SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Ãœyeler  |  GiriÅŸ  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni BaÅŸlık  Cevap Yaz
 Toplam 2 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   1   [2] 
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Ãœye Profili boÅŸluk
spartakus
[ .... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 23.11.2013
İleti Sayısı: 624
Konum: Ä°stanbul
Durum: Forumda DeÄŸil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: spartakus
Cevap Tarihi: 23.06.2014- 13:18


Egemenlik sorunu:

Yukarıda (14. madde), aşağıda belirteceğiz dediğimiz yetki kapsamına gelelim.

Anayasanın14. maddesine göre SSCB'nin egemenlik alanları:

1-SSCB'nin enternasyonal alanda temsili; her türlü anlaşma yapma veya reddetme. Birlik Cumhuriyetlerinin dış ülkelerle ilişkileri için geçerli tarzın tespiti.

2-Savaş ve barış sorunları.

3-Yeni Cumhuriyetlerin SSCB'ye kabulü.

4-SSCB Anayasası’na uyulup uyulmadığının kontrolü, Birlik Cumhuriyetleri anayasasının SSCB Anayasası ile uyumluluk içinde olmasının sağlanması.

5-Birlik Cumhuriyetleri arasındaki sınırların değişiminin onayı.

6-Birlik Cumhuriyetleri çerçevesinde yeni bölgelerin, otonom cumhuriyetlerin kuruluşunun onaylanması.

7-SSCB savunmasının örgütlenmesi, SSCB silahlı kuvvetlerinin yönetimi, Birlik Cumhuriyetleri ordu formasyonları için yön verici ilkelerin tespiti.

8-Devlet tekeli bazında dış ticaret.  

9-Devlet güvenliğinin korunması.

10-SSCB ulusal ekonomi planlarının düzenlenmesi.

11-SSCB'nin bütünlüklü bütçesinin ve bu bütçenin gerçekleşmesinin onaylanması; Birlik bütçesindeki cumhuriyet ve yerel bütçelerdeki vergi ve gelirlerin tespiti.

12-Bankaların, sanayi ve tarım kuruluşlarının ve Birlik kapsamında önemi haiz işletme ve ticaret kuruluşlarının idaresi.

13-Ulaşımın (trafik), posta ve telgraf işlerinin idaresi.

14-Kur (para) ve kredi sisteminin idaresi.

15-Devlet sigortacılık işlerinin örgütlenmesi.

16-İstikrazların (borç alma) kabulü veya verilmesi.

17-Toprağın kullanılmasının, toprak zenginliklerinin, ormanların ve suların kullanımının temel ilkelerinin tespiti.

18-Eğitim ve sağlık alanında temel ilkelerin tespiti.

19-Ulusal ekonomi istatistiÄŸinin bütünlüklü sisteminin örgütlenmesi.  

20-İş yasası için temel esasların tespiti.

21-Mahkeme teşkilatı ve mahkeme yöntemi; ceza ve medeni kanun üzerine yasa çıkartmak.

22-Birlik vatandaşlığı üzerine yasa çıkartmak, yabancıların hakları üzerine yasa çıkartmak.

23-Evlilik ve aile üzerine yasa çıkarımı için temel ilkelerin tespiti.

24-Bütün Birlik için af çıkarma (28).

SSCB Anayasasının 14. maddesine göre her bir Birlik Cumhuriyeti, bu maddelerde ifadesini bulan egemenlik haklarını SSCB'ye, onun egemenlik ve devlet idaresinin en yüksek organlarına vermiştir. Bunun nedeni oldukça açık; gönüllü birliğin fiilen uygulanmasının sağlanması.

Bu çerçeve, yani SSCB çerçevesi içinde her Birlik Cumhuriyetinin, cumhuriyetin özgül koşullarını da göz önünde tutan egemenlik hakları vardır. Her Birlik Cumhuriyeti, SSCB Anayasası ile uyumluluk içinde, bağımsız bir devletin sahip olduğu egemenlik hakları ne ise ona sahiptir. Dolayısıyla yukarıda sıraladığımız birçok egemenlik hakkı ve doğrudan Birlik Cumhuriyetlerini ilgilendiren bir dizi haklar (toplamı 25 madde), Birlik Cumhuriyetlerinin anayasalarında da yer alıyor.

'40'lı yıllarda Birlik Cumhuriyetlerinin egemenlik alanları daha da genişletilmiştir. Örneğin, SSCB kurulurken bu birliğe verilen yabancı devletlerle ilişki kurma hakkı, yeniden Birlik Cumhuriyetlerine verilmiştir. Bu hakkı Ukrayna ve Beyaz Rusya, Birleşmiş Milletler kurulurken kullanmışlar ve ona bağımsız devlet olarak üye olmuşlardır. Ayrıca Birlik Cumhuriyetleri, Kızıl Ordu'nun bir parçası olarak kendi ordularını kurma hakkını da geri almışlardır.

Karşılıklı güvenin olmadığı koşullarda bütün bunlar kağıtta kalan tespitler olacaklar ve zor yoluyla uygulanacaklardı. Ama öyle olmadı. SSCB'de karşılıklı güvenin maddi temelleri yaratılmıştı. Sovyetler Birliği kapsamında ulusların ve etnik azınlıkların birbirlerine güvenmelerinin maddi nedeni vardı. Bu sosyalizmdi. Bu ifadesini, Sosyalist ulusal politikada, Sosyalist anayasada buluyordu.

Ayrıca Birlik Cumhuriyetlerinin bir parçası olan her bir otonom cumhuriyet, otonom bölge, kendi anayasalarına ve ulusal devletsel yapılarına sahiplerdi. Yani onların da kendi sınırları içinde, dahil oldukları Birlik Cumhuriyetiyle uyumluluk içinde olan egemenlik hakları vardı.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Ãœye Profili boÅŸluk
spartakus
[ .... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 23.11.2013
İleti Sayısı: 624
Konum: Ä°stanbul
Durum: Forumda DeÄŸil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: spartakus
Cevap Tarihi: 23.06.2014- 13:22


Sosyalist demokrasinin ifadesi olarak SSCB egemenliğinin en yüksek organları


Anayasanın 30. maddesi, “SSCB'nin devlet otoritesinin (egemenliğinin, çn) en yüksek organı, SSCB Yüksek Sovyetidir” diyor.

Egemenlik sorununu, SSCB'nin en yüksek organlarını ele alan anayasanın 3. bölümündeki maddeyi burada aktarmayacağız. Ama sosyalist demokrasinin bu alanda nasıl uygulandığını ve sonuçlarını kısa da olsa ele alacağız.

Devlet egemenliğinin en yüksek organı olarak “SSCB En Yüksek Sovyeti”, bütün Sovyet halklarının; bütün Sovyet insanının iradesini temsil eder. Sovyetler Birliği'nde bu organın üstünde bir devlet organı yoktu.

Anayasaya göre SSCB'ye devredilmiÅŸ bütün haklar, bu organ veya onun tarafından oluÅŸturulan kurumlar tarafından icra edilir. Bu organ, SSCB'de yasa çıkartma, yasama yetkisine sahip yegâne organdır, yani birlik yasalarını çıkarma hakkı bu organa aittir. Bu organın çıkardığı bütün yasalar, bütün Sovyet vatandaÅŸlar için geçerlidir. Hiçbir organ, hiçbir kurum, bu organın çıkardığı yasaları deÄŸiÅŸtiremez ve geçersiz kılamaz. Bu hak, bu organın kendisine aittir.  

SSCB Anayasasını değiştirme ve geliştirme hakkı da sadece ve sadece bu organa aittir.

SSCB En Yüksek Sovyeti'nin daha bir dizi doğrudan Sovyetler Birliği'ni ilgilendiren konularda kendine ait olan yetki ve hakkı vardı.

Madde 33. “SSCB En Yüksek Sovyeti, iki meclisten oluşur; Birlik Sovyeti ve Milliyetler Sovyeti”.

Bu organın iki meclisten oluşmasının yegâne nedeni Sovyetler Birliği'nin çok uluslu bir devlet olmasıdır. Bu meclislerden birisi (Birlik Meclisi) bütün emekçilerin ortak çıkarlarını ifade ediyor. İkinci meclisi ise (Milliyetler Meclisi), ulusların özgün (spesifik) çıkarlarını ifade eder.

Birlik Meclisi, Sovyet vatandaşları tarafından seçim bölgesine ve her temsilciye 300.000 vatandaş normuna göre seçilir. Bu sisteme göre, burjuva ülkelerde söz konusu olan seçim eşitsizliği, Sovyet ülkesinde geçersiz kılınmış oluyordu. Milliyetler Meclisi ise Sovyet vatandaşları tarafından, ama Birlik Cumhuriyetlerine, otonom cumhuriyetlere, otonom bölgelere ve ulusal bölgelere göre seçilir. Kural şöyleydi; her Birlik Cumhuriyeti için 25 temsilci, her otonom cumhuriyet için 11 temsilci, her otonom bölge için 5 temsilci ve her ulusal bölge için de 1 temsilci.

Her iki meclis tamamen eÅŸit haklara sahipti.


“Dört senelik bir süre için seçilen SSCB En Yüksek Sovyeti”nin (madde 36) “her iki meclisi; Birlik Sovyeti ve Milliyetler Sovyeti eşit haklara sahiptir” (Madde 37).

SSCB En Yüksek Sovyeti'nin bileşimi, Sovyet devletinin sosyalist bir işçi-köylü devleti olduğunu gösterir. Örneğin 1946 seçimlerine göre, Birlik Meclisine seçilenlerin (toplam temsilci: 682) %42'si işçi (287 temsilci); %22'si köylü (151) ve geriye kalan %36'sı da (244 temsilci) aydın -doktorlar, eğitimciler, bilim adamları, ordu- temsilcilerinden oluşurken Milliyetler Meclisine seçilenlerin (toplam 657 temsilci) %34,1'i işçi (224 temsilci); %30,1'i köylü (198 temsilci) ve %35,8'i (235 temsilci) ücretli memur ve aydın temsilcilerinden oluşmaktaydı.

23 yaşına ulaşmış olan her Sovyet vatandaşı, SSCB'nin En Yüksek Sovyeti’ne seçilebilir. Birlik ve otonom cumhuriyetlerin en Yüksek Sovyeti'ne seçilmek için her Sovyet vatandaşının 21 yaşına ulaşmış olması gerekir ve yerel Sovyetlere seçilmek içinde 18. yaşını doldurması gerekir.

Her Sovyet vatandaşı, etnik kökenine, dinine, eğitim seviyesine bakılmaksızın seçme ve seçilme hakkına sahiptir. Her Sovyet vatandaşı, ikameti neredeyse orada değil, o anda neredeyse orada seçime katılma hakkına sahiptir.

SSCB Anayasası'nın V. bölümü devlet idaresi organlarını ele alır:

Madde 64: “Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği, devlet idaresinin en yüksek yürütme ve tasarruf hakkına sahip organı, SSCB Bakanlar Konseyi’dir”.

Anayasanın 65. maddesine göre de bu konsey, SSCB En Yüksek Sovyeti’ne, bu Sovyetin oturumları arasındaki zamanda ise SSCB En Yüksek Sovyeti Başkanlığı’na karşı sorumludur ve hesap vermekle yükümlüdür.

SSCB Bakanlar Konseyi’nin düzenlemeleri ve tasarrufları bütün SSCB için geçerlidir (Madde 67).

SSCB Anayasası'nın IV. ve VI. bölümlerinde Birlik Cumhuriyetlerinin devlet idaresi organları ve devlet egemenliğinin en yüksek organları ele alınıyor:

Birlik Cumhuriyetlerinde de devlet egemenliğinin en yüksek organları ve Birlik Cumhuriyetlerinin idaresi aynı sisteme göre; SSCB için geçerli olan sisteme göre yapılanmıştır. Bunun böyle olmasında, sosyalist Sovyetler Birliği'nin siyasi ve ekonomik temelinin bütünlüklü olması belirleyici rol oynamıştır.

SSCB En Yüksek Sovyeti ile Birlik Cumhuriyetleri En Yüksek Sovyeti arasında belirleyici fark, Birlik Cumhuriyeti En Yüksek Sovyeti’nin tek meclisten oluşmasıdır. (Birlik Meclisi). Milliyetlerin çıkarları SSCB bazında Milliyetler Meclisi’nde dile getirildiği için Birlik Cumhuriyetleri En Yüksek Sovyetleri’nde böyle bir meclise gerek görülmemiştir.

SSCB Anayasası'nın VII. bölümünde otonom cumhuriyetlerin devlet idaresi organları ve devlet egemenliğinin en yüksek organları ele alınıyor:

Otonom cumhuriyetin devlet idaresi organları ve devlet egemenliğinin en yüksek organları, Birlik Cumhuriyetleri için geçerli olan sisteme göre inşa edilmiştir. Tabii yetki ve bakanların sayıları bakımından bazı farklar vardı.

SSCB Anayasası'nın VIII. bölümünde devlet egemenliğinin yerel organları ele alınıyor:

Devlet egemenliğinin yerel organları, emekçi temsilcilerinin Sovyetleridir. Böylesi Sovyetler, bölgelerde, kazalarda, ulusal bölgelerde, şehirlerde, köylerde, mezraalarda oluşturulan Sovyetlerdir. Bu organlar, söz konusu bölge emekçileri tarafından iki seneliğine seçilir.

Bu organların görevleri:

“Emekçilerin temsilcilerinin Sovyetleri, kendilerine devredilen idare organlarının faaliyetini yönetirler, devlet düzeninin korunmasını, yasalara uyulmasını ve vatandaşların haklarının korunmasını sağlarlar, yerel iktisadi ve kültürel yapıyı yönetirler ve yerel bütçeyi tespit ederler” (Madde 97).

SSCB'nin Anayasası'nın IX. bölümünde mahkeme ve savcılık sorunu ele alınır:

Sömürücü toplumlarda mahkeme, hakim sınıfların bir organıdır ve dolayısıyla onların çıkarlarına hizmet eder. Sosyalizmde ise mahkeme, emekçilerin çıkarlarını, sosyalist düzeni korumaya hizmet eder.

Sovyet mahkeme organlarının faaliyetinin nasıl örgütleneceği; hangi ilkelere göre örgütleneceği anayasa tarafından belirlenmiştir.

Anayasaya göre sosyalist Sovyetler Birliği'nde yargılama, hüküm verme yetkisine aşağıdaki mahkeme organları sahiptir: SSCB En Yüksek Mahkemesi, Birlik Cumhuriyetlerinin En Yüksek Mahkemeleri, bölge mahkemeleri, otonom bölge ve otonom cumhuriyet mahkemeleri ve SSCB En Yüksek Sovyeti'nin kararıyla görevlendirilmiş özel mahkemeler ve halk mahkemeleri.

SSCB En Yüksek Mahkemesi, ülkenin en yüksek mahkeme organıdır ve Sovyetler BirliÄŸi'ndeki ve Birlik Cumhuriyetlerindeki bütün mahkeme organlarının faaliyeti, bu en yüksek mahkeme organının denetimi altındadır.  

SSCB'de bütün mahkemeler seçilir. Halk mahkemeleri dışında bütün mahkemeler, yerel ve en yüksek Sovyetler tarafından beş seneliğine seçilir.

Halk mahkemelerindeki seçim ise şöyledir: Anayasaya göre halk mahkemeleri, söz konusu bölgenin vatandaşları tarafından genel, doğrudan ve eşit seçim hakkı temelinde gizli oylama ile üç yıllığına seçilirler. 23 yaşını doldurmuş ve sicili olmayan her Sovyet vatandaşı, halk hakimi ve halk mahkemesi üyeliğine seçilebilir.

Bütün Sovyet organlarının seçiminde olduğu gibi halk mahkemelerinin seçiminde de adaylar, toplumsal örgütler, birlikler, emekçilerin toplantıları vb. tarafından tespit edilir.

Hakimler bağımsızdır ve sadece yasaya tabidir (madde 112).

Mahkemeleri bütün halkın izleyebilmesi için o bölgede geçerli olan dil kullanılır.

Sovyet Savcılığı

Yerel iktidar organlarının kararlarında ve faaliyetlerinde bazen yasalardan sapmaların olduğu, yasaların yanlış değerlendirildikleri görülüyordu. Öyle ki, yasaların bilinçli olarak yanlış kullanıldığı veya kötüye kullanıldığı da oluyordu. Bunu, Sovyet kurumlarına sızmış olan sosyalizm düşmanları yapıyorlardı. Bu nedenlerden dolayı özel bir devlet organına gerek duyulmuştu. Bu organ, bütün bakanlıkların ve onlara bağlı kurumların, bütün görevlilerin ve bütün Sovyet vatandaşlarının yasalara uyup uymadığını denetlemekle görevliydi.

Bu organ, Sovyet Savcılığı olarak önce 1922'de RSFSC'de ve sonraları da diğer Birlik Cumhuriyetlerinde kuruldu. SSCB Savcılığı ise 20 Haziran 1933'te oluşturulmuştur.

Savcılığın faaliyeti, mahkemelerin faaliyetiyle sıkı bir bağ içindedir. Aynen Sovyet mahkemeleri gibi Sovyet Savcılığı da, sınıf düşmanlarına; sabotajcılara, ajanlara, zarar vericilere vb. karşı mücadele etmiştir.

Sosyalist Sovyetler Birliği'nde savcılık kurumunu, en tepede SSCB Başsavcısı temsil ediliyordu. Başsavcı, SSCB En Yüksek Sovyeti tarafından yedi seneliğine atanırdı. Birlik ve otonom cumhuriyetlerin, bölgelerin ve ulusal bölgelerin savcıları SSCB Başsavcısı tarafından atanırdı. Daha alt seviyedeki yerleşim birimlerinin savcıları Birlik Cumhuriyeti savcıları tarafından atanıyorlardı. Beş seneliğine atanan bu savcıların atanmaları SSCB Başsavcısı tarafından onaylanmak zorundaydı.

Atamanın nedeni: Savcılar, yukarıda kısaca belirttiğimiz görevlerini yerel organlardan bağımsız olarak yerine getirmeleri için seçilmiyorlar, atanıyorlardı. Seçilme durumunda, onları seçen yerel organlara bağlılık söz konusuyken, atama durumunda böyle bir olasılık yoktu. Savcılar, sadece ve sadece SSCB Başsavcısı’na bağımlıydılar.

Diğer taraftan savcıların atanması, yerel iktidar organlarının bağımsızlığını zedelemez. Çünkü savcı, Sovyetlerin yürütme ve tasarruf yetkisinden farklı olarak idari iktidara sahip değil. Savcı, doğrudan halk veya Sovyetleri tarafından seçilen mahkeme gibi, karar da veremiyor. Bütün bu nedenlerden dolayı savcıların atanması en demokratik yol olmaktaydı.

SSCB Anayasası'nın X. bölümünde vatandaşların temel hakları ve temel görevleri ele alınıyor:

1-“SSCB vatandaşları, çalışma hakkına; yani işin nicel ve nitel durumuna göre ücretlendirmedeki güvence altına alınmış çalışma hakkına sahiptir”(madde 118).

...

2-“SSCB vatandaşları, dinlenme hakkına sahiptir” (madde 119).

...

3-“SSCB vatandaşları ,yaşlılık, hastalık ve malullük durumunda maddi bakım hakkına sahiptir” (madde 120).

4-“SSCB vatandaşları, eğitim hakkına sahiptir” (madde 121).

Â…

5-“SSCB'de iktisadi, devletsel, kültürel, toplumsal ve siyasi yaşamın bütün alanlarında kadın, erkek gibi aynı haklara sahiptir” (madde 122).

...

6-“SSCB vatandaşlarının, iktisadi, devletsel, kültürel, toplumsal ve siyasi yaşamın bütün alanlarındaki milliyet ve ırkından bağımsız olarak eşitliği mutlak yasadır” (madde 123).

...

7-“Vatandaşların vicdan özgürlüğünü sağlama amacıyla SSCB'de kilise devletten ve okul kiliseden ayrılmıştır. Dini ibadetleri yerine getirme özgürlüğü ve dine karşı propaganda özgürlüğü bütün vatandaşların hakkıdır” (madde 125).




8-“Emekçilerin çıkarlarıyla uyumluluk içinde ve sosyalist sistemin pekiştirilmesi amacıyla SSCB'nin bütün vatandaşlarına a) konuşma özgürlüğü; b)basın özgürlüğü; c)toplantı özgürlüğü; d) sokakta yürüyüş ve gösteriler yasayla garanti altına alınmıştır” (madde 125).

Â…

9-“İşçi sınıfı saflarından ve emekçilerin başka tabakalarından en aktif ve bilinçli vatandaşlar, sosyalist sistemin pekiştirilmesi ve geliştirilmesi için mücadelelerinde emekçilerin öncüsü olan ve emekçilerin bütün örgütlerinin, hem toplumsal ve hem de devletsel yönetici çekirdeğini oluşturan Sovyetler Birliği Komünist Partisi'nde (Bolşevik) birleşirken, emekçilerin çıkarlarıyla uyumluluk içinde ve örgütlü kişisel hareketin ve halk kitlelerinin siyasi aktivitesinin gelişmesi amacıyla SSCB vatandaşlarına toplumsal örgütlerde birleşmek hakkı verilmiştir: Sendikalarda, kooperatifsel birliklerde, gençlik örgütlerinde, spor ve savunma örgütlerinde, kültür derneklerinde, teknik ve bilimsel kurumlarda” (madde 126).

10-“SSCB vatandaşlarına kişiye dokunulmazlık hakkı tanınmıştır. Hiç kimse, mahkeme kararı veya savcılığın müsaadesi olmaksızın tutuklanamaz” (madde 127).

11- “Vatandaşların konutuna dokunulmazlık ve mektup sırrı yasayla korunur” (madde 128).

12-“SSCB, emekçilerin çıkarlarını savunmaktan dolayı veya bilimsel faaliyetten dolayı veya ulusal kurtuluş mücadelesinden dolayı takibata uğrayan yabancı devletlerin vatandaşlarına sığınma hakkı tanır” (madde 129).

13-“SSCB'nin her vatandaşı, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nin Anayasası'na uymak, yasalara göre hareket etmek, çalışma disiplinini korumak, toplumsal görevlerini dürüstçe yerine getirmek, sosyalist toplum yaşamının kurallarına dikkat etmek zorundadır” (madde 130).

14-“SSCB'nin her vatandaşı, sosyalist mülkiyeti, Sovyet düzeninin kutsal ve dokunulamaz temeli olarak, zenginliÄŸin ve anavatan iktidarının kaynağı olarak, bütün emekçilerin müreffeh ve kültürel yüksek yaÅŸamının kaynağı olarak korumak ve pekiÅŸtirmek zorundadır. Toplumsal, sosyalist mülkiyete   zarar veren, toplumsal mülkiyeti çalan kiÅŸiler halkın düşmanıdırlar” (madde 131).

15-“Genel askeri hizmet, yasadır. SSCB'nin askeri güçlerinde askeri hizmet SSCB vatandaşlarının şeref görevidir” (madde 132).

16-“Anavatanın savunması, SSCB'nin her bir vatandaşının kutsal görevidir. Vatana ihanet -asker yemininin tutulmaması, düşman safına geçmek, devletin askeri gücüne zarar vermek, casusluk- en ağır suç olarak yasanın bütün şiddetiyle cezalandırılır” (madde 133).

Burada sıraladığımız Sovyet vatandaşlarının haklarıyla ilgili maddelerin içeriklerinin ne derece gerçekleştirilip gerçekleştirilmemiş oldu kanımızca, üzerinde fazla durulmaması gereken bir meseledir. Bunun neden böyle olduğu oldukça açık. Vatandaşın belirtilen haklara sahip olabilmesi için her şeyden önce iktidarda olması gerekir ve sosyalist Sovyetler Birliği'nde işçi ve köylü veya genel olarak emekçi formunda "vatandaş" iktidardaydı; kendi düzenini kurmuş ve geliştirmişti. Demek oluyor ki bu hakları kağıt üzerinde tanımanın değil, bizzat yaşama geçirmenin maddi koşulları SSCB'de vardı. Üretim araçlarının toplumun mülkiyetinde olmasından dolayı böyleydi. Sosyalizmin kurulmuş olmasından dolayı böyleydi. Kısaca Stalin’in dediği gibi “Sosyalizmin temel direklerinin” Sovyet ülkesinde gerçekleştirilmiş olmasından dolayı böyleydi.

Tabii bu yaşamın, sosyalist yaşamın, sistemin devam ettirilmesi ve sınıfsız topluma doğru gelişmesinin sağlanması için onun korunması gerekiyordu. İşte bu görev, Sovyet vatandaşının kutsal göreviydi, sosyalist sistemi korumak bir onur sorunuydu.

SSCB'de sosyalizmin başarılı inşası, Sovyet toplumunda siyasi-ahlaki birliğin sağlanmış olması, fiilen, bütün bu haklardan yararlanıldığının ve sorumlulukların da yerine getirildiğinin doğrudan bir ifadesidir.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Ãœye Profili boÅŸluk
spartakus
[ .... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 23.11.2013
İleti Sayısı: 624
Konum: Ä°stanbul
Durum: Forumda DeÄŸil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: spartakus
Cevap Tarihi: 23.06.2014- 13:25


Sosyalist Demokrasinin İfadesi Olarak Seçim Sistemi

SSCB Anayasasının XI. bölümünde seçim sistemi ele alınıyor. Bu seçim sistemi ne derece demokratikti? Bir de kısaca buna bakalım:

1-“Emekçilerin temsilcilerinin (milletvekillerinin, çn.) bütün Sovyetleri için; SSCB'nin En Yüksek Sovyeti, Birlik Cumhuriyetleri’nin En Yüksek Sovyetleri, emekçilerin bölge ve kaza Sovyeti, otonom cumhuriyetlerin En Yüksek Sovyetleri, kazaların, şehirlerin kırsal yerleşim birimlerinin... emekçilerinin temsilcilerinin Sovyetleri için temsilcilerin seçimi, seçmen tarafından genel, eşit ve tek dereceli seçim hakkı temelinde gizli oylama ile gerçekleştirilir” (madde 134).

2- “Temsilciler genel seçimle seçilirler. 18 yaşına ulaÅŸmış bütün SSCB vatandaÅŸları ırka, milliyete, cinsiyete, dini inanca, eÄŸitim derecesine, bir yerde ikamet edip etmediÄŸine, sosyal kökenine, varlık durumuna ve eski faaliyetine bakılmaksızın temsilcilerin seçimlerine katılma hakkına sahiptir. Zihni hasta olanlar ve mahkeme tarafından seçim hakkı elinden alınan kiÅŸiler istisnadır.  

23 yaşına ulaşmış her SSCB vatandaşı ırka, milliyete, cinsiyete, dini inanca, eğitim derecesine, bir yerde ikamet edip etmediğine, sosyal kökenine, varlık durumuna ve eski faaliyetine bakılmaksızın SSCB'nin En Yüksek Sovyet’inin temsilcisi olarak seçilebilir” (madde 135).

3-“Temsilciler, eşit seçimle seçilirler; her vatandaşın bir oy hakkı vardır; bütün vatandaşlar, seçime aynı ilke (bazında) katılırlar”(madde 136).

4-“Erkekler gibi kadınlar da aynı seçme ve seçilme hakkına sahiptir” (madde 137).

5-“SSCB silahlı güçlerinin saflarında olan vatandaşlar, diğer bütün vatandaşlar gibi, aynı seçme ve seçilme hakkına sahiptir” (madde 138).

6-“Temsilciler, doğrudan (direk, tek dereceli seçim, çn.) seçimle seçilirler; kırsal ve şehir Sovyetlerinden SSCB'nin En Yüksek Sovyeti’ne kadar emekçilerin temsilcilerinin bütün Sovyetleri için seçim, vatandaşlar tarafından doğrudan doğruya direk seçimle gerçekleştirilir” (madde 139).

7-“Temsilcilerin seçiminde oy kullanma gizlidir” (madde 140).

8-“Seçimler için adayların tespiti seçim bölgelerine göre yapılır. Adayları tespit etme hakkı toplumsal örgütlere ve emekçilerin birliklerine verilmiÅŸtir; Komünist Parti örgütleri, sendikalar, kooperatifler, gençlik örgütleri, kültür birlikleri” (madde 141).  

9-“Her temsilci, faaliyeti ve emekçilerin temsilcileri Sovyeti’nin faaliyeti üzerine seçmenlere hesap vermek zorundadır ve temsilci, her an, seçmenlerin çoğunluğu tarafından yasanın tespit ettiği biçimde görevden alınabilir” (madde 142).

Sovyet anayasalarına baktığımızda (1918, 1924, 1936) özellikle seçim sisteminde önemli değişmelerin olduğunu görürüz. 1918 Anayasası’nda yer almayan bir kısım anlayışlar, 1936 Anayasası’nda yer alıyor, Lenin'in, koşulların dayatmasından dolayı böyle hareket ediyoruz, bu durum geçicidir. Koşullar oluşunca bu kısıtlamalarda ortadan kalkacaktır vb. sözlerini hatırlayalım, seçim sistemini bu değişimler açısından kısaca açıklayalım.

Genel ve eşit seçim hakkı sorunu:

Genel seçim hakkından anlaşılması gereken, ülkenin yasayla tespit edilmiÅŸ, yaşı gelmiÅŸ bütün vatandaÅŸlarına seçimlere katılma hakkının tanınmasıdır.  

EÅŸit seçim hakkından anlaşılması gereken ise, eÅŸit kurallar bazında seçimlere katılma hakkıdır. Sovyet devletinin geliÅŸmesinin ilk aÅŸamasında genel seçim hakkı tam anlamıyla geçerli deÄŸildi. O dönemde sömürücü sınıflar; kurulan sosyalist devleti; proletarya diktatörlüğünü yıkmak isteyen, kapitalizmi restore etmek isteyen güçler Sovyet iktidarına karşı acımasız bir mücadele sürdürüyorlardı. Tam da bu nedenden dolayı genç Sovyet devleti, bu azınlığa ve uÅŸaklarına seçim hakkı tanımamıştı. Ama LeninÂ’in belirttiÄŸi gibi bu durum geçiciydi. Sosyalizmin inÅŸasıyla sömürücü sınıfların kalıntıları ortadan kalkmış ve bu unsurlara yönelik seçim hakkı kısıtlamasının da maddi temeli, zorunluluÄŸu kalmamış ve Sovyet ülkesinde sosyalist anayasa ile gerçek anlamıyla genel seçim hakkı bütün vatandaÅŸlara tanınmıştı.  

Yine Sovyet devletinin gelişmesinin ilk aşamasında seçim hakkında belli bir eşitsizlik söz konusuydu. Seçim hakkında eşitsizlik, imtiyaz demekti. Sovyet devletinin gelişmesinin ilk aşamasında işçiler, bu imtiyaza sahiplerdi. Bunun nedeni vardı. Eşitsizlik, şehir ve kır nüfusunun temsilcilik normlarında kendisini gösteriyordu. 1924 Anayasası’na göre SSCB Sovyet Kongresinin oluşum normu şöyleydi; şehir ve varoşlar için her temsilciye 25.000 seçmen. Vilayet (sonraları bölge) Sovyet Kongrelerinde her temsilci için 125.000 seçmen. Böylelikle işçilerin (şehir) kırsal alana (köylüler) nazaran daha fazla temsilci sayısına sahip olmaları sağlanmıştır.

Sovyetler Birliği’nde sosyalizmin inşası, işçiler ile köylüler arasındaki sınırların tedricen yok olmasını sağladığı için sosyalist anayasa, bu gelişmeyi göz önünde tutarak, söz konusu eşitsizliği ortadan kaldırmış ve tam anlamda eşit seçim hakkını geçerli kılmıştır.

Anayasada yer alan ve sosyalist Sovyetler Birliği'nde uygulanan genel ve eşit seçim hakkı, ne denli demokratik olursa olsun hiçbir burjuva ülkede yoktur. Burjuva anayasalarda genel ve eşit seçim hakkından bahsedilir. Ama burjuvazi, bir dizi yasalarla, fiili engellerle genel ve eşit seçim hakkını kullandırtmaz; etnik köken, ırk, yaş, varlık (mal, mülk), eğitim durumu, bir yerde ikamet sorunu vs. burjuva ülkelerde genel ve eşit seçim hakkının uygulanması önündeki temel engellerdir ve bu engellerin hiçbirisi sosyalist Sovyetler Birliği'nde yoktu.

Doğrudan (tek dereceli) seçim ve gizli oy sorunu:

Tek dereceli veya doğrudan (direk) seçim, bütün iktidar organlarının temsilcilerinin doğrudan seçmenler tarafından seçilmesi anlamına gelir. Sovyet devletinin gelişmesinin ilk aşamasında; sosyalist anayasadan önceki dönemde durum biraz değişikti. O dönemde başka bir seçim yöntemi geçerliydi. O dönemde seçmenler, şehir ve kırsal yerel Sovyetler için temsilcileri doğrudan seçiyorlardı. Ama daha yüksek iktidar organlarının temsilcileri şehir ve kırsal yerel Sovyetlerin genel toplantılarında veya seçim için düzenlenen kongrelerinde seçiliyorlardı. Şöyle; şehir ve kırsal yerel Sovyetleri, bölge Sovyet kongresi için temsilci seçiyorlar. Bölge Sovyet Kongresi, yürütme organını seçiyor ve daha geniş bölge Sovyet kongresi için temsilci gönderiyor. Bunlar da kendi yürütme organlarını seçiyorlar ve Birlik Cumhuriyeti Sovyet Kongresi’ne ve Birlik Sovyet Kongresi’ne temsilciler gönderiyordu. Kısaca; kırsal yerel ve şehir Sovyetleri hariç, diğer bütün Sovyetler için seçimler dolaylıydı, tek dereceli değildi.

Bu sistem, tarihi koşullardan dolayı Sovyet anayasasında yer almıştı ve devletin gelişmesinin ilk aşaması sürecinde de yerleşmişti. Nedeni şuydu. Bu sisteme göre, gerekli olduğu her an bir Sovyet kongresini hemen, zaman kaybetmeksizin toplama olanağına sahip olunuyordu. İç savaş koşullarını ve onu takip eden yıllarda ülke içinde sınıf mücadelesinin keskinleşmesini (Troçkizm vs.) göz önüne getirirsek Sovyetler Birliği'nde her seviyede iktidar organlarının süratli hareket etmesinde bu sistem yararlı oluyordu. Kısaca; sömürücülere karşı sınıf mücadelesinin şiddetle sürdüğü bir dönemde doğrudan (tek dereceli) seçime geçme olanağı yoktu.

SB'de sosyalizmin inÅŸası, Sovyet devletinin güçlenmiÅŸ olması ve Sovyet halkının siyasi-ahlaki birliÄŸinin saÄŸlanması, doÄŸrudan (tek dereceli) seçimlere geçiÅŸi olanaklı kılmıştı. Bu türden seçimlerin dolaylı seçimlere göre üstün yönleri vardır. DoÄŸrudan seçimle, seçim hakkı olan her bir vatandaÅŸ, her bir organın temsilci bileÅŸimini doÄŸrudan belirleme olanağına sahip oluyordu. Tam da bu durum Sovyetler BirliÄŸi'nde seçim sisteminin en demokratik seçim sistemi olduÄŸunun baÅŸka bir ifadesiydi.  

Birçok burjuva ülkede dolaylı seçim yöntemi geçerlidir.

Gizli oylama sorunu:

Sovyet devletinin gelişmesinin ilk aşamasında oylama açıktı. Seçim, toplantılarında el kaldırmakla yapılıyordu. Anayasada böyle bir oylama yöntemine yer verilmemişti. Ama açık oylama yerleşmişti. Bunun nedeni vardı. Sömürücü sınıfların Sovyet iktidarına karşı mücadelesi devam ediyordu ve onların temsilcilerinin Sovyetlere sızma ve bu iktidar organlarını kullanma olanağı vardı. Tam da bunu engellemek, ajanların, halk düşmanlarının Sovyetlere sızmasını engellemek için açık oylama yapılıyordu. Böylelikle gizli ajanlar ve halk düşmanları, emekçilerin temsilcilerinin Sovyetlere seçilmesini engelleyemiyorlardı. Açık oylamayla kimin kime oy verdiği biliniyordu.

Adayların tespiti sorunu:


Sovyetler Birliği'nde adaylar, toplumsal örgütler ve emekçilerin birlikleri tarafından tespit ediliyordu. Bunun anlamı şudur: Parti örgütlerinden gençlik örgütlerine, sendikalardan kültür örgütlenmelerine, kooperatiflerden kolhozlara ve sovhozlara, işletmelerden orduya kadar bütün örgütlenmeler, kendi toplantılarında adaylarını tespit ederler. Bu, Sovyet seçim sisteminin ne denli demokratik olduğunu gösteren bir aday tespiti yöntemidir. Çünkü bu yönteme göre bütün Sovyet vatandaşları, adayların tespitine doğrudan katılmaktadır. Burjuva ülkelerde ise böyle bir yöntem geçerli değildir. Burjuva ülkelerde siyasi partiler, onların da seçime katılmayı hak etmiş olanları aday tespiti yapar; çoğu kez de parti başkanının veya parti yönetici organlarının gösterdikleri kişiler aday olarak tespit edilir.

Komünistler ve partisizlerin seçim bloku sorunu:

Sovyet toplumunda birbirine düşman sınıfların olmaması, halkın siyasi-ahlaki birliÄŸinin saÄŸlanmış olması, komünistler ve partisizlerin seçim blokunda da görülmektedir. Partili olsun veya olmasın, Sovyet vatandaÅŸları, belirttiÄŸimiz gibi adaylarını örgütlü olduÄŸu alanlarda belirliyorlardı. Dolayısıyla orada, partili olan ve partili olmayan da aday olarak tespit ediliyor ve komünist parti seçimlerde kendini partisizlere karşı tecrit etme, kendisiyle partisizler arasına mesafe koyma diye bir anlayışı olmadığı için, tespit edilen partili aday, aynı zamanda partisizlerin de ve partisiz aday da aynı zamanda partililerin adayı olarak algılanırdı.  

Burjuva ülkelerde böyle bir anlayış yoktur, olamaz da. Çünkü sömürü sistemi, toplumun düşman sınıflara bölünmüş olması buna engeller.

Adayların seçim propagandası sorunu:

Sovyet devleti, tespit edilmiş, kayda geçmiş her adayın ve çeşitli örgütlerin, seçim kampanyası yürütebilmeleri için mümkün olan bütün imkanları karşılıksız sunar; salon, basın, radyo, matbaa, seçim literatürü, plaket, portre, adayın biyografisi vs.

Burjuva ülkelerde ise böyle bir anlayış yoktur. Bu ülkelerde devlet, seçime katılma hakkını elde etmiş partilere maddi olanak sağlar. Ama kişinin aday olması ve seçim kampanyası yürütmesi için ya "zengin" olması ya da doğrudan parti tarafından destekleniyor olması gerekir. Her halükarda Sovyet devletinin, seçim kampanyası için adaylara sunduğu her türlü olanak, burjuva ülkelerde, kelimenin tam anlamıyla bir hayaldir.

“Genel seçimler, bazı kapitalist ülkelerde de; demokratik denen ülkelerde de var ve tanınıyor. Ama orada seçimler hangi koşullarda gerçekleştiriliyor? Sınıf çatışmaları koşullarında, sınıf düşmanlığı koşullarında, kapitalistlerin, toprak beylerinin, bankerlerin ve kapitalizmin başka köpek balıklarının seçmenler üzerindeki baskıları koşullarında.

Böylesi seçimler, genel, eşit, gizli ve tek dereceli seçimler de olsalar, tamamen özgür ve tamamen demokratik seçimler olarak adlandıramazlar.

Bunun tersine bizde, bizim ülkemizde seçimler, tamamen başka koşullarda gerçekleştiriliyor. Bizde kapitalistler, toprak beyleri, dolayısıyla mülk sahiplerinin mülksüz sınıflar üzerindeki baskısı yok. Bizde seçimler, işçilerin, köylülerin, aydınların işbirliği koşullarında, karşılıklı güvenleri koşullarında, söylemek isterim ki, bizde kapitalistler, toprak beyleri, sömürü olmadığı için ve bizde esasen, halk üzerinde onun iradesini çarpıtmak için, baskı uygulayabilecek kimse olmadığı için karşılıklı dostluk koşullarında gerçekleşmektedir.

Tam da bunun için bizim seçimlerimiz bütün dünyada yegâne gerçek, özgür ve gerçek demokratik seçimlerdir” (29).



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Ãœye Profili boÅŸluk
spartakus
[ .... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 23.11.2013
İleti Sayısı: 624
Konum: Ä°stanbul
Durum: Forumda DeÄŸil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: spartakus
Cevap Tarihi: 23.06.2014- 13:27


Kaynaklar:


Makale 10:

1) L. Troçki; “Protokolle des IV. Weltkongresses der Kommunistischen Internationale”, 1923, Verlag der Kommunistischen Internationale, Hamburg, s. 279-280.

2)”40 Jahre Sowjetmacht in Zahlen”, s. 45. VEB Deutscher Zentralverlag, Berlin 1958.

3) Bkz.: ILO, 2005 verileri.

4) Stalin; C. 15, “Ökonomische Probleme des Sozialismus in der UdSSR”, s. 290.

5)Stalin; agk, s. 29.

6) Stalin; agk, s. 327.

7) Stalin; agk, s. 292.

8) Stalin; agk, s. 326.




Makale 11:



1)“Interview Between J. Stalin and Roy Howard”, Mart, 1936. Publisher: Red Star Press Ltd., London, 1978 – www.marxists.org/reference/archive/stalin/works/1936/03/01.htm

2) L. Trotzki; “Probleme der Entwicklung der UdSSR”, “Programm und Platform der Linken Opposition im Kampf gegen Stalinfraktion” içinde, s. 197-198, Intarlit, Dortmund, 1977.

3) Leo Trotzki; “Der Todeskampf des Kapitalismus und die Aufgaben der IV. Internationale - (Das Übergangsprogramm)”, s. 22, Türkçesi; s. 39/40.

4) Leo Trotzki; “Der Todeskampf des Kapitalismus und die Aufgaben der IV. Internationale - (Das Übergangsprogramm)”, s. 23, Türkçesi; s. 40.

5) L. Trotzki; “Verratene Revolution - IX. Was ist die UdSSR?”, “Die Geschichte hat die Frage des Charakters der UdSSR noch nicht entschieden” ara başlığı altında, www.marxists.org/deutsch/archiv/trotzki/1936/verrev/kap09.htm.Türkçesi; s. 347/348.

6) Leo Trotzki; Leon Trotsky; “War and the Fourth International”, “The USSR and Imperialist War” ara başlığı altında, www.marxists.org/archive/trotsky/1934/06/warfi.htm

7)METE; C. 19, s. 20, “Gotha Programının Eleştirisi”.

8) Stalin; C.14, s. 60/61, s. 74-75, “SSCB'nde Anayasa Taslağı Üzerine”.

9)Stalin; C.14, s. 63/64, İnter Yayınları s. 77.

10)Stalin; C. 14, s. 104, “SSCB'nde Anayasa Taslağı Üzerine”.

11)Anayasa ve sosyalist demokrasi/proletarya diktatörlüğü ile ilgili anlatım için bkz.: İbrahim Okçuoğlu; “SSCB'nde Sosyalizmin Zaferi ve Kapitalizmin Yeniden İnşası Sorunları”, Akademi Yayın, Temmuz 1911, s. 154-194.

12)Sovyet Anayasası-Sovyet demokrasisi-proleter demokrasi - proletarya diktatörlüğü ile ilgili veriler için bkz.: İbrahim Okçuoğlu; “SSCB'nde Sosyalizmin Zaferi ve Kapitalizmin Yeniden İnşası Sorunları”, Akademi Yayın, Temmuz 1911, s. 114-194.

13)Lenin; C.18, s. 557, “Wachsendes Missverhältnis”.

14)Stalin; C.14, s. 67-70, SSCB Anayasa Taslağı Ãœzerine.  

15)Agk, s. 67-69.

16)Sovyetler’in Birinci Bütün Birlik Kongresi’nde yukarıda belirttiğimiz dört cumhuriyet temsil ediliyordu. Yani SSCB, bu dört cumhuriyetin birliğiydi. Buna kısa bir zaman sonra başka cumhuriyetler -Özbek, Türkmen ve Tacikistan- katıldı. Daha sonra kurulan cumhuriyetlerle birlikte SSCB 15 cumhuriyetten oluşan bir birlik olmuştu.

17) Leo Trotzki; “Verratene Revolution-X. Die UdSSR im Spiegel der neuen Verfassung” bölümünden, Türkçesi; s. 360 – www.marxists.org/deutsch/archiv/trotzki/1936/verrev/kap10.htm

18) Leo Trotzki; Verratene Revolution - X. Die UdSSR im Spiegel der neuen Verfassung” bölümünden, Türkçesi; 370 - www.marxists.org/deutsch/archiv/trotzki/1936/verrev/kap10.htm

19)Stalin; C. 14, s. 67, “SSCB Anayasası Taslağı Üzerine”.

20)Stalin; agk, s. 67/68.

21)Stalin; agk, s. 68.

22)Stalin; agk, s. 69.

23)Stalin; agk, s. 69/70.

24)Stalin; agk, s. 70.

25)1918, 1924, 1936 Anayasalarıyla ilgili olarak bakınız: “Der gesellschaftliche und Staatliche Aufbau der UdSSR” Berlin, 1950; “Sowjetisches Staatsrecht” bölüm IV; “Das Staatsrecht der sozialistischen Staaten”, Deutsche Akademie für Staats- und Rechtswissenschaft “Walter Ulbricht” Berlin 1953; “Sowjetisches Staatsrecht”, J.N. Umanski; Deutsche Akademie... Berlin 1955; Büyük Sovyet Ansiklopedisi, SSCB bölümü C-1, s. 705-738, Alm. "Die Stalinsche Verfassung", Berlin 1950; “Verfassung (Grundgesetz der Union der Sozialistischen Sowjetrepubliken”, Berlin 1949.

26)Bu 12 maddenin konuları veya sosyalist demokrasinin maddi temelini oluşturan bu konular üzerinde daha önce durulduğu için burada bir daha ele almanın gereksiz olduğu anlayışındayız.

27)Bu bölümün geriye kalan 10 maddesinde (22-29b) hangi Birlik Cumhuriyetinde hangi otonom cumhuriyetlerin, ulusal bölgelerin vb. olduğu sıralanmaktadır.

28)Bu maddeleri buraya çevri formunda aktarmadık. Ama isteyen, çevri olarak da değerlendirebilir.

29) Stalin; C.14, s. 163, Seçmenler Toplantısında Konuşma, 11 Aralık 1937.

İ.Okçuoğlu



Yeni BaÅŸlık  Cevap Yaz
 Toplam 2 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   1   [2] 



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kiÅŸi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Ãœye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Troçki’nin Yalanları... melnur 1 1041 30.01.2022- 10:26
Konu Klasör Troçkist Yayınlar melnur 0 8 19.03.2017- 10:49
Konu Klasör Yeni dönem, yeni ihtiyaçlar ve TİP’in stratejisi;EŞİKTEKİ SOSYALİZM melnur 2 341 30.06.2023- 05:46
Etiketler   SOSYALÄ°ZMÄ°N,   Ä°NÅžASI,   TROÇKÄ°
SOL PAYLAÅžIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS