SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
Ulusalcı ve demokrat olmak           (gösterim sayısı: 3.388)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
ayhan
[ .... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 05.12.2013
İleti Sayısı: 1.076
Konum: Tekirdağ
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Konu Yazan: ayhan
Konu Tarihi: 17.08.2015- 00:17


Ulusalcı ve demokrat olmak

Mustafa İlker Gürkan yazdı: Şovenist milliyetçilik ulusların birarada yaşamasının önündeki en önemli tehdittir. Ulus olmak bir kültür işidir, ölçüt genetik faktörler değildir. Salt dil de değildir. Farklı dilleriniz olabilir, önemli olan ortak bir dilinizin olmasıdır.

Resim Ekleme
Mustafa İlker GÜRKAN

YURT Gazetesinin 09 ağustos 2015 günlü sayısında “Keskin Kalem” Tarafından yazılan başyazısı “İlerici Birikimden kopmak” başlığını taşıyordu ve “Önüne gelen herkese bir ahmaklık ve cehaletle 'faşist' diye saldırmayı alışkanlık haline getirenler, bu gün AKP ve Türkiye gericiliğinin karşısında , derin bir şaşkınlık içinde ittifak yapacak ulusalcı arıyor… Talih İşte!” diye bitiyordu.

Yazıda, Kürt kökenli demokratlarla, Türk kökenli ulusalcıların yaşadığı çatışmanın anlamsızlığına dikkat çekiliyor, emperyalizmin himayesinde mazlum halkların sorunlarının çözülebileceğini hayal etmenin solun tarihsel çıkışına da varlık gerekçesine de tamamen aykırı olduğu vurgulanıyordu.

Konuyu yeniden ve yeniden ele almanın ve gündemde tutmanın gerektiğini düşünerek, bunun yaşamsal önemine inanarak hem Yurt Gazetesini kutluyorum hem de bir kısım görüşlerimi paylaşmak istiyorum.

Tarihin dayatması ulusalcı ve demokrat olmak… Biri olmadan diğeri olamaz.

Ulus kavramı ve etnisite

Kürt siyasilerinin kendilerini “ulusalcı” biçiminde tanımlamalarına ihtiyaç yoktur. “Kürt” olduklarını özellikle ifade etmeleri zaten bu kavramı da –bir anlamda-içermektedir.

Diğer yandan Türk Ulusalcılarının kendilerini “Ulusalcı Demokratlar” olarak tanımlamalarına ise kısmen de, zaman zaman da olsa ihtiyaç bulunmaktadır.

“Türk” Kavramı hem bir etnik köken farkını hem de tamamen “niteliksel açıdan farklı” olarak, modern anlamda bir “Ulusun” kavramsallaştırılmasını belirtmektedir. Bu kavramın içinde etnik unsur ilk akla gelebilecek beş etken arasında bile değildir.

Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türkiye Halkına (Özellikle vurgulayalım; etnik kökenine bakmaksızın..) “Türk Ulusu” denir.

Türkiye Cumhuriyeti'nin Temeli Kültürdür… Kan, Irk, genetik köken v.s değildir.

Bu tanımlar, Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran ve ilelebet payidar kalacağını ifade eden kurucu önderine aittir. 21. Y:Y. In başında ulaştığımız özellik ve nitelikler bakımından gerçekçidir de.. Doğrudur da…

Nitekim: Güneydoğu hudumuzun hemen ötesindeki “Kürt” insanı ile Türkiyenin “Kürt” insanı arasındaki “kültürel” faklılık; Türkiyedeki Kürt ile Mardinli, Antepli Türk arasında çok daha azdır ve hatta yoktur bile. (Hatta Kürt Kökenli ve bu yöndeki bilinci hayli gelişmiş, 12 Eylül öncesi ve sonrası toplumsal ve siyasal mücadelede önemli görevlerde bulunmuş büyüklerimiz de sorduğumuzda, bu gözlemi doğruluyorlar..)

“Ulus” üzerine bir kez daha…

Bu kısa girişten sonra Ulus Kavramının teorik çözümlemesine gelelim..

Genel Kabul gördüğü üzere; çağdaş ulus kavramı şöyle:
“Ortak bir toprak parçası üzerinde, ortak bir dil konuşan, ortak bir ekonomik pazar etrafında örgütlenmiş, ortak bir kültürü (yaşama alışkanlığı olarak) benimsemiş, tarihsel bakımdan istikrarlı insan topluluklarına ulus denir.”

… Burada temel alınan “genetik bir ölçüt değildir”… Ortaklık ve tarihsel istikrarı sağlayan şey “kültürdür”

Bu nedenle Ulus bir “kültür” işidir..

Dikkat ediniz salt “dil” de değildir..

Farklı dilleriniz olabilir ama önemli olan ortak bir diliniz olmasıdır..

Kiminiz Kürtçe, Kiminiz, Boşnakça yada Lazca v.s konuşuyor da olabilirsiniz..

Ortak diliniz var mı? Sorun budur…

Amerikan Ulusunun içinde İngilizce'den başka çok sayıda dil konuşan göçmenler, siyahiler ya da sarı ve kızıl derililer olabilir. Ama tümü birden; “bir tek Amerikan Ulusu”dur….

İngiltere için de Fransa için de böyle değil mi?

Neden “filan asıllı Fransız ya da falan asıllı İspanyol” deniyor…

“Millet”lerin adı özel olarak vurgulanıyor?

O devletin vatandaşı olduğunu –sanki hiç bir başka ortak özelliği yokmuş gibi- özel olarak vurgulamak için mi? Hayır!..

Özellikle etnik kökeni belirtilmektedir; ola ki; söz ya da davranışlarda “genel ulusal kültürel doğrultudan” olabilecek, basit farklılıklar yadırganmasın diyedir bu vurgulama…

Hatta bir çok yerde ülke adı verilmeden “Uzak doğu asılllı, Fransız”… “ Afrika kökenli ABD’li gibi”…

Parçalanmak kimseye yaramaz

Birbirimizden kopmak... İşte o zaman ulus parçalanır...

Ve elde kalan… Kimseye yaramaz, emperyalizmin oyuncağı olur.

Sağduyulu bir çok insan, farklı politik eğilimleri bir yana bir konuya uzun süredir dikkat çekiyor.

Sayın Prof Korkut Boratav 2011 Şubat'ında hepimizi uyarıyordu “Kürt Hareketi kökeninde laik ve sınıfsal bir harekettir Kürt coğrafyasında AKP ve müttefiklerinin hakim olup BDP yi tasfiye etmesi Türkiye toplumunun geleceği açısından çok vahimdir” (Türkiyenin Faşimleri ve AKP İmge Yayınları syf 103)

Çözüm de gösteriliyor; İlerici hareket başta sosyalist çevreler; Kürt demokratlar ve temsil ettikleri siyasal çevrelerle köprüleri yeniden kurmalıdırlar…

Kendi zayıf toplumsal konumlarının etkisinde kalmadan, komplekse kapılıp o siyasal hareketin yedeğine düşmeden, kişilikli, kendinden ve savunduklarından emin, bu özgüvene uygun biçimde sevecen ama cesur, yumuşak ve fedakar bir özellikle bunu yapmalıdırlar. İlerici hareketin “eski sol duyarlılıkları” Kürt hareketine taşınmalıdır.

Şovenist unsurlardan arınmak

Kürt demokratları kendilerine sormalıdır; Türkiyedeki “Atatürkçü” düşünce hareketi ile neden iletişim kuramadı?...

Kurmak için “illa dediğim …” gibisinden başka söylem geliştirmedi…

Bu gün solculuğu tartışılmayacak bir çok insan neden Türkiye'nin bölünmesi-parçalanması kaygısı taşıyor?

Kürt Siyasi Hareketi içinde bu “sanı’nın” dayanakları yok mu? Kürt demokratlarının; "Türk şövenistlere laf yetiştirmek” için harcadığı emek ve zamanın en az yarısını da Kürt Kökenli Yurttaşlar arasındaki Türk düşmanı şövenist unsurlara karşı harcaması gerekmezmi?

Türk unsurun Kürt unsuruna karşı “saygısız” hatta “merhametsiz ve zalimce” davrandığını bir eleştiri olarak söyleyeceksin. Sonra; bütün insanlık tarafından ilericiliğinden ve yaratıcılığından övgü ile söz edilen Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e ve ‘Türk’ etnisitesine, sövüp sayacaksın…

Bu olmaz..Kabul edilemez.. Kim olursan ol!...Ne olursan ol!...

Selahattin Demirtaş ve temsil ettiği eğilimin, bu yöndeki olumlu çabaları Sol’a “rahat nefes aldırmakta” ve büyük bir oyunu bozmaya hizmet etmektedir.

Kürt Milliyetçiliği, sıkça ileri sürüldüğü üzere, “ezilen ulus milliyetçiliği” değildir.

“Ezilen Ulus Milliyetçiliği” kavramı ile somut durumun uyumsuzluğu bir yana; bu tür bir anlayışın en tehlikeli yanı “diğer ulus’a karşı nefret suçunun“ bütün potansiyellerini taşıyor olmasıdır.

Türkiyenin; Kürt Hareketi herşeyden önce bu tür bir “Kürt Milliyetçiliği” düşüncesinden kurtulmalıdır. Bizlerin; ulusalcı-devrimci çevrelerin, Kürt düşmanlığı üzerine kurulu Türk şövenizmine- milliyetçiliğine karşı mücadele ettiğimiz gibi Kürt demokratları da şövenist unsurlarıyla mücadele etmelidirler.

Ulus anlayışına karşı dincilik

Yakın tarihimiz Türkiye'nin devrimci unsurlarının , şövenist/milliyetçi gayrı resmi milis güçlerine karşı mücadelesiyle yazılmıştır. O günlerde; devrimciler kendi saflarını “Millici” diye tanımlıyorlardı, Anti-Emperyalizmi temel almışlardı…

Bu gün Kürt demokratları Kürt şövenizmine karşı böyle bir çaba içinde mi? Ama ister olsunlar ister olmasınlar; emperyalizm ve işbirlikçileri, Ağa, Şeyh v.d. işadamı ya da şövenist aydınlar, Kürt demokratlarına karşı bir düşmanlığın, açık ya da gizli içindedirler.

“Kürtçü” görünüşlü tarikatçı-çeteler, çeşitli örgütlenme biçimlerinde, Kürt demokratlarını ezmeye, tasfiye etmeye, en azından Kürt kitlelerde “Türk düşmanlığını” canlı tutmaya çalışıyorlar.

Bu bölümü bitirirken söyleyelim: Emperyalizm çağında –özellikle de yeni dönemde- “Ezen, Ezilen Ulus“ ilişkisi ancak emperyalist-kapitalist toplumla, onun sömürdüğü ve baskı altında tuttuğu toplum arasında olur.

Bugün, bunun dolaylı biçimi “işbirlikçi iktidarlar” eliyle yapılıyor. Hem de ne “ince” ne “damıtılmış” yöntemlerle…

İşte tam da bunu anlatmak istiyoruz…

Önümüzdeki “Zamanda ULUS’U TASFİYE ETMENİN YOLU; “DİNCİ’LEŞMEK”… başlığıyla konuyu irdelemek dileğiyle ..


yurt



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
ayhan
[ .... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 05.12.2013
İleti Sayısı: 1.076
Konum: Tekirdağ
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: ayhan
Cevap Tarihi: 17.08.2015- 00:25


İlerici birikimden kopmak...
Yurt'un Sesi


Türkiye'nin siyasal ve entelektüel ortamında giderek netleşen tuhaf bir durum yaşanıyor.

Uzunca denilebilecek bir süredir Kürt siyasal hareketini oluşturan bileşenlerin önemli bir kesimi, sağlı-sollu liberaller ve kendilerini hala solda sayan kimi çevreler, bu toprakların ilerici ve aydınlanmacı geleneğinden kopmuş görünüyor.

Öyle anlaşılıyor ki, bu çevreler Kürt sorununun, soğuk savaş artığı gericiler, AKP ve İslamcı gericilikle çözüleceğine, tahminimizden çok daha derin şekilde inanmışlar.

Çünkü HDP’de yer alan grupların bugün yaşadıkları derin hayal kırıklığına bakınca, durumun sanılandan da vahim olduğu görülüyor.

Daha kötüsü, bütün bir modern tarih boyunca muzlum halkların en büyük düşmanı olan emperyalistlerin himmeti ve desteği ile Kürt sorununun çözülebileceği anlayışı da, yine sandığımızdan hayli yaygın bir eğilim haline gelmiş.

Bu gelişmenin yarattığı siyasal ve tarihsel sonuçlardan biri şudur; Kürt hareketi ve onlarla ittifak halindeki kimi sol liberaller bu ülkenin aydınlanma geleneği ve ilerici birikiminden büyük ölçüde kopmuş durumda.

Bu tutum solun tarihsel çıkışına da varlık gerekçesine de tamamen aykırı.

Öyle bir akıl tutulması yaşandı ki, AKP ile yürütülen ve “Çözüm Süreci” denilen siyaseti eleştiren, bu trafiğe kuşkuyla bakan herkesi ve her çevreyi "darbeci", "Ergenekoncu", hatta "faşist" ilan ettiler.

Oysa onların saldırdıkları bu çevreler, Kürt sorununun eşitlik içinde, adil ve demokratik bir anlayışla çözümü için gerçek bir toplumsal ve siyasal dayanak oluşturuyordu.

Önüne gelen herkese bir ahmaklık ve cehaletle “faşist” diye saldırmayı alışkanlık haline getirenler, bugün AKP ve Türkiye gericiliğinin karşısında, derin bir şaşkınlık içinde ittifak yapacak “ulusalcı” arıyor.

Tarih işte!



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
abbas
[ emeğin gücü ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 21.12.2013
İleti Sayısı: 830
Konum: Ankara
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: abbas
Cevap Tarihi: 17.08.2015- 07:08


AKP ile barış olamayacağını anlayanlar bugün silahları devreye sokarak şiddeti tırmandırmaya çalışırken ne yapacaklarını bilemez hale gelmişlerdir. Onlara akıl hocalığı yapmaya çalışan kürt türk liberaller ve kendilerini hala solda olduğunu iddia eden kuyrukçu kesimler de öyle, ne yapmaları lazım geldiğini ve Türkiye'nin bu şiddet ortamından, bu kan denizinden nasıl çıkacağını da bilmiyorlar. Bu gidişin iki halkın birbirini kırması demek olduğunu da görmüyorlar.

Kürt hareketi kürt ve türk'ün beraber yaşamasını samimi olarak istiyor ve Türkiyelileşmek de bunun adıysa şovenist/milliyetçi siyasetlerden arınmalı ve birrlikte yaşama iradesini ortaya çıkarmalıdır. Ulus kavramını genetik bir kod değil gerçekte kullanıldığı biçimiyle bir kültür olarak görmeye başlarsak, bu yönde adımlar atılmaya başlanırsa kürt ve türk halklarının üzerinde anlaşabilecekleri bir temel oluşturulabilir ve beraberlik bu temel üzerinde inşa edilebilir. Bölünmeyi durdurabilmek, yüzlerce yıl beraber yaşamış olan kürt ve türk halklarını birbirleriyle tekrar kaynaştırabilecek siyasi temel bu olmalıdır. Kurtuluş da budur ve başkada bir çare yoktur. Bölgede emperyalizme karşı sol değerlere sahip çıkarak ve bölünmemeyi esas alarak oluşturulacak bir siyasi program Türkiye'nin kurtuluşu, kürt ve türk halkının bu şiddet ortamından uzaklaşması olacaktır.




Bu ileti en son abbas tarafından 17.08.2015- 10:48 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
ayhan
[ .... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 05.12.2013
İleti Sayısı: 1.076
Konum: Tekirdağ
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: ayhan
Cevap Tarihi: 17.08.2015- 20:23


Alıntı Çizelgesi: abbas yazmış

AKP ile barış olamayacağını anlayanlar bugün silahları devreye sokarak şiddeti tırmandırmaya çalışırken ne yapacaklarını bilemez hale gelmişlerdir. Onlara akıl hocalığı yapmaya çalışan kürt türk liberaller ve kendilerini hala solda olduğunu iddia eden kuyrukçu kesimler de öyle, ne yapmaları lazım geldiğini ve Türkiye'nin bu şiddet ortamından, bu kan denizinden nasıl çıkacağını da bilmiyorlar. Bu gidişin iki halkın birbirini kırması demek olduğunu da görmüyorlar.

Kürt hareketi kürt ve türk'ün beraber yaşamasını samimi olarak istiyor ve Türkiyelileşmek de bunun adıysa şovenist/milliyetçi siyasetlerden arınmalı ve birrlikte yaşama iradesini ortaya çıkarmalıdır. Ulus kavramını genetik bir kod değil gerçekte kullanıldığı biçimiyle bir kültür olarak görmeye başlarsak, bu yönde adımlar atılmaya başlanırsa kürt ve türk halklarının üzerinde anlaşabilecekleri bir temel oluşturulabilir ve beraberlik bu temel üzerinde inşa edilebilir. Bölünmeyi durdurabilmek, yüzlerce yıl beraber yaşamış olan kürt ve türk halklarını birbirleriyle tekrar kaynaştırabilecek siyasi temel bu olmalıdır. Kurtuluş da budur ve başkada bir çare yoktur. Bölgede emperyalizme karşı sol değerlere sahip çıkarak ve bölünmemeyi esas alarak oluşturulacak bir siyasi program Türkiye'nin kurtuluşu, kürt ve türk halkının bu şiddet ortamından uzaklaşması olacaktır.




Söylediklerinin tamamına katılıyorum. Topu sadece kürt hareketine de atmamak lazım, kürt hareketinin bileşeni olduklarını söyleyenler, kuyrukçular, liberaller hepsinin ortak sorumluluğu var. Sadece devlet eleştirisinde bulunularak ve PKK şiddetine toz kondurmayarak bu ülkeye barış gelmez. Barış gerçekten isteniyorsa sol değerleri öne çıkarmak ve emperyalizm karşıtı, AKP karşıtı bir programı savunmak lazım.



Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Sosyalist olmak için ateist olmak mı gerekiyor? melnur 5 5373 22.06.2015- 14:13
Konu Klasör Devlete karşı olmak mı, devletten yana olmak mı? melnur 3 4805 05.04.2016- 23:37
Konu Klasör Sosyalist olmak için ateist olmak mı gerekiyor? melnur 17 21521 15.12.2015- 16:39
Konu Klasör ''Ulusalcılar'' ve liberaller üzerine... melnur 4 2290 03.01.2021- 03:22
Konu Klasör Ulusalcılığa ve liberalizme dair... melnur 3 2502 29.05.2021- 07:56
Etiketler   Ulusalcı,   demokrat,   olmak
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS