SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 4 Sayfa:   Sayfa:   [1]   2   3   4   >   son» 
Seyit Rıza’nın İngilizler'e mektubu           (gösterim sayısı: 18.912)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
abbas
[ emeğin gücü ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 21.12.2013
İleti Sayısı: 830
Konum: Ankara
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Konu Yazan: abbas
Konu Tarihi: 16.11.2014- 18:23


Seyit Rıza’nın İngilizler'e mektubu

Resim Ekleme

Ekselanslarınızdan Kürt halkını, hükümetinizin yüksek etkisinden yararlandırmanızı diliyoruz.

‘Kürt halkı hükümetinizin yüksek ahlakî etkisinden yararlandırmanızı diliyor. Sayın Bakan, en derin saygılarımızı sunmaktan onur duyarım’

Cumhuriyet yönetiminin yeni düzenlemelerine isyan edip Singeç Karakolu’nda 33, Mazgirt Karakolu’nda da 56 askerimizi baskınla şehit ettiler. Seyit Rıza ve altı adamı 15 Kasım 1937 günü idam edildi. Bugün ‘Kürt’ ya da ‘Alevi’ isyanı olarak piyasaya sürülen hareket, gerçekte İngiltere ve Fransa destekli aşiret isyanıydı.

Dersim İsyanı, 1876’dan 1937 yılına kadar bölgede yaşanan 11. isyandı. İsyanı, Hükümetin aldığı bir dizi kararı tanımayan aşiretlerin vergi ve asker vermeme ile bölgeye dokunmama ültimatomu ardından, 21 Mart 1937 günü Singeç Köprüsü’nün havaya uçurulması ve yanında bulunan karakolun basılarak 33 Mehmetçiğin şehit edilmesiyle başladı. Mazgirt Köprüsü de havaya uçurulmuş ve burada bulunan jandarma taburunda 56 askerimiz şehit edilmişti. Ayrıca Harçik deresi üzerindeki Pah Köprüsü de havaya uçuruldu ve isyan bölgeye yayıldı. İsyanın en yoğun çatışmaları Mayıs-Eylül 1937 arası oldu. Hızla yayılan isyanın üzerine, Ankara Hükümeti kararlılıkla gitti.

15 KASIM’DA İDAM EDİLDİ

Seyid Rıza ve iki adamı 11 Eylül’de Erzincan’da Hükümet Konağı’na gelerek kayıtsız şartsız teslim oldu. Ayrıca 6 aşiret reisi de yakalandı. 12 Ekim günü de Seyid Rıza ile birlikte 57 kişinin davası Tunceli Ağır Ceza Mahkemesi’nde başladı. Seyit Rıza ve 6 adamı hakıknda verilen idam kararı 15 Kasım 1937 günü infaz edildi.

FRANSA’NIN GÖNDERDİĞİ SİLAHLAR YAKALANDI

Bugün iddia edildiği gibi isyan ‘Kürt’ ya da ‘Alevi’ isyanı değil; aşiret isyanıydı! Cumhuriyet’in ‘Tunç’ eliyle de derebeylik düzeni yıkıldı. O günlerde dış basın olayları ‘Kürt isyanı olarak” ele alır, Türkiye ve Cumhuriyet düşmanları ise gelişmeleri sevinçle takip eder. Hareketi İngilizler ve Fransızlar destekler. Hatta Fransa’nın gönderdiği silahlar, güvenlik kuvvetlerimizin eline geçer. Sovyetler Birliği ise bizi destekler. Emperyalist destekli gerici isyanı, kendilerine karşı da yapılmış olarak kabul ederler. (Yalçın Doğan, s.185-188)

‘EŞKIYALIK KISA SÜREDE BERTARAF EDİLDİ’

Atatürk, 1 Kasım 1937 günü TBMM’de Tunceli olaylarına değinerek, huzur ve sükûnun sağlandığını ve Cumhuriyet yurttaşlarının refah ve saadet imkânlarından azami şekilde istifade ettiğini belirterek, “İleri hükümetçiliğin şiarı, halkı, kudretini olduğu kadar şefkatine de samimiyetle inandırabilmesidir. Büyük küçük bütün Cumhuriyet memurlarında bu zihniyetin en geniş ölçüde gelişmesine önem vermek çok yerinde olur” der. (Atatürk’ün Bütün Eserleri, C.30, Kaynak Yayınları, 2011, s.72)

Seyit Rıza’nın İngiltere Dışişleri Bakanlığına 21 Eylül 1937 günlü gönderdiği mektup: “Yıllardır, Türk Hükümeti Kürt halkını asimile etmeye çalışıyor ve bu amaçla halkı eziyor, Kürtçe yayınları ve gazeteleri yasaklıyor. Türk Hükümeti son olarak, hükümetle yapılan anlaşma gereği, bu işkencelerin dışında tutulan Dersim’e de girmeye çalıştı. Bu olay karşısında Kürtler, uzak sürgün yollarında yok olmaktansa, 1930’da Ağrı Dağında, Zilan vadisinde ve Beyazıt’ta yaptıkları gibi, kendilerini savunmak üzere silaha sarıldılar. Üç aydan beri ülkemi, acımasız bir savaş kırıp geçiriyor. Ben ve arkadaşlarım Türk ordusunu başarısızlığa uğrattık. Benim sesimle ekselanslarınızdan maruz bulunduğu zulüm ve adaletsizliğe son vermek için, Kürt halkı hükümetinizin yüksek ahlakî etkisinden yararlandırmanızı diliyor. Sayın Bakan, en derin saygılarımızı sunmaktan onur duyarım. Seyit Rıza.” (Londra The National Archives, “FO371/20864/E5529”

‘İNGİLİZ VE FRANSIZLAR BİZİMLEDİR!’

İsyancıların propaganda bildirisi: “Ey Dersimliler! Nasıl oluyor da sizler üç yüz seneden beri kimseye teslim olmadığınız halde askersiz, leşkersiz sakin Hüseyin Abdullah Paşa’ya teslim oluyorsunuz. Hükümetin elinde asker yoktur. Hem hükümet buraya asker sevk etmeye kalkışırsa İngiliz ve Fransızlar derhal ilanı harp edecekler ve bizi kurtaracaklar. Araplar da bizimle beraberdir.'"

ŞEYH SAİT’İN TORUNU İSYANIN ELE BAŞI

28 Temmuz 1937 tarihli Sovyet raporu: “Üç ay önce Dersim bölgesinde patlak veren karşıdevrimci isyan, henüz kesin olarak bastırılamadı. Bu isyanda yeni olan şu: Temmuz başında Türkiye’nin güneydoğu sınırından (Suriye) Türkiye’ye bir çeteci grubu girdi ve başında Şeyh Abdurrahim vardı. Bu grup dağıtıldı. Şeyh Abdurrahim, 1925 senesinde büyük bir gerici Kürt isyanı tertipleyen Şeyh Sait’in kardeşidir. Şeyh Abdurrahim keza 1925 isyanına da katılmıştı.”

KOMİNTERN RAPORU

Marat (İsmail Bilen, TKP yetkilisi) imzasıyla, 27 Haziran 1937 günü Komintern’e “Dersim İsyanı” başlıklığıyla verilen rapor: “Dersim aşiretlerinin başlarında ya bir mürteci şeyh, ya bir ağa, ya bir bey vardır. Bütün aşiretler silahlıdır. Silahlı kuvvetler aşiret reisinin emri altındadır. Dersim’de devlet otoritesi ve hükümet cihazı görünüşte mevcuttur.”

‘DEVLETİ HİÇE SAYIYORLAR’

Komintern belgelerinden: “Bugüne kadar Dersim, Türkiye’nin ulusal ekonomisinin dışında kalmaktaydı. Az gelişmiş olan ticaret tamamen aşiret reislerinin ve onların adamlarının aracılığıyla yürütülüyordu. Çeteler barışçı komşu köylere yağma seferleri düzenlerdi.”

“Dersim’de devlet otoritesi sadece kâğıt üzerinde kalıyordu. Feodal aşiret reisleri, her fırsatta devleti hiçe sayarlardı. Devletin Dersim’de askerlik yükümlülüğünü gerçekleştirmesi ve yasal vergileri toplaması bugüne kadar mümkün olmamıştır.” (Komintern Belgelerinde Türkiye-3: Kürt Sorunu, Kaynak Yayınları, s. 67).

Ercan Dolapçı

Aydınlık



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
abbas
[ emeğin gücü ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 21.12.2013
İleti Sayısı: 830
Konum: Ankara
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: abbas
Cevap Tarihi: 16.11.2014- 18:30


Dersim olayları bir katliam değil, İngilizlerin kışkırtmasıyla bölgedeki 6 güçlü aşiretin Seyid Rıza komutanlığında Cumhuriyet'e karşı ayaklanmasıdır. Vergi ve   asker vermek istemiyorlar   bölgede özerk   aşiretsel yapının devam etmesini istiyorlardı. Bu ayaklanmaya bölgede sadece 6 aşiret katılmıştır. Diğer aşiretler katılmamıştır.   Yeni kurulan bir Cumhuriyet'in böyle bir ayaklanmaya kayıtsız kalması beklenemezdi. Sonuçlarda aşırılıkların olması eleştirilebilir ancak Dersim denildiğinde akıllara sadece katliam getirmek bana göre çok yanlış bir düşünce.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
Alisan
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: Alisan
Cevap Tarihi: 16.11.2014- 19:59


Türkiye'de her sey "dis güclerin kiskirtmasiyla" oluyor. Bu tiyatro tuttugu icin Tayyip dahi bakti olmuyor hemen dis gücler sunu yapti, dis gücler bunu yapti,... diyor.

Her sorunun kaynagini "dis güclere" havale etmeden önce insan bir kere olsun aynaya bakar ve kendi sorumlulugu nedir masaya yatirir. Türkiye Cumhuriyeti ve ahalisi asla suclu degildir her olay "dis mihraklarin kiskirtmasiyla" olmaktadir. Gezi dahi "dis mihraklarin kiskirtmasiyla" olan bir "terör" eylemidir.

Sayin abbas, artik bu "dis mihraklar" kabak tadi vermeye basladi, baska senaryolar arayin derim.




Bu ileti en son Alisan tarafından 16.11.2014- 20:00 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
Alisan
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: Alisan
Cevap Tarihi: 16.11.2014- 20:03


Tipik Aydinlik davranisi,.....
1980 öncesi ve sonrasindada devrimcileri isimleriyle polise ihbar ediyordu.
Simdilerde ise Sol'a ihaneti daha da acik yapiyor.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
umut
[ umut yarın ]
Yasaklı
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 12.09.2013
İleti Sayısı: 3.105
Konum: Gizli
Durum: üye uzaklaştırılmış
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: umut
Cevap Tarihi: 16.11.2014- 21:04


Alıntı Çizelgesi: Alisan yazmış

Tipik Aydinlik davranisi,.....
1980 öncesi ve sonrasindada devrimcileri isimleriyle polise ihbar ediyordu.
Simdilerde ise Sol'a ihaneti daha da acik yapiyor.



Bu söylediğinin konuyla ne ilgisi var? Ne söylemek istedin burada?



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
yura
[ .... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 08.02.2014
İleti Sayısı: 816
Konum: Bolu
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: yura
Cevap Tarihi: 16.11.2014- 21:14


Alıntı Çizelgesi: Alisan yazmış

Türkiye'de her sey "dis güclerin kiskirtmasiyla" oluyor. Bu tiyatro tuttugu icin Tayyip dahi bakti olmuyor hemen dis gücler sunu yapti, dis gücler bunu yapti,... diyor.

Her sorunun kaynagini "dis güclere" havale etmeden önce insan bir kere olsun aynaya bakar ve kendi sorumlulugu nedir masaya yatirir. Türkiye Cumhuriyeti ve ahalisi asla suclu degildir her olay "dis mihraklarin kiskirtmasiyla" olmaktadir. Gezi dahi "dis mihraklarin kiskirtmasiyla" olan bir "terör" eylemidir.

Sayin abbas, artik bu "dis mihraklar" kabak tadi vermeye basladi, baska senaryolar arayin derim.



kürt isyanları yabancı devlet kışkırtmalarıyla gericiliğin cumhuriyete karşı ayaklanması değil mi?



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
Alisan
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: Alisan
Cevap Tarihi: 16.11.2014- 22:01


Alıntı Çizelgesi: umut yazmış

Alıntı Çizelgesi: Alisan yazmış

Tipik Aydinlik davranisi,.....
1980 öncesi ve sonrasindada devrimcileri isimleriyle polise ihbar ediyordu.
Simdilerde ise Sol'a ihaneti daha da acik yapiyor.



Bu söylediğinin konuyla ne ilgisi var? Ne söylemek istedin burada?

umutcugum simdiye kadar neyi dogru dürüst anladinki bunu anlayasin. Anlayamaman gayet normal. Berlin duvarini dahi bu kadar yil sonra anlayamayan hic bir seyi anlayamaz. Oysa gercek bir solcu ve sosyalist ne demek istedigimi cok acik ve net bir sekilde anlamisti.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
Alisan
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: Alisan
Cevap Tarihi: 16.11.2014- 22:02


Alıntı Çizelgesi: yura yazmış

Alıntı Çizelgesi: Alisan yazmış

Türkiye'de her sey "dis güclerin kiskirtmasiyla" oluyor. Bu tiyatro tuttugu icin Tayyip dahi bakti olmuyor hemen dis gücler sunu yapti, dis gücler bunu yapti,... diyor.

Her sorunun kaynagini "dis güclere" havale etmeden önce insan bir kere olsun aynaya bakar ve kendi sorumlulugu nedir masaya yatirir. Türkiye Cumhuriyeti ve ahalisi asla suclu degildir her olay "dis mihraklarin kiskirtmasiyla" olmaktadir. Gezi dahi "dis mihraklarin kiskirtmasiyla" olan bir "terör" eylemidir.

Sayin abbas, artik bu "dis mihraklar" kabak tadi vermeye basladi, baska senaryolar arayin derim.



kürt isyanları yabancı devlet kışkırtmalarıyla gericiliğin cumhuriyete karşı ayaklanması değil mi?

Bu soryu simdi ciddi ciddi bir sosyalist olarakmi soruyorsunuz?



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
yura
[ .... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 08.02.2014
İleti Sayısı: 816
Konum: Bolu
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: yura
Cevap Tarihi: 16.11.2014- 22:23


Alıntı Çizelgesi: Alisan yazmış

Alıntı Çizelgesi: yura yazmış

Alıntı Çizelgesi: Alisan yazmış

Türkiye'de her sey "dis güclerin kiskirtmasiyla" oluyor. Bu tiyatro tuttugu icin Tayyip dahi bakti olmuyor hemen dis gücler sunu yapti, dis gücler bunu yapti,... diyor.

Her sorunun kaynagini "dis güclere" havale etmeden önce insan bir kere olsun aynaya bakar ve kendi sorumlulugu nedir masaya yatirir. Türkiye Cumhuriyeti ve ahalisi asla suclu degildir her olay "dis mihraklarin kiskirtmasiyla" olmaktadir. Gezi dahi "dis mihraklarin kiskirtmasiyla" olan bir "terör" eylemidir.

Sayin abbas, artik bu "dis mihraklar" kabak tadi vermeye basladi, baska senaryolar arayin derim.



kürt isyanları yabancı devlet kışkırtmalarıyla gericiliğin cumhuriyete karşı ayaklanması değil mi?

Bu soryu simdi ciddi ciddi bir sosyalist olarakmi soruyorsunuz?


sorumu geri aldım, boşverin:)



Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 4 Sayfa:   Sayfa:   [1]   2   3   4   >   son» 



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör TROÇKİ’NİN MEKTUBU ÜZERİNE spartakus 0 2454 20.01.2015- 15:04
Konu Klasör Diyarbakır'da Öcalan'ın mektubu okundu melnur 3 4595 23.03.2014- 10:01
Konu Klasör Kobane'de ölen Nejat'ın son mektubu proletersosyalist 2 4543 20.10.2014- 14:15
Konu Klasör Gülen Erdoğan'a barış mektubu mu gönderdi? melnur 1 4845 04.01.2014- 19:12
Etiketler   Seyit,   Rıza’nın,   İngilizlere,   mektubu
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS