SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
''Teori gridir, yaşamın sonsuz ağacı ise yeşil.''           (gösterim sayısı: 2.124)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.954
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

36 kere teşekkür etti.
50 kere teşekkür edildi.
Konu Yazan: melnur
Konu Tarihi: 16.11.2020- 11:26



Bugün, yaşamın bize en gri haliyle göründüğü salgın zamanlarında en acil ve kritik mesele, teorinin yalıtılmışlığında huzur bulmak yerine bu griliğin içinden boy verecek filizleri aramaktır.

 
Yeşildeki gri, grideki yeşil: İşçi sınıfını tanımak - GAMZE YÜCESAN ÖZDEMİR

“Gri teoridir, dostum, yeşil yaşamın sonsuz ağacıdır”, der Lenin Nisan Tezleri’nde. Lenin, tüm hayatı boyunca, yaşamın ve pratiğin en yakın takibine yönelmiştir. Ve devrimi, sürekli bir ihtimal olarak ele alır. Somut durumun tahlili onun için devrimin olabilirliği ve güncelliğidir. Bu yüzden “somut durumun somut tahlili” deyince ilk olarak Lenin geliyor aklımıza, Marx ve Engels farklılarmış gibi. Adı geçenlerin yöntemleri üzerine çok şey söylendi. Bu yazı mevcut iddialar denizine yenilerini katmayacak. Ama somut durumun somut tahlili konusunda kuruculara olan teşekkür borcumuzu hatırlatacak.

Bugün salgın sonrası bir siyaset öreceksek, bizim de bakmamız gereken en önemli yer emekçilerin somut yaşam pratikleridir. Böyle demekle Marx ve Engels tarafından açılıp diğerleri tarafından geliştirilen ilişkiler dünyasına da girmiş oluyoruz. Son dönem entelijansiyanın ağırlıklı olarak iddia ettiğinin tersine, Marx bu dünyanın kapısını açıp birkaç dokunaklı söz söyledikten sonra oradan ayrılmamıştır. Hep oradadır. Engels’in işçi sınıfını anlamada ve açıklamada kullandığı etnografi ve Marx'ın işçiler için hazırladığı anket başta olmak üzere pek çok çaba bu yorumu doğrular.

Etnografi araştırmacının incelediği topluluğun yaşamına yoğun ve etkin katılması, yüz yüze görüşerek bu yaşamlara dair iktisadi, siyasi ve kültürel boyutları derin ve ayrıntılı yansıtmasıdır. Tarihin bize gösterdiği en önemli etnograflardan biri olan Engels ve en çarpıcı etnografik araştırmalardan biri olan İngiltere’de Emekçi Sınıfın Durumu, somut durumun somut tahliline giriş yapabileceğimiz önemli kapılardan biridir.

Engels 1842 yılında yirmi ikinci yaşında iken İngiltere’ye gitti. 1842 ile 1844 yılları arasında Londra’nın, Leeds’in, Manchester’ın gürültülü caddelerinde ve işçi mahallelerinde emekçi sınıfların yaşamına katıldı. Emekçilerle, onların yaşam koşullarını başkalarına aktarıp iyileştirme talebinde bulunmayı hedefleyen bir gözlemci olarak değil, emekçi sınıfların gündelik pratiklerinin bilgisini onlarla beraber üretip, bu bilgiyi onların mücadelesinde kullanıma sunan bir devrimci olarak ilişki kurdu. Bu da Engels’in, İngiliz işçi sınıfını yalnızca fabrikalarda değil, gündelik hayatın içinde analiz etmesini ve üretim noktası ve gündelik hayatın organik birliğine vurgusunu anlaşılır kılar. Artık biliyoruz ki o kenar mahallerde dolaştı, emekçilerin yoksulluğunu ve sefaletini yüklendi. Çalışmalarını okuyanların zihinlerine “işyeri gündelik hayatın üretildiği bir andır ve işyeri dışındaki hayatı da belirleyici bir güce sahiptir” fikri düşüyorsa nedeni budur.  

Engels’in sınıfın bütününü gören yaklaşımı söz konusu deneyimlerden ayrı tutulamaz. Kitabın yayınlandığı dönemde yapılan diğer çalışmalar işçi sınıfının bazı kesimlerini araştırırken, Engels sınıfın bütününü ele aldı. Engels’ten hareketle yapılması gereken, olgusal olarak var olan farklılıkları görmezden gelmek değil, tüm bu parçalanmışlığı ve farklılığı ortaya çıkaran temel ortaklık zeminini ve temel tarihsel eğilimi çözümlemektir.

Engels, eserinde işçi sınıfının durumunu gözden geçirmek ve betimlemekle yetinmedi, bu durumun toplumsal ve siyasal sonuçlarını da çözümlemeyi amaçladı. Dolayısıyla İngiltere’de Emekçi Sınıfın Durumu, sınıf üzerine çalışırken salt anlamak değil, teorik bir kavrayışa da sahip olmak imkanlarını içerir. Böyle bir teorik strateji, işçi sınıfının deneyimlerini sadece serimlemeyi değil, sınıfın içinden şekillendiği ideolojik iktisadı ve siyasal yapıları bir bütün olarak kavramayı gerektirir.

Böyle biri yazdıklarında direniş damarlarını da arayacaktır haliyle. İşçilere şöyle diyor: “Sizleri oturduğunuz yerlerde görmek, günlük yaşantınızda gözlemek, sizlerle yaşam koşullarınız ve acılarınız hakkında konuşmak, sizi ezenlerin sosyal ve politik iktidarına karşı mücadelenize tanık olmak istiyordum.” İşçileri analiz ederken, bazılarının yenik düştüğünü ve ahlaksal açıdan çöktüğünü, bazılarının yazgısına boyun eğdiğini, bazılarının ise burjuvaziye karşı kendilerini koruyup tüm güçleriyle insanlık onurunu savunduklarını gösterdi. Sınıf mücadelesinin, bir kez verilecek bir savaşın cephe hattında toplandıktan sonra “hadi bakalım” diye başlanacak somut bir duruma denk gelmediğini, hayatın uzlaşmaz çelişkileri içinde ve hayatın her anı/alanı içinde sürekli üretildiğini gösterdi.

Etnograf olarak Engels'in tarihteki yerini vurguladık. İkilinin tutumlarını anlamak için Marx'ın İşçi Anketi (Enquête Ouvrière) de başka bir tarihi referans. Marx 1880 yılında Revue Socialiste dergisi için işçilere, sosyalistlere, muhaliflere ve tüm halka uygulanmak üzere 101 soru hazırladı. Anket derginin eki olarak 25 bin adet basıldı. Anketin dergi adresine gönderilmesi isteniyordu. Anketin geri dönüşü az sayıda oldu, bu yüzden anketin herhangi bir sonucu yayımlanmadı.

Uzun yılların hem teorik hem de pratik deneyimini taşıyan bu anketin başında kısa bir önsöz vardı: “Giriştiğimiz bu işte şehirlerdeki ve kırsal bölgelerdeki tüm işçiler tarafından desteklenmeyi, zira sadece onlar katlandıkları sıkıntıları sebeplerinin bilgisiyle tam olarak tasvir edebilirler ve yine, ilahi kurtarıcılar değil sadece onlar, kapitalist sömürünün onları maruz bıraktığı sefaletin çarelerini hevesle hayata geçirebilirler. Her okuldan sosyalistlere de güveniyoruz, toplumsal bir reform isteyenlerin, geleceğin sahibi işçi sınıfının içinde çalıştığı ve hareket ettiği koşulların tam ve pozitif bilgisini de istemesi gerekir.”

Marx'ın hazırladığı anket dört bölümden oluşur. Birinci bölümde işin niteliği ve çalışma koşulları, ikinci bölümde çalışma ve dinlenme süreleri, üçüncü bölümde gelirler, giderler ve geçim koşulları, dördüncü bölümdeyse grev, direniş ve mücadele soruları vardır. Anket içinde açık uçlu sorular da bulunur. Bu da Marx'ın işçi sınıfına dair çok kapsamlı bilgiye ulaşma arzusudur.

Bugün Marx’ı Engels’ten ve Lenin’den ayırarak düşünmek post-Marksizmde ve sol liberalizmde çok itibarlıdır. Yalnızca Marx’tan hareket etmeye yeminliymiş gibi davrananların gözünde Engels ve Lenin, pratiğin kirine bulaşmışlardır. Oysa Marx hülyalı bir düşünür, yaşamın derinliklerini arayan derin bir felsefeci, ucu açık sorulara verdiği karmaşık yanıtlarla gizem dolu bir yazardır. Hiç şüphe yok ki, Marksizm bu üç isim birlikte olmadan düşünülemez.

Bugün, yaşamın bize en gri haliyle göründüğü salgın zamanlarında en acil ve kritik mesele, teorinin yalıtılmışlığında huzur bulmak yerine bu griliğin içinden boy verecek filizleri aramaktır. Bu arayışın yol göstericileri, Marx’ın, Engels’in Lenin’in güncelliğini koruyan çalışmalarıdır. Dün de bugün de yarın da Marksizm her şeyden daha çok canlı, diri ve yaşayan bir teori ve siyasettir. İşçi sınıfıyla yan yana ve onlarla omuz omuza olduğunda nefes alıp verir. Dolayısıyla Marksizm akademinin karanlık ve gri tahlillerinin ötesinde sokakta, fabrikada ve mahallede yaşam ağacının sonsuz yeşilini kavrayacak olan devrimci praksistir.

https://sol.org.tr/yazar/yesildeki-gri-grideki-yesil-isci-sinifini-tanimak-19342



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.954
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 19.11.2020- 09:11


Teorinin gri, yaşamın sonsuz ağacının yeşil olduğu konusu Lenin'den önce   Rus yazar Gorki tarafından söylenmiş. Öyle biliyorum. Ve ilginçtir bu söz bile SF'de Marks ve Marksizmi terk eden Marksistler(!) tarafından teorinin önemsiz olduğu ve hatta reel sosyalizmle yanlışlandığı anlamında kullanıldı. Oysa öyle değildi, nesnelliğin (yaşamın) içerdiği çok farklı gerçeklikler sadece o halleriyle teoriyi yanlışlamaz, zenginleştirirler. Kısaca pratiğin teoriyi zenginleştirmek gibi bir niteliği vardır ve çünkü insanın toplumsal hayatının süreç içindeki değişimi   insan eylemiyle doğrudan ilişkilidir. Doğanın tarihsel süreç içindeki değişimiyle niteliksel   farkı da burada yatmaktadır. Şöyle:

Güneş doğudan doğar ve batıdan batar önermesi bir kez farklı bir sonuç ortaya çıkarttığında yani batıdan doğup doğudan battığında önerme yanlışlanmış olur. Çünkü doğanın değişimi kendiliğinden bir süreçtir ve bizim eylemimizle ilişkisizdir. Ama toplumsal süreçler için aynı şeyi söylemek mümkün değildir. Yani, toplumsal değişimler   doğrudan insan eylemi gerektirir.   İnsan eyleminin amaca uygun veya uygun olmayan eylemleri yani pratik değişimi doğrudan etkiler. Böyle olduğu için doğada insanın dışındaki gerçekliğin değişimiyle insan toplumun tarihsel süreç içindeki değişimi farklıdır ve farklı yorumlanmalıdır. Doğadaki değişimin kendiliğindenci   özelliği ile insan toplumunun   irade ve eylemine ihtiyaç gösteren değişiminin sonuçları farklı yaklaşımlar gerektirir. Konuya bağlarsak toplumsal değişimlerde insan faktörü mutlaka hesaba katılmalıdır. Çünkü   insan eyleminin çeşitliliği   insanın amacı dışında şekillenmesine yol açan bir potansiyeli de içinde barındırır. Teori teorik anlamda da yanlışlanmadığı sürece pratiğin sonuçları doğrudan teorinin yanlışlandığı anlamına gelmez/gelmemelidir.



Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Teori gridir melnur 0 4403 21.12.2016- 18:11
Konu Klasör Teori melnur 3 3653 02.09.2013- 00:49
Konu Klasör Mümtaz Soysal yaşamını yitirdi... melnur 1 2418 13.11.2019- 08:25
Konu Klasör Denizler'in 'Şekibe Abla'sı yaşamını yitirdi. melnur 1 1918 23.02.2020- 09:27
Konu Klasör İzmir HDP binasına saldırı: 1 çalışan yaşamını yitirdi. melnur 4 1518 25.06.2021- 01:03
Etiketler   Teori,   gridir,   yaşamın,   sonsuz,   ağacı,   ise,   yeşil.
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS