Cevap Tarihi: 08.05.2018- 20:51

---

Ulusalcılık, milliyetçilik ve hatta yurtseverlik konusu bir kısım solcu için burjuvaziden yana olmak, proleter enternasyonalist anlayışa aykırı olmak olarak algılandı. Hala böyle düşünen bir yığın solcu da var. Facebook'ta bir arkadaşla tartışıyorduk. Kürt hareketi için ulusalcı-milliyetçi bir hareket tanımı yaptığımda benim için ''Kürt halkının düşmanı'' yorumunda bulunmuştu. Kafasındaki ulusalcı-milliyetçi algısıydı ona bu sözü söyleten. Doğru değil kuşkusuz. Bir kavramı derinliğine öğrenmek, anlamak ve içselleştirmek mümkün olmadığında doğru bir tanımlama yapabilmek, doğru bir yorumda bulunabilmek ve belki en önemlisi olanı biteni anlayabilmek pek mümkün olmuyor.

Şimdi, hem bu paragraf ve burada ulusalcılık-milliyetçilik konusunda yazılanlar vb. yine yanlış anlaşılmamalı. Burada söylenilmek istenen şey bilimsel sosyalizmi savunmanın ulusalcı, milliyetçi bir ideolojiden geçmek zorunda olduğu yorumu değildir. Burada söylenilmek istenen şey, önce bu kavramların ne anlama geldiğinin anlaşılması ve sonra da bu topraklarda dinci bir faşizmin yıllar boyu devleti ele geçirme ve cumhuriyetin ilerici kazanımlarını yok etme yolundaki çabalarını görmezlikten gelip, liberal ve Kürt hareketinin kuyruğunda ulusalcılık düşmanlığı yapmanın yanlışlığının artık anlaşılması gerektiğidir.Burada yazılanların ve yapılan yorumların amacı da budur.

Türkiye bugün giderek dinci bir faşizmin egemenliğinde tek adam devletine dönüşüyorsa bunun sorumluluğu öncelikle sağlı sollu liberallerdir. Ufuk Uras'lar, Baskın Oran'lar, Temelli'ler, Altan biraderler, TARAF çevresi, yetmez ama evet'çiler, boykotçular, vb.dır. Enternasyonalizm gevezelikleriyle hedef şaşırtıp, sağlı sollu liberallerle, Kürt hareketinin kuyruğuna yapışıp ulusalcılık düşmanlığı yapmak, bu gerici ittifaka dahil olmayan her çevreyi ne anlama geldiğini bile anlamadan ''ulusalcı, sosyal şoven, neo-faşist'' olarak damgalayan ve başta TKP olmak üzere bilimsel sosyalizmi bağımsız bir çizgide savunan sosyalist yapılara ''düşman'' yorumu yapanlar hiç unutulmamalı bu yüzden. Ne bu kişi ve anlayışlar unutulmalı ve ne de bu cehalet ittifakının söylemleri...

Çünkü hala aynı yerde durmaya devam ediyorlar ve hala ne söylediklerinin anlamının farkında değiller.