SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 2 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   1   [2] 
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.954
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 28.10.2020- 20:47


Her 29 Ekim öncesinde cumhuriyet düşmanlığı konusunu bir reflekse dönüştürmüş kişilere rastlamak artık hiç şaşırtmıyor. Anladım ki, bu coğrafyada kökleri Osmanlı'da Lale devrine kadar giden gericiliğin cumhuriyet sonrasına da sarkan ve cumhuriyeti bir parantez olarak gören bir damarı var. Yobazları biliyorduk, AKP döneminde bunlara bir de sağlı sollu liberaller eklendi, forumlara yansıdı, sözde sol-sosyalist forumlarda enternasyonalistlik ve keskin komünistlik zevzekliği altında bu tür düşmanlıklardan örnekler sergilendi.

Üstte Metin Çulhaoğlu, bir kısa köşe yazısı sınırları içinde ''kendi kendine sohbet'' tadında bu konuya değinirken.''Bizim zamanımızda ilkokulların sınıf duvarlarında soldan sağa doğru ilkçağ, ortaçağ, yeniçağ, yakınçağ diye giden resimli, açıklamalı yatay görseller olurdu.'' demiş. O görselleri hatırlıyorum, ''bizim zamanımızda'' da vardı. Cumhuriyet bu türden bir gelişim görselleri hazırlar ve tarihi bu kesitler çerçevesinde incelemeye çalışırdı. Şimdi bu türden görseller sanırım yok; eğitim sistemimiz hiç de yeterli değil. Ezbercilik belki önceleri de vardı ama sonradan, içine düşülen bu sınav maratonu çocukları daha da ezberci bir yönteme alıştırdı, düşünme-sorgulama becerisinden yoksun kıldı. Tarihte ilerleme yönünde çaba harcayan bütün devrimcilerin ''bizden'' olduğu, bütün tarihsel dönüşümlerin ''bize ait'' sayılması gerektiğini bir türlü anlatamadık.

Metin Çulhaoğlu 1789'u da örnek vermiş. Öyle söylüyorsa, rastlamıştır, öyledir. Nasıl ki, cumhuriyeti gerici sayan bir zihniyet varsa o zihniyetin kendi içinde samimiyet ve tutarlı olması 1789'un da gerici olarak yorumlanmasına yol açar. Evet, kendi içinde tutarlı. Belli bir donanımı olan bir zihin böyle söyleyebilir ki, çok yaygın olduğunu düşünmüyorum. Gerçek yaşamda veya nette de hiç rastlamadım. Bildiğim bir iki örnek var, bu sözde sol-sosyalist forumlardan; bizim forumumuzda da yazmış olan bir arkadaşımız, tipik bir cumhuriyet düşmanıydı. Merak ederdim, o donanımsızlıkla bu düşmanlık nasıl bir araya gelebiliyor. Düşmanlık zaten donanımsızlık kaynaklı, diye yorumlanabilir; bilmemek insana bir cahil cesareti veriyor denilebilir. Hele bir de nette bu türde bir yazı okumuşsa, içindeki   kim-örke ve hatta düşmanlık bir şekilde ve her 29 Ekim'de ortaya saçılıyor, denilebilir.

Ama öyle değil.
Başka bir şey var.
Bana öyle geliyor.

Bir yobazdaki cumhuriyet düşmanlığının nedeni neyse, bu arkadaştaki düşmanlık da aynen o. Sadece parantez diyemiyor ve sadece enternasyonalist görüğnme iki yüzlülüğü altında ''burjuva cumhuriyet'' deyip duruyor. Cumhuriyetin ne olduğu, ta eski Yunan'a, Platon'a kadar giden bir anlamı bulunduğu, monarşizm karşıtlığı, başında bir monarkın bulunmadığı bir hükümet sistemi şeklinde anlam içerdiği, bizim 29 Ekim'imize gelirsek, çok daha fazla bir anlam ve değere sahip olduğu...-gel de anlat şimdi!

Demokrasi ne, cumhuriyet ne, farkları nerede, tarihsel gelişimi nasıl olmuş, nasıl bir dönüşüm ve sıçramaya neden olmuş...-hiçbir şey yok! İçinden geldiği damarın bütün gericiliklerini 29 Ekimlerde dışa vuruyor ve enternasyonalist ya, ''parantez'' demiyor, '' burjuva'' nitelemesinde bulunuyor.

Ciddiye almamak gerek!

Biz yine Yaşasın Cumhuriyet diyerek yazıyı noktalayalım.




Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.954
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 29.10.2020- 08:20


Bugün 29 Ekim;
Bu topraklarda Cumhuriyet'in kuruluşunun 97.kuruluş yıldönümü.
Kutlu Olsun.

Resim Ekleme

97 yıl önce kurulan devrimci Cumhuriyet'ten bugün elimizde belki hiçbir şey kalmadı, denilebilir. Kurtuluş Kılçer'in GazeteManifesto'daki yazısında belirttiği gibi ''...kapitalizm yani sermaye düzeni, Cumhuriyet'i kemire kemire bitirmiş, Cumhuriyet'in temel nitelikleri ise bugün öksüz kalmıştır'' Ne var ki umutsuzluğa da yer yok. 1923 Devrimci Cumhuriyet'in kökleri sağlam atılmıştır. Gericisi, yobazı ve kendini solcu sananlarıyla hedef haline getirilen Cumhuriyet'i mutlaka daha ileri noktalara taşıyacak ve sosyalizmle mutlaka buluşturacağız. Bu görev ve sorumluluk öncelikle sosyalistlerin omuzlarındadır. Bugün SOLportal'da Ali Rıza Aydın'ın altını çizdiği gibi; “Yeni bir Cumhuriyet, sermayeye karşı emeğin, emperyalizme karşı yurtseverliğin, gericiliğe karşı aydınlanmanın ürünü olacaktır.”

Yaşasın Cumhuriyet.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.954
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 05.11.2020- 09:09


Sadece Cumhuriyet düşmanlığı değil, Türkiye soluna sızıntı yapan. Bu ülkede kuruculuk dönemine, yani kuruluşun tüm kazanımlarına, önderlerine bir düşmanlık var. Tipik ''iki ayyaş'' söylemi gibi, tipik cumhuriyet dönemini ortadan kaldırılması gereken bir parantez gibi gören gericilik gibi... Aslında bir solcunun kurtuluş ve kuruluşa düşman olabileceğini akıl almıyor. Solculuğa, sosyalizme aykırı bir tavır bu. Bana öyle geliyor ki, bu tür bir solculuğu, solculuk kabul edeceksek eğer, kendilerini nasıl tanımlarlarsa tanımlasınlar solculuklarının siyasal çerçevesi liberalizmden öteye geçmez, geçmemektedir. Ta aileden veya yetişme biçiminden bir gericilik egemen, ya da donanımsızlığın üzerine sol liberal bir basınç etkidi. Başka bir açıklaması yok bunun. Düşmanlıklarını gerekçelendirme çabası bile yapay, anlamsız, tutarsız.

Evet, çok da ciddiye alınmamalı, toplumda bir karşılığı yok bunun deyip geçmek gerek.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.954
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 23.12.2023- 05:56


Son zamanlarda hep erken uyanıyorum, erken uykuya dalmamama rağmen. Yine öyle oldu ve ilkin SOLportal'da Aydemir Güler'in cumartesi yazısını okudum. Katıldığım yerler çoğunlukta ama bu ''devrim perspektifi'' konusunun nasıl ortaya konulması konusu bence hala sorunlu. Ötesi açık-somut değil. Toplumun gündemine aykırılıklar taşıyor gibi geliyor bana. Kalabalıkların gündemi ve beklentisine uygun olmayan, onunla farkılıklar taşıyan bir güncel tutumun devrim perspektifine uygun bir siyasi konumlanış olduğuna hiç inanmıyorum ve sonuçlar da zaten bunu gösteriyor. Şu eklenmeli, devrim perspektifi ya da devrim hedefli bir siyasetin pratikteki karşılığı emekçi kitleleri kendi etrafında konsolide edebilme becerisinde yattığına inanırım. Kalabalıklar yoksa, kitle yoksa, emekçi halk, işçi sınıfı yoksa, tutturulan yol onlar tarafından benimsenmiyorsa savunulan siyaset istenildiği kadar devrim ve siyasi iktidar odaklı olduğu iddia edilsin bir anlamı, bir yararı ve toplumda bir karşılığı yok demektir. Yani doğru olan kuramsal öngörü ve çözümlemelerin siyasete aktarılmasında bir sorun, bir yanlışlık, toplumla bir uyuşmama hali var demektir. Bence Aydemir Güler'in ( ve dahası TKP'nin) bu yaklaşımında böyle bir sorun var. Ve bu sorunun bu genel yaklaşımın yeniden gözden geçirilmedikçe   aşılacağına pek inanmıyorum.

Aydemir Güler'in yazısındaki Marksizm ve Kemalizm ilişkisine ve solun cumhuriyet kazanımlarına nasıl yaklaşması gerektiğine ilişkin sözlerine ise katılmamak mümkün değil.

''Marksistler solun politik konumlanışını tayin etmek için teorik olarak çok emek verdiler. Bu çabalar boyunca, tekrar edersem, Cumhuriyet kazanımlarına özenle sahip çıkmak bir kırmızı çizgidir.''

https://haber.sol.org.tr/yazar/solcular-kemalizme-bakarken-388135




Bu ileti en son melnur tarafından 23.12.2023- 05:59 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 2 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   1   [2] 



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Cumhuriyet Devrimi ve onun Türkiye soluna olan etkisi hakkındaki düşüncelerim. vito 8 2578 11.11.2019- 20:46
Konu Klasör Sözde sol-sosyalist forumda cumhuriyet düşmanlığı... melnur 10 7253 29.10.2022- 08:38
Konu Klasör Sol düşmanlığı... melnur 2 3171 29.12.2019- 09:54
Konu Klasör HDP, TÜRKİYE SOLUNA BİR HAKARETTİR ayhan 4 4662 01.05.2015- 00:57
Konu Klasör CHP, sağına soluna kapalı umut 3 6295 17.02.2014- 14:45
Etiketler   Türkiye,   soluna,   sızmış,   olan,   Cumhuriyet,   düşmanlığı.
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS