SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
CHP ile AKP arasında gizli pazarlık mı?           (gösterim sayısı: 2.937)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.988
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

36 kere teşekkür etti.
50 kere teşekkür edildi.
Konu Yazan: melnur
Konu Tarihi: 09.01.2018- 10:26


Kirli pazarlık mı? - -Aydemir Güler


CHP sözcüsünün yaptığı açıklamanın haber değeri kesinlikle var. Bülent Tezcan’ın söylediğine göre AKP CHP’ye bir kirli pazarlık önermiş.

Anlaşılan, Fethullahçı tasfiyesi biçiminde başlayıp Erdoğan kadrolaşması olarak devam eden kabuk değişiminin daha az gerilimli geçmesi için formül arıyorlar. “Her parti kendi işine gelmeyen belediye başkanını istifa ettirsin, mevzu kapansın…” Öneri bu ve bana sorarsanız, doğrudur, kesinlikle yapmışlardır.

Yalnız sözcü Tezcan burada durmadığı için inandırıcılığını sürdüremiyor. Desene sorun varsa üstünü örtmeyi reddettik, soruşturma açarız, savcılar da dava açsın… Ve orada sussana!

Tezcan’ın basına yansıyan sözlerini burjuva siyasetçilerinin desteksiz atıp tutması, esip gürlemesi olarak okuyabilirsiniz. Öyledir de. Ama her bir esintinin nereden hangi şiddetle gelip nereye gittiğinin bir manası vardır. İzleyin bakın:

“Belediye başkanlarımızı yedirmeyeceğiz.”

Ne yapacaksınız peki? Yerine yeni başkan seçmeyecek misiniz? Eski başkan belediyede çalışmalarını fiilen mi sürdürecek? Halkı sokak sokak örgütleyip belediyeye sahip çıkmasını mı sağlayacaksınız? Bütün belediye uygulamalarını şeffaf hale getirebilecek misiniz? Belki de karşı atağa kalkıp AKP’li belediyelerin suçlarını afişe edecek, yargıya taşıyacaksınız… Hakikaten merak ediyorum.

“Biz bu kumpasa ortak olmayacağız… Belediye başkanlarını görevden almak halkın iradesine kumpas kurmaktır.”

Hımm… Belediye başkanı başka partiden olunca halkın iradesi akla gelmez mi? Kürt belediyelerinden söz ediyorum. CHP yıllardır çok sayıda yerleşimde, Tezcan’ın deyimiyle halkın iradesine kurulan kumpasa karşı ne yaptı? Seksenden fazla HDP’li belediye başkanının sekizi için parmağınızı kımıldattınız mı?

“Belediye başkanlarımızın verilmeyecek bir hesabı yoktur.”

Emin misiniz? AKP dönemi belediyeciliğin kentleri yaşam değil rant alanı haline getirmesine CHP nasıl bir direnç göstermişti? Genel olarak bakıldığında CHP belediyeciliği AKP belediyeciliğine öykünmekten öteye geçmemiştir. Çok laf yalansız, çok para haramsız olmazmış diye de ekleyeyim. Laf atmak için değil, yalnızca emin misiniz diye sormak için… Belediyeleri saran taşeronlaşma konusu peki? AKP, kaldırmayacağını başından beri biliyorsak da, sarf ettiği sözlerle taşeron uygulamasının meşruiyetini yok etmiş oldu. CHP ne yaptı bugüne kadar?  

*     *     *

Aslında sorular daha çoktur. Tezcan görevden alınan veya ara ara tehdit edilen CHP’li belediye başkanlarının CHP’li olduklarına emin midir?

Beşiktaş belediye başkanının sözlerine bakılırsa kendisi Erdoğancı’dır. TKP Hazinedar’ın ne olduğunu geçenlerde bir açıklamayla anlattı (http://haber.sol.org.tr/toplum/tkp-halkin-iradesi-konusunda-karari-halk-...), ben uzatmayayım.

Ama isterseniz İstanbul’un öteki yakasından afişler hatırlatayım:


Resim Ekleme


Bu afişler 16 Nisan Anayasa referandumunun öncesinde iki aya yakın süre duvarlarda tutulmuştur. Yeni anayasaya sahip çıkan AKP, “hayır” diyen muhalefet. Ve afişiyle anayasayı aklayan bir CHP belediyesi.

Yok öyle değilmiş de, “niyetimiz bugün içinde bulunduğumuz ‘Anayasa’ sürecine vurgu yapmak olsaydı, ‘Ben Anayasayım’ şeklinde, yani birleşik kullanırdık”mış. Geçiniz. İstanbul’da görevden alınan iki belediye başkanı da CHP’den çok AKP’ye yakışmaktadır veya gizli AKP’lidirler. Memleket sathına yayılmış, hayatları AKP’li bakanlar ve AKP’li müteahhitlerle geçen, merkezi iktidarla geçinmeden hizmet üretilemeyeceğini anlatan sayısız belediye başkanı vardır ve bunların CHP’li oldukları zannedilmektedir.

Yalçın Küçük’ün Kemal Kılıçdaroğlu için AKP’li dediğini biliyorum. Doğrudur. Ben de Kemal beyin, partisini İkinci Cumhuriyetin HP’si haline getirdiğini yazmıştım yıllar önce. Aynı kapıya çıkar. Zaten gizli saklı bir şey yok. CHP 2014’te hırsızlık yoluyla seçim kazanan Melih Gökçek’i de aşağı yukarı “halkın iradesinin temsilcisi” ilan etmedi mi?

Bu tablo karşısında “bize kirli pazarlık önerildi” dendiğinde, ilk defa mı diye sorasım geliyor. Hele CHP temsilcileri mücadeleden söz edince…

*     *     *

Neyse; durum budur ve bütün bunlardan daha önemlisi, Ataşehir’de seçmenlerin yüzde 56,97’si CHP’li belediye başkanının anayasadan yana propagandasına karşın hayır oyu kullanmıştır. Ailesine pasaport yasağının kalkması nedeniyle Erdoğan’a teşekkür ederek AKP’ye üyelik dilekçesini de hemen vermiş bulunan şahsın başkanı olduğu ilçede hayır oyları 82,63 çıkmıştı.

Ataşehir’de 1 Kasım 2015 seçiminde birinci partinin yüzde 44 ile AKP, Beşiktaş’ta ise yüzde 63 ile CHP olduğunu atlamadan, ama her ikisini ve geneli kapsayacak biçimde şunu söyleyebilirim: Bu oranların çok büyük çoğunluğu İmam Hatipler kapatılsın istemekte, dinselleşmeden tiksinmekte, her tarafın inşaat şantiyesine çevrilmesi karşısında paranız batsın diye içinden geçirmekte, rantın yükselişinin yarattığı baskıyla hızlanarak yoksullaşmakta ve adil, özgür, eşit bir ülkeyi özlemektedir. İçlerinden birkaç tane “niye bizde İmam Hatip yok” diyecek çıkabilir veya önemsiz olmayan bir azınlık rant dalgasına binip yükselebilir. En azından hayalini kurarlar. Ama genel görünüm değişmez.

Bu laik, dürüst, ilerici taban sahipsizdir ve yalnızca iktidar değil düzenin muhalefeti tarafından da tasfiye edilmek istenmektedir. Kirli pazarlık önerileri varsa tam da bunun içindir.




Bu ileti en son melnur tarafından 09.01.2018- 10:26 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.988
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 09.01.2018- 10:49


Yalçın Küçük’ün Kemal Kılıçdaroğlu için AKP’li dediğini biliyorum. Doğrudur. Ben de Kemal beyin, partisini İkinci Cumhuriyetin HP’si haline getirdiğini yazmıştım yıllar önce. Aynı kapıya çıkar. Zaten gizli saklı bir şey yok. CHP 2014’te hırsızlık yoluyla seçim kazanan Melih Gökçek’i de aşağı yukarı “halkın iradesinin temsilcisi” ilan etmedi mi?

CHP Genel Başkanı'nın AKP'li olduğu konusundaki eleştirilerin doğru olmadığını, Aydemir Güler'in eleştirilerinin de kısmen doğru olduğunu söyleyebilirim. Kemal Kılıçdaroğlu'nun siyaset deneyimi yok, siyaseti bilmiyor. Doğrudan doğruya bürokrasinin içinden gelmiş olması ve dürüst bir yapısının bulunması düzen içi de olsa ona doğru bir siyaset okuması ve siyasi pratik deneyimi kazandırmıyor. Kemal Kılıçdaroğlu muhalefet etmeyi AKP karşıtı olduğuna inandığı hemen her şeyi savunmak ve halkın tepkisini çekeceğini inandığı hemen hemen her laiklik karşıtı tutumu sahiplenmek olarak anlıyor. Aydemir Güler'in ( bana göre) ikinci cumhuriyet göndermesi de bundan kaynaklanıyor. Bu siyasal anlayışa başka eklemeler de yapılabilir, sonuçta Kılıçdaroğlu ve ekibinin AKP'yi zorlaması ve AKP'ye karşı tutarlı ve güçlü bir muhalefet yürütmesi mümkün hale gelemiyor.

Bir başka sorun da CHP yöneticilerinin AKP ve Erdoğan karşısındaki ilkesizliği ve tutarsızlığıdır. CHP yöneticileri AKP'yi nasıl gördükleri ve değerlendirdikleri konusunda belli bir sabite bağlı değiller. Bir gün faşist diyorlar, bir gün herhangi bir konuda   ''emri Erdoğan verdi'' diyebiliyorlar, başka bir gün ise bir önceki söylediklerini unutarak ''Erdoğan danışmanlarını değiştirsin'' mealinde bir yığın saçmalık üretebiliyorlar. Bu tutarsızlığın CHP için bir sorun olduğunu da anlayamıyorlar.

Aydemir Güler'in yazısının sonunda yazdıklarına katılmamak mümkün değil.''Bu laik, dürüst, ilerici taban sahipsizdir ve yalnızca iktidar değil düzenin muhalefeti tarafından da tasfiye edilmek istenmektedir. Kirli pazarlık önerileri varsa tam da bunun içindir.'' Daha ileri de gidebiliriz: Bu laik ve ilerici taban sosyalist sola en yakın tabandır. Sosyalist solun toplumsal alanda kitleselleşebilmesi amaçlanıyorsa bu tabana yönelik çalışmalar daha görünür hale getirilmeli ama bu yapılırken bu tabanı da rahatsız edecek bir şekilde CHP eleştirileri yapılmamalıdır. Örnekse CHP eleştirilerini ''faşist'' ve o anlama gelecek şekilde sözcüklerle yapmak doğru bir siyasi tavır değildir. CHP yöneticilerinin yanlışlığı CHP tabanının yanlışlığı olarak da yorumlanmamalıdır.

(



Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Sosyalistler arası karşılıklı eleştiri kültürü üzerine... melnur 0 1152 11.12.2021- 06:01
Konu Klasör Kürt hareketiyle sosyalistler arasındaki ilişkiler üzerine... melnur 0 297 14.05.2023- 05:23
Konu Klasör Pervin Buldan: Bu seçimi, faşizm ile demokrasi arasında bir referandum olarak görmeliyiz... melnur 0 259 27.05.2023- 03:40
Konu Klasör Burjuvazinin gizli çekiciliği solcu 0 3533 18.12.2014- 15:58
Konu Klasör Apo, MİT’in gizli yöntemlerini birlikte uyguluyoruz abbas 1 5004 27.03.2014- 12:11
Etiketler   CHP,   ile,   AKP,   arasında,   gizli,   pazarlık,  
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS