SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 5 Sayfa:   Sayfa:   [1]   2   3   4   5   >   son» 
Sakık: Hakan Fidan'ı tebrik ediyorum           (gösterim sayısı: 22.922)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
solcu
[ kemal ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 24.01.2014
İleti Sayısı: 1.709
Konum: Ankara
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Konu Yazan: solcu
Konu Tarihi: 16.04.2014- 20:23


Sakık: Hakan Fidan'ı tebrik ediyorum

BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık, "MİT görevlerini üstlenmişse ve ilk kez MİT bu süreci götürüyorsa ve saldırıya maruz kalıyorsa biz buna seyirci kalmayız. Ben burada Hakan Fidan ve ekibini kutluyorum. 1 yıldır çatışmasızlık süreci yaşanıyorsa ve burada MİT'in bir katkısı varsa bundan mutluluk duyarız" dedi.

TBMM Genel Kurulu'nda gündem dışı konuşmaların ardından Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi görüşmelerine geçildi.

Cumhuriyet'in haberine göre görüşmelerde önerge üzerine söz alan AKP Tekirdağ Milletvekili Ziyaeddin Akbulut, “Çok önemli bir teklifi görüşüyoruz. 1980'li yıllardan bu yana MİT Kanunu'nda böyle önemli bir değişiklik yapılmamıştı. Günün şartlarına göre, ihtiyaçlarına göre Avrupa'da, Amerika'da, dünyanın her tarafında böyle ulusal istihbarat teşkilatları var ve onlar çok önemli görevler ifa ediyorlar. O kurumlardaki yapılanmaya uygun bir şekilde böyle bir teklif gelmiş ve bu teklife hükümetimiz de katılıyor. Tamamen iyi niyetli yapılan, Anayasa'ya uygun, MİT'in görev alanlarını açık seçik belirleyen, daha şeffaf hale gelmesini sağlayan ve dolayısıyla, çağdaş bir kurum olarak MİT'e yeni bir veçhe kazandırmak amaçlanıyor. Ama, burada, bakıyorum, teklif görüşülmeye başladığından beri özellikle muhalefet konuşmacıları bu MİT Yasası üzerinden ilgisi olmayan konulara giriyorlar, Hükümetimizi, Başbakanımızı ve bu konuda MİT üzerinden alabildiğine eleştiriyorlar. Bir bilgi kirliliği söz konusu oluyor. MİT teklifi bir tarafa bırakılıyor tamamen hükümete, başbakana kasetler, montajlar ve şantajlar konuşuluyor. Bir defa bu teklif yerinde bir teklif, gerekli bir teklif hazırlayanlara teşekkür ediyorum ve hukuka uygun bir teklif, MİT'i daha iyi şeffaflaştıracak bir teklif" dedi.

Akbulut : Çok başarılı valilik yaptım
Akbulut, sözlerini şöyle sürdürdü: "O kadar ilgisiz konuşmalar yapılıyor ki dün akşam saatlerinde İstanbul Milletvekili Sayın Mahmut Tanal benim Şanlıurfa ilinde Valilik yaptığım sırada bu konuyla hiç alakası olmadığı halde, yeri olmadığı halde dünya dolusu o dönemde faili meçhuller olduğu tarzında bir laf söyledi. Ben Şanlıurfa'da 6 yıl Valilik yaptım ve çok başarılı Valilik yaptım. O dönemde bütün doğu ve güneydoğuda terör olayları çok yaygın olduğu halde, Şanlıurfa ilinde, halkla bütünleşen bir vali imajıyla, çok nadir terör olayları oluyordu ve onların da üzerine gidilip bütün faillerinin en kısa zamanda bulunması için her türlü çalışma yapılıyordu. O dönemde, Şanlıurfa ilinde dergah projesi gibi, organize sanayi bölgesi gibi, üniversite kurulması gibi çok önemli hizmetler ifa edildi. Dolayısıyla, böyle bir, 18 yıl önce, şerefle, onurla gerçekleştirdiğim böyle bir hayırlı hizmetle ilgili olarak Sayın Mahmut Tanal'ın böyle bir konuşma yapmasını çok yadırgadım. Bir hukukçu olarak, adeta, hedef gösteriyor, benim şahsımı bu konuda birtakım yerlere hedef gösteriyor. Ve bu konuda yaptığı konuşmanın hukuka, usule, ahlaka uymadığı kanaatindeyim" dedi.

Sırrı Sakık Akbulut'a tepki gösterdi
Ardından söz alan BDP muş Milletvekili Sırrı Sakık, Akbulut'a tepki gösterdi. Kürsüyü eliyle vuran Sakık, Akbulut'a yönelik olarak şunları söyledi: “Sizin bulunduğunuz dönemde 1994 yılında Nazım Babaoğlu gazeteciydi, ve Urfa'da katledildi, il başkanımız sizin dönemizde katledildi. Şimdi sizde biliyorsunuz ki, Allahta bilir o dönemin MİT, kontrgerilla,çeteler ve JİTEM sizinde haberiniz var. Hala buraya siz buraya çıkıp başarılı vali olduğunu söylüyorsunuz. Özeleştiride bulunmalısınız burada. Sizin dönemizde cinayetler işlenmişse, siyasi partinin temsilcileri öldürülmüşse çıkıp buradan ahkamdan ve namustan bahsedemezsiniz bize. Siz karanlık bir ödemede valilik yaptınız ve bu insanlar katledildi. Çıkıp buradan katilleri kollayan bir anlayışa buradan tahammül bekleyemezsiniz"dedi.

Sakık: Hakan Fidan ve ekibini kutluyorum
Sakık, sözlerini şöyle sürdürdü: "Geriliyoruz çünkü haklıyız. Biz yaralıyız. Binlerce faali meşru cinayetlerin işlendiği topraklardan geliyor ve biz yaşadık nasıl cinayetler işlendiğini. Siz çıkın Allah adına söyleyin siz biliyorsunuz kimlerin onları katlettiğini benden daha iyi biliyorsunuz. Bir yasa görüşülüyor. Bu yasa MİT yasası. Neden ulusalcı ve milliyetçi cephenin bu yasaya karşı durduğunu biliyoruz. Bir dönemden bahsediyoruz. İçinde MİTin JİTEM'in çetelerin aşiretlerin olduğu bir dönemde de faali meçhul cinayetlerden. Bu ulusalcı ve bu milliyetçi cepheler bundan rahatsızlık duymadı. Ses seda da çıkmadı. Ama bugün asıl sorun MİT'in bu konudaki otoriter yapısının yasalarca yeniden dizayn edildiğini biz iyi anlıyoruz. Çünkü siz Oslo'dan başlayan ve bugün İmralı'da devam eden süreçle ilgili ciddi şekilde buna karşısınız. Eğer kanı durduracaksa, eğer bu güne kadar bu görüşmelerde bakın sürekli şerefsizlikle insanlar itham ediliyor. 'Kim ki görüştüyse şerefsizdir' diyor. Biz bunu iade ediyoruz. Biz görüşüyoruz biz şerefli insanlarız. BDP görüşmeleri sürdüren bir partidir. Gidip İmralı ve Kandilli ile de görüşüyor, gelip iktidarla da görüşüyor. Bu şerefli bir iştir. Kanı,ölümleri durdurmak şerefli bir iştir. Şerefsizlik nedir biliyormusunuz. Kana seyirci kalmaktır ölümlere seyirci kalmaktır. MİT görevlerini üstlenmişse ve ilk kez MİT bu süreci götürüyorsa ve saldırıya maruz kalıyorsa biz buna seyirci kalmayız. Ben burada Hakan Fidan ve ekibini kutluyorum. 1 yıldır çatışmasızlık süreci yaşanıyorsa ve burada mitin bir katkısı varsa bundan mutlulukta duyarız" dedi.

Sol



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
solcu
[ kemal ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 24.01.2014
İleti Sayısı: 1.709
Konum: Ankara
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: solcu
Cevap Tarihi: 16.04.2014- 20:28


MİT'e operasyon yapma yetkisi veriliyor, Sırrı Sakık ise Hakan Fidan ve MİT'e tebrikler yağdırıyor.Bu açıklamalardan anladığım Türkiye'nin ve Türkiye halkının kürtlerin umurunda olmadığıdır.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.954
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 17.04.2014- 02:55


Pervin Buldan: Bizim MİT'e teşekkür etme hakkımız yoktur

Resim Ekleme

BDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan, Sırrı Sakık'ın Hakan Fidan'ı kutlamasına katılmadığını belirterek, 'Bizim MİT’e teşekkür etmek gibi bir hakkımız yoktur' dedi.

TBMM Genel Kurulu’nda Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin görüşmeleri sırasında 10’ncu maddeyle ilgili olarak BDP grubu öneride bulundu.

Grup adına kürsüye çıkan BDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan,10’ncu maddenin yasa tasarısından çıkartılmasındaki gerekçelerini anlattı. Buldan, “Bu madde ile MİT mensupları ile MİT’te görev yapmış olanların MİT’in görev ve faaliyetleri konusunda tanıklık yapamayacak olması. MİT mensuplarına tanınan ayrıcalık açısından anayasaya aykırıdır. Bu durum MİT mensuplarını tamamen yasal denetim dışında tutacak bir uygulama getirecektir. Ancak devletin çıkarlarının zorunlu kıldığı hallerde MİT mensuplarının tanıklığı MİT müsteşarının, MİT müsteşarının tanıklığı da başbakanın iznine bağlı olması devlet çıkarlarının kavramının muğlaklığı nedeniyle esasen devlet ve MİT’i korumaya almaktadır. Gerekçemiz budur. Biz bu maddenin yasa metninden çıkartılmasını talep ediyoruz. Sadece bununla sınırlı kalmıyoruz. Aynı zamanda bu yasanın da sorunlu bir yasa olduğunu ve sadece maddenin değil, yasının da görüşülmemesi gerektiğini çünkü bu yasayla birlikte MİT’in yetkilerini daha çok güçleneceğinin altını önemle çiziyoruz" dedi.
Buldan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Muhalefetin ifade ettiği ‘süreci garanti altına alan bir yasa görüşüldüğünü’ ifade ediyorlar. Ama ben buradan muhalefet partilerine şunu ifade etmek istiyorum. Bu yasa tasarısıyla ne yazık ki bu süreç garanti altına alınmıyor. Keşke bu süreç garanti altına alınsaydı, bu süreci garanti altına alacak yasalar bu genel kuruldan çıkmış olsaydı. Böyle bir yasa tasarısını eğer acilen çıkarsa bizde BDP grubu olarak gönül rahatlığı ile böyle bir yasaların altına imzamızı atarız. Bu yasa gerçekten bu süreci garanti altına alacak yasa olsaydı bu yasaya da ‘evet’ derdik ve altına imzamızı atardık. Ayrıca MİT’in şaibeli bir kurum olduğunun altını çizmek isterim. Özellikle bu süreç başladığı günden itibaren bu MİT bir şaibe altındadır. Sürecin başından beri Paris’te katledilen arkadaşlarımızın hala sorumluları açığa çıkmamıştır. Bu cinayet ortadan kalkmadığı sürece, zanlıları ortayla çıkartılmadı sürece ve zanlıları yargılanmadığı sürece MİT zan altındadır. Yine bununla paralel olarak Rojava meselesi. Rojava meselesi bizim açımızdan kırmızı bir çizgidir. Dolayısıyla MİT de bu konuda şaibe altındadır. Çünkü Rojava’ya gönderilen TIR’lar yakalanmıştır ve bu TIR’lar içindeki mühimmatlar kamuoyuna açıklanmamıştır. Dolayısıyla bununla ilgili de MİT’in şaibeli bir kurum olduğunun altını çizmek isterim."

Bizim MİT’e teşekkür etmek gibi bir hakkımız yoktur
BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık’ın ‘MİT görevlerini üstlenmişse ve ilk kez MİT bu süreci götürüyorsa ve saldırıya maruz kalıyorsa biz buna seyirci kalmayız. Ben burada Hakan Fidan ve ekibini kutluyorum’ sözlerini eleştiren BDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan, “Bir önceki oturumda milletvekilimiz sayın Sırrı Sakık’ın ifade ettiği MİT’e özellikle Hakan Fidan’a ‘teşekkür ediyorum’ ifadesine ben katılmıyorum. Roboski, Geber ve Lice olayı ortadayken bizim MİT’e teşekkür etmek gibi bir hakkımız yoktur. Dolayısıyla bunun altın önemle çiziyorum. Ben inanıyorum ki Sırrı Sakık arkadaşımız da bir yanlış anlamadan kaynaklı MİT’e teşekkürlerini sunmuştur. Ben şunu çok açık ifade etmek istiyorum. Teşekkür edilmesi gereken yerler farklı yerlerdir.

Bugün bu süreci başlatmış olan İmralı Cezaevinde yatan sayın Abdullah Öcalan’a ben teşekkür ediyorum. Bugün bu ülkede çatışmasızlık süreci varsa, kan akmıyorsa ve anneler ağlamıyorsa bu sürecin baş aktörü sayın Öcalan’a bir kez daha teşekkür ediyorum ve bu çatışmasızlık sürecinin devam etmesi gerektiğini savunuyor ve bu sürecin garanti altına alınmasını gerektirecek olan yasaların acilen Genel Kuruldan çıkarılması gerektiğini ifade ediyorum" diye konuştu.

http://haber.sol.org.tr/devlet-ve-siyaset/pervin-buldan-bizim-mite-tesekkur-etme-hakkimiz-yoktur-haberi-91082



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
umut
[ umut yarın ]
Yasaklı
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 12.09.2013
İleti Sayısı: 3.105
Konum: Gizli
Durum: üye uzaklaştırılmış
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: umut
Cevap Tarihi: 17.04.2014- 11:15


Sakık, teşekkür eder, Buldan teşekkürü geri alır! BDP bir şey söyler, PKK tersini iddia eder. Hangisine inanacağız?



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
abbas
[ emeğin gücü ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 21.12.2013
İleti Sayısı: 830
Konum: Ankara
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: abbas
Cevap Tarihi: 17.04.2014- 12:20


Süreç özerkliğe doğru tırmanış göstermekte. Türkiye Sırrı Sakıkların umurunda değil. Türkiye gericileşiyormuş, emperyalizme göbeğinden bağlanıyormuş, ortadoğu'da emperyalizmin taşeronu oluyormuş, umurlarında değil. Varsa yoksa bir etnik temel üzerinde siyaset yapmak, kürt halkını bir maceranın peşine takmak. Sakık'ın söylediği bu açıdan önemlidir. Kürtlerin demokratik hak olarak ileri sürdükleri her talep kürt ve türk'ün ayrışmasına yönelik birer hamledir. Hükümet de buna sessiz kalmakta ve kendi çıkarları gereği üstü kapalı bir biçimde destek vermektedir. Bütün bu siyasetler kürt ve türkün birbirlerinden duygusal kopuşunu da kamçılamaktadır. Pervin Buldan istediği kadar düzeltme gereği duysun, artık mızrak çuvala girmeyecek hale gelmiştir.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
umut
[ umut yarın ]
Yasaklı
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 12.09.2013
İleti Sayısı: 3.105
Konum: Gizli
Durum: üye uzaklaştırılmış
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: umut
Cevap Tarihi: 17.04.2014- 21:03



Sakık'tan Buldan'a: Neyi söylediğimi çok iyi biliyorum, kendisi de alkışladı


Resim Ekleme


BDP'li Sırrı Sakık: Sanki biz MİT'ten yana bir tavır almışız. Bu MİT'in mağduruyum



TBMM Genel Kurulu'nda dün MİT Kanunu görüşülürken yaptığı konuşmada Müsteşar Hakan Fidan ve ekibini kutlayan Sırrı Sakık, Pervin Buldan'ın kendisini eleştiren sözleri üzerine, "Ben neyi söylediğimi çok iyi biliyorum, hatta kendisi de alkışladı" dedi.

TBMM Genel Kurulu'nda MİT kanunu görüşmelerinde MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve ekibini kutlayan Sırrı Sakık, gelen eleştiriler üzerine, "Ben sadece MİT'in bu barış görüşmelerinde göstermiş olduğu çabadan dolayı MİT'in bu çabasını önemsediğimi söyledim. Şimdi de aynı şekilde söylüyorum. Yoksa geçmişten bugüne kadar MİT'in karanlık işlerini, cinayetlerini, Kürtlere karşı, sosyalistlere karşı işlediği bütün cinayetleri biliyorum. Bu cinayetlerin bir an önce açığa çıkması için onlarca kez Meclis Araştırması önergeleri veren de biziz. Ama buna rağmen sanki biz MİT'ten yana bir tavır almışız. Bu MİT'in mağduruyum" dedi.  

‘Sanki MİT'ten yana tavır almışız’

Doğan Haber Ajansı’ndan Fırat Keskinkılıç’ın haberine göre, devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin görüşmelerinde söz alan BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık, kendisinin barış sevdalısı bir insan olduğunu belirterek, "Bakın, barış için nereye gittim? Ağrı'ya, Türkiye'nin en yoksul iline gittim. Demokratik siyasetin hayat bulması için gittim. Benim Ağrı'da ne işim var? Demokratik siyaset hayat bulsun ki bir daha bu topraklarda silahlar konuşmasın. Onun için gittim. Aynı akşam 'Kazandığım seçimi barış görüşmelerini sürdüren bütün aktörlere, Sayın Öcalan'a da armağan ediyorum.' dedim. Bu kadar barış sevdalısıyım ve aldığım seçimleri armağan ettim. Sonra, hilelerle karşılaştım. Sonra, ne oldu? Kazandığımız seçimler onlarca kez yenilendi. Buna rağmen sonuç değişmedi. Kent geriliyordu, ülke geriliyordu. Barış süreci için kalktım, kazandığım seçimi, bu kez bir dilekçe vererek İl Seçim Kuruluna, bu kent gerilmesin, barış süreci zarar görmesin, Türkiye yeniden bir çatışma ortamına sürüklenmesin diye kazandığımız seçimi bile barışa heba etmiş, feda etmiş bir gelenekten geliyorum. Aslında, bu kadar yürekli, bu kadar onurlu, barışa bu kadar özlem duyan insanların bu topraklarda barışı ne kadar büyütmeye çalıştığını görmeniz gerekirken ama ne yazık ki, televizyonlarda hakaretlere maruz kalıyoruz ve saldırıya maruz kalıyoruz ve söylediklerimiz anlaşılmıyor. Ben sadece MİT'in bu barış görüşmelerinde göstermiş olduğu çabadan dolayı MİT'in bu çabasını önemsediğimi söyledim, şimdi de aynı şekilde söylüyorum. Yoksa geçmişten bugüne kadar MİT'in karanlık işlerini, cinayetlerini, Kürtlere karşı, sosyalistlere karşı işlediği bütün cinayetleri biliyorum, bu cinayetlerin bir an önce açığa çıkması için onlarca kez Meclis araştırması önergeleri veren de biziz. Ama buna rağmen sanki biz MİT'ten yana bir tavır almışız. Bu MİT'in mağduruyum. 30 yıllık savaştan geliyorum, 30 yıllık savaşta bedel ödemiş aileler ne bedel ödemişse öyle bedel ödeye ödeye gelmişim, direne direne gelmişim, hiçbir yerde bir lütuf sonucu buralarda değilim, verdiğim mücadele sonucu buradayım. Ama artık biz yorulduk, sorunumuz yoruldu, barış ve kardeşlik bu topraklarda hayat bulmalıdır" dedi.

‘Ben neyi söylediğimi çok iyi biliyorum’

Sakık, sözlerini şöyle sürdürdü: "Biz Kürtler bu pencereden bakıyoruz. Sizin tuzunuz kuru olabilir, sizin gözyaşlarınız olmayabilir, ama biz acı çekiyoruz, acılarımızın sonlanması lazım. Ve size dün de söyledim, keşke parlamento bu görevi yapmış olsaydı, keşke milletvekilleri, 4 siyasi partinin temsilcileri, bu görüşmelerde MİT değil de bizatihi parlamento görev almış olsaydı ve bu görüşmeleri bu Parlamento yapmış olsaydı. Ama parlamentonun yapmadığı bir görevi eğer MİT üstlenmişse ve MİT'in de bu barış sürecinde bir katkısı varsa, bu konuda hiçbir kompleksim de yoktur. Yanlış anlaşılmalardan dolayı, dün Grup Başkanvekilimiz Pervin Buldan ben yokken bir açıklama yapmış. Yani ben burada neyi söylediğimi çok iyi biliyorum, hatta burada gelirken kendisi de alkışladı. Sonra neyin değiştiğini bilmiyorum, bir miktar sosyal medyadaki fırtınalardan dolayı beni kollamak, korumak adına böyle bir şey."

Ne demişlerdi?

BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık, "MİT görevlerini üstlenmişse ve ilk kez MİT bu süreci götürüyorsa ve saldırıya maruz kalıyorsa biz buna seyirci kalmayız. Ben burada Hakan Fidan ve ekibini kutluyorum. 1 yıldır çatışmasızlık süreci yaşanıyorsa ve burada MİT'in bir katkısı varsa bundan mutluluk duyarız" demişti.

Aynı Genel Kurul'da söz alan BDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan ise Sakık'ın sözlerine tepki göstermiş ve "Milletvekilimiz Sırrı Sakık'ın ifade ettiği MİT'e özellikle Hakan Fidan'a 'teşekkür ediyorum' ifadesine katılmıyorum" diye eleştirmişti.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
ilkay
[ Mustafa ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 08.10.2013
İleti Sayısı: 417
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: ilkay
Cevap Tarihi: 18.04.2014- 09:55


Sakık Sakıklığını mı yaptı?
Aydemir Güler


Ne yazayım derken, Sırrı Sakık’ın MİT’e teşekküründen başlayıp, bu çizgi Cumhurbaşkanlığı seçimine nasıl gider diye kurcalayacaktım.

Sonra Tuncay Özkan’ın sözlerine denk geldim: Cemaate karşı AKP’yle el ele!

Belli ki o da aynı limana doğru yolculuğa çıkmıştı... Özkan da Sakık da, kişisel olarak veya yakınları, dostları üstünden acı çekmiş insanlar. Bugün Erdoğan şakşakçılığında buluşan, dünün mağdurlarına “değer miydi” demekten kendimi alamıyorum. Madem bugün Erdoğan’a koltuk çıkacaktın, o kadar badireye değer miydi, be kardeşler!

Sakık’a Özkan eklendi. Ama asıl, ben yazımı yazmaya koyulduğumda, baktım ki Ender Helvacıoğlu benden erken davranmış. Sevgili Ender ortaya çıkmakta olan yeni ittifakı yazmış, bu ittifakın Çankaya yoluna döşeyebileceği kirli taşları da yazmış...

Madem öyle, ben yol yakınken direksiyonu kırayım.

Zaten bir diğer BDP’li araya girdi ve Sakık’ın tuhaflığını gidermeyi denedi. Grup Başkanvekili Pervin Buldan haklıdır. MİT’e teşekkür etme hakkı yoktur. İyi demiş.

Peki “Sakık’tır ne yapsa yeridir” mi diyeceğiz?

Bir gün önce konuşan Zübeyir Aydar’ın AKP’ciliğini ne yapacağız peki? İsterseniz KCK adına çıkan o sesin karşısına da doğrudan Kandil mesajlarını yerleştirelim. Çık çıkabilirsen içinden!

Yoksa artık, kısaca Kürt ulusal hareketi, Kürt siyasi hareketi vb terimlerle anlattığımız bildik gelenek, bir hareket olmaktan çıkmış mıdır? Yoksa “hareket” denen şey beş benzemezin yan yana durmasıyla mı oluyor!

Okurların bir bölümü benim fikrimi biliyorlar. Bana sorarsanız, siyasette etkinlik güçlerin yoğunlaştırılıp karşı tarafın en zayıf noktasına en büyük kuvveti uygulamakla elde edilir. Eğer hareketiniz her tarafı başka türlü oynayan, kaşı gözü farklı yerleri gösteren, yalpalaya yalpalaya yürüyen bir tuhaflıksa, etkinlik, verimlilik beklemeyin.

Bakın, araya ne leninist örgüt teorisi, ne merkeziyetçi parti falan sokmadım. Pratik, yalın bir durumdan söz ediyorum. Okurlar arasında hiç benzeri yoktur, ama deyim artık oturdu Türkçemize, “Bilal’e anlatır” gibi yazdım.

Peki Kürt siyasi hareketi ne yapıyor?

Daha iyi bir soruyla devam edersem; yoksa Kürt siyasi hareketi çoktan bölündü de, biz mi farkında değiliz?

Bunun yanıtı hayır’dır. Zira herkes ve her şey bir yana, ortada bir Öcalan gerçekliği var. Liderin oluşturduğu olgunun adı “birlik”. Ve bu durumun sürüp sürmeyeceği ayrı bir tartışma konusu. Orada sosyal sınıflara, örneğin Diyarbakırlı işadamlarına, Kürt kitleleri içindeki kadın, kentli emekçi, Alevi gibi laik birikimlerin ağırlığına bakmak gerekir. Bugünün konusu değil...

Daha da inceltilmiş bir soru olarak, bu sürekli ve aynı anda farklı yönlere işaret etme halinin, ilgili siyasi hareket için işlevinin ne olduğu ortaya atılabilir.

Bence bunun şimdilik bir işlevi var.

Yine Ender’in not ettiği gibi Kürt hareketi yaklaşan Cumhurbaşkanlığı seçiminde birinci turda, yine kendi içinde tartışmayı ihmal etmeden, sola doğru kırptığı gözünü öne çıkartabilir. Sonra ikinci turda, hiç sağa çark etmeden işi daha da radikal biçimlere büründürüp boykota koşabilir. Bu “solculuk” Erdoğan’a iyi pas olur, doğrusu.

Tabii aday belirleme sırasındaki göstermelik solculuğun, sağcıların canını sıkmamasının da yolu bulunur. Bugünden başlayarak AKP’nin seçimden anladığı baskı ortamını görmezden gelmek, Erdoğan’ın “Cumhurbaşkanını halk seçiyor” demagojisini “böylesi eskiye göre daha iyi tabii” şeklinde aklamak... Böylece önce sağ, sonra sol yapıp arabayı Erdoğan’la yan yana sürmek pekala mümkün olabilecektir.

Bu tabloya “işte demokrasi, işte çokseslilik” diyecek olan mutlaka çıkar. Benim çıkartacağım sonuç ise şu olur: Siyasette odaklanmamak, yoğunlaşmamak sadece verimliliği azaltmıyormuş. Bir de, bundan daha vahimi, arabayı sağa çekmek anlamına geliyormuş.



SOL CEPHE
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
ilkay
[ Mustafa ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 08.10.2013
İleti Sayısı: 417
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: ilkay
Cevap Tarihi: 18.04.2014- 09:58


Buna Makyavel bile pes der
Ender Helvacıoğlu


Belli oldu ki Tayyip cumhurbaşkanlığına aday olacak. Peki, cumhurbaşkanı seçilebilir mi? Yüzde 43-45 civarı bir oyu gözüküyor. Bıçak sırtı bir durum, bir şeyler yapmak zorunda.

Süreç yeni başladı; henüz hiçbir şey belirginleşmedi. Ama Makyavel’i bile mezarında hoplatacak politik gelişmeleri bekleyebiliriz bu süreçte.

Biz şimdiden -biraz da fikir jimnastiği babında- yazalım, uyarılarımızı yapalım. Kızını dövmeyen dizini döver hesabı… Eğer çıkmazsa, boş yere telaşlanmışız der geçeriz.

Evet, Tayyip (özellikle ikinci turda) nasıl cumhurbaşkanı olabilir? Bir, kendi cephesini genişletmeli, oy alacağı yeni kesimler bulmalı. İki, karşısında bir cephe oluşmasını engellemeli; en azından ikinci turda bazı kesimleri tarafsızlaştırmalı.

Tayyip, kendi cephesi dışındaki herhangi bir gücün seçimi boykot etmesinin veya tabanını serbest bırakmasının da kendi hesabına yazılacağını hesap etmektedir kuşkusuz. Başka ifadeyle ittifaklar doğrudan değil de bu biçimde gündeme gelebilir. Bu noktada AKP karşıtı cephenin sıkıntılı bir durumda olduğu da gözüküyor; hele yüzde 1-2’lerin bile belirleyici olabileceği bir seçimde. Yani Tayyip karşıtı bir cephenin oluşması kolay değil.

Bütün belirtiler, bunları hedefleyen ince politikaların ısıtılmaya başladığı yönünde.

Cumhurbaşkanlığı seçiminde AKP-BDP işbirliği söz konusu mu? Böyle bir ittifak için, bırakalım belirtileri, iki tarafın da masaya oturmaya hazırlandıkları belli. Pervin Buldan ve Selahattin Demirtaş’ın seçim ertesinde, Öcalan’ın da her daim yaptıkları açıklamaları anımsayalım.

BDP, Haziran Direnişi sırasında bile, Tayyip’i muhatap almaktan vazgeçmedi. Yani ortaklığın ciddi bir geçmişi var. Bu seçimlerde de kendi güttüğü dava adına (tabii ki Türkiye emekçileri adına falan değil) yeni tavizler elde etmek için sıkı bir pazarlığa girecektir.

Böyle bir işbirliği AKP için de sorun değil. Yeter ki açıktan yapılmasın, tavizler açıktan dillendirilmesin, kendi tabanından homurtu yükselmesin. Hatta böyle bir ittifak politikasını, verilen tavizleri AKP, ABD ile yıpranan ilişkisini onarmak için bile kullanabilir.

Bütün bunlar nasıl becerilebilir? Fazla zor değil. BDP ilk turda kendi adayını gösterir; ikinci turda da boykot eder veya tabanını serbest bırakır. Boykot Tayyip’e yarar. Serbest bırakılan BDP tabanının ise kime oy vermeyeceği, dolayısıyla kime oy vereceği bellidir. Bu, bir tarafsızlaştırma değil, “örtülü destek” almaktır. Bu arada perde arkasında pazarlıklar yapılır, ittifak açık edilmemiş olur ve hatta BDP kuyrukçusu “sol” da solculuğuna zeval getirmemiş olur. Al gülüm ver gülüm…

Bu çark işler mi? Zorların içinde en kolayı. Peki, yeter mi? Yetmeyebilir. Başka incelikler de düşünülmeli!

Yeni çıkan ve ortalığı toz duman eden bir çelişki: AKP-Cemaat çelişkisi. Birdenbire sanki Türkiye’nin en önemli çatışmasıymış gibi ortaya çıkan ve herkesin kendini iki taraftan birinin yanında olmak zorundaymış gibi hissettiği çelişki. Tayyip’i devirmeye mi çalışıyorsun, Cemaat’in yanında yer alacaksın! Cemaat’i temizlemek mi istiyorsun, Tayyip’in yanında olacaksın!

Tayyip bu çelişkiyi şimdilik iyi yönetiyor. Bu çatışma AKP karşıtı muhalefeti bölmek ve birleşmesini önlemek için kullanılıyor. Sanırsın ki Tayyip, Gladyo’ya karşı mücadele eden bir demokrasi savaşçısı veya Amerikan maşasına karşı savaş açan bir vatansever!

Bu politikanın da alıcısı var. Yeni Tayyip imajına tav olan ulusalcılar yok değil. Kimi aymazlıktan, kimi zindandan kurtulmak için, kimi de sanki bütün çelişkileri başarıyla çözmüş ve halkın önderi olmuş da geriye en incesinden politikalar kalmış hayaline kapılmaktan… Şu Ötüken şarlatanlığını izlemekte fayda var.

Bu da açık açık AKP ve Tayyip yandaşı olarak yapılmaz; öylesi ayıp olur! Tayyip’i göz ardı ederek olur, “F-tipi Gladyo”ya karşı mücadele adı altında olur, esas okları CHP’ye çevirerek olur…

Çıktı mı sana acayip bir ittifak: AKP-BDP-bazı ulusalcılar. Sen bile şaşırdın, değil mi Makyavel!

Ve bu durumda Haziran da orta malı olur!

Biz şimdilik kendi ilkelerimizi ortaya koyalım:

1) Türkiye’nin halk inisiyatifiyle AKP iktidarından kurtulması gerekiyor. Şu andaki kalın hat budur.

2) Cemaat’e karşı AKP’nin yanındayım diyen veya buna zemin hazırlayan, bırakın sosyalistliği, solculuğu, bırakın anti-emperyalistliği, ulusalcılıktan bile söz etmesin.

3) AKP’ye karşı Cemaat ile de gerdeğe girerim diyen, diğer her şeyi geçiyorum, demokrat olarak bile ortalıkta dolaşmasın.

4) “Kürtlerin hakları” adına AKP ile dans etmeye kalkışanlar ve bu dansa alkış tutanlar, görmezden gelenler artık ortalıkta ezilenden yanayım, solcuyum diye gezinmesin.
Yeter artık bu kadar pislik!



SOL CEPHE
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
Maya
[ Maya ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 17.04.2014
İleti Sayısı: 7
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: Maya
Cevap Tarihi: 18.04.2014- 12:24


daha düne kadar Taksim'de 1 Mayıs kutlamalarına bile katılmayan çevrelerin kürt siyasetini kum torbası haline getirmesine kusura bakmayın da sadece gülünür.

eğer ki bu ülkede son cenah ilke tartışacaksa lütfen dönüp önce kendisine baksın.
kürt siyasetinin yanlışlar, TÜrkiye solunun yaptıklarının yanında tahtada toz kalır.

Sırrı Sakık'ı sevmem ancak bu siyaset bu insanlardan ibaret değil.
Pervin Buldan'da gerekli uyarıyı yapmış zaten.




Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 5 Sayfa:   Sayfa:   [1]   2   3   4   5   >   son» 



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Demirtaş’tan “Hakan Fidan’dan Öcalan teklifi” açıklaması: Oyunun parçası olamazdım... melnur 1 575 08.12.2022- 08:51
Konu Klasör IŞİD'den Ankara saldırısına ‘tebrik’ solcu 4 4110 11.10.2015- 11:17
Konu Klasör Gramsci: Kayıtsızlardan nefret ediyorum melnur 0 2339 03.02.2018- 16:16
Konu Klasör Gramsci: Kayıtsızlardan nefret ediyorum melnur 0 2877 27.01.2017- 11:34
Konu Klasör Rosa: Tok olanlara ceza talep ediyorum melnur 5 5700 16.01.2018- 01:40
Etiketler   Sakık:,   Hakan,   Fidanı,   tebrik,   ediyorum
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS