SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
Ayhan Çarkın'dan yargısız infaz itirafları           (gösterim sayısı: 5.025)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
solcu
[ kemal ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 24.01.2014
İleti Sayısı: 1.709
Konum: Ankara
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Konu Yazan: solcu
Konu Tarihi: 01.04.2015- 20:54


Ayhan Çarkın'dan Hüseyin Aygün'e 'yargısız infaz' itirafları: PERPA'da çatışma süsü verdik

Ayhan Çarkın, aktif görev yaptığı döneme ilişkin olarak CHP’li Aygün’le ağlayarak konuştu, çok sayıda faili meçhul cinayetle ilgili bilgiler verdi.

Resim Ekleme

Milliyet'ten Gökçer Tahincioğlu ve Önder Yılmaz'ın haberine göre, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Üyesi CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün’e Adalet Bakanlığı’nın izniyle önceki gün Ayhan Çarkın’la 4 saat süren bir görüşme gerçekleştirdi. Aygün’ün notlarına göre ağlaya ağlaya konuşan Çarkın, diğer özel harekatçılara konuşmaları için çağrıda bulunarak özetle şunları söyledi:

ÇITLAK’I BOŞA ÖLDÜRDÜK: PERPA baskını, basit bir gaz bombasıyla yapılabilecek bir operasyondu. Silah kullanılması gerekmezdi. Buna rağmen yargısız infaz yaptık. Oradakiler bizimle çatışmaya girmedi. Çatışma süsü verildi. Garson kızı da (Selma Çıtlak) tanık kalmasın diye öldürdük. Sonradan çok pişmanlık duydum.

TİKKO OPERASYONU: İstanbul Maltepe’de, 3 TİKKOlu genç için ihbar geldi. Gittik. Kızı asansörde öldürdük. 2 kişi ise çatıda öldürüldü. Evlerine girdik fena oldum. Yeni çay demlemişlerdi. Ne silah vardı ne başka bir şey.

DEV-SOL’A OPERASYON: Birçok operasyona katıldık. Sinan Kukul, Sabahat Karataş gibi isimler, yargısız infaz sonucu öldürüldü. Daha böyle birçok isim var. Yakalanabilirlerdi ama çatışma sürüyor süsü verildi.

SLOGAN ATTILAR: Hüsamettin Yaman ve Soner Gül’ün polis katili olduğu söylendi bize. Yakalayıp bir kamyonetin arkasına attık. Koli bantıyla bantladık. Ormanlık bir alanda sorguladık. Sonra yere oturtup infaz edildiler. Çocuklar bir an için geri adım atmadı. Vurulurken ‘insanlık onuru işkenceyi yenecek’ diye slogan atıyorlardı. Şimdi benim oğlum, onların yaşında. Düşündükçe ağlıyorum. Bize bu insanları hep ‘polis katili’ diye tanıttılar.

FOTOĞRAFI BAŞUCUMDA: Ayhan Efeoğlu, emniyette işkence sonucu öldü. Cesedini bize verdiler. Biz bomba ya da bu tip bir şey sandık imha için bavulu görünce. İçinden ceset çıktı. Götürüp gömdük. Kendi ellerimle gömdüm. Şimdi fotoğrafı, cezaevinde başucumda asılı. ‘Adaşımdan’ özür diliyorum her gün. Her gün resmine bakıp ağlıyorum.

MEZARLARIN ÜZERİNE GÖMDÜK: Bizim ekip, bir ihbar üzerine Muş’a gitti. 8 kişi infaz edildi orada. 3 arabayla gidildi. Yollar buzluydu. 1994’ün kış ayları. Muş Merkez Mezarlığı’ndaki 8 ayrı mezarın üzerine gömüldü öldürülenler. PKK’nın politikalarına da karşı çıkan, barış isteyen bir grup. Belki örgüt de tasfiye edecekti. Ortak operasyon gibiydi.

60 YAŞINDAKİ AMCA: Aynı ekip, Gaziantep’te 60 yaşındaki bir amcayı inşaatta infaz etti. Onun da örgütle (PKK) ortak operasyon sonucu infaz edildiğini düşünüyorum.

ÖRGÜTLER DE İŞİN İÇİNDE: Bazı örgütler, temizlemek istedikleri adamları bize bildiriyorlardı. İhbarla bildiriliyordu. Bu adamlar infaz ediliyordu. Güneydoğu Mardin Ömerli’de, Pınarcık katliamı ile 31 kişi öldürüldü bu bir vahşetti.

150 KİŞİ GÖREVDE: O dönemde, bu işlerin içerisinde yer alan 150’ye yakın kişi hâlâ etkin görevde. Bu kişilerin hakkında işlem yapılması gerekiyor. İsimlerini tek tek savcıya söyledim.

CUMARTESİ ANNELERİ: Soner Gül, Hüsamettin Yaman ve Ayhan Efeoğlu’nun fotoğraflarını Cumartesi Anneleri’nin elinde gördüm. Bilmiyordum ki ben bunların öğrenci olduklarını. Polis katili sanıyorduk. Af dilemek, onlarla konuşmak istedim. Gittim, Nevruz’a katıldım. Bildiklerimi anlatmaya karar verdim. Öldürdüklerimiz rüyalarıma giriyor. Cumartesi anneleri, rüyalarıma giriyor. Hesaplaşmaya da böyle başladım zaten.

20 METRE YANDADIR: Gösterdiğim yerlerde ceset bulunamaması, orada olmadıkları anlamına gelmez. Çıkartılmamışsa, geniş bir alan taramasıyla bulunur. Orada yollar, ormanlar yapılmış. 20 yıl geçmiş. Gösterdiğim yerde değilse, 20 metre yanındadır. Söylediğim herşey doğru. Ben bu ekiplerin içindeydim.

AĞAR GİBİ RAHAT DEĞİLİM: Mehmet Ağar, bunların bir plan dahilinde olmadığını söylüyor. Benim vicdanım, Mehmet Ağar gibi rahat değil.

GÜNDEM’İN BOMBALANMASI: Özgür Gündem gazetesini bizim Ankara ekibi bombaladı. Ankara ekibinin ilk eylemi. 92 yılında. 96’dan sonra örgütten koptum zaten. Bize ‘polis otosuna bomba attı’ diyorlardı gidip öldürüyorduk.

YEŞİL, DEVLET KORUMASINDA: Yeşil (Mahmut Yıldırım) yaşıyor ve devletin korumasında olduğuna inanıyorum.

TERÖR ÖRGÜTÜ GİBİYDİK: Biz, yasallık perdesi altında terör örgütü gibi çalıştık. Ölen insanların bir çoğunun slogan attı. Geri adım atmadı. Bu insanlara hayranlık duydum. Üç parmak işareti ‘gördüm, duydum, biliyorum’ anlamına geliyor. Diğer faillere mesaj.

SEVGİLİLERİNİ İNFAZ ETTİLER: Bizim grup canavardı, sevgilisi ile anlaşamayıp öldürüyordu. Biri sevgilisini öldürdü. Kan döke döke canavarlaşmış, insan olmaktan çıkmıştı bizim grup. Kırıkkale’de Metin Vural adlı kişi de kişisel sebeplerle öldürüldü.

15-20 KİŞİYİ ÖLDÜRDÜM: 15-20 kişiyi bizzat öldürdüm. Ben sadece buzdağının küçük kısmını anlatıyorum. Herkes konuşursa bütün tablo açığa çıkar. Yeni yerler bulabilirim, gösterebilirim. Tahliye edilirsem, yeni kanıtlar çıkar.

DELİ RAPORU YAKIŞMADI: İbrahim Şahin kilit konumda. İdoldür. Böyle birinin deli raporu alması kendisine yakışmadı.

OKTAY İNTİHAR ETMEZ: Behçet Oktay’ın intiharına inanmıyorum. Karşı çıkmıştır, öldürülmüştür.

Sol



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
umut
[ umut yarın ]
Yasaklı
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 12.09.2013
İleti Sayısı: 3.105
Konum: Gizli
Durum: üye uzaklaştırılmış
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: umut
Cevap Tarihi: 03.04.2015- 10:55


90’lı yıllar…
Kamil Tekerek



Geçtiğimiz son birkaç günde yaşananlar, 90’lı yılları yaşamış ve politik atmosferini solumuş herkese birçok şeyi çağrıştırmış olsa gerek.

Amacım içinde bulunduğumuz günlerin yeni 90’lar olduğunu iddia etmek değil. Zaten tarihte bu tür benzeştirmeleri yapmak genelde işimize yaramayan bir sürü değerlendirmeye varmamıza da sebebiyet verebiliyor.

Tüm bunlarla birlikte, 12 Eylül sonrası dönemi değerlendirirken, 90’lı yıllar gibi uzun bir parantezin açılmasında, sömürü düzeninin halk düşmanı politikalarının uygulama sahasının hatırlanmasında bazen fayda olabiliyor.

Zam, zulüm, işkence, kaybedilen insanlar, faili meçhuller, yargısız infazlar, kontrgerilla faaliyetleri…

Bunlar başta devrimcilerin şahsında tüm emekçilere karşı işlenen suçların listesini oluşturmaya yeterli.

İşte tam da bu yüzden Çağlayan Adliyesi’nde ve sonrasında yaşananlar, devletin yargısız infaz ve işkence uygulamasını tüm toplumun gözleri önünde acımasızca hayata geçirebileceğini göstermesi açısından bize 90’ları hatırlattı.

“Kürtçe konuştuğu için öldürüldü…” Tarihini hatırlayamıyorum. 90 ya da 91 yılı olsa gerek Ama gazete manşeti dün gibi aklımda.

31 Ocak 1990’da Muammer Aksoy, 4 Eylül 1990’da Turan Dursun, 24 Ocak 1993’te Uğur Mumcu katledildi. Katledilme sebepleri Kürtçe konuşmaları değildi. Gericiliğe karşı duruşlarıydı. Ama Kürtçe konuşan vatandaş ile kaderleri ve öldürülme biçimleri aynıydı…

1991 yılının Temmuz ayında dönemin Halkın Emek Partisi (HEP) Diyarbakır il başkanı Vedat Aydın evinden alındı ve işkence yapılmış cesedi Ergani yakınlarında bulundu. İlerici, aydın ve halkını seven bir insandı…

Kürt aydını Musa Anter 20 Eylül 1992'de Diyarbakır'ın Seyrantepe mahallesinde uğradığı silahlı saldırıda sol bacağına iki, kalbi ve kafasına birer kurşun sıkılarak öldürüldü. Çok uzun yıllar sonra, eski JİTEM elemanı Abdülkadir Aygan; Anter'in, kendisinin de içinde bulunduğu tim tarafından JİTEM için öldürüldüğünü söyledi. Susurluk Raporu'nda, Anter cinayetinin Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım tarafından planlanıp uygulandığı yer almıştı.

Gazeteci Metin Göktepe 8 Ocak 1996 yılında gözaltında işkence sonucu hayatını kaybetti. Dönemin devlet adamları Göktepe’nin duvardan düşerek öldüğünü dile getirdiler. Sonra gözaltında öldüğünü kabul ettiler.

Örnekleri arttırabiliriz. Eksikleri siz de tamamlayabilirsiniz. Ancak bu örneklerin arasına Sivas katliamını, Gazi katliamını, cezaevi operasyonlarını, ölüm oruçlarını, Hizbullah’ın Kürt halkına karşı işlediği katliamları mutlaka eklemek zorundasınız.

Bir de üzerine, parasız eğitim istedikleri için işkence gören Manisalı gençleri ve baklava çaldıkları için hapis cezası alan yoksul çocukların hatırasını koyun… İkisinin de tarihi 1997…

90’lı yıllar zor yıllardı.

İşçi sınıfının zor yıllarıydı. Zamlar durmazdı. Sınıfın haklarına saldırı hat safhadaydı. Aydınların, ilericilerin zor yıllarıydı. Düşünmek bazen ölmek anlamına geliyordu. Devrimcilerin de zor yıllarıydı. Faili meçhuller, gözaltında kayıplar ve işkenceler devrimcilerin yol arkadaşı gibi olmuştu. Sosyalizm ve devrim inancına sahip çıkmak 90’larda bayağı meşakkatli bir işti. Sovyetler Birliği yıkılmıştı, işçi sınıfının ruhuna fatiha okunuyordu, tarih bitmiş Marksizm ölmüş sayılıyordu.

90’lı yıllar Türkiye’de sermaye sınıfının işçi sınıfına karşı savaşında 12 Eylül sonrasında açtığı büyük bir parantezdi. Parantezi kapattılar ve kaldıkları yerden kendilerince daha meşru olduklarını iddia ederek, solun içinden kendilerine adam devşirerek, 12 Eylül’le birlikte başlattıkları huruç harekatını ekonomik, siyasi alanda arttırarak AKP döneminde devam ettirdiler. Her daim ülkülerine inandılar ve başarılı olacaklarını zannettiler. AKP’nin dostu liberaller 90’lı yılları ehlileştirebileceklerini, AKP’nin bunun adayı olduğunu vaaz ettiler.

Ancak yanıldılar.

90’lı yılların ateş çemberi aslında yarılmıştı. Çemberi yaran devrimciler de ülkülerine inandılar ve ülkemiz emekçileri için mücadele ettiler. 2013 yılının Haziran ayında ateş çemberi 12 Eylül’ün bütün zihniyetiyle birlikte dağılırken Türkiye toplumunun önünde yeni bir mücadele dönemini açtı. Dolayısıyla, aslında 90’lı yıllar da tarih oldu…

90’lı yıllarda devrimci olmak çok zordu… Bugünün koşulları düşünüldüğünde ise tersini iddia etmemiz yanlış olur. Düzen güçleri sıkıştıkları her anda toprak altındaki eski silahlarını çıkarmaktan imtina etmeyecekler bunu biliyoruz.

Bugün sosyalizm ve devrim mücadelesi çok daha meşakkatli hale gelmiştir. Daha büyük bir emeğe, daha fazla insana, daha fazla akla, daha fazla emeğe ihtiyacımız vardır. Hepsinden önemlisi daha büyük ve daha güçlü bir örgütlülüğe sahip olmak mutlaktır.

Bu satırlar Berkin’in katillerinin ortaya çıkması için eylem yapan devrimci gençlerin işin kolayına kaçtığını söylemek için yazılmadı. Kuşkusuz çok zor bir iş yaptılar. Eylemleri, 90’lı yılları aratmayacak, kendi savcısının canına kıyacak kadar canavarlaşabilecek bir sistemin neler yapabileceğini bizlere gösterdi.

Beraberinde bu lanet olası düzenden bir an önce kurtulmamız gerektiğine dair olan bilincimizi de tazeledi.

AKP iktidarı, birkaç gün içerisine yargısız infazı, onlarca hukuksuzluğu ve adaletsizliği, toplu işkence görüntülerini sığdırmayı başardı. Bunların hepsi devletin başındaki kişiler tarafından onayladı.

Karşımızda duran soru bizlerin önümüzdeki günlere neleri, nasıl sığdıracağımıza düğümlenmiş durumdadır.

Ve düğümün çözümünün, daha büyük, daha güçlü bir örgütlülüğü yaratmaktan geçtiği, halkımız ve işçi sınıfımızın gerici bir iktidara karşı sağlam duruşunun inşa edilmesinde yattığı bir kere daha ortaya çıkmıştır.



Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Taraf itiraflara başladı:Yedek bavulcu kim ayhan 1 4096 21.03.2016- 13:52
Konu Klasör Yargıtay Onursal Başkanı Sabih Kanadoğlu'nun anıları... melnur 5 1387 07.01.2022- 07:53
Konu Klasör Cüneyt Arkın'ı kaybettik. melnur 0 469 29.06.2022- 02:00
Konu Klasör IŞİD militanlarından korkunç infaz! ilkay 0 3283 18.02.2014- 14:14
Konu Klasör ECE AYHAN selma56 3 3962 17.09.2013- 13:42
Etiketler   Ayhan,   Çarkından,   yargısız,   infaz,   itirafları
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS