SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
Burjuvazinin gizli çekiciliği           (gösterim sayısı: 3.541)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
solcu
[ kemal ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 24.01.2014
İleti Sayısı: 1.709
Konum: Ankara
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Konu Yazan: solcu
Konu Tarihi: 18.12.2014- 15:58


Burjuvazinin gizli çekiciliği
Tunç Sipahi


Luis Buñuel’in filminden (1972) bahsetmeyeceğim. Burjuvazi Manifesto’da bahsedilen yıkıcı, değiştirici dinamikten farklı bir cazibeye (de) sahip. Söz konusu olan şey sosyalistler açısından pratikte yaşanan ve bilinen, fakat ekonomi politik anlamı tam olarak kavramsallaştırılmayan bir zihniyet değişimi. Elbette ki insanların “önce aydınlanmaları lazım” demek, dünya tarihi açısından bakılınca, “artık köylülükten çıkmaları lazım” demektir. Bu kadarıyla bütün modern fikirler ve sınıflar “kentlidir” ve haliyle “burjuvadır”. Ama bu basit genellikten de bahsetmiyorum.  

İlkinden başlayalım. Kapitalizmin tuhaf dinamiğini rakamlara dökmek mümkün: 200 yılda yaşam beklentisinin dünya çapında neredeyse üçe katlanması bir gösterge. Bu kadar savaş, bu kadar yıkım, bu kadar hastalık... Sonuç ne? Dünya nüfusu 1800 yılındaki 1 milyardan 1950’de 2.4 milyara, bugün 7 milyara çıktı. 2050’de 9 milyar tahmin ediliyor. Malthus tuzağından bir çıkıldı, pir çıkıldı. Şimdiki sorun bu kalabalık nüfusun geleceğinin ne olacağı. Bu sürecin sağlık, emeklilik, boş zaman vb pek çok anlamı var. Afrika diyoruz; ne kadar zor durumda. Her yer göçmen dolu, su yok, hastalık bol. Bağımsızlığını kazanan ülkelere hızla müdahale edildi ve neo-koloniyalizm sürdü. Bazıları resmen “tasarlanıyor”. Ama 200 yıllık vadede bakılınca Afrika’da bile yaşam beklentisi 23’ten 52’ye –AIDS öncesi- yükselmiş. Nasıl oluyor? Genel olarak ilerleme, teknolojik gelişme, pazarın yayılması söz konusu. Bazı Afrikalılar ilaç deneylerinde kullanıldı. Ama bazı Afrikalılara da tarihte görülmemiş şekilde sağlık hizmeti veriliyor ve geliştirilen ilaçlar buraya da ihraç ediliyor. Normal: Kapitalizmde teknik değişim piyasa-kâr-ölçek-sermaye ve işgücünün göreceli nedreti vb tarafından “yönlendirilmiştir”.

Öyle ya da böyle, kadim tarihi ortam hiç de romantik değildi. Ortaçağ; şövalye aşkları; serf isyanları; Magna Carta; tarikatlara mensup softanın içinden çıkan zamanının büyük düşünürleri; optik çalışan, astronomi bilen piskoposlar –hatta papa bile var. Hoş duruyor; “Tüfeğin icat edilip, mertliğin bozulmadığı” zamanlar demeye ramak kalıyor. “En azından kapitalizm değildi”. Ama Engizisyon da var, kadınlara yönelik cadı avları da var, I. Elizabeth döneminde Londra’da bir kereden fazla boş gezerken yakalananların damgalanması, kulaklarının kesilmesi de var. 1770 gibi ileri bir tarihte, II. Katerina zamanında Rusya’da göz çıkarma, burun kesme vb cezaların yaygınlığı var. Korkunç ve doğrudan bir gaddarlık ve bilinen tarih boyunca devam eden kölecilik var. Yani kontrol ve baskı mekanizmaları henüz incelmemişti. Foucault, 1757 yılında krala suikast düzenlemeye kalkan Damiens’in halka açık ortamda 18 saat süren işkenceyle idamını anlatır. “Halk” da şahaneydi: Çocuklarını alıp 18 saatlik “eğlenceli” pikniğe koşturmuşlardı.  

Yani kapitalizm öncesi cazip değildi. Eşitlikçi hiç değildi. İnsanın bugünkü anlamda tanımlanması bile 300 yıllık bir hikaye. Zaten insan, üzerinde türlü çeşitli parazitle, çeşitli hastalıklar taşıyarak yaşayan, ruhen de meczup olma olasılığı yüksek, aklı çeşitli hurafeler tarafından teslim alınmaya çalışılan, 30 yaşındaki kadınlara kocakarı, 40 yaşındaki krallara (bile) yaşlı denen bir canlı türüydü. Kadınlar sürekli hamileydi: Bir sürü çocuk doğuyordu çünkü önemli oranda bebeklikte ölüyorlardı. İşsizlik kavramı nasıl 1890’ların Massachusetts’inde icat edildiyse, çocuk sevgisi de yeni bir kavramdır. Tıpkı tatilin, turizmin bir 20. yüzyıl ürünü olması gibi.

Bunların hepsi Aydınlanma’ya, ama ekonomi politik açısından elbette ki kapitalizme yazılıdır. 20. Yüzyılın ikinci yarısında Batı Avrupa’da yaşanan inceltmelerde Sovyet etkisi vardır, o ayrı. Batı Avrupa işçilerinin refahında emperyalizmin harcı vardır, o da ayrı. Ama bunlar “inceltmelerdir”. Geniş bakınca, 1800 yılında doğumda yaşam beklentisi dünya genelinde 26 idi. Bugün 66. Dünya savaşları, emperyalizm, sömürü yok mu? Elbette var ama sonuç da bu. Bu nedenle neye itiraz edildiğinin iyi saptanması lazım.

İtiraz ettiğimiz konu kapitalizmin aşikar dinamiği değil. Kapitalizme hiç büyütmez demiyoruz, hiç kalkındırmaz demiyoruz, hiç zenginleştirmez demiyoruz. Bunlar gerçekleşebiliyor: Bazen az, bazen çok, bazen yavaş, bazen hızlı, ama olabiliyor. Kapitalizme iki noktadan itiraz ediyoruz. Birincisi, bu dinamiğin hala büyük eşitsizlikler yaratmakta olduğu. Bu itirazın etik bir karşı çıkışın ötesinde   anlamının olabilmesi için, üretimin, tüketimin, teknolojik ilerlemenin başka türlü organize edilebilmesi durumunda eşitsizliklerin –en azından- hatırı sayılır derecede azaltılabileceğinin gösterilebilmesi gerekir. Temel iddiamız zaten budur. İkincisi, kapitalizmin dizginlenemeyen dinamiğinin gezegeni ve türümüzü kaçınılmaz bir yıkıma sürüklediği iddiasıdır. Diğer olası tezler –gündelik yaşam, boş zaman, insanın kendisini gerçekleştirmesi vb- türevdir ve tarihsel açıdan talidir. İşçi sınıfı meselesi de geniş açıdan talidir ve “proletarya” metaforunun çok daha genel anlamda düşünülmesi gerekir. Solun ufku uzun süredir çözülmekte olan bir fabrika modeliyle sınırlı değildir.



Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Stalin: Burjuvazinin iyiliğine inanmıyorum denizcan 1 4178 05.01.2016- 20:36
Konu Klasör İdeoloji: Burjuvazinin cici silahı denizcan 0 2804 07.12.2015- 19:46
Konu Klasör TKH: ''Devrimciler burjuvazinin yanında saf tutmaz'' melnur 5 616 29.03.2023- 03:20
Konu Klasör CHP ile AKP arasında gizli pazarlık mı? melnur 1 2946 09.01.2018- 10:49
Konu Klasör Seçim burjuvazinin ihtiyacı oranında demokrasidir spartakus 0 2877 02.09.2015- 02:22
Etiketler   Burjuvazinin,   gizli,   çekiciliği
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS