SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
‘Başkanlık sistemi’ diktayı yasallaştırır           (gösterim sayısı: 3.539)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
dayanışma
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Konu Yazan: dayanışma
Konu Tarihi: 26.04.2015- 15:30


Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Rona Serozan: ‘Başkanlık sistemi’ diktayı yasallaştırır

“Düşünün ki bugün devlet başkanına hiçbir parlamenter demokraside rastlanmayan olağanüstü yetkiler veren askeri dikta anayasasının eleştirilere ve huzursuzluklara yol açan süper yetki kataloğu, kayıtsız koşulsuz bir başkanlık sisteminde büsbütün katlanılmaz boyutlara tırmandırılacaktır”

Resim Ekleme

@canugur1987

Başkanlık sistemi, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın yaklaşan genel seçim öncesinde en büyük hedefi. Başkan olabilmek için 400 milletvekili talep eden “tarafsız” Cumhurbaşkanı, parlamenter sistemden vazgeçilmesi halinde “Türkiye’nin şahlanacağını” öne sürüyor. Gerek Meclis içindeki, gerekse de sokaktaki muhalefet ise Başkanlık sisteminin “tek adam” diktatörlüğüne yol açacağını vurgulayarak Erdoğan’a karşı çıkıyor. Konu hakkında görüşlerine başvurduğumuz Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Profesör Doktor Rona Serozan, muhalefetin kaygılarını paylaşarak, başkanlığın günümüz Türkiyesi’nin siyasal sisteminde “şahsa özel” bir yönetime yol açacağının altını çiziyor. Prof. Dr. Serzozan, yolsuzluğun ve kayırmacılığın da başkanlıkla birlikte hız kazanacağını belirtiyor.

>> AKP'nin dayatmaya çalıştığı başkanlık sistemi nasıl bir sistemdir?

Başkanlık sistemi yasama, yürütme ve yargı erklerinin birbirini denetlemesi ve dengelemesi (checks and balances) esasına dayanan klasik parlamenter demokrasi sisteminden bambaşka bir sistemdir.

Başkanlık sisteminde halk tarafından seçilen başkan, engelsiz ve denetimsiz, ülkeyi başına buyruk yönetir. O kadar ki Başkan, Meclis’in yerine geçip yasa gücünde kararname çıkarabilir; özel sekreterler kurulu mesabesindeki Bakanlar(ım) Kurulu üyelerini azledebilir; Meclis’i kayıtsız koşulsuz fesih edebilir.

Başkanın şahsında toplanan hükümet etme (yürütme) erkinin yasama erki (Meclis) karşısında herhangi bir sorumluluğu olmaz. Başkanın güvensizlik oyuyla Meclis tarafından görevden düşürülmesi de söz konusu olmaz. Başkanlık sisteminin değişik sürümlerinde bu özellikler kısmen törpülense bile, sistemin özü ana çizgileriyle budur.

>> Başkanlık rejiminin genel olarak sakıncaları nelerdir?
Bu rejim en başta otoriter bir yönetime dönüşmeye yatkındır. Denetimsiz tek adam erki kolaylıkla keyfi bir despotluğa, otoriter bir diktaya kayabilir. Ama bu sistem denetimin ve dengelemenin eksikliği yüzünden aynı zamanda kolaylıkla "nepotizm"e de (ahbap çavuş kayırmacılığına da) sürüklenebilir. Dahası, bu rejimde denetimsizlik sayesinde yolsuzlukların hasır altı edilmesi olasılığı artar.

Başka bir sakınca da şudur: Başkanın iradesiyle Meclis çoğunluğunun iradesi uyuşmadığında, eşdeyişle, Amerikalı hukukçuların "bölünmüş yönetim" (divided government) diye adlandırdıkları olasılıkta siyasal krizler ve buna bağlı ekonomik krizler keskinleşir. Yakın geçmişte ABD’de Başkan Obama ile yasama organı arasında yaşanan bütçe krizleri unutulmasın!

Bu arada başkan demokratik yollardan düşürülemediği ve değiştirilemediği için de askeri darbeler birbirini kovalar. Şili, Brezilya ve Mısır örnekleri henüz belleklerden silinmiş değildir.

Başkanlık sistemini benimsemiş ülkelerin (özellikle Latin Amerika ve yakın çevremiz coğrafyasındaki ülkelerin) pratiği ve tanınmış siyasal bilimcilerin çalışmaları bu gerçekleri, açıkçası, başkanlık rejiminin otoritarizme, nepotizme, yolsuzluğa, istikrarsızlığa ve darbeye yol açma sakıncalarını apaçık ortaya koymaktadır.  



>> Başkanlık rejiminin özel olarak bizim açımızdan doğurabileceği sakıncalar nelerdir?
Başkanlık rejimi ister Amerika'daki gibi "tam", ister Fransa'daki gibi sivrilikleri törpülenmiş "yarı" Başkanlık rejimi olarak benimsenmiş olsun, ancak burjuva demokratik devriminden geçmiş olup köklü demokratik geleneklere sahip ülkelerde ağır aksak ve riskleri göze alınarak yürütülebilir.

Asla gözden kaçırılmaması gerekli olgu şudur: Başkanlık sisteminin eksik, aksak ve riskli yürütülebildiği ülkelerde genelde ademi merkeziyetçi federal yönetim yapısı ile güçlü ve etkin bir bağımsız yargı, özellikle de Anayasa Mahkemesi ve Senatolu çift Meclis, başkanın iktidarının kötüye kullanılmasını geniş ölçüde engelleyebilir.

Gelgelelim, sağlam denetleme ve dengeleme sistemlerine sahip bu ülkelerde bile sakıncaları apaçık gözlenebilen bu rejimin pek özel tarihsel ve sosyo-ekonomik nedenlerle gerçek anlamda demokratik bir devrim geçirmemiş, demokrasi kültürü eksik kalmış ve klasik parlamenter demokrasiyi bile doğru dürüst özümleyememiş olan ülkemizde uygulanması başkanlık rejiminin bünyesinde zaten mevcut bulunan sakıncaları büsbütün azdırır.

Demokratik kültürün ve kurumların, demokratik katılımın ve saydamlığın, demokratik çoğulculuğun yerleşmediği ve dünya demokrasi ıskalasında en alt sıralarda yer alan   bizim gibi ülkelerde başkanlık rejimi kısa zamanda tek kişinin keyfi ve otoriter diktasına dönüşür. Açıkçası, başkanlık sistemi bizde düpedüz bir tek şef iktidarı, bir alaturka padişahlık ya da Türkiye Cumhuriyeti A.Ş. CEO'luğu görünümüne bürünür. Bu arada rejimin kayırmacılık, yolsuzluk, istikrarsızlık ve darbe riskleri de geniş ölçekte karşımıza çıkar.

Düşünün ki bugün devlet başkanına hiçbir parlamenter demokraside rastlanmayan   olağanüstü yetkiler veren askeri dikta (Başkan Evren) Anayasası’nın eleştirilere ve huzursuzluklara yol açan süper yetki kataloğu (salt yargıç ve rektör atamaları düşünülsün) sınırsız, kayıtsız koşulsuz bir başkanlık sisteminde büsbütün katlanılmaz boyutlara tırmandırılacaktır.

Sonuçta ülkenin diktalaşma sürecine son kertede sakıncalı bir ivme ve meşruluk kazandırılacaktır. Böylece 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 darbeleriyle açılan parlamenter demokrasiden uzaklaşma süreci son kertesine ulaştırılacaktır.

* * *

Dayatmaya karşı çıkmak yurtseverlerin boynunun borcu

>> Başkanlık somut olarak Türkiye’de nelere yol açabilir?

Gece yarıları oldu bittiye getirilen torba yasalara, ülkenin tüm etkili kişilerinin partizanca atanmasına, köprülerin ve havalimanlarının nerelerde kurulacağına, imar planlarından nükleer santrallara, karikatürlerden heykellere, giyim kuşamdan yiyeceklere ve içeceklere, okunacaklardan seyredileceklere, kaç çocuğun hangi yoldan dünyaya getirileceğine varıncaya dek her alana despotça hükmetme yetkisine meşruluk kazandırılacaktır. Dahası, kayırmacılık ve yolsuzluk kolayca örtbas edilebilecektir.

Böylece, aynen 12 Eylül 1980’den sonra yapıldığı gibi, kişiye özgü (zata mahsus) bir “başkanlık kaftanı” üretilmiş olacaktır. İşte başkanlık sistemiyle izlenen ve özlenen asıl amaç budur. Başkanlık rejimini dayatma yoluyla “demokrasinin son ayak bağlarından” da kurtulup muhalefetin her türünü bastırma ve kayırmacılıkla yolsuzluğun önünü açma sürecine karşı çıkmak, özgürlükçü, çoğulcu, katılımcı ve eşitlikçi demokrasi değerlerine bağlı her yurtseverin ve aynı zamanda insan severin boynunun borcu olmalıdır.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
yorum2006
[ yorumcu ]

Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 15.08.2013
İleti Sayısı: 772
Konum: Gizli
Durum: Gizli
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

2 kere teşekkür edildi.
Cevap Yazan: yorum2006
Cevap Tarihi: 27.04.2015- 00:52


Bir takım öğretim üyeleri konuyu son derece girift hale getiriyor. Söylenenler doğru tabii. BUna bir dieyceğim yok. Ancak konuyu halka daha somut biçimde vermek gerekiyor. Burası ne Amerika, ne de Fransa. Geri kalmış bir ülke. Demokrasi filan da yok. Buraya getirilmek istenen, Aliyev tipi, Türkmenbaşı tipi, Saddam tipi, Kaddafi tipi, diğer geri kalmış ülkelerdeki diktatörlerin başkanlıkları gibi bir başkanlık. Halka bu diktatörlerin kim olduklarını, neler çevirdiklerini, bunlar saltanat sürerken yoksul halkın nasıl inim inim inlediğini anlatmak gerek.



Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör CHP Genel Başkanlığına Özgür Özel seçildi. melnur 1 291 18.11.2023- 07:41
Konu Klasör TİP Genel Başkanı GEBZE'den belediye başkanlığına aday. melnur 2 154 04.03.2024- 00:14
Konu Klasör İlhan Cihaner, CHP Genel Başkanlığı'na aday oldu: Sol siyasetle başarıya ulaşacağız melnur 5 2413 21.01.2021- 08:40
Etiketler   ‘Başkanlık,   sistemi’,   diktayı,   yasallaştırır
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS