Cevap Tarihi: 14.09.2018- 16:06

---

Nostalji olsun, biraz okuyayım dedim, bu ''bilinçli insanlık'' sözüne takıldım. Devrimin bilinçli insanlık tarafından devlete karşı yapılacağı söylemine... Sınıflar, özellikle uzlaşmaz sınıflar dediğimiz burjuvazi ile proletarya değerlendirmemizde yoksa ve bilinçli sınıflar denilen kategori uzlaşmaz sınıfların önüne geçmişse, ve hala Marksizm, sosyalizm, komünizm kavramları havada uçuşuyorsa burada bir çelişki yok mu? Bilinçli insanlık kavramı sömürünün üzerini örtüyor, anlamsız ve önemsiz bir hale getiriyor. Sömürü yoksa, önemsiz ve değerlendirme yapmayı gereksizleştiriyorsa o zaman Marksizm, sosyalizm, komünizm kavramlarına ne gerek var?

Bu kerameti kendinden menkul solculuk konusu o kadar saçma sapan bir konumlanış ki, eminim, orada yerlerini alıp inatla aykırı olmayı seçenler kendileri de söylediklerine inanamıyorlardır.

Ama işte, ''şeyh uçmaz mürid uçurur'' durumu burada da etkili. Karşı çıkan yoksa, saçma seçmelere biat edenler de hazırsa inanmadıklarını üfürmek bile zamanla alışkanlığa dönüşebilir. Üstelik Türkiye dışa kapalı toplumun içe dönük insanlarından oluşuyor. Belki hepimizin bir ego tatminine ihtiyacımız var. Mürid alkışı basınca ''ben neymişim be abi'' moduna bürünmek hiç de zor olmuyor. SAdece burada isimleri geçen arkadaşlar için de söylemiyorum bunları. Bir yazısının orta yerinde başka, sonuna doğru başka şeyler söyleyen birinin yazdıklarındaki hatayı ve çelişkiyi görememesi, bu kadar yetersizlik içinde olmasına rağmen ısrarla aynı tipte yazılar yazıp saçmalaması başka nasıl açıklanabilir. Hem mürid konusunu ve hem de ego tatminini işin içine sokmadan açıklayabilmek ve o tür yazıları anlamlandırabilmek mümkün mü?