SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 2 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   1   [2] 
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
dayanışma
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: dayanışma
Cevap Tarihi: 03.04.2015- 11:25


Ortadoğu'ya ABD Müdahalesi - Hayri Kozanoğlu


RedHaber 2.sayısında yayınlandı.

Resim Ekleme

Öncelikle Suudi Arabistan’ın Amerika güdümünde bir ülke olduğu çok açık. Bu müdahalenin birinci nedeni Yemen’de konuşlanmış olan CIA kökenli Amerikan Özel Güçleri denen birliklerin Yemen’deki Hutisler tarafından atılmış olmasıdır. Amerika hem Ortadoğu’daki genel lojistik faaliyetlerini sürdürmek için hem de Hürmüz Boğazı’nın kontrol etmek için burayı çok önemli bir üs olarak görüyordu. Hutisler tarafından hatta büyük ölçüde dosyalarını, gizli bilgilerini Yemen’de bırakarak apar topar kaçmak zorunda olmaları bu müdahaleyi tetikledi. Aslında bu Irak’ta başlayan Libya ve Suriye’den Ortadoğu’ya müdahale sürecinin tek tek ülkeleri nasıl iç savaşa ve kaosa sürüklediğinden ders alınmadığının aynı senaryonun Yemen’de uygulandığının çok açık bir göstergesidir. Aşağı yukarı bütün Ortadoğu’yu Şii-Sünni ekseninde mezhep çatışmaları temelinde bölen, halkları birbirine kırdıran anlayışın en son Yemen’de vücut bulması bu yapılan.

Şİİ-SUNNİ EKSENİ
Öncelikle Yemen’de de Hutislerin İran destekli bir güç olduğu söyleniyor. Doğrudur. Sonunda Şii kökenli bir tabana sahip oldukları için İran’la daha sıcak ilişkileri var. Ama diğer taraftan da Amerikan’ın kuklası olarak görülen meşruu yönetim olarak ifade ettikleri Başkan Hadi doğrudan doğruya Amerika’dan, Suudi Arabistan’dan ve diğer körfez ülkelerinden hem silah, mühimmat hem de para desteği alıyor. Bir de meşruu hükümet diye ifade ediyorlar. Burada müdahale eden Yemen’e bombalayan Suudi Arabistan’ın kendisi bir kere seçilmiş meşru bir yönetime sahip değil. Kendi meşruiyeti son derece tartışmalı bir ülke. Başka bir ülkenin rejiminin meşru olduğunu, gayrimeşru güçler tarafından yönetimi ele geçirdiğini iddia etmesi sadece komik bulunabilinir. Diğer taraftan Suriye’ye baktığımız zaman Suriye’de de seçilmiş, meşru denebilecek bir yönetim var. Buna dışarıdan müdahale etmeyi, neredeyse yetmiş düvelle birlikte oradaki yönetimi müdahale etmeyi bir taraftan mazur ve meşru görüyorlar. Bir taraftan da meşru dedikleri bir yönetime karşı isyan etmeyi bir yana bırakın doğrudan doğruya kendi ülkenin iç dinamikleriyle yönetimi ele alan bir gücü tamamen gayrimeşru ilan ediyorlar. Bu tabii ki büyük bir çelişkidir. Ama aslında şunu öngöremediler; Ortadoğu bölgesini mezhep tadında böldüğünüz zaman ister istemez bir Şii- Alevi hattı doğdu. İran’dan Irak, Suriye üzerinden Lübnan Hizbullah’ına kadar uzanan bir hat doğdu. Bu da Amerika’nın istediği bir şey değildi. O nedenle bu cihatçı güçleri desteklemeleri, IŞİD fenomeninin ortaya çıkması aslında Şii hilaline karşı olan rahatsızlığa bir müdahale etme, içine bir kama sokma çabasından oldu. Ama her müdahaleleri bölgeyi daha fazla acıya, ateşe, mutsuzluğa gömdü. Yemen’in de bir dönem ulus devleti olduğunu hem de Marksist bir yönetimin bulunduğunu hatırlarsak özellikle Amerika destekli Suudi Arabistan, Katar, Kuveyt, Bahreyn gibi gerici rejimlerin bölgenin yaşanılan acılanırında ne kadar sorumluluk sahibi olduklarını görürüz. Yani Ortadoğu neresinden bakarsanız sorunlu bir coğrafya haline gelmiş duramda. Ama emperyalist güçler elini çekmeksizin bölge halklarının rahat etmesi mümkün değil. En kötesi bundan iyi olur.   Ben eminim ki; Amerika başta olmak üzere emperyalist güçler ellerini çekerlerse Ortadoğu halkları kendi aralarında barışı sağlamakta her şeye rağmen daha başarılı olur. Türkiye’nin de hemen Sünni eksenine cumburlop atlaması dış politikadaki büyük hataların son halkasını oluşturdu. Türkiye bu eksenin de aslında istenen ve muteber bir ülkesi değil. Çünkü bilindiği gibi Mısır rejimiyle ve Suudi Arabistan’la da ilişkileri iyi değil. Yani burası tarafından da istenen bir ülke değil. Zaten bölgedeki Şii-Alevi güçler tarafından Türkiye hiçbir şekilde meşru kabul edilmeyen veya hiçbir şekilde dostça görülmeyen bir ülke haline geldi. Bölgenin en yalnız, dışlanmış bir anlamda Katar’la birlikte sürekli yanlış atlara oynayan bir gücü haline geldi. Zaten bakılırsa Ortadoğu coğrafyasının farklı noktalarında farklı ittifaklar gündeme geliyor. Yani Amerika kendi yarattığı canavarı olan IŞİD’e karşı Irak’ta Şii güçleriyle işbirliği halinde görünüyor. Libya’da Mısır ve Suudi Arabistan daha batıcı, seküler güçlerden yana tavır alırken Türkiye ve Katar cihatçı güçleri destekler pozisyonda. Türkiye’nin zaten bölgenin değişik noktalarında aldığı pozisyonların kendisi de hiçbiri meşru ve tutarlı değil. O yüzden Yemen aslında AKP rejiminin yanlış dış politika anlayışının bitmek tükenmek bilmeyen hatalarının son halkası gibi görünüyor.

TÜRKİYE DAVETSİZ MİSAFİR

İran burada aslında dolaylı olarak Huni güçlerini desteklese de çok daha meşru bir konumda. Doğrudan doğruya Yemen’e bir müdahalesi yok. Dış müdahale yapan güçleri bölgeden elini çekmeye çağırıyor. Bu bakımdan İran’ın konumu Uluslararası Hukuk tarafından çok daha anlaşılabilir meşru bir konum. Türkiye ise kendiliğinden önce müdahale güçlerinin muhtemelen bir sonra gelecek olan işgal güçlerinin bir parçası oldu. Halbuki Türkiye bölgede tarafsız, barış isteyen, ateşkes isteyen, sorunların barış, diyalog yoluyla çözülmesini talep eden bir ülke kimliğiyle çok daha inandırıcı bir pozisyonda olabilirdi. Ne yazık ki Türkiye kendisine bir davet olmadan doğrudan doğruya Yemen coğrafyasıyla komşuluk bağı olmaksızın saldırgan güçlerin bir parçası oldu. Buraya bir davette olmadı çünkü Suudi Arabistan’ın açıkladığı on kişilik ittifak güçleri arasında Türkiye’nin adı sayılmamıştı. Türkiye davetsiz misafir olarak da bu çatışmada da haksız, saldırgan cephesinde yerini alacak gibi görünüyor. Açıkçası Türk



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
dayanışma
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: dayanışma
Cevap Tarihi: 03.04.2015- 11:28


Yemen'de son durum: Husiler Aden’i ele geçirdi

Suudi Arabistan’ın öncülük ettiği Arap koalisyonun hava saldırılarına karşın Aden’i almak için Şii Husilerin gerçekleştirdiği operasyon sonuç verdi; liman şehrindeki Başkanlık Sarayı ele geçirildi

Resim Ekleme

BİRGÜN DIŞ HABERLER

Yemen’de Suudi Arabistan’ın öncülük ettiği Arap koalisyonunun hava saldırılarına karşın İran’ın da desteklediği Şii Husilerin ülkenin güneyindeki liman şehri Aden’de bulunan Başkanlık Sarayı’nı ele geçirdiği bildirildi.

Ülkenin devrik Cumhurbaşkanı Abd Rabbuh Mansur Hadi’nin başkent Sana’dan kaçarak sığındığı Aden’i almak için Husilerin başlattığı operasyonun ardından Suudi Arabistan ve Mısır’ın çabalarıyla oluşturulan koalisyon, yaklaşık 10 gündür hava saldırılarını sürdürüyordu. Hadi, daha sonra Aden’den de kaçarak Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’a sığınmıştı. Bu sabah, Husilerin hava saldırıları nedeniyle Aden’de çekilmeler yaşadığı haberleri servis edilirken akşam saatlerinde ise Başkanlık Sarayı’nın tamamen kontrolünü ele geçirdikleri açıklandı.

KARA BİRLİKLERİ İDDİASI
Şii Husiler, devrik lider Hadi’nin savaşçıları ve El Kaide militanlarının ‘güç savaşları’ yaşadığı ülkeden çelişkili haberler de gelmeye devam ediyor. Bölgede yer alan kaynaklara dayandırılan bilgiye göre, Aden’e dün ‘yabancı' askerlerden oluşan onlarca birliğin ayak bastığı bildirildi. Şii Husilerin sözcülerinden Ahmed Şami olayı doğrularken, “Eğer bu çıkarma kara operasyonu için bir hazırlıksa, onlara ateşle karşılık vereceğiz. Aden’e iki gemi yanaştı. İlk gemiden inen askerler yurttaşlarını bölgeden tahliye etmek için karaya çıktı. Ancak ikinci geminin kara operasyonu hazırlığı yaptığını düşünüyoruz. Her türlü saldırıya karşılık vermeye hazırız” diye konuştu.

SUUDLARIN İLK KAYBI

Suudi Arabistan, Yemen’e yönelik düzenlediği ‘kararlı fırtına’ operasyonunda ilk kaybını verdi. Suudi Arabistan-Yemen sınırında, Yemen tarafından açılan bir ateş sonucu bir Suud askerinin öldüğü, 10 askerin de yaralandığı belirtildi. Öte yandan Suudi Arabistan’ın, ülkenin kuzeybatısındaki Yemen sınırında yer alan tel örgüleri kaldırdığı kaydedildi. Yerel basın kuruluşları da Suudi Arabistan’a ait tankların bölgeye doğru hareket ettiğini ispatlayan görüntüler paylaştı. Devrik Cumhurbaşkanı Hadi’nin kurmayları tarafından Suudi Arabistan’dan istenen ‘kara operasyonunun’ oldukça yakın bir zamanda başlayabileceği kaydediliyor. Suudların yanı sıra Mısır’ın da bölgeye askeri danışmanlarını göndermesi ilerleyen günlerde Yemen’de şiddetli çatışmaların yaşanabileceği yorumları yapılıyor.

***

El Kaide, 300 militanı hapishaneden kaçırdı



Yemen’in önemli liman kentlerinden Al Mukalla’daki bir cezaevine saldıran radikal İslamcı El Kaide örgütü 300 mahkûmu serbest bıraktı. Mahkûmların çoğunun El Kaideli olduğu bildiriliyor. Militanların Al Mukalla’ya farklı istikametlerden girdiği vurgulanırken çıkan çatışmada en az 2 kişinin hayatını kaybettiği açıklandı. El Kaide'nin Husilere karşı gerçekleşen Suudi Arabistan saldırılarının ardından avantaj kazandığı belirtiliyor. Kentteki bankalar ve radyo istasyonlarının da El Kaide'nin eline geçtiği açıklanırken, sonrasında şehre giren hükümet kuvvetlerinin El Kaide militanlarının çoğunu püskürttüğü de gelen haberler arasında yer alıyor.

***

TSK’den Aden’e tahliye operasyonu


Yemen’e yönelik hava operasyonları ve çatışmalar sürerken Türk Silahlı Kuvvetleri, ülkede bulunan Türkiyelilerin tahliyesi için harekete geçti. Yemen açıklarında görev gezisinde bulunan TCG Büyükada korveti, mahsur kalan ilk grup Türkiyeliyi bugün sabah erken saatlerde Aden’den tahliye edecek. Ancak güvenlik sebebiyle operasyonun ertelenebileceği de gelen bilgiler arasında. Yemen’in başkenti Sana’da mahsur kalan 175 Türkiyelinin ise havayolu ile tahliyesine çalışılıyor.

***

Rus konsolosluğu saldırıda vuruldu


Suudi Arabistan'ın öncülüğünde Şii Husilere karşı yürütülen hava saldırılarında, Aden kentindeki Rusya'ya ait konsolosluk binası büyük zarar gördü. Rusya'nın RIA Novosti ajansına bilgi veren bir konsolosluk çalışanı "Binada tek bir cam bile sağlam kalmadı" ifadesini kullanırken, konsolosluğun kapatılabileceğini ve tüm Rus vatandaşlarının şehirden tahliye edilebileceğini belirtti. Husilerin yıkılan konsolosluk binasından belge ve ofis ekipmanlarını aldıkları görgü tanıkları tarafından iddia edildi. Ancak bu iddia Rus makamları tarafından doğrulanmadı.



Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 2 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   1   [2] 



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Türkiye ve Suudi Arabistan bir Frankenstein yarattı’ melnur 3 4547 19.07.2014- 23:46
Konu Klasör Suudi Arabistan ateistleri terörist ilan etti ilkay 2 4049 06.04.2014- 11:33
Konu Klasör Suudi imam: Dünya dönmüyor umut 2 4062 17.02.2015- 19:27
Konu Klasör TKP Samsun'dan Atatürk anıtına saldırıya ilişkin açıklama... melnur 2 1335 05.02.2022- 01:49
Konu Klasör İstiklal'de halk düşmanı hain saldırı. melnur 0 513 14.11.2022- 11:13
Etiketler   Suudi,   Arabistan,   Yemene,   saldırdı
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS