SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
Kanal İstanbul ile İstanbul depremi arasında ilişki var mı           (gösterim sayısı: 1.591)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.002
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

36 kere teşekkür etti.
50 kere teşekkür edildi.
Konu Yazan: melnur
Konu Tarihi: 01.01.2020- 11:03


Kanal İstanbul ile İstanbul depremi arasında ilişki var mı

AFAD’ın yayınlamış olduğu basın bildirisine de cevap yazma gereği de bu noktada zorunluluk arzettiği, kanısı ve kanaatindeyim.
 
Resim Ekleme
 
Bu ülkenin deprem konusunda “yetkin olmaya çalışan” bir kurumu bugünlerde pek de güzide olmayan bir basın bildirisi ile Kanal İstanbul Projesine karşı eleştirilerini yükselten akademisyenler ve mühendislerine cevap verme girişimde bulundu. Yaptıkları basın açıklaması ve karşı duruş ise bir bilimsel çalışmanın temel sonuçlarına dayanarak değil, talimatlı olarak yapılmış bir metin görevi görüp, görmediği ise bu yazının konusu olarak karşımızda durmaktadır.  

AFAD’ın ÇED raporunda olmayan (ÇED raporunun hazırlanması özel bir firma tarafından kimlere hazırlatıldığı belli olmadığından) desteği, rapor yayınlanması sonrası neden bir Basın Açıklaması yapmasına neden oldu?

26.12 2019 tarihinde ÇED raporunun açıklanmasından sonra İçişleri Bakanlığına bağlı Afet ve Acil Durum Yönetim Başkanlığı “Kanal İstanbul ve Deprem İlişkisi” konulu bir basın açıklamasını web sayfasında yayınladı. Tabi ilk akla gelen Kanal projesi ile ilgili kurumdan daha önce bir görüş talep edilmediği konusu. Eğer istendiyse böyle bir ilişkinin (Kanal ve Deprem) mevcudiyeti Çınar Mühendislik tarafından hazırlanan raporda olurdu. Ya da böyle “önemli” bir konuda hazırlanan ÇED raporunun hazırlanma sürecinde kendini sorumlu hisseden kurum yöneticileri “sonrasında taraf olmayı seçerek, sorumlu olduklarına karşı yanınızdayız mesajını vermeleri nedeniyle” ÇED raporuna dahil edilmemiştir.

Kanal İstanbul projesi güzergahında gerçek durum nedir? sorusuna da bu nokta aşağıdaki metinde belirtilen birkaç bilimsel çalışmayı da refere ederek, sonuçlarıyla   AFAD’ın yayınlamış olduğu basın bildirisine de cevap yazma gereği de bu noktada zorunluluk arzettiği, kanısı ve kanaatindeyim. Konunun tek bir tarafı bulunmaktadır. Bilimsel gerçekler, toplumsal ihtiyaçlar, doğanın korunup tahrip edilmemesi ve gelecek nesiller adına en fazla “10000 yıl” ayakta kalabilecek bir projenin karşısında durmak bir görev ve bilimsel sorumluluktur.

10000 yıl sonra depremler nedeniyle KANAL açıldığı gibi KAPANABİLECEK mi?

Açılması düşünülen kanalın bulunduğu nokta, Anadolu plakasının Avrasya plakasına göre göreceli hareketi nedeniyle yıllık ortalama hareket hızı 23 mm/y’dir. Beklenen büyük Marmara depremi gibi, her bir depremde ortalama 4-5 m’lik kayma (yerdeğiştirme) ve atım meydana gelmektedir. Bu hareket ile birlikte düşünüldüğünde 40-50 büyük deprem bu kanalı kapatacaktır! Her 250 yılda bir deprem olduğu düşünüldüğünde bile maksimum proje ömrünün 10000 yıl olabileceği ve kara da ne tür deformasyona neden olacağı hesaplanmamışken, AFAD’ın bu talihsiz açıklmasının nedeni nedir? Yani doğal olmayan, yapay etkenlerle hazırlanmış boş bir yatırım. Çünkü doğa bu kanalı kapatacak iç devinim gücüne sahiptir.


Bilimsel yayınlar Fay aktivitesi konusunda ne söylüyor? Bölgede faylar var ve aktifler!

Şimdi de yukarıda ifade edilen bilimsel yayınlardan ilkini paylaşarak, yayında ifade edilen değerlendirmeler ve sonuçlarıyla süreci birlikte inceleyelim. Ergintav ve arkadaşlarının (2011) yılında “Geophysical Journal International”dergisinde yayınladıkları “Structural framework of onshore and offshore Avcılar, Istanbul under the influence of the North Anatolian fault” konu başlıklı çalışmada, Marmara Denizi içinde ve İstanbul kara parçasında (Büyükçekmece-Avcılar arasında) yaptıkları çalışmada bölgede uzun ve kısa süreli deformasyonlarının fay aktivitesi, heyelanlar ve zeminde meydana gelecek oturmalarlaaçıklamışlardır. Bölgede Çatalca ve günümüze aktif olmayan Batı Karadeniz Faylarının (güzergahı kalın sediman örtüden dolayı belirlenememiştir) yanı sıra 17 Ağustos 1999 depremi sırasında Avcılar-Küçükçekmece bölgesindeki hasarın nedenini sadece zemin koşullarıyla açıklanamayacağı, bölgede aktif fayların özellikle heyelan aktivitelisiyle de ilişkilendirilebileceği düşünülmüştür. Bir diğer çalışmada ise Alp, (2014) tarafından Geo-Marine Letters adlı dergide yayınlanmış   “Evidence for active faults in Küçükçekmece Lagoon (Marmara Sea, Turkey), inferred from high-resolution seismic data” konu başlıklı çalışmadır. Araştırmacı Küçükçekmece gölünde Holosen sedimenleri üzerinde ilk kez yapılan sismik yansıma ve batimetri çalışması sonuçlarıyla üç (3) adet fayın varlığına işaret etmiştir (Şekil 1 ve Şekil 2). Bu fayların bağımsız olmadığını ve Kuzey Anadolu fayıyla eşzamanlı olarak düşünülmesi gerektiğini yani aktif olabileceğini fakat bunun sismolojik ve yapısal verilerle ispatlanması gerektiğini vurgulamıştır. Yani Holosen dönemi genç alüvyonlara işaret etmektedir. Bu alüvyonları “üç fay kesiyorsa ve bunlar Kuzey Anadolu fayıyla birleşiyorsa, aktif faylar olabilir” denmektedir.

Resim Ekleme
Resim Ekleme
Alp, 2014 çalışması sonuçlarını da merkeze alarak 2016 yılında Faqi Diao ve arkadaşlarının Remote Sensing dergisinde yayımladıkları ‘İstanbul’un Güneybatısında Avcılar yakınlarında Kuzey Anadolu Fayı’nın ikincil fay aktivitesi: Insar interferrometri gözlemleri bulguları (Secondary Fault Activity of the North Anatolian Fault near Avcilar, Southwest of Istanbul: Evidence from SAR Interferometry Observations) konu başlıklı makale de Küçükçekmece Gölü içinden geçen Küçükçekmece Fayının aktif olduğunu belirtmiştir. Yani ortada aktif faylar vardır.

Resim Ekleme
Resim Ekleme

ÇED RAPORUNDA FAYLARIN DURUMU!

ÇINAR mühendislik tarafından 200 akademisyen ve mühendisi hazırlatılan raporda var olan Jeofizik ve Jeolojik kesitlerde kanalı kesen birçok fayın varlığına işaret edilirken ve bu fayların aktivitesi ve kanal açılırken nasıl davrancağı hesaplanmamışken, ÇED raporuna itiraz sürecinde AFAD’ın bu acelesinin nedeni nedir? Bilim ve Gelecek dergisinde Prof. Dr. Haluk Eyidoğan ‘un yayınladığı çalışma da; Yeni Türkiye Bina yönetmeliğinden daha yüksek ivme değerlerinin ÇED raporunda (Küçükçekmece gölünde 0.7 g’lik) belirtilmesi, Orta Marmara Çukurluğu yerine Yalova’daki fayın kırılmasını (yani daha tehlikeyi uzağa taşıyarak, riski azaltma) kanal girişinde Avcılar-Küçükçekmece bölgesinde 6 metrelik dalgaların oluşması beklendiği modellenmişken, kurum hangi bilimsel donelerle bu iddia da bulunduğu yine soru işaretidir.

İSTANBUL’UN KARA KISIMDAKI FAYLAR ÇALIŞILDI MI?

Ayrıca MTA tarafından 2013 yılında güncellenen Türkiye Diri Fay haritası, 2011 yılında Van depremi sonrası özellikle gündeme gelmiştir. Van depremine neden olan fay literatürde hidden/buried (gizli/gömülü) fay olarak isimlendirilen fay üzerinde olmuştur. Yani aktif faylar hala tam olarak tespit edilememiştir. Yapılacak Jeofizik çalışmalarla bu tür fayların tespiti mümkündür ancak İstanbul anakarasında bu yönde bir çalışma (özellikle gravite, sismik yansıma vb) yapılmamıştır. Ne İBB, ne MTA ne de başka bir kamu kurumunun bu vb çalışmaları yoktur. Kanal İstanbul projesi güzergahında bu ölçümler yapılmamıştır. Ayrıca ÇED raporunda, fay aktivitesini (mikro) belirtmeye yönelik yoğun bir deprem kayıt ağı verisi, interferometre veya GPS ağı verisi de yoktur. Yani olmayan bir veriyle “fay aktif değil, deprem olmaz veya büyük depremi tetiklemez” demek; afakidir. Yani AFAD tarafından yapılan açıklama ya bir talimatla yazılmış ya da konunun uzmanı olmayan ve bir araştırması olmayan kişiler tarafından “kurtarıcı” olmak vasfıyla kaleme alınmıştır.MTA’nın güncel fay haritasında aktif fay yok denilmesi, bu bölgede bu fayları tespit edecek Jeofizik Çalışma yapılmamasından kaynaklıdır.

Son olarak bu hafriyat ve elden çıkarılacak katı kütle ve yerine gelecek su kütlesinin sadece bu alanın değil, tüm bölgenin izostatik dengesine nasıl müdahil olacağı da ÇED raporunda hesaplanmamıştır. Toplam harfiyat hacmi 2 milyar 100 milyon metreküp, kütle 6 milyar ton (yoğunluk ortalama 3 ton/metreküp), yerçekimine karşı iş yapıldığı için ne kadarlık bir kuvvetle oynanacağı için yerçekimiyle çarptığımızda (9.8 m/saniyekare) ortaya çıkan rakamı da proje güzergahına konu olan alana böldüğümüzde (yaklaşık 9 milyon metrekare) ortaya 0.06 barlık bir basınç değişimi ortaya çıkmaktadır. Görece olarak küçük olan bu değer yeraltında biriken deprem enerjisinin kırılması için daha ne kadarlık bir yüke ihtiyacı olduğu bilinmediğinden önemli ve anlamlıdır. Yani 0.01 barlık bir yük bile depremi tetikleyebilir. Bunun ispat edilmesi gerekmektedir. Yani ülkenin ciddi bir kurumu ortaya çıkıp “aktif fay yok, deprem ile kanal ilişkisi yoktur” gibi sözler söylemeden önce bilim insanı kimliğiyle; veri ve hesaplamalarla ispat etmek gerekmektedir. 17 Ağustos 1999 depremi sonra yapılan hesaplamalarda Marmara denizi için 5 bar, Düzce segmentine ise 10 barlık bir enerjinin transfer olduğu ve son 26 Eylül 2019 Silivri depreminde orta marmara fayına 1 barlık bir enerjinin transfer olduğu beraber düşünüldüğünde; Düzce segmentinin 17 Ağustos 1999 depreminden 3 ay sonra kırıldığı ancak Marmara segmentinin neden kırılmadığı sorusuna da bir cevap verilememektedir.

Yani sonuç olarak bir depremin ne zaman tetikleneceği, hangi fayın aktif olup olmadığı konuları bilimsel verilerle ispatlanmalı ve çürütülmelidir. Ancak AFAD tarafından böyle bir veri ve sonuçları ne bilim camiasına ne de kamuyouyla paylaşılmamıştır. Kanalın açılmasıyla alınan harfiyat ve gelecek su yükünün (Düşey ve yatak olarak uygulanacak yükün) değişimi sonrası nasıl davranacağına dair net bir bilimsel hesap ve ölçüm bulunmamaktadır. Eğer bilinseydi, herhangi bir depremin Marmara’da beklenen büyük Marmara depremi gibi ne zaman olabileceği söylenebilirdi. Yani ilgili kurum, neden bugün fayın ne zaman kırılacağına dair bir açıklama yapmıyor da? olmayacağına yönelik açıklama yapabiliyor. Bu da ayrı bir sorun. Biz depremin ne zaman olmayacağı değil, ne zaman olacağıyla ilgileniyoruz. AFAD kurumuna gerekli bilimsel yatırım ve bütçeyi ayırmayanlar, bilimsel çalışmalarla cevaplaması gereken bu kadar soru varken; çıkıp zorla yazılmış bir basın bildirisiyle, kimsenin kafasını karıştırmaya bile kalkmasın! Sonra çıkıp birileri cevabını bilimsel verilerle verir ve kurumun itibari yerle bir olur.

*Unutmadan söylemem gerekir ki; 29 Ekim 2016 tarihinde 675 sayılı KHK ile İstanbul Üniversitesinden ihraç edilmeden önce bu bölgede Mikrogravite verileri toplayıp, aktif fayları tespit etmeye çalışırken de ihraç edilmem dolayısıyla bu soruya yanıtı şu an veremiyorum. Ancak pek yakında hazırladığım bilimsel yayın yayınlandıktan sonra kendi verilerimle bilimsel cevabı da vereceğim!

Savaş Karabulut / Jeofizik Mühendisi-Sismoloji Doktoru
https://odatv.com/kanal-istanbul-ile-istanbul-depremi-arasinda-iliski-var-mi-29121941.html



Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör İstanbul depremi: Durum kritik... melnur 12 3449 28.02.2023- 00:26
Konu Klasör Kanal İstanbul ve Montrö... melnur 3 3143 26.12.2019- 05:32
Konu Klasör ''Kanal İstanbul çılgınlığına derhal son verilmeli!'' melnur 13 5573 09.11.2022- 19:07
Konu Klasör Cumhuriyet Depremi tarihselmaddeci 1 5076 04.02.2015- 23:27
Konu Klasör Sosyalistler arası karşılıklı eleştiri kültürü üzerine... melnur 0 1158 11.12.2021- 06:01
Etiketler   Kanal,   İstanbul,   ile,   depremi,   arasında,   ilişki,   var,  
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS