SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
Hava, su, ekmek, laiklik…           (gösterim sayısı: 4.219)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
umut
[ umut yarın ]
Yasaklı
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 12.09.2013
İleti Sayısı: 3.105
Konum: Gizli
Durum: üye uzaklaştırılmış
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Konu Yazan: umut
Konu Tarihi: 18.09.2014- 13:30


Hava, su, ekmek, laiklik…
Ahmet Çınar


Yoksa nefes bile alamazsınız.

Açlıktan, susuzluktan, oksijensizlikten ölünür de, laiksizlikten ölünmez mi?

Hem de nasıl ölünür!

Mutedil, mütedeyyin, muhafazakârın; yani dört başı mamur sahtekârın ikiyüzlü tezgâhında nefessiz can verirsin.

Ölüp gider, çürüyüp bitersin; farkına bile varmazsın.

Çünkü yavaş yavaş beyin ölümün gerçekleşir.

Bazen beyin ölümüne bile kalmaz iş, IŞİD ölümüyle kelleni alıverirler!

***

Laikliğin tanımı belli de…

Laiksizliğin tanımı da gayet açık: Akla saldırıdır laiksizlik.

Aklı devreden çıkarmaktır. Bilimi, sanatı, yaratıyı…

İnsanın yaratıcı ve kurucu tek varlık olduğunu inkârdır.

Taaa antik çağın laik ahlak öğretisini temsil eden Stoa okulunun kurucusu Kıbrıslı Zenon, genel anlamda doğrunun ancak “akıl” aracılığıyla bulunabileceğini söyler iki bin yıl önce.

Memleketin dağına taşına, evine okuluna, sokağına caddesine, köyüne kentine “özgürlük” adı altında dinsel vesayet gömleğini giydirenlere, Alman filozof Immanuel Kant iki yüz yıl önceden seslenir: “Aydınlanmanın temel noktasını, insanların bizzat kendilerinin sorumlu oldukları vesayet durumundan, özellikle de din konularındaki vesayetten çıkmalarında görüyorum, çünkü dini vesayet tüm vesayetlerin hem en zararlısı, hem de en onur kırıcısıdır.”

***

Ülkenin her köşesinden “direnokul” çığlıkları yükseliyor.

Gün geçmiyor ki bir okul daha imamhatipleştirilmesin.

Artık okulları kategorik olarak imamhatipe çevirmekten vazgeçtiler, kalan tüm okullara imamhatip müfredatı dayatarak okulların hepsini imamlaştırdılar.

Geçen hafta “normal” ortaokula başlayan 10 yaşındaki yeğenimin seçmeli derslerinden birinin “Kuran” dersi olduğunu öğrendiğimde fark ettim bu ince ayrımı!

Tayyip Erdoğan geçen yıl İmam Hatip Liseleri Mezunlar ve Mensuplar Derneği’nin geleneksel 55. iftarında konuşmuştu. İmamhatipleştirme operasyonunun son 10 yılın değil, yarım asrın işi olduğunu da bu “55. iftar” geleneğinden anlıyoruz zaten!

Topkapı Sarayı’nın iki kıyı köşkünden biri olan Sepetçiler Kasrı’ndaydı iftar.

Hani mağdur, aşağılanmış, horlanmış, dışlanmış ya bunlar, Topkapı’dan aşağısı kurtarmıyor iftar için!

Ve benim, bizim, hepimizin yıllardır savunageldiği düşünce, bir itiraf gibi dökülüvermişti Tayyip Erdoğan’ın dudaklarından.

Kelimesi kelimesine şöyle demişti:

“İmam hatipler sadece bir okul değildir. İmam hatipler bu ülkeye istikamet çizen, bu ülkenin ufkunu aydınlatan, en önemlisi de bu ülkenin öz değerlerine sahip çıkıp onları muhafaza eden nesillerin yetiştiği eğitim kurumlarıdır. Zulmün ve baskının en ağır olduğu günlerde ağabeylerimiz, o büyüklerimiz, o gönül erleri umutsuzluğa, hüzne kapılsalardı, belki biz bugün burada olmayacak, belki bugün bu iftar sofrasının etrafında muhabbet edemeyecektik. Biz onlara çok şey borçluyuz.”

Solun, solcuların, sosyalistlerin yıllardır söyleyip savunduğu tespit, işte tam da bu tespittir.

“İmam hatip okulları sadece bir okul değildir” tespitini, bu ülkenin yurtsever aydınları dile getirdiği zaman, “Nerden biliyorsunuz? Niyet mi okuyorsunuz?” diye diklenenler, artık bu gerçeği pervasızca itiraf edebiliyorlar.

Doğrudur.

İmam hatipler sadece bir okul değildir.

Türkiye gericiliğinin çekirdek kadrolarının yetiştiği arka bahçeleri ve yaşam kaynaklarıdır.

Milliyetçi ve dinci gericiliğin bir devlet politikası haline getirildiği yerlerdir.

Siz hiç, bir AKP’linin çıkıp da “Ticaret liseleri sadece bir okul değildir” veya “Endüstri meslek liseleri sadece bir okul değildir” ya da “Kız meslek liseleri sadece bir okul değildir” şeklinde çıkışlar yaptığını, bu okullara ulvi, kutsal, ideolojik anlamlar yüklediğini gördünüz mü?

Göremezsiniz.

Çünkü Türkiye gericiliğinin gözünde ticaret liseleri, teknik liseler, endüstri meslek liseleri, kız meslek liseleri sadece ucuz ve ara eleman yetiştirmeye yarayan orta öğretim kurumlarıdır.

İmam hatipler ise asla öyle değildir.

İmam hatipler, yarım asırdır bu ülkenin polis, içişleri, yargı ve milli eğitim teşkilatlarına siyasal İslamcı, tarikatçı, anti-laik, piyasacı, tüccar kadrolar yetiştirme merkezleridir.

O nedenle Tayyip Erdoğanlar, Ahmet Davutoğlular, Abdullah Güller, Bülent Arınçlar için imam hatipler çok önemlidir.

Ve asla sadece bir orta öğretim kurumu değildir.

***

İmam hatip okulları ilk kez 1924’te 29 merkezde “İmam Hatip Mektepleri” adıyla açılmış, 1950’lerde Demokrat Parti, 1970’lerde CHP-MSP koalisyonu ve Adalet Partisi zamanında giderek artmıştır. Kenan Evren’in 12 Eylül faşist cuntası tarafından, Temel Eğitim Kanunu’nun 32. maddesinde yapılan bir değişiklikle imam hatip mezunlarının üniversitelerin tüm bölümlerine girebilmesine olanak tanınmıştır.

İşte bugünün imam hatipli başbakanları, bakanları, valileri, belediye başkanları, profesörleri, genel müdürleri yarım asırlık bir çabanın sonucu türetilmiştir.
Elbette ki imam hatipler sadece bir okul değildir.

Hatta imam hatipler “okul” bile değildir.

Son derece operasyonel işlevleri olan, bu coğrafyada laik-aydınlanmacı-ilerici ne varsa yok etmeye adanmış bir düşüncenin eğitim merkezleridir.
İmam hatipler elbette sadece bir okul değildir.

Yıllarca Komünizmle Mücadele Derneği, Akıncılar Derneği, Milli Türk Talebe Birliği, Nakşibendi İskenderpaşa Dergâhı, İlim Yayma Cemiyeti, Birlik Vakfı gibi gerici odaklarla birlikte büyümüş, gelişmiş, serpilmiş ve bugünlere ulaşmış yapılardır imam hatipler…

Gündüz imam hatipte okuyan körpe dimağlar, hafta sonları ya da akşamları, işte bu dernek ve vakıflarda militanlaşmıştır.

İmam hatip okullarında militanlaşan kadrolar, aydınlanmayla, laiklikle, kamuculukla, solla, sosyalizmle, antiemperyalizmle, yurttaşlıkla, cumhuriyetin temel değerleriyle ve tüm ilerici birikimle, İslam adına mücadele etmeyi yaşamlarının tam merkezine koymuşlardır.

***

Ne diyordu Aziz Nesin 1993’te?

Kelimesi kelimesine şunları söylüyordu: “Yarın, öbür gün bu dinciler iktidara gelip imam hatipten yetiştirdiği talebeleri yargıç, avukat, hekim, mühendis, belediye reisi gibi devletin her koluna atayıp en son bu talebeleri Harbiye’ye sokarak orduyu ele geçirip devleti her koldan kuşatacaklar. Ama şu an kimse farkında değil!”

İşte Aziz Nesin, bu yüzden öngörülü ve gerçek bir aydındı.

Ve işte Aziz Nesin’i bu nedenle yakmak istediler!

***

İmam hatiplerin işlevsel-ideolojik merkezler haline gelmesinde ve toplumun giderek dinselleşmesinde, burjuva sınıfı kadar, cumhuriyet devrimine ihanet eden NATO’cu ve Amerikancı Türk Silahlı Kuvvetleri’nin de payı vardır.

TSK, toplumun “siyasallaşmadan dinselleştirilmesini” hep istemiş ve bunun önünü açmıştır.

Orhan Gökdemir’in 2009’da Destek Yayınevi’nden çıkan “Öteki İslam – Devletin Din Operasyonu” adlı kitabından bir alıntı, bu durumu gayet iyi açıklayacaktır:

[Bu konuda, 12 Eylül darbesinin Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Başkanı Tümgeneral Mahmut Boğuşlu’nun yazdıklarını hatırlatalım: “Dinin, İslamiyet’in, en azından bir disiplin meselesi olarak ele alınması ile ilgili hususlar. Bilindiği gibi din, İslamiyet, öteki dünya ile ilgili hükümleri dışında en azından bir disiplin kuralları kümesidir. Zamanın çok çeşitli ve zor şartları içerisinde toplumda ve bilhassa aile seviyesinde disiplin ihtiyacı daha da artmaktadır. Disiplin, dünyanın en pahalı üretimidir. Disiplini kolaylıkla üreten ve ucuza mal edebilen bir düzen, asker ocağı, kışlalar ve bazı eğitim kuruluşları dışında, henüz icat edilmemiştir. Türk tarihinde disiplini en ucuza imal edebilen düzenlerden biri ise İslamiyet’tir. (…) Kur’an-ı Kerim’i ezbere bilen hafızların yanında Türkler bu mukaddes kitabı 10-15 dakikada ve 3-5 sahifede özetleyecek derecede bilgi sahibi olmalıdır. Din adamı tipinde değişikliğe gidilmeli, her türlü meslekten; hâkimden, savcıdan, avukattan, lise öğretmeninden, doktordan, gemi kaptanından yeni bir din adamı tipi yetiştirilmelidir. Bu arada son yıllarda sayıları artan imam hatip okulları reorganize edilmeli, bu okullara endüstriyel, ticari, turistik vs. hüviyetler kazandırılmalıdır.”

Demek ki din, devlet için bir araçtır ve dindarlığın ortadan kaldırılmasından modern devletin bir çıkarı yoktur. Tam tersine Emekli Generalimiz ‘dinci tehlikesini’ önlemek için herkesi dinci yapmak gerektiğini söylüyor.

Not: Her meslekten imam yetiştirme önerisi, 1997 yılında başlayan RP ve radikal İslam’la mücadele programı çerçevesinde, MGK tarafından yeniden gündeme getirilmiştir.]

***

Bugün IŞİD her yerdeyse, IŞİD kafası kentlerimize, sokaklarımıza kadar girebildiyse; bunun temeli imamhatiplerde atılmıştır.

IŞİD Türkiye’nin dışında değil içindedir. 60 yıllık sistemli islamizasyon politikaları, IŞİD’in doğal tabanını yaratmıştır. Artık AKP tipi İslamcılık bitmiştir. AKP geriye doğru, daha vahşi, daha barbar bir siyasal İslamcılığa doğru yürümektedir.

Bu nedenle laik-sosyalist cumhuriyet mücadelesinin bir an önce iktidara taşınması gerekmekte. Bu mücadele sınıfsal bir mücadeledir. İlk somut adım imamhatiplerin kapatılması isteğini kitlesel bir politik kampanyaya dönüştürmektir.

***

Evet…

İmam hatipler sadece bir okul değildir.

Bir okul olmanın çok ötesinde, operasyonel işlevleri olan, bu coğrafyada laik-aydınlanmacı-ilerici ne varsa, yok etmeye adanmış gerici düşüncenin eğitim merkezleridir.

Nereden mi biliyorum?

Tam 7 yıl imamhatip yollarını aşındırmış ve imam hatip lisesinden mezun olmuş bir kişi olarak, ben bilmeyeceğim de kim bilecek!

“İmalat hatası bir imamhatipli” olarak bu gerçeği tüm dehşeti ve şiddetiyle biliyorum.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
yura
[ .... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 08.02.2014
İleti Sayısı: 816
Konum: Bolu
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: yura
Cevap Tarihi: 18.09.2014- 21:44


solculara zaten din düşmanı gözüyle bakılırken imam hatip liselerinin kapatılması kampanyası solcuların toplumdan dışlanmasına yol açmaz mı? bu öneriye doğru bir öneri denilebilirmi?



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
umut
[ umut yarın ]
Yasaklı
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 12.09.2013
İleti Sayısı: 3.105
Konum: Gizli
Durum: üye uzaklaştırılmış
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: umut
Cevap Tarihi: 19.09.2014- 21:12


Alıntı Çizelgesi: yura yazmış

solculara zaten din düşmanı gözüyle bakılırken imam hatip liselerinin kapatılması kampanyası solcuların toplumdan dışlanmasına yol açmaz mı? bu öneriye doğru bir öneri denilebilirmi?



Solculara din düşmanı olarak bakanların düşünceleri bu gerici eğilime sessiz kalındığında değişmeyecek ki. İmam Hatipler bu ülkenin eğitiminde gericiliğe yol açıyorsa ve gerici kadrolar yetiştiriyorsa bir solcu olarak buna karşı gerekir. Kim nasıl algılarsa algılasın.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
abbas
[ emeğin gücü ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 21.12.2013
İleti Sayısı: 830
Konum: Ankara
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: abbas
Cevap Tarihi: 20.09.2014- 05:06


Alıntı Çizelgesi: yura yazmış

solculara zaten din düşmanı gözüyle bakılırken imam hatip liselerinin kapatılması kampanyası solcuların toplumdan dışlanmasına yol açmaz mı? bu öneriye doğru bir öneri denilebilirmi?



Gericiler böyle düşünüyor diye solcular gericiliğe karşı çıkmamalılar mı? O zaman gericilerden bir farkımız kalır mı?



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
yorum2006
[ yorumcu ]

Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 15.08.2013
İleti Sayısı: 772
Konum: Gizli
Durum: Gizli
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

2 kere teşekkür edildi.
Cevap Yazan: yorum2006
Cevap Tarihi: 20.09.2014- 06:06


Türkiye'de laikliğin yerleşmesindeki en büyük sıkıntı dincilerin çağdaş topluma uygun tefsiri yapmak istememeleri. Batı'da sanayi toplumuna geçişle birlikte Hristiyanlık evrilmiş, reforma uğramıştır. Bizim "protestan" dediğimiz yeni mezhepler ortaya çıkmıştır. İş bununla da kalmıyor, Vatikan'ın din tefsiri ve özel yaşama müdahalesi de büyük değişikliğe uğramıştır. Kimse artık dini zorla yayma veya dayatma peşinde değil, herkesi Hristiyan yapmak için uğraşmıyor orada, Haçlı seferi düzenlemek zihniyeti bitmiştir. İslam coğrafyasında ise hala "cihat" peşinde olanlar var, hala kendilerinden olmayana "kafir" diyen zihniyet var, hala insanların özel yaşamına karışılıyor, giyimine kuşamına, ibadetine karışılıyor ve bunu devlet eliyle, hükümet eliyle yapmaya çalışıyorlar. Bakınız Vatikan bile "Evrim teorisi Hristiyanlıkla çelişmiyor" açıklaması yapmışken, bizim yobazlar Evrim Teorisi ile canla başla savaşıyor ve utanmadan bu işe bilim kuruluşlarını, Milli Eğitim'i ve TÜBİTAK'ı da alet ediyor. Okulları din devletinin okulu haline sokmak için her türlü pisliği yapıyorlar. İslamiyetin Sünnilikten başka mezheplerine bile tahammül yok. Bizim İslamofaşist klik herkesi zorla Hanefi yapmaya çalışıyor. Bunu göremeyen bir takım sahte solcular, liboşlar da her fikre özgürlük, demokrasi palavralarıyla bunlara arka çıkıyor. Oysa bu ülkede din zaten özgürdür, özgür olmayan dinsizliktir ve Sünnilik dışındaki din ve mezheplerdir. İmam Hatip Okulları da artık İmam ve Hatip yetiştiren okul değildir. Artık alternatif okul olma dönemini de geride bırakıyor. Esas okul haline getirmek istiyorlar. Normal, laik liseleri bitirip, tüm liseleri din okulu haline sokmak istiyorlar. Tabii ki bunlarla savaşılacaktır. Zamanı gelince bunlar tabii ki kapatılacaktır veya sayıları din adamı ihtiyacı ile sınırlanacaktır. Bu aşamada ise tüm liselerin giderek İmam Hatipleştirilmesine karşı savaşmak gerekiyor. Bakın Türkiye'den de İŞİD'e yüzlerce gencin katıldığı söyleniyor. AKP'den önce böyle bir vahşet örgütüne Türkiye'den ciddi katılım olmuş muydu? El Kaide'ye Türkiye'den ciddi katılım olmuş muydu? Tek tük katılan Türkiyeli olduysa da, bunların çoğu dış ülkelerde yaşayanlardı. İstanbul'da, Ankara'da, Sakarya'da v.b. camiler çevresinde örgütlenmiş İŞİD çetelerinin gönüllü topladıkları söyleniyor. Eskiden böyle birşey olası mıydı? Bu toplumun laik çerçeveden çıkarılması ve dinci yükselişin sonucudur. Buna çanak tutan sahte solcular, liboşlar da kına yaksın.




Bu ileti en son yorum2006 tarafından 20.09.2014- 06:13 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Hava kar topluyor umut 3 4197 07.11.2014- 15:55
Konu Klasör 'Hepimize yeterdi alacağın ekmek' melnur 0 3600 14.03.2014- 06:50
Konu Klasör 1 milyon çocuk ekmek peşinde dayanışma 0 2854 29.06.2014- 20:28
Konu Klasör Zalim Rejimi, ekmek ve hıyar… - şibusa 0 3260 19.04.2014- 12:40
Konu Klasör ABD Suriye'de 29. hava üssünü kuruyor melnur 0 1470 18.09.2019- 08:48
Etiketler   Hava,   ekmek,   laiklik…
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS