SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
Birleşik Haziran Hareketi’nin geleceği           (gösterim sayısı: 3.773)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
denizcan
[ devrimci ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 24.12.2013
İleti Sayısı: 2.431
Konum: Trabzon
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Konu Yazan: denizcan
Konu Tarihi: 23.12.2014- 12:32


Birleşik Haziran Hareketi’nin geleceği-Erkin Özalp  

Sabah gazetesine göre, “Paralel örgütün kaos çağrısına soldan iki destek” gelmiş. Bunlardan ilki, İşçi Partisi’nin öncülüğüyle yapılan “Cumhuriyet çağrısı”. İkincisi, Pazar günü başta İstanbul ve Ankara olmak üzere pek çok il ve ilçede geniş katılımlı toplantılar düzenleyen Birleşik Haziran Hareketi. Gazetenin İnternet sitesinde yer alan haberde, “Gezi ruhunu yeniden hortlatma yemini yapan” Birleşik Haziran Hareketi’nin “İstanbul buluşmasında Taksim Dayanışması’ndan Avukat Can Atalay[ın] Berkin Elvan’ın ailesini alkışlatarak başladığı konuşmasında ‘AKP hükümetini alaşağı etme görevimizi açıkça beyan ediyoruz’ diye konuştu”ğu söyleniyor.

Hiç utanmadan “Biz bilmiyorduk, meğerse ‘paralel’ciler bir sürü yalan söylemiş” türü laflar edebilenlerin “habercilik”i de böyle işte... Aynı utanmazlıkla yalan söyleyebiliyor, hiçbir ilgileri bulunmayan girişimleri aynı çuvala sokabiliyor, kendi çaplarında “algı operasyonları” düzenlemeye çalışabiliyorlar...

Sabah’ın haberini fazlaca ciddiye almak anlamsız olur elbette.

Birleşik Haziran Hareketi’ne yönelik yine pek fazla ciddiye alınamayacak bir başka karalama, turnusol.biz yazarı Gökhan Kaya’dan geldi. Kaya, “Birleşik Haziran Hareketi Gezi’yi temsil edebilir mi?” başlıklı yazısında, Fikir Kulüpleri Federasyonu ile Komünist Gençlik’in Boğaziçi Üniversitesi’ndeki Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Araştırma Merkezi’nin açılışına Orhan Pamuk’un davet edilmesini protesto etmelerinden hareketle, “dogmatiklik”, “totaliterlik”, “yalancılık”, “Stalin özentiliği” vb. suçlamaları eşliğinde, bir bütün olarak Birleşik Haziran Hareketi’ni mahkum etmeye çalıştı. Sanki protesto bir suçmuş ya da ilgili protestoları Birleşik Haziran Hareketi düzenlemiş gibi...

Birleşik Haziran Hareketi’yle ilgili ciddiye alınabilecek olan bir açıklama, Yeni Özgür Politika gazetesinde “Selahattin Erdem” imzasıyla yazan KCK Yürütme Kurulu üyesi Duran Kalkan’dan geldi. Kalkan, hareketin kurucu unsurları arasında yer alan ÖDP’ye açık mektubunda, bu partinin 2015 genel seçimlerinde HDP’yle ittifak yapması gerektiğini savundu ve şunları söyledi: “Eğer bu iki parti ittifak konusunda anlaşırsa, o zaman tüm sol ve demokratik güçlerin bu ittifak içinde birleşeceği ve böyle bir ittifakın güçlü bir sinerjiye yol açarak oy oranını yüzde on beş-yirmilere kadar çıkartacağı açıktır.”

ÖDP Genel Başkanı Alper Taş, Birgün gazetesine yaptığı açıklamada, Duran Kalkan’ın çağrısını “içten” bulduğunu belirtirken, “Hem ÖDP, hem emek ve demokrasi güçleri bu öneriyi tartışacak, kendi aralarında değerlendirecektir” dedi.

Birleşik Haziran Hareketi’nin solda yeni bir heyecan ve umut yarattığı ve Duran Kalkan’ın çağrısının bunun bir göstergesi olduğu açık. Diğer yandan, bence de, önerinin tartışılması, değerlendirilmesi gerekir...

Ama kanımca, Türkiye ölçeğinde bir ittifak kurulması, her iki taraf için de bazı sakıncalar doğuracaktır.

1. HDP cephesinden gelen son açıklamalara göre, bu parti, bağımsız adaylar göstermek yerine, genel seçimlere parti olarak girmek konusunda kararlı. Açıkçası, CHP’nin Ekmeleddin İhsanoğlu’nu desteklediği cumhurbaşkanlığı seçiminde bile yüzde 10’luk oy oranına ulaşamayan HDP’nin yüzde 10’luk barajı aşma olasılığının bulunduğunu düşünmüyorum. Hele Kalkan’ın sözünü ettiği yüzde 15-20’lik oy oranları tümüyle hayal ürünü.

2. Bağımsız adaylar gösterilse bile, bugünkü koşullarda, Birleşik Haziran Hareketi ile HDP arasında kurulacak olan bir ittifak, bazı özel yerellikler dışında, HDP’nin oy tabanını pek fazla genişletmeyecektir. Oysa Birleşik Haziran Hareketi, HDP’nin kolay kolay oy alamayacağı bazı seçim bölgelerinde somut kazanımlar elde edebilir. Bir başka deyişle, Birleşik Haziran Hareketi ile HDP arasında Türkiye ölçeğinde ittifak kurulması yerine, somut kazanımların gözetileceği yerel ittifakların kurulması çok daha verimli olabilir.

3. Birleşik Haziran Hareketi, temel ilkelerine yaslanarak güç kazanmayı hedefleyen bir hareket. HDP ile ülke ölçeğinde kurulacak olan bir ittifak, HDP’nin farklı öncelikleri nedeniyle, bu ilkelerin şu ya da bu ölçüde bir yana bırakılması anlamına gelecek ve Birleşik Haziran Hareketi’nin varlık zeminini zedeleyecektir. Bir başka deyişle, ülke ölçeğindeki bir ittifak, bugün belirli bir önem atfedilen Birleşik Haziran Hareketi’nin fiilen tasfiye edilmesiyle aynı anlama gelebilir!

Oysa Kürt siyasal hareketinin daha dar çıkarları açısından bakıldığında bile, Birleşik Haziran Hareketi’nin Türkiye’de kendi başına güç kazanmasının getirileri olacaktır.

Bu noktada, Birleşik Haziran Hareketi’nin yoluna ne tür iç karar mekanizmalarıyla devam edeceği ayrı bir önem kazanıyor.

Şu ana dek, “kurucu unsur”lar arasında yer alan sosyalist örgütlerin yönetimleri arasındaki görüşmeler ve anlaşmalar, doğal ve kaçınılmaz olarak, belirleyici bir role sahip oldu. Başlangıç aşamasında aksi mümkün değildi.

Diğer yandan, sosyalist örgütlerin katkıları sürmezse hareket de süremez elbette!

Ama eğer Birleşik Haziran Hareketi’nin kendi başına da bir varlığa sahip olması, mevcut sosyalist örgütlerin kapsayamadığı insanları harekete geçirmesi, Türkiye siyasetinde ağırlık kazanması isteniyorsa, karar alma süreçlerindeki açıklık ve katılımcılık apayrı bir önem taşıyacak.

Fazlaca somutlayarak (dolayısıyla hayli eksik bir şekilde) tarif etmeye çalışayım: Birleşik Haziran Hareketi’nin İnternet sitesini inceleyen herhangi biri, hangi kararların neden ve nasıl alındığını, harekete ne şekilde katkıda bulunabileceğini, ne şekilde somut önerilerde bulunabileceğini, önerilerini kabul ettirmek için neler yapabileceğini kolaylıkla öğrenebilecek mi? Hareketin merkezi kararları gerçekten de tüm üyelerin az çok ortak eğilimlerini yansıtabilecek mi?

Biraz daha somutlamaya çalışırsam: Duran Kalkan’dan gelmiş olana benzer öneriler geldiğinde, Birleşik Haziran Hareketi, “merkezi” bazı kararlar alıp bunları üyelerine kabul ettirmeye mi çalışacak, yoksa olası seçenekleri hareket genelinde tartışmaya açıp, yine hareket genelinde karar alınmasını sağlamaya mı çalışacak? İkinci yolun seçilmesi durumunda, olması gerektiği gibi, hareket genelindeki oylamalara başvurulacak mı?

Bana kalırsa, ikinci yolu izleyen bir Birleşik Haziran Hareketi, üyelerini ikna etmek konusunda da, Duran Kalkan’ı ikna etmek konusunda da daha az sıkıntı yaşar...




Bu ileti en son denizcan tarafından 23.12.2014- 12:41 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
bedrettin
[ ..... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 30.08.2013
İleti Sayısı: 907
Konum: Trabzon
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: bedrettin
Cevap Tarihi: 23.12.2014- 13:10


Erkin Özalp BHH'nin geleceğini seçimlere endekslemiş. Seçimler, özellikle 2015 seçimlerinin önemi inkar edilemez. Ancak BHH seçimlere katılım veya ittifak konusunu öncelikle gündeme getirirse bence geleceğini tehlikeye atar. BHH bu konuda kitleyi serbest bırakmalıdır. Kuruluş aşamasındaki bir yapı yukardan veya istişare yoluyla böyle bir karar alırsa kitlesi içinde çatlaklara yol açabileceği gibi, seçim sonuçları üzerinden farklı eleştiriler almasına da yol açar. Kürt hareketi ile seçim ittifakı kitlede tepkiye yol açacaktır. BHH hareketin genel amacını AKP gericiliğine karşı bir eksene oturttu. Bu kitlenin önemli bir bölümü, kürt hareketinin AKP'ye yeterince muhalefet etmediğini hatta AKP'yi iktidarda tuttuğunu görüyor. Böyle bir ittifak kararı alınırsa kurucular arasında da kitle içinde de bölünmelere yol açacaktır.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
Alisan
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: Alisan
Cevap Tarihi: 23.12.2014- 13:57


Ben BHH'nın ömrünü seçimlere kadar vriyorum, büyük bir ihtimal seçim sonrası önceki kurulan cepheler gibi geri plana düşecek veunutulmaya malum olacak. Tabii seçime nasıl gireceklerini daha açıklamıyorlar, amaçları meclise girmekse tek seçenekleri CHP'ye yedeklenmek olacak. Tek başlarına bağımsız adaylarla girerlerse daha şimdiden alacakları oyun yüzde birleri aşamayacağını söyleyebiliriz çünkü, BHH sempatizanlarının ezici çoğunluğu oylarını CHP'ye verecek. Çekirdek seçmenler dışında hiç kimse BHH'ya oy vermez, geçmiş deneyimler bunu gösteriyor.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
umut
[ umut yarın ]
Yasaklı
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 12.09.2013
İleti Sayısı: 3.105
Konum: Gizli
Durum: üye uzaklaştırılmış
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: umut
Cevap Tarihi: 23.12.2014- 15:12


Erkin Özalp BHH'nin ne olduğu konusunda doğru bir düşünceye sahip değil. BHH'nin geleceğini sadece seçimle ilişkilendirmek BHH'nin gerekliliğini anlamamak demektir. Üstelik BHH'yi kürt hareketiyle ilişkilendirmek ise BHH'nin hitap ettiği kitle açısından kabul edilebilir hamle de olmaz. özalp bunu da anlamamış.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
munzur
[ .... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 19.12.2013
İleti Sayısı: 1.075
Konum: Gizli
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: munzur
Cevap Tarihi: 23.12.2014- 21:37


BHH'nin amacı seçim değil, evet ama, önümüzde böylesine kritik bir dönemeç varken ve bu kritik dönemecin merkezinde genel seçimler bulunuyorsa BHH seçime kayıtsız kalmayacaktır. Seçime kayıtsız kalmayı kitlelere anlatabilmek kolay değildir. BHH'nin genel seçimlerde açıkladığı ilkeler doğrultusunda siyasi bir tavır geliştireceğini ve kitlelere bu ilkeler doğrultusunda tercihlerde bulunmasını önerecektir. Açıktan yapmasa da dolaylı yoldan yapacaktır bunu.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
umut
[ umut yarın ]
Yasaklı
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 12.09.2013
İleti Sayısı: 3.105
Konum: Gizli
Durum: üye uzaklaştırılmış
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: umut
Cevap Tarihi: 24.12.2014- 12:14


Haziran'ın yolu
Aydemir Güler


Hataya karşı bağışıklık diye bir şey yok. Ama hataya karşı önlem alınır, alınmalıdır.

Kimse kusura bakmasın; ben tartışmakta özel bir keramet bulanlardan değilim. Yalnızca sınırları iyi çizilmiş ve bunun ötesinde belirli bir çözüm kümesini arayan bir tartışma ilerletir.

Yani, kabul etmeliyiz ki, problemin birden fazla çözümü olabilir. Siyasette tartışan ve arayanların önceden ilkelerle belirlenmiş bir çözüm kümesi olmak zorundadır.

Örneğin Birleşik Haziran AKP'yle yıldızın barışması seçeneğini dıştalar. Bu nedenle CHP'nin merkezci eğilimlerine, uzlaşma niyetine camiye girmeye, Tayyip'in eski arkadaşlarından yıldız yapmaya meraklı kanatları olamaz BHH'nın.

Aynı nedenle Kürt kardeşlerimize yönelik çağrıların inceltilmesi gerekir. Erdoğan'a, Fidan'a yardım etmekten söz etmiş az Kürt siyasetçi yok. Demek ki, AKP'yle mutlak karşıtlık halindeki bir cepheleşmenin bu türden siyasetçi ve siyasetlerle ortak zemini olmaz.

Haziran dersleriyse kuşkusuz var. Ama dikkat! Teoriyle pratik arasındaki ilişki, pratiğin teoriye öncülük ve ön açıcılık edeceği şeklinde tek yönlü tarif edilirse, artık teoriye ihtiyaç kalmamış demektir. Siyasete pratik yön veriyorsa ve teori ancak pratikten öğrendiğimiz kadarıyla var olabiliyorsa, siyaset pratiğin boyunduruğu altında demektir. Pratikçilik bu, anlayacağınız...

Haziran deneyiminin öğrettiklerinden efsane üretmeyelim. Hiç gerek yok; efsanesiz de yeterince değerliler çünkü.

Türkiye kendisine güvenmeyi, ölü toprağının altında uykuya mahkum falan edilmediğini öğrendi. Türkiye'nin ihmal edilmesi, yok edilmesi, görmezden gelinmesi, sindirilmesi imkansız bir büyük parçasının AKP rejimiyle koptuğu görüldü. Bu kopuşun büyük oranda geri dönüşsüz olduğu anlaşıldı. Gericilik derinlere kök saldıkça insanı insanlıktan çıkartır; doğru. Haziran direnişi, bu etkinin tek yönlü olmadığını, gericiliğin aynı zamanda karşı tepkileri suladığını gösterdi. Hepsi çok değerli.

Ancak Haziran'ı bayrak edinmek, Haziran'ı hak etmek ve ona layık olmak için, eksiklerden de alınacak dersler olmalı. Eksik kalan, yani yaşanmamış olandan söz ediyorum. Pratiğin öğreticiliği bu noktada bitiyor. Yaşanmamış bir pratik de öğretir. Tek yönlü olarak değil, teorinin yardımıyla öğretir.

Örgütsüz bir halk yenilgiye, öncüsüz bir direniş geri çekilmeye, siyasetsiz eylem sönmeye mahkumdur. Hedefsiz yürüyüş yorucu, tüketicidir.

Bir eylem neden tarihseldir? Devrimci ve sosyalist hareket neden 1848 devrimlerini, Paris Komünü'nü tartışır durur. Hepsi kesilmiş, yenilmiştir oysa! Üstünden yüzlerce yıl geçse, sosyalist dünyanın çocukları “boş verin şu Ekim Devrimini, alt tarafı 70 küsur yıl ayakta kalabildi” diyebilirler mi? Bu deneylerin kimisi burjuvazinin ihanetine uğrayan işçi sınıfını, başkası merkezi bir önderlik kuramayan toy işçi sınıfını, bir diğeri kendisini yeniden üretemeyen öncü partiyi anlatıyor bize. İçerdikleri büyük yürüyüşlerden belki daha öğretici, eğitici olan gerçekleştirilmemiş olanlardır. Bu eylemler başardıklarından fazla başaramadıklarıyla tarihsel anlama kavuşmuşlardır.

Peki 1848'den, işçi sınıfından korkan burjuvazinin kendi burjuva devrimini sokakta bıraktığını çıkarıp teorileştiren Marx olmasaydı, Paris Komünü'nün boşlukları, yine Marx sayesinde, Lenin sayesinde marksist-leninist devrim ve devlet teorilerine katkıya dönüştürülmeseydi, bu deneyler neden, nasıl “tarihsel” olacaklardı ki?

Eylemin kitle gücü ve salgıladığı devrimci enerji sadece yaşandığı an teorinin, siyasetin ve örgütün boşluklarını örtebilir. Kitlesellik ve devrimci enerji, diyelim eylem, ne teoriyi ne siyaseti ne örgütü ve öncülüğü gereksizleştirebilir. Siyasette bir dirhem et bin ayıp örtmez. Bizim ihtiyaç duyduğumuz bir bütünlüktür. İçinde bütün parçalar bulunmalıdır.

“Ne gerek var tartışmaya!” Bu Haziran'ın mirası veya dersi falan değil, Haziran'dan hiçbir şey anlamama halidir.

Demek ki, tartışacağız. Demek ki, teoriye de, düşünceye de ihtiyacımız var. Tabii ki herhangi bir teoriye değil, çerçevesi, doğrultusu, arayışı belli olana...

Daha da açığını söyleyeyim. Haziran direnişi birleştirmiştir. Ama Haziran direnişi solun birliği değildir.

Haziran'da genç, işçi, kadın, eşcinsel, taraftar, apolitik ve politik; ve diğerleri AKP diktatörlüğüne karşı kol kola birleşmişlerdi. Bu solun birliğinden farklı ve ötededir.

Bu heterojen toplamı birbirine benzemeye yönlendiren temel girdi laiklikti. Haziran belki de tarihimizde bu ölçekte ilk kez laikliğin halkla buluşmasıydı.

Bu buluşmaya daha ziyade semboller üstünden, ama hızla yurtseverlik de koşup yetişmişti.

CHP merkezi, bir noktadan sonra ulusalcılar, çok istisnai momentler dışında Kürt siyasi hareketi Haziran direnişine soğuk bakmışlar veya giderek uzaklaşmışlarsa, bunun nedeni iki temel ideolojik ve politik ilkeyle aralarındaki soğukluk ve uzaklıktır.

2013'te örgütsüz bir halk, kendisinden beklenenin çok ötesinde bir enerjiyle eylem yaptı. Bu koşullarda artık örgütsüzlük giderilmeden eylem yapmanın veya örgütsüzlüğü gidermeyen eylemler kotarmanın anlamı kalmaz.

İşte Birleşik Haziran herhangi bir çözümü değil, laikliği, yurtseverliği ve bu erdemlere eşlik eden başka karakteristik özellikleri örgütlü bir hareket haline getirecek çözümü aramalıdır.




Bu ileti en son umut tarafından 24.12.2014- 12:15 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Marksizmin geleceği melnur 0 539 05.07.2022- 07:29
Konu Klasör Kapitalizmin geleceği ve “demokrasi” melnur 0 1083 11.01.2022- 08:59
Konu Klasör 'Modern Para Teorisi' ve kapitalizmin geleceği... melnur 0 728 07.10.2021- 01:04
Konu Klasör S.Demirtaş: Artık AKP'yi değil, geleceği konuşmalıyız melnur 3 2265 29.03.2022- 05:36
Konu Klasör 7 Haziran’da +1 olan, 8 Haziran’a -1 olarak girer umut 0 3378 04.06.2015- 11:21
Etiketler   Birleşik,   Haziran,   Hareketi’nin,   geleceği
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS