SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 3 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   1   2   [3] 
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
Alisan
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: Alisan
Cevap Tarihi: 02.08.2016- 14:12


Alıntı Çizelgesi: KARINCA yazmış

"Gecmiste secim olmadan iktidarlar ele gecirildi, kimisi halk ayaklanmasiyla yapti, kimsi darbelerle yapti, kimisi ise savas sonuclariyla elde etti,.....
Neden iktidar icin bu yöntemler gerekli? " (Alişan)
Öncelikle İKTİDAR OLMAK   ile HÜKÜMET OLMAK arasındaki farkı anlamak gerek.
Hükümet olmak için SANDIK yeterlidir.
Çünkü HÜKÜMET,İKTİDARDAKİ SINIFIN ,siyasal ve ekonomik alandaki yürütücüsüdür.
SANDIKTAN ÇIKANLAR sistem partileri olduğundan,İKTİDARDAKİ SINIF için bunların biribirilerinin yerini alması çok fazla önemli değildir.
Ama İKTİDARDAKİ SINIF iktidarını,karşıt sınıfa gümüş tepsi içersinde sunmaz!
İktidarı bırakmamak için her türlü zoru ve baskıyı uygular.
Kendine bağlı kolluk güçlerini İKTİDARINI elinden almak isteyen güçlerin üzerine gönderir.
Buna karşı saf bir Demokrasi anlayışı ileri sürmek,en baştan bu İKTİDAR KAVGASINI kaybetmek anlamına gelir.
Bizler MESİH değiliz,bize tokat atana,öte yanağımızı uzatalım.


Sayin KARINCA bakin ben ack ve net bir sekilde sunu söylüyorum, "Iktidar zorla alinir" cümlesini bu dünyada yasayanlar en az 100 yildir duyuyor ve dolayisiyla Türkiye'de de durum aynisi. Alacaklari iktidarin yiktiklarindan ne kadar iyi olacagini ben sadece bir soru olarak birakiyorum (gecmiste öyle olduklarini söyleyen sistemin nasil sonuclandigini ve halka neler verdigini daha dogrusunu neler vermedigini gördük) ama bu bir nihai hedeftir.
Ben diyorumki insanlarin, emekcilerin, yoksullarin, ....... erismek istedikleri kisa vadeli hedefleride var, cözüm bekleyen sorunlarida var,....
Yerel alanlarda belediyelikcilikle bazi sorunlara el atilabilinir, meclise gidip ve hatta hükümet olunup halkin sorunlarini daha acik ve net sekilde masaya yatirabilirler, cözümler üretebilirler,.....
Bakin hepimiz yeri gelince devamli Bati Avrupa Demokrasisinden bahsederiz, örnek olarak gösteririz,..... Buyurun iste size basit bir cözüm yöntemi, önce ülkenizin siyasal, kültürel ve ekonomik düzeyde bati ülkeleri düzeyine gelmesini saglayin. Bunu yapmak isinde yegane yol "sokak" degildir. Ben artik sadece güzel sloganlarla kendimi tatmin etmiyorum, her seye muhalefet olmakla yetinmiyorum,....... demokrasi cercevesinde cözümden yanayim ve bunun yegane yolu halka inmektir, onlarin adina ahkam kesmek degil.
Diger taraftan benim burada bazi arkadaslarin cok büyük konusup amam hic bir sey yapmadiklarina dikkat cekmek amacli olarak "Iktidar sandikta degil sokakta alinir" sözüme degindim. Bu arkadaslar ve arkasinda olduklari parti ve örgütler ne yazikki birakin iktidari zorla almayi sokaga dahi cikmiyorlar ama genede baskalarini begenmiyorlar.




Bu ileti en son Alisan tarafından 02.08.2016- 14:54 tarihinde, toplamda 2 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
hakkı
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: hakkı
Cevap Tarihi: 10.08.2016- 22:11


Tarafımdan silindi yanlış gönderilmiş.




Bu ileti en son hakkı tarafından 21.08.2016- 09:24 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
Alisan
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: Alisan
Cevap Tarihi: 11.08.2016- 16:14


Alıntı Çizelgesi: hakkı yazmış

Alıntı Çizelgesi: melnur yazmış

Şöyle olabilirdi; çok değil üç beş solcu-sosyalistin sürekli katılımı sağlanabilir, bunlarla solun-sosyalizmin politik yönelimlerinin hangisinin doğru veya doğruya yakın olduğu konuları tartışılabilirdi. Ama bunun da siz ve ne olduğunun farkında bile olmayan Sn.Kaçak ve Sn.Hakkı'yla olamayacağı da belliydi. SOLpaylaşım'da gerçekleşmeyen budur. Bu yüzden sanırım bundan sonrası da bugünlerden farklı olmayacak.



Sn Melnur

Bu ön yargıları hiç bırakmayacaksınız biliyorum ama bu kafa iktidar olma kapasitesi taşımıyor.

İktidar düşünüyorsan bütün seçenekleri deneyeceksin. Marx 1872 de işçi sınıfı barikatları terek etti ve kendi partisinde seçim yolunu denemektedir diyor.

Bu gün farklı seçenekler daha çok var. Bu gün mülksüzler daha fazla ve kaybedenler daha çok .Ama siz size benzemeyen herkese bir sıfat buluyorsunuz bu sıfatlanma sadece sizde yok size karşı olan solcularda tersten sizin gibi düşünüyor .

Siz benim gibi düşünenlere liberal yaftası yapıştırıyorsunuz sizin tesiniz olan bazı solcularsa sosyal faşist diyor.

Ben gerçekten neredeyim. Sizlerin bana koyduğunuz sıfatlara göre en doğru yerdeyim. Bir insan aynı düşünceleri söylediğinde hem sosyal faşist hem Liberal olmuyor.

Evet her koşulda demokrasiyi savunuyorum hem de ödünsüz. Öyle kağıt üstünde deyil reel hayatta savunuyorum.

Eğer sınıflı toplum varsa demokrasi avunulmalıdır hem de hiç ödünsüz.

Sol paylaşımda gerçek olan kimsenin kitap okumadığı her kesin ezbere konuştuğu Bilgiye dayanmayan fikirler ancak inandırılan müridlerde olur. İşte buradaki katılımcılar büyük çoğunlukla bunlardan ibaret.

Sn KAÇAK Sn ALİŞAN ve BEN (hakkı)   bu forumdan gittiğimizde burası katılımcı dolacaksa biz yazmayız, sadece okuyucu olur bilgilerden faydalanırız.


Sayi Hakki cok dogru yazmissiniz. Sayin Melnur kendi eksigini görecek bir siyasi degerlere sahip degil, onlar öyle yetistiriliyorlar, hocalari görmüyorki talebeleri nasil görsünler.
Bunlarinkisi aynen "oynamak istemeyen gelinin yerim dar" demesine benziyor. Neymis efendim bu Forumun ilerlemeyisinin nedenleri sizin, benim ve buradan zorla kovulan diger arkadasin burada yazmasiymis. Buna resmen takkiyecilik denilir, kendi beceriksizliklerini, cözümsüzlükleri baskalarina mal etmektir, kilif aramaktir,...
Bakiniz bunlar siyasi alanda dacayni takkiyeciligi gösteriyorlar, kisa vadede halkin sorunlarina cözüm aramak icin parlementoya girip caba harcamak yerine, cözüm üretmek yerine,..... oralara girmemek icin, sorumluluk almamak icin ellerinden geleni yapiyorlar. Herhalde parlementoyada aynen buradan kacanlar gibi   "Parlementoda AKP, CHP, MHP ve HDP" oldugu icin girmiyorlar,.... Beyefendiler burada oldugu gibi herhalde parlementoda da tek baslarina kendi kendilerine olmak istiyorlar.
Oysa gercekler cok baska, bunlarin ne buradaki soruna ne halkin sorununa verecek cözümleri var, konusmaktan öteye gidemiyorlar, halki hice sayiyorlar,....

Son olarak bende sizin söylediginiz gibi madem gercek "Socularin" buraya gelmeme nedenleri arasinda bende varim, gelsinler hemen cikayim ve sadece izleyeyim.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
hakkı
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: hakkı
Cevap Tarihi: 21.08.2016- 09:59


Alıntı Çizelgesi: KARINCA yazmış

"Gecmiste secim olmadan iktidarlar ele gecirildi, kimisi halk ayaklanmasiyla yapti, kimsi darbelerle yapti, kimisi ise savas sonuclariyla elde etti,.....
Neden iktidar icin bu yöntemler gerekli? " (Alişan)
Öncelikle İKTİDAR OLMAK   ile HÜKÜMET OLMAK arasındaki farkı anlamak gerek.
Hükümet olmak için SANDIK yeterlidir.
Çünkü HÜKÜMET,İKTİDARDAKİ SINIFIN ,siyasal ve ekonomik alandaki yürütücüsüdür.
SANDIKTAN ÇIKANLAR sistem partileri olduğundan,İKTİDARDAKİ SINIF için bunların biribirilerinin yerini alması çok fazla önemli değildir.
Ama İKTİDARDAKİ SINIF iktidarını,karşıt sınıfa gümüş tepsi içersinde sunmaz!
İktidarı bırakmamak için her türlü zoru ve baskıyı uygular.
Kendine bağlı kolluk güçlerini İKTİDARINI elinden almak isteyen güçlerin üzerine gönderir.
Buna karşı saf bir Demokrasi anlayışı ileri sürmek,en baştan bu İKTİDAR KAVGASINI kaybetmek anlamına gelir.
Bizler MESİH değiliz,bize tokat atana,öte yanağımızı uzatalım.




Sn KARINCA ne güzel kaçış planları yapmışsın geçmişte seçim siz iktidarlar denendi.

Sen devrimi yapacak kadar halkın gönlüne girmişsen seçim yolu ile de iktidar olursun Asıl konu sana bu şansı iktidar güçlerinin verip vermemesi.
Ne diyor Engels, önce sen silah kullan mösyö burjuva. Yani sen silah kullanmazsan biz hiç kullanmayız Peki silah kullanmadan iktidara nasıl gelinir.
Kan dökmeye çok mu hevesli devrimciler.
Devrimciler seçimleri hiç denemeyecek se niçin Legal partiler kuruyor.

Devrimciler bütün yasal yolları dener hiç şansı kalmamışsa ancak silaha davranır.

Ayrıca demokrasi öyle senin anlattığın gibi korkunç bir şey değil ve demokrasi hiç bir kuşulda saf değildi zaten saf bir demokrasi olmaz.
Demokrasi bir yönetim biçimidir bir iktidar biçimidir. Bu yönetim biçiminde iktidardaki sınıfların kendi arlarında ki iletişimi sağladığı gibi, iktidar karşıtları tehdit oluşturduğunda kullanacakları silah dır. Demokrasinin başka adı diktatörlüktür.

Ama sürekli korku içinde yaşarsan tıpkı geçmiş sosyalist sistem gibi toplum hayatta hiç demokrasi ile tanışamaz.
1933 te Stalin artık burjuva kalmamıştır devlet halkın devletidir diyor ama yine demokrasi ile halk tanışamıyor yani kendi halkından korkan iktidar.
Bir hikaye var, adam karısını dövecek ama bir sebep bulması lazım aklına dövmeyi koymuş bir sefer. İşte o sistem aklına takmış korkularını her şeyden korkacak, küçük çaplı demokrasi denemeler bile yapmıyor ama desbotluğu hiç elinden bırakmıyor.

Bu yöntemler biz devrimci komünistlere miras kalmış ancak reddi miras yaptığımızda yeni şeyler düşünür ve üretiriz.Bu gün devrimciler halktan çekiniyor onlara yanaşamıyor onları kendi davalarına ikna edemiyor ve çeşitli bahanelerle ve geçmişten kalan mirasla iktidar kendilerine ikram edilsin diye bekliyorlar.

Önümüzde bir örnek var halbuki İşte HDP kürt halkının en az % 60 ının oyunu alıyor bir insanın gönlü alınmadan oyu alınır mı.Kendi bölgesinde iktidar .Ama 35 yıldır bir çok şeyi denedi bir çok alışkanlıklarını değiştirdi bir çok geçmişten kalan mirası red etti çeşitli siyasi itifaklar denedi bazılarını kurdu bazılarını kuramadı.

Niçin işçi sınıfı veya yoksul sınıflar seçim yolu ile iktidar denemesin. Niçin bu yoksul sınıflar ile devrimciler bağ kurmasın.
Kendini değiştirmeye karar veremedin mi senin için bahane çoktur. Çok güzel bir Anadolu sözü vardır Zaman sana uymuyorsa sen zamana uy denir. Türkiye toplumunun % 70 i yoksul ama devrimciler içinde yok. Birde bu devrimciler yoksulların iktidarını savunacak .Hayat kitaplarda yazıldığı gibi olsa idi proflar şimdi iktidardı.




Bu ileti en son hakkı tarafından 21.08.2016- 10:18 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
KARINCA
[ KARINCA ]
Yasaklı
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 31.10.2013
İleti Sayısı: 105
Konum: İstanbul
Durum: üye uzaklaştırılmış
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: KARINCA
Cevap Tarihi: 21.08.2016- 18:30


Hakkı Arkadaş;

Ben seni biraz akıllı biri sanırdım ama bende hayal kırıklığı yarattın!
El insaf arkadaş,İşçi Sınıfı İktidarı Burjuvaziden alırken zora başvurması,kendi istemi ile değil,karşıt sınıfın iktidarı vermemek için ,kendi sınıf egemenlik aracı olan Devleti kullanarak uyguladığı baskı ve zordan kaynaklanır.
Sen İşçi Sınıfının ve Burjuvazinin örgütlenme ve yığınlarla bir araya gelme koşullarını eşitmi görüyorsun.
Unutma Üretim araçlarını elinde tutan sınıf aynı zamanda Zihinsel Üretim Araçlarınıda elinde bulundurur.
Hoş bunu senin anlayabilmen çok zor.
Burjuvazi sana iktidarı gümüş tepsi içersinde sunmaz.
İktidarı vermemek için Devletin tüm kolluk güçlerini sana karşı kullanır.
Sana iktidarı almak için karşı şiddetin dışında başka bir seçenek tanımaz.
Sen iktidarı alış biçimi ile işçi sınıfının mücadele biçimlerini biribirine karıştırıyorsun.
İşçi Sınıfı siyasi erk mücadelesinde hiçbir mücadele biçimini mutlaklaştırmaz,koşullara göre her biçimi kullanır.
Sandıktan HÜKÜMET çıkar,İKTİDAR çıkmaz.
Sen önce bunu bir öğren.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.006
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 15.10.2018- 18:40


Forumlarda çok olağan(dı). Başlık bir başka, yazılanlar bir başka. Bunun önüne geçmek de pek mümkün olmuyordu. Burada da böyle olmuş; konu bir şekilde ''hükümet başka, iktidar başka''ya gelmiş.

Soru şu; seçimle devletin sınıfsal niteliğini değiştirebilmek mümkün mü?

Evet, soru çok basit ve aslında bunun yanıtı da öyle karmaşık değil.

Böyle bir örnek hiç yaşanmadı. Seçimle iktidara gelmek ve devletin sınıfsal niteliğini değiştirerek komünizme yürüyüşün   adımlarını atmak konusunda hiçbir örnek yok. Kabaca yaklaşıldığında bu konuya uygun bir teori de ortada yok. Bu yüzden olabilirliği ve olamazlığı konusunda yüzeysel yaklaşımlardan kaçınmak ve konuyu derinleştirmek önemli.

Soruyu şu şekilde ortaya koysak ve desek ki, kitlelerin ML bir partiyi çoğunluğu sağlayacak şekilde iktidara getirmesi mümkün mü? Tarihte örnek olarak Şili'de ALLENDE örneğinden söz edilebilir ve iktidarını Amerikan menşeli bir darbeyle yitirdiğini de ekleyelim. Allende'nin devletin sınıfsal yapısını değiştirmek gibi bir amacı var mıydı ve olsaydı bunu gerçekleştirebilir miydi, bilmiyoruz.

Bence en az bu konu kadar önemli başka bir konu var: Bir komünist partisi seçimle iktidara gelebilir mi? Kitleler tarihsel ve güncel çıkarlarının farkına vararak böyle bir partiyi ( kitlesel olarak) sahiplenip iktidara taşıyabilir mi? Zaman zaman Lenin'in altını çizdiği gibi, geniş kitlelerin eskisi gibi yönetilmek istemediği koşullarda tercihleri komünist partiler mi olur? Neden dinci veya faşist bir parti tercih edilmesin? Hitler örneği yaşandı bu dünyada. Sosyalizmin en güçlü olduğu bir ülkede koşullar devrime de uygunluk gösteriyorken Hitler faşizmine engel olunamadı ve kitleler büyük bir coşkuyla faşizmin iktidara gelmesinde etkin bir rol oynadılar.

Söylemek istediğim, seçimle iktidar olmak arasında bir korelasyon kurulmak isteniyorsa daha fazla sorgulayıcı olmak gerekiyor. Kestirme yanıtların konuların anlaşılmasında pek de yararı olmuyor.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.006
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 19.10.2018- 06:31


Bu sayfadaki bir iki yazıyı tekrar okudum. Demokrasiyi öne çıkartıyorlar, övüyorlar, Stalin dahil hemen hemen tüm solculuğu demokrasi karşıtlığı olarak niteleyip, sorunun da teşhisini koyuyorlar. Demokrasisizlik. ( Liberaller bu konuda sanal bir gerçeklik ve sorun çözücülük algısı yaratmış, ve bu da bazı arkadaşların zihinlerine kazınmış.) Sol demokrat olmadığı için halkın güvenini kazanamıyormuş. Teşhis bu. Ama hiç akıllarına gelmeyen bir şey var: Solcu, sosyalist ve hatta marksist olduğunu iddia eden bir yığın solcunun (gerçekte sol liberalin) savundukları tam da bu arkadaşların savunduklarının aynısı. Demokrasi. Partileri de var. Örnek Ufuk Uras. Partisi de var. Bir dönem demokrasi adına Kürt hareketinden parlamentoya da girdi. Belki bu yüzden iyi kötü tanınırlığı da var. Eee, peki neden sizin savunduğunuz şekilde ''halk ile barışıklık'' sağlanmıyor? Neden halkın güvenini kazanamıyor? Neden iktidara gelemiyor, neden sosyalizmi kuramıyorlar?

Hiç aklınıza gelmedi mi?

Hemen her koşulda bilimsel sosyalizme Stalin, ve demokrasi üzerinden saldırıyorsunuz, bilimsel sosyalizme olan düşmanlığınızı ortaya koyuyor ve liberal tezlerinizi solculuk adına savunuyorsunuz da, savunduklarınızı savunan partiler bile toplumsal alanda bir güç olamıyorlarsa söylediklerinizin bir problem olduğunu neden aklınıza getirmiyorsunuz?

Hiç düşünmediniz mi?

Ya da kerameti kendinden menkul solculuğun bu toplumda bir karşılığı olduğunu mu sanıyorsunuz??

Bilimsel sosyalizme düşmanlık yaparken az biraz da olsa bu tür soruların aklınıza gelmemesi tuhaf değil mi?




Bu ileti en son melnur tarafından 28.10.2018- 08:14 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 3 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   1   2   [3] 



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör SOLpaylaşım'ın solculuğu hakkında. melnur 0 3799 05.10.2013- 17:05
Konu Klasör CHP üzerine... melnur 5 4386 27.02.2019- 08:53
Konu Klasör Engels üzerine... melnur 2 1535 16.01.2022- 03:28
Konu Klasör Demokrasi üzerine... melnur 0 1169 16.03.2022- 07:46
Konu Klasör ''TİP'in hakkı'' ve TİP üzerine... melnur 9 665 26.03.2024- 05:46
Etiketler   SOLpaylaşım,   üzerine.
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS