SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
GEZİ direnişi üzerine...           (gösterim sayısı: 2.399)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.954
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

36 kere teşekkür etti.
50 kere teşekkür edildi.
Konu Yazan: melnur
Konu Tarihi: 29.05.2018- 09:11


Türkiye'de GEZİ ayaklanması üzerine çok yazıldı, çizildi. Bugün de SOLportal'da Orhan Gökdemir bu konuyu işlemiş. Kuşkusuz önemli bir eylemdi. Dünya çapında böyle bir eylemin kendiliğinden ortaya çıkması Türkiye aydınlanmasının ve cumhuriyet kazanımlarının kitleler tarafından benimsendiğini gösteriyordu. GEZİ konusunda ilk elde söylenecek şey; ne olursa olsun bu ülkenin geleceğiyle ilgili karamsarlıkların gerçekçiliğinin bulunmaması; umutlanmak için o kadar çok şeye sahibiz ki!

Kitlelerin o yoğun öfkesinin sokağa yayıldığı günlerde, bir akşam kızım aramıştı telefonla; evin yakınlarında bir protesto gösterisi olduğunu ve arkadaşlarıyla o gösteriye katıldıklarını söylüyordu. Kızım ve arkadaşlarının siyasetten uzak, apolitik bir yapıda olduklarını söylemek mümkün. 12 Eylül sonrası koşullar büyük kalabalıkları olduğu gibi   onları da siyasetin dışına sürüklemiş ve tüketim toplumunun birer unsuru haline getirmişti.   Hepsi üniversiteliydi, hemen hemen tamamı ilkokuldan beri birlikteydi. Siyasetten uzak olmalarına rağmen laiklik konusunda duyarlı olduklarını görüyordum;   AKP iktidarının laiklik karşıtı tutumları onları rahatsız ediyordu. Bu rahatsızlıkları dışında siyasetle ilgili bir yanları yoktu.

Dışarıdan tencere tava sesleri geliyor, AKP karşıtı sloganlar duyuluyordu. Ne güzel bir görüntüydü o! Kadınlı erkekli insanlar, ''ah, bizim insanlarımız'' kendiliğinden bir yürüyüş kolu oluşturmuşlar, geçmişe özlem duyanların heveslerini kursaklarında bırakacak bir direnci nihayet sokağa taşımışlardı. Apartmanlarda da ışıklar yanıp sönüyor, sokağa çıkanların tepkisine apartman pencerelerinden insanlar destek veriyordu. Gerçekten de ne güzel bir görüntüydü o!

Aradan ne kadar zaman geçmişti hatırlamıyorum ama, gecenin ortasına yakın kızım ve arkadaşları eve gelmişlerdi. Ellerinde ay yıldızlı bayraklar ve heyecan içinde polislerle nasıl da karşı karşıya kaldıklarını anlatmaya çalışıyorlardı. Beşiktaş'a gitmişler, Çarşı grubuyla birlikte Taksim'e çıkmak istemişler, polisin gazı ve copu ile tanışmışlar, öylece ve öfkeyle eve dönmüşlerdi, öksürerek ve gözlerini oğuşturarak... Gurur duymamak mümkün değil; sadece onlarla mı, hepsiyle, milyonlarcasıyla... O kendiliğinden sokaklara inen genci yaşlısı insanlarımızla...

Gökdemir'in söylediği gibi:

''Ülke o gün ve takip eden 15 günde mutluluğun resmini yapıyor adeta. Birlikte direniyor, birlikte yiyor, birlikte içiyor. Dayanışmayı ve paylaşmayı hatırlıyor şehir. Barikatın ardı özgürlük demek. Civardaki işyerlerinde çalışanlar aralarında para toplayıp parka yemek yolluyor. Evlerde kekler pişirilip parka taşınıyor. Aç, açık kalmıyor etrafta. Tinerci çocuklar ilk defa öyle mutlu, sokak köpekleri ilk defa öyle şen. Beyaz yakalılar sokağın sırrını keşfetmenin kıvancıyla dolaşıyor ortalıkta. Bir devletin zulmettiği kalabalıklar bir halk oluyor uzun süre sonra ilk defa, “kaynaşmış, imtiyazsız, sınıfsız” bir ulusa dönüşüyor. Cumhuriyetle barışıyor, bayrağına sahip çıkıyor, çekip alıyor onu zalimin elinden. O gün orada hep birlikte bir ağızdan “boyun eğmem” diye haykırıyor…''

http://haber.sol.org.tr/yazarlar/orhan-gokdemir/geziden-kalan-238671

Evet; ne güzel günlerdi!

Gezi direnişi bize bu ülkede aydınlanmacı, laik ve yüzü sola dönük milyonlarca insanımız olduğunu kanıtlamış ve o milyonların kafasına estiğinde nasıl da sokaklara akabildiğini ve ''boyun eğmem'' diye haykırabildiğini göstermiştir.. Bu yüzden bu ülkede hiçbir solcunun gelecek için karamsarlık yaşamaya ve halkına küsmeye hakkı da yoktur. Bir gerici grubun 16 yıl önce iktidarı eline geçirmesi ve cumhuriyet kazanımlarına yönelik düşmanlığını toplumsal ve siyasal alana yayması bu ülkenin geleceğinden umudumuzu kesmemizi hiç ama hiç gerektirmiyor. Dün yapmış olmamız, yarınlarda da yapılabileceğinin göstergesi. Dün yaptık, yarın daha güzelini yaparız. Yeter ki, daha hazırlıklı ve daha örgütlü olalım. O yiğit halkı kendiliğindenliğin belirsizliği içine terk etmeyelim.









Bu ileti en son melnur tarafından 29.05.2018- 09:11 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Metin Çulhaoğlu'ndan: GEZİ Direnişi melnur 0 1033 01.06.2020- 00:52
Konu Klasör Korkut Boratav Yanıtlıyor: Gezi Direnişi Sınıfsal Bir Başkaldırı mı? melnur 0 1358 10.11.2019- 07:03
Konu Klasör CHP üzerine... melnur 5 4321 27.02.2019- 08:53
Konu Klasör Engels üzerine... melnur 2 1508 16.01.2022- 03:28
Konu Klasör Demokrasi üzerine... melnur 0 1133 16.03.2022- 07:46
Etiketler   GEZİ,   direnişi,   üzerine.
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS