SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
Sol artık PKK vesayetinden çıkmalıdır!           (gösterim sayısı: 4.175)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
ayhan
[ .... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 05.12.2013
İleti Sayısı: 1.076
Konum: Tekirdağ
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Konu Yazan: ayhan
Konu Tarihi: 23.03.2016- 12:04


Sol artık PKK vesayetinden çıkmalıdır!
Merdan YANARDAĞ

Ankara'da gerçekleştirilen canlı bomba eyleminin ardından artık bir tartışmayı daha fazla gecikmeden ve açıkça yapmamız gerekiyor. Bu tartışma; Kürt hareketi ve sol arasındaki ilişkilerin niteliği ve seyri hakkındadır. Dahası, yaklaşık 30 yıldır süren solun üzerindeki PKK vesayeti ve bu vesayetten solun çıkıp çıkmayacağı sorunudur.

Önce genel bir çerçeve çizmekte yarar var; kapitalizmin içine girdiği yeni dönemin (küreselleşmenin) de etkisiyle solun liberalizmden etkilenen ve yenilenmeyi “demokratlaşmakta” gören kesimleri, 1990 sonrasında özgürlük mücadelesini etnik kimliklerin serbestisine indirgeyen bir konuma savruldu. Bu bağlamda, Kürt siyasal hareketinin programının temelini oluşturan ulusal-demokratik hakları savunmayı önceleyen bir anlayış solda yerleşti. Daha önemlisi, bu çevreler solculuğu ve sosyalist olmayı da bu tutum üzerinden ölçmek gibi bir uca götürdü.

Solun önemli bir kesiminin söz konusu tutumu, onları, zamanla sınıfsal taleplerini geri çeken, ideolojik ve politik kimliğinin temelini oluşturması gereken toplumsal kurtuluş anlayışını soyut bir demokrasi mücadelesine indirgeyen tavra taşıdı. Giderek özgün kimliğini yitiren solun bu kesimi, Kürt ulusal hareketinin -daha net bir ifade ile PKK’nin- ulaşamadığı alanlardaki sözcüsü, onun yedeğindeki bir güç gibi görülmeye başladı. Söz konusu kesimlerin politik pratiği de bu profili destekledi ve yeniden üretti.

Bağımsız, sınıfsal bakışta ısrar eden, toplumsal kurtuluş anlayışını siyasal mücadelenin odağına alan ve daha önemlisi anti-emperyalist olmaktan utanmayan sol ve sosyalist çevreler ise, “ulusalcı” hatta "statükocu" ve “darbeci” diye suçlanarak baskılandı. Entelektüel, kültürel, ideolojik ve siyasal ortam milliyetçilik, liberalizm ve islamcılık tarafından terörize edildi. Öyle ki, artık dürüst, bilimsel ve sağlıklı bir tartışma bile yapılamaz hale geldi.

SINFSAL VE ULUSAL TALEP İLİŞKİSİ

Kuşku yok ki, Kürt sorunu üzerinden yaratılan milliyetçi-şoven dalga Türk halkını, işçi ve emekçi sınıfları zehirlemenin yanı sıra, sol ve sosyalist çevreleri de derinden etkiledi, baskı altına aldı. Sol içinde gelişen ‘ulusalcılar’ ya da ‘ulusalcı sol’ diyebileceğimiz kimi çevrelerin Kürt düşmanlığına varan tutumunu başka türlü yorumlamak zor.

Diğer taraftan, Kürt sorununun yakıcılığı; egemen sınıfların, Türk sağının ve dinci-faşizan AKP iktidarın sola yönelik saldırılarını buradan, yani kışkırtılmış bir milliyetçilik üzerinden kurması, solun bu ülke ve toplumun geleceği için söz konusu hamleyi karşılamasını ve kırmasını gerektiriyor. Çünkü, iki halk arasındaki milliyetçi boğazlaşmayı engelleyecek soldan başka bir güç, ne yazık ki bulunmuyor.

Ancak, milliyetçi-şoven tahriklerle kışkırtılan Türk-Kürt bölünmesinin derinleştiği bu dönemde, işçi ve emekçi hareketini temsil etme iddiasındaki solun sözcülüğünü yaptığı sınıfsal taleplerle Kürtlerin ulusal ve demokratik talepleri arasında bir bağ kurmak da bir türlü mümkün olmadı. Olmuyor! Bu can alıcı sorunun başta gelen nedeninin, solun sözünü ettiğimiz kesimlerinin kimlikçi siyaset zeminine kaymasında, dahası PKK’nın peşine takılan bir görüntü vermesinde yattığını görmek gerekiyor.

Tam da burada, antrparantez belirtilmeli; Lenin’in 1914’te kaleme aldığı “Ulusların Kaderlerini Tayin Hakkı” kitabındaki, “Ezilen ulusun milliyetçiliği hoş görülür” şeklindeki sözleri, tarihsel bağlamından koparılarak zamanla, “ezilen ulusun milliyetçiliği desteklenir”, hatta “benimsenir” şekline dönüştü. Oysa, ancak bir “kusur” ya da yanlışlık “hoş” görülebilirdi. Üstelik, söz konusu “kusur”, eğer onu aşan ilerici ve sosyalist bir hedefe katkıda bulunuyorsa, “hoş” görülebilirdi. Dolayısıyla, “hoş görülebilecek” bir kusur kutsanamazdı. Daha da önemlisi, demokratik ve devrimci gerekçelerle de olsa, asla desteklenip savunulamazdı.

KİMLİK SİYASETİ VE SOL

Solun görece geniş denebilecek kesimleri, özellikle 1990’dan sonra ‘kimlikçi’ ve bu bağlamda soyut bir ‘özgürlükçü’ anlayışın etkisine girdi. Bu durum solun, Kürt hareketiyle sağlıklı bir ilişki kurmasını, onunla gerçek anlamda ve ilkeli bir dayanışma geliştirmesini de engelledi. Çarpık, eleştirel olmayan, eşitsiz ve solun tasfiyesiyle sonuçlanan bir ilişki türü gelişti.

Bırakın eşitlik temelinde eleştirel ve kişilikli bir ilişki geliştirmeyi, solun bir kesiminin PKK’nın yaptığı yanlışları, hatta savaş etiğine/ahlakına uymayan eylemlerine karşı çıkması bile, neredeyse “karşı devrimcilik” olarak görüldü. Bu eleştiriyi yapma cesareti gösterenler ise, ya “ulusalcı” diye aşağılanmaya çalışıldı ya da “neo-faşist” diye küfür edilerek susturuldu. Sonuçta PKK’nın her eylemi ve solla hiçbir ilişkisi olmayan, kurulu düzenle sınıfsal bakımdan çelişmeyen her türden yaklaşımları da, “özgürlükçü” ve “demokratik” gerekçelerle “hoş” görüldü.

Türkiye’de solun (özellikle sosyalist solun) güç kaybetmesinin, daralmasının, kitlelerden kopmasının, marjinalleşerek etkili bir toplamsal hareket olmaktan çıkmasının temel nedenlerinden biri de budur.

Elbette sol, sınıfsal ve devrimci gerekçelerle hakim ulus milliyetçiliğine savurulma tehlikesi karşısında da dikkatli olmalıdır. Ancak aynı sol, PKK’nın vesayetinden artık çıkmalıdır. Yeniden kendi tarihsel, siyasal ve felsefi referanslarına dönerek kendisini yeniden kurmalıdır. Bunu yapmak zorundadır. Solun toplumla buluşan anlamlı bir güç olmasının başka yolu yoktur.

DEVRİMCİ EYLEM VE TERÖR İLİŞKİSİ

Ankara Kızılay katliamını PKK çizgisindeki Kürdistan Özgürlük Şahinleri (TAK) adlı örgütünün gerçekleştirdiği kesinleşti. Bu örgüt saldırıyı üstlendi. Lafı eğip bükmeden belirtelim; bu tam anlamıyla bir terör eylemidir. Bu saldırının niteliği hiçbir "özgürlükçü" ya da "devrimci" gerekçeyle örtülemez ya da değiştirilemez. Eğer bilimsel bir "terör eylemi" tanımı yapılacaksa, Ankara Kızılay saldırısı bunun için tartışmasız en doğru örneklerden biri olacaktır.

Sivil, savaşın taraflarıyla hiçbir ilgisi olmayan insanların öldüğü bu eylemler Erdoğan-AKP İktidarının baskı ortamı yaratarak Anayasayı değiştirip Türkiye’yi bir başkanlık rejimine taşıma siyasetine paha biçilmez bir katkı sundu. Siyasal İslamcı hareketin ülkeyi dinci faşist bir diktatörlüğe sürükleme amacına uygun bir ortam yaratmak yaratılmasına hizmet etti. TAK’ın yayınladığı bildiride, “sivillerin ölmesinden dolayı üzgün” olduğunu açıklaması da durumu hiçbir şekilde değiştirmedi.

SOLUN AHLAKI VE FARKI

Kızılay katliamından (14 Mart) bir hafta sonra (19 Mart) Beyoğlu’nda yapılan ikinci bir ‘canlı bomba’ saldırısı da yine tipik bir terör eylemiydi. Bomba, İsraillilerden oluşan bir turist kafilesinin hemen yanında patlatıldı. Biz, ABC Gazetesi olarak, saldırının gerçekleştiği ilk anlardan itibaren, failin IŞİD ya da benzeri bir islamcı terör örgütü olabileceğini belirttik.

Ancak, eylemin TAK tarafından da yapılmış olabileceği, en azından patlamanın olduğu ilk saatlerde önümüzde ciddi bir olasılık olarak duruyordu. Kamuoyu, muhalif medyanın neredeyse tamamı da böyle bir olasılığı dışlamıyordu.

Zaten sorun da tam buradaydı. Eğer solcu, sosyalist, yurtsever, ulusalcı, devrimci vb. diye tanımlayan bir örgütün eylemleri ile dinci bir terör örgütünün eylemleri bir birine karıştırılıyorsa, ortada çok ciddi bir siyasal ve ahlaki sorun var demektir.

Sol bir hareket, hatta ‘şiddeti’ politik bir mücadele aracı olarak tercih eden devrimci veya sosyalist bir örgüt; ahlaki, siyasal ve hukuksal (yasal değil, hukuksal) bakımdan savunamayacağı bir eylemi yapmaz, yapamaz! Yapmamalıdır! Çatışmada taraf olmayan sivillere ve halka karşı şiddet kullanılmaz. Kör şiddete dayanan bir eylem anlayışı, bir hareketi sol ve devrimci olmaktan çıkarır, onu sıradan bir siyasal terör örgütü durumuna düşürür.

Etnik ya da dinsel kine dayalı, köylü intikamcılığı diye nitelendirebileceğimiz eylemler insanlığa karşı işlenen suç olur. Bu nedenle sol ve sosyalist hareket tarafından ilkesel olarak reddedilir. Reddedilmelidir.

BAĞIMSIZ HATTIN ÖNEMİ

Yeniden PKK ve sol ilişkisine döner ve konuyu bağlamaya çalışırsak eğer;   değerlendirilmesi gereken önemli başka bir konu da, “çözüm süreci” denilen ilişkiler akışının irdelenmesidir.

Bilindiği gibi PKK, Türkiye gericiliği ve istihbarat örgütleriyle “gizli-kapaklı” ilişkiler yürüttü. Gerekçe ise bir klişeydi ve “Ne yapalım hükümette AKP var ve muhatabımız da kaçınılmaz onlar olacak” şeklinde oldu. Oysa bu tutumuyla PKK kedi milliyetçi taleplerini, Türkiye emekçilerinin, ilerici toplum kesimlerinin ve genel olarak halkın çıkarlarının önüne koyuyordu. Kürt hareketi kendi dar milliyetçi talepleri ve amaçları için, Türkiye’nin emekçilerini ve solu feda etmeye hazırdı.

Nitekim, AKP’yi iktidardan indirebilecek Haziran/ Gezi direnişine Kürt hareketinin destek vermemesinin tek nedeni vardı; yürütülen “çözüm” süreci... Oysa kendilerinin her türden eyleminin, hatta kimi şımarıklıklarının bile desteklenmesini isteyen, dahası bunu neredeyse bir mecburiyet olarak gören   Kürt hareketi, Türk halkının ve solun en büyük ve yaşamsal eyleminde yoktu, onu açıkça yalnız bıraktı. Üstelik tam anlamıyla milliyetçi nedenlerle...

Sonuç olarak; sosyalist solun devletten ve sermayeden, onun politik parti ve eğilimlerinden bağımsız bir siyaset izlemesi ne kadar önemliyse; her türden milliyetçilikten (ezilen ulus milliyetçiliği dahil) uzak bir tavır takınması da o kadar gereklidir. Kürt sorununun adil ve onurlu bir şekilde çözümüne katkıda bulunabilmek için bile, solun artık ‘PKK vesayetinden’ çıkması zorunludur.




Bu ileti en son ayhan tarafından 23.03.2016- 12:04 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.021
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 02.04.2016- 04:15


Türkiye solu kürt hareketinin vesayetinden çıkmalıdır. Türkiye solu artık kürt hareketinden bağımsız bir şekilde yol almalıdır. Kürt hareketi ulusalcı-milliyetçi bir harekettir ve hem ideolojisiyle hem stratejisi ve hem de taktiksel olarak izlediği siyasetin sol ile hiçbir bağı bulunmamaktadır. Kürt hareketinin içinde bulunduğu ideolojik ve siyasal hat Türkiye solunun kabul edebileceği bir siyasi hat da değildir.

Böyle söylendiğinde özellikle kuyrukçu tiplerden '' kürt hareketi sosyalist bir hareket değil ki'' mealinde bir savunma geliyor; geliyor da, biz de tam onu söylüyoruz, kürt hareketi sol-sosyalist bir hareket değil ve daha önemlisi biz sol'uz, sosyalistiz!

Bulanık suda balık avlamak isteyen ve ideolojisinin ne olduğu belli olmayan kuyrukçu tipler yıllardır sol sempatizanlara kanca atmakla meşgul; iş edinmişler ve varsa yoksa sol-sosyalizm düşmanlığı! Kürt hareketine biat etmeyen her siyaset bunlara göre ulusalcı, faşist, ''devletten yana''! İdeolojik bir ayrışma yapabilmeleri mümkün olmadığı için uyduruk bir taraflaşma çizgisi çizilmiş; kürt hareketinin kuyruğuna takılmayanlar ulusalcı, sosyal şoven ve dahi ''devletten yana'' Ellerinde avuçlarında başka bir şey kalmadı ki!

Kapitalizm üzerinden bir taraflaşma yapılabilir mi?
Kapitalizme karşı değiller; özel mülkiyete karşı olmadıklarını kendileri söylüyorlar.

Sosyalizm üzerinden yapılabilir mi?
Mümkün değil.

Emperyalizm üzerinden?
Anti-emperyalist olduklarını, Amerikan emperyalizmi ile hiçbir ilişkilerinin bulunmadıklarını, ABD'de ofis açmadıklarını, Biji Obamacılığın üç beş kendini bilmez tarafından ortaya atıldığını söyleyebilirler mi?

Ya Eşme Ruhu?

Tekrar olacak; ''iyi ama bunları boşuna söylüyorsunuz, kürt hareketi sol-sosyalist değil ki'' diyenlere bir kere daha hatırlatmak gerek!

İyi de, biz sosyalistiz!




Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
abbas
[ emeğin gücü ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 21.12.2013
İleti Sayısı: 830
Konum: Ankara
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: abbas
Cevap Tarihi: 03.04.2016- 14:00


Sol için geç yorumlar bunlar, bu ayrışma çok daha önce başlatılmalıydı. Zaman kaybı sola da ülkeye de çok şey kaybettirdi.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
gekas
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: gekas
Cevap Tarihi: 03.04.2016- 14:25


"Kürt hareketi sol-sosyalist değil ki" diyenlere şunu sormak gerekiyor. Peki kürt hareketi ne? Ne istiyor?



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
hakkı
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: hakkı
Cevap Tarihi: 03.04.2016- 20:52


Kürt hareketi milliyetçidir. Kürt hareketi teröristtir. Kürt hareketi İslamcıdır .Kürt hareketi anti solcudur. Kürt hareketi anti emperyalist değildir.

Bunların hapsini kabul ettik var sayalım .Kürt hareketi demedin bir çözüm üretilebilir mi üretilirse bu topluma veya toplumun bir kesimine ne denir.

Kürt hareketine muhalif olmadan ne söylenebilir.

Bu ülkede aktif nüfusun yarısı bankalara borçlu bu borçluların % 25 i icralık borçluluk oranı mılli gelirin 2 katını geçti bu ülke halkarının yarısı psikolojik bunalımda bir çoğu anti deprosyon ilacı kullanıyor. Çalışabilecek nüfusun % 30 u işsiz bir çok insan meslek okuduğu halde mesleği dışında işler yapmakta

Bu insanlar KPSS sınavlarını kazanacağım diye eşek gibi çalışmakta buna rağmen % 60 elenmektedir.
Bu kadar toplumsal sorun varken çözüm hiç görünmezken Kürt siyaseti dışında söyleyecek sözü olmayanlar ne söyleyebilir ki bu insanları farklı bir alana baktırabilsin.

İşte sorunlar ortada bu sorunlara toptan çözüm yerine bu insanlara cesaretle söyleyecek sözü olmayanların Kürt hareketi kötüdür demekten başka ne sözleri olabilir.

Hadi söyleyin ünversiteler bilim üretmiyor işte sağlamıyor o okullara gitmeyin sizi süt veren inek gibi görüyorlar deyin. Hadi söyleyin bankalar gitmeyin kredi kartlarını kırın atın onlar emperyalist hırsız dır deyin. Hadi söyleyin AVM leri terk edin onlar küresel soyguncuların tuzaklarıdır 80 sente üretikleri NİKE ayakkaplarını size 200.250 liraya satıyor deyin.
Hadi söyleyin ihtiyacınız olmayan tüketim maddelerine el sürmeyin .Hadi söyleyin otomobillerinizi terk edin onlar hem havayı kirletiyor hem trafiği çekilmez yapıyor deyin.

Hadi söyleyin kürt hareketi demeden kurtuluş yolunu söyleyin .

Bir şeye muhalif olunması kolaydır, hedef göstermek zordur. İşte onun için cesaret bilgi ve risk almak gerekir.
Bu güne kadar hedef gösterilen sosyalizmin düştüğü durum .Şimdi bundan sonra ne söylenecek yığınlara yanılmışız mı denecek, bir daha yanlış yapmayacağız mı   denecek. Ne denecek.

Dünyaya söyleyecek sözümüz olmadığı için söyleyemiyoruz yoksa her kes biliyor kürt hareketinin sınırlarının nerden başlayıp nerde biteceğini.

Kürt hareketine ilgi duyan insan bu ülke nüfusunun % 10 u diğer % 60 ortada duruyor. Hadi sorunu ve çözüm söyleyin % 60 a . Bir avuç azınlığa değil büyük çoğunluğa söyleyecek sözümüz yoksa bunu düşünmemiz gerekir.




Bu ileti en son hakkı tarafından 03.04.2016- 21:04 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
munzur
[ .... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 19.12.2013
İleti Sayısı: 1.075
Konum: Gizli
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: munzur
Cevap Tarihi: 03.04.2016- 23:24


Dünyaya söyleyecek sözümüz olmadığı için söyleyemiyoruz

Hakkı bey, senin dünyaya söyleyecek sözün olmayabilir ancak bizim söyleyecek sözümüz her zaman var. O da bilimsel sosyalizm, komünizm.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
hakkı
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: hakkı
Cevap Tarihi: 04.04.2016- 09:40


Alıntı Çizelgesi: munzur yazmış

Dünyaya söyleyecek sözümüz olmadığı için söyleyemiyoruz

Hakkı bey, senin dünyaya söyleyecek sözün olmayabilir ancak bizim söyleyecek sözümüz her zaman var. O da bilimsel sosyalizm, komünizm.




Evet Munzur.
Dünya yuvarlaktır .



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
ayhan
[ .... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 05.12.2013
İleti Sayısı: 1.076
Konum: Tekirdağ
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: ayhan
Cevap Tarihi: 04.04.2016- 10:43


Alıntı Çizelgesi: gekas yazmış

"Kürt hareketi sol-sosyalist değil ki" diyenlere şunu sormak gerekiyor. Peki kürt hareketi ne? Ne istiyor?



Onlar ''KÖH'' diyorlar!



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
munzur
[ .... ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 19.12.2013
İleti Sayısı: 1.075
Konum: Gizli
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: munzur
Cevap Tarihi: 04.04.2016- 14:09


Alıntı Çizelgesi: hakkı yazmış

Alıntı Çizelgesi: munzur yazmış

Dünyaya söyleyecek sözümüz olmadığı için söyleyemiyoruz

Hakkı bey, senin dünyaya söyleyecek sözün olmayabilir ancak bizim söyleyecek sözümüz her zaman var. O da bilimsel sosyalizm, komünizm.




Evet Munzur.
Dünya yuvarlaktır .



Problemin de bu, dünyanın yuvarlak olduğunu bir türlü kabul etmiyorsun.



Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan: Sol, CHP ve HDP gölgesinden çıkmalı... melnur 0 626 07.09.2022- 00:29
Konu Klasör Adını koyalım artık: Faşizm... melnur 5 2946 12.03.2021- 00:48
Konu Klasör S.Demirtaş: Artık AKP'yi değil, geleceği konuşmalıyız melnur 3 2282 29.03.2022- 05:36
Konu Klasör ‘Artı değer’ tezi boş çıktı: Marx yanıldı… melnur 0 4 14.04.2024- 08:02
Etiketler   Sol,   artık,   PKK,   vesayetinden,   çıkmalıdır
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS