SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
Devrimci mücadelede hedef her şey midir?           (gösterim sayısı: 4.122)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
denizcan
[ devrimci ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 24.12.2013
İleti Sayısı: 2.431
Konum: Trabzon
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Konu Yazan: denizcan
Konu Tarihi: 05.12.2015- 13:43


Devrimci mücadelede hedef her şey midir?-Kemal Okuyan


“İşçi sınıfı iktidarını, sosyalist devrimi hedeflemeseydi, komünist partiye ihtiyaç olmazdı.” Bunu sık sık vurgulamakta haklıyız. Çünkü siyasi iktidar, önündeki bir dizi engelin temizlenmesiyle ulaşılacak bir nihai uğrak değil, bütün mücadele başlıklarının içine sinen temel bir perspektiftir.

Dolayısıyla, komünistler, her sorun, her an, verili güç dengeleri ne olursa olsun, sermaye egemenliğini sona erdirme iradesi ile hareket ederler.

Bu anlamda fazlasıyla hedef belirlenimlidirler.

Peki pragmatist?

Reel politikaya yatkınlık evet ama “pragmatist” hayır. Komünistler pragmatist değildir.

Daha açık bir ifadeyle, komünistler devrim ve iktidar vurgusu yaparken, siyaseti bu hedeflere ulaşmak için kat edilmesi gereken dolambaçlı yollar manzumesi olarak görmez, bu anlamda faydacı bir siyaset kültürünü savunmazlar.

Çünkü devrim mücadelesi, dün-bugün-yarın bütünlüğünün yeniden ve yeniden üretilmesidir. Çünkü devrim mücadelesi araç ve amaç arasında mutlak bir ayrımı olanaksız kılmaktadır. Çünkü devrim mücadelesi öz ve biçim arasında asgari bir uyum tutturmadan başarıya ulaşamaz.

Komünistlerin yaklaşımı budur.

Sürekli eleştirdiğimiz “aşamacı” eğilimler, istemeden de olsa, farklı bir siyaset kültürünün sola yerleşmesine, giderek de onu çürütmesine yol açmıştır.

Nedir aşamacılık?

Aşamacılık, sosyalist iktidar öncesinde her bir ülkede emekçi sınıfların ulaşması gereken ön hedefler olduğu, öncelikle bu hedeflere odaklanılması gerektiğini söyler.

Farklı ülke ve zamanlarda toprak reformu, parlamenter rejime geçiş, demokrasi, barış, bağımsızlık, ulusal kurtuluş, ileri demokrasi gibi hedefler kondu sosyalizmin önüne. Burjuvazinin henüz iktidarını sağlamlaştırmadığı, hatta bazı ülkelerde burjuva devrimi henüz barutunu atmadığı dönemlerde aşamacılığın bir mantığı vardı.

Şimdi hiçbir biçimde yok.

Aşamacılık artık çürütmekte, siyaseten ahlaksızlaştırmaktadır.

Aşamacılık, sosyalizmsiz bir sol anlamına gelmektedir. Demokrasi ya da barış ya da bağımsızlık ya da ulusal kurtuluş ya da özgürlük…

Böyle bir şey yok ki. Bunun olanaksızlığı bilimsel bir veri. Kapitalizm tek tek bütün bu “aşama”ları dışlayan bir sistem. Gerçek karşılığı olmayan ve yalan üzerine kurulu bir strateji, nasıl çürütmesin ki?

Balık baştan, stratejiden kokuyor ve devamı geliyor. Her ön hedef ya da ara uğrak kendi ittifak sistemine, kendi araçlarına sahiptir doğal olarak. Sosyalizm hedefi el çabukluğuyla devre dışı bırakıldıktan sonra, sınırsız bir özgürlük elde edilmekte ve herkes aynı anda dost ve düşman olarak tanımlanabilmektedir.

Herkesle dost olabilen bir devrimci hareket, ahlaken düşüktür.

Daha da vahimi, bugün Türkiye’de aşamacılık devrime giden yolun önünü dikey değil yatay engellerle kesmiş durumdadır. Bir yanda barış mücadelesi, bir yanda Kürt ulusal kurtuluşunun gerçekleşmesi için mücadele, bir yanda demokrasi mücadelesi, bir yanda bağımsızlık mücadelesi, bir yanda özgürlük mücadelesi, bir yanda aydınlanma mücadelesi…

Bunların hepsini aynı anda düşünen, birden fazla cephede mücadeleyi marifet gibi savunanlar var.   Bu kavramların hepsine bir değer biçebilirsiniz elbette; sosyalizm hedefine içerirseniz…

Oysa bunların her biri stratejik hedef durumuna getirilmiştir.

Barış mücadelesinde müttefik bugün liberaller, PKK ve ikna edilmiş AKP’dir.

Kürt ulusal kurtuluşu mücadelesinde bugün müttefik PKK ve Kürt unsurunu kabul eden uluslararası güçlerdir.

Demokrasi mücadelesinde bugün müttefik liberaller, mağdur cemaatler, batılı devletlerdir.

Bağımsızlık mücadelesinde bugün müttefik Kemalistler, Avrasya ekseninde kümelenmiş ülkelerdir.

Özgürlük mücadelesinde bugün müttefik tüm “muhalefet”tir.

Aydınlanma mücadelesinde bugün müttefik Kemalistlerdir.

Bunların hepsini aynı anda yapmaya çalışan solcular mevcut.

Buradan gerçekten hiçbir şey çıkmaz, ahlak da çıkmaz. Gelinen noktada cemaatçilerle ortak platformlara giren mi ararsınız, ağırlıklı gündem neyse ona göre kıyafet giyen mi, Rojava’ya yerleşen ABD askerlerine iyimserlikle bakan mı…

Bu tablo vahimdir ve sadece stratejik bir doğrultma, programatik bir müdahale ile düzelmez. Anlaşılıyor ki, biçimle, araçlarla ilgili radikal bir hesaplaşmaya gidilmeksizin önümüzü açamayacağız.

Komünist Parti, “yeni bir ahlak” dedi, şimdi bunun unsurlarını geliştiriyor. Yeni bir siyaset kültürünü, onu var edecek tek özne olan komünistler güçlendirmeli, yaymalı, kirli siyasetle hesaplaşmalıdır.

“Kirlenmeden siyaset yapılmaz” önermesi doğru okunmalıdır. Burada kir risk almaktır, burada kir emektir, burada kir mücadeledir, burada kir steril ve sadelikten uzak bir iklimde yola devam etme iradesidir.

Ve tersi de geçerlidir, “kirlenmeye meydan okumadan devrimci siyaset yapılmaz”.

Sahtekârlık, ikiyüzlülük, yalancılık, dedikoduculuk, rüzgâr gülü misali her gün başka bir yöne dönmek, nabza göre şerbet vermek, herkese mavi boncuk dağıtmak… Bu kirden uzak durulmalıdır.

Komünist Parti’nin ilan ettiği KİRLİ SİYASETİ REDDEDİYORUZ belgesi bu gözle okunmalı, gereken yapılmalıdır.

***

DEVRİM STRATEJİSİ NEDİR?

“Marksizm-Leninizm, hedef belirlenimli bir teoridir; düzleyici, sadeleştirici ve dedüktiftir ve onun standartları vardır.

Emek-sermaye çelişkisinin her sorun ve konjonktürde temel çelişki olarak merkeze yerleştirilmesi gerektiği örneğin…

Sömürücü sınıflardan ideolojik ve siyasal açıdan mutlak bağımsızlık gerektiği örneğin…

İşçi sınıfının, genel olarak emekçi halkın siyasal yetersizliklerinin bir öncü örgütlenme ile kapatılması gerektiği örneğin…

Devrimci mücadelede kullanılacak yöntem ve araçların devrim hedefine içkin olan siyasal, ideolojik ve etik değerler dışında hiçbir sınırlamaya tâbi tutulamayacağı örneğin…

Çok genel gözükse de bu sıralananlar, daha şimdiden sayısız pozisyon alışı sorgulamamızı, dışlamamızı gerektirecek bir kapsama alanına ulaşıyor.

O halde bir devrim stratejisi, güçler dengesini işçi sınıfı lehine değiştirmeyi gözeten adımlar silsilesi olarak değil, siyasi iktidar hedefine ulaşmaya dönük siyasi-ideolojik müdahaleler sistematiği olarak görülmelidir. İkisi arasındaki fark tahmin edilenin de ötesindedir. Sözgelimi, işçi sınıfına bazı açılardan soluk aldıran, sendikal hak ve özgürlükleri genişleten, burjuva parlamenter sistemde emekçi halka alan açan bir burjuva hükümet, güçler dengesini işçi sınıfı lehine değiştireceği gerekçesiyle, komünist hareket tarafından pekâlâ desteklenebilir. Buna karşılık, kalkış noktası sosyalist iktidar olan bir özne aynı hükümeti “düşman” olarak da tanımlayabilir. Takınılacak tutumla ilgili ayrıntılar bir yana, komünistlerin yaklaşımı, ikincisidir. Sosyalizm mücadelesi, işçi sınıfının adım adım güçlendiği ve yeni mevziler elde ettiği bir seyir hiçbir zaman izlemez.

Neden izlemez?

Çünkü devrim, tarihsel olarak mutlak anlamda gerici ve çürümüş bir düzen haline gelen kapitalizmin krizinin yoğunlaştığı ve sermaye egemenliğinde derin çatlak ve boşluklara yol açtığı bir anda gerçekleşir. Dolayısıyla her bir ülkede komünist partileri, birbirine benzeyen ve evrensel bir “güçlenme” stratejisiyle mutlu sona ulaşamaz; öncü parti sermayenin çarkının teklediği, arıza yaptığı noktaya çomak sokmaya odaklanmak, bu işlem için hazırlanıp güçlenmek durumundadır.

Devrimci bir strateji tam da buraya oturur; “bu ülkede devrim hangi fay hatlarında olgunlaşır, bu fay hatlarına yerleşmek, orada tetikleyici bir unsur olabilmek için ne yapmak gerekir” sorusuna yanıt verir.”

(Stratejik düşünmenin zamanı mı?, Gelenek 127, Kasım 2015)

Bu yazı haftalık siyasi dergi Boyun Eğme’nin 10.sayısında yayınlanmıştır



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
bedrettin
[ ..... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 30.08.2013
İleti Sayısı: 907
Konum: Trabzon
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: bedrettin
Cevap Tarihi: 06.12.2015- 17:02


bir devrim stratejisi, güçler dengesini işçi sınıfı lehine değiştirmeyi gözeten adımlar silsilesi olarak değil, siyasi iktidar hedefine ulaşmaya dönük siyasi-ideolojik müdahaleler sistematiği olarak görülmelidir. İkisi arasındaki fark tahmin edilenin de ötesindedir. Sözgelimi, işçi sınıfına bazı açılardan soluk aldıran, sendikal hak ve özgürlükleri genişleten, burjuva parlamenter sistemde emekçi halka alan açan bir burjuva hükümet, güçler dengesini işçi sınıfı lehine değiştireceği gerekçesiyle, komünist hareket tarafından pekâlâ desteklenebilir. Buna karşılık, kalkış noktası sosyalist iktidar olan bir özne aynı hükümeti “düşman” olarak da tanımlayabilir. Takınılacak tutumla ilgili ayrıntılar bir yana, komünistlerin yaklaşımı, ikincisidir. Sosyalizm mücadelesi, işçi sınıfının adım adım güçlendiği ve yeni mevziler elde ettiği bir seyir hiçbir zaman izlemez.

Neden izlemez?

Çünkü devrim, tarihsel olarak mutlak anlamda gerici ve çürümüş bir düzen haline gelen kapitalizmin krizinin yoğunlaştığı ve sermaye egemenliğinde derin çatlak ve boşluklara yol açtığı bir anda gerçekleşir. Dolayısıyla her bir ülkede komünist partileri, birbirine benzeyen ve evrensel bir “güçlenme” stratejisiyle mutlu sona ulaşamaz; öncü parti sermayenin çarkının teklediği, arıza yaptığı noktaya çomak sokmaya odaklanmak, bu işlem için hazırlanıp güçlenmek durumundadır.

Devrimci bir strateji tam da buraya oturur; “bu ülkede devrim hangi fay hatlarında olgunlaşır, bu fay hatlarına yerleşmek, orada tetikleyici bir unsur olabilmek için ne yapmak gerekir” sorusuna yanıt verir.”


Türkiye'de sosyalistlerin savunacağı devrim stratejisi böyle bir kavrayışla gerçekleşmelidir. Kemal Okuyan'ın çizdiği çerçevenin doğru bir çerçeve olduğunu düşünüyorum. Burada aşamacılığa yer yok. Bu yüzden Perincek'in iddiaları yanlıştır diyoruz ancak yanlışlık solda sadece Perincek tarafından yapılmıyor. Emep de benzer hatayı yapıyor. Kürt hareketinin peşine takılanlarda da aynı hata var. Ancak biz alışmışız, Perincek'e eleştiriler yöneltirken, sosyalist devrim stratejisini bir kenara bırakıp kendilerine farklı stratejiler çizen sol gruplara hiçbir şey söylemiyoruz. Perincek'in Kemalizmle sosyalizme ulaşma stratejisi yanlış da, Emep'in kürt hareketinin arkasına takılarak kurduğu strateji doğru mu? İkisi de bir yanıyla önce halk iktidarı demiş olmuyor mu?









Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
Alisan
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: Alisan
Cevap Tarihi: 07.12.2015- 18:12


Alıntı Çizelgesi: denizcan yazmış

[size=2]Devrimci mücadelede hedef her şey midir?-Kemal Okuyan



Herkesle dost olabilen bir devrimci hareket, ahlaken düşüktür.

Daha da vahimi, bugün Türkiye’de aşamacılık devrime giden yolun önünü dikey değil yatay engellerle kesmiş durumdadır. Bir yanda barış mücadelesi, bir yanda Kürt ulusal kurtuluşunun gerçekleşmesi için mücadele, bir yanda demokrasi mücadelesi, bir yanda bağımsızlık mücadelesi, bir yanda özgürlük mücadelesi, bir yanda aydınlanma mücadelesi…

Bunların hepsini aynı anda düşünen, birden fazla cephede mücadeleyi marifet gibi savunanlar var.   Bu kavramların hepsine bir değer biçebilirsiniz elbette; sosyalizm hedefine içerirseniz…

Oysa bunların her biri stratejik hedef durumuna getirilmiştir.

Barış mücadelesinde müttefik bugün liberaller, PKK ve ikna edilmiş AKP’dir.

Kürt ulusal kurtuluşu mücadelesinde bugün müttefik PKK ve Kürt unsurunu kabul eden uluslararası güçlerdir.

Demokrasi mücadelesinde bugün müttefik liberaller, mağdur cemaatler, batılı devletlerdir.

Bağımsızlık mücadelesinde bugün müttefik Kemalistler, Avrasya ekseninde kümelenmiş ülkelerdir.

Özgürlük mücadelesinde bugün müttefik tüm “muhalefet”tir.

Aydınlanma mücadelesinde bugün müttefik Kemalistlerdir.

Bunların hepsini aynı anda yapmaya çalışan solcular mevcut.

Buradan gerçekten hiçbir şey çıkmaz, ahlak da çıkmaz. Gelinen noktada cemaatçilerle ortak platformlara giren mi ararsınız, ağırlıklı gündem neyse ona göre kıyafet giyen mi, Rojava’ya yerleşen ABD askerlerine iyimserlikle bakan mı…

Bu tablo vahimdir ve sadece stratejik bir doğrultma, programatik bir müdahale ile düzelmez. Anlaşılıyor ki, biçimle, araçlarla ilgili radikal bir hesaplaşmaya gidilmeksizin önümüzü açamayacağız.

Komünist Parti, “yeni bir ahlak” dedi, şimdi bunun unsurlarını geliştiriyor. Yeni bir siyaset kültürünü, onu var edecek tek özne olan komünistler güçlendirmeli, yaymalı, kirli siyasetle hesaplaşmalıdır.

“Kirlenmeden siyaset yapılmaz” önermesi doğru okunmalıdır. Burada kir risk almaktır, burada kir emektir, burada kir mücadeledir, burada kir steril ve sadelikten uzak bir iklimde yola devam etme iradesidir.

Ve tersi de geçerlidir, “kirlenmeye meydan okumadan devrimci siyaset yapılmaz”.

Sahtekârlık, ikiyüzlülük, yalancılık, dedikoduculuk, rüzgâr gülü misali her gün başka bir yöne dönmek, nabza göre şerbet vermek, herkese mavi boncuk dağıtmak… Bu kirden uzak durulmalıdır.

Komünist Parti’nin ilan ettiği KİRLİ SİYASETİ REDDEDİYORUZ belgesi bu gözle okunmalı, gereken yapılmalıdır.

***


Kemal Okuyan "herkesle   dost olabilen bir devrimci hareket, ahlaken düşüktür" demis ve yanlislari ard arda siralamis ama bir tanesini yazmamis, unuttugunu zannetmiyorum, bilerek yazmadigi belli.
O yazmadiginida ben yazayim.

Emperyalizme karsi mücadelede   despot Esad ve dikdatör rejimi , despot Putin ve Rus emperyalizmi müttefiktir. Bunlarla dost olabilen bir devrimci hareketinde ahlakini sorgulamayi bilerek yazmayan Kemal Okuyan'in neyini ciddiye alsin toplum?




Bu ileti en son Alisan tarafından 07.12.2015- 18:13 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
dayanışma
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: dayanışma
Cevap Tarihi: 07.12.2015- 18:33


Alişan ABD emperyalizmi yerine Rus, Çin ve İran ittifakı bölgeyi karıştırsaydı, hükümetler devirip gerici çeteleri Suriye ve Irak halklarının üzerine gönderseydi, ona da karşı çıkılırdı.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
Alisan
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: Alisan
Cevap Tarihi: 07.12.2015- 19:48


Alıntı Çizelgesi: dayanışma yazmış

Alişan ABD emperyalizmi yerine Rus, Çin ve İran ittifakı bölgeyi karıştırsaydı, hükümetler devirip gerici çeteleri Suriye ve Irak halklarının üzerine gönderseydi, ona da karşı çıkılırdı.

Ha simdi Rus emperyalizmi sonradan katildigi icin kurtaricimi oluyor, anti emperyalistmi oluyor? Esad "anti-amperyalist" oluyor demi. Rusya'nin hangi emperyal bir saldirisina Karsi ciktin söylermisin?
Sen önce Kemal okuyan ne demis ve ben ona karsilik ne yazmisim onu iyi anla.
Anlamadan dalinca böyle komik cevaplar veriyorsun. Bu isler kopyale yapistira benzemez dostum. Biraz kafa yoracaksin, anlamaya calisacaksin.



Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Sosyalist mücadelede meclisin işlevi ne olabilir? melnur 2 1039 24.01.2022- 20:49
Konu Klasör HDP ve birçok şey... melnur 7 1992 28.11.2020- 05:06
Konu Klasör İnsan bencil midir? umut 0 3035 20.10.2015- 07:58
Konu Klasör Yeni yıl için hiçbir şey öngöremiyoruz! melnur 0 1056 01.01.2022- 09:07
Konu Klasör “Bir şey yapmalı”... melnur 0 815 30.04.2022- 09:27
Etiketler   Devrimci,   mücadelede,   hedef,   her,   şey,   midir
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS