SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
Solda tasnif           (gösterim sayısı: 3.334)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
umut
[ umut yarın ]
Yasaklı
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 12.09.2013
İleti Sayısı: 3.105
Konum: Gizli
Durum: üye uzaklaştırılmış
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Konu Yazan: umut
Konu Tarihi: 10.12.2015- 08:30


Solda tasnif
Aydemir Güler



Solda tasniflerin zaman zaman yenilenmesi gerekir. Siyasal pozisyonlar sürekli değişmekte olan bir siyasal ortamın içerisinde geliştirildiğine göre, konumlar da farklılaşmıştır çünkü. Sonra, pozisyonu alanların kendileri de değişmiş olabilir pekâlâ.

2015 yılının son ayı itibariyle Türkiye’de solda önemli bazı değişikliklerin isimleri konmalıdır. Hepsinin değil, önemli olanların… Dolayısıyla eksiksiz bir liste yapmayı ne amaçlıyorum, ne de bunda bir politik yarar görürüm…

Birincisi, birkaç yıl öncesinin “ulusal solculuğu” bitmiştir. Bu akım solda belirli bir meşruiyete sahip olabildiyse, bunu AKP’nin Birinci Cumhuriyete karşı yürüttüğü huruç harekâtına karşı ortaya çıkan toplumsal dirence borçluydu. Haziran Direnişinin çok sayıdaki “yüz”ünden biri de Cumhuriyetçilikte ısrardı. Hayli gecikmiş bir tepkiydi bu, ama olsun. Ulusal solculuğa geçici bir hayat öpücüğü verdi.

Nereye kadar? AKP’nin Cemaate karşı ulusalcıların tamamına uzattığı elin tutulmasına kadar. Hapisten çıkartma rüşveti mi? Büyük ölçüde öyle görünüyor, ama ideolojik tarafı da hiç yok değil. Cemaatin AKP’yi devirmeye yönelik hamlesi, devlette bir çözülmeye neden oldu. Ulusalcılık (sol versiyonu da dahil olmak üzere) devletteki dağılmadan ölesiye korkar. Yeter ki… zeval gelmesin! Bu yola girdiler. Perinçek hareketi en pervasız biçimde. Son olarak bir Ergenekon sanığının Putin’e açtığı ve Tayyip yalakalığında rekor kıran davayla…

Kendini ulusalcı ve solcu olarak niteleyenler biter mi? Tabii ki bitmez. Ama bir manaları da olmaz.

İkinci olarak, liberal solculuk çok acıklı bir durumdadır. AKP’nin liberallerle ittifakı dağıtmasıyla, aşağı yukarı 2011’de boşa düşen bu kesime hayat öpücüğünü Haziran Direnişi değil HDP verdi. “Eşme Ruhu” ve Haziran 2015 seçimleri nefes alıp vermenin ötesinde bir şahlanıştı sol liberaller için. Sonra ayaklarını bastıkları alanda solculuk namına ne varsa hızla ufalanmaya başladı. “Çözüm” veya “barış” süreci yürümüyorsa, uykuya dalmadan önce kimseye duyurmadan dua etmek yetmez. Alenen ABD’ye ricacılıkla ise solculuk olmaz! Bir de, Kürt milliyetçiliği (icabında Barzanicilik), İslamcı söylem (bazen AKP’yi arattıracak ölçüde gericilik) ve pragmatik Batıcılık (sık sık alenen Amerikancılık) üçgenine yerleşen Kürt siyaseti var ki, o üçgende solculara sokakta bile ihtiyaç duyulmuyor.

Liberal solculuk da bitmez. Bunca yıllık Birikim ekolü yetmezmiş gibi, onunla üç aşağı beş yukarı yaşıt, bir dolu devrimci-demokrat hareket de Kürt siyasetinin çizdiği zemine yerleşti. Solculuk yapılamaması halini, kendilerinden menkul veya geçmişten gelen solcu kimlikleriyle kompanse etmeye çalışıyorlar.

Bu kesime “manası olmaz” diyemiyoruz. Ancak solculuk… hiç diyemiyoruz.

Üç; memlekette her zamanki CHP solculuğu, 2011 seçimleriyle birlikte başka bir karakter kazanmıştı. Resme bakılırsa sosyalistlik CHP çatısı altında da pekâlâ yapılabiliyordu. Sosyalist milletvekilleri kâh barikattaydılar, kâh sözlerini sadece AKP’den değil kendi partilerinden de esirgemedikleri bir kavganın içinde… Bu ilginç devinim 2013 Haziran Direnişinde CHP merkezinin yangın söndürücüyü oynamasıyla bitmediyse, bu yılki iki seçimle bitmiş olmalıdır. Şu anda “sosyalistlik CHP içinde de olur” denirse, bu söze sadece gülünür.

Biter mi peki? Asla! Şu anda en az üç kanaldan “CHP sosyalizmi” yeniden harlansın diye uğraşılıyor. Örgütlü mücadeleye güveni sarsılan bir Marksist entelijansiya var ki, ısrarla solculuğu CHP’ye tavsiye yazmak diye yorumluyorlar. Sonra 2011-15 döneminde CHP’de devinen sosyalistler yine oradalar. Bir de, Marksist solda tuhaf bir “strateji” var: Bu tuhaf yaklaşıma göre AKP’ye muhalif iki akım olarak Kemalizm ve Kürt hareketi yan yana gelecek. Somut olarak CHP ile HDP arasındaki alanda bir nevi çöpçatanlık veya kolaylaştırıcılık rolünü de devrimci hareket üstlenecek. Böyle bir gelişme, yalnızca ve yalnızca, 30 Ekim öncesinde dile getirilen “büyük koalisyon” seçeneklerinden biri olarak hayat bulabilirdi. Bununsa solculukla uzak yakın bir alakası olmazdı.

Bitmez, ama solculuk da çıkmaz. CHP’de devinmek solculuğu boğar.

Başka?

Solun beslendiği toplumsal damarlardan biri de Alevi hareketiydi. Alevi dinamiği yukarıda değindiğim liberal sol/Kürt siyaseti maddesine gerilemiş durumda.

Solun zaman zaman yaslandığı, buluştuğu bir damar da sendikal hareketti. Türk-İş muhalefeti tükendikten, DİSK en projesiz, en silik dönemine girdikten ve KESK Kürt siyasetinin alelade bir aracı görünümü kazandıktan sonra… geriye ne kalmış olabilir?

Türkiye’de bunların dışında yeni sol yok. Geçenlerde bir yeni solcu, üşenmemiş, CHP’nin Sosyalist Enternasyonal’de HDP’nin önünü kesmeye dönük adımlarına karşı yazı döşenmiş!

Türkiye’de bunların dışında devrimci demokrasi yok. HDP ile CHP’yi seçimde mi sokakta mı birleştiririz, HDP’ye dahil mi olalım, uzaktan selam mı çakalım diye tartışan devrimci demokrasi mi olur?

Bu kadar boşluk varsa, “denemesi bedava” diyen mutlaka çıkacaktır. Syrizacılık, Podemosçuluk oluyor da, Rusyacılık, Çincilik niye olmasın? Madem İslami bir rejim kuruldu veya 1923 Cumhuriyeti çöktü, “gerçek Müslümancılık”, “gerçek Kuvayi Milliyecilik” ne güne duruyor?

Geçiniz… Olmaz demiyorum, şaka gibi bir şey olur diyorum.

Şimdi biri çıkar da, “böyle tasnif mi olur” diye itiraz ederse, “geriye bir tek kendinizi bıraktın” derse… ona hak veririm doğrusu.

Gerçekten de böyle olmaz. “Geriye kalan” yani komünizm, bu geniş ve derin politik boşluğu doldurduktan sonra bu tasnif de değişecektir. Kimileri girdikleri yolun mantıksal sonuçlarına ilerleyecek ve uzaklaşacaklar. Başkaları kendine çeki düzen verecek. Göreceğiz…



Taşları dökmek
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
umut
[ umut yarın ]
Yasaklı
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 12.09.2013
İleti Sayısı: 3.105
Konum: Gizli
Durum: üye uzaklaştırılmış
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: umut
Cevap Tarihi: 14.12.2015- 10:33


Taşları dökmek
Aydemir Güler



Perşembe günkü yazıdan, solun tasnifinden devam edebilmek için biraz daha eteklerimdeki taşları dökmem gerekecek.

Ben taşları döktüm diye bir şey olacağından değil. Zaten aşağı yukarı söylemiş oldum; komünist sınıf siyasetinin “tekleşmesi” şu anda yalnızlaşma anlamını da barındırmaktadır ve yol aldıkça, solda birileri uzaklaşmalı, başkaları yakınlaşmalıdır. Her politik açılım veya hamle yeni bir dizilimi beraberinde getirmelidir, getirir.

Yoksa yalnız yaşanmaz. Siyaset paylaşmaktır bir bakıma. Yalnızlık paylaşılmayacağına göre…

Taşların ağırlığı altında bir şey paylaşamazsınız. Bazı defterlerin iyice kapatılması lazım ki…

*             *             *

Ankara katliamının yaşandığı gün olayın kendisi kadar şok edici bir şey de, saldırının siyasi muhataplarının alttan alma eğilimiydi.

Bunu anlayabiliyorduk. Anlamak istemiyorduk.

Ben o günün akşamı Beyoğlu’ndaki protesto yürüyüşünde anlamak zorunda kaldım. İlericilerin maruz kaldığı en ağır saldırının, tarihin en güçlü tepkisiyle karşılanmasını beklemek belki saflık olurdu. Ama yine de, baskın motivasyonun birkaç saat önce ağır saldırıya uğrayan solculuğun tepkisi değil de, Kürt ulusallığı olması normal midir? Sol “provokasyona gelmeyelim” biçimindeki sağcı veya pasifist ezberi içine iyice sindirmiş miydi? Yoksa bombanın yaydığı ısı soldaki erimeyi hızlandırıp sıçratmış mıydı? O gece Türkiye solu İstiklal Caddesinde bir bomba daha yemiştir.

Açıklaması var.

Türkiye ilericiliği Kürt hareketinin içinde eylem gücünü yitirecek ölçüde erimiştir. Ne gerek var ki? Kürt hareketinin kitle açığı yok ki!

Bundan daha önemlisi, Türkiye ilericiliği Kürt hareketinin parçası olarak, siyasetini herhangi bir toplumsal kesime anlatma imkânını yitirmiştir. Ne anlatacaksın, nasıl anlatacaksın? Toplum etnik/ulusal bir duyarlılık ayrışmasına uğramış ve sen de bu ayrışmaya meydan okuyarak başka bir saflaşma yaratmayı denemek yerine, mevcut yakalardan birini seçmişsin. Ötekini seçmek konu dışı. Ama seçiş yapmanın kendisi solun iflası. Bu tercih nedeniyle “sözünü” ancak Kürt yakasına anlatabilirsin ve aslı varken oraya bir şey anlatman gerekmiyor. Solda eyleme gerek olmadığı gibi söze de gerek kalmamış!

Halk bombadan korkar. Siyaset korkuyu öfkeye, eyleme taşımak, ham ve hayvani halinden çıkartmanın aracıdır. Nereye taşıyacaksın? Siyasetin nabzının attığı noktalara sol doğrudan ulaşabiliyor mu ki?

Ankara bombası çok ağırdı. Sonuç yalnızca ölü ve yaralılar değildir ve sayıların anlatabileceğinden, ağlatabileceğinden çok daha ağırdır…

Sadece solun Kürt ittifakı içindeki kesimlerinden söz etmiyorum. CHP katliamla kendisi arasında bağ kurulsun istemiyordu belli ki. Malatya’dan topluca gelen gençlik kolları üyeleri de olmasaydı… Ne acı! CHP içinde sol bir devinimin önü kapalı, demiştim. Bu, ahlaki olarak da böyledir. Şehit edebiyatı yapsın, asla demem; ama ölülerine sahip çıkamayan mücadele mi olur!

Meğer o ilk akşam da anlamamışım! Katliamın üstünden birkaç gün geçti ve Ankara mitinginin resmi düzenleyicisi kurumların İstanbul’daki uzantıları tören için bir hastane bahçesine randevu verdiler. 1970’lerin sonlarında çok gidilirdi. Cenazelerimizi morgdan alırdık… Bu sefer öyle değilmiş, morgda kimse yokmuş. Hastane kapısı Tomalarla kapatılınca dışarı çıkmak da zaten imkânsız hale geliyormuş… Öylesine gitmişiz işte…

Bütün bu tuhaflık teknik bir hata değil, politik bir çöküştür. En büyük katliamdan sonra organizasyon sorumluluğunu üstlenenler “hastane bahçesine gaz atmazlar hocam” şeklinde akıl yürütmüş olmalılar.

Solun enerjisini emip soğuranların hepsi Hasip Kaplan gibi Barzani üstünden MİT aklaması yapacak değil ya. Bazıları da Demirtaş gibi Kürt hareketi içindeki Erdoğan sevicilere veriştirecek… CHP’nin geleneği böyledir zaten. Ki, isteyen istediği kulptan tutabilsin!

Taşlar dökmekle bitti mi? Hayır. Ama hakkında konuştuğumuz bu solculuk türü kesinkes bitti.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
denizcan
[ devrimci ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 24.12.2013
İleti Sayısı: 2.431
Konum: Trabzon
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: denizcan
Cevap Tarihi: 15.12.2015- 21:49


Sosyalistler neden bağımsız sosyalist siyaset yapmalıdır?
İşte cevabı.


Bundan daha önemlisi, Türkiye ilericiliği Kürt hareketinin parçası olarak, siyasetini herhangi bir toplumsal kesime anlatma imkânını yitirmiştir. Ne anlatacaksın, nasıl anlatacaksın? Toplum etnik/ulusal bir duyarlılık ayrışmasına uğramış ve sen de bu ayrışmaya meydan okuyarak başka bir saflaşma yaratmayı denemek yerine, mevcut yakalardan birini seçmişsin. Ötekini seçmek konu dışı. Ama seçiş yapmanın kendisi solun iflası. Bu tercih nedeniyle “sözünü” ancak Kürt yakasına anlatabilirsin ve aslı varken oraya bir şey anlatman gerekmiyor. Solda eyleme gerek olmadığı gibi söze de gerek kalmamış!

Halk bombadan korkar. Siyaset korkuyu öfkeye, eyleme taşımak, ham ve hayvani halinden çıkartmanın aracıdır. Nereye taşıyacaksın? Siyasetin nabzının attığı noktalara sol doğrudan ulaşabiliyor mu ki?





Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Solda birlik... umut 10 11353 25.09.2014- 18:23
Konu Klasör Solda birlik mi? toplumcu 2 6207 24.02.2014- 15:22
Konu Klasör Solda yeni konumlanışlar umut 0 2959 06.05.2015- 11:07
Konu Klasör Solda İttifak Arayışları: HDP’den BHH’ye dayanışma 3 3632 14.01.2015- 18:59
Konu Klasör Sosyalist solda çıkış arayışı... melnur 3 3054 27.11.2019- 00:24
Etiketler   Solda,   tasnif
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS