SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
Seçmen ve Strateji           (gösterim sayısı: 3.974)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
umut
[ umut yarın ]
Yasaklı
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 12.09.2013
İleti Sayısı: 3.105
Konum: Gizli
Durum: üye uzaklaştırılmış
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Konu Yazan: umut
Konu Tarihi: 11.05.2015- 10:58


Seçmenin bir strateji uzmanı olarak ölümü
Aydemir Güler


Resim Ekleme

Genel oy için çok mücadele verildi. Maksat mücadele eden insanın seçmene dönüşmesi veya daha doğrusu “indirgenmesi” değildi elbette. Buraya varılması asla o büyük mücadeleyi küçümsemeyi getirmez. Mücadele öğreticidir.

İşçi sınıfı öğrendi, gelişti. Genel oy hakkı da, başlangıçtaki güdük halinden, yani mülk sahibi erkeklerle sınırlı tipik burjuva nitelikten, halkın kaderini eline alma iddiasını temsil eden gelişkinliğe böyle taşındı.

Ancak işçiler kadar sermaye de öğrenir. Öyle ki, genel oy hakkı kitleler tarafından fethedilirken, aynı kitlelerin devrimci perspektife açık bir mücadelecilikten kapitalizme uyumlu bir konuma geçmeleri de sermayenin kazanımı olmuştur.

Genel oy sıradan insanın kaderlerini yeryüzüne indirme talebidir. Genel oy sermaye iktidarının insanlara tescil ettirilmesine dönmüştür. Bu bir dejenerasyondu.

Günümüzde Türkiye'deki dejenerasyonun yanında bu solda sıfır. Oy verme davranışı insanların ideolojik/politik tasnifi anlamına gelmez mi? Bir parti devlet işletmeciliğini yerin dibine batırıyor; öteki aileyi ve dini ve gelenekleri kutsuyor. Bir başkası emekçilerin haklarını anlatıyor... Her neyse, ideolojik mesafeler ortada. Siyasal alanda ne yapacakları da anlaşılıyor üç aşağı beş yukarı...

İnsanların buna bakıp oy vermesini, en doğal davranış sanabilirsiniz. Yanılırsınız!

Aslında, düzene karşı mücadele edip oy hakkını kazanan emekçinin, oyuyla düzeni sürdürmesi gibi bir şey oldu. Seçmene ideolojiler ve siyasal programlar arasındaki farkların pek önemli olmadığı anlatılmış ve gösterilmiştir.

Yeni ölen Evren kapatmıştı partileri. İlk bakışta sağcısını da, solcusunu da! Evren'in bakanı ve halefi Özal ne kadar eğilim varsa hepsini toplamış ve çok takdir almıştı. Dinciyle liberal, sosyal-demokratla faşist, ama hepsi “yenilenmiş” ve ortak paydada buluşmuş halleriyle ANAP'tı artık. Yani iktidar! Ama onu izleyen yıllarda sağcı Demirel'le solcu İnönü birlikte hükümet kurarak ortak paydanın yaşadığını ilan edeceklerdi. Yeni kurulduğunda AKP'nin değişmiş, modern bir parti olduğu anlatılmamış mıydı bütün hoparlörlerden? Erdoğan'a meclis yolunu açmakla övünen Baykal'ı, dinci adımları destekleyen Bahçeli'yi, AKP'den demokrasi öncüsü imal eden Belge'yi, Altan kardeşleri de unutmayalım.

Durum böyleyse, oy artık dünya görüşüne göre alınan bir tavır olmaktan çıkabilir. Herkesin görüşü kendine, oy başka... Yıllardır komünistlere halkımız bunu söyler. Aslında komünizm “çok iyi fikir”dir! Komünistler gerçekleri dile getirmektedir. Haklıyız-dır! Ama oy... Kuşkusuz baraj sopasıyla da terbiye edilen seçmenin başka saikleri vardır.

İşin özü, seçmenimiz bir strateji uzmanı olarak yozlaşmıştır!

Sağcıları MHP'ye, solcuları CHP'ye oy vermeye çağırmak yozluktu. Çağrının sahibi kendini siyasal yelpazenin ötesinde bir makama yerleştiriyordu. Seçmenin de sağcı mı solcu mu olduğunun önemi kalmamıştı. AKP'den çıkışın stratejisi oluşturuluyordu güya.

Bir araya gelmesi imkansız programların birliği benzer biçimde savunuldu. “Ayrımlarınızı bir kenara bıraksanız...” Oysa biri özelleştirmeci, diğeri kamulaştırmacı! Ya da örneğin AKP'yi bir yerel yönetimden düşürsün diye Saadet Partili bir şeriatçıyı neden desteklemeyesiniz?

2015 seçimlerine doğru bu yolda yeni rekorlar kırılıyor. Laiklerin, dilinden din düşmeyen muhalifleri desteklemesi sıradanlaşıyor.

AKP diktatörlüğü bu sıradanlaşmayla yıkılmaz. Tersine bu yol insanın yeryüzüne indirdiği kaderini, “tanrı-strateji”ye teslim etmesine varır.

Doğru yol tam tersi.

Seçmen yetmiyor. Biz, kaderini kendi eline alan, iradesini örgütleyen halka doğru ilerlemeliyiz. Birileri sıradanlaşmanın rekorunu kırsın. Komünistler de örgütlenmenin!



Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Strateji ve Taktik melnur 0 3956 19.02.2014- 01:11
Konu Klasör Aydınlık ve strateji sorunu umut 0 4891 18.01.2014- 18:59
Konu Klasör Eylem, strateji ve görev umut 0 3278 04.04.2015- 09:57
Konu Klasör TİP’in yükselişi ve sosyalist strateji... melnur 3 557 14.03.2023- 01:44
Konu Klasör “Dışarıdan bilinç” ve strateji sorunu? umut 1 4736 08.10.2014- 22:51
Etiketler   Seçmen,   Strateji
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS