SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
UZAY ve YAŞAM OLASILIĞI           (gösterim sayısı: 4.277)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
sirius
[ .... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 10.12.2013
İleti Sayısı: 204
Konum: Gizli
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Konu Yazan: sirius
Konu Tarihi: 08.05.2014- 14:34


UZAY ve YAŞAM OLASILIĞI

Resim Ekleme

NASA 1979 yılında D.D zeki yaşamı araştırmak amacıyla SETİ projesini başlattı. Uzaya radyo sinyalleri göndermek ve sayısız gezegenlerden gelme ihtimalini düşündüğümüz sinyalleri alarak çözme yoluna gitme, Dünya Dışı uygarlıkları tanıma yolunda atılmış olumlu bir adımdır.

“Dünya Dışı Varlıklardan”dan gelmesi olası radyo dalgalarını dinlemek amacıyla kullanılan Dünyanın belli başlı radyo teleskopları şunlardır:
The Arecibo İonospheric Observatory, Porto Riko.
National Radio Astronomy observatory, Green Bank- West Virginia.
Eski Sovyetler Birliği’ndeki sekiz tabaklı radyo teleskop.
Kafkaslardaki büyük radyo teleskop.
ABD’de SETİ Projesi’nde 1979 yılından itibaren kullanılmaya başlanan çok duyarlı radyo teleskoplar. Bunlardan en büyüğü Arizona’daki radyo teleskoptur.
1995 yılında Avustralya’nın doğusundaki Parkes Kenti’nde, günümüzün en modern uzay haberleşme merkezi oluşturularak “Phoenix Projesi” adı altında çalışmalara başlandı

1977 ile 1990 yılları arasında gök bilimciler çok değişik takım yıldızlardan bazı sinyaller aldılar. Bu sinyaller açıklanamadı ve aralarından hiçbiri de yenilenmedi. Şimdi tarihlerine göre sinyalleri incelemeye çalışalım:

15 Ağustos 1977. Yay Takımyıldızı:
Ohio Eyaleti radyo teleskopunda görevli bir araştırmacı “wow” sesi olarak tanımladığı bir sinyal aldı. Bu sinyal bir daha asla duyulmadı.

10 Ekim 1989.Yay Takımyıldızı:
Harvard META (Megachannel Extra Terrestrial Assay) radyo teleskopundan alınan 40 sinyalden biri kaydedildi.

14 Ağustos 1989.Başak takımyıldızı:
META tarafından bir başka sinyal daha kaydedildi. Dünya Dışı zekanın yayında olduğunu düşündüren türde bir sinyaldi.

16 Ağustos 1989.Balık Takımyıldızı:
Bu kez de META tarafından kaydedilen sinyal belirli aralıklarla tekrarlanıyordu. Kontrol edilme aşamasında kesildi.

15 Kasım 1989.Kasiope Takımyıldızı:
Bu META sinyali bir yıldızdan çok Dünya Dışı varlık tarafından veriliyormuş izlenimini yarattı.

9 mayıs 1990.Yılan Taşıyan Takımyıldızı:
Avustralya’da bulunan Parkes radyo teleskopu tarafından kaydedildi. Büyük bir olasılıkla Dünya Dışı zeka tarafından gönderildiği öne sürüldü.

Yukarıda sıralanan bu radyo sinyallerinin ya da hala açıklığa kavuşturulamayan mesajların alınmış olması insanı gerçekten heyecanlandırıyor: Dünya Dışı varlıkların bizlere ulaşabilmek için yayın yaptıkları fikri, araştırmacılar için son derece gerçekçi bir kanıt gibi görünüyor. Yine de hatırlanması gereken nokta bu mesajların çözülememiş olarak kalmalarıdır. Prof. Sagan’ın dediği gibi mesajlar Dünya Dışı zeka için çok basit olabilir. Fakat biz Dünyalılar bu sinyallerin anlamını çözebilmek için belki de yıllar boyunca araştırma yapmak zorunda kalacağız. Dünya Dışı varlıklar için çok kolay olan bu sinyaller bizim için karmaşık ve gizemli olmaktan öteye gitmiyor.

Her durumda, radyo-astronominin uzayı tanıma konusunda dünyaya büyük yardımları olduğunu inkar edemeyiz. Dünyada bulunan en büyük radyo-radar gözlemevi Puerto Rico adasındadır. Cornell Üniversitesi uzmanları tarafından yönetilen Arecibo gözlem çanağının çapı 305 metredir. Radyo-radar gözlem çanağının yansıtıcı yüzeyi, çanak biçimli bir vadiye daha önce yerleştirilmiş bir kürenin bölümünü oluşturur. Uzayın derinliklerinden radyo dalgaları algılar. Aldığı bu radyo dalgalarını çanağın tepesindeki antene aktarır. Anten elektronik bağlantılarla kontrol odasıyla temas halindedir. Alınan sinyal kontrol odasında çözümlenir. Bunun tersine, teleskop bir radar vericisi olarak kullanılırsa, sinyalle beslenen anten çanağa sinyali geçirir, o da uzaya yansıtır. Arecibo gözlemevi uzaydaki uygarlıklardan sinyal elde etmek için kullanıldığı gibi, bir defasında da Dünyadan bir mesajı M13 adı verilen yıldızlar kümesine göndermek için kullanıldı. Böylece yıldızlar arası diyalog kurma isteğimizi D.D varlıklara da anlatmaya çalışmış olduk.

Radyo dalgaları ışık hızıyla giderler. Bu da yıldızlar arası bir yolculuğa çıkan en hızlı uzay aracından 10.000 kez daha büyük bir sürat demektir. Radyo-teleskoplar, dar frekans dalgaları üzerinden öylesine yoğun sinyaller yayarlar ki , çok geniş yıldızlar arası mesafelerde bile alınabilirler.

Arecibo gözlemevi, Samanyolu galaksisinin orta yerinde 15.000 ışık yılı uzaklıktaki bir gezegende kurulmuş benzer bir gözlemeviyle iletişim kurabilir. Yeter ki, radyo-teleskopumuzu hangi noktaya yönelteceğimiz bilinsin. İleri uygarlıklar haberleşme alanında radyodan daha öte yöntemler geliştirmiş olabilirler. Ne var ki radyo güçlü bir kaynaktır, ucuzdur, hızlı ve basittir. Bizim gibi geri kalmış bir teknolojiye sahip bir uygarlığın, göklerden mesaj alabilmek için radyo teknolojisine başvurmak zorunda kaldığını anlayabilirler.

uzaysitesi



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
sirius
[ .... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 10.12.2013
İleti Sayısı: 204
Konum: Gizli
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: sirius
Cevap Tarihi: 22.07.2015- 23:44


  “Uzayda yalnız mıyız?” sorusunun yanıtını arayacaklar

Resim Ekleme

ABD merkezli yüksek teknoloji milyarderi Yuri Milner’in 100 milyon dolarlık desteğiyle hayata geçirilecek olan girişim dünya dışında akıllı yaşam arayışına destek veren en büyük proje.

STEPHEN HAWKING'DEN GÜÇLÜ DESTEK
Projenin açılışında konuşan Hawking "Evrende bir yerlerde akıllı yaşam bizim ışıklarımızı izliyor ve bunların ne anlama geldiğini anlıyor olabilir. Işıklarımız cansız bir kozmosda dolaşıyor da olabilir. Her halükarda önümüzdeki en büyük soru bu. Dünya dışında hayat olup olmadığı sorusunun yanıtını bulmak için harekete geçmenin zamanı geldi. Yaşıyoruz. Akıl sahibiyiz. Bilmemiz gerekir." ifadelerini kullandı.

10 yıl sürmesi planlanan bu projede dünyaya en yakın bir milyon yıldızdan sinyaller dinlenecek. Bu girişimi Londra'daki Royal Society bünyesindeki "Breakthrough Initiatives" grubu başlatacak.

Projede görev alan Kaliforniya Üniversitesi'nden Andrew Siemion, normalde bu amaçla her yıl 24-36 saat teleskop kullanabildiklerini belirtirken, artık en iyi araçlarla binlerce saat çalışabileceklerini söylüyor.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.994
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 13.08.2015- 02:46


Çeşitli istatistik çalışmalarıyla evrende zeki canlı yaşamın olabileceği güçlü bir olasılık olarak beliriyor. Yapılan çalışmalardan biri ( Asimov olabilir) sadece bizim gökadamızda 75 bin uygarlık yaratabilecek zeki canlı formlarının olduğu sonucuna varılıyor. İnsanın evriminde zekanın gelişmesi Afrika'da Rift vadisinin oluşumu, iklim ve topoğrafyanın değişimi ve daha önce ağaçlarda yaşayan bir ''maymun'' türünün ormanların kaybolmasıyla savanaya dönüşen bir bölgede ( Rift vadisinde) ayağa kalkması, ellerini boşa çıkarması ve yaşamını sürdürebilmek için ellerini (emeğini) kullanmasının büyük rolü olduğu biliniyor. İlk canlılığın oluşumundan yaklaşık 4 milyar yıl sonra insanın ortaya çıkışındaki evrimsel süreçte pek çok rastlantının da arka arkaya gelebilmesi önemli. Son örnek, 65 milyon yıl önce Meksika'nın Yucatan vadisine düşen 10 km. çaplı meteorun dinozor yaşamını yok etmesi... Dinozorların yok olmadığı egemen tür olarak varlığını sürdürdüğü bir dünyada o zamanlar geceleri yaşayabilen ve bir tarla faresini andıran bir türün gelişmesi ve memeli türlerinin dünyaya egemen olması ve bunun sonucunda insana kadar ilerleyen bir evrimsel sürecin gerçekleşebilmesi olanaksız olabilirdi.

İki soru var; dünyada sıradan bir tek hücreli canlının 4 milyar yıllık evrimsel süreçte zeka üreten bir canlıya dönüşümünde çeşitli rastlantıların da rol oynuyor olması,evrenin herhangi bir yerinde ortaya çıkabilecek canlılığın da zeka üretecek bir seviyeye gelmesinin bu tür rastlantılara bağlı olması ve ikincisi, ayağa dikilemeyen ve dolayısıyla ellerini kullanabilmekten yoksun olan bir canlı türünün uygarlık yaratabilecek bir zekaya sahip olup olamayacağıdır.

Rastlantı ve dünyadakinden farklı bir evrimsel süreç...

Olamaz mı?

Bence olur, bir bilim insanının dediği gibi ''evrim bir yolunu bulur!''



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
sirius
[ .... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 10.12.2013
İleti Sayısı: 204
Konum: Gizli
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: sirius
Cevap Tarihi: 13.08.2015- 22:31


evrim mutlaka dünyadaki seyri gibi mi olur, böyle bir kural mı var, başka gezegenlerde dünyadakinden farklı bir evrim gerçekleşmiş olamaz mı? sadece dünyadaki evrimin bütün gezegenlerde olacağını düşünmek bana çok mantıklı gelmiyor. başka gezegenlerde başka canlı türleri zeki yaratık olabilirler.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.994
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 14.08.2015- 14:51


Olabilir. Ama evren bir bütünlüğe sahip ve o bütünlük içinde doğa yasalarını hemen her yerde aynı olduğunu biliyoruz. Sözgelimi inorganiğin oraniğe dönüşümü için sıvı bir ortama ihtiyaç var, belirli aralıklar da çok yüksek enerji ihtiyacı gibi. Dolayısıyla bu koşulların bulunmadığı gök cisimlerinde çok büyük olasılıkla yaşam oluşmayacaktır. Bu koşullara sahip olan bir gökcisminde ise yaşamın oluşması ( bana göre) zorunlu bir süreçtir. Mikroskobik yaşam bu ortamların doğal sonuçları. Dünyada da böyle oldu ve başka gezegenlerde de bu tür mikroskopik yaşam veya zeki yaşam formu varsa orada bu tür bir zorunluluğun olması gerekli. Benim söylediğim bu zorunlu koşullar olduktan sonra hayatın gelişmesi ve uygarlık yaratan bir zekaya dönüşmesi bir dizi doğrusal gelişme ile olmamıştır. Çok büyük yıkımlar, evrimsel süreçte geriye dönüşler ve önemli rastlantılar var. Bütün bu süreçler insanı ortaya çıkardı. Aynı süreçlerin birebir başka gezegenlerde olması da çok kolay olasılık değil. Bana göre yaşamın oluşmasına uygun koşullar çok zengin bir bitki ve hayvan çeşitliliğine yol açacaktır. Bunların içinde uygarlık yaratan bir zekanın ortaya çıkması daha düşük olasılık. Ama bir de şu var, evren öylesine büyük ve gökcisimlerinin sayısı ve çeşitliliği o kadar fazla ki, çok küçük olasılıkların bile kuvvetle gerçekleşme olasılığı bulunuyor.

Neredeler, günün birinde haber alabilir miyiz?
İşin orası da ayrı bir sorun!



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
sirius
[ .... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 10.12.2013
İleti Sayısı: 204
Konum: Gizli
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: sirius
Cevap Tarihi: 21.12.2015- 00:07


bence varlar, kanıt olmayabilir ama varlar. evrende bu kadar gökcismi varsa hayat sadece dünyada oluşmuştur, başka bir gezegende oluşmamıştır demek mantıklı değil.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.994
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 04.02.2016- 19:54


Alıntı Çizelgesi: sirius yazmış

bence varlar, kanıt olmayabilir ama varlar. evrende bu kadar gökcismi varsa hayat sadece dünyada oluşmuştur, başka bir gezegende oluşmamıştır demek mantıklı değil.



Bence de varlar:)
Ama kanıt yok!
Bilmiyoruz!


Kanıtın olmadığı bir yerde kesinlikle ''varlar'', ''dünyamıza inip çıkıyorlar'' demek bilimsel olarak mümkün değildir; bu aradaki farkı kavramak gerek.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
sirius
[ .... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 10.12.2013
İleti Sayısı: 204
Konum: Gizli
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: sirius
Cevap Tarihi: 04.02.2016- 20:02


Kanıtın olmaması olmadıkları anlamına gelmiyor.



Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör 2001: Bir Uzay Destanı... melnur 0 983 19.04.2021- 01:06
Konu Klasör Uzay Yolu'nun Mr. Spock'ı öldü Falsefe 0 2479 05.03.2015- 01:35
Konu Klasör "Uzay Keşfi" Konulu Röportaj melnur 0 3016 11.02.2016- 01:34
Konu Klasör ''Uzay Ajansı Ay’a bir adım daha yaklaştı...'' melnur 1 1583 21.04.2021- 10:11
Konu Klasör Avrupa Uzay Ajansı: Ay'da köy kurmak istiyoruz melnur 1 4878 13.08.2015- 02:22
Etiketler   UZAY,   YAŞAM,   OLASILIĞI
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS