25 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.954
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 12.12.2013- 11:46


Türkiye solu, Türkiye sosyalist hareketi artık kendi yuvasına dönmelidir. Hem CHP ve hem de kürt hareketi içinde bulunan samimi unsurlar Türkiye'de solun sosyalizmin bayrağının yükselmesi için sosyalist örgütlenmeler ve partiler içinde yerini almalıdır. Kürt halkının demokratik ve kültürel hakları sınıfsal bir siyaset içinde savunulmalıdır. AKP'nin son darbeyi indirdiği cumhuriyet,aydınlanma, laikliğin 23 paradigmalarıyla yeniden düzenlenebilmesi de artık mümkün değildir. Güncel siyaset çıkış noktamız açısından elbette önemlidir, ama güncel siyasetle karşımıza koyulan sorunların çözümü o sorunları yaratan sistemin çerçevesi içinde de bir çözüme kavuşturulamaz. Merdan böyle biri...Merdan çözümün sosyalizmde olduğunu bilen, kürt ve türk yoksulunun birlikte sosyalizm vermesiyle geleceğin daha güzel olabileceğini üzerine basa basa söyleyen biri...

Kürt ulusalcılığı saflarında işleri güçleri kuyrukçuluk yapmayan solculara hakaret etmek olan insanların Merdan Yanardağ'a öfkeleri de bundan. Merdan Yanardağ'a ve daha nicelerine edilen duyulan öfke, kin ve nefret ve edilen onca hakaretler ve küfürler de bundan.

Gelecek güzel günlerin Merdan Yanardağlar sayesinde olacağını bilen milyonlar var bu ülkede. Eminim o milyonlar da Merdan Yanardağ'ın bulunduğu o demir parmaklıklar ardından bir an önce kurtulması   ve sosyalist mücadeleye dışarda, halkının arasında ve daha da özgür bir biçimde sürdürmesini diliyorlardır.

Buradan Merdan Yanardağ'a bir kez daha selam olsun.



Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Merdan Yanardağ'dan mektup var: umut 0 3782 05.01.2014- 21:54
Konu Klasör TKP'den mektup... melnur 1 3068 19.06.2017- 18:12
Konu Klasör Yoldaş'a mektup denizcan 0 2854 27.07.2014- 18:02
Konu Klasör Merdan Yanardağ tutuklandı melnur 2 5841 17.09.2013- 17:07
Konu Klasör 100. yılda Mustafa Suphilere mektup... melnur 0 1756 10.09.2020- 00:55
Etiketler   Merdan,   Yanardağdan,   mektup,   var
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS