SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 2 Sayfa:   Sayfa:   [1]   2   >   son» 
Yalçın Küçük Üzerine Tespitler           (gösterim sayısı: 10.782)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
proletersosyalist
[ Bekir Sami ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 15.09.2014
İleti Sayısı: 709
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Konu Yazan: proletersosyalist
Konu Tarihi: 12.12.2014- 05:57


Yalçın Küçük Üzerine Tespitler

Ali Mert   22/02/2013   soL

Bayram değil seyran değil, niye öpüyoruz amcamızı? Yoksa amca mı bizi öpüyordu? Her neyse, yetmiş beşinci yaş günüymüş üstadın, kutlu olsun öncelikle. Bu özel yaş günü için açılan siteyi gördük, Cogito dergisi için Enis Batur'la yaptığı kapsamlı ve merak kaşıyan bir söyleşiyi okuduk (1), aklımıza başka şeyler de geldi, yazmamız gerekti. Ne mi? Özellikle son dönemde yazdıklarından ve yaptıklarından hareketle bir eleştiri.

Peki, zamanı mı şimdi? Birincisi,yüce gök geçinden versin genelde kayıplardan sonra gelen ve bizim örneğimizde olası bir kayıptan sonra gelebilecek Kör öldü, badem gözlü oldu yazıları kervanına katılmadan yazmanın daha yerinde olacağı aklımıza geldi. İkincisi, şu günlerde mapusluk, ameliyat koşulları vb. hocayı eleştiren, eksiklerine/gediklerine dikkat çeken bir şeyler yazabilmenin insani zorlukları olsa da, solumuzun/soluğumuzun eleştirmeden gelişemeyeceği de aklımıza geldi. Bunu Küçük'ten de öğrendiğimiz için yazarken rahat ve samimi olabiliriz sanırım. Maddeler halinde ve yer yer doğrudan Yalçın Küçük'e seslenir gibi yazmamız da işleri kolaylaştırmaz mı? Bakalım:

1. Birinci eksiğiniz, herkesin fark edebileceği üzere egosantrizm/benmerkezcilik çizgisinde sınır tanımamanız... Egosu şişkin ve iddialı her insanda gördüğümüz türden standart bir benmerkezcilik değil bu megalomani düzeyinde. Çok şükür ülkemizdeki hiçbir kalem erbabında, yazı çizi işine bulaşmış egoda Dünyayı ben yarattım, dağları da tabii ki, gördünüz mü herkes bana âşık zaten sendromu eksik değil de, sizdeki normalin birkaç misli ileride. Ben yaptım, ben kurdum, ben çıkardım, ben bıraktım, ben düzelttim, ben kapattım, ben, ben,ben derken,Çıkarın beni, hiçbir şey kalmaz geriye mertebesine erişiyorsunuz hızla. Eh, çıkaralım o vakit diyesi geliyor insanın ister istemez. Tabii biraz çocuk, çokça çılgın, dahi ve de deli,kaçık profesör imajı da işin bir parçası. Kıyafetle, kalpak ve kaşkolle de bütünlenen bu imajı, caka ve fiyakayı bozmamalı. Yine de, ey hoca, bu denli abarttığında, bir şekilde temsil ettiğin(i düşündüğün) tüm değerler için de zararlı değil mi bu kadar şişkinlik sence de? Hadi sen bir özne ya da balon olarak şişirmekle/şişinmekle patlamıyorsun pekala ya, gerçekten ve objektif olarak zararlı olabileceğini de görmüyor musun? Bakın işte bunlar da böyle deli, kaçıklar imajının genel olarak zarar verebileceğini ya da. Ve kilo kilo egolar birbirini kovalarken,Beni çıkarınca hiçbir şey kalmaz mertebesine ulaşmanın (imajla da birleştiğinde) sen ne dersen de, belli zihinlerdeki etkisi ve yansıması itibariyle maalesef delilikten başka bir anlama gelmediğini! Bu arada haberiniz olsun, vefat ilanları okumaktan vakit bulamıyorsunuzdur, Dönük Mürid falan filan, feci kitaplar çıkıyor imaj mimaj demiyor, oradan, buradan, her kıyı ve köşeden dokunduruyor. (2)

2. Maddi hatalarınızı düzeltmemeniz, duymazdan/görmezden gelmeniz... İnandırıcılık, güvenirlik diye bir şey var değil mi? Açıklık ve dürüstlük diye de. Hatalardan ders çıkartmak, en azından somut olarak gösterildiklerinde üzerlerine gitmek ve düzeltmek diye, bir de. Gerçek solu, sosyalizmi, sosyalizm mücadelesini tanımlayan şeylerdendir kanımca. Ey hoca, hata yaparken de sahici/harbici ve samimi olduğundan, kendi paradigmana göre yazıp durduğundan kuşkum yok ama bu hata(lar) İşte budur diye gösterilebilecek kadar belirgin ve somut iken, (özür dileyip ya da dilemeyip) onlardan geri basmamak neden? Maddi yanlışlar, söylediğiniz doğruları da yiyip bitirmez mi? Kurmaya çalıştığınız paradigmanın temellerini dinamitlemez mi? İnandırıcılık yitip gitmez mi? Öyle maalesef Örnek mi? Çok vardır ama bizzat yaşadığım/tanık olduğum bir tanesi olsun: Nâzım Hikmet'i ölüm yıldönümlerinde Moskovadaki mezarı başında anma seanslarından birine dönük yazdığınız bir yazıda, Vedat Türkaliyi o yıl, o gün, oraya katılmakla suçluyor olmanız idi mesela bir meselem.Türkali'nin orada olmadığından kendim kadar emindim çünkü. Gerçekten kendim kadar. O yıl, o anma günü benim de olduğum bir ortamda idi kendisi, gözümün önünde, Nâzım'ın uzaklardan hediye ettiği hırkasıyla. Ve düzeltme gelmesine rağmen, aynı şeyi yazmaya devam ettiniz. O kadar somut ve maddi bir hata ki, görüşlerine değer verilmesini isteyen biri, bunu görmeden/düzeltmeden nasıl yazmaya devam edebilir ki? Gerçekten feci.

3. Eleştiri adı altında ya da siyasal/ideolojik netleşme adına veyahut da benmerkezcilik yüzündendir yine kesip biçerken bir şeyleri iyice uçlaştırıvermeniz.Çubuk bükme falan değil, uç-laş-tır-ma ve dolayısıyla belli bir müddet sonra saçmalama. En son Aydınlıkta kaleme aldığınız Yaşar Kemal romancı değildir, mahsulü yoktur anlamına gelen yazınız mesela. (Ya da daha eskilerden Oğuz Atay ilkokul romanı yazıyor abartması veya Latife Tekinle uğraşırken vardığınız başka uçlar vb.). Diyelim, Kemalin eleştirilebilecek on bin yönü olsa da, böyle bir söz/yaklaşım duyduğunda, ne yapabilir ki muhakeme yeteneğini yitirmemiş herhangi biri,Yürü git demekten başka?

4. Bilmediğiniz konularda da ahkâm kesmeniz, hatta tezler yazıvermeniz.Bu da tabii en acayip özelliklerinizden, eksikliklerinizden biri. İlgili konularda sizi on kez cebinden çıkarabilecek birilerinin de okuyabileceğini düşünerek - basit bir düşüncedir - bilmediğiniz konulara hiç girmeyin bence. Örnek mi? Yine çoktur ve yine bildiğimiz yerden bir tanesini örnekleyelim. Dünyada öncü, yenilikçi sanatsal üretimin gerçekleştirilebildiği birkaç alandan biri. Sizin köylü müziği derekesinde küçümseyerek, tekrarlara dayanır ve de gericidir vb. diye zavallı birtakım tezlerle yüklendiğiniz caz ve doğaçlama müziği mesela. Gerçekten hiç girmeyin bu türden konulara. Yazık. Müziğin en ileri formlarını üretmeye devam eden, sıçrayarak gelişen büyük bir birikim karşısında ancak yazıklanarak bakılabilecek birtakım belirlemeler diyelim. Geçelim. Ama geçerken Fazıl Say'ın yurtdışında bilinen bir piyanist olmadığını, Pariste kimsenin bilmediğini falan es geçmeyelim. Yani bu ve benzer yazıların, tezlerin, tespitlerin, sadece cehaletle değil ayıpla da açıklanabileceğine değinelim.

5. Evet, artık kültür/sanat alanından, gerçek sorun tablosunu daha da büyüten ideoloji ve siyaset alanına doğru ilerliyoruz ve elbette sürpriz değil, karşımıza ötekileştirme ya da köken avcılığı çıkıyor ilk olarak. Son yıllardaki saplantınız. Nereden, nasıl bulaştınız bilmiyorum ama Aydın Üzerine Tezler gibi o koskoca ve ufuk açıcı yapıtları yazan birinin, sonradan böyle bir yola sapması gerçekten de inanılır gibi değil.

İlk yapıtlarınızda da zorlayıcı idiniz ama bu defa zorlanan alan ve zemin çok farklı. Alalım Mehmet Akif'in dizesini karşımıza,kork-ma-sön-mez-bu-şa-fak,sonra birleştirelim marşın okunma ritmine de uygun olarak ikinci ve üçüncü heceyi, oldu mu size ma-sön,yani mason. Oldu! Türkiyede köşe başlarına kurulmuş yeteneksizlerin özel ilişki ağını, birbirlerini tutmalarını ve oligarkları deşifre edeceğim, karanlığı aydınlatacağım derken, saçma değil mi? Bu tür saçmalıklar, özgün katkılarınızı da gülünçleştirmez, hiçleştirmez mi? Buradan aydınlanma değil ahmaklaşma çıkar. Gizli tarikat bilmeceleri, kutsal metinlerin şifreleri, nümeroloji, onomastik, çekomastik Ha bir de dinci sağın anti-semitizmi ile dans etmek. Kökenlerinden size ne insanların olduklarıyla değil de, yaptıkları ve yazdıklarıyla ilgilensenize. Hem mason, sabetaycı ya da yahudi olsa ne olacak, olmasa ne olacak Mehmet Akifle ve düşüncesiyle ve daha niceleriyle hesaplaşma buradan mı çıkacak?

Bir ikinci ötekileştirme ya da ayrımcılık meselesi, kullandığınız (kullanmayı tercih ettiğiniz) dilden yansıyan homofobi. Tamam, çoğumuz gibi o kültür içerisinde yetişmiş olabilirsiniz, ancak - sizin tarzınızda soralım - bir aydın, bu yetişme koşullarını ve koşullanmaları aşan değilse nedir? Bir yazar olarak bu aşağılayıcı/ayrımcı dilin yazdıklarınıza sirayet etmesine nasıl dikkat etmezsiniz? Şu acı dolu Silivri, duruşmalar ve aramalar yazınızda bile, sırf bu yüzden bir çuval inciri berbat ettiniz.

Benzer şekilde ve özetle,Başbakanın sara hastası olduğunu ve dolayısıyla pek çok açıdan iş göremez durumda olduğunu ispata dönük tıbbi açılımınızda kullandığınız dille, tüm sara hastalarına dönük ayrımcı tutumunuz da herhalde malumunuz. Ve yine aynı soru: Olsa ne olacak, olmasa ne olacak mücadele buradan mı çıkacak?

Buradan da altıncı ve galiba en önemli maddemize, eksiğimize, gediğimize ve boşluğumuza geliyoruz: Mücadele sahiden nereden çıkacak?.. Kendi adıma baştaki beş madde üzerine inşa edilmiş hafif bir yazı planlarken, bu haklı soru, daha doğrusu katkı, Ayşe Düzkandan geldi.İşçi sınıfına, sınıf hareketine inançsızlık dedi. Derin analizlere girişip diğer hatalarınızın nedeni ve kökeni olarak da irdelenebilir. İki hafta önce yazmaya çalıştığım eğik düzlem yazısının (3) basit bir örneği olarak da. Siz, en temelde sınıf eksenini yitirmiş vaziyettesiniz. Bugünkü duruşunuz ile sınıftan kaçışı ve örgütsüzlüğü vaat etmektesiniz. Bunlar, ulus/ millet /milliyet/ yurt zeminindeki eğik düzlemde Aydınlık denen dibe ve karanlığa kadar da kayma nedeniniz.

Tabii tüm bu eksiklerinizi, gediklerinizi, boşluklarınızı sıralarken, meziyetlerinizi de unutuyor değilim/değiliz. Türkiye Üzerine Tezler, Aydın Üzerine Tezler, Yeni Bir Cumhuriyet İçin ve Bilim ve Edebiyat başta olmak üzere oluşturduğunuz birikimin ve ürettiğiniz özgün düşüncenin elbette farkındayım ve takipçisiyim/takipçisiyiz. Onun da ötesinde, bugüne doğru geldiğimizde, mücadele eden, iktidar arayışı çerçevesinde mücadelesini sürdüren solcu bir aydına, üstelik mücadelesi uğruna hapse düşene büyük saygı duyarım/duyarız elbette. Ama Su içene yılan bile dokunmaz kuralı yok ya burada eleştiri yöneltmek ve doğruları göstermek kaçınılmazdır bizim dünyamızda. Mücadele yürütüyor diye dokunmamak değil, yanlış mücadele yürütüyor diye iki misli dokunmak gerekir bizde. Biz demişken, bir şekilde içinde bulunduğum geleneği, çıkışı itibariyle besleseniz de, geldiği nokta itibariyle ondan beslenmeyi hiçbir şekilde kabul ya da tercih etmemeniz de, bu anlamda çok büyük bir diğer eksikliğiniz.

Bitiriyorum. Hazır tezi yazıyorum diye coşup taşmamışken ve (aradaki ayrım, ilkinin akademik tınlaması dışında her ne ise) tespitler düzeyinde kalmış iken finalde söyleyeceklerimiz de soğukkanlı ve benmerkezci olsun bari.

Dost acı söyler mi denir, yoksa çocuğunun adını bile (Türkiye solunda Hikmet Kıvılcımlı ve Doğan Avcıoğlu ile birlikte özgün düşünce üretmiş üç isimden birinin adını verme kararıyla) Yalçın koymuş Aydın Üzerine Tezleri alternatif üniversite ortamında ders konusu haline getirmeyi denemiş ve ilk öykü/deneme kitabına Buluşma adını vererek Küçükle Avcıoğlunu bir başka şekilde buluşturmayı denemiş birinin karın ağrısı mı denir bilemedim. Bunları yazmam gerekiyordu özetle. Büyük üstadımızın yazdığı gibi;Söyledim ve ruhumu kurtardım.Yazdıklarımın, yanlışlarınızı düzeltmenize küçük de olsa bir katkısı olmasını umarım
Ve tabii iyi yaşlar dilerim Yalçın Hoca dilerim Zaro Ağa (4) kadar uzun, Balzac kadar üretken yaşarsınız...

alihaluk@gmail.com

Notlar:

(1) http://www.yk75.org/?p=yazilari&i=1

(2) http://www.idefix.com/kitap/kodifiye-tez-i-maval-donuk-murid/tanim.asp?s...

(3) http://haber.sol.org.tr/yazarlar/ali-mert/ulus-millet-milliyet-vatan-yur...

(4) http://www.haberveriyorum.net/haber/157-yil-yasayan-zaro-aga-icin-yeni-k... (Bir diğer merak yazarı Sunay Akının, twitterdan bildirdiğine göre, 157lik Zaro Ağanın bir sırrı da her gün Alemdağın keçi yoğurdundan yemesi imiş.Merakta Balzactan sonra gelenlerin bilgisine)




Bu ileti en son proletersosyalist tarafından 12.12.2014- 06:12 tarihinde, toplamda 3 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
umut
[ umut yarın ]
Yasaklı
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 12.09.2013
İleti Sayısı: 3.105
Konum: Gizli
Durum: üye uzaklaştırılmış
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: umut
Cevap Tarihi: 12.12.2014- 11:55


Yalçın Küçük önemli bir sosyalist aydındır. Yazdığı kitaplar ve bu yaşına kadar sürdürüğü mücadele takdir edilmelidir. Eleştirilecek yanlarının olması, eleştirilmesi gerektiği anlamına gelmiyor. İktidarda gerici bir siyaset hakimken ve her geçen gün daha da otoriterleşirken bu tür yazıları sol açısından yararlı görmüyorum. Ali Mert ne yapmak istemiş burada, beli değil.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
Alisan
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: Alisan
Cevap Tarihi: 12.12.2014- 16:41


Alıntı Çizelgesi: umut yazmış

Yalçın Küçük önemli bir sosyalist aydındır. Yazdığı kitaplar ve bu yaşına kadar sürdürüğü mücadele takdir edilmelidir. Eleştirilecek yanlarının olması, eleştirilmesi gerektiği anlamına gelmiyor. İktidarda gerici bir siyaset hakimken ve her geçen gün daha da otoriterleşirken bu tür yazıları sol açısından yararlı görmüyorum. Ali Mert ne yapmak istemiş burada, beli değil.

Ne zaman eleştireceksin Yalçın Küçük ve benzerlerini? Sanki AKP öncesi Türkiye siyasetine ilericilermi hakimdi veya olası AKP sonrası iktidar ilericimi olacak? Senin amacın elştirerek doğruları bulmak falan değil. Eleştirilerede açık değilsin. Sen kurtuluşu AKP'in iktidadan gönderilmsinde gördüğün için böyle yazıyorsun. Oysa kurtuluş sırf AKP'in iktidadan gitmsi değil. AKP gider yerine başka bir gerici, faşist,.... bir iktidar gelir.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
umut
[ umut yarın ]
Yasaklı
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 12.09.2013
İleti Sayısı: 3.105
Konum: Gizli
Durum: üye uzaklaştırılmış
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: umut
Cevap Tarihi: 13.12.2014- 20:57


Alıntı Çizelgesi: Alisan yazmış

Alıntı Çizelgesi: umut yazmış

Yalçın Küçük önemli bir sosyalist aydındır. Yazdığı kitaplar ve bu yaşına kadar sürdürüğü mücadele takdir edilmelidir. Eleştirilecek yanlarının olması, eleştirilmesi gerektiği anlamına gelmiyor. İktidarda gerici bir siyaset hakimken ve her geçen gün daha da otoriterleşirken bu tür yazıları sol açısından yararlı görmüyorum. Ali Mert ne yapmak istemiş burada, beli değil.

Ne zaman eleştireceksin Yalçın Küçük ve benzerlerini? Sanki AKP öncesi Türkiye siyasetine ilericilermi hakimdi veya olası AKP sonrası iktidar ilericimi olacak? Senin amacın elştirerek doğruları bulmak falan değil. Eleştirilerede açık değilsin. Sen kurtuluşu AKP'in iktidadan gönderilmsinde gördüğün için böyle yazıyorsun. Oysa kurtuluş sırf AKP'in iktidadan gitmsi değil. AKP gider yerine başka bir gerici, faşist,.... bir iktidar gelir.



İyi o zaman sen eleştir de doğruları bulalım. Bu sefer de iki sorun ortaya çıkıyor Alişan; birincisi sosyalistlerin doğruları ile sosyalist olmayanların doğruları hiç bir zaman aynı değildir. İkincisi ise senin Yalçın Küçük'ü eleştirmek hep aynı şeyler oluyor. ''Önceden kürt hareketini destekliyordu, şimdi desteklemiyor!'' Bu da bizim için bir anlam ifade etmiyor.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
munzur
[ .... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 19.12.2013
İleti Sayısı: 1.075
Konum: Gizli
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: munzur
Cevap Tarihi: 13.12.2014- 23:24


Alıntı Çizelgesi: umut yazmış

Yalçın Küçük önemli bir sosyalist aydındır. Yazdığı kitaplar ve bu yaşına kadar sürdürüğü mücadele takdir edilmelidir. Eleştirilecek yanlarının olması, eleştirilmesi gerektiği anlamına gelmiyor. İktidarda gerici bir siyaset hakimken ve her geçen gün daha da otoriterleşirken bu tür yazıları sol açısından yararlı görmüyorum. Ali Mert ne yapmak istemiş burada, beli değil.



Sosyalist arasında Yalçın Küçük'e yönelik sistemli bir eleştiri yok. Ben de bu tür eleştirileri gereksiz görüyorum. Enerji bu tür konulara harcanmamalı.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
proletersosyalist
[ Bekir Sami ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 15.09.2014
İleti Sayısı: 709
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: proletersosyalist
Cevap Tarihi: 14.12.2014- 04:54


Kimsenin dokunulmazlığı yok.Herkes eleştirilebilir.Yalçın Küçük'ün de her ne kadar çalışmalarını takdir etsek ve özgül bir aydın olduğunu kabul etsek de eleştirilecek yönleri var.Bu eleştiriyi yapan yazar da gayet mantıklı bir sebeple açıklıyor eleştirilerinin gerekçelerini;birincisi ölünce arkasından yapmak istemedim diyor,ikincisi sosyalistler için eleştiri kültürünün önemli olduğunu,eleştiri olmadan gelişme olamayacağı nedeniyle bu yazıyı yazdığını belirtiyor.Yazı belki önyargılı olsa eleştirebilirdik ama yazıdan da gördüğümüz gibi yazarın Yalçın Küçük'e hiçbir önyargısı yok tam tersine Avcıoğlu ve Kıvılcımlıyla birlikte Türkiye'nin yetiştirdiği üç özgül aydından biri olduğunu belirtiyor Küçük için ve üstüne üstlük kendi çocuğunu da adını verdiğini belirtiyor.Dolayısıyla bence dikkate alınması ve ders çıkarılması gereken güzel bir yazı olmuş.İlla sabah akşam Akp eleştirisi yapılacak diye bir zorunluluk yok.Arada dersler çıkarabileceğimiz bu tarz yazılar da gerekli.




Bu ileti en son proletersosyalist tarafından 14.12.2014- 04:55 tarihinde, toplamda 2 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
Alisan
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: Alisan
Cevap Tarihi: 14.12.2014- 13:43


Alıntı Çizelgesi: umut yazmış

Alıntı Çizelgesi: Alisan yazmış

Alıntı Çizelgesi: umut yazmış

Yalçın Küçük önemli bir sosyalist aydındır. Yazdığı kitaplar ve bu yaşına kadar sürdürüğü mücadele takdir edilmelidir. Eleştirilecek yanlarının olması, eleştirilmesi gerektiği anlamına gelmiyor. İktidarda gerici bir siyaset hakimken ve her geçen gün daha da otoriterleşirken bu tür yazıları sol açısından yararlı görmüyorum. Ali Mert ne yapmak istemiş burada, beli değil.

Ne zaman eleştireceksin Yalçın Küçük ve benzerlerini? Sanki AKP öncesi Türkiye siyasetine ilericilermi hakimdi veya olası AKP sonrası iktidar ilericimi olacak? Senin amacın elştirerek doğruları bulmak falan değil. Eleştirilerede açık değilsin. Sen kurtuluşu AKP'in iktidadan gönderilmsinde gördüğün için böyle yazıyorsun. Oysa kurtuluş sırf AKP'in iktidadan gitmsi değil. AKP gider yerine başka bir gerici, faşist,.... bir iktidar gelir.



İyi o zaman sen eleştir de doğruları bulalım. Bu sefer de iki sorun ortaya çıkıyor Alişan; birincisi sosyalistlerin doğruları ile sosyalist olmayanların doğruları hiç bir zaman aynı değildir. İkincisi ise senin Yalçın Küçük'ü eleştirmek hep aynı şeyler oluyor. ''Önceden kürt hareketini destekliyordu, şimdi desteklemiyor!'' Bu da bizim için bir anlam ifade etmiyor.


Önemli olan benim veya başkalarının eleştirileriyle doğruları bulmak değil, eleştirilmesi gerektiğinizde anlayabilmek ve senin yaptığını " şu an karşımızda AKP gericiliği var ve   dolayısıyla AKP dışındakileri eleştirmek doğru değil,..."   yapmamak.
Diğer taraftan herkesin eleştirdiği nokta aynıda olmak zorunda değil, herkes birbirinden bazı doğruları öğrenebilir. Benim eleştirdiğim noktayı dahi doğru anlamamışsınız, tabiiki bu ilk değil sende. Ben senin tırnak içerisine aldığın anlamda eleştirmiyorum, eleştirdiğim nokta, Yalçın Küçük'ün tutarsız olduğu, dün göklere çıkardığını bugün geçmişinin öz eleştirisini yapmadan sanki hiç övmemiş ve devamlı karşıymış gibi eleştirmesi ve gene dün eleştirdiğini, küçümsediğini,....... gene asla geçmişe dönük bir öz eleştiri yapmadan sanki asla herhangi bir eleştiri yapmamış, küçümsememiş,....... gibi davranıp şimdilerde hep övmesi ve savunmasıdır. Yoksa senin iddia ettiğin gibi ben Yalçın Küçük'ü şimdi UKH desteklemiyor diye eleştirmiyorum, bu anlayış seneki   benim hakkımdaki ön yargından kaynaklanıyor. Ben Yalçın Küçük'ten neden Öcalan için bir dönemler coğrafyada gelmiş geçmiş en büyük lider ve hatta Atatürk'ten dahi daha büyük bir lider derken neden günümüzde değişik bir politika izlediğinin açıklamasını yapması gerektiğini, hatası varsa öz eleştiri yapması gerektiğini,.... bekliyorum ama bunların hiç birisini yapmadığı içinde tutarsız, güvensiz, birilerinin görev adamı olduğu şüphesini doğurduğunu,....... söylüyorum. Sense eleştirilen konular hakkında herhangi bir görüş sahibi olmamana rağmen sanki yapıyormuşsun gibi bir tutum içerisine girip eleştirenlere karşı atağa geçiyorsun,.....
Hiç kimsenin eleştirilmez gibi bir lüksü yok ve olamazda. Sırf AKP karşıtlığı üzerinden yapılan mücadele insanı böyle halede getirebiliyor demekki.




Bu ileti en son Alisan tarafından 14.12.2014- 13:56 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
umut
[ umut yarın ]
Yasaklı
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 12.09.2013
İleti Sayısı: 3.105
Konum: Gizli
Durum: üye uzaklaştırılmış
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: umut
Cevap Tarihi: 14.12.2014- 14:28


Aynı şeyleri ısıtıp ısıtıp konuşmaya çalışıyorsun be arkadaşım. İnsan bıkıyor. Bu konular konuşuldu cevap verildi, Öcalan değişmedi mi, neden aynı titizliği ona göstermiyorsun da hep perincek ve küçük üzerinden aynı şeyleri tekrarlıyorsun? Tutarlı bir lider göster desteklediğin , var mı? O zaman neden hep bu kişiler? Cevap veriyoruz sana anlamıyorsun. Bir adım öteye gidemiyorsun. sıkılmadan hep tekrar yapıyorsun. Bunlara baktığımızda senin kürt miliyetçisi olduğunu söylediğimizde ise, kalkıp bize hekese kürt miliyetçisi diyorsunuz diye sitem ediyorsun. Bir yere sıkışmışsın, kendini sıkıştırmışsın, herkesi orada tartışmaya çağrıyorsun. Bu söylediklerinin ne sana bir faydası var, ne de bize.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
Alisan
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: Alisan
Cevap Tarihi: 14.12.2014- 15:11


Alıntı Çizelgesi: umut yazmış

Aynı şeyleri ısıtıp ısıtıp konuşmaya çalışıyorsun be arkadaşım. İnsan bıkıyor. Bu konular konuşuldu cevap verildi, Öcalan değişmedi mi, neden aynı titizliği ona göstermiyorsun da hep perincek ve küçük üzerinden aynı şeyleri tekrarlıyorsun? Tutarlı bir lider göster desteklediğin , var mı? O zaman neden hep bu kişiler? Cevap veriyoruz sana anlamıyorsun. Bir adım öteye gidemiyorsun. sıkılmadan hep tekrar yapıyorsun. Bunlara baktığımızda senin kürt miliyetçisi olduğunu söylediğimizde ise, kalkıp bize hekese kürt miliyetçisi diyorsunuz diye sitem ediyorsun. Bir yere sıkışmışsın, kendini sıkıştırmışsın, herkesi orada tartışmaya çağrıyorsun. Bu söylediklerinin ne sana bir faydası var, ne de bize.

Konuyu gene her zamanki gibi aynı noktaya getirdin. Sanki Öcalan konu olduda ben eleştirmedim,.....
Neyse senin için bazı   şahsiyetler asla tartışılmaz, eleştirilmez,.....



Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 2 Sayfa:   Sayfa:   [1]   2   >   son» 



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Yalçın Küçük aylar sonra konuştu: AKP bitiyor melnur 1 3017 11.03.2019- 13:12
Konu Klasör Marksist ustalar, Korkut Boratav, Yalçın Küçük... melnur 0 567 13.05.2022- 09:18
Konu Klasör Laiklik Üzerine... melnur 16 9370 02.06.2021- 11:41
Konu Klasör Komünist Manifesto Üzerine umut 1 5969 21.02.2020- 18:14
Konu Klasör Mustafa YALÇINER... melnur 0 6 02.05.2020- 20:43
Etiketler   Yalçın,   Küçük,   Üzerine,   Tespitler
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS