SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
Pardon! Kimi başkan yaptırmıyoruz?           (gösterim sayısı: 3.057)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
umut
[ umut yarın ]
Yasaklı
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 12.09.2013
İleti Sayısı: 3.105
Konum: Gizli
Durum: üye uzaklaştırılmış
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Konu Yazan: umut
Konu Tarihi: 16.08.2015- 11:54


Pardon! Kimi başkan yaptırmıyoruz?
Özkan Öztaş


Basit bir soru ile başlayalım. AKP, IŞİD’e karşı çıkabilir mi?

Bombalar yağdırmasına, yer yer tutuklamalara ve sert çıkışlarına bakmayın, AKP, IŞİD’in İslamcı ideolojisini karşısına alabilir mi? Ya da tersinden soralım. AKP, IŞİD’i ne kadar geriletebilir?

Mevzu bahis AKP ise önce ideolojik olarak karşı çıkacaksınız. Mesele aritmetik rakamlar ya da teknik meselelerden ibaret değil maalesef. Gericiliğine, Amerikancılığına, işbirlikçiliğine, sermayedarlığına karşı çıkacaksınız. Yani bir bütün olarak AKP’ye... Uzunu gitsin kısası gelsin, şahini gitsin güvercini konsun ile olmaz bu iş. Tarikatlara, zorunlu din derslerine, alkol yasağına karşı çıkacaksınız.

soL yazarlarında   Kemal Okuyan’ın 20/01/2015 tarihli “Adam padişah olmuş, biz başkanlığı tartışıyoruz!” başlıklı yazısını anımsamakta fayda var. Bahsi geçen yazının tekrarına düşmeden, başka bir konuyu inceltmekte fayda var.

Rudaw’ın kalemi Kurdi yazarlarından Halil İbrahim Baran’ın 17 Nisan 2015 tarihli (ve nedense erişiminde sıkıntı yaşanan) “seni başkan yaptırmayacağız” başlıklı yazısındaki bir hikâyeyi alıntılamak istiyorum.

Baran, seçim sürecindeki meseleyi tarif ederken eski bir Moğol hikâyesi aktarır.

15.yüzyılda Rusya'yı Moğollar işgal etmişken bir köylü ve eşi tozlu bir köy yolunda yürümektedir. Bu sırada bir Moğol savaşçı atıyla onların yanında durur ve köylüye şimdi karısına tecavüz edeceğini söyleyip ekler:

‘Yer çok tozlu olduğundan ben karına tecavüz ederken sen benim testislerimi tutacaksın, böylece kirlenmeyecekler.’

Moğol işini bitirir ve atına biner uzaklaşır, köylü gülmeye ve sevinçten zıplamaya başlar.

Şaşıran karısı sorar: 'Yanı başında vahşice tecavüze uğramışken nasıl olur da mutluluktan havalara uçarsın?’

Köylü cevaplar: 'Başardım! Hayaları toz içinde"

Padişahlığını ilan eden birinin başkanlığını tartışmak Halil İbrahim Baran için böyle bir benzetme ile özetlenebilir ancak. Haksız da değil.

                        *

7 Haziran’dan bugüne geçen sürece kısaca bakalım.

Suruç’taki patlamada yitirdiğimiz kardeşlerimize yaşam mücadelesine yenik düşenler ekleniyor. Karadeniz’den, Akdeniz’den, İstanbul’dan, Ankara’dan Kürdistan’dan gençler… Az buz değil, Türkiye ve Kürdistan gençlik hareketi tarihinin yaşadığı en ciddi kayıplardan biri. Unutacak mıyız?

Zergele, sözde PKK kampını bombalayacağız diye katledilen Kürt halkının acılarına bir halka daha eklendi. O gün medyada yazılanları okuyunca insanlığımdan utandım. Neymiş efendim; bombalar sivil halka yağmış, ölenlerin hiç biri gerilla değilmiş. Yani ölenler gerilla olsa “oh olsun” diyecek kıvamda herkes. Zergele’de yıkılan evlerin arasından çıkmış oyuncak bebeklerden biriydi belki Suruç’ta bir araya getirilen.

Ağrı, fırın işçisi çocukları utanmadan katlettiler. Berkin’in kucağında taşıdığı sıcak ekmeğe tahammülü olmayanlar, ne lokmasına, ne ustasına tahammül edemiyor. Katlediyor orta yerde.

Hakkari, “Türk’ün Gücünü” gösterecek densizi anımsayın. Ve sakın Nâzım’ın şiirlerindeki Türk köylüsü-emekçisine söz etmeyin. Bu vahşi ile Suruç’ta kaybedilen gençler sizce aynı ulusun bireyleri mi? Hiç ezen ile ezilen aynı safta olur mu? Gördük Hakkari’de höyküren saltanatın gücünü, sırtından vurulan kadının üstünü başını çıkarıp sergilemektir kudretleri. Bunu hazmeder kişilikleri.

Dersim’de boşatılan köyler, sokak ortasında vurulan gençler, padişahın gücünü gösteren soytarılar, sokak başlarını kesen zorbalar, kültürümüze ve kimliğimize edilen küfürler ve daha nicesi. Tüm bunlar 7 Haziran’dan sonra yaşadıklarımızın bir parçası.      

AKP’nin sadece 7 Haziran sonrası yaptığı kritik atamaların sayısı nerdeyse 400’e ulaştı. Askeri, hukuki, ekonomi ya da sağlık alanında pek çok kademeye “giderayak” en güvendiklerini atadılar.

                        *

Peki ya 7 Haziran öncesi?

Son zamanlarda tekrar duyur olduk “Türkiye 90’lara mı dönüyor?” diye. Bana sorarsanız mevzu bahis Kürt sorunu olduğunda Türkiye 90 yıldır 90’ları yaşıyor zaten. Nedir ya başka? Roboski nedir? Lice, Kobanê eylemlerinde yitirilenler, Van depreminde sokakta bırakılanlar nedir?

Şimdi kalkıp da tekrar başkan yaptırmayacağız demek biraz tuhaf kaçmıyor mu?

4+4+4 eğitim sisteminde, zorunlu din dersleri uygulamalarında, kürtaj yasağı tartışmalarında, alkol satışı düzenlemelerinde, Suriye savaşında Esat karşıtlığı üzerinden ÖSO savunuculuğu yapıldığında, kızlı erkekli öğrenci evi tartışmalarında sessiz kalınan tavır yarına IŞİD’i devreder.

Yaratılanı sevenler, hani yaratandan ötürü, yaratılanı katlediyorlar tekbir sesleri ile, yine yaratandan ötürü!

Önce dini siyasetten çıkarmalı. “Falanca vekil filanca zamanda türban yüzünden epey çekti ama” edebiyatı da karın doyurmuyor. Onun müritleri bugün IŞİD’e katılıyor.

AKP’ye karşı çıkacaksak gölgesiyle değil, kendisiyle uğraşalım. Hesap sormak için, tekrar yaşanmaması için.

Sosyalizmin “inşallahı maşallahı” yok!



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
umut
[ umut yarın ]
Yasaklı
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 12.09.2013
İleti Sayısı: 3.105
Konum: Gizli
Durum: üye uzaklaştırılmış
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: umut
Cevap Tarihi: 16.08.2015- 11:56


Adam padişah olmuş, biz başkanlığı tartışıyoruz!
Kemal Okuyan



Adam sarayına çağırmış bakanlarını, birinci olması gereken zatı saksı gibi bir kenara koymuş, talimat vermiş. Belli ki, iç dokusu giderek gevşeyen iktidar partisinde “odun çok ama çimento bir tek benim” demeye getirmiş.

O “tek adamım” hezeyanlarındayken, muarızları “başkanlık sistemine geçiliyor” diye feryat etmekteydi. Cumhurbaşkanı’nın kabineyi bu şekilde toplaması Anayasa’ya aykırıydı, zaten başından beri tarafsız davranmayacağını belli etmişti, böyle rezalet olur muydu!

Olur, bal gibi olur. Yaşananların yanında bu bir rezalet filan olarak da görülemez. Son derece makul, yakışır. Her gün toplansınlar saraykonduda!

Öncelikle, Türkiye’nin sorunu şekil şemalin çok ötesinde. Başkan gibi davranıyormuş, parlamentoyu baypas ediyormuş, bir noktadan sonra gerçekten ne önemi var? Bunlar hem yeni değil hem de olup bitenin içeriğinden-doğrultusundan daha büyük bir ehemmiyet taşımıyor. Ülke, asıl meselelerin bir türlü tartışılamaması, gündeme gelmemesi nedeniyle bu beladan kurtulamıyor.

Neden tartışılamıyor?

Çünkü Türkiye’de ana akım muhalefet, kendini mevcut sistemin ufkuyla sınırlamış durumda. Bunda şaşıracak bir şey yok, adı üzerinde düzen partileri, düzen medyası…

Arada gerçek ve de esaslı meseleler üzerinde duruyor ama bir noktada frene basıyorlar. Taşerona, iş cinayetlerine ya da ABD işbirlikçiliğine, dinselleşmeye denk düşen başlıklarda geçici fırtınalar kopuyor ama sonra yatışıyor. Çünkü, Türkiye’nin piyasayla, emperyalist dünya sistemiyle, gericilikle bağlanmış düzenini bir bütün olarak sorgulama yeteneği ve de niyeti yok.

İktidarın kaynağı orada, iktidar değişikliğinin kaynağı da son tahlilde orada görülüyor. Gerçek bu ve bu yalnızca CHP’nin gerçeği değil.

Böyle olunca çıta düşürülecek illa ki ve aslında o kadar da önemli olmayan konular, en büyük memleket meselesi olarak adlandırılacak.

Şimdi bir kez daha her şeyin merkezine “Anayasa’nın değiştirilmesi” konmaya başlandı. AKP’nin seçimden tek başına yeni bir anayasa yapacak ya da mevcudu yeniden değiştirecek bir çoğunlukla çıkması, ölüm-kalım meselesi haline getiriliyor. Daha önce Erdoğan’ın başbakan olması, Gül’ün Çankaya’ya oturması, referandumdan “evet” çıkması ve en son Erdoğan’ın bu kez cumhurbaşkanlığı makamına yerleşmesi için de benzer şeyler söylenmişti.

Önemsiz mi?

Kuşkusuz önemli. Ama her şeyin ötesinde bir değer taşımıyor.

Önemli olan, AKP iktidarına neden karşı olduğumuz ve ne istediğimiz. İçerikten uzaklaşıldıkça, toplumun kafası karışıyor, bu kadar tepki çeken bir hükümete rağmen siyasete yabancılaşma artıyor, dahası her defasında umutlar kırılıyor. 12 yılda, defalarca ölümle yaşam arasındaki kavşakta tercihe zorlanan insanların bir noktadan sonra enerjisi kalmaz, alışır.

Şimdi de öyle olacaktır. Anayasa değişikliği ya da Erdoğan’ın başkanlığı gündemi, zaten anayasayı takmayan ve de tek adamlığın iyice yerleştiği bir iktidar söz konusuyken, toplumu mücadeleye değil, hareketsizliğe yöneltir.

Adamlar hukuk sistemini dinsel referanslara bağlamış, ülke kapitalistlerin barbarlığına kuralsız ve sınırsız biçimde açılmış, memleket cihadcılarla doldurulmuş, birileri ise başkanlık sistemini tartışıyor, Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceğinin bu uğrakta ve bu başlıkta belli olacağını söylüyor!

Cumhuriyet?

Birileri gerçekten bakar kör!

Ya da;

toplumu köreltme derdinde…



Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 2 kişi görüntülüyor:  2 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Marksizm'i aşıyoruz! melnur 2 2388 24.10.2019- 10:59
Konu Klasör 'CHP'de Genel Başkan Özgür Özel olacak' melnur 6 362 17.10.2023- 08:33
Konu Klasör Neden kitle kazanamıyoruz, sorun ne? melnur 3 516 18.06.2023- 09:53
Konu Klasör HDP Eş Genel Başkanı Sancar: 10 milyon oy alıyoruz, PKK ile bir bağımız yok... melnur 0 727 12.07.2022- 03:30
Konu Klasör Kim kimi ıslıklıyor? umut 0 2419 20.11.2015- 10:51
Etiketler   Pardon,   Kimi,   başkan,   yaptırmıyoruz
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS