SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
Davit Harvey kapitaizm analizi.           (gösterim sayısı: 3.768)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
hakkı
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Konu Yazan: hakkı
Konu Tarihi: 27.08.2015- 09:36


Cumhuriyet 15-8-2015
Ayşen Eren.
Kırk yılı aşkın süredir derslerinde Marksizm’i anlatan, sosyal hareketlere aktivist olarak destek veren, en çok atıfta bulunulan sayılı akademisyenlerden, tanınmış sosyal bilimci David Harvey davet üzerine geldiği ülkemizde bir dizi konuşma yaptı. “Sermayenin Sınırları ve Antikapitalist Hareket” başlıklı konuşmasında kapitalizmin dinamik yapısını vurguladı ve mücadelenin bütünlükçü yaklaşımla mümkün olacağını söyledi.Harvey’e göre, kapitalist karşıtı argüman, sistemin sürekli büyüme ihtiyacı üstüne kurulmalıdır. Çünkü sermaye yaşayabilmek için sürekli artmalı, büyümelidir. Büyümezse, kar yok demektir ve yok olur.“Kapitalizm ile mücadele edeceksen kapital yani sermaye nedir bilmelisin” diyor Harvey, “Problemi çözmek istiyorsan önce problemin ne olduğunu anlayacaksın ve sonra tanımlayacaksın” diye ekliyor.

Sermaye nedir? Harvey, bu soruyu Marks’ın bakış açısıyla yanıtladı. Marks sistemdeki döngülere bakmayı önermektedir. Klasik para-iş gücü-üretim-emtia akışını ayrıştırır. Para sermayesi kendi döngüsüne sahiptir. Üretim ve iş gücü sermayesinin kendi döngüsü vardır. Aynı şekilde ticari ürünlerin de kendi döngüsü mevcuttur. Bu üç döngü içiçe geçmiş, birbirlerine bağlı bir yapıya sahiptir. Örneğin, para döngüsü olmadan üretim ve ticari ürün döngüleri çalışmaz. Benzer şekilde üretim döngüsü para ve ticari ürün döngülerine bağlıdır.

Yeniden “sermaye nedir” sorusuna dönersek, sermaye para mıdır? Hayır, Marks’a göre para sermaye değildir. İş gücü sermaye midir? Marks yine hayır der çünkü para ile iş gücü değişimi pek çok toplumda binlerce yıldır zaten yapılmaktadır. Ticari üretim midir? Marks yine hayır der, çünkü ticari ürünler pazarlarda takas edilebilir. Marks’a göre kapitalizmde sermaye, servis değerinin üretimidir. Bu yüzden, antikapitalist hareketin görevi “servis değeri üretimini” durdurmak olmalıdır.Neden kapitalizme karşı olmalıyız? Pek çok kişi kapitalizmin işçiyi sömürdüğünü söyler. Ama işçiler başka toplumlarda farklı zamanlarda sömürülmüşlerdir. Sermayenin önemli bir özelliği dinamik olmasıdır. Sistem sürekli yeni birşeyler yaratmaktadır. Cep telefonlarınızı, ipadlarinizi bırakıp, Orta Çağ’daki gibi yaşamak ister misiniz? Kapitalizm farklı bir dünya yaratmıştır ve yarattığı herşey kötüdür diyemeyiz. Bu nedenle kapitalizm ile mücadelede tüketimi kötüleyerek devrim yapamayız.

Harvey’e göre, kapitalist karşıtı argüman, sistemin sürekli büyüme ihtiyacı üstüne kurulmalıdır. Çünkü sermaye yaşayabilmek için sürekli artmalı, büyümelidir. Büyümezse, kar yok demektir ve yok olur. Bu nedenle, sistem toplam servis değerini sürekli büyütmeye ve katlayarak artırmaya çalışır. Ortalama yıllık büyüme hızı yaklaşık yüzde üçtür. Bu oran, belki 18. yüzyılda sorun olmazdı. Fakat bugün önümüzdeki 100 yıl için yüzde üç büyüme oranı hedeflersek bu ciddi sorunlar yaratacaktır. Burada Harvey sürekli ekonomik büyümenin imkansızlığını göstererek sermayenin de bir sınırı olduğunu hatırlatır. Bu noktada “Büyümenin Sınırları” kitabına gönderme yapmadan geçmek olmaz. David Harvey’in öngörülerinin, Donella ve Dennis Meadows ile bir grup MIT’li akademisyen tarafından 1972 yılında yayınlanan meşhur “Büyümenin Sınırları” kitabında anlatılan görüşleri tamamladığını düşünüyorum. “Büyümenin Sınırları”, üretim ve nüfusun sürekli olarak üssel artmasının, fiziksel sınırları olan Dünyamızda mümkün olmadığını anlatır. Harvey de sermayenin dayandığı sürekli üssel büyüme hedefinin imkansızlığını söyler. Harvey’in Marks’ın “Capital”inden yola çıkarak kapitalizm ile mücadele için oluşturduğu formülün temel dayanağı olan ekonomik büyüme karşıtlığı, Nicholas Georgescu-Roegen’in ekonomik küçülme ve Herman Daly’s durağan ekonomi yaklaşımlarına paralleldir.
Harvey’in vurguladığı bir diğer gerçek, son 30 yılda, gerçek üretime giderek daha az, fiktif sermayeye daha çok yatırım yapılmasıdır. Fiktif pazarlarda gerçek sermaye yoktur. Karbon piyasalarında alıp satılan karbon hisse senetleri fiktif sermayeye güzel bir örnektir. Finansal sistemdeki varlıkların şişirildiğine de değinen Harvey, spekülatif hareketlerin arttığını vurgular. Bu gelişmelerin bir sonucu olağanüstü boyutta gelir eşitsizliği yaratması. Örneğin; New York’ta nüfusun yarısı yılda 30 bin doların altında kazanırken aynı şehirde spekülatif fonları yönetenlerin kişi başı yıllık gelirleri 3 milyar dolar civarında.

Harvey politik gücü ekonomik güce bağlar. Seçimleri kazanan milli irade gibi görünse de aslında para, yani sermaye. ABD’de de sermaye her iki partiyi yönetir. Büyük para aynı zamanda hukuk sistemini de yönetir. Bu sistem günümüzün ciddi sorunları olan;
- Giderek artan adaletsiz gelir dağılımı,
- Doğanın bozulmasından kaynaklı sorunlar,
- Sonsuza kadar yılda yüzde üç büyüme oranının yaratacağı sonuçlarla asla yüzleşmez.
Marks içiçe geçmiş para, üretim ve iş gücü döngülerinin kontrolünü gerekli bulur. Kontrol, paranın doğasının, metalaştırma ve iş gücünün organizasyonu konularında köklü bir dönüşüm ile mümkündür. Harvey’e göre kapitalist karşıtları bu konularla ilgilenmelidir. Üretmek için üretim, saklamak için birikim yapmaktan vazgeçilmelidir. Sistemsel köklü dönüşüm küçük hareketlerle olmayacaktır. Ancak, bir şekilde başlayacak büyük boyutlu ve kapsamlı bir hareket ile gerçekleşebilir.
Kapitalist karşıtı mücadele uzun bir süreçtir ve en azından bir kuşak sonra tamamlanabilir. Bu süre zarfında iyi ve kötü olarak sınıflandırdığımız üretimler olacak ve ne iyidir ne kötüdür tartışılmaya başlanacak. Şu an pek çok ürün önümüze hazır geliyor ve fiziksel olarak bunlar nerede, nasıl üretiliyor bilmiyoruz. Bu nedenle öğrencilerine “Yediğin kahvaltı nasıl üretiliyor?”, “Kullandığın şeker nereden geliyor?”, “Isırdığın elma nereden, nasıl geliyor?” sorularını sorduğunu anlattı.
Kapitalizm ile mücadele edebilmek için, kapitalizmin boyutlarını ve kurup geliştirdiği, besleyip büyütmeye devam ettiği sistemi doğru okumaya çalışmalıyız. Bunun için atılacak ilk adım, günlük hayatımızda kanıksayıp üzerinde hiç düşünmeden tükettiğimiz ürün ve besinlerle ilgili “nerede ve nasıl üretiliyor” sorularına cevap aramak ve “iyi üretim” ile “kötü üretim”i tanımlamaya çalışmaktır

Davit Harvey kapitalizm analizi ve devrimcilerin tutumu




Bu ileti en son umut tarafından 09.10.2015- 16:53 tarihinde, toplamda 2 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
mağripli
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: mağripli
Cevap Tarihi: 30.09.2015- 13:19


Sayın hakkı aslında Davit Harvey'nin düşünceleri ikinci ağızdan aktarıldığı için fazla yazmak istemiyorum ama sermayenin büyüme iç güdüsü ve mecburiyeti bugün ki emperyalist girişimler ve yeni pazarlar arama iç güdüsünün tespitinden başka ne olabilir.

Eğer ki, sermaye büyüme iç güdüsüne sahipse ve sürekli büyümek istiyorsa toplumu yoksullaştırması ona ne kazandırır merak konusu.

Son olarak gerçekten sermayenin sınırı diye bahsedilen durum konusunda sizin fikriniz nedir. Çünkü yazıda üretimin düzenlenmesi ve bilinçli tüketimi atıfta bulunulmuş gibi geliyor. Bu sermayenin hızla büyümesini mi engeller yoksa sonunumu uzaklaştırır.

Dostça




Bu ileti en son umut tarafından 09.10.2015- 16:54 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
hakkı
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: hakkı
Cevap Tarihi: 01.10.2015- 09:30


Alıntı Çizelgesi: mağripli yazmış

Sayın hakkı aslında Davit Harvey'nin düşünceleri 1-emperyalist girişimler ve yeni pazarlar arama iç güdüsünün tespitinden başka ne olabilir.

2-Eğer ki, sermaye büyüme iç güdüsüne sahipse ve sürekli büyümek istiyorsa toplumu yoksullaştırması ona ne kazandırır merak konusu.

3-Son olarak gerçekten sermayenin sınırı diye bahsedilen durum konusunda sizin fikriniz nedir. Çünkü yazıda üretimin düzenlenmesi ve bilinçli tüketimi atıfta bulunulmuş gibi geliyor. Bu sermayenin hızla büyümesini mi engeller yoksa sonunumu uzaklaştırır.
Dostça


Sn Mahripli.
Seni tanıdığımdan bu yana sürekli soru sormuşundur. Aksi veya lehinde fikir beyan etse idinde tartışsa idik.
Şimdi ben D.Harvey i mi savunayım yoksa Harveyi mi eleştireyim anlayamadım.
Ama sorularına cevap vermeye çalışayım.
Marxın sermaye diye tarif ettiği serviz hızı.Yani üretimden tüketime gitme hızı olduğunu söylüyor o öyle anlamış Ama Kapitali okuyanlar sermaye dendiğinde artı emek para ve varlıklar diyede anlar.
Tabii Harvey in anlatmasındada sermaye görülüyor üretimden müşteriye meta ne kadar hızlı giderse birikim o kadar hızlı ve yüksek olmakta Marx da bunu söylemiştir
Marx sermeye birikimini= Üretim .Bölüşüm -dağıtım - tüketim .değişim olarak açıklar burada şunu kor ulaşımdaki kesilme altta sermaye donmasına yol açar ve altta üretim durur değişmde tıkanıklık yine aynı şeyi yapar.

Hakbuki biz siyasi hayatımızda en çok üretimle ilgilendik yani işçi grevleri fabrika işgalleri üretimi durdurma direnişleri bu işi yapacaktır. Harvey demek ki işçilerin eyleminden vaz geçti bütün topluma hitap ederek biliçli tüketici olun sermayenin yeniden üretimini engelleyin demektedir.
Bu konuda harvey haklıdır veya haksızdır tartışmasına girmeyeceğim.

Senin soruna geldiğimizde.
1-Emperyalizm elbette yeni pazarlar arayacaktır aramaktadır da ama o da tıkanıyor ve zaman zaman zora baş vuruyor Ama konu sermaye Emperyalizm sen biliyorsun bir devlet modeli belki farklı tartışılması gereken şey.

2-Evet önemli bir soru sermaye niçin toplumu yoksullaştırsın.0nun elinde olsa yapmaz ama toplum o üretim ve paylaşım biçiminde yoksullaşıyor.
Bu konuda Marx ın bir sözü var Kapitalizm işçiden kurtulmak ister der yani hem kendi içindeki rakabet hem işçi ile yapılan üretim kapitalizme ağır geldiği için işçiden kapitalistler kurtulmak istemektedir.Birde kapitalizim biriken bütün sermayeleri tek elde toplamak ister karakteri gereği işte o zaman yoksulluk artar.

3-Sermayde tıpkı vücudumuz gibi canlı hücrelerden oluşur doğduğu gibi ölecektir büyümenin sınırı olduğu gibi sermayenin sınırı da vardır Bu sınır farklı kişilere göre değişir Marx kapital 1ve 3 te sermaye çok az ellerde toplandığında büyüme sınırına ulaşmıştır der.Bu düşünce çeşitli yorumlara açıktır.
Kimiler şu an bu sınıra geldik diyor kimileri kapitalistlerin giremediği daha çok yer var diyor kimileri artık kapitalizm enine değil dkey büyüyor diyor kimileri ise çöküş başladı diyor.

Harveyde işçi sınıfında vaz geçtiğine göre sınıra gelmekte olduğumuzu söylemekte .Onun tüketimde biliçli olunmayı ve kapitalizmi yenmek için hala umutlu olduğunu anlatmaya çalışıyor.

Ben D.Havey i büyük oranda destekleyenlerdenim.
Bana görede kapitalizmle mücadele tüketimde yapılmalıdır. Çünkü kapitalizm artık insanları ancak borçlandırarak tükettirebiliyor.yani olmayan parayı harcıyorlar bunu örnekleri görülüyor bankalar konut ve mülk zengini borcunu ödeyemeyen insanların intiharı borç yüzünden işlenen cinayetler ve gasp olaylarını her gün çoğalması.

İşte insan insan olmaktan çikıp bir canavara dönüşüyor. Eee insan yoksa komünizm ne işe yarayacaktır.




Bu ileti en son umut tarafından 09.10.2015- 16:54 tarihinde, toplamda 2 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
mağripli
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: mağripli
Cevap Tarihi: 01.10.2015- 17:21


Sayın hakkı; belki abesle iştigal olacak ama pozitif bilimlerde ve felsefede cevabı vermekten ziyade önemli olan doğru soruyu sorarak doğru cevaba ve ilerlemeye çalışmaktır.

Ama D.H.'de kanımca işçi sınıfından bir ayağını çukura düşürmektedir. Ama önerileri yatsınmalı anlamına gelmemeli bu. Biz biliyoruz ki, tüketimi oluşturan unsur kapitalizmde bölüşümden aldığın paydır. Yani kapitalist sistemde biz bölüşüm safhasında adil olmasa da tatmin edici şekilde bir pay alıyorsak bir tüketim unsuruyuzdur. Yani tüketimi denetim alma önerilerinin ben ileri kapitalist ülkelerde gündeme geçmişte getirilen bir öneri olduğunu varsayıyorum ve ülkemiz özelinde bunun sıcak paraya ulaşanlar için anlam ifade ettiği kanısındayım.

Mesela toplumun borçlandırılarak tüketime zorlanması denen şey bile geçmişte yapılan birikimlere el koyma amaçlıdır. Kapitalistler toplumu yada alt sınıfları ne kadar borçlandırırsa borçlandırsın bölüşümde bu kişiler çember dışındaysa alacakları tek şey bu insanların canıdır.


Emperyalizmi kapitalizmin kendi krizini aşmak için yarattığı yeni yayılmacı yöntem olarak biliyorsak ve bu yöntemi de tarihte en ileri kapitalist devlet uyguladıysa ve bugün hepimizin bildiği üzere yer yüzende bakirliğini koruyan milyonlarca m2 toprağın varlığı kapitalizm için yolun sonunun teknik olarak uzak olmadığıdır. Ama kapitalist sistem eski mantığı ile bu devamlılığı sağlayamacağıda dünyanın tartışma konularındandır.   bunun gibi yüzlerce soru ve tartışılması gerektiğini düşündüğüm konu var. Umarım bu forum bunlara aracı olur.

Dostça




Bu ileti en son umut tarafından 09.10.2015- 16:54 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
hakkı
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: hakkı
Cevap Tarihi: 03.10.2015- 09:33


Alıntı Çizelgesi: mağripli yazmış

Sayın hakkı; belki abesle iştigal olacak ama pozitif bilimlerde ve felsefede cevabı vermekten ziyade önemli olan doğru soruyu sorarak doğru cevaba ve ilerlemeye çalışmaktır. Ama D.H.'de kanımca işçi sınıfından bir ayağını çukura düşürmektedir. Ama önerileri yatsınmalı anlamına gelmemeli bu. Biz biliyoruz ki, tüketimi oluşturan unsur kapitalizmde bölüşümden aldığın paydır. Yani kapitalist sistemde biz bölüşüm safhasında adil olmasa da tatmin edici şekilde bir pay alıyorsak bir tüketim unsuruyuzdur. Yani tüketimi denetim alma önerilerinin ben ileri kapitalist ülkelerde gündeme geçmişte getirilen bir öneri olduğunu varsayıyorum ve ülkemiz özelinde bunun sıcak paraya ulaşanlar için anlam ifade ettiği kanısındayım.

Mesela toplumun borçlandırılarak tüketime zorlanması denen şey bile geçmişte yapılan birikimlere el koyma amaçlıdır. Kapitalistler toplumu yada alt sınıfları ne kadar borçlandırırsa borçlandırsın bölüşümde bu kişiler çember dışındaysa alacakları tek şey bu insanların canıdır.


Emperyalizmi kapitalizmin kendi krizini aşmak için yarattığı yeni yayılmacı yöntem olarak biliyorsak ve bu yöntemi de tarihte en ileri kapitalist devlet uyguladıysa ve bugün hepimizin bildiği üzere yer yüzende bakirliğini koruyan milyonlarca m2 toprağın varlığı kapitalizm için yolun sonunun teknik olarak uzak olmadığıdır. Ama kapitalist sistem eski mantığı ile bu devamlılığı sağlayamacağıda dünyanın tartışma konularındandır.   bunun gibi yüzlerce soru ve tartışılması gerektiğini düşündüğüm konu var. Umarım bu forum bunlara aracı olur.

Dostça



---------------------------------------------------------------
Bu yukarda karattığım yer şaka idi elbette sorular sorulacak .

D.Harlev iyi bir marxist gibi gelyor bana son dönemlerde en iyi analizleri onda gördüm biliyorsun ortaya çok marXist ve anti marxist çıktı.
Borçlanmaya yönelik tüketim fikri birikmişleri alma değil gelecek zamanı almadır bu tür yöntemler Keynestede vardı ama o 1929 -1950 arası krizi çözme amaçlı idi şimdiki kriz le yönetme fikri üzerine düzenleniyor.
Kapitalizim krizini çözemiyor ortaya bir çok plan atıyor ama uygulamak istediğinde dünyayı daha kötü hale sokuyor.
Aslında kapitalizm in sonu geldi

Halbuki kapitalizm çok aç gözlü olmasa teknolojiyi hızlı geliştirmese önünde belki daha 300 yıl var. Ama kapitalizm bu ondan merkezi plan beklemek çok iyimserlik olur.

Bu gün bu kapitalizmin yaptığı şeyleri aslında sosyalizm yapması gerekiyordu. Çünkü önünde daha bir çok gelişememiş insan var. Bu gün dünyaya merkezi planlama gerekiyor gelişemeyen yerleri geliştirecek hızlı gelişen yerlerde komünizm uygulayacak merkezi planlama.
Ne yazıkki bu mümkün olmadı.

D.Harlev işçi sınıfında aslında vaz geçmiyor işçi sınıfı rakamlarını değiştiriyor .Toplumu işçileşmiş görüyor o farlı bakıyor tüketimden yaklaşıyor, onun içinde yüketimden çözüm arıyor.

Belki bu anlayış bizim kotlarımızı bozuyor biz işçi dediğimizde üretim anlıyoruz onun için çarede grev fabrika işgalleri olarak görüyoruz. Düşündüğümüzde bizim o eski düşüncemizle D. Harvey in bu gün düşündüğü fikrin ne farkı var biri üretimi durdurup krizi büyütecek biri tüketimi durdurup krizi büyütecek.
Marx kapitalist ekonomiyi anlatırken .Üretim dağıtım değişim demiyor mu ve bunun aksaksız yürümesi kapitalistlerin isteği demiyor mu. Tıkanma ha üretimden başlasın ha değişimden sonunda zincirin halkasının   kopması değil mi.

Ben şu emperyalizm fikrininde eskidiğini düşünüyorum işte örnek vietnem ve benzerleri söyleyecek söz bulabiliyormuyuz.

Bu eski emperyalist düşüncelerimiz bıraktığımızda kapitalist zincirin kırılma noktaları kafamızda değişecektir.
Anti emperyalist olarak milliyetçilerin ve gericilerin içinde itifak aramak durumunda kalıyoruz farkında olmadan.İnsanlar ekonomik durumun içinde varlık sürdürür artık ekonomi küresel insanda küresel bizi niçin geri talepte bulunalım

Marx hangi vatan için sevda telep etti
İngiliz ticaret yasasını eleştirisinde bile küresel ekonomiyi savundu.

Umarım bu forum bunlara aracı olur. mahripli.

olur. Değiştiren, bozan, düzelten, bilgidir (insan).







Bu ileti en son umut tarafından 09.10.2015- 16:55 tarihinde, toplamda 2 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
mağripli
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: mağripli
Cevap Tarihi: 09.10.2015- 15:05


Sayın hakkı; ben sorunun kaynağı olarak paylaşım aşamasını görüyorum. Paylaşımın adaletsizliğinin temeli de üretimdeki çelişkiden gelmekte. Yani biz üretim sürecinin hatasını düzeltirsek paylaşım ve tüketim ayağını düzeltmek anlam kazanacak.

En azından markstan bunu anladık zamanında, ama hayat doğruyu bulmamızı sağlayacak.




Bu ileti en son umut tarafından 09.10.2015- 16:55 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
umut
[ umut yarın ]
Yasaklı
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 12.09.2013
İleti Sayısı: 3.105
Konum: Gizli
Durum: üye uzaklaştırılmış
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: umut
Cevap Tarihi: 09.10.2015- 16:59


Bütün yazıları 2 karakter büyüklüğüne getirdim. Siz de yapabilirsiniz. Yazdığınız yazı bittikten sonra veya göndermeden önce mause'a sağ tıklama yapıp, tümünü seçin. sonra sol tıklama yapıp 2 veya 3'ü işaretleyip gönderin. Yazı karakterini büyütmüş olursunuz.. Daha okunaklı oluyor.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
hakkı
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: hakkı
Cevap Tarihi: 12.10.2015- 10:07


Alıntı Çizelgesi: mağripli yazmış

Sayın hakkı; ben sorunun kaynağı olarak paylaşım aşamasını görüyorum. Paylaşımın adaletsizliğinin temeli de üretimdeki çelişkiden gelmekte. Yani biz üretim sürecinin hatasını düzeltirsek paylaşım ve tüketim ayağını düzeltmek anlam kazanacak.

En azından markstan bunu anladık zamanında, ama hayat doğruyu bulmamızı sağlayacak.



-----------------------------------------------------------
Marx kapitalist üretim biçimini açıklarken
Her üç nedenide işaret etmiş.

Biz zamanımıza bakarak analizler yapacağız sorunlarıda zamanımızdaki çelişkilerden hareket ederek çözeceğiz.
Zaten biz tüketim zincirini durdurmak derken Marx a ters bir şey söylemiyoruz.
Şimidi paylaşımda sorunu nasıl çözeriz
İşçi artık küresel üretim büyük oranda teknoloji ile oluyor.
Marx barikat ve grev derken dönemin en etkili silahı olduğu için dedi.

Tüketimi kontrol belki hiç alışmadığımız ve hiç okumadığımız şey gibi geliyor bize ama bence en başarılı olacak yol bu yol.




Bu ileti en son hakkı tarafından 12.10.2015- 11:10 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör İstanbul seçim sonuçları analizi solcu 0 3298 07.06.2015- 21:39
Konu Klasör David Harvey ile Kapital’i okumak... melnur 0 1054 24.01.2021- 08:41
Konu Klasör Dünden bugüne sol partilerin sandık analizi spartakus 20 13724 16.04.2015- 12:47
Konu Klasör David Harvey ile söyleşi: “İktidarı pekiştirmek” dayanışma 1 3778 17.12.2015- 23:26
Etiketler   Davit,   Harvey,   kapitaizm,   analizi.
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS