SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
Hiçbir şey böyle gidemez           (gösterim sayısı: 2.499)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.954
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

36 kere teşekkür etti.
50 kere teşekkür edildi.
Konu Yazan: melnur
Konu Tarihi: 28.12.2016- 10:59


Hiçbir şey böyle gidemez

Aydemir Güler




AKP’nin yolculuğunun bir yere kadarı için bugünden bakarak neredeyse “bir tarihsel kaçınılmazlıktı” bile diyebiliriz. Bir noktadan sonrası ise sürdürülmesi olanaksız bir zırvalıktan ibarettir. Bir yere kadar zorunluluk, sonrası saçmalık.

Türkiye Cumhuriyeti kapitalist sınıfın elinde her tarafı lime lime dökülen bir hale gelmiş, son derece dayanıksızlaşmıştı. Bu süreçte egemen güçlerin her kesiminin, paylarının değişik oranlarda olmasının artık önemi kalmamış olarak, sorumluluğu vardır. Bir parçasını diğerlerinden ayırmanın imkânsız olduğu sınıfsal bir sorumluluktur bu.

Sağ suçludur. Kurtuluş ve Cumhuriyet öncesini bırakalım, ta kısa ömürlü Terakkiperver ve Serbest Cumhuriyet Fırkalarından Demokrat Parti’ye, 1960 sonrası çeşitlenen ve başını Adalet Partisi’nin çektiği bütün kollarıyla suçludur. Bu sağ kulvarı, içlerindeki liberaller, muhafazakârlar, şeriatçılar, modernler diye nasıl ayıracaksınız? Dincilerle dini araç olarak kullananlar birlikte yürümüşlerdir.

Cumhuriyetin tutarlı tek sahiplenicisi olabilecek solu fiziken imha etmek için elinden geleni ardına koymayan faşistler yukarıdaki ana sağ akım olmadan bir hiç olarak kalırlardı. Sağın merkezinin “ucunu” bir araç olarak mı kullandığı, yoksa topunun ve bu arada demokratlarının, faşizmle bir bütün mü oluşturduğunu tartışmanın zamanı çoktan geçmiştir.

Düzenin solunu, ortanın solundan başlayarak, kendine demokratik veya sosyal-demokrat veya ulusal sıfatlarını beğenenlerine kadar bu tablodan ayırmak mümkün müdür? Bu akımın içindeki iyi niyetli unsurları, ona değmiş buna değmemiş diye tasnif etmeye çalışmayalım. Onlar kendilerini ayırsınlar bir yolunu bulup. İmkânsız değildir ve bugüne kadar o yolu samimiyetle keşfedip kat edenler de az çıkmamıştır. Yoksa biliyoruz ki, düzen solu, düzen dışı solu durdurmak için kurulmuş bir yapıdır. Düzen dışı solu, yani Kurtuluş’un ve Cumhuriyet’in biricik ikirciksiz sahiplenicilerini…

Suç yalnızca dinciler karşısındaki tutumla ilgili de değildir. Cumhuriyet emperyalist-kapitalist sisteme hep fazla geldi. Kapitalist düzenin egemenlerinin emperyalizmle dostlukları ile Cumhuriyete karşı örtülü veya açık düşmanlıkları bir bütündür. NATO’cu, AB’ci Cumhuriyet kendi temellerini dinamitleyen bir hainler ve şaşkınlar cumhuriyetidir.

Halksız kurtuluş mu olur? Halksız cumhuriyet ne büyük saçmalıktır! Türkiye’nin burjuva siyasetçileri halk kitlelerini tarihsel bir atılım için harekete geçirmekten hep kaçınmış, her zaman her büyük ilerleme ve devrimin zorunlu parçası olan yoksul emekçileri dışlamayı ilke edinmiştir. Emekçileri ancak sömürücü sınıflara satarak kenarda tutabilirsiniz. Komünistlerin katledilmesi, hapse doldurulması, üç beş yıllık periyotlarla tasfiye edilmesi polisiye vakalar değil, bu tarihsel ilkenin dışavurumudur. 20. yüzyıldaki haliyle Kürt sorununun özü Kürt yoksullarının ağaları, beyleri eliyle kenarda tutulmasıyla biçimlenmiştir.

1920-1923 aralığında doruğa tırmanan tarihsel ilerlemenin üstüne kurulan Cumhuriyet bir avuç imam tarafından bu nedenle birkaç yıl içinde yıkılabildi. Cumhuriyet bir cahil sürüsü tarafından meydan okunacak hale geldiyse içinin son büyük saldırıdan önce on yıllar boyunca tarumar edilmesindendir.

Başa dönersek, bu çürümenin doğrusal uzantısıdır AKP ve zafer yürüyüşü engellenemez bir birikime dayanıyordu.

Başardılar ve başardıkları anda tamamen değersizleştiler. Önce uzun zamana yayılarak burjuva cumhuriyet kendini imha etti ve sonra çok kısa bir süre içine sıkışarak yıkıcılar kendilerini imha ediyorlar. Bugünkü delilik düzeni sürdürülemez.

Türkiye’de yüzlerce üniversite vardır ve bir tane üniversite yoktur. Türkiye’de bir yargı mekanizması vardır ve ne savcı ne yargıç ne de adına mahkeme denebilecek bir kurum kalmıştır. Türkiye’de inanılmaz kaynaklar harcanan bir medya vardır ve haber yapmak yasaktır. Türkiye internet kullanımı en yaygın ülkelerden biridir ve internet haftanın birkaç günü yasaktır. Türkiye en kalabalık ordulardan birine sahiptir ve bu ordu son savaşını ne idüğü belirsiz birtakım çetelerle, her hafta hedefi değişen bir çatışmalar dizisi içinde vermektedir. Türkiye’de okullaşma oranı hayli yüksektir ve en cahil toplumlardan biri ortaya çıkmıştır...

Bu tabloyu isteyen istediği başlıkta uzatsın. Bu ülkede anayasa falan yapılamaz. Bu ülkede yobazların hakimiyeti tanımlı, hukuksal bir başkanlık sistemi biçimini alamaz.

AKP’nin engellenemez yükselişi boyunca, Cumhuriyetin kazanımlarının Cumhuriyetin kendisinden daha direngen olduğunu teorik olarak tekrarladık ve yıkıcı operasyonun kalıcı sonuçlar yaratamayacağını bir tarihsel ders olarak anlatmaya çalıştık. Analizin bu soyut evresi artık tamamlanmıştır. Şimdi yıktıklarını zannettikleri değerler ellerinde patlıyor. Teorik ve tarihsel tez ileri sürmenin ötesinde pratik ve gündelik gözlem var. Yapamıyorlar; yapabilmek için “hepimizi” yok etmelerinin gerektiği ama yok edemeyecekleri bir tıkanma noktasında debeleniyorlar.

Yeni bir analize ve teze ihtiyacımız var. Bunun başlangıç noktası şunlar olmalıdır: Hiçbir şey şu anda gider göründüğü gibi gitmeyecek. Türkiye’nin yıkılması ile yeniden kurulması birbirinden ayrıştırılamayacak biçimde iç içe geçecek. Yeniden kuruluş eski suçluların topluca teşhirini esas almak ve kapitalizmi bütün görüngüleriyle tasfiye etmekle mümkündür.



Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör HDP ve birçok şey... melnur 7 1958 28.11.2020- 05:06
Konu Klasör Her şey çok güzel olacak... melnur 14 9475 17.08.2019- 10:13
Konu Klasör Yeni yıl için hiçbir şey öngöremiyoruz! melnur 0 1024 01.01.2022- 09:07
Konu Klasör “Bir şey yapmalı”... melnur 0 789 30.04.2022- 09:27
Konu Klasör Şu ''ölüm orucu'' denilen şey... melnur 2 2441 28.08.2020- 07:12
Etiketler   Hiçbir,   şey,   böyle,   gidemez
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS