SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
Patron dolandırdı; sendika oyaladı ve ortada bıraktı!           (gösterim sayısı: 5.101)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
proleter
[ tek yol devrim ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 16.08.2013
İleti Sayısı: 406
Konum: Yalova
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Konu Yazan: proleter
Konu Tarihi: 23.07.2014- 01:18



Patron dolandırdı; sendika oyaladı ve ortada bıraktı!

Patronun 2 aylık maaşlarını ve kıdem tazminatlarını ödemeden kaçması üzerine fabrika binasında beklemeye başlayan Bakaç Reklam işçileriyle direnişleri üzerine konuştuk. Patronun dolandırıcılığını anlatan işçiler, işçileri oyalayan ve ortada bırakan Çelik-İş’e de tepki gösterdiler.

Resim Ekleme

Resim Ekleme

Resim Ekleme

- Bakaç Reklam patronu 2 aylık maaş ve kıdem tazminatlarınızı vermeden kaçtı. Kısaca süreçten bahsedebilir misiniz?

Bahattin Erdem: Sürecimiz 1 Nisan 2013'te Serdar Çengeloğlu ve eşi Filiz Korur'un Bakaç Reklam'ı almaları ile başladı. Önce maaşlarımız aksamaya başladı. Nisan ayından sonra ikramiyelerimiz verilmedi, “Bayramdan sonra” dendi. Bayramdan sonra ise avanslar aksamaya başladı. Sürekli sendikayı uyarmamıza rağmen bizlere “Bekleyin” dendi.

Bu arada Serdar Çengeloğlu, bize ödemeler için “15 Haziran” dedi. “Bütün borçlarımızı kapatacağız” dedi. Ama onun da amacı tabi 15 Haziran'da gelen o büyük parayı da alıp buradan kaçmakmış. Bizim 11. aydan sonra sigortalarımız da ödenmemiş.

Daha sonra gece saat 03.30 sıralarında kamyonlarla malzemeler taşınmış. Ondan sonra burada çalışanlara kamera kayıtlarını sildiriyor. Makineleri taşıdığı yeri tespit ettiğimizi anlayınca Kartal'da başka bir yere gidip satıyor. Şimdi bize diyor ki, “Bu makinelerin peşini bırakın. Uzlaşalım.” Ama uzlaşmak değil amaçları hep zaman çalmak.

Biz şimdi devletten birşeyler yapmasını bekliyoruz. Sigortalarımız aylarca yatırılmamış, işsizlik sigortasına 200 kişi başvurduk. Bunları niçin soruşturmuyorlar. Yani bu kadar işçi niye atılmış, bu adam iflas mı etti? Adam makineleri kaçırıp sattı. Devlet bu kadar mı hırsızlara göz yumuyor!

Başbakanımız her gün Allah-kitap diyor ama şu an Ramazan ayındayız ve 3 aydır beş kuruş para alamadık.

Bizi fabrikamızı işgal etti diye Serdar Çengeloğlu, mahkemeye veriyor. Üç gün sonra polislerle geliyor kaymakamlık memurları 'fabrikayı işgal etmişsiniz' diye. Biz de “Kimsenin fabrikasını işgal etmedik, gelin fabrikanız burada. Biz iki aylık maaşımız artı tazminatlarımızı istiyoruz. Herşey sizin olsun” dedik.

Biz de Çağlayan'da suç duyurusunda bulunduk. Daha önce yaptığı bütün yolsuzlukları söylüyoruz. Ama bunu araştıran yok. Savcılık nerede! Sayın Başbakan, kendi savcılarını kendi polislerini doldurdu her tarafa. Görevini yapan adamları sürdü. Başbakan'ın bu saatten sonra dürüstlüğüne inanmıyoruz. Allah'ı kitabı biliyorsa, her gün çocuklara sarılıyor, görüyoruz. Bizim de çocuklarımız var ve açlar üç aydır. Umarım bu sözlerim Başbakan'a ulaşır. O okumazsa da kendi adamları okur. Üç aydır Bakaç Reklam'da 180 işçi dolandırıldı, şu anda piyasada elini kolunu sallayarak geziyor.



“İşçiyi tokatlayıp, kaçmak bu adamın işi”

- Daha başka yerleri de dolandırdığını söylediniz...

- Daha önce de başka işyerlerini dolandırmış. Buraya gelince 1,5 yıl boyunca da bir tane müşteri getirmedi buraya. Sadece bankacıları getirdi, kredileri çekti, tabi hükümetin bakanları da çok güzel takip ediyorlar, dolandırıcılara parayı veriyorlar. Ama işçilere gelince iki günde ifademizi almayı biliyorlar. Hatta patronun avukatı gelip bağırıp, çağırıp, kabadayı gibi ortalığı karıştırmaya çalıştı. Çengeloğlu'nu araştıran, soruşturan yok. İflas da değil, devleti, işçiyi tokatlayıp, kaçmak bu adamın işi.

Hanımından boşandı, anlaşmalı olarak, milyonları onun üzerine yatırıyor, kardeşi de bu milyonlara haciz koyduruyor. Devletin bunları görebilecek kadar gücü yok mu? Suriyelilerle, İranlılarla uğraşan Başbakan gelsin Türkiye'de işçisinin halini görsün.


- Fabrikada örgütlülük durumu nasıl?


- 10 seneye yakındır Çelik-İş Sendikası örgütlü. Ama maalesef onlar da önümüzü kesiyor. Sendikamız var diyoruz, “Bekleyin, konuşmayın” diyorlar. Benim Başbakan gibi bekleme lüksüm yok. Ben şu an günü birlik çalışan bir insanım. Ben nasıl sendikayı bekleyebilirim. Sonuçta benim bu parayı alabilmek için birşeyler yapmam lazım. İki gün sonra mal sahibi gelip, fabrikayı boşaltın diyecek. Allah’a emanet bekleyeceğiz o zaman.

- Birşeyler yapmayı planlamıyor musunuz?

- Tabi ki. Son defa bakalım Çarşamba günü masaya oturacağız. Birşey çıkmazsa işçi arkadaşlara Boğaziçi Köprüsü'nü kapatmayı önereceğim. Açık açık söylüyorum, Sendikanın bizi yalnız bırakacağını anladığım an ben şahsi olarak yapmaya başlayacağım. Sendikadan benim umudum yok. Çünkü ben daha önce sendikaya hep söyledim. Bizi bu hale getiren sendika. Bizi o bekletti.

“Sendika alacağımızdan pay kapma peşinde”

- Sendikanın hiçbir denetimi olmadı mı? İşyeri bu hale gelebileceğini anlamadı mı?

- Biliyor tabi ki işyerinin bu hale geleceğini. Kurban Bayramı’nda bizim ikramiye almamız gerekiyor. Bayramdan sonra kesin ödenecek diyor sendika temsilcisi. Bayramdan sonra bizim ikramiyeler verilmediği gibi ufak bir avansımız vardı o dahi kesildi. Biz dedik “Avanslar da kesildi”, “Tamam yılbaşını bekleyin.” Yılbaşı geldi. Bu sefer dediler Mart, Nisan, Mayıs'a kadar... büyük gün 15 Haziran dediler. Meğerse o günde işverenin amacı kaçmakmış.

- Sendika maddi yardımda bulunuyor mu sizlere?

- Yok. Kesinlikle öyle birşey yok. Sendikanın şu ana kadar 1 bardak su yardımı dahi olmadı. Bu Salı günü erzak dağıtacaklar. Onun haricinde birşey almadık sendikadan. Sendikaya aidat verirsen iyisin.

- Verdiğiniz aidatların böyle günlerde size dönmesi gerekmiyor mu?

Hayır, hayır! Öyle birşey görmediğimiz gibi artı şimdi bizim alacağımızdan pay kapma peşindeler. Paralarımızı parçalamak istiyorlar. Avukatlara yüzde 10 gibi bir para ödenecek. Hatta bu para taksite de bağlanabilir. 40 milyar tazminattan 30 milyar ya geçer ya geçmez. 11,5 sene emek verdim buraya ben. O da avukatlara gidecek.

Türkiye Cumhuriyeti'nde işçinin en ufak bir değeri yok. İşçiler aidat varsa var. İşçiler bir yerlerde buluşup örgütlenmeli ama bu Çelik-İş olmamalı. Serdar Çengeloğlu bunu aniden yapmış olsa bu zoruma girmezdi ama defalarca uyardığımız halde bunlar oldu.

- Son olarak söylemek istediğiniz şeyler var mı?

- Ben de bir AK Parti üyesiyim. Esenler'de araştırılabilir. 11 senedir AK Parti'ye üyeyim oyumu da başka bir partiye vermedim. Ama bundan sonra nasip olmasın.

“Devlet vergi değil haraç alıyor”

Necef Yaman: 2004 yılının Nisan ayında girdim buraya. Bakım-onarım şefiyim. Geçen sene 1 Nisan'da -şaka gibi zaten- devrettiler burayı Serdar Çengeloğlu'na.

Haziran ayının 18'inde çıkışım verildi. O günden bu yana her gün gidip geliyorum. Benim üç aydır verilmeyen bir maaşım ve kıdem tazminatım var. Hiçbir yetkili gelmedi. Geçen cuma bir avukat geldi ve “burayı gasp ettiniz” dedi. “Buraya girip çıkamıyoruz burası güllük gülistanlıktı, sizin yüzünüzden zarar etti burası” dedi. Bütün suçu işçilerin üzerine attı. Burayı kimse gasp etmedi. Herkese açık. Biz emeğimizin karşılığını nasıl alacağız diye gidip geliyoruz.

Bu olay oldu. Sahipsiz kaldık. Ne devlet bize sahip çıkıyor, ne hukuk, yani ortada kaldık. Ne yapacağız nereye gideceğiz bilmiyoruz. En sonunda mafyaya başvuracağız galiba, devletten daha çok ilgileneceği kesin.

Sigorta giriş tarihim 1983. belli bir tarihten sonra devlete vergimi düzenli olarak verdim. Bütün yükümlülüklerimi yerine getirdim. Devlete bir borcum yok. Fakat şu an ben mağdurum. Ben 10 senenin emeğini, üç ay maaş alamamışım, üç aydır evime ekmek parası götüremiyorum, evim kira... 10 aya yakındır sigorta primleri ödenmemiş, vergi de ödenmemiş. Bu devlet ne işe yarıyor. Ben devlete şunu soruyorum: Ey devlet baba! Ben sana 35 seneye yakındır çalışmışım, her şeyini ödemişim. Şimdi ben mağdurum, emeğimin karşılığını alamıyorum. Eğer sen benden vergi aldıysan bu mağduriyetimi gider. Vergi değil de haraç olarak kestiysen o zaman vergi alıyoruz deme. “Biz işçinin hakkını haraç olarak alıyoruz. Gitsinler başlarının çaresine baksınlar” de.

- Sendika bu süreç yaşanana kadar sessiz mi kaldı?

- Çelik-İş Sendikası her zaman uzlaşmaya gitti. Karşı tarafın sahtekar olduğunu bir türlü çözemedi. Karşı taraf sahtekar, aynı burası gibi 7-8 yeri dolandırmış, bu adamın uzlaşmayla bir alakası yok. Bu adam kendisine zaman kazanmak için, kaçmak için devamlı sendikanın ve işçilerin iyi niyetini suistimal etti.

Sendika geç kaldı. İlk başta el atması lazımdı bu olaya. İşçiler gerçekten çok iyi niyetliydi.

Serdar Çengeloğlu'nu fazla tanımıyoruz. Gördük ki her şey planlıymış. Bütün ödemelerini Haziran 15'ten sonrası için planlamış. İcralar, alacaklılar Haziran'dan sonra geldi. İşten çıkanlara dahi 3 ay önceden Haziran'a yapmış senetlerini. Ayrılacak işçilere, alacaklılara hep senet vermiş.

Sendikamız biraz zayıf kaldı, oyaladı. Biz artık işin içerisinde değiliz, şirket avukatları ile görüşüyorlar. Bize her zaman şunu diyorlar “Uzlaşılacak, konuşacağız.” Bundan bir ay evvel dediler, “Geriye dönük devletten maaşlarımızı alacağız” dediler, geçen Cuma ise “Anlaşamadık” dediler.

Bizim emeklerimiz şu an İzmirler’de, başka yerlerde yapılan eğlencelerde yeniyor.

Kızıl Bayrak / İstanbul



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
yorum2006
[ yorumcu ]

Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 15.08.2013
İleti Sayısı: 772
Konum: Gizli
Durum: Gizli
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

2 kere teşekkür edildi.
Cevap Yazan: yorum2006
Cevap Tarihi: 26.07.2014- 21:26


Bakaç reklam bünyesindeki tüm olaylar, Türkiye'deki çarpık kapitalizme özgü, sıradan olaylar. Yani yalnızca bu şirkete özgü değil. Geri kalmış ülkenin, kokuşmuş kapitalizminin şirketlerinin büyük çoğunluğu böyle. İşçinin ücretini vermemek, SSK primini yatırmamak, bankaları dolandırarak kredi çekmek, iflasa karşı şirketin içini boşaltarak şirkete ait mal ve parayı kendi üzerine veya karısının üzerine geçirmek bu ülkede yaygın uygulama. İktidar da, SSK'sı ile, polisi ile hırsız kapitalistlerin arkasında. Adam birkaç yüz işçinin ücretini 3 aydır ödememiş, SSK primlerini yatırmamış, işten çıkardıklarının kıdem tazminatını vermemiş, 4 milyon borcu var işçilere, işçiler kaçırılan makinaların peşine düşünce, hırsızlıkla gaspla suçlanıyor. Osa esas hırsız işçilerin ücretlerini gaspeden ve çaldıkları paralar yetmezmiş gibi bir de makinaları kaçıranlardır. Yahu burası alt tarafı bir reklam şirketi. Bunun makinalarını ikinci el satsan, işçilerin alacaklarının bir bölümünü ancak karşılar, İşçiler neyin hırsızlığını yapacaklar? Amaç direnişi kırmak.



Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Çankaya Belediyesi'nde sendika düşmanlığı tarihselmaddeci 1 5082 20.02.2015- 14:18
Konu Klasör 'Meşruyuz, şeffafız, her şey ortada' melnur 0 2929 15.08.2013- 10:50
Konu Klasör Ciddiye alınmayan AKP ortada kaldı melnur 5 6122 18.09.2013- 12:08
Konu Klasör KCK'den açıklama: AKP ortada süreç bırakmad proleter 1 5210 01.10.2013- 20:44
Etiketler   Patron,   dolandırdı;,   sendika,   oyaladı,   ortada,   bıraktı
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS