SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
Bu maçı alıcaz- Hayri Kozanoğlu           (gösterim sayısı: 3.152)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
dayanışma
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Konu Yazan: dayanışma
Konu Tarihi: 22.10.2015- 17:52



Bu maçı alıcaz- Hayri Kozanoğlu  

 
9 Ekim günü Nobel Barış Ödülü’nün Tunus Ulusal Diyalog Dörtlüsü’ne verildiği açıklandı. Dörtlü şu örgütlerden oluşuyor!

Tunus Genel İşçi Sendikası, Tunus Sanayi Ticaret ve El Sanatları Konfederasyonu, Tunus İnsan Hakları Birliği ve Tunus Barolar Birliği. 2009’da kendisini bile şaşırtan bir kararla aynı ödüle ABD Başkanı Obama layık görülmüştü. Demek ki Nobel kararları tartışmalı olabiliyor…

Ama bu vesileyle Tunus gerçeği üzerinde kısaca durabiliriz. Arap ayaklanmaları sürecinden göreceli bir başarıyla çıkmış tek ülke Tunus. Laik ve modernist bir kültürün var olduğu, başta sendikalar ve güçlü demokratik kitle örgütlerinin bulunduğu bir coğrafyadan söz ediyoruz. Tunus Dörtlüsü tam ülke iç savaşa sürüklenirken gerginliği azaltmak amacıyla devreye girdi. Müslüman Kardeşler ekürisi Nahda partisini ülkeyi seçimlere götürmeye ikna etti. Laik Nida Tounes (Tunus’un Çağrısı) birinci parti olarak hükümeti kurarken, özgürlükçü bir anayasa hazırlanarak kabul edildi. Tunus’un sınırlı jeostratejik önemi ve çok güçlü sayılamayacak doğal kaynakları nedeniyle emperyalizmin öncelikleri arasında yer almadığının, bu nedenle süreçte ülkenin iç dinamiklerinin belirleyici rol oynadığının altını çizmekte yarar var. Bir de kaşınmaya müsait etnik ve mezhepsel fay hatları bulunmadığını hatırlatmakta.

Kendisine yeni mağduriyet iddiaları yaratmakta “ustalığını” bildiğimiz RTE, cüretiyle bu kez bizi bile şaşırttı. “Niye Nobel Barış Ödülü kazanamadım!” diye isyan etti. Bizden tavsiye, madem uluslararası bir ödül kazanmayı aklına koydu, Nobel’de haksızlığa uğramış bile olsa, şansını Oscar’da deneyebilir. “Ankara katliamını PYD-İŞID-Eset birlikte tasarladı” senaryosunu dolaşıma sokan “Havuz medyasını” temsilen, hamileri ve banileri sıfatıyla “en yaratıcı senaryo” ödülüne layık görülebilir.

“Karpuz kabuğu” metaforu kullanmaktan kaçınsak bile, “RTE’nin ismini Nobel’le telaffuz edebilen” başkalarının mevcudiyetini teğet geçemeyiz. HDP Grup Başkan Vekili İdris Balüken, “Cumhurbaşkanı bu tavrı ortaya koymamış olsaydı kalıcı barışı sağlamış olarak bugün belki Nobel Barış Ödülü’nün bir yerinde kendisi bulunuyor olacaktı.” demiş.

Baştan beri, AKP’yle bir barışı mümkün görmesek de, Türkiye’nin en yakıcı sorununda bir çözümden Kürt kardeşlerimiz kadar mutlu olacağımızı söylemeye gerek bile yok. Ne var ki İdris Balüken’e de, Kürt sorununun çözüm yoluna girmesiyle, 17-25 Aralık’ta ortaya dökülen yolsuzlukların RTE’nin yanına kalmasına, Gezi’de kaybettiğimiz kardeşlerimizin yaşamlarından baş sorumlunun hukuktan paçayı sıyırmasına, Türkiye’nin azgın bir gericiliğin pençesinde kıvranmaya devam etmesine gönlünüz razı olacak mıydı? Nobelli sıfatıyla meşruiyetini perçinlemiş bir despotun bizleri daha fazla ezmesine kim engel olacaktı? diye sormaya hakkımız var sanırım.

Türkiye Dörtlüsü

10 Ekim Ankara buluşmasını da, Türkiye Dörtlüsü; TMMOB-DİSK-KESK-TTB tasarlamıştı. Türkiye’deki kötü gidişata barış adına müdahale etmeyi umut etmişlerdi. Türkiye’nin dört bir yanından insanlar da bu davete coşku ve heyecanla koşmuşlardı. Alçakça patlatılan bombalar bilindiği gibi 100’ün üzerinde arkadaşımızı aramızdan aldı. Ama eminim ki Türkiye Dörtlüsü barış, özgürlük, eşitlik için demokrasi mücadelesine kesintisiz devam edecek, bırakın Nobel’i hiçbir ödülde gözü olmadan tarihsel sorumluluğunun gereğini yerine getirecek.

Hepimiz Türkiye’nin Suriyeleştirilmesinden haklı olarak endişemizi dile getiriyoruz. Ama Suriye’yi Suriyeleştiren de AKP hükümeti değil mi? ABD orkestra şefliğinde, Suudi Arabistan ve Katar parasıyla komşu ülkeye TIR’larla silah yollayan, bilumum Cihatçı örgüte militan sevk eden, Erdoğan ve şürekâsından başka kim olabilir? “Suriye’de devrim oluyor!” safsatasıyla ortaya çıkan, emperyalizme de, “sakın kara harekatı yapmayın, silah ve para tedarik edin” diye akıl veren “sosyalistlerin” veballerini unuttuğumuz da zannedilmesin.

Rusya’nın Suriye’deki iç savaşa (Cihatçı militanların 77 düvelden devşirildiklerini hatırlarsak “iç savaş” ifadesinin isabeti de tartışılır) ağırlığını koymasından sonra bir yorumcu, “ABD ve Rusya Hitler’e karşı ortak bir savaş yürütürken ittifak yapacak ılımlı Nazi mi aradılar?” diye soruyordu. Gerçekten din savaşının, Cihat’ın ılımlısı olmaz; Suriye’de bir barış süreci yaşanmadan Türkiye’nin de başı beladan kurtulmaz.

Tek Yol Seçim mi

Sağcıların özgün slogan repertuarının fazlaca geniş olmadığını biliyoruz. DYP eski genel başkanı Hüsamettin Cindoruk Halk TV yayınında bir hakkı teslim ederek, onlar “Tek yol devrim!” demişlerdi, ben de şimdi “Tek yol seçim!” diyorum sözleriyle AKP’nin sandıkta geriletilmesi için çağrıda bulundu. 7 Haziran “tarafsız Cumhurbaşkanının” sandıkta yenilmeme efsanesini bitirmek anlamında çok önemliydi. 1 Kasım ise, neden AKP’siz bir hükümete yelken açılan dönüm noktası olmasın!

Aslında 7 Haziran’ın önü 2013 Haziran direnişiyle açıldı. Çünkü RTE’nin gerçek yüzünün ortaya çıkışı, hegemonyasının sarsılışı, toplumsal muhalefetin moral üstünlüğü ele geçirişi bu süreçte gerçekleşti. Başta liberaller, bu dönemeçte ittifakları daraldı, giderek “ikna” mekanizmalarının yerine, “zor” yöntemlerine başvurmaya başladılar. Bu tarihten itibaren, özellikle CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ve çevresinin kavramakta güçlük çektiğini düşündüğüm bir olgu ortaya çıktı: Bundan böyle tek başına veya koalisyon ortağı sıfatıyla AKP’li bir normal yönetim mümkün değildir. Sermaye çevreleri ve emperyalistlerin gönlünde “büyük koalisyon” yatsa da, artık AKP’li hükümetlerle Türkiye normalleşemez.

Kendi yetkililerinin ifadesiyle, yüzde 25 çekirdek bir gerici desteğe sahip de olsa, Angela Merkel gibilerin 3 milyar Avroluk ahlaksız rüşvetleriyle emperyalizm AKP’ye de işaret etse, halkın çoğunluğunun gözünde bir daha meşruiyet kazanmaları imkansızdır. Zaten Ankara katliamının asıl mesajı, kolay yılmayacak, geri adım atmayacak Kürtlerden, sosyalistlerden ziyade, Gezi sürecinde sokağa çıkan, riskleri alan gericilikten muzdarip sade yurttaşları, kısaca halkımızı korkutmaya, bezdirmeye, evine hapsetmeye yöneliktir.

Bu nedenle 1 Kasım’da gidelim, ırkçı-gerici partilere karşı oyumuzu kullanalım, sandıklara-sayımlara sahip çıkalım. Ama işin orada bitmeyeceğini de akıldan çıkarmayalım. Korkarım ki bir süre daha kolay kolay meydanlara toplayamayacağımız yurttaşlarımızı mahallelerde, amfilerde, işyerlerinde yakalayalım. Başta meclisler, “yerli ve milli” her zeminde yaşama siyaset yoluyla müdahale edelim, kimsenin yılmaması, geri adım atmaması için çaba gösterelim.

Bari ben de spordan artık klasikleşmiş bir sloganı ödünç alayım, “Bu maçı alıcaz başka yolu yok!”…







Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
yura
[ .... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 08.02.2014
İleti Sayısı: 816
Konum: Bolu
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: yura
Cevap Tarihi: 22.10.2015- 18:04


bu maçı alıcaz, alıcazda nasıl alıcaz. halk kimlik siyasetinin kurbanı olmuş, sola baktığı yok. kimlik siyasetinin nasıl aşılacağını bilmiyoruz. işimiz kolay değil.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
hakkı
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: hakkı
Cevap Tarihi: 23.10.2015- 11:27


Bu maçı elbette alabiliriz ama şunu da unutmayalım zafer bize ikram edilmeyecektir.

Bu maça bir sıfır yenik başlıyoruz, ama maç 90 dakika, onlarda güçlü bizde. Yeter ki biz maçı kazanmaya odaklanalım.

Onların elinde hakem, bizim elimizde seyirci, onların elinde profesyonel pahalı oyuncular, bizim elimimizde sokakta yetişmiş tokat a tekmeye dayanıklı oyuncular var.

Biz maçı kazanacağımıza inanırsak kazanırız.

Kimse sanmasın karşımızdaki güçlerin insan üstü yetenekleri var onlarda zaaf taşıyor onlarda korkuyor Onlarda kriz yaşıyor. Bizi açlıkla tehdit edenler bilsin ki biz açlığa dayanırız, bizi işsizlikle tehdit edenler bilsin ki biz dayanışmaya inanırız. Bizi ölümle tehdit edenler bilsin ki ölüm bizim komşumuz olur.

Ama onların dayanacağı sadece devletleri ve sermayeleri var.

Biz kiminle yola çıkacağımızı bildiğimizde, bize kim ne kadar dost anladığımızda, ve sadece kendimize güvendiğimizde maçı biz kazanırız.

Biz aklımızı kullanalım işimizi sadece teorilere bırakmayalım pratik en iyi teori olduğunu bilelim maçı biz alırız.

Bu maça bir sıfır malup başlasak ta kazanan biz oluruz. Bizim atalarımız Spartakus, Şeh Bedrettin, Rosa, Lenin biz çok deney geçirdik artık Yenilmemeye karar verdik. yenilsek bile ayrık otu gibi kökümüz toprakta olduğu sürece yeniden doğarız ama bu maçı kazanacağız.

Biz zamanın savaşım yöntemlerini bildiğmizde galibiyet bizimdir.
Ayrıca galip gelmek zorundayız söz verdik yıllar önce insanlığı ve dünyayı kurtaracağız diye sözümüzü tutmalıyız .Biz rakibimizin en zayıf yönü nedir onu anladığımızda işte zafer bize ait olacaktır.

Bu gün kazanacağımız en küçük mevzi rakibimizin büyük kaybıdır çünkü o kaybetmeye hiç alışmadı onun   bizim gibi yeniden doğma şansı yok

İşte ilk savaşımda da ilk zafer demokrasi olacak ikincisi daha fazlası ta ki artık verecek şey kalmadı dedinceye kadar işte o zaman son vuruş gelecek.
Bu maçı kazanabiliriz yeter ki rakibimizden korkmayalım.



Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Ortadoğu’nun Kolombiyası: Türkiye-Hayri Kozanoğlu dayanışma 2 4479 02.09.2014- 23:40
Konu Klasör Öfkeyi umut eyledik- Hayri Kozanoğlu dayanışma 3 3842 30.12.2014- 18:20
Etiketler   maçı,   alıcaz-,   Hayri,   Kozanoğlu
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS