SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 2 Sayfa:   Sayfa:   [1]   2   >   son» 
Hem Kemalist hem sosyalist olunabilir mi?           (gösterim sayısı: 22.961)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
toplumcu
[ devrimci ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 03.10.2013
İleti Sayısı: 355
Konum: Tekirdağ
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Konu Yazan: toplumcu
Konu Tarihi: 12.01.2014- 22:48


Kendilerini Kemalist olarak tanımlayanların pek çoğu aynı zamanda sosyalist olduklarını da söylüyorlar. M.Kemal'in kurduğu cumhuriyetin bir burjuva cumhuriyeti olduğundan yola çıkıldığında bir insanın hem kemalist ve hem de sosyalist olduğunu söylemesi ne anlama geliyor?



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
che21
[ che-fidel ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 04.09.2013
İleti Sayısı: 174
Konum: Gizli
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: che21
Cevap Tarihi: 13.01.2014- 11:00


Hem Kemalist hem sosyalist olunmaz. Senin de söylediğin gibi Kemalizm bir burjuva ideolojisidir ve sosyalizmle bağdaşmaz.



Boyun eğme
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
ilkay
[ Mustafa ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 08.10.2013
İleti Sayısı: 417
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: ilkay
Cevap Tarihi: 13.01.2014- 19:54


Deniz Gezmiş idam edilmeden önce beni kemalist olarak yetiştirdiğin için sana teşekkür ederim baba demişti. Son sözlerinde ise yaşasın kürt ve türk halklarının kardeşliği, yaşasın sosyalizm ideolojisi demişti. Ulusalcıların pek çoğu   kemalist ve sosyalist. Ben bir sakınca görmüyorum. Bir kişi kendini kemalist ve sosyalist olarak adlandırıyorsa ne gibi sorun olabilir?



SOL CEPHE
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
toplumcu
[ devrimci ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 03.10.2013
İleti Sayısı: 355
Konum: Tekirdağ
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: toplumcu
Cevap Tarihi: 13.01.2014- 20:11


Kemalizm için burjuva ideolojisi diyoruz, sosyalizmin işçi sınıfı olduğunu biliyoruz. O zaman bir kişinin hem burjuva ideolojisinden yana hem de işçi sınıfı ideolojisinden yana olması ne demek? Verdiğin örnek de yerinde. Deniz Gezmiş ünlü mektubunda kemalizm ile sosyalizmi aynı anda kullanıyor. Benim bu konuda kafam karışık.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
abbas
[ emeğin gücü ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 21.12.2013
İleti Sayısı: 830
Konum: Ankara
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: abbas
Cevap Tarihi: 13.01.2014- 20:41


Ben de kendimi Kemalist ve sosyalist olarak tanımlıyorum. Kemalizm Türkiye devriminin adıdır ve Türkiye'de Kemalizm dışarda tutularak sosyalizme varılamaz.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.954
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 14.01.2014- 17:42


Alıntı Çizelgesi: ilkay yazmış

[size=2]Deniz Gezmiş idam edilmeden önce beni kemalist olarak yetiştirdiğin için sana teşekkür ederim baba demişti. Son sözlerinde ise yaşasın kürt ve türk halklarının kardeşliği, yaşasın sosyalizm ideolojisi demişti. Ulusalcıların pek çoğu   kemalist ve sosyalist. Ben bir sakınca görmüyorum. Bir kişi kendini kemalist ve sosyalist olarak adlandırıyorsa ne gibi sorun olabilir?




Sol-sosyalist düşüncelerin toplumsallık kazanması 61 Anayasası'ndan sonra oldu. O dönem gençliğinin yanı başında bulduğu ilerici düşünceler Kemalizmin anti-emperyal niteliği, aydınlanmacılığı, halkçılığı ve devrimciliğiydi. Dönemin gençleri, gençlik liderleri de daha çok buralardan beslendiler, etkilendiler. Marksist kuram o dönemdeki çevirilerle birlikte bu iklimde karşılık buldu. Gezmiş'in ve gençlik hareketlerinin ( Kaypakkaya hariç) bu iklimden etkilenmemesi ve buralardan beslenmemesi de mümkün değildi.

Kendilerini kemalist ve sosyalist olarak niteleyenleri sadece bu bağlam içinde alacak olursak sol açısından bir problem de oluşturmaz. Ben böyle bir zemini sosyalist hareketin gelişimi açısından yararlı da buluyorum. Ama burada bir sıkıntı da var. Ulusalcı kavramı toplumsal alanda çok geniş kullanılıyor. Sözgelimi faşist Türksolu dersisi de bu kavramları kullanıyor. Ulusalcılık, Kemalizm, Sosyalizm ve hatta Deniz Gezmiş bu derginin elinde gerici-faşist bir söylem ve ritüellere dönüşmüş. Burada bir sıkıntı olmadığını söyleyebilmek mümkün değil.

İşçi Partisi de bu konuda bir sıkıntı yaratıyor. Onlar da benzer kavramları kullanıyorlar.   Hiç bir şekilde ( en azından bildiğim kadarıyla) faşizmle ilişkilendirilemez ve faşist Türk soluyla da benzeş hale getirilemez. Ama Perincek'in öteden beri bir tezi var. Perincek sınıf mücadelesinin kapitalizmin emperyalizm dönemiyle birlikte geride kaldığını, geri kalmış her ülkede devrimcilerin, solun sosyalistlerin emperyalizme karşı bir mücadele ekseninde sosyalizme varılabileceğini söylüyor. Bu süreci de Kemalist devrim olarak niteliyor. Onların kullandığı kemalizm ve sosyalizm kavramlarının biraz daha geniş bir anlamı var.

Burada da şöyle bir sorun çıkıyor. Bir üstte söylemeye çalıştıklarım sosyalist ideoloji perspektifi içerisinde tartışılabilir. Burayı anlayabilmek mümkün. Ama İP ve Perincek bunu yaparken milliyetçiliği ve hatta Türkçülüğü de çok fazla öne çıkartarak sol ideolojiye bir anlamda milliyetçiliği şırınga etmeye çalışıyor ki, bu yaklaşımın sola-sosyalizme yaptığı en büyük kötülük de budur.




Bu ileti en son melnur tarafından 15.01.2014- 16:58 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.954
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 15.01.2014- 17:11


Yanlış anlaşılmaması için bir konunun altını çizmek gerekiyor: Kemalizm, ulusalcılık ve hatta sol kavramları Türksolu adlı faşist bir dergi çevresi tarafından faşizmin tirüelleri olarak kullanılmaktadır. Ulusalcılığı, Kemalizmi, ve hatta solu bu bağlam içinde savunan her kim olursa olsun o kişi için rahatlıkla faşist nitelemesinde bulunulabilir. Türksolu'nun özellikle kürt etnisitesi konusundaki ırkçı-şoven   açıklamaları bu konuda açık birer kanıttır.

Bu anlamın dışında kendini Atatürkçü, Kemalist, solcu,sosyalist olarak niteleyenlerin geniş bir kesimi ki Haziran direnişine imza atan kesimler de çoğunlukla bunlardan oluşuyordu, - sola bu toplum içinde en yakın kişilerdir. Cumhuriyet aydınlanmasından yana, laikliği önemseyen ve tartışmasız bir şekilde bilimden yana ağırlık koyan bu toplumsal kesim Türkiye sosyalist hareketinin ( ideolojik olarak işçi sınıfını dışta tuttuğumuzda) öncelikli hedef kitlesidir.Ama bu saptamamız ideolojik olarak kemalizm ile sosyalizmin birarada olabileceği anlamına da gelmiyor. Tam tersine Türkiye sosyalist hareketi ideolojik olarak Kemalizm ile her türlü ilişkisini kesmelidir ve kesmiştir. Bugün İP ve ( sanıyorum HKP) dışında böyle bir iç içelikten söz edilemez. Kemalizmle ideolojik ilişkiyi koparmak, dilinde Kemalizm, gönlünde Atatürk sevgisi, elinde ay-yıldızlı bayrak olan aydınlanmacı ve rasyonel bir yaşam biçiminden yana kesimlerin dışlanması ve onlarla hiç bir   ilişkiye geçilmemesi anlamına gelmiyor. Bu iki konunun birbirine de karıştırılmaması gerekiyor.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
Alisan
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: Alisan
Cevap Tarihi: 15.01.2014- 17:39


Hem kemalist hem sosyalist olunmaz, bunlar birbirlerine tam iki zıt kutuptur. Kemalizim denildiğinde aklımıza mesela ülkede yaşayam her etnisyeni tek bır ırk altında toplamak geliyor, tümünü Türk ilan edilmesi ve Türklük dışında hic bir ırk ve toplum kabul görmez. Kemalizim en basitinden kürtlüğün inkarını benimser. Örnekleri çoğaltabiliriz. Oysa sosyalizim etnistenlik konısunda Kemalizmle asla aynı değildir ve benzerliğide yoktur. Sosyal demokratlar sosyalizme daha yakındır denilebilir.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
abbas
[ emeğin gücü ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 21.12.2013
İleti Sayısı: 830
Konum: Ankara
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: abbas
Cevap Tarihi: 29.01.2014- 13:42





  THKPC ve Kemalizm Savunması-Mahir Çayan




 

THKPC VE KEMALİZM SAVUNMASI - Mahir ÇAYAN

Mahir Çayan kendi yaptıgı savunmada bakın kemalizm hakkında neler diyor:

“İddia makamı, ihtilalci kavramı ile Marksist kavramını eş anlamda kullanmaktadır.

“Bu anlayış, hayatın realitelerine, dünya devrimci pratiğine ve de bilime aykırı bir anlayıştır. Sosyalist olmayan bir kişi pekâlâ ihtilalci olabilir. Mesela: Büyük Fransız Devriminin önderleri, Marat, Robespier… sosyalist değillerdi, ama gerçek birer ihtilalci idiler.

“Proletaryanın ideolojisi olan sosyalizmin henüz teorik ve pratik temellerinin mevcut olmadığı 18’inci Yüzyıl için geçerli olan bu durum, 20’nci Yüzyılda da geçerlidir.

“Bu gerçek, 20’nci Yüzyılda yani sosyalist ve milli demokratik devrimler çağında emperyalist boyunduruk altında olan bizim gibi ülkelerde özellikle geçerlidir.

“Şöyle ki:

“Bolivya’da Yankee Emperyalizmine karşı isyan bayrağı açarak dağa çıkan Papaz Camillo Torres, sosyalist değildi, ama gerçek bir devrimciydi.

“Cezayir Halk Savaşı’nda, Fransız Emperyalizmine karşı, kanla, ateşle halkının kurtuluş destanını yazan Cezayir Milliyetçileri Marksist değillerdi, ama kelimenin gerçek anlamıyla ihtilalciydiler.

“Dünyanın ilk zaferle biten Halk Savaşını sürdüren Kuvayı Milliye’nin yönetici kadrosu sosyalist değildi, ama sapına kadar ihtilalciydi…

“Keza, bugün, Vietnam’da Amerikan Emperyalizmine karşı dövüşen Budist rahipler Marksist değillerdir, ama devrimcidirler.

“Hayat, bunun tersinin de geçerli olduğunu söylemektedir. 20’nci Yüzyıl devrimci pratiği, sosyalist olmayan devrimcileri kaydettiği gibi, tüzük ve programlarında “Marksist-Leninist” yazan pek çok örgütün (ve de mensuplarının) devrimci olmadıklarını da belirtmektedir.

“Mesela, Latin Amerika’da Milli Kurtuluş harekatına yan çizen pek çok “Marksist Parti” vardır. Ama bu parti ve mensuplarının hiçbiri devrimci değildir. Papaz Camillo Torres bunların hepsinden daha ileridir ve de devrimcidir.

“Keza, Cezayir Halk Savaşı’nda Milli Kurtuluş Savaşı’na yan çizerek, Cezayir için en iyi çözüm yolunun sosyalist Fransa’nın bir eyaleti olmasında gören Cezayirli Sosyalist aydın da, O’nun partisi de devrimci değildir. Bilimsel Sosyalizmden habersiz Cezayirli bir milli kurtuluşçu, bu aydından da, O’nun partisinden de ilericidir, devrimcidir.

“Bu örneklere, sayısız örnekler katmak mümkündür.

“Kısacası, kim emperyalist boyunduruğa karşı, halkının kurtuluşu için, bütün varlığını ortaya koyarak savaşıyorsa ihtilalci de, devrimci de, ilerici de odur!


“İhtilalci ve ihtilal kavramlarından, sadece sosyalist ve proletarya devrimini anlayan iddia makamı için, Atatürk, elbette ki devrimci (ihtilalci) değildir; evrimcidir. Bize ve tarihe göre, meselenin bu izah tarzı, en nazik deyimle, G. M. Kemal Atatürk’ün tarihî kişiliğini ve O’nun eseri olan Anadolu İhtilali’ni hiç ama hiç anlamamanın somut belgesidir. Ve G. M. Kemal Atatürk’ü bu şekilde değerlendirenler ne kadar Atatürkçülük iddiasında olurlarsa olsunlar onların Atatürkçülüğü, “gardrop” Atatürkçülüğünden öteye gitmez.

“Hayatın cilvesine bakın ki, onun açtığı yolda Milli Kurtuluş Bayrağını 1971 Türkiye’sinde dalgalandıran bizler, O’nun adına, O’nunla uzaktan yakından ilişkisi olmayanlar tarafından O’na ihanetle suçlanıyoruz.

“Gerçekten garip olan bu durum, asla bizi şaşırtmıyor. Bu, tarihin her döneminde hâkim sınıfların uyguladığı bir taktiktir. Ülkesinde dünyayı değiştiren, halkına ve ulusuna mal olmuş her ihtilalciyi, ölümünden sonra hâkim sınıflar (O’nun devrimci kişiliğini ve eylemini kendi sınıfsal çıkarları paralelinde tahrif ederek) O’nun izinde yürüyen devrimcilere karşı, kalkan olarak ileri sürerler. Bu, objektif bir olgudur ve bugüne kadar, sınıflar mücadelesinde, ilerici gerici mücadelesinde hep böyle süregelmiştir.

“Büyük Fransız Devriminde, karşıdevrimciler tarafından katledilmiş olan devrimci Marat, bir süre sonra, O’nun izinde yürüyen devrimcilere karşı, karşıdevrimin bayrağı olarak çıkartılmaya çalışılmıştır. Marat’ın izinde yürüyen Jakoben’lere (Robespier ve arkadaşlarına) karşı, tutucu Jirondenler, Marat’ı kalkan olarak kullanmışlardır. O’nun izinde yürüyenleri, O’nun adına, O’nu katledenler suçlamışlardır.

“Ülkemizde de bugün aynı oyun oynanmaktadır.

“Gazi Mustafa Kemal’in “Ya İstiklal, Ya Ölüm” şiarını kendisine şiar edip, O’nun hedeflendirdiği Tam Bağımsız Türkiye için mücadele edenlerin karşısına, karşıdevrim, Atatürkçülük iddiasıyla çıkmaktadır.

“Bu, tarihin paradoksudur.” (THKP-C Savunma, s. 127-129)

“(…) Kemalizm, emperyalist boyunduruk altında olan yarısömürge ülkelerin devrimci milliyetçilerinin bir kurtuluş bayrağıdır. Kemalizm’e ruh veren, onu yaşatan, Milli Kurtuluşçuluğun (yani, antiemperyalist ve antifeodal) tavır alışıdır.” (agy., s. 130)

“Kemalizm, ülkemizde asker sivil aydın zümrenin geleceğini yansıtan, antiemperyalist ve antifeodal bir tavır alıştır. Bu yüzden Kemalizmin sağı solu olmaz.

“Kemalizm soldur, Milli Kurtuluşçuluktur, emperyalizme karşı bu zümrenin isyan bayrağıdır.

“Milli Kurtuluşçu bir tutum yansıtması açısından bizler sapına kadar Atatürkçüyüz. Onun Milli Kurtuluşçuluk bayrağını, hayatımız da dahil, her şeyimizi ortaya koyarak biz dalgalandırıyoruz.” (agy., s. 131)



Mahir’in Türkiye Aydınlarını Sınıflandırışı

Mahir’den son bir aktarma daha yaparak bu konuyu noktalayalım:

“BÜTÜN TÜRKİYELİ AYDINLAR İKİ ALTERNATİFTEN BİRİSİNİ SEÇMEK ZORUNDADIR

“Burada kısaca belirttiğimiz dünya ve Türkiye’nin şartlarına ilişkin gerçekler, 1971’in Türkiye’sinde bugüne kadar çeşitli şekillerde etraflıca söylendi, yazıldı, çizildi; kamuoyuna mal edildi. Sağcısından solcusuna kadar kimsenin inkâr edemediği gerçekler haline geldi.

“İşte böyle bir durumda, halkımızın % 60’ının okuma-yazma imkânlarına sahip olmadığı ülkemizde, bu gerçekleri bilmemesine imkân olmayan aydınlar iki alternatifle karşı karşıyadır.

I. Alternatif:

“Ya, Türkiye’nin bugünkü içler acısı durumu, mevcut düzeni, ülkenin “değişmez kaderi” olarak, olduğu gibi kabullenip, “böyle gelmiş böyle gider” “bana ne, ben kendi çıkarıma bakar hayatımı yaşarım” diyerek bu düzenin bir unsuru olacaklardır.

“Bu alternatifi seçenler ülkemizde iki küme teşkil etmektedir. Birinci küme, açık bir ihanet içinde olan aydınlar grubudur. Bu grup tıpkı 1919’da kukla İstanbul Hükümetini destekleyen aydınlar gibi açık ve bilinçli bir şekilde vatana ihanet içinde olup, ülkenin zenginliklerinin emperyalist tekellere peşkeş çekilmesini bizzat organize edenlerin grubudur. Bunlar açıkça, 1970’lerin dünyasında bir ulusun bağımsız olarak yaşayabileceğini inkâr eden vatan-millet mefhumlarından yoksun, kozmopolit aydınlar.

“Bunlar için tek bir yüce yasa vardır. O da, kendi çıkarları ve kendi esenlikleridir. Bunlar hayâsızca, bir ulus için kutsal ne varsa, onu emperyalist pazarlarda açık artırmaya çıkarmış vatan hainleridir. Ve bunu da ağızlarından hiç eksik etmedikleri vatan-millet adına yaparlar!

“Türkiye için bu gaflet ve ihanet içinde olanlar açısından iki alternatif vardır:

“a- Türkiye ya Rusya’nın peyki olacaktır,

“b- Ya da Amerika’nın peyki olacaktır.

“Ve bu hain mantığa göre. Amerikan peykliği ehveni şer olduğu için, bu konuda seçilen yol milletin selametidir!

“Bunlar için üçüncü bir alternatif yoktur. Tam Bağımsız Türkiye bir “komünist” yalanıdır. Türkiye mutlaka büyük bir devletin koltuğu altında yaşayacaktır, buna mecburdur. Bu yüzden, “Türkiye tam bağımsız bir ülke haline gelebilir ve mutlaka gelmelidir” diyen Millî Kurtuluşçular, bunlar için derhal yok edilmesi gereken zararlı unsurlardır.

“Bunlar; sırtlarını Amerikan Emperyalizmine dayamış, hâkim sınıfların mensupları, sözcüleri, teknisyenleri ve bürokratlarıdır. Aralarında bizzat hâkim sınıfların çocukları olduğu gibi, emekçi kökenli olup da kökenine ihanet eden, halkına sırt çeviren hainler de mevcuttur.

“Bu grubu teşkil eden aydınlar(!), asker-sivil aydın zümrenin dışında, emperyalizmin ve hâkim sınıfların aydın(!)larıdır.

“Bu birinci grup içindeki diğer kanat ise, ülkenin içinde bulunduğu durumdan gerçekten üzüntü duyan, kalbinde vatan sevgisi henüz sönmemiş, ancak kendi esenliğini vatan esenliğinin üstünde tutan aydınlar grubudur. Bu grubun siyasal niteliği asker-sivil aydın zümrenin sağ kanadıyla milli burjuvazinin bir kesiminden oluşmaktadır. Bunlar ülkenin kurtuluşunu mevcut sömürge ekonomik ve sosyal düzenin birtakım ıslahatlarla tedavi edileceğini ileri süren, devrimci değil, evrimci bir dönüşüme bel bağlamış olan aydınlar grubudur.

“Bunlara göre 20’nci Yüzyılın ikinci yarısında, milyonlarca lira borç altında olan bizim gibi ekonomisi tarıma dayalı geri bir ülke dış yardımsız yaşayamaz. Evet, Amerika’nın iktisadi hegemonyası vardır. Ama bu şartlar altında dev Amerika’yı ülkemizden atamayız. Ayrıca onun yardımına da muhtacız. Bu yüzden Amerika’ya karşı birden sert çıkmak yanlıştır. Yavaş yavaş, bağımsız politikaya tedricen yönelmek en tutarlı yoldur. Özetle bu grubun görüşü budur.

“2. Alternatif:

“Ya da;

“Gelelim ikinci alternatife: Bu alternatif, 20’nci Yüzyılın ikinci yarısı da dahil olmak üzere, her tarihî dönemde, ulusun tam bağımsız olarak yaşayabileceğine inananların, emperyalist boyunduruk altında yaşamaktansa ölmeyi yeğ tutanların alternatifidir. Bu ikinci yol, hayatı da dâhil olmak üzere her şeyini ortaya koyarak Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Ya İstiklal Ya Ölüm” parolasını kendisine şiar edip, “Tam Bağımsız Türkiye” için bitmemiş olan Anadolu ihtilali için savaşanların yoludur.

“Bugün, Gazi Mustafa Kemal’in yükselttiği “istiklali Tam Türkiye” bayrağı bu yolu olarak seçmiş olan sosyalist ve gerçek Kemalist Millî Kurtuluşçuların ellerinde dalgalanmaktadır.

“Evet, bütün Türkiyeli aydınlar, bu iki alternatiften birisini seçmek zorundadırlar.

“Birinci alternatifte, rahat bir yaşantı, bu düzenin nimetleri vardır.

“İkincisinde ise, çeşitli zorluklar, kan, işkence ve ölüm vardır.

“Biz, yurtsever kişiler olarak, ikinci yolu seçtik.

“Seçtiğimiz yol, Gazi Mustafa Kemal’in açtığı yoldur.

“O’nun başlattığı Anadolu ihtilalinin yoludur.

“Parolamız, “Ya İstiklal Ya ölüm!”

“Hedefimiz, “İstiklal-i Tam Türkiye”dir.”
(agy., s. 115-117)

Alıntıdır.








Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 2 Sayfa:   Sayfa:   [1]   2   >   son» 



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Hem Kemalist hem sosyalist... melnur 9 9103 26.01.2019- 09:35
Konu Klasör Nelere "anti" olunabilir? umut 0 3156 07.04.2015- 10:39
Konu Klasör Kapitalizm altında insan olunabilir mi? denizcan 9 9189 30.09.2014- 23:15
Konu Klasör Bir gün herkes Kemalist olacak! denizcan 2 5554 29.06.2015- 08:50
Konu Klasör Ulusalcılar Kemalist ise Rutkay Aziz ne? melnur 0 4242 06.10.2016- 00:25
Etiketler   Hem,   Kemalist,   sosyalist,   olunabilir
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS