SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 8 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   1   2   [3]   4   5   6   7   >   son» 
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.994
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 02.06.2014- 17:23


Alıntı Çizelgesi: şibusa yazmış

TKP: Güçlenerek yolumuza devam edeceğiz

Resim Ekleme

Türkiye Komünist Partisi, geçtiğimiz günlerde basına da yansıyan "parti içi sorunlar"a dair bir açıklama yaptı. Açıklamada kongre sürecine girildiği ve TKP'nin yolumuza güçlenerek devam edeceği vurgulandı.



(soL - Haber Merkezi) Türkiye Komünist Partisi (TKP) Genel Merkez tarafından yapılan "Dostlarımızın içi rahat olsun: TKP güçlenerek yoluna devam edecek!" başlıklı açıklama şöyle:

    "Partimizin bir iç sorun yaşadığı geçtiğimiz günlerde basına yansımış bulunuyor. Sorunun varlığını gizlemiyoruz, tersine kamuoyunda ve dostlarımızda oluşan algı ve kaygılara ilişkin bir açıklama yapma gereği duyuyoruz.

    Türkiye Komünist Partisi her yıl politik ve örgütsel olarak yetkili konferans veya kongre toplamaktadır. 2014 yılı kongre sürecimiz de başlamış bulunmaktadır.

    Kongremiz bütün parti üyelerini kapsamayı hedeflemektedir. Bu anlamda basına yansıyan haliyle partimizde gruplar veya öbekler arasında bir iktidar yarışı veya tasfiye gündemi yoktur. Kongre takvimimiz kısa süre içinde netleştirilecektir.

    Partimiz bugüne kadar bütün konferans ve kongrelerinden sorunlarını gidermekle kalmayıp politik enerjisini tazeleyerek çıkmıştır. Bizim için bu kapsamdaki her toplantı bir atılım anıdır. Bu kez de böyle olacağından hiç kuşkumuz yoktur.

    TKP ülkemiz sosyalist ve devrimci birikiminin en ileri hattını temsil etmektedir ve bu birikimi daha da ileriye taşıyacağımıza güveniyoruz.

    Dostlarımızın içi rahat olsun, yolumuza güçlenerek devam edeceğiz."







Olacağı da bu zaten. Bu sürtüşmelerden partinin daha da güçlenerek çıkacağına ve sosyalist hareketin en ileri mevzisi olmaya devam edeceğine inanıyorum.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
yorum2006
[ yorumcu ]

Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 15.08.2013
İleti Sayısı: 772
Konum: Gizli
Durum: Gizli
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

2 kere teşekkür edildi.
Cevap Yazan: yorum2006
Cevap Tarihi: 02.06.2014- 17:48


İşleri bu noktaya getiren ayrışmanın ne olduğu belli değil. Aslında bu tip tartışmaların dışarı sızmaması gerekir. Bu tip tartışmalar parti içinde yapılır. Ve tabii parti içinde kalır, kalması gerekir. Yazık ki böyle olmamış. İşin özü dışarıdan anlaşılmıyor, ancak hiç dışarı sızmasa daha iyi olurdu.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.994
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 02.06.2014- 18:14


Alıntı Çizelgesi: yorum2006 yazmış

İşleri bu noktaya getiren ayrışmanın ne olduğu belli değil. Aslında bu tip tartışmaların dışarı sızmaması gerekir. Bu tip tartışmalar parti içinde yapılır. Ve tabii parti içinde kalır, kalması gerekir. Yazık ki böyle olmamış. İşin özü dışarıdan anlaşılmıyor, ancak hiç dışarı sızmasa daha iyi olurdu.



İlk bildiride bu konuda kısmi de olsa açıklama var: ''Çulhaoğlu grubu'' parti önderliğini yeteri kadar devrimci olmamakla eleştiriyor. Geçen hafta yazdığı ''Provokasyonlardan Korkmamak'' başlıklı yazısı da bununla ilgili olabilir.

Türkiye'de sosyalist partilerin kitle ile buluşma noktasında farklı siyasi araçlara ihtiyacı var. Bu noktada parti içinde tartışmalar da olabilir. Ama sorun sadece bu ise, bu konunun bize yansıdığı biçimiyle bu kadar ayrıştırıcı bir şekilde ortaya çıkması şaşırtıcı. Burada bir soru işareti olduğu açık. Bu konuda haklısınız. Sanırım yakında bu soru işaretinin giderilmesi yönünde partide bir sonuç alınacak ve sonrasında bir açıklama yapılacaktır.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
yorum2006
[ yorumcu ]

Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 15.08.2013
İleti Sayısı: 772
Konum: Gizli
Durum: Gizli
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

2 kere teşekkür edildi.
Cevap Yazan: yorum2006
Cevap Tarihi: 02.06.2014- 19:42


Alıntı Çizelgesi: melnur yazmış


İlk bildiride bu konuda kısmi de olsa açıklama var: ''Çulhaoğlu grubu'' parti önderliğini yeteri kadar devrimci olmamakla eleştiriyor. Geçen hafta yazdığı ''Provokasyonlardan Korkmamak'' başlıklı yazısı da bununla ilgili olabilir.

Türkiye'de sosyalist partilerin kitle ile buluşma noktasında farklı siyasi araçlara ihtiyacı var. Bu noktada parti içinde tartışmalar da olabilir. Ama sorun sadece bu ise, bu konunun bize yansıdığı biçimiyle bu kadar ayrıştırıcı bir şekilde ortaya çıkması şaşırtıcı. Burada bir soru işareti olduğu açık. Bu konuda haklısınız. Sanırım yakında bu soru işaretinin giderilmesi yönünde partide bir sonuç alınacak ve sonrasında bir açıklama yapılacaktır.




"Yeterince devrimci olmamak" diye eleştiri (veya suçlama) olmaz. Somut olarak her durumda yapılması gerekenler, yapılanlar, yapılmayanlar v.b. tartışılır. Bu demagojik bir suçlamadır. Eğer yoldaşınıza bunu söylüyorsanız, işler kopma noktasına gelmiş demektir.

Kitle ile buluşma konusu ayrı bir konu. Elinizden gelen herşeyi yaparsınız, yapılması gerekeni yaparsınız, yine de kitle ile buluşmada sorun olabilir. Yeri geldikçe vurgulamaya özen gösteriyorum. Dünyada durum nasıl? Dünyada KP'ler benzer sorunu yaşamıyor mu? Kitleselleşme konusundaki sıkıntılar, hareketi bölmenin gerekçesi olabilir mi? Hareket bölünürse, kitle ile daha rahat mı buluşulacakmış?

Bu arada TİP'i yeniden oluşturma gibi bazı laflar da var. Bu da yanlıştır. TİP misyonunu tamamlamıştır, tarihe karışmıştır. Onu yeniden canlandıramazsınız. Aslında eski TKP için de aynı şey geçerlidir. Misyonunu çoktan tamamlamıştır. Sosyalist mücadelede "nostaljik" takılma olmaz. Devir değişmiştir, dünya değişmiştir, Türkiye değişmiştir. Mevcut durumda yapılması gerekeni belirleyip herkesin elbirliği ile sosyalizm bayrağını yükseltmek için çalışması gerekir.

Yazık ki Türkiye sosyalist hareketi bölünme hastalığından bir türlü kurtulamıyor. Ömrümüz böyle geçti.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
umut
[ umut yarın ]
Yasaklı
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 12.09.2013
İleti Sayısı: 3.105
Konum: Gizli
Durum: üye uzaklaştırılmış
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: umut
Cevap Tarihi: 02.06.2014- 20:16


TKP'nin bölünüp parçalanacağını sanmam. Tartışılan konu çok önemli değil. Bir anlaşmaya varılacaktır. En kötü olasılık yeni bir MK seçilir ve parti yoluna devam eder.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
Alisan
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: Alisan
Cevap Tarihi: 02.06.2014- 20:29


Alıntı Çizelgesi: yorum2006 yazmış

Alıntı Çizelgesi: melnur yazmış


İlk bildiride bu konuda kısmi de olsa açıklama var: ''Çulhaoğlu grubu'' parti önderliğini yeteri kadar devrimci olmamakla eleştiriyor. Geçen hafta yazdığı ''Provokasyonlardan Korkmamak'' başlıklı yazısı da bununla ilgili olabilir.

Türkiye'de sosyalist partilerin kitle ile buluşma noktasında farklı siyasi araçlara ihtiyacı var. Bu noktada parti içinde tartışmalar da olabilir. Ama sorun sadece bu ise, bu konunun bize yansıdığı biçimiyle bu kadar ayrıştırıcı bir şekilde ortaya çıkması şaşırtıcı. Burada bir soru işareti olduğu açık. Bu konuda haklısınız. Sanırım yakında bu soru işaretinin giderilmesi yönünde partide bir sonuç alınacak ve sonrasında bir açıklama yapılacaktır.




"Yeterince devrimci olmamak" diye eleştiri (veya suçlama) olmaz. Somut olarak her durumda yapılması gerekenler, yapılanlar, yapılmayanlar v.b. tartışılır. Bu demagojik bir suçlamadır. Eğer yoldaşınıza bunu söylüyorsanız, işler kopma noktasına gelmiş demektir.

Kitle ile buluşma konusu ayrı bir konu. Elinizden gelen herşeyi yaparsınız, yapılması gerekeni yaparsınız, yine de kitle ile buluşmada sorun olabilir. Yeri geldikçe vurgulamaya özen gösteriyorum. Dünyada durum nasıl? Dünyada KP'ler benzer sorunu yaşamıyor mu? Kitleselleşme konusundaki sıkıntılar, hareketi bölmenin gerekçesi olabilir mi? Hareket bölünürse, kitle ile daha rahat mı buluşulacakmış?

Bu arada TİP'i yeniden oluşturma gibi bazı laflar da var. Bu da yanlıştır. TİP misyonunu tamamlamıştır, tarihe karışmıştır. Onu yeniden canlandıramazsınız. Aslında eski TKP için de aynı şey geçerlidir. Misyonunu çoktan tamamlamıştır. Sosyalist mücadelede "nostaljik" takılma olmaz. Devir değişmiştir, dünya değişmiştir, Türkiye değişmiştir. Mevcut durumda yapılması gerekeni belirleyip herkesin elbirliği ile sosyalizm bayrağını yükseltmek için çalışması gerekir.

Yazık ki Türkiye sosyalist hareketi bölünme hastalığından bir türlü kurtulamıyor. Ömrümüz böyle geçti.

"Yazık ki Türkiye sosyalist hareketi bölünme hastalığından bir türlü kurtulamıyor. Ömrümüz böyle geçti." yerinde ve isabetli bir tesbit. Önce bu hastaliktan kurtulmak gerekli.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
Alisan
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: Alisan
Cevap Tarihi: 02.06.2014- 22:10


TKP'deki tartismalar hakkinda bir baska bakis:

"Hurşit Sağıroğlu

Arkadaşlar, tartışmalarınızı saygı ile izliyorum. Ancaaak...Birincisi; SİP "TKP" yi faşist olarak nitlendirmek doğru değil. Mustafa Suphilerin TKP'sini de YASAKLI TKP olarak nitelendirmemiz daha doğru olur. İkincisi; bu tartışmaların sonucunda ne çıkar , hangi grup neyi savunuyor henüz belli değil. Spekülasyon yapmanın gerçek Türkiye Komünist Partililere bir faydası yoktur. Onlara akıl vermek de bize düşmemeli. Keşke bu ayrışmada bir taraf geçmiş savundukları konusunda özeleştiri yapabilse de doğru saflarda yerini alabilse... Bugünkü noktada önemli olan SİP "TKP" içindeki bu gelişmelerin, yine kendilerinin nitelemesiyle "politik ve örgütsel" içeriğini açıklamaları konusunda ısrarla onu açıklamalarını istemektir. SİP "TKP" tabanı ve orta kademe yöneticilerinin de bu konuda yeteri kadar bilgi sahibi olmadıkları anlaşılıyor. Bir arkadaşımızın bu konuda yazdığı yorum dikkate değer sayılmalıdır: (Buradan sonrası başka bir arkadaşımızın yazdığı yorumdur. Alıntı olarak aktarıyorum.) Öncelikle sunu söyleyeyim ki bizim acimizdan bu bir "sevinme" hali degil ama bir "üzülmeme" halidir diyelim.

Bu 3-5 yillik bir tartismadir, biz isim hirsizliginin yanlis oldugunu ve "Komünist" isminin altinda ezileceklerini söylemistik bu arkadaslara. Kendilerini bir yana birakalim zira kendilerinin bir "misyonu" vardi, anlamamazliktan gelmeleri normaldi. Normal olmayan bizim dostlarimiz devrimci-sosyalist örgütlerin bizi anlayamamasi ve elestirilerimizi "kiskanclik" olarak görmeleriydi. Simdi mevzunun daha iyi anlasilabilecegine inanıyoruz.

1.) Bu o TKP degildir dedim. Yani Mustafa Suphilerin - Bilenlerin,Nazımların,Hayrullahoğullarının partisi degil, 15-16 Haziran, 1 Mayis, DGM`ye MESS`e karsi direnis vb. sınıf mücadelelerinden gelen bir geleneğin partisi degildir. Yine bunlar 15'lerin katli, Takrir-i Sukun, 51 tutuklamalari gibi sayisiz kereler devletin hismina ugramis gelenegin de partisi degiller. Zaten bu geleneğe de sahip cikmiyorlar.

Marksist-Leninist değiller ve Proleterya Diktatörlüğünü savunmuyorlar. Yani çelişkimiz ve elestirilerimiz sadece isimden ibaret degil, ideolojiktir de.

2.) Bu nedenle biz bunlara ''sahte TKP'' veya “SIP-TKP“ dedik, bu ayrima vurgu yapmak icin. Çünkü bunların bir kısmı eski Troçkistler, bir kısmı da Yalçın Küçük'ün talebeleridirler.

TBKP ve ÖDP sürecini olumlamayan kimi eski yoldaslarimizin bir arayisa girmeleri, yine ayni dönemde bir tikanma yasayan SİP yöneticileri bu potansiyeli kapmak icin bu firsati degerlendirmislerdir. Üstelik burada kamuoyunun pek bilmedigi baska bir firsat AB tavsiyesi bu durumu perçinlemistir. Avrupa Birligi üyeligi sürecinde küçük bir pürüzün giderilmesi gerekiyordu; düsünce özgürlünün ispati olarak bir KP gerekiyordu. İşte bu da SIP'in TKP ismini almasiyla giderildi. Türk devleti “bu ülkeye Komünizm gerekiyorsa, onuda biz yapariz“ gelenegine sahiptir biliyorsunuz. Ayrica AB'nin tavsiyesi ile kurulan bir ''Komünist'' partisini siz düsünün artik. Bir de yasal mevzuat müsade etmedigi halde devletin göz yumdugu bir KP. Hükümetteki partiyi kapatmayı 3 ayda gündeme alan Anayasa Mahkemesi 10 yıldır bu davayı görüsmedi nedense?! Son yıllarda sayısinı unuttuğumuz kadar muhalif partinin kapatıldığı bir dönemde özellikle TC'nin bir KP'ye bu kadar anlayışlı davranmasının bir sebebi olmalı… Şaibeli ve tartısmalı bir cok konu var ama yazıyı uzatmayalım.

Bir ''proje partisidir'' derken de bu siyasi iddiamızı onların pratiklerine bakarak anlatmaya calışalım. Bunların ana misyonu: Türkiye işci sinifi ve sosyalist hareketi ile Kürt Özgürlük Hareketinin ve diğer muhalefet dinamiklerinin ortak cephesini bölmektir. Burjuvazi bu işin en iyi icten birileriyle yapılacağını çok iyi bilir. Kürt meselesinde, BDP-HDK ve ittifak konusundaki tavırlarını bu aidan bakınca daha kolay anlayabiliriz. Bir zamanlar ''Yurtsever Cephe'', ''Ulusal Cephe'' ve simdi de ''Sol Cephe'' kurma çalışmaları boşuna değildir. Yine geçen yılki 2013 1 Mayis'taki tavırlarını es geçmeyelim. Sendikalar ve dost örgütler 1 Mayis'ı Taksim'de yapacağız derken SİP(TKP)'nin Kadıköy'de 1 Mayıs'ı kutlaması, AKP'nin ve medyanın kendilerine methiye dizmesi boşuna değildir. Nasıl bir KP'dir ki sınıf Taksim diye ısrar ederken onlar Erdoğan hükümetinin tavsiyesi üzerine Kadıköy'e gidiyorlar. AKP bu yılda ayn ihaleyi Perinçek'in İP'ine verdi.

Bizim tarihimiz hep Perinçek ve İP'lilerle,Aydınlıkçılar denilen ajan-provokatörlerle kavgalıdır.
Bu dostluk nereden geliyor? Ergenekon ve Silivri davasına gösterdikleri ilgiyi KCK ve diğer davalara niye göstermiyorlar?
12 Eylülcülerle,Kontr-gerillayla, Ergenekon ile devrimcilerin ne ilişkisi olabilir? Militaristlerle yanyana durmanin hiç bir haklı gerekçesi olamaz.

İşte burada hatırlatılması gereken çok önemli bir nokta; 1970'li ve 80'li yıllarda iki tane azılı TKP düşmanı vardı; biri Yalçın Küçük, diğeri Doğu Perinçek. Şimdi bu ikisinin kimliği ve devlet ile olan ilişkileri artık netlik kazandı. Bu iki ajan-provakatöre yönelik eleştirilerimiz o zaman sol-sosyalist örgütler tarafindan pek ciddiye alınmadı, hatta onların yaydığı söylentiler üzerinden TKP'ye elestiriler getirilmişti. 20-30 yıl sonra bu gerçeğin görülmesi veya haklı çıkmak pek bir işe yaramıyor. Önemli olan yerinde ve zamanında uyarabilmek ve tavır almaktadır.

Son bir argümanla da konuyu kapatalim. Komünist hareket ve ML geleneğimiz sınıf içinde örgütlenmeyi hatta sınıfı örgütlemeyi birincil görev sayar. Bizim TKP'mizin geleneğinde sınıf ve kitle sendikacılığı vardır. 95 yıllık tarihimizde sendikaları kurmaktan,grev ve direnişlere hep TKP'nin rolü olmuştur; bunun için çok bedeller ödenmiştir,hep cefasını biz çekmişizdir.

Gelin görün ki ''Sip''in adı ''komünist'' ama tek bir sendikada örgütlü değildir bunlar. Ama ilginç olan Bank-Sen'in mal varlığı ''mahkeme kararıyla'' devlet tarafindan bunlara devredilmiştir. Sınıfi örgütlemeden sefasını sürmek güzel şeydir herhalde!?

Sip'te bir yönetici “kast“ vardır. Merkezi Yönetime, MK'ya girseniz bile bu kasta giremezsiniz. Esas kurmay ve yönlendirici bunlardır, işin mutfağında dönenleri ve muammalı ilişkileri sadece bunlar bilir. Bazi parti kadrolarının ve üyelerin burda olanlardan haberi yoktur. Bu oligarşik iliski uzun zamandır partide rahatsızlık yaratıyordu. Çatlak bu kastta olmustur. MK bölündü deyip 2 ayrı kanat tarafından açıklama yapılmasına rağmen, bölünmenin nedeninin açıklanmaması işte bundandır. Normal olanı bir partide bölünme olursa bunun örgütsel veya politik nedeninin açiklanmasidir. Gercek nedeni açıklamazlar, açıklayamazlar.

Bitirirken bir noktayı hatırlatmamız gerekiyor. Elbette bu partinin tabanında bu ilişkileri bilmeyen,hatta ihtimal bile veremeyen çok sayıda iyi niyetli insan var. Bu arkadaşlarımızı itham edecek topyekün bir eleştiri doğru olmaz. Bu nedenle eleştiri ve suçlamaların sadece SİP/TKP merkezindeki kasta ''muktedirler'' olanlara yönelik olduğunu vurgulayalım..."



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
umut
[ umut yarın ]
Yasaklı
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 12.09.2013
İleti Sayısı: 3.105
Konum: Gizli
Durum: üye uzaklaştırılmış
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: umut
Cevap Tarihi: 03.06.2014- 09:55


Alişan konuyla ilgisi olmayan, içinde iki yorum bulunan bu yazıyı nereden aldın, ikincisi buradaki TKP düşmanlığının konuyla ne gibi bir ilgisi var?



Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 8 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   1   2   [3]   4   5   6   7   >   son» 



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör AKP'de ne oluyor? melnur 1 3104 03.05.2019- 00:34
Konu Klasör Cezayir'de ne oluyor? melnur 4 2680 08.06.2019- 13:18
Konu Klasör DEM'de bir şeyler oluyor. melnur 2 120 23.01.2024- 09:27
Konu Klasör Ne oluyor, ne yapmalı? umut 5 4051 18.01.2015- 16:39
Konu Klasör ÖDP: Gazze'de insanlık ölüyor dayanışma 1 3257 02.08.2014- 19:58
Etiketler   TKPde,   oluyor
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS