SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 3 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   1   [2]   3   >   son» 
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.955
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 18.05.2020- 10:27


...bugünün Türkiye'sinde solcu olmak doğrudan AKP rejimine karşı olmakla başlar. AKP rejimine karşı olmayan, karşıtlığı AKP sonrası stratejilerle besleyemeyen hiçbir kişi ve siyaset için de ''solcudur'' denilemez,denilmemeli... diyerek bitirmişim üstteki yorumu. Biraz açalım, solculuk en azından tarihsel ilerlemeden yana olmaktır. Aydınlanmadan yana olmak, laikliği savunmak, monarşi yerine kesinlikle cumhuriyet'ten yana tavır almak, ( düzen içi dahi olsa) emekten yana tavır koymayı önemsemekten geçer. Solculuk en geniş anlamıyla böyle bir siyasi tavırdır. Amasız ve fakatsız böyle bir duruştur ve sol denildiğinde öncelikli olarak anlaşılması gereken de budur.

Ötesi de var kuşkusuz; sosyalist, komünist olmak bu siyasi duruşun daha da ötesine sarkabilmektir Daha rafine bir tavır almak, kapitalizme köktenci bir karşı duruş sergilemek, anti-emperyalist olmak ve siyasal devrim perspektifine de kenarından kıyısından da olsa sahip olmaktan geçer. Sosyalizmi savunmak böyle bir şeydir de, bu durum ''en geniş anlamda'' diyerek tanımlamaya çalıştığımız sol tanımına üstelik içinde bulunduğumuz koşullarda ''düşmanca'' yaklaşmak anlamına gelmez. Geliyorsa; sosyalizm, komünizm veya enternasyonalizm adı altında Cumhuriyet'le, aydınlanmayla, laiklikle ve hatta tarihsel ilerlemeyle sürekli bir karşıtlık ilişkisi kuruluyorsa bu tavrın en geniş anlamıyla sol olduğunu iddia edebilmek mümkün değildir.

Israrla yineliyoruz, yineleme gereği duyuyoruz, çünkü bu ülkede yaklaşık yirmi yıldır başka bir şey yaşanmaktadır. Solcu, yaşanan süreci analiz edebilen ve ona göre güncel olanla bağ kurabilen bir aydın bireydir aynı zamanda ve böyle olduğu için de cumhuriyeti, aydınlanmayı ve laikliği bir parantez olarak gören bir gerici zihniyeti doğrudan karşısına almayı bir zorunluluk olarak görme becerisi edinebilen kişi demektir. Böyledir. Ve böyle olmak bir sosyalist için sınıf mücadelesini terketmek anlamına gelmez. Bu duruşun bir sosyalist için asgari koşul olduğu, bir başlangıç noktası oluşturduğu anlamındadır. Bu yüzden bir sosyalistin sosyalist olabilme ölçütü de sağdan soldan bulunan alıntıların altına üstüne bir şeyler çiziktirmekten değil, yıllardır siyasal ve toplumsal alana gerici müdahalelerde bulunan bir zihniyete karşı çıkmaktan geçer. Bugünün koşullarında ölçüt budur. Ve tekrar olacak, bu ölçüt sosyalist olup sınıfsal mücadelede bulunmaya engel değildir, tam tersine, toplumsal olanla bir temas noktası oluşturabilme potansiyelidir de aynı zamanda...




Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.955
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 20.05.2020- 14:07


''...bugünün Türkiye'sinde solcu olmak doğrudan AKP rejimine karşı olmakla başlar. AKP rejimine karşı olmayan, karşıtlığı AKP sonrası stratejilerle besleyemeyen hiçbir kişi ve siyaset için de ''solcudur'' denilemez,denilmemeli...'' demiş ve solculuğu da en geniş anlamıyla ''Aydınlanmadan yana olmak, laikliği savunmak, monarşi yerine kesinlikle cumhuriyet'ten yana tavır almak, ( düzen içi dahi olsa) emekten yana tavır koymayı önemsemekten geçer. Solculuk en geniş anlamıyla böyle bir siyasi tavırdır. Amasız ve fakatsız böyle bir duruştur ve sol denildiğinde öncelikli olarak anlaşılması gereken de budur.'' şeklinde tanımlamışız.

Konuya biraz derinlik katmaya çalışalım. AKP'nin Cumhuriyeti yıktığını, yerine bir saray rejimi kurmaya çalıştığını biliyoruz. Ayrıntılara gerek de yok ama böyle bir süreçte aydınlamaya yöneltilen saldırılara, laikliğin ortadan kaldırılmasına ve cumhuriyetin tüm kazanımlarının yerle bir edilmesine karşı çıkmayan, sessiz kalarak veya doğrudan veya dolaylı destek veren birinin ve bir siyasi tavrın sol olarak nitelenmesi mümkün mü? Örnekse laikliğin adım adım ortadan kaldırıldığı bir süreçte ''biz zaten burjuva laikliğe karşıyız, bu laikliği yıkacağız ve yerine sosyalist laikliği getireceğiz'' mealinde bir tavır ortaya koyan birini enternasyonalist veya enternasyonal komünist olarak niteleyebilir miyiz? Böyle biri için solcu, böyle bir tavra da sol bir tavır denilebilir mi?

Belki döneriz ama peşinen söyleyelim; Türkiye gibi burjuva devrimini geç yaşamış bir ülkede, bir şekilde iktidara gelen, muktedirleşen ve devlet haline dönüşen gericiliğin saldırıları altındaki cumhuriyet kazanımları ve laikliğe sahip çıkamayan bir siyasal tavra solculuk tanımı yapılamaz. Cumhuriyet, aydınlanma, laiklik, kadın erkek eşitliği vb. bu coğrafyanın görüp yaşadığı en önemli dönüşümlerdir. Bu dönüşümler bir bütün olarak sol ideolojinin ayaklarını bastığı zemindir. Bunun anlamını ve önemini kavrayamayan ve buna göre bir duruş sergileyemeyen biri de solcu olamaz. Mümkün değil. Sol bir kent ideolojisidir. Çağdaşlığı, modernliği de gerektirir. Akılcı bir düşünüş yöntemi de öyle. Feodal bir düşünüş biçimiyle solcu olunamaz. Dinsel hurafelerle, topluma şırınga edilmek istenen gericilikle kitlesel anlamda sol ve sosyalizmin ortaya çıkışının maddi temelleri ortadan kalkar. Bu yüzden cumhuriyet, aydınlanma, laiklik, akıl ve bilim sol için olmazsa olmazdır ve bu nedenle baştan beri söylemeye çalıştığımız şekilde aykırılıklar içinde bulunanlara solcu, böyle bir tavra da sol bir tavır denilemez. Bu kadar yalın ve bu kadar net!

İkinci soru veya üzerinde düşünülmesi gereken konu şu olmalıdır: Kendilerini enternasyonalist veya keskin komünist olarak gösterme çabası içinde olanlar, neden sol bile olmayan bir siyasal tavrı savunur haldeler? Daha da genişletebiliriz; dinci gericiliğin liberal gericilikle el ele verdiği bir kesitte neden bir kısım sözde solcu da -en azından forumlarda- bu solcu olmayan tavra destek verir ve hatta daha da ileri giderek bu coğrafyanın tarihsel ilerlemesine, bu ilerlemeyi yaratan devrimci kadrolara akıl almaz bir nefretle ve düşmanlıkla yaklaşır?

Tek nedeni var: Kürt ulusalcı hareketin sözde sol, sosyalist ve dahi enternasyonal forumlarına yansıyış şekli böyle olduğu içindir, bu yanılsama... Bir başka başlıkta söylemeye çalışmıştım, Kürt ulusalcılığının sanal dünyaya yansıması bir nefret ve düşmanlık şeklinde olmaktadır. Kendileri gibi biat etmeyenleri düşmanlaştırarak süreklilik ve haklılık kazanmaya çalışıyorlar...Temel yaklaşım biçimi bu. 19 Mayıs'a da bu yüzden düşmanlar, 29 Ekim'e de...Ermeni halkı ve Pontus Rumlarına   bir soykırım yapıldığını bunun için iddia ediyorlar, Kemalist kadrolara ve devrimcilere bunun için düşmanlar, bu kadroların önderliğinde gerçekleştirilen her türlü devrimci-ilerici yenileşmeye de bu yüzden nefret kusuyorlar. Özetle böyle bir tavrın nedeni Kürt ulusalcılığının sanal dünyaya yansıyış biçimidir. ( Kürt ulusalcılığı veya Kürt halkıyla ilgili değil söylediklerim. Bu konuda en ufak bir imam dahi yok.)

Böyle yapıyorlar çünkü, Kürt ulusalcılığını sol, sosyalist olarak savunabilme olanağı yok. Böyle bir donanımları da yok zaten. Soldan sempatizan kazanmanın/devşirmenin tek yolu solun temellerine saldırmak, biat etmeyen sola kin ve nefret kusmak, olmadı hakaretlerde bulunmak ve hatta küfürler boca etmek...Yapılan bu.

Geçen gün bu şekilde, bir nefret diliyle yazılmış bir yorum(!) okumuştum. Mustafa Kemal'in Samsun'a İngilizler gönderdi diyor. Nedeni yok. Bu tarihin de Pontus soykırımının başlangıcı olduğu açık seçik iddia ediliyor. Tipik nefret söylemi,. Nedeni yok, nasılı yok, analiz yok. Amaç karalamak ya, bu yönde gördüğü her cümle yazının içine alınıyor. Rahatlıyorlar sanırım. ''Oh be; bugün de iyi bir düşmanlıkta bulunduk'' mu diyerek psikolojik rahatlık içine mi giriyorlar, nedir? İngilizler neden göndermiş, Ulusal bir devlet kurdurmak içinse, Yunan'ı da İzmir'e bu ulusal devleti yıkmak için mi gönderdi?

Yalanın, akıl dışılığın bini bir para. 19 Mayıs bir başlangıç değilmiş, Anadolu'da çatışmalar ve anti-emperyal dirençler daha önce ortaya çıkmışmış. Peki öyleyse Mustafa Kemal'in Samsun'a çıkışında POntus'un soykırım başlangıcı nasıl görüyorsunuz? Daha önceki çatışmalar Samsun'da başlamamış mı? İşinize gelince, öncesi var, işinize gelince başlangıç, Yunan'ın Anadolu'ya çıkışının arkasındaki güç ise analiz(!) dışı...

Şimdi bu zihniyetten, Anadolu aydınlanmasını savunma diye bir tavır beklenebilir mi? Böyle bir düşmanlıktan ve nefretten gericiliğin saldırdığı laikliğe karşı bir savunma tavrı beklenebilir mi? Tam tersine destek vermeleri de bundan. Ve üstelik bir dönem hem dinci ve hem de liberal gericilikle kol kola girmiş bir ulusal hareketin bu kadar donanımsız sempatizan ve taraftarlarının zihnine ve özellikle sanalda daha farklı bir biçimde yansıyabileceği iddia edilebilir mi? İçinde bulunulan koşullar bu kesimleri yani sözde sol-sosyalist ve dahi enternasyonalist forumların sözde solculuğuna da bu şekilde yansımıştır. Baştaki sorunun yanıtı bir kez daha tekrarlanacaksa; ''Aydınlanmadan yana olmak, laikliği savunmak, monarşi yerine kesinlikle cumhuriyet'ten yana tavır almak, ( düzen içi dahi olsa) emekten yana tavır koymayı önemsemekten geçer. Solculuk en geniş anlamıyla böyle bir siyasi tavırdır. Amasız ve fakatsız böyle bir duruştur ve sol denildiğinde öncelikli olarak anlaşılması gereken de budur.''

Olmuyorsa, yapılamıyorsa ortada ne bir solculuk, ne sosyalistlik ve ne de (proleter) enternasyonal bir tavır olduğu iddia edilebilir. Mümkün değil.

( Anadoludaki Ermeni ve Pontus sözde soykırım iddialarına da bir başka yazıda yanıt vermeye çalışırız.)




Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.955
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 22.05.2020- 15:08


Tekrar edelim,   solcu olmak, sosyalist ve enternasyonalist olmak herşeyden önce aydınlanmadan yana olmak, laikliği savunmak, bu coğrafyada 1923 devriminin ve cumhuriyet kazanımlarının gerisine düşmemeye çalışmayı temel almakla mümkün hale gelebilir. Başka bir deyişle bir solcu, bir sosyalist, bir enternasyonalist aydınlanmaya, laikliğe, cumhuriyete ve kazanımlarına hiçbir şekilde karşı düşmanlık yapamaz. Ve üstelik sağlı sollu liberallerle dinci gericiliğin bu coğrafyanın en önemli tarihsel dönüşümünü hedef haline getirdiği koşullarda...Mümkün değil ve bu   gerici duruşa uygun bir söz ve pratikle sol bir duruş iddiasında bulunabilmenin olanağı yoktur. İstenildiği kadar sağdan soldan tırtıklanan alıntılarla solcu, sosyalist veya enternasyonalist algısı yaratılmaya çalışılsın, başta laiklik olmak üzere cumhuriyet kazanımlarının gerici saldırılara hedef olduğu bir kesitte doğrudan veya dolaylı olarak bu saldırıların yandaşı haline gelmek solculuk olamaz. Sosyalist, komünist, enternasyonalist...-hiç!

Bir dönem yoğun bir şekilde bu gerici tutum sanki solculukmuş, sanki enternasyonalizmmiş gibi köpürtüldü. Nedeni çok basitti ve çok yineledik; Kürt hareketinin de bu ittifakın içinde olmasıydı bunun nedeni. Sözde sol, sosyalist ve dahi enternasyonalist forumlar, tümü birden, Kürt hareketinin internetteki sözcüleri durumunda oldukları için doğrudan veya dolaylı olarak bu gerici ittifakın karşısına dikilmek yerine bu gerici ittifakın bir parçası haline gelmeyi yeğlemişlerdi. Değirmenin altından çok sular aktı. Kutsal ittifak bozuldu. Şimdilerde AKP gericiliğinin karşısında hem Kürt hareketi ve hem de sağlı sollu liberaller tavır almışken, hala, solculuğu halklar arasında kin ve nefreti büyütmekten geçtiğine inanmış bir güruh var. Hala...Özel bir görevle internete salındıklarını söylemek istemiyorum ama işte, o zaman da ne yaptıklarının farkında değillerdi, şimdilerde de...

Bir solcunun solculuğu ya da işte, bir sosyalistin sosyalistliği savunduğu/izlediği siyasetin sınıfla ve emekçi halkla kurduğu ilişki   ölçüsünde anlam kazanır. Emekçi halka alan açmayan, işçi sınıfının tarihsel çıkarlarını gözetmeyen bir söylem ve pratiğin sol bir söylem ve pratik olduğu iddia edilemez. Tarihe, tarihsel olaylara şovenistçe bir yaklaşım solun tarzı olamaz. Halklar arasında milliyetçi/ırkçı duyguları çoğaltmaktan başka bir işe yaramayan siyasi söylemler de solun söylemi olamaz. Tarihte yaşanmış acı olayların ele alınışı da bu yüzden belli bir özeni gerekli kılar. Ama öyle bir süreçten geçtik ki, hani neredeyse solcu ve enternasyonalist olmak kendileri gibi olmayan, kendileri gibi düşünmeyen her siyasi özne ve siyasetin düşmanlaştırılması ve şeytanlaştırılması zorunlulukmuş gibi bir siyasi alışkanlık ortaya çıktı. Aydınlanmaya, cumhuriyet kazanımlarına, CHP, TKP, ÖDP ve Halk Cephesine düşmanlık ta bundandı...Ve Ermeni tehcirine soykırım demek ve Pontus olaylarını da bu kapsam içinde yorumlamaya çalışmak da solculuk gereğiydi. Sanki ne kadar fazla kin ve düşmanlık üretiliyorsa solcusun, yapmıyorsan, sessiz kalıyorsan ''devlet solu''...

Ermeni olayları, tehcir birinci savaşın tam göbeğinde gerçekleşti. Osmanlı bir yanlış karar aldı, yüzbinlerce insan yerinden yurdundan edildi; yollarda hem Çerkes ve Kürt çetelerinin saldırısına uğradılar ve hem de jandarmanın kendisini korumaktan yoksun insanlara zulmüyle karşı karşıya kaldılar. O dönemde emperyalizmin de etkisini göz ardı etmek mümkün mü? Anadolu parçalanıp bölüşülmeye çalışılıyordu ve çeşitli kışkırtmalar yüzlerce yıl barış içinde birlikte yaşamış halkların birbirine düşmesi yol açmıştı. Böyle bir fotoğrafa bakan bir solcu ya da sosyalist, bu tehcir olayını kenarından köşesinden bile savunamaz ve haifletemez. Tersi şovenizmin de faşistliğin de daniskasıdır. Ama bu olayları, fotoğrafın bütününü görmezlikten gelerek soykırım teraneleriyle dillendirmenin adı solculuk olabilir mi? Bu tür tavırların halklar arasında kin ve nefretten başka bir şey ortaya çıkarmadığını, çıkarmayacağını   görebilmek bu kadar zor mu? Bu mu şimdi solculuk, enternasyonalistlik, bu duruş mu işçi sınıfının tarihsel çıkarlarını savunmak; böyle bir söylem mi sola alan açıyor?






Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.955
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 13.08.2020- 10:18


Başlığın tamamını okuyamadım ama, sol olmak, solcu olmak konusu genel olarak emekten, aydınlanmadan ve laiklikten vb. yana olmak olarak nitelebilir. Ne var ki bu konuda bir yanlışlık içine de girilebiliyor. Özellikle kitap okuma alışkanlığının olmadığı toplumlarda bilgiye kısa yoldan ulaşma anlayışı, çoğu kez ezberci yaklaşımları da beraberinde getiriyor. Solcu olmak tamam, daha fazla solcu olmak internette bulunan birtakım alıntıların üzerinde tepinmek, daha daha fazla solcu, sosyalist ve hatta keskin enternasyonalist komünist olmak ise Marksist ustaların polemik tarzda ve o zamanın koşullarında söylediklerini hiç düşünmeden, tartmadan ve analiz de etmeden kısaca böyle bir gereksinme duymadan yinelemek olarak algılanıyor. Gerçekte ezberci bir yaklaşım bu; solcu olmak, sol olmak sadece böyle bir şey mi; tartışılabilir belki ama, böyle bir tavrın insanı solda kalmak konusunda (sanıyorum) sorunlu bir zeminde tuttuğu söylenebilir...

Bilgi edinebilmeliyiz, önemli, hatta zorunlu, ama önceliğimizin iyi kötü bir analiz yönteminden geçtiği konusunu da önemsemeliyiz. Bunu yapamadığımızda sadece sıradan bir ezberci durumuna düşeriz ki, bu durum farklı zaman ve nesnellikleri hesaba katamayışımız nedeniyle yanlış sonuçlara varacağımız gerçeğinin önüne geçemez. Çoğu kez bu tür alıntılarla bir yığın yanlışlıkların içinde debelenme gerçeğiyle karşı karşıya kaldığımız da bir gerçek.

Samimi olabilmeliyiz, her koşulda yalandan uzak durmalı, kendimizi farklı gösterme saplantısı içine girmemeliyiz. Tutarlı, ilkeli olmak da cabası ve bir öz eleştirisi mekanizmasını da içselleştirebilmeliyiz. Yanlış yaptığımızda üstünü örtmeye çalışmamalıyız, açık açık açık söyleyebilmeli ve kendimizi   geliştirmeyi bu yöntemle birlikte sürdürebilmeliyiz...

Solcu olmak, solda durmak ve solda kalmak konusunda temel bir yanlıştan mutlaka sıyrılabilmeliyiz; solculuğun bir donanım, bir müktesebat işi olduğu ama solda kalmanın bir papağan gibi o müktesebatı   temelsiz bir söz yığını halinde yinelemekten geçmediği   gerçeğidir. Yani...

Yanisi şu; solcu olmak, solda kalmak edinilmiş (doğru) müktesebat ışığında siyasete bakabilmek sınıfla kuram arasındaki (büyük) açıyı olabildiğince sadeleştirebilecek bir siyasi duruş ve söylem geliştirebilme becerisi kazanabilmektir. Örnekse, devlet dendiğinde sadece ''özde bir baskı mekanizması''yla, demokrasi dendiğinde salt bir ''hangi sınıf'' yaklaşımyla veya egemenlerin bir faşizm sapmasını önemsiz hale getirecek ''hepsi bir'' duruşuyla ne solcu olmak ve ne de solda kalabilmek mümkün hale gelebilir. Dolayısıyla müktesebat elbette önemli ve gerekli ama o müktesebatla günceli analiz edebilme becerisi edinilemiyorsa, ortada solculuk adına ciddi sorunlar olduğunu söyleyebilmek mümkündür.




Bu ileti en son melnur tarafından 16.08.2020- 21:41 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.955
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 02.09.2020- 01:50


Bir de şu konu var...

Çok farklı bir süreçten geçiyoruz. Ve sürekli AKP'nin nasıl bir rejim kurduğunun ve bu rejimin solun ayaklarını bastığı, basmak zorunda olduğu zemini giderek daha çok ortadan kaldırdığının altını çizmeye çalışıyoruz. Sadece bu durum bile bir solcu, bir ilerici, bir devrimci için dimdik karşısına dikilmesi gereken bir pozisyona işaret eder. Yani doğrudan AKP karşıtlığı bir solcu- sosyalist için zorunlu bir karşıtlıktır. AKP'yi karşısına almayan birinin solculuğu da sorunludur.

Bir solcu için AKP karşıtlığının başka bir anlamı daha var; o da AKP'nin düzenin yürütücüsü pozisyonunda bulunmasıdır. Bunu AKP'nin özel gerici niteliğinden bağımsız söylüyorum. İktidarda AKP yerine HDP veya CHP de olsa -belki AKP kadar olmasa da- yine sınıfsal mücadele, yani düzen karşıtlığımız, yani kapitalizmle/burjuvaziyle mücadelemiz bir yanıyla siyasi iktidar karşıtlığında sürdürülür. Siyaset böyle bir şey çünkü. Siyaset ideolojinin sadeleşmiş ve daraltılmış bir biçimidir. Siyaset kitlelere dokunabilmenin ve onları kazanabilmenin zorunlu bir uğrağı, manivelasıdır.   Daha önce birkaç kez değinmeye çalıştım, ideolojik ve kuramsal donanım siyasi bir   biçim ve konum almadıkça   gevezelikten öteye gitmez, kişisel tatmin duygusundan başka bir işe de yaramaz. Toplumsal alanda bir karşılık görmediği gibi, bu ezberci zihniyetin bu tür tavırlarının ''düzen karşıtı'' bir tavır olarak nitelendirilmesi ise bir hüsnükuruntudan başka bir şey de değildir.

Dolayısıyla, AKP karşıtlığında siyasi pozisyon almamak bir solcu için mümkün değildir.
Ve eğer böyle bir durum söz konusuysa...
Ya siyasi cehalettir bunun nedeni...
Ya da gizli AKP'cilik...

Bitirirken şunu ekleyelim; hem keskin enternasyonalist görünmek ve hem de bu yolla AKP'nin ve trollerinin hışmından kurtulmak gibi köylü kurnazlıklarını fazla ciddiye almamak lazım; buradaki iki yüzlülüğü akıldan çıkarmadan korku insani bir duygudur diyerek, geçebiliriz.




Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.955
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 03.09.2020- 05:39


Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.955
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 14.10.2020- 10:47


Bugün ülke siyasetinin geldiği noktada ilginç bir durum var. Fatih Yaşlı başka bir bağlamda söylemiş ama buraya almakta bir sakınca yok. Şunu söylüyor Fatih Yaşlı; ''Dinci gericilikle sömürü düzeni arasında varoluşsal bir ilişki varsa -ki var- dinci gericiliğe karşı çıkmadan sömürü düzenine, sömürü düzenine karşı çıkmadan da dinci gericiliğe karşı çıkmanın artık imkânsız olduğu görülmelidir.''   https://sol.org.tr/yazar/turkiyede-duzen-tarikatlari-kapatabilir-mi-16864

Daha basite indirgeyelim, AKP'nin iktidara geldiği 2002 yılından bu yana gericilik toplumsal ve siyasal hayata bu kadar egemen olmuşsa, hadi ilk dönemlerinde yanıldık, AKP'nin ne olup ne olmadığını anlayamadık, diyel,m, ama bugün için AKP gericiliği ve AKP rejiminin doğrudan karşısına çıkmadan sol bir siyaset yapılamaz. Böyle bir iddiada dahi bulunulamaz. Solcu olmanın, solda olmanın elbette çok daha farklı tanımları yapılabilir ama bugünün Türkiye'sinde, bugünün verili koşullarında solcu olmanın en temel karşılığı bence burada yatmaktadır. Gerisi gereksiz bir gevezelikten başka bir şey değildir ve ciddiye alınması da gerekmemektedir.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.955
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 21.10.2020- 16:54


Fatih Yaşlı iyi söylemiş: ''Dinci gericilikle sömürü düzeni arasında varoluşsal bir ilişki varsa -ki var- dinci gericiliğe karşı çıkmadan sömürü düzenine, sömürü düzenine karşı çıkmadan da dinci gericiliğe karşı çıkmanın artık imkânsız olduğu görülmelidir.''   Anlaşılabiliyor mu?

Toplumsal ve siyasal alanda yerleşiklik kazanan dinci gericiliğe karşı etkin bir pozisyon almayan birinin solcu, sosyalist sayılabilmesi mümkün olabilir mi?

Basit bir   soru!

Belki de solculuk, sosyalistlik bu tür çok sıradan sorulara net yanıtlar vermekle başlıyordur!
Solculuk, sosyalistlik ve dahi keskin enternasyonalistlik ve komünistlik sanıldığı gibi bir ulusal harekete hangi gerekçeyle olursa olsun biat etmemekte ve ''hadi oylar HDP'ye'' dememekte yatıyordur!
Belki de bu tür sorulara net ve doğru yanıtlar verilebilse, ve bu net ve doğru yanıtlar ışığında güncelin doğru analizi yapılabilse bugün içinde debelendiğimiz karanlıkların egemenliği söz konusu olmazdı!

Kim bilir!

Peki ama, solculuk ve sosyalistlik ne o zaman, nasıl tanımlamalı?

İnernette bulduğumuz alıntılarla çok keskin bir enternasyonalist ve dahi komünist olduğumuz algısı yaratma konusunda birilerini yanıltmış olmak, içerikten ve derinlikten yoksun UKKTH kopyacılığıyla solculuğun kuyrukçu bir tavırdan geçtiği algısı yaratmış olmak güncellik konusunda neye yol açtı, aklımızdan geçiriyor muyuz?

Ya da bir öz eleştiri?

Hiçbir şey olmamış gibi yola devam etmek bir solcuya yakışır mı; ya da uygun düşer mi?





Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 3 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   1   [2]   3   >   son» 



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Zalime inat solcu olmak umut 0 3160 26.04.2014- 21:28
Konu Klasör Solcu, sosyalist, enternasyonalist olmak üzerine... melnur 14 7058 10.07.2020- 05:16
Konu Klasör Sosyalist olmak için ateist olmak mı gerekiyor? melnur 5 5347 22.06.2015- 14:13
Konu Klasör Devlete karşı olmak mı, devletten yana olmak mı? melnur 3 4776 05.04.2016- 23:37
Konu Klasör Sosyalist olmak için ateist olmak mı gerekiyor? melnur 17 21438 15.12.2015- 16:39
Etiketler   Sol,   olmak,   solcu
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS