SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 4 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   1   2   [3]   4   >   son» 
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
dayanışma
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: dayanışma
Cevap Tarihi: 01.11.2014- 12:06


Alıntı Çizelgesi: tekyoldevrim yazmış

Alıntı Çizelgesi: spartakus yazmış

Sovyetler Birliğinin yıkılmasının nedeni ne sana göre? Sovyetler Birliğinde sosyalizm uygulamaya geçmişti, yıkılması birtakım hataların yapıldığı anlamına gelmez mi? Hatalar yapıldıysa aynı hataların yapılmadığı bir sosyalizme 21.yüzyıl sosyalizmi denemez mi?



Sovyetler Birliği'ndeki hatalardan ders alınmalıdır. Ders alınıyor mu sorusuna olumlu cevap vermek de zordur. Ders alınmadığı için yapılan yanlışlıklar görmezlikten geliniyor ve 21.yüzyıl sosyalizmine karşı çıkılıyor.

Bugünün dünyası dünün dünyası değildir. Özgürlüklerin her birey tarafından bu kadar benimsendiği bir çağda totaliter sistemlerin uzun zaman sürdürülmesi olanaklı değildir. Sovyetlerin yıkılmasının nedeni özgürlük ve demokrasinin olmayışıydı. Bu yüzden yaşanacak sosyalizm Sovyet örneği gibi olmayacaktır. 21.yüzyılın sosyalizmi bu yüzden demokrasi ve özgürlüğü de kapsayacak biçimde farklı bir sosyalizm olacaktır.



Farklı sosyalizminiz reel sosyalizmden mi farklı olacaktır, yoksa bilimsel sosyalizmden mi?



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
munzur
[ .... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 19.12.2013
İleti Sayısı: 1.075
Konum: Gizli
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: munzur
Cevap Tarihi: 01.11.2014- 19:51


Sosyalizm ne ki, farklısı ne olsun? Yine seçim, demokrasi, özgürlük nakaratları mı dinleyeceğiz:)



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
bedrettin
[ ..... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 30.08.2013
İleti Sayısı: 907
Konum: Trabzon
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: bedrettin
Cevap Tarihi: 20.11.2014- 17:19


Alıntı Çizelgesi: munzur yazmış

Sosyalizm ne ki, farklısı ne olsun? Yine seçim, demokrasi, özgürlük nakaratları mı dinleyeceğiz:)



Emperyalist küreselleşmenin her ülkede daimliği o ülkede sistem solunu yaratmasıyla meşruluk kazanılıyor. Küreselleşmenin tek tek devletlerde böyle bir sola ihtiyacı oluyor. Baskın Oranlar, Ufuk Uraslar, Nabi Yağcılar bu yüzden bir dönem parlatıldıkça parlatıldı. Bu adamların ağızlarından çıkan her söz sosyalizmle ilişkilendirildi. Bu adamlar, demokrasi, özgürlük, Avrupa Birliği dedikçe sosyalist olmanın demokrasi ve özgürlük vaazlarından ve Avrupa Birliği yolundan geçtiği sanıldı. Bu sözde solculuk Türkiye'de tutmadı. Bu adamların gerçek yüzleri çok geçmeden ortaya çıktı. Liberal vaazların solculuk olmadığı anlaşıldı. Tekrarlayanlar kenarda köşede kalanlardır. Onları da takan kalmadı!



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
solcu
[ kemal ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 24.01.2014
İleti Sayısı: 1.709
Konum: Ankara
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: solcu
Cevap Tarihi: 27.12.2014- 13:16


Alıntı Çizelgesi: munzur yazmış

Sosyalizm ne ki, farklısı ne olsun? Yine seçim, demokrasi, özgürlük nakaratları mı dinleyeceğiz:)




Başka bir sosyalizm   daha varmış. İyilik, güzellik, doğrudan yana olma, faşist hükümetlerin iyi yaptıkları şeyleri söylemek de sosyalizm olarak adlandırılıyor. Bu ülkede faşist hükümetin iyi yaptığı şeyler de varmış, ve bunu söylemek sosyalist olmanın bir gereğiymiş. Sosyalistler doğrulardan yanaymış! Televizyona çıkan pek çok liberal, liberal solcu yıllarca bunları söyledi. Kürt sorununun demokrasi kapsamında çözüleceğini de eklediler. Bunu duyanlar, bu adamların söyledikleriyle sosyalist ideoloji arasında ilişki kurdular. Sosyalizmi böyle bir şey zannettiler. Hala öyle zannetmeye devam ediyorlar.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
Alisan
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: Alisan
Cevap Tarihi: 27.12.2014- 14:04


Yazar 21. y.y. Sosyalizminin içerik olarak reel sosyalizme karşın farklılıklarının neler olacağını söylemiyor.
21. y.y. Sosyalizmi farklı olacak denildiğinde   20.   y.y. sSsyalizminde olan şu olgular, yanlışlar,.... olmayacak ve yerine şunlar, ...... olacak denilir.

21. y.y.   Sosyalizminin 20. y.y. Sosyalizminden farkı neymiş?




Bu ileti en son Alisan tarafından 27.12.2014- 14:07 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
proletersosyalist
[ Bekir Sami ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 15.09.2014
İleti Sayısı: 709
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: proletersosyalist
Cevap Tarihi: 28.12.2014- 10:43


Alıntı Çizelgesi: munzur yazmış

Sosyalizm ne ki, farklısı ne olsun? Yine seçim, demokrasi, özgürlük nakaratları mı dinleyeceğiz:)


Sosyalizmi basitleştirip üretim araçlarının kamu mülkiyetinde olması ve planlamayla sınırlarsak tabi farklı olmaz deriz ancak sosyalizm bunlardan ibaret değil.Sosyalizm sınıfların ortadan kalktığı,bürokrasinin büyük ölçüde sönümlendiği,kitlelerin büyük ölçüde doğrudan yönetime katıldıkları,kendi kendilerini yönetebildikleri bir sistemdir.SSCB'de ekonomik açıdan bakarsak kolhozlardaki küçük üreticileri saymazsak sınıflar ortadan kalkmıştı.Ancak kitlelerin yönetime katılması açısından benzer şeyleri söyleyemeyiz.Bürokrasi sönümleneceğine gitgide daha da güçlendi,halkın bürokrasi üzerindeki denetimi güçleneceğine tam tersi bir şekilde zayıfladı,kitlelerin gitgide yönetime daha etkin katıldığı,kendi kendilerini yönetmelerine doğru ilerleyen bir sistem yerine kitlelerin taleplerini iletmeleri açısından burjuva demokrasisinden bile geri bir düzen varoldu.SSCB'de ekonomik determinizme dayanan bir yapı vardı ve kitlelerin taleplerini etkin bir şekilde iletebilecekleri bir mekanizmanın var olmadığı bu düzende zamanla ekonomik sıkıntılar da baş göstermeye başladı.SSCB ekonomik sıkıntılar veya kitlelerin etkin bir şekilde yönetime katılamadığı bir sosyalizm örneği olmasından dolayı yıkıldı diyemem ama hiç kukusuz bu iki olgu özellikle kitleleri politize edememek,gitgide kendi kendilerini yönetmelerini sağlayacak bir düzene doğru evrilememek SSCB'de ki önemli sıkıntılardandı.21.yüzyıl sosyalizmi bunlardan ders almalı çok daha katılımcı,kitlesel bir sosyalizm olmalıdır.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.988
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 28.12.2014- 16:14


Alıntı Çizelgesi: proletersosyalist yazmış

Alıntı Çizelgesi: munzur yazmış

Sosyalizm ne ki, farklısı ne olsun? Yine seçim, demokrasi, özgürlük nakaratları mı dinleyeceğiz:)


Sosyalizmi basitleştirip üretim araçlarının kamu mülkiyetinde olması ve planlamayla sınırlarsak tabi farklı olmaz deriz ancak sosyalizm bunlardan ibaret değil.Sosyalizm sınıfların ortadan kalktığı,bürokrasinin büyük ölçüde sönümlendiği,kitlelerin büyük ölçüde doğrudan yönetime katıldıkları,kendi kendilerini yönetebildikleri bir sistemdir.SSCB'de ekonomik açıdan bakarsak kolhozlardaki küçük üreticileri saymazsak sınıflar ortadan kalkmıştı.Ancak kitlelerin yönetime katılması açısından benzer şeyleri söyleyemeyiz.Bürokrasi sönümleneceğine gitgide daha da güçlendi,halkın bürokrasi üzerindeki denetimi güçleneceğine tam tersi bir şekilde zayıfladı,kitlelerin gitgide yönetime daha etkin katıldığı,kendi kendilerini yönetmelerine doğru ilerleyen bir sistem yerine kitlelerin taleplerini iletmeleri açısından burjuva demokrasisinden bile geri bir düzen varoldu.SSCB'de ekonomik determinizme dayanan bir yapı vardı ve kitlelerin taleplerini etkin bir şekilde iletebilecekleri bir mekanizmanın var olmadığı bu düzende zamanla ekonomik sıkıntılar da baş göstermeye başladı.SSCB ekonomik sıkıntılar veya kitlelerin etkin bir şekilde yönetime katılamadığı bir sosyalizm örneği olmasından dolayı yıkıldı diyemem ama hiç kukusuz bu iki olgu özellikle kitleleri politize edememek,gitgide kendi kendilerini yönetmelerini sağlayacak bir düzene doğru evrilememek SSCB'de ki önemli sıkıntılardandı.21.yüzyıl sosyalizmi bunlardan ders almalı çok daha katılımcı,kitlesel bir sosyalizm olmalıdır.



Sn.proletersosyalist;

Sosyalizmin ne olup ne olmadığı ayrı bir konu. Bunu pek çok başlıkta tartıştık, sizin bu konudaki görüşlerinize de katılmıyorum. Üstelik bu görüşlerinizi SSCB ile ilişkilendirip eleştirmenizi de doğru bulmuyorum. Bence yaptığınız eleştiriler pek ayağı yere basan eleştiriler değil. Engels'in bu konuyla ilgili görüşlerinden alıntı yapıldığında genellikle üretim araçlarının kamulaştırılmasının devletin son eylemi olduğu örneği verilir. Bizler de hep bu noktadan hareket ediyoruz nedense. Oysa bu yaklaşım da doğru değildir. Bu yaklaşım nesnel koşullar göz önüne alınmadan salt teoriden ( ideal olandan) yola çıkılarak yapılan eleştiridir. Engels bunu söylerken aynı yapıtın bir kaç sayfa sonrasında proletaryanın ihtiyacı olduğu sürece devletin de var olacağını söyler. Şunu söylemek istiyorum: SSCB'de devletin sönümlenmesi konusu başlı başına bir konu olmalıdır. ''Proleter diktatörlük kuruldu, artık devletin sönümlenmesi ve halkın yönetime katılması lazımdı'' gibi yaklaşımlar, eksik ve sorunlu yaklaşım olmaktan öteye geçmiyor. ( Sizde biraz Troçkistlik var sanırım:)

Şaka bir yana, bu konu tartışılmadan önce teorik olarak devletin sönümlenmesi ve bürokrasinin nispeten ortadan kalkıp, kitlelerin etkin bir şekilde yönetime katılmasının ne anlama geldiği somut bir şekilde ortaya koyulması gerekir. İkinci olarak SSCB'de bunu gerçekleştirebilmenin maddi(nesnel) koşulları var mıydı sorusunun yanıtı verilebilmeli, ve son olarak bu maddi koşullar var da, yerine getirilmemişse, o zaman bu tür eleştiriler dillendirilmeliydi. Bunun yapıldığını sanmıyorum. Genellikle Troçkist anlayış bu sizin yaptığınız eleştirileri yapıyor ve geçiyor. Bunun bir adım ötesi zaten ''Stalinist diktatörlük'' oluyor!



























Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
proletersosyalist
[ Bekir Sami ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 15.09.2014
İleti Sayısı: 709
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: proletersosyalist
Cevap Tarihi: 28.12.2014- 19:58


Birincisi ben Troçkist değil Leninistim öncelikle bunu belirteyim. İkincisi ben idealist bir yaklaşımla proleter diktatörlük kuruldu artık halkın tamamı yönetime katılabilir ve devlet hemen sönümlenir gibi bir görüşü savunmuyorum. Sosyalizme geçişin bir süreç olduğunu ve bu sürecin sadece ekonomik bir süreç değil aynı zamanda düşünsel ve yönetsel bir süreç olduğunu belirtiyorum. Sosyalizme geçişin sadece ekonomik determinist bir bakış açısıyla yorumlanmasını ve bu bakış açısı nedeniyle devleti gitgide sönümlendirmek yerine daha da güçlendiren ve komünizme geçişi sadece ekonomik bir süreç olarak algılayanları eleştiriyorum.  

SSCB'ye gelirsek SSCB'de kitleleri yönetime katmanın, bürokrasinin güçlenmek yerine sönümlenip kitlelerin daha fazla kendi kendilerini yönetebilmelerini sağlamanın maddi koşulları vardı. Özellikle 1950'lerden itibaren bu oluştu. 1950'lerden itibaren sanayileşmiş, kentli nüfusu gitgide ağırlık kazanan bir ülke ve eğitim seviyesi yüksek bir toplum oluşmaya başladı. Ancak bu nüfusun politize edilip, gitgide yönetsel mekanizmalara daha etkin bir şekilde katıldığı bir süreç yerine yani burjuva demokrasisinin hem ekonomik hem yönetsel olarak bir adım ötesine gidileceği bir süreç yerine bilakis talepleri iletme, yönetime katılma, kendini kendini yönetebilme   bakımından burjuva demokrasisinden bile geri bir süreç yaşandı. Yaşanan iç savaş sonrası, bu savaşın yarattığı nesnel durum nedeniyle   zorunlu olarak yapılan tercihler yanlış bir şekilde mutlaklaştırıldı. Ben yöneten yönetilen ayrımının gitgide sönümlenmek yerine güçlendiği ekonomik determinist bakış açısı temelli böyle bir sosyalizm anlayışını eleştiriyor ve 21.yüzyıl sosyalizminin yöneten, yönetilen ayrımını azaltma yolunda ilerlemesini savunuyorum.

























Bu ileti en son proletersosyalist tarafından 28.12.2014- 20:02 tarihinde, toplamda 2 kez değiştirilmiştir.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 4 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   1   2   [3]   4   >   son» 



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Erkan Baş: Önümüzdeki yüzyılda karanlığın yaşanmamasının güvencesi TİP'in güçlenmesidir... melnur 6 526 14.05.2023- 04:08
Konu Klasör Cumhuriyetin ilk yüzyılı: Cumhuriyetin kuruluş yılları... melnur 0 187 27.10.2023- 04:00
Konu Klasör 21.Yüzyıl Sosyalizmi melnur 13 8016 14.10.2020- 09:22
Konu Klasör Sosyalizmi Anlatmak ilkay 1 6205 28.11.2013- 20:59
Konu Klasör 'Hayır' sosyalizmi hedeflemeli melnur 0 2957 20.03.2017- 18:01
Etiketler   21.,   Yüzyıl,   Sosyalizmi
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS