Şu soruyu kendimize soralım: ''Neden böyle oluyor?'', Neden kimilerinin dilinde gereksiz bir ''ulusalcılık'', Nasyonal sosyalizm'', ulusolculuk'' ve bunları tamlayan bir ''enternasyonal komünistlik'' pelesenk haline geliyor?
Üzerinde düşünülmesi gerekmiyor mu?
Ve bu tür yazı ve yorumlarda asıl önemsenmesi gereken konunun bu yanı değil mi?
Evet, eskiye oranla bir tavsama olsa da, neden hala bu tür absurd ve yani hiçbir gerçekliği bulunmayan yorumlarla karşılaşıyoruz?
Neden?
Bu ileti en son melnur
tarafından 13.07.2017- 07:32 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Sn.VEDA döktürmeye devam ediyor Şimdi de ''Şaşırtan Yazılar ve Yazarları'' başlığı altında bir yorumda bulunmuş ve yorumunu da ''Umarız sol.org çevresinde bu olumlu gidişat devam eder . '' diyerek tamamlamış!
Ben de onun bu tür yorumlarına şaşırıyor Gerçekten !
(Yazısının linki bu:http://www.solplatform.biz/index.php?topic=4734.msg10787;topicseen#msg10787 )
Bu ileti en son melnur
tarafından 19.08.2017- 02:21 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Veda arkadaşımız bir üstteki yorumuma yanıt vermiş. Çoğu zaman yaptığı gibi, anlayamadığı ve boyunu aşan yorumlarda en iyi savunma saldırıdır prensibiyle hareket ederek her zamanki gibi ağzına geleni söylemiş. Ne ulusalcılığım, ne ulusolculuğum ve de ne AYDINLIKçılığım kalmış. TKP'nin en aydınlıkçısıymışım. Ve özellikle İlker Belek'in yazılarının bu arkadaş tarafından önemsenmiş olmasını da yadırgıyormuşum! Çünkü İlker Belek'in yazılarından rahatsızmışım.
Evet, veda her zamanki gibi saçmalamış.
Veda'nın ezberlerle siyaset yapmaya çalıştığını biliyordum. Başkalarının ( özellikle liberallerden ve kürt siyasetçilerden) aşırdıklarıyla ve onların siyasi tavırlarına bakarak bir konumlanış içine girdiğini biliyordum. Uzunca bir zaman kuyrukçuluğunun ateşleyicisi bunlardı. Bulunduğu yerde oralardan besleniyordu. Kuyrukçuluğunu Marks ve Lenin'e dayandırmak için de sağda solda bulduğu alıntıların altına ve üstüne bir şeyler çiziktirerek kuyrukçuluğunun ML ideolojinin bir gereğiymiş gibi göstermeye çalışırdı. Aradan zaman geçti, şimdi, sanki daha önce farklı bir yerdeymiş gibi şimdi inkar ediyor ve kürt hareketine zaman zaman eleştiri(!) yönelterek ''ben kuyrukçu değildim'' mesajı vermek istiyor. Astığı TKP alıntılarıyla da kuyrukçu olmadığını pekiştirmek istiyor. Ama heyhat, dün de yanlış yerdeydi, bugün de yanlış yerde. Bir kere dünün kuyrukçuluğu kabul edilmeden, o kuyrukçuluğun dayattığı ezber, konumlanış ve Cumhuriyet, yurt, laiklik, Kemalizm, düşmanlığı terk edilmeden bugünkü saçmalıklardan da kurtulabilmek mümkün değil. ''Ben kuyrukçu değildim'' demek yeterli değil. Hiç anlamazsın, seçim döneminde enternasyonalist komünist(!) olarak ağzından ''Haydı oylar HDP''ye deyiverir, ve yaratmak istediğin algı üzerinden bir çuval inciri berbat edersin.
Neyse, geçelim bunları, zaten VEDA orada oldukça bize bunları yazdıracak daha çok yorum olacak. SF ( umarım şimdiliktir) kapandıysa, Veda'nın platformu açık. VEda SF'dekilerden farklı mı sanki! Fark sadece Veda'nın kendisini farklı görmeye çalışmasında
Evet, çok da fazla uzatmadan konuya dönersek, Veda'nın yazılarına şaşırışımın nedenlerini söylemeden, arkadaşımız şıp diye anlayıvermiş. İlker Belek'in yazılarını alıntı yapmasına şaşırıyormuşum. Tepkiliymişim. Ve sonra gelsin kuyrukçuluktan kalma ezberler, ulusalcılık, ulusolculuk vb.
Yanıtı bu:
NE İSA'YA NE MUSA'YA YARANMAK GİBİ BİR DERDİMİZ YOK! başlıklı yazımızda anarşizmin ve liberalizmin etkin olduğu kürt hareketinden gelen eleştirilere yanıt vererek,bizim kimseye yaranmak,kimseyi memnun etmek gibi bir derdimizin olmadığını,doğru bildiklerimizi kimseden icazet almadan söyliyeceğimizi,farklı düşüncelerde olsakta bazı yazarların bize göre zaman zaman doğru olan yazılarını paylaşacağımızı söyledik.
Bu yazarların yazılarını paylaşmamızdan bu sefer de karşı cenahtan,ulusalcı cenahtan birisi rahatsız olmuş.
Bu kişi, bu yazarların yer aldığı siyasi oluşumun içersinde yer alanlardan biri.
Bizim,Erhan Nalçacı ve İlker Belekin yazılarını paylaşmamız bu zatı şaşırtmış!
Aslında duyduğu şaşkınlık değil,bu yazılardan,yani İlker Belek ve Erhan Nalçacının yazdıklarından rahatsız.
Çünkü bu yazılar kendi ulusolcu düşünceleriyle uyuşmuyor,bir anlamda ulusolcu düşüncelerin reddiyesi, anlamına gelen yazılar.
Bu zat,daha öncede,İlker Belekin Milli Mücadele,Anti Emperyalist değil,Anti İlhaktır yazısından da rahatsız olmuştu.
Bu durum bizim için hiçte şaşırtıcı değil,yani biz şaşırmadık.
Bu zat o siyasal oluşum içersinde ,AYDINLIK çizgisine en yakın kişi,yani tam bir ULUSALCI.
Kendi ifadesi ile tatilde okuduğu gazeteleri sıralamış ve en başa SÖZCÜYÜ,sonrasına da AYDINLIKI koymuş.
Bu özelliklere sahip birinin,kendi siyasi oluşumu içersinde böyle 'tehlikeli' düşüncelerle karşılaşmasının onu rahatsız etmesi kadar doğal bir şey olabilir mi?
Veda'nın hemen her yazısında bırden fazla yanlışlık ve saçmalık bulabilmek mümkün. Bu yazısı da öyle. Birincisi, bir kişinin yazısına yanıt veriyorsan öncelikle o kişinin yazısının bütününüğ alman gerekiyor, adını vermen gerekiyor ve mümkünse alıntı yapılan yere link verilmesi gerekiyor. En basit bir tartışma kuralı bu. Madem yanıt veriyorsun, verdiğin yanıt da kişinin belli bir yorumu üzerine, o zaman okurun o yazının bütününü görme hakkı var. Basit bir kural ama özellikle bir yöneticinin bilmesi gereken kural. Veda bunu yapmıyor çünkü yazıdan çıkardığı anlam ile yazının içerdiği anlam hep birbirinden farklı oluyor. Veda anlamadan, yazının ne anlatmak istediğini kavramadan kendi ezberleriyle tartışıyor.
Veda öncelikle düzeltmen gereken sorunun bu...
İkinci yanlışın ''yanlışsa yanlış deriz, doğruysa destekleriz'' gibi omurgasız bir konumlanış da ML olduğu iddiasında bulunan bir kişi için doğru bir yöntem değil. Alışkanlık olur...Omurgasızlığa yol açar. Önemli olan belli bir ideolojik-siyasi konumlanışa sahip olmak ve günceli de o konumlanışın gerektirdiği bir doğrultuda ele almak. Yoksa anarsizmden, troçkizmden, liberalizmden ve hatta kürtçü bir ideolojiden toplama bir eklektik söylemi savunur hale gelebiliriz. Sonra da böyle bir omurgasızlığın adı ''enternasyonal komünistlik'' olur çıkar!
Ve belki hepsinden önemlisi, yazarken de okurken de iyice anlamaya çalışmayı gerçekten çok önemsemek gerekir. Yazı yazmak iyidir, hoştur, insana keyif ve güven de verir ama yeterli bir donanım yoksa, hep ezberler üzerinden hareket ediliyorsa yanlışa düşme ve hatta çoğu zaman saçmalama tehlikesi de içerir. Veda'nın yazıları hep bu minvalde sürüp gidiyor. Alışkanlık olmuş, kürt milliyetçileri tarafından çok fazla havaya sokulmuş, ne yazsa teşekkürler almış. Biraz eleştirilince şaşırıyor, ne yapacağını bilemez hale geliyor ve hemen garip bir ruhsal özelliğe bürünerek ulusalcı, ulusolcu, sosyal şoven, kemalist vb. ağzına ne gelirse sıralıyor. Tartışmadan kaçmanın tipik bir özelliği. Şimdi de ''aydınlıkçı'' demeye başladı. Gerekçesi de ne; sözcü ve aydınlık okuyor muşum Yahu, bir insan üç beş cümlelik bir yanıta bile bu kadar yanlışı nasıl sığdırır anlayamıyorum.
Evet yorumunun neresinden tutulsa elde kalıyor. İlker Belek'in bir yazısını almış, ve ''umarım solhaber'de bu olumlu durum devam eder'' anlamında bir şeyler söylemiş. Şaşırdığım şey bu kadar bilgisizlik içinde bu kadar cesaret nasıl olabiliyor; İlker Belek ''bundan sonrası işçi devleti olacak'' demiş. Veda da mal bulmuş mağribi gibi üzerine atlamış ve sanki TKP ve solhaber çevreleri o an'a kadar sanki başka bir devlet tipini savunuyormuş da şaşırmış.
Yahu arkadaş, böyle bir yazı yazılabilmesi ve böyle bir kanıya varılabilmesi için öncelikle daha önce Belek'in savunduklarının tersine bir yazı-yorum falan bulmalısın bunu yazının içine almalısın, kaynak belirtmelisin, kısaca TKP'nin veya solhaber yazarlarının sistematik bir şekilde farklı bir devlet, sosyalist olmayan bir cumhuriyet'i savunduklarını gösterirsin , ondan sonra da kalkıp Belek'in işçi devleti sözü üzerine ''umarım bu olumlu durum devam eder'' şeklinde bir sonuca varırsın. Yazına bu kadar yanlışı içerdiği için şaşırmıştım. Ama neden şaşırdığıma şimdi de ben şaşırıyorum. Çünkü bugüne kadar yazdıklarının tamamına yakınında bu şekilde yanlışlar ve saçmalıklar varken, neden şaşırılır ki!!
Başka; ben İlker Belek'in işçi devleti saptamasına karşıymışım Ve o yüzden Veda'nın alıntı yapmasına içerliyormuşum
Ya, Veda arkadaşımız kuyrukçuluktan kurtulmaya çalışırken halisinasyonlar da görmeye başlamış. Ne çabuk unutuyor yaşananları? SF'de ve şimdi bulunduğu SP'de kuyrukçuluk yapıp kürt hareketinin kuyruğuna yapışırken, burjuva kozmopolitizmini proleter enternasyonalizm sanarken, ''haydi komünistler oylar HDP'ye derken'' ve siyasi devrim perspektifini ağzına bile almazken işçi devletini savunuyor olacak, yıllardır sosyalist devrim diye tutturan ve bu uğurda her türlü yalnızlığı göze alan TKP'ye ve hemen her yazımda sosyalist devrim perspektifi diyen, kürt hareketinden bağımsız bir siyasal hat oluşturulmalı diyen ben işçi devletine karşı olacağız, öyle mi?
Veda sen şaşırmışsın.
Kuyrukçuluktan kurtulabilmenin yöntemi bu kadar saçmalamaktan ve yalan yanlış bilgi ve yorumlardan geçmiyor. Yine yanlış yoldasın. Bu hatalardan kurtulabilmenin yolunun bir zamanlar kuyrukçuluk yaptığını kabullenmekten ve o kuyrukçuluğunun zihnine kazıdığı ezberlerden kurtulabilmekte yatıyor. Bunu kabullenmediğin sürece bu saçmalıklar, bu halusinasyonlar devam edecektir.
"Son günlerde başta cumhurbaşkanımız olmak üzere, yandaş kalemlerden Kılıçdaroğlu'nun tutuklanabileceği yolunda imalar var. OLabilir mi, hiç şaşırmam!"(Melnur)
Yukardaki cümle, yüzü kızarmadan kendini "komünist" olarak niteleyen solpaylaşım sitesinin sahibi Melnur'a ait!
Sistemi,Devleti ve mevcut iktidarı,Cumhurbaşkanımız diyecek kadar benimseyen,içselleştiren birinin sisteme karşı,sistem dışı,biri olduğunu,Komünist olduğunu düşünebilirmisiniz?
BU NE YAMAN ÇELİŞKİ!!!
Biz söyledik,bu kişi TKP li bile olamaz,bu kişi olsa olsa Vatan Partili olur,Perinçek müridi olabilir.
Bizim bu saatten sonra bu ULUSOLCUYA söyleyeceğimiz hiç bir şey yok.
Şimdi daha net anlaşıldı bu kişinin neden İlker Belek ve Erhan Nalçacı'nın yazılarından rahatsız olduğu!
Damarlarında "ASİL" kan doılaşan bu Nasyonal Sosyalistten uzak durmak gerek,bulaşıcı olabilir.''
Gülüp geçeceğim de, bu haleti ruhiye iyi bir şey değil. Alıntı yaptığı yazım burada, ''cumhurbaşkanımız'' sözü çok defa yaptığım şekliyle bir ironi. Onu da anlayamamış ya da kendini ancak bu şekilde avutuyor. Söylediği yalanlarla okurunu aldatacağını sanıyor belki de; ve belki de zaman içinde söylediği yalanlara kendi de inanmaya başlıyor. Halüsinasyon görmeleri de bundan.
Yazık!
Cımbızlama yaptığı yazı burada:
Ufuk çizgisi zor seçiliyor; gökyüzü ve deniz kurşuni renge bürünmüş. Gelip geçen gemiler vapurlar da yok. Az ötede, tanıdığım, yaşlı bir balıkçı sandalında balık tutmaya çalışıyor. Karayı döven dalga sesleri duyuyorum. Ben balkonda bunları yazıyorum. ( Bunları yazarken de LOKUM yanıbaşımda gözlerimin içine bakıyor. Sabah tuvaleti için sahilde gezdirmiştim; yetmemiş sanırım, o bakışlar 'beni dışarı çıkar' bakışları... Birazdan birlikte ve yürüyerek gazete almaya gideriz.)
Son günlerde başta cumhurbaşkanımız olmak üzere, yandaş kalemlerden Kılıçdaroğlu'nun tutuklanabileceği yolunda imalar var. OLabilir mi, hiç şaşırmam! Geçenlerde Erkan Baş yazmıştı, Selahattin Demirtaş'ın tutukluluğu nasıl ki, aklımıza gelebilecek bir şey değildi, Kılıçdaroğlu için de '' o kadar olmaz'' denilemez. Bu siyasi yapı gerekli gördüğü anda Kılıçdaroğlu olmak üzere istediği kişiyi tutuklayabilir, tutuklatabilir. AKP ile bugüne kadar iktidara gelmiş diğer burjuva partilerinden farkı da burada yatıyor. AKP için yarım yamalak burjuva demokrasisi bile kabul edilemez. Burjuva demokrasisi işine geldiği süre içinde telaffuz edilebilirdi. Şimdi muktedirler; yarım yamalak da olsa burjuva demokrasisi de neymiş!)
( Çok değil, bundan bir kaç yıl önce kuyrukçuluğun saflarında bulunuyorken ''AKP olmasa bu ulusalcılar ne yapardı?'' denildiğinde ve yine dolaylı yoldan kürt ulusalcılığına destek vermek adına ''hepsi bir, hepsi burjuva partileri'' anlamına gelen yorumlarda bulunuyorken, hepsinin bir olmadığını anlatıveriyorduk. Hepsinin burjuva partisi olması hepsinin aynı olduğu anlamına gelmezdi! Anlatamadık! Bu siyasal yapı ve başlarındaki reisin Cumhuriyet ile bir sorunu vardı. Karşı devrimci bir pozisyondaydılar. Takiyye yapıyorlardı, demokrasi ve özgürlük konusunda... Muktedir olduklarında ''gizli'' ajandaları apaçık hale gelecekti. Nitekim öyle oldu. Şimdi öyle bir hale gelebildik ki, protokolun birinci sırasındaki kişi, protokolun (sanırım) altıncı sırada bulunan ana muhalefet partisi genel başkanını tutuklama imasında bulunuyor. Evet, daha önce söylenildiği gibi; 'nereden nereye!')
Trafik yoğunluk kazanmaya başladı. Cadden tek tük arabalar geçiyor. Lokum ise hala gözlerimin içine bakıyor.
Yazısının bir yerinde de ''Bizim bu saatten sonra bu ULUSOLCUYA söyleyeceğimiz hiç bir şey yok. '' demiş Yanlış anlaşılmasın ''yalanım, dolanım, çarpıtmalarım bitti'' demiş oluyor ve ''Ezberlerim bu kadar'' diyor.
KARINCA veya Veda olarak girdiği hemen her başlıkta benzer ifadeleri bulmak ta mümkün. Söyleyecek sözü zaten yok; ezberleri tükendiği an, yalana ve dolana başvuruyor; o bitince daha ne diyecek ki?
''Senin gibi ulusalcı, ulusolcu, Kemalist, sosyalşoven biriyle tartışmam...''
Veda şimdiye kadar sen tartıştığımızı falan mı sanıyordun
Veda'ya olsun veya Veda benzeri kuyrukçu tiplere olsun çokça söylediğim bir söz var. '' Bu kuyrukçuluğu bırakmadığın sürece...'' veya ''kuyrukçuluğunu kabul etmediğin sürece...'' Burada yapılmak istenen sıradan bir kabulleniş elbette değildir. Söylenmek istenen kuyrukçuluğun dayattığı bütün ezber ve önyargılardan, ve bir solcunun ( üstelik dinci bir faşizmin adım adım yerleşiklik kazandığı koşullarda) Cumhuriyet ve bir kuruluş felsefesi ve pratiği olan Kemalizm düşmanlığından arınabilmesidir. Dikkat edilsin bütün kuyrukçularda ve solcu görünüp gerçekte güne sol düşmanlığından başlamayı alışkanlık edinenlerde tipik bir kürt milliyetçisinin özelliklerini bulmak mümkün. Çünkü yıllarca hep aynı mecrada bulundular ve yarattıklaruı iklimin özellikleri tarafından da biçimlendiler. Kuyrukçuluktan kurtul sözünden anlaşılması gereken de budur. Veda istediği kadar ''ben kuyrukçu değilim'' desin, hem bu konularda yazdıkları ortada ve hem de kuyrukçuluktan kalma alışkanlıklar halen devam etmekte.
Bu yüzden işinin zor olduğunu söylüyorum. O hala ''doğruya doğru, yanlışa yanlış'' demeyi bir enternasyonalist komünist(!) olarak görev edinmeyi sürdürsün. Bu konumlanıştan sonuç olarak hiç bir şey çıkmayacaktır.
Sitemiz Bir Paylasim
Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize
kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu
nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara
aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve
materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden
kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine
yollayabilirsiniz.
Şimdi de ''Şaşırtan Yazılar ve Yazarları'' başlığı altında bir yorumda bulunmuş ve yorumunu da ''Umarız sol.org çevresinde bu olumlu gidişat devam eder . '' diyerek tamamlamış!
