Konu Tarihi: 14.08.2013- 15:33

---

Sosyal yurtseverlik, sosyal şovenizm vesaire...

12 Eylül faşizmi ile reel sosyalizmin çözülüşü ülkemizde ulusalcılık ve liberalizme savrulmaya yol açtıysa da, kürt ulusal mücadelesi de kimi zihinleri oldukça karıştırdı. Bu karışık zihinler sanal ortamın bazı sol-sosyalist olduğu algısı yaratan forumlarında kendilerine göre esip gürlüyor ve kendi ezberleri dışındaki pek çok siyasi harekete "sosyal yurtseverlik", "sosyal şovenizm" ve hatta kimi zaman faşistliğe kadar varan suçlamalar yöneltebiliyorlar. Kısacası çoğu kez yinelediğimiz gibi bir akıl karmaşası yaşıyorlar ve sanırım bu karmaşadan kurtulabilmeleri de artık pek mümkün değil. Çünkü hem kendinize yeri geldiğinde komünist-soyalist-marksist leninist diyeceksiniz ve hem de ülkede olan biten onca şeye sadece kürt ulusal önderliğinin perspektifinden bakacaksınız! Böyle bir şey olabilir mi? Böyle bir davranış ve böyle bir perspektif için zaten sosyalist olmaya da gerek yok ki! Sıradan bir kürt milliyetçisi ile farkınız ne?

Kürt sorunu ülkenin yakıcı bir sorunu ise de, bu ülkede aynı düzeyde önemsenmesi gereken bir başka temel sorun (sosyalistler açısından) sosyalist hareketin yeterince güçlü ve toplum üzerindeki yeterince etkin olamayışıdır. Bir sosyalist elbette kürt sorununa kayıtsız kalamaz, kalmamalı, ama bir sosyalistin işçi sınıfının enternasyonal çıkarlarının önüne başka bir sorunu koyabilme hakkı olabilir mi? Sosyalist bir hareketin varlık koşulu olan sınıfsal mücadele yerine bir ulusal hareketi kayıtsız koşulsuz desteklemesi kabul edilebilir bir perspektif olarak değerlendirilebilir mi?

Sanal ortamın zihin bulanıklığı yaşayan sposyalistleri(!)sınıf mücadelesi yerine kürt ulusal bir mücadelesini ikame etmedikleri için başta TKP, ÖDP, Halkevleri olmak üzere pek çok siyasi örgütü bir kalemde "sosyal yurtseverlik" ve "sosyal şovenizm" ile suçlayabiliyor ve bu suçlama, dilin kemiği yok misali faşizme kadar da uzanabiliyor. Bu karışmış zihinlere göre UKKTH sosyalistler için sınıf mücadelesinin yerine ulusal mücadelenin ikamesi oluyor!Sanal ortamın bu karışmış zihinlerine göre bilimsel sosyalizmi savunmak forumlarda keskin cümleler kurmak, M.Kemal'i sürekli suçlamak, Cumhuriyeti ve burjuva devrimini sürekli aşağılamak, önemsizleştirmek ve hatta bu konuda gizli AKP'cilik yapmak ve bir başka yanıyla da kürt ulusal hareketine kayıtsız koşulsuz destek verip ardında sıraya dizilmek! Bu varsa sosyalistsin, yoksa milliyetçi, Perincekçi, şovenist vs.vs.

Şu sorulabilir; bu zihniyetin sanal forumlar dışında bir etkinliği var mı? Hayır; kesinlikle yok. Buıgün bilimsel sosyalizmi savunan yığınsal örgütler bu zihniyeti ciddiye bile almıyorlar, çünkü ciddiye alınır yanları da yok. Başta TKP, ÖDP,halkevleri ve daha pek çok örgütlenme ( halkın sesi,Yürüyüş-Cephe/Ya da bunlar aynı örgütlenme mi, tam bilmiyorum) sosyalist hareketin öncülüğünü yapmaya kararlılıkla devam ediyorlar ve bilimsel sosyalizmin sesini kitlelere duyurmaya çaba gösteriyorlar. Böyle yazdığımızda da buna karşı çıkıyor ve ne kadar gücünüz var ki, anlamında, sözümona alaycı sorular soruyorlar? Bu soru bile içinde bulundukları zihin karmaşasını ortaya dökmüyor mu? Kendini sosyalist sanan bu zihniyet bu soruyu sorarken kürt ulusal önderliğini sosyalist falan mı sanıyor?

UKKTH temelde ayrı bir devlet kurma perspektifine dayanır. Kürt halkının, kürt ulusal önderliğinin bu hak da dahil olmak üzere her türlü demokratik ve kültürel haklarını savunması anlaşılabilir bir durumdur. Sosyalistler bu hakkın savunulmasının karşısına sistemin egemen söylemiyle karşı çıkmazlar, çıkamazlar. Ama aynı şekilde bu soruna bir takım ezberlerle de yaklaşmazlar, yaklaşamazlar. Hep yinelendiği gibi, bilimsel sosyalizmi savunmak her şeyden önce işçi sınıfının enternasyonal çıkarlarını temel bir ilke olarak görmekle mümkün hale gelir. Buna göre yüzlerce yıldır bu topraklarda birarada yaşayarak nerdeyse et ve tırnak olmuş iki halkı birbirinden koparmak yerine eşit anayasal yurttaşlık çerçevesinde biraradalığını savunmak iki halkın çıkarlarına olduğu gibi, türkiye işçi sınıfının sınıfsal çıkarlarına da uygun olup olmadığını düşünmeden, karşılığı olmayan ezberleri ve içi boş sloganları sosyalist perspektif olarak sürekli yinelemek bir zihin karmaşası değil de nedir?

***

Bilimsel sosyalizmi M.Kemal düşmanlığı, Cumhuriyet'e yönelik kin-öfke ve kürt ulusal önderliğine mutlak itaat olarak gören zihniyet kendileri gibi olmayanlara yönelik kullandıkları "sosyal yurtseverlik"( yurtseverliği anlıyabiliyoruz da bunun sosyal'i nasıl oluyor?), "sosyal şovenizm" ve faşizme kadar giden "ulusalcılık" karalamalarını anlamlandırabiliyorlar mı? Çok büyük bir çoğunluğunun bunu yapamayacağı gün gibi ortada. Bu kavramları bir ezber olarak kullanıyorlar ve onlara teşekkür de diğer ezbercilerden geliyor.

"M.Kemal bir burjuva devrimcisidir, tarihsel bir kişiliktir ve tarihsel anlamda ilerici bir rol oynamıştır" diyoruz, zihin karmaşası yaşayanlar kin ve nefret dolu bir retorikle "faşist!"

"Cumhuriyet bir burjuva aydınlanmasıdır, monarşiyi tasfiye etmiş, hilafeti kaldırmış, kadına seçme ve seçilme hakkı tanımış, kulluk ideolojisinin yerine yurttaşlığı getirmiş ve hukuki zeminini yaratmıştır, laikliği önemsemiş,bilimin rehberliğine vurgu yapmış, vb" diyoruz, onlar ne dediklerini kendileri bile anlamıyorlar.

Kürt halkının her türlü demokratik haklarının edinilmesinde her türlü desteğin verilmesi gerektiğini, bu konuda kürt halkıyla her türlü dayanışmanın sürdürülebilirliğini savunuyoruz. Sosyalistlerin her türlü soruna işçi sınıfının enternasyonal çıkarları açısından bakmakla yükümlü olduklarını ve bu bağlamda kürt sorununun ulusal haklar da içeren bir emek sorunu olduğunun altını kalınca çiziyoruz. Onların ise somutta söyledikleri pek bir şey yok.Lenin'i ve Marksist ustaları anlamadan kırık dökük cümlelerle UKKTH'den sözediyorlar ve ulusal hareketlere sosyalistlerin desteğinin Lenin'in "negatif destek" saptamasından öteye geçmemesi gerektiğini yadsıyarak, mutlak itaat perspektifini yeğliyorlar.

Ve ayrıca, Türkiye'yi tarihinin en büyük gerici dönüşümüne uğratan AKP'ye yönelik eleştirilerine karşı da anlaşılmaz bir biçimde duyarlık sergiliyorlar ve nerdeyse gizli bir AKP'cilik yaparak bu konuda atılmadık takla da bırakmıyorlar. Gerekçeleri de "mücadele devlete yönelik olmalı"ymış. Bu gizli AKP'cilik, bu yetmez ama evetçi anlayış hala 10 yıldır yandaş medyadan akıtılan zehirlerin etkisinde anlaşılan ve hala AKP'ye yönelik iyimserliklerini koruyorlar! Toparlarsak "sosyal yurtseverlik, sosyal şovenizm ve ulusalcılık" karalamalarının üretildiği zihinleri biraz deştiğinizde altından çıkan şeyin bilimsel sosyalizmle hiç bir ilgisinin bulunmadığı görülecektir.

****

melnur Nickli Üyeden Alıntı  
Bilimsel sosyalizmi M.Kemal düşmanlığı, Cumhuriyet'e yönelik kin-öfke ve kürt ulusal önderliğine mutlak itaat olarak gören zihniyet kendileri gibi olmayanlara yönelik kullandıkları "sosyal yurtseverlik"( yurtseverliği anlıyabiliyoruz da bunun sosyal'i nasıl oluyor?), "sosyal şovenizm" ve faşizme kadar giden "ulusalcılık" karalamalarını anlamlandırabiliyorlar mı? Çok büyük bir çoğunluğunun bunu yapamayacağı gün gibi ortada. Bu kavramları bir ezber olarak kullanıyorlar ve onlara teşekkür de diğer ezbercilerden geliyor. .

Konuya buradan devam edeceksek, Lenin'in sosyal şovenizm kavramını UKKTH konusunda "ezilen ulusun" ayrı devlet kurma hakkı da dahil her türlü demokratik hak mücadelesine ilkesel düzeyde karşı çıkanlar için kullanmıştır. Burada bir sorun da yok. Sorun Lenin'in bu söylemi ulusal hareketlerin kayıtsız koşulsuz destekleneceği anlamına mı geliyor? Forumlarda bu kavramı önüne gelene kullananlara göre öyle. Kürt ulusal hareketine yedeklenmezseniz, kuyrukçuluk yapmazsanız, ağzınızla kuş tutsanız bu karalamalardan kurtulamıyorsunuz. Daha önce de sormuştum, kürt ulusal hareketine yedeklenmek veya kayıtsız koşulsuz destek için sosyalist olmaya da gerek yok ki. Herhangi bir kürt milliyetçisi, hatta şovenisti ya da şeriatçısı da aynı şeyi yapıyor. Sizlerin sosyalist olduğunuzu belirleyen temel ilke işçi sınıfının enternasyonal çıkarları nerde kaldı? Kürt sorunu da dahil, herhangi bir konuya bu temel ilke ışığında bakamadıktan sonra bilimsel sosyalizm adı altında savunageldiklerinizinin ya da yönelttiğiniz karalamaların bir anlamı olabilir mi?

Üstelik sosyal şovenizm daha ılımlı bir ifadeyle de olsa bu desteği kayıtsız koşulsuz sürdürenler için yinelenmedi denilebilir mi? Lenin'in desteğin "negatif destek" olmaktan öteye geçmemesi gerektiğine ilişkin vurgularını ne yapacağız? Aynı Lenin'in Bund milliyetçiliği ve Ukrayna sorunundaki tutumunu nereye oturtacağız? Çok daha somut ifadelerle "desteğin "kayıtsız koşulsuz" olmadığını söyleyen yine Lenin değil mi?