SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
Ekim Devrimi 100 Yaşında           (gösterim sayısı: 4.611)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.955
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

36 kere teşekkür etti.
50 kere teşekkür edildi.
Konu Yazan: melnur
Konu Tarihi: 28.10.2016- 09:20


Ekim Devrimi 100 Yaşında
Hatice Eroğlu Akdoğan


İnsanın insanı sömürmesine, yeryüzünün insan tarafından yok edilişinin eşiğine getirilmesine karşı da çare bütün eşitsizlikleri, pislikleri temizleyecek olan devrimdir.

Resim Ekleme

                              “Okullarda çocuklarımız öğreniyor

                                        Ve gökte oğullarımız uçuyor

                                        Kızlarımız traktörleri sürüyorlar

                                        Ve bizde, memlekette bolluk hakim”

                                              (Bir Rus halk anlatımında köylülüğün Lenin’e hitabından)




Ezilenler ve emekçilerin, sömürü ve zulmü alt etmek için yüzyıllar öncesinden sürdürdükleri mücadele bundan 100 yıl önce Çarlık Rusya’da meyvesini vermişti. Tabi arada Paris Komün deneyimini bundan ayrı bir yerde tutarsak.

Ekim Devrimi 18. ve 19. yüzyıllarda Avrupa’da hüküm süren açlık ve sömürüye karşı yürütülen çetin mücadeleler ve olağanüstü savaş günlerinin, proletaryanın lehine değişmesinin büyük muştusunu taşıyordu.

Ekim Devrimi’nden çok değil, daha 46 yıl önce Paris proletaryasının iktidarı olan Paris Komünü, Alman-Fransız despotizminin ortak saldırısı sonucu dağılmış, tiranlar Komün savaşçısı ya da taraftarı diye şüphelendiği 100 bin emekçiyi acımasızca katletmişti. Yenilgi ağır; kayıplar korkunçtu. Aralarında Rus, Alman, İspanyol, Macar, Polonyalı, İtalyan devrimcilerin de bulunduğu komünarlar, son nefesine kadar emekçilerin kurtuluş şiarını dillerinden düşürmemişlerdi. Despotlar, ezilenler özgürlük için yeniden ortaya çıkmasınlar; ardıllarına umutsuzluğu miras bıraksınlar diye ortalığı tam anlamıyla ceset dağına ve kan denizine çevirmişlerdi. Oysa ten ölmüş, Komünün yüreği diri kalmıştı. Yıkıntılar arasından sağ çıkabilmiş bir komünar olan E.Pottier yüreğindeki sözleri tam da o sırada kâğıda dökmüştür.   “Bu kan denizinin ufkundan/ Kızıl bir güneş doğacak” daha sonra marş olarak bestelenen   Enternasyonal’i yazmıştı.

Pottier’in imgelemindeki güneş 25 Ekim 1917’de Çarlık Rusya’sındaki emekçilerin elleriyle doğmuştu. Ekmeği bölüştüren, yoksulu bağrına basan, yaşlılara-çocuklara elini uzatan, adaleti sağlayan Paris Komüncülerinin yüreği Ekim Devrimi’nde vücut bulmuştu. Bir bakıma Avrupa proletaryasının, kurtuluş bayrağını eline geçirmek için 19.yüzyılda yenilgi dersleriyle dolu, savaşı Rusya’da kazanılmıştı.

75 yıl yaşayan Ekim Devrimi insan özgürlüğünün, onurun, kardeşliğin, eşitliğin, birleştiriciliğin, dizginsiz gelişimin sayısız dersleriyle doludur. SSCB’nin dağılışı ise sosyalizmin yenilgisi değil, sosyalizm adına uygulanan yanlış politikaların iflasıdır.

Sosyalizm Ekim Devrimiyle birlikte artık bir düş, olası bir umut değil, kapitalist sömürü ve özel mülkiyetin üretenler ve çoğunluğun yararına dönüştürülmesinin somut gerçekliğidir. Üstelik bu gerçek salt SSCB topraklarıyla sınırlı kalmayıp başta Avrupa olmak üzere diğer kıtalarda da bir çok ülkede hayat bulmuş bir üretim biçimidir. Sosyalizmin insan için ne demek olduğunu ise bize en iyi anlatan şey üretimde, bölüşümde ve sosyal hayatta sosyalizm deneyimini yaşamış ülkelerin bugünkü durumu ile geçmişlerinin karşılaştırılmasında yatmaktadır.

Ekim Devrimi özgürleştirdi, birleştirdi, geliştirdi

Devrim öncesinde Rusya “Halklar Hapishanesi” olarak da nitelenirdi. Ruslar dışında hiçbir milliyetin kıymet-i harbiyesi; kimsesi, kimlik hakkı yoktu. Çar’a karşı muhalefet etmenin, hak istemenin ve isyanın cezası çok ağırdı. Karnı tok olanlar sadece despotun zincirinde birer halka olanlardı. Milyonlarca işçi ve köylü yığınları cehalet ortamında ölesiye çalışıyor ama yine de aç ve sefil ölüyorlardı. İşte Ekim Devrimi aç ve çıplak olarak yerlerde sürünen emekçi yığınları ayağa kaldırarak kendi yönetim erklerini sağlamaya başlamıştı. İşçileri, köylüleri, milliyetleri tutsak kılan zincirler parçalanmış, özgürlüğün, ilerlemenin kapıları sonuna kadar açılıvermişti. Üstelik bu devrim bir dünya savaşı ortamında doğup, yıllarca da burjuvaların ve zengin köylülerin çıkarttığı iç savaşın yıkıntıları karşısında tutunmayı başarmıştı.

Devrimden iki yıl öncesinde Çar’ın yaptırdığı bir araştırmaya göre Rusya imparatorluk topraklarının doğu kesiminde yerleşik hayattan uzak, kendilerine özgü dilleri olsa da okuma-yazma nedir bilmeyen topluluklar/milliyetler yaşıyordu. Ve araştırmayı yapan sosyal bilimcilerin öngörüsüne göre bu topluluklar ancak 100 yıl sonra gelişmiş yerleşik bir hayata geçebilirlerdi.   Rusya’nın özellikle değişik Türk boylarının yaşadığı doğu bölgesinde üretim kapalı, yaşam tarzı çok geriydi. Oysa Ekim Devrimi ile birlikte söz konusu toplumlar 10 yıl gibi kısa sürede tarımda ve sanayi dallarında uygulanan sosyalist ekonomi politikalarının birer halkası haline dönüşmüş, kendi dillerinde eğitim görmeye başlamışlardı. Ekim Devrimi ulusları özgürleştirmiş, yine bu temel üzerinde SSCB’yi kurmuştur.

Ekim Devrimi, kapitalizmin insan emeği üzerinden maliyet ve pazar hesabının zincirlerini de parçalamıştı. İnsan emeğinin dizginsiz gelişimini esas alan planlı ekonomi politikaları hedefinden sapmadan başarılara yeni başarı eklemiştir. 1928 Ekiminde başlayan Birinci 5 Yıllık Plan, hedefine 4 yıl 3 ayda ulaştı. Planın başlangıcındaki 1,5 milyon işsiz tamamen yok oldu. Planın uygulandığı yıllarda 1500 modern işletme kuruldu. Birinci 5 Yıllık Planı, İkinci 5 Yıllık Plan takip etti (1933-1938). Özellikle kırsal kesimdeki kapitalist kalıntıları yok etmeyi amaçlayan İkinci 5 Yıllık Plan’ın sonuna doğru sosyalist mülkiyet mevcut üretim fonunun %98.7’sine ulaşmıştı. İkinci 5 Yıllık Plan SSCB’yi birinci plana göre 4 misli, 1917’deki duruma göre 14 misli büyütmüştü. Kıyaslamalı olarak şu bilgiyi vermek de yine o derece önemli: 1933 yılında sanayi gelişimi ABD’de %64.9, İngiltere’de 86.1, Almanya’da 66.8, Fransa’da 77.4 iken SSCB’de 201.6’dır.

Kapitalizm pazara sosyalizm insana yatırım yapar

Kapitalist sistem özü gereği insan emeğinin özgürce harcanması ve gelişimi önünde engeldir. İşçiyi sokağa atar, işsize kapılarını kapatır, evine, iş yerine yüksek duvarlar örerek sefalete sırt çevirip, gözünü kapar. Oysa Ekim Devrimi işsizliği ortadan kaldırdığı gibi, işçinin insanlık ve sosyalist toplum yararına tüm enerjisini, yaratıcılığını ortaya koymasına olanak tanımıştır. İkinci 5 Yıllık Plan sürecinde çalışanlar ortaya çıkardıkları ürünü misli misli fazla üretmeye başlamışlardı. Demirin işlenmesinden, kömürün çıkarılmasına kadar her alanda insanın emeği ile iradesi arasında müthiş bir yarış ve sosyalizmin tüm bu fazlalıkları sindirebilecek bir mekanizması vardı. Tek bir otun yeşermediği çorak topraklar Sovyet insanının yaratıcı zekası ve gücü sayesinde canlanıp yeşermiştir.

İlk 5 Yıllık Plan sonucunda elde edilen   20,5 milyar ruble ulusal gelir, İkinci 5 Yıllık Plan sonucu 50,5 milyar rubleye yükselmiştir.

Çarlık Rusya’sında okuma yazma bilmeyenlerin oranı %76 idi. Devrim bu cehaleti de hızla ortadan kaldırmaya başladı. 1934 yılında okuma-yazma bilmeyenlerin oranı %10’a düşmüştü. Yine Çarlık Rusya’sında 91 yüksek okul varken, SSCB’de İkinci Dünya Savaşının başında bu sayı 778’e yükselmişti. Aynı yıllarda eski Rusya’da 153 tiyatro, SSCB’de ise 729 tiyatro vardı.

Rakamlar akla gelebilecek her alanda devrim öncesi ve devrim sonrası, hatta en gelişmiş kapitalist ülke ve hatta eski SSCB topraklarındaki bugünkü ekonomik, sosyal, siyasal tabloyla karşılaştırıldığında Ekim Devrimi’nin başta SSCB halkları olmak üzere bütün insanlığa ayna tutan nasıl bir başarıya imza attığı daha iyi görülecektir.

İkinci Dünya Savaşı sonrası tıpkı 1871 Mayıs ayı Paris’inde olduğu gibi ortada bir kan denizi ve enkazı vardı. Sosyalist yönetim enkazın üstünden kısa sürede doğrularak ülkeyi kısa sürede her açıdan onarmayı başarmıştı. Söz konusu başarı hiçbir kapitalist sistemin ne geçmişte ne de günümüzde gösterdiği bir başarı değildir. Çünkü sömürünün hakim olduğu kapitalizmde insan emeği kâr ve pazar ilişkilerine tabidir. Bunun sonucu yoksulluk, yokluk ve işsizlik had safhadadır. İnsanı koşullandırıp, kuşatan çevre   bir kâr ve sömürü aracıdır; kirletilir ve katledilir. Kafa ve kol emeğinin gelişimi kapitalist ilişkilerinin   yasalarıyla sınırlıdır. Sosyalizmin aksine sömürü toplumunda dinamik genç unsurlar işsizliğin yakıcı ortamında körelip harcanırlar. Sovyet devrimi ise köylerdeki okuma yazma bilmeyen çobanların, toprakta ilkel usullerle tarım yapan kadınların kendi alanlarında verimli olabilmek için enstitü bitirmeye kadar ilerleyen eğitimlerinin sayısız örnekleriyle doludur.

Daha çok Ekim Devrimi

Ekim Devrimi’nin önemini, anlamını daha da iyi kavramak için rakamları, karşılaştırmaları bir yana bırakıp SSCB’nin dağıldığı 1991 yılından sonraki eski Sovyet ülkelerindeki duruma şöylece bakmak da yeterli: Ekonomik belirsizlik ve durağanlık, gelir dağılımı arasındaki uçurum ve işsizlik… Siyasal açıdan gerilik olan monarşik ve otokratik yönetim biçimleri. Sosyal hayatta sefalet; Geçmişte vatan savunmasında kazanılmış madalyaların işportaya çıkışı, fuhuş, dolandırıcılık, mafya yapılanması, emek ve eğitim göçü… Öncesinde birbirine kardeş, şimdilerde düşman olan milliyetler;   Rusya, Ukrayna, Gürcistan, Çeçenistan, Azerbaycan, Estonya, Ermenistan vd.   Bitmeyen toprak ve ham madde kavgaları…

Salt eski Sovyet topraklarında yaşayan milliyetler, halklar için değil bütün insanlığın içinde bulunduğu acımasız yaşam şartları için ne denebilir ki; Yüz kez, bin kez “Yaşasın Ekim Devrimi” demekten başka…

İnsanın insanı sömürmesine, yeryüzünün insan tarafından yok edilişinin eşiğine getirilmesine karşı da çare bütün eşitsizlikleri, pislikleri temizleyecek olan devrimdir. 100 yıl önce gerçekleşmiş, 75 yıl yaşamış Ekim Devrimi bunun deneyimleri ve dersleri ile doludur.

http://gezite.org/ekim-devrimi-100-yasinda/




Bu ileti en son melnur tarafından 28.10.2016- 09:20 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.955
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 12.11.2016- 23:13


Büyük Ekim Devrimi 99 yaşında: Sosyalizm gerici vaazlara karşı verilmiş bir yanıttır

İnsanlık tarihinin en büyük eylemi olan Ekim Devrimi’nin üzerinden 99 yıl geçti. Ekim Devrimi işçilerin, emekçilerin ve köylülerin Bolşevik Parti öncülüğünde Çarlık rejimini yıkarak iktidarı aldığı, binlerce yıldır insanlığın barış içerisinde eşit ve özgürce yaşama düşünü somut bir gerçeğe dönüşmesin adımıdır.

Bu adım insanlık tarihin büyük bir yıkımla ve barbarlıkla karşı karşıya kaldığı bir zeminde atılmıştır. Emperyalizmin dünyadaki paylaşım savaşı binlerce emekçiyi kendi egemenlerin çıkarları için karşı karşıya getirmiştir. Savaş binlerce insanın ölümüne yol açmış, onları açlığa sürüklemiştir.

“Ekmek, barış ve toprak”

Savaşın bir tarafı olan Çarlık Rusyası’nda da yıkım büyüktü. Binlerce emekçi cephelerde ölüyor, cephenin gerisinde kalanlar ise açlıktan kırılıyordu. Bolşevikler Çarlık Rusyası’nda işçilere ve yoksul köylülere üç temel vaatte bulundular: “Ekmek, Barış ve Toprak”

İşçiler ve yoksul köylüler Bolşeviklerin öncülüğünde üç temel istekle ayaklanıp Ekim Devrimini gerçekleştirdiler. Ekim Devrimi gerçekleşir gerçekleşmez halkın bu üç temel talebini karşılamaya başladılar. Ekim Devrimi tüm bunlarla birlikte emekçilerin emperyalist paylaşım savaşına da etkili bir darbesi oldu.

İlk işçi devleti

Ekim Devrimi ile birlikte sosyalizmin temelleri atılmaya başlandı. Dünyadaki ilk işçi devleti, halklar hapishanesi olan Çarlık Rusyası’nda birçok ulusun dilini, kültürü korumayı ve geliştirmeyi sağladı.

Aynı zamanda devrimin hemen sonrasında kadınların temel hakları güvence altına alınırken, Lenin’in söylemiyle “Eski, kadını köleleştiren yasalardan geriye taş üstünde taş kalmamıştır.” Bununla birlikte insanların yeryüzündeki eşitlikçi sistemini kuran Sovyetler Birliği, uzay çağını 1957 yılında uzaya ilk yapay uyduyu ve 1961 yılında da ilk insanı uzaya göndererek başlatıyordu.

Faşizmi yenen de Sovyetler Birliği oldu

Dünya Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği ile artık emperyalistlerin istedikleri gibi insanlığın başına çoraplar öreceği bir dünya olmaktan çıkmıştır. İlk işçi devleti Sovyetler Birliği 70 yıl boyunca emperyalist işgallere, müdahalelere karşı bağımsızlık savaşlarını desteklemiş emperyalist saldırganlığı sınırlandırmıştır. Sovyetler Birliği 2. Dünya Savaşı’nda Hitler faşizmini 20 milyondan fazla insanını kaybederek yenmiş ve insanlığı faşizmden kurtarmıştır. Sovyetler Birliğinin varlığı tüm dünyada emekçilerin ekonomik,sosyal ve siyasal haklarının genişlemesini sağlamıştır.

20. yüzyılın başlangıcı Ekim Devrimi ile birlikte sosyalist devrimlerin de başlangıcı oldu. Sosyalizm sadece Çarlık rejiminin sürdüğü topraklarda değil, tüm dünyada emekçilerin önündeki buzu kırmış yolu açmıştır. Sermaye egemenliği altında yaşayan birçok ulusun proleterleri bu yolu izleyecek ve birçok ülkede iktidara alacaktır.

Sosyalizm gerici vaazlara karşı verilmiş bir yanıttır

İnsanlık tarihinde, sınıflı toplumların oluşmaya başladığı andan itibaren tüm egemen sınıflar insanlığın eşit ve özgürce yaşama düşünün akıl dışı olduğunu, fıtrata aykırı olduğunu vaaz edip durdular. Egemen sınıflara göre yoksullar kaba saba cahil insanlardı sürekli yönetilmeleri gerekirdi. Ekim Devrimi binlerce yıldır tekrar tekrar söylenen bu vaazı emekçilerin kendi kaderlerini ellerinde alacakları işçi sınıfı iktidarı ile yanıtlamış oluyordu.

Ekim Devrimi sadece yaşandığı tarihi değil günümüzü de aydınlatmaya, bizlere yol göstermeye devam ediyor. Bu noktada Lenin’in şu sözünü hatırlamakta sonsuz fayda var: “Biz başlangıç yaptık. Ne kadar zamanda, ne zaman, hangi ulusun proleterleri bu eseri sonuna vardırırlar, bunun önemi yok. Önemli olan buzun kırılmış, yolun açılmış ve gösterilmiş olmasıdır.”

Bize yeni Ekim’ler gerek

Sosyalizmin 1990’larda çözülmesiyle emperyalist saldırganlık artmış, tüm dünyada savaşlara yıkımlara yol açmaya başlamıştır. Sermaye diktatörlüğü ve emperyalizm, emekçilerin tüm kazanımlarına göz dikmiş onları budamaya çalışmaktadır.

Emperyalist saldırganlığı, gericiliği ve savaşları yeni Ekimler yaratarak, emekçilerin kapitalizmi yenmesiyle, dünya üzerinde kurulacak sosyalist devletler ile yenebiliriz.

O yüzden bir kere daha ve daha güçlü: Bize yeni Ekim’ler gerek.

http://gazetemanifesto.com/2016/11/07/buyuk-ekim-devrimi-99-yasinda-sosyalizm-gerici-vaazlara-karsi-verilmis-bir-yanittir/



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.955
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 13.11.2016- 01:56


Büyük Sosyalist Ekim Devrimi bir müjdedir
Çınar Çimen



Büyük Sosyalist Ekim Devrimi insanlığın sömürüsüz bir topluma doğru kurtuluşunu müjdeler! Bu devrim insanlık tarihinde yeni bir devri, hâlâ içinde bulunduğumuz devri açmıştır. Ekim 1917'den beri insanlığın kapitalist toplumdan sosyalist topluma doğru devrimci yürüyüşü sürmektedir. 1917 Ekimi'nden 1989-91'e kadar sosyalizm Sibirya'dan başlamak üzere, Kafkaslar'a, Orta Asya'ya, Çin'e, Vietnam'a, Kore yarımadasına, Avrupa'nın doğusuna, güneyine ve hâttâ ortasına ve Latin Amerika'ya kadar dünyanın çok büyük bir bölümünde galibiyetini ilan etmiştir.

Sosyalist dünya sisteminin 1989-91'deki geçici, karşı-devrimci yenilgisi, insanlığın hâlâ kapitalizmden sosyalizme geçiş döneminde olduğu gerçeğini değiştirmez (zaten Lenin'in de dedigi gibi, insanlık tarihinin tek yönde ve kesintisiz bir şekilde ileriye doğru geliştiğini düşünmek ve beklemek, bilimsel/diyalektik materyalist bir tutum degildir). İnsanlık tarihi hiçbir zaman kesintisiz bir şekilde sürekli ileriye doğru gitmemistir - hep inişli çıkışlı olmuştur. İnsanlık tarihindeki devrimci dönüsümlere ve ilerlemelere, kimi zaman eski toplumsal düzenin karşı-devrimci restorasyonu cevap vermiş ve eşlik etmiştir. Ama insanlık tarihi boyunca eninde sonunda her zaman devrimci dönüşümler mutlak zaferlerini ilan etmişlerdir. İnsanlığın tarihindeki devrimci dönüşümler ve ilerlemeler - ilkel komünal toplum evresinin çözülmesinden bu yana - amansız sınıf mücadelelerinin sonucudur. Sınıf savaşımları karşıt sınıflar arasında yaşanmış ve toplumlar tarihindeki ilerlemenin temel yasası olan üretici güçlerin gelişmişlik düzeyi ve üretim ilişkileri arasındaki zorunlu uygunluk yasasının toplumların tarihini ileriye doğru dönüştürmesini mümkün kılmış ve hızlandırmışlardır. Bunlar insanlik tarihinin nesnel gerçekleridir.

Bizler, yani işçi sınıfı ve toplumun diğer bütün emekçi sınıf ve katmanları olarak, insanlık tarihinin bu nesnel yasalarına yaslanmak zorundayız ve tarihinin bize verdiği misyonu gerçeklestirmek zorundayız. Bu tarihsel misyon kapitalist üretim ilişkilerinden, sosyalist üretim ilişkilerine ve böylece sömürüsüz bir toplum formasyonuna devrimci geçiştir. Tarih boyunca çökmekte olan toplumsal düzenler ve onların taşıyıcısı olan toplumsal sınıflar insanlık tarihinin üstte değinilen temel yasalarına mutlak bir şekilde karşı gelememişlerdir ve eninde sonunda tarihin çöp yığınında yerlerini almak üzere tarih sahnesinden çekilmişlerdir. Bu gerçek çağımızda da geçerlidir.

Resim Ekleme

Ekim 1917'den bu yana çökmekte olan emperyalist-kapitalist sistem ve onun taşıyıcısı olan burjuvazi (sermaye sınıfı) her ne kadar kaçınılmaz sonuna dirense de ve bu yönde kendi adına başarılar elde etmis de olsa (örneğin 1989-91'de sosyalist dünya sisteminin emperyalizm tarafından geçici bir mağlubiyete uğratılmış olmasi), kendi kaçınılmaz sonunu ve sosyalizmin mutlak galibiyetini engeleyemeyecektir. Üstelik kapitalizm 1989-91'deki yapmış olduğu büyük karşı-devrimci hamleye rağmen, sosyalizmi yeryüzünden bütünüyle silmeyi yine de başaramamıştır. Dünyamızda uluslararası emperyalist-kapitalist sistemin her yönden devasa saldırısına rağmen, hâlâ ayakta duran ve insanlığın hümanist değerlerini savunan ve yaşatan - örneğin Küba Cumhuriyeti veya Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti gibi - sosyalist ülkeler vardır.

İnsanlık bütün tarih boyunca, en karanlık dönemlerde bile, aldığı bütün büyük yenilgilerden boyun eğmeyerek sıyrılmayı ve tarihin tekerleğini ileriye doğru hareket ettirmeyi başarmıştır. Bu başarılar, üstte değindigim emekçi yığınların çetin mücadelelerinin ürünüdür. İnsanlık bugünün karanlığından da - hem uluslararası ölçekte, hem de Türkiye ölçeğinde - çıkmayı ve sosyalist bir toplumu kurmayı başaracaktır. Ama bu sadece işçi sınıfının ve diğer bütün emekçi halk kitlelerinin vereceği çetin ve örgütlü mücadeleler sonucunda gerçekleşecektir. Türkiye’mizde de bizler, işçi sınıfı ve emekçi halk olarak , kararlı ve örgütlü bir mücadele verip, bu mücadelemizi hızla büyütürsek, ülkemizi bu karanlıktan çıkarıp, eşitlikçi, özgürlükçü, aydınlanmacı ve bağımsız bir geleceğe, yani sosyalist bir geleceğe taşırız. Yeter ki korkmayalım ve örgütlenelim!

Insanlığın sosyalizme doğru yürüyüşü sürmektedir - Ekim 1917'den beri! Selam olsun yolumuzu aydınlatan ve mutlak kurtuluşa ilk kapıyı aralayan Ekim Devrimi'ne!

  http://haber.sol.org.tr/blog/serbest-kursu/cinar-cimen/buyuk-sosyalist-ekim-devrimi-bir-mujdedir-174918



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.955
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 15.11.2016- 12:49


Boyun Eğmeyenlerin Büyük Ekim Devrimi 99 yaşında

Cengiz Kılçer

Sosyalizmin zaferi Büyük Ekim Devrimi, (Miladi takvime göre 6-7 Kasım 1917) insanın dik duruşu ve iki ayak üzerinde yürüyüşünün evrimine dâhildir.

“Büyük tarihsel olaylar, insan ruhunda sadece hüzün ve coşku gibi sıradan duygular uyandırmaz, acıyı ve kötülüğü yenme gücü vererek insanı sıradanlıktan uzaklaştırır.” Konstantin Fedin’in “Olağandışı Bir Yaz” adlı romanı bu cümleyle başlar.

Modern çağlara girişinden bu yana dünya tarihi bir devrimler sürecini yaşadı.

1789 Fransız Devrimi insan yaşamının bu yeni evresinin ilk dönüm noktalarından birisiydi. Fransız Devrimini inceleyen Engels “(…) devletin iç zorunun, şimdiye değin hemen her siyasal iktidar bakımından belirli bir aşamada olduğu gibi, ülkenin ekonomik evrimi ile çatışma durumuna girdiği bir yerde, savaşım her zaman siyasal iktidarın yıkılması ile sonuçlanır. Ekonomik evrim, istisnasız ve acımasız kendi yolunu açar, — daha önce bunun en çarpıcılarından son örneğini vermiştik: Büyük Fransız devrimi“

Hâsılı zor, bağrında yeni bir toplumun çekirdeklerini taşıyan eski toplumun ebesidir. Böylece donmuş ve ölmüş olan siyasal olarak alt edilir parçalanır.

Sanayi Devrimi’nin takip ettiği büyük toplumsal-politik atılımın öncüsünün Fransız İhtilali olduğunu tespit edersek, bu sürecin yirminci yüzyıldaki diyalektik halkası da 1917 Ekim Devrimidir; Fransız İhtilali’nden sonra dünya tarihinin en önemli ihtilalidir.

Emperyalist zincir önce en zayıf halkasından kopmuş, sosyalist devrim kapitalist batıda değil, Doğu’da kesintili ve aralıklı olarak yükselip alçalarak eşitsiz ve bileşik gelişme yasasına uygun olarak gerçekleşir.

“Kapitalizmin gelişmesindeki eşitsizlik, yığınların yarı aç yaşıyor olması, kapitalist üretim tarzının koşulları ve kaçınılmaz, temel öncülleridir.” diyordu Lenin “Emperyalizm – Kapitalizmin En Yüksek Aşaması” kitabında.

İşte o dönemin Rusyası’nda yaşanan tam da budur.

Yeryüzünün ilk sosyalist devriminin Rusya’da gerçekleşmesi hiç de tesadüf değildir.

Kaldı ki Ekim Devrimi’nin dinamikleri birdenbire çıkmamıştır ortaya.

İşçi sınıfı hareketinin olağanüstü geliştiği ve yayıldığı savaş öncesi yıllar, Ekim’deki büyük mücadeleye hazırlık açısından çok önemli bir rol oynamıştır.

1905 Devrimi, savaş öncesi yeniden toparlanma ve gelişme yılları, Şubat Devrimi ve en nihayetinde de Ekim Devrimi, Rusya işçilerinin devrimci mücadelesinin dört aşamasıdır; işçi sınıfını proleter devrimin zaferiyle taçlandıran dört büyük hamledir.

Ekim Devrimi, 100 yıllık bir geçmişi bulunan çeşitli nitelikteki devrimci teorik ve pratik çalışmaların ortak mirasının ürünüdür. Öyle ki, olgunluk yıllarında Marx’ın Rusya’daki büyük devinimi daha doğru biçimde anlayabilmek için Rusça öğrenme zorunluluğu duyduğunu, Kapital’in tamamlanması işini sürdürürken, birkaç dil üzerinde (Rusça dâhil) çalıştığını Lenin’in aktarımından biliyoruz.

1917 Büyük Ekim Devrimi’nin üzerinden 99 yıl geçmiş.

Bu büyük tarihsel olay, insan ruhunda sadece hüzün ve coşku gibi sıradan duygular uyandırmadı, acıyı ve kötülüğü yenme gücü vererek insanı sıradanlıktan uzaklaştırdı.

1917 Büyük Ekim Devrimi Boyun Eğmeyen insanın yarattığı bir tarihsel şaheserdi.

İnsanlığa, acıyı ve kötülüğü yenme gücü verdi…

Bugün insanlığın yeni Ekim Devrimleri’ne tıpkı ekmek gibi, su gibi ihtiyacı var.

Tarihi yazan mücadelelerse eğer, bugün tarihin, Türkiye’nin ve dünyanın tarafının bilincinde olan o Boyun Eğmeyen insanlığa ihtiyacı olduğunu bir kez daha söylemek gerekir, hem de her zamankinden daha yüksek sesle.



Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör TKH: Büyük Ekim Devrimi 102 yaşında... melnur 3 2248 03.11.2019- 19:09
Konu Klasör Ekim Devrimi (Rus Devrimi - Bolşevik Devrim) spartakus 0 5147 22.08.2015- 13:51
Konu Klasör Fransız Devrimi 224 yaşında! melnur 2 4310 26.07.2022- 05:58
Konu Klasör Küba Devrimi 57 yaşında solcu 2 5540 02.01.2020- 07:38
Konu Klasör Alman Devrimi 100 yaşında: Vardık varız, var olacağız melnur 4 2766 16.01.2022- 00:02
Etiketler   Ekim,   Devrimi,   100,   Yaşında
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS