SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
Yolumuz kimin yolu?           (gösterim sayısı: 4.041)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
umut
[ umut yarın ]
Yasaklı
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 12.09.2013
İleti Sayısı: 3.105
Konum: Gizli
Durum: üye uzaklaştırılmış
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Konu Yazan: umut
Konu Tarihi: 15.03.2014- 10:24


Yolumuz kimin yolu?
Kemal Okuyan


Erdoğan’ın gitmesi konusunda solla emperyalistler, solla sermaye sınıfı aynı yolda buluştu mu?

Evet!

Peki bu nasıl oldu?

Halk, “ben artık kendimi Tayyip’e yönettirmem” noktasına geldi, sermaye cephesi de “biz artık Türkiye’yi Tayyip’e yönettiremeyiz” sonucuna vardı.
“Yönettiremeyiz!” Çünkü, Tayyip Suriye’de çuvalladı, halkta da muazzam bir öfke yarattı.

Oysa yönetsin istediler. Yıllarca yönettirdiler de...

Burada karar verici, belirleyici olan, halkımızdır.

Halkımız verdiği karar doğrultusunda harekete geçti. Artık her fırsatta söylediğimizi küfürbaz Muammer de teyit etti, Haziran Direnişi, TEKEL işçilerinin, liselilerin ve kürtaj yasağı sırasında “o kadar da uzun boylu değil” diyerek geleceğine sahip çıkacağını gösteren kadınların mücadelesinin devamıydı.
Aynı anda emperyalist merkezler ve sermaye sınıfımız da hareketlendi. Onlar bir yandan Tayyip’i zayıflatmak ve acaba yeniden kontrol altına alabilir miyiz sorusuna yanıt aramak, bir yandan da onun yerine alternatif yaratmak için arayış içindeydi. Bir diğer dertleri halkın hareketlenmesini makul sınırlar içinde tutmak, halkın kendi alternatifini yaratmasına izin vermemekti.

Halkın Tayyip’ten kendi başına kurtulabilmek için ve alternatifini yaratmak için sadece zamana ihtiyacı vardı. Her anlamda örgütlenmek için kullanılacaktı bu zaman.

Sermayenin ve emperyalistlerin ihtiyaç duydukları şey ise, “toplum mühendisliği”ydi.

Burada bir çakışma var ama dediğim gibi belirleyici olan halkın reddiyesi. Halkın nefret objesine dönüşen biri ile devam edemiyorlar.

Halkın kendi işini yapmaması, daha doğrusu başladığını tamamlamaması için farklı yöntemler devreye soktular. Cemaat bu konuda görevlendirildi, adeta göreve zorlandı.

Toplumun bu farklı yöntemlere ve “kolay”, “çabuk” sonuca ulaştıracak alternatiflere ikna edilmesi için kapsamlı bir çalışma başlatıldı. Haziran, Gezi sırasında da bu çalışmalar gözlendi. Şimdi epeyce yol almış durumdalar.

Önlerindeki tek engel, halka özgücünü hatırlatacak, Tayyip öfkesini doğal uzantısı olan emperyalizm ve gericilik karşıtlığına taşıyacak, Tayyip’in arkasındaki sermaye düzenini de hedef tahtasına oturtacak bir siyasi hareketti. Sol hareket!

Öte yandan, Tayyip’in işinin bitirilmesi için de “uyumlu sol”a gereksinim vardı.

“Uyumlu sol”, toplum mühendisliği sırasında yapılacak müdahalelere duyarlı, o müdahalelere istenen tepkiyi veren “sol”dur; bir bakıma tuzağa düşen “sol”dur her şeyden önce… Ve düzen için alternatiflere bağlanabilen, orada kendine yer bulmaya çalışandır “uyumlu sol”...

Ayrıca hedefleri olan solun marjinalize edilmesi, oyalanması, ihtiyaç duyulan “solumsu enerji”ye bağlanması ama bunun ötesine geçiyorsa bastırılması hedeflenmektedir.

Şu anda, zombileşen diktatörün gömülmesi için gün sayıldığı açık. Halk daha fazla sola kaymadan bu işi bitirmek ve bir anda toplumu normalleştirmek isteyecekler.

Toplumun geniş bir kesiminin de “normalleşme” istediği bir evrede, sol stratejisini bu normalleşmeye karşıtlık üzerinden kurarsa intihar eder.

Oysa Tayyip’le hesaplaşma süreci sola çok şey öğrettiği gibi, sola çok ciddi bir toplumsal alan da açtı. Bu alanda devam etmek, normalleşme sürecinin boşluklarını ve kaotik yanlarını yakalayıp, oraya yerleşerek devrimci alternatifi güçlendirmek gerekiyor.

Tayyip’le yapamadılar. Ama şimdi Tayyip’siz de yapamayacaklar!

“Eyvah, bu halka yine zokayı yutturuyorlar” paniği, bardağın boş tarafına bakmak anlamına gelir.

“Onları Tayyip’i yemek zorunda bıraktık, şimdi gericiliğin, emperyalizmin, patron sınıfının eli daha zayıf” saptaması, bardağın dolu tarafıdır.
Akıllı ve kararlı bir tutum, düzen güçlerinin dümen suyuna girmemekte inat, bardağın dolmaya devam etmesinin tek yoludur.

sol



Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Bizim yolumuz farklı olacak melnur 1 3072 19.09.2017- 09:10
Konu Klasör Kimin Ordusu? umut 0 3015 06.06.2014- 12:08
Konu Klasör Sahi bu kimin savaşı? tekyoldevrim 6 4519 09.09.2015- 08:28
Konu Klasör Politika kimin içindir? melnur 0 339 22.02.2023- 06:38
Konu Klasör Yeni Türkiyeleşme: Kimin neye yabancılaşması? umut 0 4156 01.09.2014- 09:57
Etiketler   Yolumuz,   kimin
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS