SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
KEMALİZM VE SOL HAKKINDA BİR ANALİZ           (gösterim sayısı: 4.546)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
kemalist
[ ..... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 20.02.2014
İleti Sayısı: 99
Konum: Ankara
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Konu Yazan: kemalist
Konu Tarihi: 29.09.2014- 20:51


KEMALİZM VE SOL HAKKINDA BİR ANALİZ

ÇÖKERTEMEDİLER! ÇÖKERTEMEYECEKLER !

Kemalizm, emperyalizmin işgali altındaki bir ülkenin devrimci-milliyetçilerinin bir milli kurtuluş bayrağıdır. Kemalizmin özü, emperyalizme karşı tavır alıştır. Kemalizmi bir burjuva ideolojisi, veya bütün küçük-burjuvazinin veyahut asker-sivil bütün aydın zümrenin ideolojisi saymak kesin olarak yanlıştır.

Kemalizm, küçük-burjuvazinin en sol, en radikal kesiminin milliyetçilik tabanında anti-emperyalist bir tavır alışıdır. Bu yüzden, Kemalizm soldur; milli kurtuluşçuluktur. Kemalizm, devrimci-milliyetçilerin, emperyalizme karşı aldıkları radikal politik tutumdur.

Resim Ekleme

Kemalizm, emperyalist boyunduruk altında olan yarısömürge ülkelerin devrimci milliyetçilerinin bir kurtuluş bayrağıdır. Kemalizm’e ruh veren, onu yaşatan, Milli Kurtuluşçuluğun (yani, antiemperyalist ve antifeodal) tavır alışıdır.”

“Kemalizm, ülkemizde asker sivil aydın zümrenin geleceğini yansıtan, antiemperyalist ve antifeodal bir tavır alıştır. Bu yüzden Kemalizmin sağı solu olmaz.

“Kemalizm soldur, Milli Kurtuluşçuluktur, emperyalizme karşı bu zümrenin isyan bayrağıdır.

“Milli Kurtuluşçu bir tutum yansıtması açısından bizler sapına kadar Atatürkçüyüz. Onun Milli Kurtuluşçuluk bayrağını, hayatımız da dahil, her şeyimizi ortaya koyarak biz dalgalandırıyoruz.”

Bu ifadeler bir Kemalist’e değil, Marksist-Leninist Mahir Çayan’a ait.

Mahir Çayan THKP savunmasında dönemin Atatürkçü geçinen karşı devrimcilerini ise şöyle tanımlıyor:

“İhtilalci ve ihtilal kavramlarından, sadece sosyalist ve proletarya devrimini anlayan iddia makamı için, Atatürk, elbette ki devrimci (ihtilalci) değildir; evrimcidir. Bize ve tarihe göre, meselenin bu izah tarzı, en nazik deyimle, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün tarihî kişiliğini ve O’nun eseri olan Anadolu İhtilali’ni hiç ama hiç anlamamanın somut belgesidir. Ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü bu şekilde değerlendirenler ne kadar Atatürkçülük iddiasında olurlarsa olsunlar onların Atatürkçülüğü, “gardrop” Atatürkçülüğünden öteye gitmez.”

Kemalizm’in ne olduğunu ırkçı şovenlerin, işbirlikçi liboşların ya da kuyrukçusu solcu geçinen oportünistlerin yazdıklarından değil gerçek yurtsever devrimcilerin dilinden anlamak gerekir. Kemalizm’in temellerini teşkil eden anti-emperyalist ve devrimci yapı 1950’lerden itibaren yıkılmaya, çökertilmeye çalışılıyor.

Son yıllarda bu çökertme çabaları yarı açık saldırılara dönüşmesine ve azgınlaşmasına rağmen Kemalizm dimdik ayakta duruyor.

Devletin tüm makamlarını kapmalarına, her karış alanını ellerinde tutmalarına rağmen hala açıkça tavır alamıyor, çekiniyorlar.

Meclis’te Pensilvanya’daki yasadışı illegal nurcu çetesinin şeyhini savunurken bile “Tamam, Türkiye şeyhler, müritler, meczuplar ülkesi olmayacaktır, eyvallah.” demek zorunda kalıyorlar.

Tüsiad’da Cem Boyner ülkenin bölünmesinin önemsizliğini vurgulamaya kalkışıyor, eşi anayasanın ilk 3 maddesinde sadece cumhuriyetin kalmasının yeterli olduğunu söylüyor ama bu hem kendilerinin hem de Tüsiad’ın bitişi oluyor, geri adım atıp inkara kalkışıyorlar.

Gazetecileri, yazarları, aydınları susturmaya çalıştılar. Türkan Saylan’ından Zekeriya Beyaz’ına varana kadar Kemalist olarak nitelendirdikleri insanların evlerine baskın yapıp korku imparatorluğunu kurmaya çalıştılar. Yüzlerine gözlerine bulaştırdılar. Başaramadılar. Kimse susmadı, susturulamadı.

S U S T U R U L A M A Y A C A K !

Yurtsever devrimciler bu yiğit Kemalistlerle omuz omuza olmayacak da, dinci faşistlerle, işbirlikçi liboşlarla, oportünist solcularla mı olacak?
Kemalistleri alkışlıyor, şapka çıkartıyorum.
Azimli mücadelelerinde onlarla müttefik olmak en büyük onurdur.

TÜRKİYE SOLUNDA OPORTÜNİST SAPKINLIĞIN PALAZLANMASI

12 Eylül öncesi sol içinde revizyonist ve oportünist anlayışlar olsa da egemen olan güç yurtsever devrimcilerdi. 12 Eylül darbesiyle sol büyük bir darbe yedi ve ezildi. 1984’de tırmanan PKK terörü ile sol 2. Darbeyi yedi. Sivil halka uzanan terör eylemleri ve bölücü söylemler; PKK’nın da sol olmasıyla sola maledilerek halkın sol düşünceden uzaklaşmasında etkili oldu. PKK’ya duyulan nefret sola da yansıtıldı.

Ardından 1991’de Sovyetler Birliği’nin yıkılması ve sosyalist ülkelerin peşpeşe düzen değiştirmesiyle sola ve sosyalizme olan umutlar tamamen azaldı. Meydan liberallere ve dincilere kaldı. Apolitize edilen gençlik ve yeni yetişenler liboş ve dinci söylemlerin etkisinde kaldılar. Bir yandan dinciler palazlanırken diğer yandan 80 öncesinin hızlı solcularından bir kısmı fikirlerinden döndüler ve ABD’nin yeni dünya düzenini ve küreselciliğin propagandasını yaptılar. Liberal sol diye bir safsata ile ortaya çıktılar. Kimisi vatanın ve bağımsızlık duygularının önemsizliğini yazdı, küreselciliği överek. Kimisi daha ileri gitti ve “Vatanı bir kiraz ağacının gölgesine ve bir çift kadın memesine satarım” diye kitabında yazarak mesaj verdi. Kimisi yurtseverliğin sol içinde yeri olmadığını, yurtseverliğin milliyetçilikle aynı olduğunu şırıngaladı genç beyinlere.

Ve oportünizm giderek sol içinde yaygınlaşmaya başladı. Öyle ki Kurtuluş Savaşı bile küçümsendi , çete savaşı dendi. Devrimler hafife alındı. Dönemi faşist diktatörlük olarak nitelendirenler dahi oldu. Buna karşın gerici feodal Kürt isyanlarından övgüyle söz edildi. Kürt milliyetçiliğine ve Kürt şovenliğine destek verildi. Kemalistlerin demokratik devrimde müttefik olduğu inkar edildi. Hatta ulusalcıları faşist olarak nitelendiren, Kemalistleri düşman ilan edenler oldu.

Burada şunu ayrıca belirtmek gerekir ki bu oportünist yapılanma solun sadece küçük bir kesiminde 1-2 parti ve birkaç örgütte oluştu. Solun önemli bir bölümü buna dahil olmadı ve duruşunu bozmadı. ÖDP’de ise olumsuz değişime müdahale edildi ve Ufuk Uras’tan yolların ayrılmasıyla parti doğru çizgiden sapmaktan kurtuldu.

DEVRİMCİLERİN AÇIK SÖZLÜLÜĞÜ

Mahir Çayan’ın Kemalizmle ilgili söylediklerini “O dönemin şartlarında politik söylem” diyerek
bir anlamda Mahir’e takiyyecilik ima eden oportünist sapkınlara en iyi yanıtı Deniz Gezmiş veriyor:

“Stratejik olarak düşüncelerimizi hiç bir zaman saklamayız. Hangi şartlarda olursak olalım bunu açıkça söyleriz.
Düşüncelerimizi mezara kadar götürürüz.
Nasıl burada namluların ve dipçiklerin gölgesi altında konuşuyorsak;
Düşüncelerimiz her zaman açıkça ifade ederiz.”


Peki Atatürk’ü küçük görenler kimlerdir?
Atatürk’e sahip çıkanlar kimlerdir?

Yine Deniz’den dinleyelim:

(Hakkımızda iddiannamede) “Fikir özgürlüğünü ve anayasayı paravan yapanlar, önceleri Atatürkçü geçinirken;
onun fikir ve şahsiyetini de küçük görmeye başladılar. Sadece Mustafa kemal tarafını beyan ediyorlardı.” diye bir cümle mevcuttur.
Bunu kesin olarak reddediyorum. Asla kabul etmiyorum. Diğer yurtseverler de bunu kabul etmezler. Bu kasten tahrif edilmek isteniyor.
Gerçekler örtülmek isteniyor. Bu cümle art niyetle hazırlanmıştır.
Bu memlekette Mustafa Kemal’e gerçekten sahip çıkanlar varsa; Onlar da bizleriz.
(…) Mustafa kemal sağ olsaydı bugün, çok şaşırırdı.”


Sanki bugünün işbirlikçi liboşların taklitçisi sapkın oportünistlere yanıt vermiş.

İzleyelim:

VİDEO LİNK :

http://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&v=K3KJmVSnFRE

Deniz Gezmiş’in gözünde oportünist olanlardan biri İbrahim Kaypakkaya idi. Kaypakkaya, Atatürk’e faşist diyen, Kemalizm’i faşizm olarak nitelendiren, Deniz, Mahir gibi devrimcileri sosyal faşist diye karalayan bir yapıdaydı. Deniz İbo için şunu söylemişti:

“Ne İbo’yla (İbrahim Kaypakkaya) ne de arkadaşlarıyla fikir mücadelesini kazanamazsınız. Ben de kazanamam. Kıvırırlar. O yüzden onları susturmanın tek yolu vardır: Ağızlarını açtıkları anda ağızlarına ağızlarına vurun!” (Deniz Gezmiş)

Ve Deniz bunu yapar. Sağmalcılar Cezaevindeyken grubuyla yaptığı teorik çalışmalara müdahale eden ve kendisini sürekli tahrik eden İbo’ya 2 yumruk atar. ( İbo – Turhan Feyizoğlu, Kaypakkaya ile birlikte – Ali Taşyapan)

KEMALİZM İDEOLOJİ – SİSTEM DEĞİLDİR

Herşeyden önce bilinmelidir ki; Kemalizm bir rejim şekli, bir ideoloji, bir sistem değildir.

10 yıl önce Kemalizm diye bir yönetim şekli yoktu ki, bugün o yönetim çökmüş, yerine yeni bir sistem kurulmuş olsun.
Kemalizm, ilkeler-prensipler bütünüdür, yani bir doktrindir.
Bu ilkelere dünyanın başka bir ucunda bir insan da sahip olabilir.
O insan da özgür vatandan, halkçılıktan, devrimcilikten, devletçilikten yana olabilir.
Ama Türkiye’deki adı önderinden dolayı Kemalizm olmuştur.
Bu adı koyanlar da batılılardır. Aynı Anadolu’ya “Türkiye” diyenlerin de batılılar olması gibi.

Dünyada feodal kalıntıları gözardı ettiğimizde iki sistem vardır.
Kapitalizm ve sosyalizm.
Bunlar çeşitli versiyonlarla türlere ayrılarak uygulanırlar.
Örneğin sosyal demokrasi kapitalizmin mi yoksa sosyalizmin mi bir versiyonu olduğu tartışmalıdır.
Uygulamada çok farklı ya da yetersiz örnekleri olduğundan kesin bir niteleme yapılamamaktadır.
Ama sosyalistlerin gözünde kapitalizmin, kapitalistlerin gözünde sosyalizmin dalıdır.
Benzer şekilde karma ekonomi de, kimi liberallerce sosyalizmin, kimi sosyalistlerce de kapitalizmin dalı olarak görülmüştür.
Başlangıçta Türkiye için düşünülen hedef devlet sosyalizmi olsa da, zaman içinde bunun uygulaması olanaksız görüldüğünden,
devletçilik ağır bassa da milli bir anlayışla kapitalizmin temelleri atılmıştır.
Kemalist fikirler bu temeller üzerinde biçimlenmiştir.

Kemalizm bir sistem olmadığı için çökmemiştir.
Sahip olduğu ilkelerin çoğu da çökecek türden değildir.
Bu ilkelerden tam bağımsızlık, laiklik, halkçılık, yurtseverlik, cumhuriyetçilik-demokratlık ve devrimcilik daima varlığını sürdürecek ve şiddetle savunulacak ilkelerdir.

Bugün bu ilkeler devlette ve devleti yönetenlerde mevcut mudur?
Hayır.
10 yıl önce mevcut muydu?
Hayır.
40 yıl önce mevcut muydu?
Hayır.

Örneğin 30 yıl önceki Kenan Evren’in düşünce yapısını ele alalım:
Tam bağımsızlıktan yana olduğu söylenebilir mi?
Hayır.
Halkçı mıydı, devrimci miydi, yurtsever miydi?
Hayır.
Laiklikten yana mıydı, demokrat mıydı?
Hayır. Demokrat olsaydı darbe yapmazdı. Laiklikten yana olsaydı; her konuşmasında ayetlere yer vermez, din dersini zorunlu kılmazdı.

Öyleyse neyin yıkımından, çöküşünden söz ediliyor?

Kemalizmin ilkeleri insanlarımızın kafasında mevcuttur.
Kimi insanımız bu ilkelerin tamamına sahiptir.
Kimi insanımız bir kısmına.
Örneğin halkçıdır, laiklikten yanadır, devrimcidir, demokrattır ama devletçi değildir.
“Ben Kemalistim” diye düşünmez. Öyle bir savunusu ya da etiketi yoktur. Ama laikliğe sımsıkı bağlıdır, yurtseverdir, çağdaşlıktan, devrimlerin korunmasından yanadır.
Ama iktidarı elinde bulunduranların amaçları-hedefleri bu kişilere terstir. Onlar iktidarın önünde bir engeldir.
O yüzden onları tasfiye etmek ister. Kurumlardan bu nitelikteki kişileri temizlemeye çalışır ve cemaat yanlılarını, gericileri, laiklik karşıtlarını kadrolaştırır.

Bizim liboş kafalı sapkın oportünistler de bu duruma “Yaşasın kemalizm yıkılıyor, çöktü. Ohhh!” diye alkış tutar.
Halbuki o kurumda kendileri de olsaydı, sırf laikliği savunduğu için tasfiye edilenler arasında yer alacaklardı.
Ama bu şapşallara “Kemalizm’in tasfiyesi” diye yediriliyor.

Kemalizm’in ilkelerinin bütününe sahip Kemalistler çoktur elbette.
Ama o ilkelerin bir kısmına sahip olanlar daha çoktur.
Ve gericiler ayırd etmeksizin tümünü Kemalizm kefesine koyar.
O yüzden sosyalistmiş, sosyal demokratmış, sağcıymış-solcuymuş ayırmaz.
Kemalistleri çökerttiklerini söylediklerinde hepimiz çökmüş sayılırız.
Çünkü artık laiklik çökmüştür, demokrasi çökmüştür.

Serdar Kaangil



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
solcu
[ kemal ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 24.01.2014
İleti Sayısı: 1.709
Konum: Ankara
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: solcu
Cevap Tarihi: 03.10.2014- 23:37


Kemalizmin ilkeleri insanlarımızın kafasında mevcuttur.
Kimi insanımız bu ilkelerin tamamına sahiptir.
Kimi insanımız bir kısmına.
Örneğin halkçıdır, laiklikten yanadır, devrimcidir, demokrattır ama devletçi değildir.
“Ben Kemalistim” diye düşünmez. Öyle bir savunusu ya da etiketi yoktur. Ama laikliğe sımsıkı bağlıdır, yurtseverdir, çağdaşlıktan, devrimlerin korunmasından yanadır.
Ama iktidarı elinde bulunduranların amaçları-hedefleri bu kişilere terstir. Onlar iktidarın önünde bir engeldir.
O yüzden onları tasfiye etmek ister. Kurumlardan bu nitelikteki kişileri temizlemeye çalışır ve cemaat yanlılarını, gericileri, laiklik karşıtlarını kadrolaştırır.


Kemalizm nedir diye pek çok başlıkta tartışıyoruz. Bence bu alıntı, kemalistlerin ortak düşüncesini anlatıyor. Halkçılık, devrimcilik, çağdaşlık, yurtseverlik, laiklikten yana olmak kendilerini kemalist olarak adlandıranların ortak özelliği. Kemalizm ne mi sorusunun yanıtı bence bundan iyi verilemez.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
solcu
[ kemal ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 24.01.2014
İleti Sayısı: 1.709
Konum: Ankara
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: solcu
Cevap Tarihi: 03.10.2014- 23:38


Kemalizmin ilkeleri insanlarımızın kafasında mevcuttur.
Kimi insanımız bu ilkelerin tamamına sahiptir.
Kimi insanımız bir kısmına.
Örneğin halkçıdır, laiklikten yanadır, devrimcidir, demokrattır ama devletçi değildir.
“Ben Kemalistim” diye düşünmez. Öyle bir savunusu ya da etiketi yoktur. Ama laikliğe sımsıkı bağlıdır, yurtseverdir, çağdaşlıktan, devrimlerin korunmasından yanadır.
Ama iktidarı elinde bulunduranların amaçları-hedefleri bu kişilere terstir. Onlar iktidarın önünde bir engeldir.
O yüzden onları tasfiye etmek ister. Kurumlardan bu nitelikteki kişileri temizlemeye çalışır ve cemaat yanlılarını, gericileri, laiklik karşıtlarını kadrolaştırır.


Kemalizm nedir diye pek çok başlıkta tartışıyoruz. Bence bu alıntı, kemalistlerin ortak düşüncesini anlatıyor. Halkçılık, devrimcilik, çağdaşlık, yurtseverlik, laiklikten yana olmak kendilerini kemalist olarak adlandıranların ortak özelliği. Kemalizm ne mi sorusunun yanıtı bence bundan iyi verilemez.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
proleterdevrim
[ Kızıl ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 03.10.2014
İleti Sayısı: 37
Konum: Ankara
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: proleterdevrim
Cevap Tarihi: 04.10.2014- 12:05


Yeni ekonomik politikalar kemalizm gibi eski kafa görüşleri söküp atıyor zati. Birinin yıkmasına da gerek yok. Zaten ölmüş gömmeyi unutmuşlar.

Mahir Çayan'da Deniz Gezmiş'te malum marksist leninistdir. Kemalist değil belirtildiği gibi. Dönemin teorik zayıflığını taşıyorlar sadece.
Bizlerin görevi ML bilimine göre analiz yapmaktır. ML bireylerin hatalarına takılıp kalmak değil. Kılavuzumuz ML'dir.

Buna rağmen kendilerini soyutlayabilmışler.

Mahir'in bilindik ''Bizim partimiz...'' açıklaması ve Denizler'in Türkiye Devriminin Yolu açıklamasında ilk hükumet hakkında ki yorumları ortada. (Marksizme en çok yaklaştıkları dönemdir bana kalırsa.)




Bu ileti en son proleterdevrim tarafından 04.10.2014- 12:07 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
abbas
[ emeğin gücü ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 21.12.2013
İleti Sayısı: 830
Konum: Ankara
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: abbas
Cevap Tarihi: 05.10.2014- 15:27


Hangi yeni ekonomik politikalar Kemalizm gibi ''eski kafa görüşleri'' söküp atıyormuş? ML kılavuzluğunda buna vardın? Kemalizmin ekonomi anlayışı eski kafa düşüncesi ise şu yeni kafa ekonomi politiği de herhalde çok ilerici buluyorsundur. ML kılavuzluğunuzdaki yorumunuzu okumak isterim. Devletçilik size göre eski kafacılık, sermayenin ''bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler''i yeni ve ilerici politika mı oluyor?



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
solcu
[ kemal ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 24.01.2014
İleti Sayısı: 1.709
Konum: Ankara
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: solcu
Cevap Tarihi: 05.10.2014- 18:17


Alıntı Çizelgesi: proleterdevrim yazmış

Yeni ekonomik politikalar kemalizm gibi eski kafa görüşleri söküp atıyor zati. Birinin yıkmasına da gerek yok. Zaten ölmüş gömmeyi unutmuşlar.

Mahir Çayan'da Deniz Gezmiş'te malum marksist leninistdir. Kemalist değil belirtildiği gibi. Dönemin teorik zayıflığını taşıyorlar sadece.
Bizlerin görevi ML bilimine göre analiz yapmaktır. ML bireylerin hatalarına takılıp kalmak değil. Kılavuzumuz ML'dir.

Buna rağmen kendilerini soyutlayabilmışler.

Mahir'in bilindik ''Bizim partimiz...'' açıklaması ve Denizler'in Türkiye Devriminin Yolu açıklamasında ilk hükumet hakkında ki yorumları ortada. (Marksizme en çok yaklaştıkları dönemdir bana kalırsa.)




Yeni ekonomik politikalar derken ne anlatmak istiyorsunuz? Halkçılığı, laikliği, yurtseverliği, çağdaşlığı mı öldürdü? Tam olarak ne söylemek istiyorsunuz?



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
proleterdevrim
[ Kızıl ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 03.10.2014
İleti Sayısı: 37
Konum: Ankara
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: proleterdevrim
Cevap Tarihi: 11.10.2014- 18:12


Alıntı Çizelgesi: abbas yazmış

Hangi yeni ekonomik politikalar Kemalizm gibi ''eski kafa görüşleri'' söküp atıyormuş? ML kılavuzluğunda buna vardın? Kemalizmin ekonomi anlayışı eski kafa düşüncesi ise şu yeni kafa ekonomi politiği de herhalde çok ilerici buluyorsundur. ML kılavuzluğunuzdaki yorumunuzu okumak isterim. Devletçilik size göre eski kafacılık, sermayenin ''bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler''i yeni ve ilerici politika mı oluyor?



Kemalizm'in devletçilik uygulamasını kavrayıver alırsın bütün cevaplarını.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
solcu
[ kemal ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 24.01.2014
İleti Sayısı: 1.709
Konum: Ankara
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: solcu
Cevap Tarihi: 11.10.2014- 19:30


Alıntı Çizelgesi: proleterdevrim yazmış

Alıntı Çizelgesi: abbas yazmış

Hangi yeni ekonomik politikalar Kemalizm gibi ''eski kafa görüşleri'' söküp atıyormuş? ML kılavuzluğunda buna vardın? Kemalizmin ekonomi anlayışı eski kafa düşüncesi ise şu yeni kafa ekonomi politiği de herhalde çok ilerici buluyorsundur. ML kılavuzluğunuzdaki yorumunuzu okumak isterim. Devletçilik size göre eski kafacılık, sermayenin ''bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler''i yeni ve ilerici politika mı oluyor?



Kemalizm'in devletçilik uygulamasını kavrayıver alırsın bütün cevaplarını.



Kavradığın şeyi anlatıverseydin, bir yorum yaptın içinden çıkamıyorsun, şimdi de siz okuyun anlayın diyorsun:)



Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör ANALİZ | Demirtaş’ın yeni çizgisi: Kürt-İslam sentezi... melnur 1 151 07.02.2024- 09:21
Konu Klasör OLASI BİR AKP-MHP KOALİSYONU HAKKINDA NE DÜŞÜNORSUNUZ Brusk 3 2754 13.07.2015- 19:33
Etiketler   KEMALİZM,   SOL,   HAKKINDA,   BİR,   ANALİZ
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS