SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 8 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   3   4   5   [6]   7   8   >   son» 
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
umut
[ umut yarın ]
Yasaklı
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 12.09.2013
İleti Sayısı: 3.105
Konum: Gizli
Durum: üye uzaklaştırılmış
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: umut
Cevap Tarihi: 22.04.2014- 19:37


Taksim'den umudunuzu kesin diye buyurmuş diktatör. Şu kafaya bak! Şu zihniyete bak! Sol'a ne yapacağını bile buyurgan bir tavırla söylemekten çekinmiyor! Bu kafadan barış çıkacak, demokrasi çıkacak, özgürlük çıkacak! Birileri kendilerini kandırmaya devam etsin!



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
ayhan
[ .... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 05.12.2013
İleti Sayısı: 1.076
Konum: Tekirdağ
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: ayhan
Cevap Tarihi: 22.04.2014- 19:56


Meydan Korkusu
Can Dündar


“Agorafobi”, psikolojik bir rahatsızlığın adı...
“Agora” Yunancada “geniş meydan” anlamına geliyor.
“Fobi”, korku karşılığı kullanılan, yine Yunanca kökenli bir sözcük...
Özellikle panik atağı olan insanların, kalabalık yerlerde kalıp kaçamama korkusuyla açık alanlardan kaçınması, “agorafobi” olarak tanımlanıyor.
Siyaset biliminde de yeri var:
Agoralar, Batı kültüründe kentlilerin buluştuğu, tartışıp konuştuğu, mitingler, gösteriler, yürüyüşler yapıp itirazlarını dillendirdiği meydanlar...
Kitle psikolojisinin canlandığı, dayanışma ruhunun şahlandığı mekânlar...
Bu buluşmalar halk için ne kadar cazipse, iktidar sahipleri için o kadar ürkütücü...
Meydan, otoriteye meydan okumanın da meydanı çünkü...

***

Son yıllarda her 1 Mayıs’ta Taksim’in kapatılması boşuna değil böyle bakınca...
Taksim, tarihçesiyle de, genişliğiyle de potansiyel bir isyan merkezi gibi görünüyor.
Haktan, hukuktan, insandan yana bir iktidarın meydan korkusu olmaz; bilakis, gidip orada emekçilerle saf tutar.
Ama hukukla değil, baskıyla hükmedenler için Taksim Meydanı bir sınav alanıdır.
Hele memlekette muhalefet zayıflatıldıysa, bütün itiraz kapıları kapandıysa, medya susturulduysa, üniversite bastırıldıysa, pankart açmanın bedeli adam öldürmekten pahalıysa ve itirazını dillendirmek için insanlara meydanlardan başka mecra bırakılmadıysa...
Meydan, tek bir ağızdan haykıran devasa bir insandır.

***

1 Mayıs 1977’de ondan kana boğdular Taksim’i...
1979’da sıkıyönetimle ondan yasakladılar.
12 Eylül’den sonra gösteriye kapatılması da ondandır.
Dün basın açıklaması yapmak isteyen bir avuç insanın iktidarda yarattığı panik ve karşılaştığı şiddet de ondan...
Başbakan’ın halkın meydanını halka kapatmaktaki pervasızlığı da ondan...
Korkudan...
“Meydan bizi devirir” korkusundan...

***

“Taksim yasak. Onun yerine bazı ilçelerimizde butik meydanlar yapacağız” diyor Başbakan...
Kupon arsalar gibi butik meydanlar da ondan sorulsun istiyor.
Zor.
Modern kentli toplumları, gelişme çağında çocuklar gibi tembihleyip kum havuzunda oynatamazsınız.
Halka ait meydanları halka kapatamazsınız.
Sıkıyönetim yapamamış, siz mi yapacaksınız?
Gezi, bu “Ben yaptım oldu” kafasına, “astığım astık kestiğim kestik” havasına verilmiş okkalı bir cevaptır.
Hükümet, yasaklarla hükmetmeye devam ettikçe de tekrarlanacaktır.

***

Psikologlar, “Agorafobisi olanlar meydana çıkarsa, panik, baş dönmesi, terleme gibi sonuçlar doğabilir” diyorlar.
Bu belirtileri iktidarda gözlüyoruz.
Tedavisi?
Terapi almanız lazım. Meydan korkunuzu yenmeniz için uzmanlar size yardımcı olacak. Yanlış inanışlarınızı anlatacak. Nefes teknikleriyle rahatlatacak. Yavaş yavaş elinizden tutup kalabalık yerlere sokacak. Ve meydanlara alışacaksınız.
Başka yolu yok.  

Cumhuriyet



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
solcu
[ kemal ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 24.01.2014
İleti Sayısı: 1.709
Konum: Ankara
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: solcu
Cevap Tarihi: 22.04.2014- 22:49


Can Dündar doğru yorumlamış, hükümet seçimlerden güçlü çıktığını iddia etse de gerçekte korkuyor. Soldan, sosyalistlerden, 1 mayıs'tan, Haziran direnişinin tekrar etmesinden korkuyor. Bu panik atak davranışları boşuna değil.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
dayanışma
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: dayanışma
Cevap Tarihi: 24.04.2014- 14:05


Araç da veririm kumanya da yeter ki Taksim'e gitmeyin!
 

Beykoz Belediye Başkanı Yücel Çelikbilek, Beykozlu işçilere 1 Mayıs'ta Taksim'e gitmeme çağrısında bulundu. Çelikbilek, Yenikapı ya da Maltepe'ye gidecek işçilere bedava araç tahsis edeceğini, kumanya vereceğini, tankerle su göndereceğini söyledi

Resim Ekleme
FAKİR YILMAZ

İstanbul Beykoz Belediye Başkanı Yücel Çelikbilek, 1 Mayıs'ı Taksim yerine Maltepe veya Yenikapı'da kutlamayı tercih edecek işçilerin kumanya ve ulaşım giderlerinin Belediye tarafından karşılanacağını açıkladı.

Beykozlu Kastamonuluların ziyaretinde konuşan Çelikbilek, Beykozlu işçilere Taksim'e gitmemeleri çağrısında bulundu. Çelikbilek, "1 Mayıs'ta Kazlıçeşme ya da Maltepe'de kutlamalara katılacak olan Beykozlu işçilerimize bedava ulaşım aracı tahsis edebiliriz. Onların kumanyalarını da Beykoz Belediyesi olarak verebiliriz. Ancak Taksim'de ısrarcı olmak doğru değil" dedi.

'TURİSTLERİN TADI KAÇAR'
 

Çelikbilek, şöyle konuştu: "Şimdi biz millete, 3 milyon insanı alan koca devasa bir meydan yaptık. Git kardeşim Yenikapı'ya... Al sana meydan! 3 milyon insan topla, sağa da oyna sola da oyna. 'Yok hayır! Biz illa 1 Mayıs'ta Taksim'e çıkacağız!'... Peki, ne var Taksim'de? Orayı yakıp yıkacaksınız, milleti rahatsız edeceksiniz; çünkü oraya adam götürmeyi bilmiyorsunuz. Oranın kendi kalabalığından yararlanarak, kalabalık olduğunuzu mu söylemek için gidiyorsunuz oraya? Turistlerin tadını kaçıracaksınız, ağzının tadını bozacaksınız. Camı çerçeveyi kıracaksınız. Gidin Kazlıçeşme'de yapın.”

'TANKERLERLE SU VERELİM'
 

AKP'nin seçim mitinginin de Yenikapı'da yapıldığını hatırlatan Çelikbilek, “Biz Taksim'de yapmasını bilmez miydik mitingi? Biz büyük zorluklar içerisinde, 2 buçuk milyon insan topladık 23 Mart'ta... Oraya gittiği zaman tabağın içerisinde küçücük bir kurufasulye tanesi kadar kalacağını bildiği için Kazlıçeşme'ye gitmeyecek; Nişantaşı'ndan aşağıya doğru yürüyecek Taksim'e... Tarlabaşı'ndan gelecek... Küçücük Taksim Meydanı'na sıkıştıracak insanları, kalabalık oldu diyecek. Git kardeşim, yüreğin varsa Kazlıçeşme'de kutla. Maltepe Meydanı'na git. Oyna, akşama kadar zıpla. Bizden yardım iste, biz tankerlerle su gönderelim, yemek de gönderelim. Ama milleti rahatsız etme, milletin ticaretini bozma, gelen turistleri rahatsız etme" dedi.
 

***

Diyarbakır Valiliği’ne ‘1 Mayıs alanı’ tepkisi

Diyarbakır’da konfederasyonlar ve meslek örgütleri, Valiliğin 1 Mayıs miting alanı ile ilgili verdiği karara tepki gösterdi.
KESK, DİSK, TTB, Türk-İş ve TMMOB’un oluşturduğu 1 Mayıs Tertip Komitesi, Diyarbakır Valiliği’nin miting alanı kararına ilişkin AZC Plaza önünde basın açıklaması yaptı. 1 Mayıs Tertip Komitesi Başkanı Uğur Yaman, İstasyon Meydanı’nda yapmak istedikleri mitinge Valilik tarafından “Memur-Sen’in talebi var” gerekçesiyle izin verilmemesinin kabul edilebilir bir durum olmadığını belirtti.

‘EMEKÇİNİN DEĞİL İKTİDARIN YANINDA’

İktidar yanlısı olarak bilinen Memur-Sen’in, 17 Aralık sürecinde başlayan yolsuzluk olaylarında “Dik dur eğilme, Memur-Sen seninle” sloganıyla Hükümet’in yanında yer aldığını hatırlatan Yaman, işçileri sömüren ve işçi haklarını gasp eden bir sendikanın inandırıcılığının olmadığını kaydetti. 1 Mayıs kutlamaları programında barış sürecine atıfta bulunacağını açıklayan Memur-Sen’in bu konuda da samimi olmadığını belirten Yaman, Rojava’ya saldıran çetecileri savunan bir sendikanın emekçilerin ve devrimin yanında olmadığını söyledi.

1 Mayıs’ta İstasyon Meydanı’nın gerçek sahiplerine verilmesi gerektiğini talep eden Yaman, bu demokratik talebin karşılanmaması durumunda kentin her yerinde bu direniş gününü kutlayacaklarını duyurdu.
 

***

HDP: 1 Mayıs'ta Taksim'deyiz
 

HDK İstanbul Meclisi ve HDP İstanbul İl Örgütü, 1 Mayıs'ı Taksim'de Newroz ateşinin sıcaklığıyla kutlayacaklarını belirterek, "Biz bu tartışmaya girmeyeceğiz. Çünkü 1 Mayıs günü Taksim'de katledilenlerin yıldönümü. O yüzden bizim orada kutlama yapmamızın bir anlamı var" dedi.

HDP İstanbul İl Örgütü'nde düzenlenen   basın toplantısında konuşan HDP İstanbul İl Eşbaşkanı Şamil Altan, işçi, emekçi ve ezilenler olarak düzenin baskılarına karşı seslerini yükseltmek için 1 Mayıs'ta Taksim'de olacaklarını açıkladı. Altan, "Türkiye'de yeni diktatörlük rejimine rağmen herkesi 1 Mayıs'ta karşı durmaya çağırıyoruz” diye konuştu.

Birgün



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
proleter
[ tek yol devrim ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 16.08.2013
İleti Sayısı: 406
Konum: Yalova
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: proleter
Cevap Tarihi: 24.04.2014- 20:31


‘Taksim’in bir sahibi var, sorarlar bir gün sorarlar’

Taksim 1 Mayısı, servet ve sefalet arasında bir cenk meydanı olunca, Türk-İş bürokrasisi de hizmetinde olduğu sınıfın ve yandaşı olduğu düzen partisinin yanında saf tutuyor.

Resim Ekleme

Türkiye işçi sınıfı için 1 Mayıs’ta Taksim’de olmanın ne kadar önemli olduğu ortada. Taksim’in öneminin bilincinde olan elbette sadece işçi ve emekçiler değil. Sermaye sınıfı ve onun hükümeti, yandaşları da Taksim’in nasıl bir yer tuttuğunu biliyorlar.

Şimdiden polis bariyerleri yerleştirilirken, TOMA’larla tatbikat yaptırılırken, gaz fişekleri, plastik mermiler stoklanırken, diğer taraftan tehditler, provokatif haberlerde birbirini izliyor. AKP adına yetkili olan hemen hepsi Taksim konusunda sözünü söyledi, söylemeye de devam edecektir.

İşçi sınıfıyla sermaye sınıfı arasında önemli bir cenk meydanı olan Taksim’in bir saflaşma yaratması beklenmedik bir durum değil. Taksim, gündeme geldiği 2007 1 Mayıs’ından bu yana aynı zamanda bir saflaşma merkezi olmuştur. Özellikle Türk-İş’in sabıkası bu açıdan fazlasıyla yüz kızartıcıdır.

Bu yılda çareyi Kadıköy’e kaçmakta bulan Türk-İş’in Genel Başkanı Ergün Atalay, AKP hükümetinin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik ile yaptığı görüşmede "Bizim yapımız, tabanımız müsaade alınmayan bir yerde 1 Mayıs'ı kutlamak istemiyor. Biz yönetim olarak, başkanlar kurulu olarak da o doğrultudayız" dedi. Efendilerinin sendikacısı Atalay’da böylece üzerine düşen misyonu oynamış oldu. Türkiye'nin her yerinin kendileri için Taksim Meydanı gibi olduğunu söyleyen Atalay şunları söyledi: "Dağlar kadar sıkıntımız, derdimiz ve problemimiz var. 1 Mayıs'ta, bu günde, bizim bir günlük bayramımızda biz bunu bütün Türkiye'nin alanlarından çalışanların, çalışmayanların, öğrencilerin, tarımda çalışanların sıkıntılarını, sorunlarını başta Kadıköy olmak üzere alanlarda haykıralım. Sıkıntılarımız, dertlerimizi anlatalım."

“Gerginliğe sebep olmadan” diyerek yasakçı tutumu meşrulaştıran, Taksim 1 Mayısı’na katılmak isteyenleri hedef alan Atalay “Hiçbir yerde gerginlik yaşanmasın” diye sevgi mesajları verdi. Polis terörü karşısında tavır almayan sendika bürokratları saldırı yerine gerginlik kelimesini koyarak, sorumluluğu da işçi ve emekçilere atarak düzene sendikalar cephesinden destek oluyor.

Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu da düzen korosuna eklenerek “Küresel operasyon” söylemine sarıldı. Taksim 1 Mayısı için Haziran Direnişi, yolsuzluk operasyonları döneminde sıkça dillendirilen “dış mihrakların oyunu” nakaratını tekrarlayan Gündoğdu, “Uluslararası sermaye ile kavga edileceğine birlik olup, Taksim'i karıştırmak istiyorlar" açıklaması yaptı.

Atalay’ın “gerginlik” terimi tercihi Gündoğdu da “sorun” kelimesi kullanılarak tekrarlandı.

Hak-İş Kayseri’de, Memur-Sen ise Diyarbakır’da 1 Mayıs’ı kutlama kararı almışlardı. Safını Taksim karşıtı gerici platformlarda belirleyenlerden biride bekleneceği üzere ‘İşçi Partisi’ oldu. Doğu Perinçek, şovenizmin mide bulandırıcı zehrine bandırdığı cümlelerle “vatan, millet edebiyatı” yaparak Türk bayrağının olacağı Kadıköy’e çağrı yaptı.

Taksim karşıtı düzen cephesinin tüm tonlarıyla birleştikleri ortak düşünce, İstanbul’da Taksim olmasında neresi olursa olsun. Bugün Erdoğan’ın, sırf Taksim’e çıkılmasını engellemek için söylediği “yeter ki Taksim’e çıkmayın, ücretsiz servis temin ederiz” sözlerinin arkasında yarın ‘başka bir gün mü yok, neden ille de 1 Mayıs’ düşüncesi yatmaktadır.

1 Mayıs’ı yasaklandığı günde, 1 Mayıs’ta anmak söz konusu olduğunda ise, bugünkü Türk-iş gibi Taksim kaçkınlarının söyleyeceği şöyle bir cümle olacaktır: ‘Bizim yapımız, tabanımız müsaade alınmayan bir günde 1 Mayıs'ı kutlamak istemiyor. Biz yönetim olarak, başkanlar kurulu olarak da o doğrultudayız.’

Kızıl Bayrak



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
solcu
[ kemal ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 24.01.2014
İleti Sayısı: 1.709
Konum: Ankara
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: solcu
Cevap Tarihi: 24.04.2014- 21:08


Anayasa Mahkemesi'ne Taksim başvurusu

Resim Ekleme

Ankara Barosu avukatlarından Sedat Vural 1 Mayıs'ın Taksim'de kutlanmasına izin verilmemesi üzerine Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru yaptı.

T24'ten Arzu Yıldız'ın haberine göre Vural’ın AYM’ye bugün yaptığı başvuru dilekçesinde, 1 Mayıs’ın Taksim’de kutlanmasının engellenmesi AİHM ve Anayasaya aykırı olduğu söyelndi.

Dilekçede şu hususlara dikkat çekildi:

* Anayasa’nın 34. maddesi gereğince, herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 11. maddesine göre, herkes barışçıl olarak toplanma hakkına sahiptir.

* Anayasa’nın 90. maddesinin son fıkrasına göre, usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası antlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası antlaşma hükümleri esas alınır. Anayasa’nın 148. maddesinin üçüncü fıkrasında, herkes, Anayasada güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından, ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurabilir denilerek bütün idari ve yargısal makamlarca Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve haliyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına uyulması gerektiği bir kez daha vurgulanmıştır.

* Hukuksal bu hüküm ve kararlar gereğince, asıl olanın “Hukukun Üstünlüğü” olup, Hukuka aykırı hatta yasal dayanağı bulunmayan keyfi Başbakan ve İstanbul Valisinin emir ve talimatı ile Sözleşme ve Anayasaca güvence altına alınan Toplantı, Gösteri ve İfade Temel Hak ve Özgürlüğümün ihlalinin önlenmesi Hukuksal ve Toplumsal zorunluluktur.

* Başbakan ve İstanbul Valisinin temel görevi; Anayasal haklarını kullanan Yurttaşlarının, bu haklarını kullanımını kolaylaştırıcı önlemler almak, Taksim Meydanı’nda yasal İşçi Bayramı’nın kutlanması ve şahsım ile diğer katılanların can güvenliğinin korunmasını sağlamaktır. Yoksa keyfi emir ve talimatla Anayasal Görev suçu olan Toplumsal Barışı ve Kamu Düzenini bozmak değildir.”

Sol  

   



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.002
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 25.04.2014- 09:23


1 Mayıs için eylem estetiği/Aydemir Güler

Bizim Gezi kadınları, kırmızılı ve siyahlı, birer klasiktir. Tek başınadır her ikisi de, veya en öndedirler. Kırmızılı edilgen biçimde gaz karşısındadır; siyahlı aktiftir Toma’nın, tazyikli suyun önüne atlarken...

Tek başınalıkları, az sonra inanılmaz çoğalacağımızın habercisidir.

İstanbul’un trafiğine gram pozitif katkısı olmamasına rağmen ısrarla “inci gerdanlık” türü isimler takılan Boğaziçi Köprüsünün en güzel resimleri Haziran 2013’de çekildi. Köprüde yürüyen kitle İstanbul’un ve eylemin en estetik görüntüsü bence.

Taksim, 1 Mayıs 77’nin kana bulanışından az önceki olağanüstü halinden daha güzelini yine Haziran’da sundu bize.

15-16 Haziran’da, gönülsüz oldukları her hallerinden belli jandarmaların barikatını aşan işçiler insanın içini titretir. İşçi sınıfımız o günden önce hiç o kadar “çok” olmamıştı.

Deniz; bir yürüyüşe yön verirken yani bir topluluğun içinde, veya mahkeme salonunda slogan atarken yani tek başına... Hatırladınız, değil mi? Ya Nâzım’ın otomobil camından çıkan sıkılı yumruğunu ve güler yüzünü? Hiçbir şeye değişilmez o güvenli gülümseme...

Estetiğin bilim ve felsefe düzleminde tartışılması gereken bir derinliği vardır kuşkusuz. Ondan söz etmiyorum şimdi.

Estetik bir de, toplumsal algıdır. Her algı gibi zamana ve mekana göre değişir.

Sol mücadeleler albümümüzde tek başına yumruğu havada slogan atan Deniz Gezmiş’le benzer algı yaratacak bir başka “solo” görüntüyü kolay kolay bulamazsınız. Kim denese olmaz. Çünkü o Deniz’dir. Gencecik bir öğrenci ve adı dağ köylerine tırmanmış bir efsane. O artık Deniz değil, Dev-Genç’tir. Ya da dev gibi genç! Halkın okumuş çocuklara baktığında kabaran gururudur. Koskoca bir iktidara, Amerikan filosuna, tüm dünyaya kafa tutmaktır. Deniz bunların hepsidir ve jandarmalarca götürüldüğü o resimde kalabalıklar gizlidir.

Nâzım otomobilde yalnız mı? Yoksa, hapishanesinde yattığı sömürü rejimine kızan veya ondan korkan, çaresizce boyun eğen veya eğilip bükülmeden mücadele veren, şiirini yazdığı “büyük insanlık”la mı beraber? Bunların hepsini ve başkalarını bize anlatan Nâzım’ı, o karede tek başına olarak hissetmeyiz.

Eylemin estetiği zamana ve mekana göre anlam edinen bir algıdır.

Deniz veya Nâzım asla tek başlarına değiller. Kırmızılı ve siyahlı kadınlar da...

2014 Nisan sonunda, Türkiye’de... halkın daha yeni ayağa kalktığı yerde, eylem estetiğinin ölçüsü çokluktur.

Bugün bizde muhalif eylemin güzelliği içerdiği dayanışmadadır.

Birinden diğerine barikata taş aktaran eller olağanüstüdür. Diktatöre güle güle diye bira kadehlerini kaldıran eller de öyle.

Bir başka resimde beş kişidirler topu topu. Hani tam ortadaki elinde bayrak tutar ya; o resim... Polis saldırısından korunmak için birbirlerinin ardına sığınmışlar. Beş benzemezdirler. Yaş kuşağı itibariyle dededen toruna dizilirler. Beş değil beş yüz bindirler!

Gezi’de öpüşen çiftin fotoğrafında iki kişi görürüz. İki kişi değil kızlı erkekli bir halk dayanışmasının resmidir o. Çünkü dudaklar 2013 Haziran’ında Taksim’de birleşmiştir.

Hep iyi örnekler mi vereceğim? Eksiklerden hiç söz etmeyecek miyim?

Evet, onları görmezden gelelim istiyorum! 1 Mayıs’a bir hafta kala iyilerle yetinmek istiyorum. Devrimcilik 1 Mayıs’ta çok olmaktır!

Diktatörün korkusu çokluğumuzdan.

Ama ısrar ederseniz... Madem öyle; bireysel korunma araçlarına güzelleme yazmanın manası var mı, diye sorarım. Gaz maskesi gerekli tabii; ama neresi estetik! Ne beşli resimdeki dedeye, amcaya takabilirsiniz onu, ne de maskeyle öpüşebilirsiniz!

Bugünkü kadar çok olmadığımız zamanlar dursun arşivlerde. “Azdık ama onurluyduk, kararlıydık, bir adım geri atmadık...” İyi ki öyle yaptık. O günkü tutumumuzla 2013’ü hazırlamış bile olabiliriz. Ama sonra çoğaldık. Çok daha güzel olduk. Dursunlar arşivde onurlu azlıklarımız.

1 Mayıs’ta kalabalıklar kucaklaşsın.

http://haber.sol.org.tr/yazarlar/aydemir-guler/1-mayis-icin-eylem-estetigi-91468



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
umut
[ umut yarın ]
Yasaklı
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 12.09.2013
İleti Sayısı: 3.105
Konum: Gizli
Durum: üye uzaklaştırılmış
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: umut
Cevap Tarihi: 25.04.2014- 19:48


İstanbul'da Emniyet, 1 Mayıs için seferber oldu: 39 bin polis, 50 TOMA

İşçilerin Taksim'de 1 Mayıs'ı kutlamasına engel olmak için, İstanbul Emniyet Müdürlüğü seferber oldu. 1 Mayıs'ta İstanbul'da 39 bin polis ve 50 TOMA görev yapacak.

İstanbul Emniyet Müdürlüğü 1 Mayıs günü tüm personelin izinlerini iptal ederken, kentte 39 bin polisin görev yapacağı öğrenildi.

DHA'nın haberine göre; Bu polislerin 19 bininin Taksim ve çevresinde görev alacağı 5 bin polisin ise Kadıköy'deki Türk- İş mitinginde görevlendirileceği ifade edildi.

Taksim'deki polislerin her an müdahaleye hazır olarak bekleyeceği kaydedilirken kilit noktalarda ise polislere bekleme ve toplanma bölgeleri oluşturulacağı belirtildi. Önlemler kapsamında 50 TOMA'nın da kullanılacağı öğrenildi

Öte yandan ihtiyaç halinde 1 Mayıs'ta çevre illerden takviye olarak çevik kuvvet ekipleri de getirilebileceği kaydedildi. Ayrıca ihtiyaç duyulursa İl Jandarma Komutanlığı'ndan da destek alınacak.

Sol




Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 8 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   3   4   5   [6]   7   8   >   son» 



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör TKP: Yaşasın 1 Mayıs! melnur 3 2908 02.05.2020- 08:43
Konu Klasör Ankara'da 1 Mayıs... melnur 1 3758 01.05.2019- 19:35
Konu Klasör İzmir'de 1 Mayıs... melnur 1 3654 02.05.2019- 11:22
Konu Klasör İstanbul'da 1 Mayıs... melnur 1 4091 01.05.2019- 19:59
Konu Klasör TKP'den 1 Mayıs çağrısı... melnur 2 2792 02.05.2020- 08:59
Etiketler   Mayıs
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS