SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
Burası zaten gülemeyen kadınların ülkesi           (gösterim sayısı: 2.917)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
dayanışma
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Konu Yazan: dayanışma
Konu Tarihi: 03.08.2014- 12:42


Burası zaten gülemeyen kadınların ülkesi

Sanki eski yıllara göre daha az gülüyor insanlar. Kocaman bir kalabalıkta gülümseyen insanların tek tük olduğuna, neredeyse hiç olmadığına dikkat etmenizi öneriyorum
FERİDE CİHAN GÖKTAN

Kanserle savaşında derin yaralar almış en son çareleri arayan bir yakınıma “gülmeyi” önermiştim, komedi filmler seyredin ve lütfen gülmeye çalışın, diye. Pratisyen hekimken baktığım çocuk hastalar gülüyorsa bilirdim iyileşeceğini, korkma derdim annesine “Bak çocuğun gülüyor, çok kötü bir şey olsa böyle asla gülmez.” Annesinin telaşlı bakışlarını sakinleştirmek için ben de gülümsemeye çalışırdım. Gülmek iyidir ve iyileştirir.
Sanki eski yıllara göre daha az gülüyor insanlar. Kocaman bir kalabalıkta gülümseyen insanların tek tük olduğuna, neredeyse hiç olmadığına dikkat etmenizi öneriyorum. Gençlerin o dağınık gülüşmeleri, kadınların ritmik ve kreşendo kahkahaları eskisi gibi pek kulağımıza çalınmıyor gibi. Dikkat edin siz de fark edeceksiniz belki de çok daha önceden fark ettiniz gittikçe somurtkan, kimsenin kimseye gülmediği bir toplum olmaya başladığımızı. En çok kadınlardan ve çocuklardan anlarsınız bunu. Yapılan bilimsel çalışmalar kadınların erkelere göre daha çok güldüğünü kanıtlamış. Bu haberi okuyunca şöyle bir durup düşünüyorsunuz haliyle, bu tip çalışmaların hangi ülkelerde yapıldığını... Kadınların gülüşlerinin çocuk kahkahalarına karıştığı mutlu insanların yaşadığı daha doğrusu erkekli kadınlı, insanın insan gibi yaşadığı toplumlarda yapılmış olmalı; kadının gece yarısı tekme tokat sokağa atıldığı, erkeklerinin giderek daha da hiddetlendikleri, sokak ortasında öldürülen bir sürü kadının, kim vurduya giden bir sürü insanın olduğu bir ülkede değil. Giderek kadınların   gülmedikleri erkeklerin de daha   da öfkeli olduğu bir toplum oluyoruz biz.

Gülme beynimize serotonin salgılatan ve savunma sistemimizi   kuvvetlendiren en doğal   antidepresanlardan biri. Kahkahanın kanser hücrelerinin çoğalmasını engelleyen interferon gibi maddelerin üretimini arttırdığı iddia ediliyor. Hiç bir ücret ödemeden vücudumuzun ürettiği en içimizden gelen enerji. Öyle bir enerji ki gülen kadınların olduğu bir fotoğraf karesinden bile size geçebiliyor. Ancak gülmenin ayıp olduğu bir gelenekten gelen insanların yaşadığı bu ülkede üstüne üstlük tuhaf toplumsal olaylar, acımasızlık, vicdansızlıkla katmerleşen günlük baskılarla gülmenin doğal enerjisi gittikçe derinlere göçüp kuruyor ve neredeyse yok oluyor. Gülmüyoruz. Gülemiyoruz. Aslına bakarsanız gülmeyince insan da olmuyoruz. Çünkü tebessüm eden, gülen tek canlı insandır.
Kocaman bir gülmenin arkasında onaylanmış kişilikler, mutlu beraberlikler, vicdanlı bir toplum, adaletli bir gelir dağılımı ve geleceğine güvenli insanlar ve toplumlar vardır.
Elimdeki gazeteye, karşımdaki televizyon ekranına, yanımdan akıp geçen insan seline bakarken bir yandan “toplum içinde gülmek iffetsizliktir” söylemini, bir yandan da Türkiye’nin kadınlarını düşünüyorum. Polis ablukasında kim vurduya giden çocuklarının hesabını bile soramayan, çocuklarını savaşa kurban vermiş, kayıp çocuklarını bulamamış annelerin ve şiddete maruz kalmış kadınların aramızda yaşadığı bir toplumdan söz ediyoruz. Aramızda bu kaskatı derinleşmiş yüzlerde yaşayan hüzün küçük parçalara ayrılarak bütün bu coğrafyada yaşayan her kadının yüzüne bir parça bulaşmış olmalı. Gezi olaylarında yok yere çocukları ölen annelerin derin acısı, adaletsizliğin pençesinde kıvranan babaların ince ince, damar damar yayılan öfkesi herkesin yüzüne bir parça bulaşmış olmalı.   Ondan bu gülmezliğimiz... Gülemezliğimiz...

Doyasıya gülmek için on dört tane yüz kasının o muhteşem ritmik ve koordineli çalışmasına bir türlü müsaade etmiyor yaşadıklarımız. Hırsızlığın, yolsuzluğun, tecavüzün, şiddetin neredeyse sıradan algılandığı bir ülkede yaşıyor olmak, yüz kaslarınıza her gün yeni bir darbe vurulması demektir. Gülemediğiniz gibi ağlayamıyorsunuz bile. Öyle kaskatı...

Ne yazık ki gülmeyen, gülümsemeyen kadınların ülkesi burası. Gülmenin kahkahanın olmadığı bir yerde hayat da yoktur zaten. Öyle kaskatı...  

Birgün



Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör “Zaten” siyaseti… umut 0 3065 28.04.2015- 10:47
Konu Klasör Kimlikleriniz batsın demiyorum, zaten batıyor! denizcan 0 2915 04.01.2016- 11:45
Konu Klasör TKP Kadıköy, Maçoğlu ve TİP üzerine... melnur 16 926 18.04.2024- 08:25
Konu Klasör Maçoğlu'nun TKP'den Kadıköy adayı olacağı açıklandı melnur 11 502 29.02.2024- 01:37
Konu Klasör Ali Ateş yazdı: Tunceli'den Kadıköy'e: Kıssadan hisse... melnur 0 1 19.04.2024- 21:11
Etiketler   Burası,   zaten,   gülemeyen,   kadınların,   ülkesi
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS