SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
Nasıl bir sol, hangi restorasyon?           (gösterim sayısı: 3.902)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
umut
[ umut yarın ]
Yasaklı
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 12.09.2013
İleti Sayısı: 3.105
Konum: Gizli
Durum: üye uzaklaştırılmış
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Konu Yazan: umut
Konu Tarihi: 28.05.2015- 10:56


Nasıl bir sol, hangi restorasyon?
Aydemir Güler




Seçime giderken CHP’nin de, HDP’nin de solculuk yapacakları tahmin ediliyordu. Bu beklentiyi ben de paylaştım. Yazdım da…

AKP altında Türkiye sağın sağını, dibin dibini görmüşse ve daha fazla zorlandığı takdirde yeni bir kırılmaya neden olacağı açık idiyse, hatta Erdoğan ve yeni triumvirası, yani Akdoğan ile Ala dışında herkes ülkenin bu şekilde yönetilebilir olmaktan çıktığını dillendiriyorsa… Yukarıdaki tahmin istihbarata değil, sade bir gözleme dayanıyor demektir. Ancak CHP’li ve HDP’li dostlar ve onların pek solcu sözcüleri söylediler: Seçim döneminde solculuk yapılacaktı. Böylece dibin dibinden çıkacak olan Türkiye’de düzenin yönetilebilir hale gelmesi mümkün olabilirdi.

Zil takıp oynayanlarla soL’un arası açıldı tabii. Sömürünün sürdürülebilir hale getirilmesinin nesine sevinecektik ki!

Gel zaman git zaman, ülkenin doğrultusu değişmemekle birlikte ortaya bir başka sorun daha çıktı. Sol, sevindirik duygularını fazla belli ederek taktik bir hata yapmıştı aslında! Kim CHP ve HDP’nin yerinde olsa, genel merkezin üst katlarından şöyle bir bakıp, “bu kadar solculuk çok bile” der.

Sol tarafta bekleşenlerden bir solcu yazar desteğin karşılıksız olması gerektiğini, bunun Marksizme çok uygun olduğunu uzun uzun yazdı. Kendi içinde “bağımsız tavır” formülünde uzlaşan Birleşik Haziran Hareketinde bile bir dizi unsur, “bağımsız bağımsız” HDP kervanına katılmanın yolunu yapmaya kalktı.

Bir gün Demirtaş yine Allah-peygamber diyordu ki, destekçi soldan bir lider Marksizmin aydınlanmayla alakası olmadığını ilan ediverdi. Zamanında her gün cenaze kaldırılırken, “bana sağcılar adam öldürüyor dedirtemezsiniz” veciziyle iz bırakan Demirel’in kulakları çınladı; bir başka teorisyen HDP ile dinci gericilik laflarının yan yana getirilemeyeceği yolunda fetva verdi.

Ya CHP? Kılıçdaroğlu radikal-sosyalist kesimlerin zaten kendilerine oy vermediğini söylüyor. Ama kısa süre önce bir sol parti başkanına adaylık önermiş, bunun üzerine CHP’nin sosyalist sola kucak açması kimilerinin rüyalarını ve sosyal medya hesaplarını süsler olmuştu.

Seçime bu kadarcık zaman kala, bekleyecek fazla bir şey kalmadı ve sonuç belli. CHP tamamen dünya piyasalarına bağımlılık üstüne kurulu, kamuculuk düşmanı, üretken sektörlerin tasfiyesine devam diyen, memlekette dinci gericilik, emperyalizme bağımlılık, emek ve kadın düşmanlığı yüzünden taş taş üstünde kalmadığını görmezden gelen bir saçmalık abidesi ilan etti, merkez Türkiye diye.

HDP’nin dinsel dili gına getirdi. Buna Mart ayında bir de Eşme ruhu eklendi. Eşme komşu bir ülkede AKP ordusunun operasyon yapmasına yardım oluyor. Sınır ihlali, hukuk ihlali; yaşasın Eşme ruhu!

Her iki parti AKP’yle işimiz olmaz dememekte anlaşıyor. Genel merkez pencerelerinden sola uzanıp bakmış olmalılar. Bu kadarı yeter, hadi sağa dönelim! Kuşkusuz bu sonuç destekçilerin marifeti değil, bu partilerin sınıf karakteriyle veya uzlaşmacılığıyla ilgili.

Seçimden sonra ne olur? Belli ki, Erdoğan’sız veya Erdoğan’ın sesinin biraz kısıldığı her seçenek demokratikleşme olarak kutlanacak. AKP’sizlikten vazgeçildi, neredeyse Erdoğan’sızlıktan da vazgeçilecek. Makam aracı sayısını 95’e indirebilir miyiz?

Bunun adı restorasyon olmaya devam eder mi, ben şimdi onu kestiremiyorum. Restorasyon kavramı değişimin abartılmaması yönünde uyarı, düzeni devam ettirme hedefinin deşifre edilmesi. Bu kadarı bile fazla kaçıyorsa, restorasyon olmaz, makyaj olur.

Türkiye’yi ise sosyalizmden aşağısı kurtarmaz.




Bu ileti en son umut tarafından 13.06.2015- 13:24 tarihinde, toplamda 2 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
umut
[ umut yarın ]
Yasaklı
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 12.09.2013
İleti Sayısı: 3.105
Konum: Gizli
Durum: üye uzaklaştırılmış
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: umut
Cevap Tarihi: 13.06.2015- 13:25


Yurtta restorasyon bölgede restorasyon
Alper Birdal


Sandıklar kapanır kapanmaz herkesin herkesle hemhâl olduğu bir dönemin içinde bulduk kendimizi. Dört partili bir yapıda koalisyon ihtimallerini takip etmek zor değil de, kimin kime, hangi koşulla destek vereceğini izlemek zor. Çünkü ortada ilke namına bir şey yok. Baksanıza memleketin “solcu”su bile sosyal medyada koalisyon formülü çıkarıyor!

Şimdilik bir siyasi belirsizlik var, doğru. Ama bu belirsizlik, düzen siyasetinde ideolojiyle yüklü “istikrar” kavramının yeniden ağırlık kazanması için tüm kesimlerce kullanılıyor. “Memleketi kaosa sürüklemeyeceğiz”, “ülkeyi siyasi belirsizliğe teslim etmeyiz” ifadelerini dört partiden herhangi birinden, herhangi bir bağlamda duymak tamamıyla olağanlaştı. Herhalde “normalleşme” dedikleri buydu. Ülkece gevşedik, kaosa, istikrarsızlığa karşı birleştik; koalisyonumuzu bekliyoruz.

Bu “yeniden istikrara kavuşma” sürecine de restorasyon adını veriyorlar.

Seçimden önce İkinci Cumhuriyet’in restorasyonu bir ihtimal ya da ihtimallerden bir tanesiydi. Şimdi ise bir ihtimalden çok daha fazlası, düzen siyasetinin yöneldiği ana doğrultu...
Erdoğan faktörünün bu doğrultuyu bozup bozamayacağı tartışılıyor. Sadece Türkiye’de değil, Batı’da da... Ancak şimdilik görünen, Erdoğan’ın şapkasından çıkaracağı bir tavşanın olmadığı. Abdullah Gül’lü AKP formülü vesaire şapkadan çıkacak tavşandan ziyade restorasyon yoluna giren Türkiye’nin açılımlarından biri olabilir. Yüce Divan tartışmalarının da bu yola girilmesiyle yavaş yavaş unutturulacağını, unutturulamazsa önemsizleştirileceğini varsayabiliriz. “İstikrar için” unutun denilerek...

Yine de Erdoğan elini şapkasına atmayı deneyebilir mi? Örneğin başını en fazla belaya sokma potansiyeli taşıyan başlıklardan biri olan bölge politikasında...

Geçen gün “egolar bir yana konmalı” dediği konuşmanın bir yerinde ağzından, “Tel Abyad’da Arapları ve Türkmenleri uçaklarla vuran Batı, ne yazık ki onların yerine terör örgütü PYD ve PKK’yı yerleştiriyor” sözlerinin döküldüğünü hep birlikte işittik. Arkasından da Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü çıkıp, sınıra “Esed rejimi ve PYD’nin saldırıları nedeniyle” insanların yığıldığını söyledi.

Ama bu şapkadan da tavşan çıkmaz. Erdoğan’ın Suriye’de Suudi-Katar ortaklığıyla semirttiği Fetih Ordusu’nu YPG-ÖSO ikilisinin karşısına çıkarmayı denemesi, en başta kendi ittifak yapısının dağılmasına neden olur. Dolayısıyla bu cephede de Erdoğan’ın çıkarabileceği bir tavşan yok, ama “restorasyona” ihtiyaç var. Restorasyon, El Kaide takviyeli Fetih Ordusu’nun “koalisyon” destekli, eğit-donat tedrisatından geçmiş gruplarla birlikte hareket etmesi, İdlib’den Halep’e, Tel Abyad’dan Raselayn’a aynı doğrultuya bakmalarının sağlanması için gerekli.

İki veriyi hatırlayalım. Geçtiğimiz günlerde ünlü gazeteci David Ignatius, Türkiye ile ABD’nin seçimden önceki hafta Suriye’de “güvenli bölgeler” oluşturmak konusunda anlaştığını, ama seçimden sonra bu adımın Türkiye’deki siyasi belirsizliğin aşılmasından sonra atılabileceğini söyledi. İkincisi, Türkiye’nin yakından tanıdığı bir isim olan Alan Makovsky’nin, olası bir HDP-AKP koalisyonunda HDP’nin AKP’yi Suriye politikasında ABD çizgisine yakınlaştırabileceği yönündeki sözleriydi.

Bu ifadeler, ille de “AKP-HDP koalisyonunu” çağırmıyor. Ancak Türkiye’deki restorasyonun Suriye ve bölge politikasında da restorasyon anlamına geleceği anlamını taşıyor. Washington’un da Brüksel’in de istediği bu ve sistemin aktörlerinden buna itiraz eden yok. Dolayısıyla her koalisyon formülü buraya çıkacak. Erdoğan’ın ise buna itiraz edecek mecali yok.

Öyleyse yeni dönemin yeni nakaratı bu olacak: Yurtta restorasyon, bölgede restorasyon. İstikrar için ileri!



Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Hangi Türkiye Hangi Ütopya: Kapitalist? Sosyalist? melnur 0 4623 05.10.2013- 18:00
Konu Klasör Biz bu hale nasıl geldik, nasıl kurtulacağız? melnur 3 2577 18.01.2020- 09:43
Konu Klasör Bu nasıl bir zihin yapısı, nasıl bir ruh halidir böyle... melnur 1 2474 13.05.2020- 13:17
Konu Klasör Vahdettin hangi camileri yıktı hangi camileri sattı NOLAN 0 5373 04.02.2014- 01:07
Konu Klasör Hangi Kürtler, hangi sol? dayanışma 1 4211 31.08.2014- 23:05
Etiketler   Nasıl,   bir,   sol,   hangi,   restorasyon
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS