Konu Tarihi: 09.10.2019- 01:37

---

Film biraz önce bitti. İçimde bir sıkıntı, bir pişmanlık duygusu...Daha önce sinemada izlemiş, sonra televizyonda gösterildiğinde ise kayıt etmiştim. Gece yarısına doğru tekrar izledim. Etkilenmemek mümkün değil. Yoğun bir yoksulluk, annesi ve kundaktaki küçük kızkardeşin gözleri önünde, babası tarafından öldürülmesi...Müslüm Gürses'in gerçek   hayat hikayesi olduğu söylenen   filmden söz etmeye çalışıyorum. Bir insan böyle bir hayata nasıl dayanabilir, nasıl direnebilir ki? A.Camus'a gönderme de yaparak bir insanın hayatının üzüntüler ve pişmanlıklarla dolu olduğunu söylersek fazla mı abartmış oluruz. ''Müslüm Baba'' filmini her izlediğimde böyle bir duygu yaşıyorum: Üzüntü ve pişmanlık!

Bizim ilk gençliğimiz -70'li yılların sonu- aynı zamanda köyden kente göçün ve arabesk müziğin patladığı yıllardı. Müslüm Gürses'in sesini de o zamanlar duymaya başlamıştık. İlk başlarda inanılmaz itici gelmişti bana. İçe dönük, insan bireyinin acılarını toplumsal bağlamından koparan bir anlayışla ve yoz bir müzik eşliğinde terennüm eden bir piyasa şarkıcısıydı; öyle gelmişti, öyle geliyordu. Toplumsal kurtuluş mücadelesinin kızıştığı ve   kitlesellik kazandığı koşullarda bu tür müzik insanlarımızı bu onurlu serüvenin dışında tutar ve kendi içine ve içinde bulunulan hayata kapalı/kilitli hale getirirdi. Ve üstelik sanki her şarkı/türküsünden önce zihnini bulandıran bir şeyler içiyor gibi gelirdi. Böyle düşünürdüm, böyle düşünürdük; saçmasapan bir şeydi ve o dönemde pek çok saçmasapanlıklarımız gibi, aynı zamanda Müslüm Gürses ve onun gibi onlarca insana da bir haksızlıktı. Evet, arabesk bir müzik türü gelişmişti ama o müziğin, içinde bulunulan toplumsal koşulların zorunlu bir parçası olduğunun bir türlü üzerinde durmuyorduk. Kolaya kaçıyor, nasıl olursa olsun, bir acının, bir yokluk ve yoksulluğun müzik eşliğinde dile getiriliş biçimine kayıtsız kalıyor, burun kıvırıyorduk. Şimdi düşünüyorum da, bizim o hallerimiz az bilmişliğin çok bilmişlik taslamasından başka ne olabilirdi!?

Yıllar öyle akıp gitmişti. Müslüm Gürses uzunca bir zaman aradığım ve dinlediğim bir sanatçı olmadı benim için. Ne zaman, nasıl radarıma girip dikkatimi çekti onu da pek kestiremiyorum. Daha önce ara sıra da olsa dinlemeye başlamıştım ama, filmi izlediğimde yaşadığım duygu sadece üzüntü ve yoğun bir pişmanlık duygusu olmuştu.

Bir insanın gençlik dönemleri gerçekten de yanlış değerlendirmeler, yanlış kararlar ve bir daha asla onarılmayacak hatalar ve pişmanlıklarla dolu olarak geçiyor. Sadece gençlikte, insanın başının üstünde kavak yelleri estiği dönemlerde de değil. Belki de insan var oldukça bu ve benzer hataları hep yapacak ve sonrasında asla onarılamaz pişmanlıklar yaşayacak... Müslüm Gürses benim için öyle bir isim...Sadece, belki hiçbir kişinin yaşayamayacağı acıları yaşamış olması nedeniyle değil ve aynı zamanda o yaşadıklarını sanatsal olarak da belli bir seviyenin üzerinde bir müzik kalitesiyle bizlere yansıtabildiği ve hiçbir zaman ucuza ve kolaycılığa kaçmadığı ve bizlerin bu gerçekliği zamanında bir türlü anlayamadığımız için...

Filmin bir sahnesi bana epey iç burkucu gelmişti. Hayata sadece içki ve sigarayla ve arada bir kullandığı ilaçlarla karşı koymaya çalışan Müslüm Gürses çocukluğunda sinemada gördüğü Muhterem Nur'a aşıktır. Muhterem Nur sevgisini hep içimde yaşatır. Yeri gelir, tanışırlar, turnelere çıkarlar. Sonunda Muhterem Nur'a evlenme teklifinde bulunur. Muhterem Nur şaşkın, bu teklifi bir OYUN olarak yorumlar önce ve ''Ben oyun oynayacak yaşı geçtim Müslüm'' diye tepki gösterir. Müslüm'üm yanıtı tam da kendine yakışandır. ''Ben o yaşa hiç gelmedim ki!''

Müslüm Gürses artık yok.
Müslüm Gürses'i altı yıl önce yitirdik...
O kendine özgü samimiyet, içtenlik ve naifliği de...

Evet, film biraz önce bitti. Gecenin bir yarısı, bunları yazıyorum... Müslüm Gürses'in muhtemelen Muhterem Nur için söylediği şarkının sözleri kulaklarımda..

Çünkü sen çölüme yağmur oldun
Sen geceme gündüz oldun
Sen canıma yoldaş oldun
Sen kışıma yorgan oldun..

Ve sonra...

İtirazım Var!



NOT: Müslüm Gürses için ayrı bir başlık çok da yanlış değil gibi geliyor bana. O bunu gerçekten hakediyor.

Işıklar içinde uyusun!

Cevap Tarihi: 10.10.2019- 06:11

---

Filmin en şaşırtıcı yanı   Müslüm Gürses'i canlandıran Timuçin Esen'in filmdeki şarkıları kendi sesinden okuması ve bu konuda da bir hayli başarılı olması. İlk anda şarkıyı söyleyenin Müslüm mi, yoksa Timuçin Esen mi olduğunu anlayabilmek pek mümkün olmuyor. İnternette kısa bir araştırma yaparak bu konudan emin olabilmiştim. Timuçin Esen'i oyunculuğunun yanı sıra bu konudaki performansı ile de gerçekten kutlamak gerekiyor.  

Cevap Tarihi: 21.08.2022- 08:02

---

Müslüm Gürses de   Ferda Anıl Yarkın'ın o güzelim şarkısını   kendi yorumuyla çok farklı söylüyor. Önce ondan bir dinleyelim, sonrasnda sıra Ferda Anıl'a da gelecektir elbet.