SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
Solun 'kurusunculukla' imtihanı           (gösterim sayısı: 2.681)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
ayhan
[ .... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 05.12.2013
İleti Sayısı: 1.076
Konum: Tekirdağ
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Konu Yazan: ayhan
Konu Tarihi: 24.10.2015- 21:41


Solun 'kurusunculukla' imtihanı
Hakan Erol



Sol inattır, ısrardır, ilkeli duruştur. Güncel ve tarihsel olayları, işçi sınıfı gözüyle yorumlamaktır. Her şeyden önce ‘’inanmaktır.’’ Solu -sosyal demokrasiyi çıkararak- kabaca tariflersek eğer ortaya böyle bir şey çıkarabiliriz.

Ancak öyle bir dönemden geçiyoruz ki; sol, solunu unutur oldu. Sınıfın çıkarları veya ilkeli duruş ise ne mümkün. Türkiye solu, bünyesinde yeşeren liberal bir takım bakterilerle yoluna devam etmeye çalışıyor. İlkeliliğin yerini ‘’ortalamacılık’’, sınıfın yerini ‘’kolaycılık’’ almış durumda.

İlkeli durmak, her dönemde, en zor koşullarda ilkelerinden ödün vermemektir. Günün koşullarına göre rüzgara kapılıp savrulmak ise başka...

Türkiye siyaseti, egemenlerin istediği çerçevede ilerliyor;seçimler... AKP, sola operasyon çekiyor, gözaltı furyası başlıyor, Türkiye solunun buna cevabı;’’AKP seçimleri ertelemek istiyor!’’ oluyor. Hırsızlığı, katilliği tescillenmiş olan bir partiyle ‘’olsun istikrar için biz koalisyon kurarız’’ deniyor, Türkiye solu yine atlıyor;’’AKP’yi 7 Haziran seçimlerinde gerilettik, bu onun sinyali.’’ Ankara’nın göbeğinde bir mitingde bombalar patlıyor, yüzlerce insan hayatını kaybediyor, aynı şekilde yüzlerce insan yaralanıyor. Türkiye solu, ne bölgesel faktörleri, ne de emperyalizmi ve kapitalizmi teşhir ediyor. ‘’Vicdanınız kurusun!’’ ya da ‘’İnsanlığın bittiği yerdeyiz!’’ açıklamaları geliyor. Acı ve bir o kadar apolitik bir durum.

Her yenilen darbeden sonra soldan kendine dönük iki ses yükseliyor;’’seçimlerde HDP’den CHP’ye geniş bir ittifak’’ ya da ‘’tüm sosyalistler beraber hareket etmeli’’ durumunu yaşıyoruz. Bir nevi; ‘’Birlik ve beraberliğe muhtaç olduğumuz şu günlerde...’’ anlayışından farksız. Buradan sol birleşince devrim yapacak sığlığı doğuyor. Devrim olmasa bile ‘’güçlüyüz’’ algısı ortaya çıkıyor. İşte bu sığlık algısı, sola yerleşmiş liberal kimi tonları da örtmeye yarıyor.

Bu liberal virüs solda ne ilke bırakıyor ne inat... Ece Temelkuran’ca;’’Vicdanınız kurusun’’culuğun solda yeri olmadığını ne ara anlar acaba Türkiye solu onu bilemeyiz ama buradan ne sosyalizm ne de devrimcilik adına bir şeyin çıkmayacağını çok net söyleyebiliriz.

Suriye’de ve Ortadoğu’da ‘’bende varım’’ı, restorasyonla koalisyona hazırlanan Türkiye sermayesini ve dolayısıyla Erdoğan’ı gözden çıkarmanın ve yerine yeni Erdoğan’cıkları piyasaya sürmeyi düşünen emperyalistlerle ortada dönen pis kokuları, darbeyi, düzenin devamı için aktörlerin değişebileceğini sol ortaya döküp anlatmayacakta kim anlatacak?

Bunlarla beraber, solun örgütlü olmasını anlatacak, düzenin ürettiği;savaşı, açlığı, adaletsizliği ortadan kaldıracağını söyleyecek, yeni bir düzeni, insanca yaşamı, insanın insanı sömürmediği dünyayı halka anlatacak olan Türkiye solu, neden hala vicdan edebiyatı yapar?

Neden, tam da düzenin istediği gibi bütün rotasını seçimlere odaklar? Seçimlerde düzen partilerini, TUSİAD’la görüşenleri, İmam Hatip’leri açmakla övünenleri, Bin yıllık islam kardeşliğinden dem vuranları destekler? Liberal virüs bir kez daha başını kaldırıp bize burada el sallıyor. Sınıf vurgusu ve sosyalizm de ısrar zor gelmiş olacak ki kolaycılıkla;parlementerizm ve ‘’hele bir demokrasi gelişsin’’cilik   baş gösteriyor. Bunu devrime inanmama olarakta okuyabiliriz!

Seçimlere odaklanış, kolaycılık ve ortalamacılık bu düzenin devamını, çarkların takır takır dönmesini sağlar. Operasyonlar da çekilir, bombalar da patlatılır, Türkiye solu ise izler. Edebiyata girişir. Sol mağdur edebiyatından beslenmez, buradan bir yükseliş çıkmaz. Eşyanın tabiatına aykırı. Bu sağa özgüdür. Mesela AKP mağduru oynar prim yapar, öyle bir tabana sahiptir çünkü ve bunu kullanır.

Komünistler ise işin bu tarafında kalan ve yalnızlığı göze alarak sosyalizmde ısrarcı ve inatçı olan kesim. Mağduru oynamazlar, mağdur pozisyonuna düşürmeye çalışanlardan hesap sorarlar. Sayıları az ama başları dik, akılları nettir. Devrimi arıyorlar, devrimci gevezelikle oyalanmıyorlar. Okuyorlar,tartışıyorlar ve Türkiye’yi öyle tahlil ediyorlar. Günün sorunlarını, tarihsellikten koparmadan, tarihi, güne yem etmeden ilerliyorlar. Birileri ileri-geri hesapları yaparak HDP ve CHP derken, komünistler, sosyalizmin bağımsız hattını çizmek gerektiğini belirtip, ilkelerinden en zor durumlarda bile taviz vermeden ilerliyorlar. Katillerle koalisyon kurulmasını değil, hesap sorulması gerekliliğini savunuyorlar. ‘’Laiklik bu ülkede tehlikede değil’’ diyenlerde kurtuluşu görmüyorlar. İşçi sınıfının kurtuluşunun yine sınıfın kendi elinde olduğunu biliyorlar. Bir kesimden ise büyük takdir topluyorlar. Bu takdirin örgütlü güce dönüşmesi ise zor değil.

Bu nedenle seçimleri bir ‘’örgütlenme aracı’’ olarak görüyorlar. Oy atanlara, ‘’gel beraber mücadele edelim, örgütlen’’in mesajını iletiyorlar. Çünkü örgütlü bir halkı hiçbir kuvvetin yenemeyeceğini biliyorlar.

Tüm bu yaşadıklarımız politik bir sorundur. Politik bir durum vicdanla, kurusunculukla açıklanamaz.

Bir yandan verdiğimiz mücadeleyi ‘’iyilerle kötülerin savaşı’’ olarak da açıklayabiliriz. Ancak salt bu kadar yüzeysellikle açıklayamayız. İyiler, örgütlenmedikçe bir şeyleri değiştirme iradesi göstermedikçe, kötülere her zaman yem olacaklardır. Bu durumda ortaya çıkan tablodan ‘’insanlık’’ çıkarmak bir yerden sonra anlamsızlaşıyor.

Türkiye solunun; ‘’Burası bizim değil, bizi öldürmek isteyenlerin ülkesi’’ni, Komünistçeye; ‘’Bu memleket bizim, yobaza, faşiste, liboşa bırakmayız’’a dönüştürdüğümüz ölçüde başarılı oluruz. Katliamların hesabı ancak böyle sorulur. Yitirdiğimiz yoldaşların gözü arkada kalmamış olur.

Devrimi ve iktidarı istemek demek, devrimci irade demektir.

İNANIN!



Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Sosyalistlerin CHP'yle imtihanı... melnur 0 138 08.11.2023- 07:18
Konu Klasör Solun cirmi, solun cürmü denizcan 0 3179 15.02.2016- 18:44
Konu Klasör Solun bölünmüşlüğü... melnur 1 1063 21.03.2022- 03:29
Konu Klasör Solun seçim ittifakları ve HDP... melnur 5 1199 10.12.2021- 01:34
Konu Klasör 'Ama'cı solun umacıları umut 1 4432 12.01.2015- 21:18
Etiketler   Solun,   kurusunculukla,   imtihanı
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS