SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
''İlle de demokrasi''...           (gösterim sayısı: 1.340)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.005
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

36 kere teşekkür etti.
50 kere teşekkür edildi.
Konu Yazan: melnur
Konu Tarihi: 27.09.2021- 07:52


Selahattin Demirtaş'ın 13 Eylül tarihli T24 sitesinde yayıladığı mektubun başlığı bu ''ille de demokrasi''... https://t24.com.tr/yazarlar/selahattin-demirtas/ille-de-demokrasi,32451 Kılıçdaroğlu'nun ''adres'' ve ''muhatap'' açıklamasıyla başlayan süreçte Kürt sorununun ve demokrasi başlığının yeniden öne çıkması iyi oldu aslında. Ekonominin iyice krize girmesi, işsizlğin, yoksulluğu tavan yapması, mutfaktaki yangının neredeyse söndürülemez hale gelmesiyle gündemin bir hayli gerilerine düşen Kürt sorunu ve demokrasi başlığının bu nedenle yeniden öne çıkması kuşkusuz önemli. Aynı şekilde HDP'nin bugün açıklayacağı tutum belgesi de öyle.

Konuyu hemen hemen basına yansıyan kısmıyla da olsa foruma taşımak ve tartışmaya açmak üzerinden atlanılmaması gereken bir tavır, diye düşünüyorum. Bu konuları, bu başlıkları ''Kürtlerin ve PKK'nin ekmeğine yağ sürmek, ülkeye vatan hainliğinde bulunmak'' gibi abuk subuk değerlendirmelerle yorumlamanın çok yanlış yorumlar olduğunu ve gerçek yurtseverliğin ve gerçek milliyetçiliğin bu tür hamasi tavırlara girmeden konuları akılcı bir çözüme ulaştırabilmek adına önce anlamaktan geçtiğine inanıyorum. Önce anlamak gerekli... Dinlemeden, anlamadan uzunca yıllar etkisinde kaldığımız şiddet sarmalının dayattıklarıyla birtakım önyargılardan kurtulabilmenin zamanı geldi de geçiyor. Ne yapıldıysa olmadı, içeriden ve dışarıdan bir yığın kaşımalar da bir sonuç vermedi. Bu ülkenin insanları hangi etnik kimlikte olursa olsun birarada yaşamak istek ve iradesinin önüne geçilmesine izin vermedi. Bu durum Türkiye'nin en büyük şansı. Ama artık bu şansı çok fazla zorlamadan ülkemizin ve insanlarımızın yararına değerlendirmek gerekmiyor mu?

Önyargılarımızı, teslim olduğumuz haması düşüncelerimizi artık bir kenara bırakmanın zamanı gerçekten geldi de geçiyor. ''Karşı taraf''ı dışlamak, ötekileştirmek ve şeytanlaştırmaya çalışmak ve bu anlama gelebilecek siyasi pozisyonlar almak, bence ve gerçekte bu ülkeye ve bu ülke insanlarına yapılan en büyük kötülüklerden biridir. Ne yurtseverlik, ne milliyetçilik ve ne de nasıl tanımlanırsa tanımlansın bu yöndeki tavırların artık bir kenara bırakılması gerekmiyor mu?. Gerçek yurtseverlik, gerçek milliyetçlik her şeyden önce onyıllardır içinden çıkamadığımız bu şiddet sarmalından bir an önce kurtulmak, ülkeye kalıcı bir barış ortamının gelmesinden yana olmak ve son kertede demokrasiyi dinci faşizm yerine ikame etmek değil midir?   Ve üstelik tersi mümkün olabilir mi?

Ülkede bir sorun var. Ülkede yıllardır kanayan ve bir türlü kabuk bağlamayan   bir yara var. Bu yara, bu sorun anaların gözyaşlarının dinmemesine ve insanlarımızın ve gençlerimizin her gün toprağa düşmesine neden oluyor. İnsanlarımızı birbirine düşman ediyor. Ülkenin kaynaklarını kurutuyor. Yoksulluğumuza yoksulluk katmanın ötesinde bir işe de yaramıyor. Yaramadı çünkü. Yılardır silahlı çözüm yollarından hiçbir yarar sağlanamadı. Sadece öldürdük ve öldürmekle sorunun çözüleceğini indik.

Oysa sorunun çözümü silahtan, şiddetten geçmiyor.
Çözüm buralarda değl.
Önce dinlemeli, anlamaya çalışmalı...
Önce önyargılardan kurtulma adına adımlar atmaya çalışmalı...
Ve bu yüzden Demirtaş'ın yaptığı değerlendirmeyi önemsemeli...

Işıkların sönmemesi ve anaların ağlamaması adına...




Bu ileti en son melnur tarafından 27.09.2021- 07:57 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.005
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 27.09.2021- 07:55



(Demirtaş'ın yazısını aktaralım, sonrasında devam ederiz.)
İlle de demokrasi - Selahattin Demirtaş

Kürtler, Aleviler, muhafazakârlar, sosyalistler, Atatürkçüler, demokratik milliyetçiler dâhil her kesimden liyakatli kadrolar, demokrasi ortak paydasında birlikte hareket etmeyi başarabilmelidir. Demokrasinin kalıcı hale gelmesinin biricik yolu budur. Önce ilkeler, sonra ilkesel ittifaklar.

Resim Ekleme[><br]

Türkiye, tarihinin en önemli seçimine doğru adım adım yaklaşırken, siyaset arenası da doğal olarak giderek hareketleniyor. Seçimleri bu denli önemli kılan birçok neden var. Bunların başında da Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sisteminin bir sistem değişikliğinden öte, bir rejim değişikliğini hedefliyor, daha doğrusu dayatıyor olmasıdır.

AKP iktidarı, eski vesayetçi rejimin artıklarından da yararlanarak yeni bir otoriter rejimi kalıcı ve kurumsal hale getirmeye çalışıyor. Milliyetçi ve dinci referansları esas alan bu yeni otoriterizm, toplumsal direniş karşısında henüz kendini kurumsallaştırmayı başaramadı. Ancak bir seçim daha kazanır ve halk desteğiyle kendisine meşruiyet sağlamayı başarırsa otoriter rejimin kurumsallaşması tehlikesi güçlenmiş olur. Bu durumda Türkiye, önümüzdeki onlarca yılı daha karanlık bir mecraya sürüklenerek geçirir.

Öte yandan, seçimi demokrasi güçleri kazanırsa demokrasiyi kurumsallaştırma ve Cumhuriyet’in yüz yıllık birikmiş sorunlarını demokrasi içerisinde çözme imkânı ortaya çıkabilir. Sanırım tarihimizdeki hiçbir seçim, bağrında bunca ciddi tehlikeyi ve fırsatı bir arada taşımamıştır.

“Kazanarak kaybetme” olasılığı
Tam bir yıkım ve çöküş yaşayan devlet, baskıcı karakterini güçlendirip sorunların üstünü din ve milliyetçilikle örterek orta vadede dağılmaya doğru mu gidecek yoksa tüm sorunlarla hakiki bir yüzleşme sağlanarak demokratik cumhuriyetin inşası mı gerçekleşecek? İşte önümüzdeki seçim, bu önemli soruya yanıt verecek tarihi bir seçim olacaktır.

Peki seçimler sadece bu iki sonuçtan birini mi doğuracak? Başka bir sonuç olasılığı yok mu? Var elbette. O da, sırf seçim kazanmak için yapılacak ilkesiz ittifaklar sonucunda ortaya çıkacak “kazanarak kaybetme” olasılığıdır. Bu ifadeyle kast ettiğim, özetle, AKP ve Erdoğan gitsin de yerine kim gelirse gelsin anlayışıyla oluşacak vizyonsuz, ilkesiz, programsız bir siyasetin seçimi kazanmasıdır. İşte bu olasılık, yüz yıldır ilk kez ortaya çıkan, seçim yoluyla demokrasiyi kazanma fırsatının heba edilmesi anlamına gelir.

AKP ve Erdoğan’ın demokrasiye yönelme gibi bir niyetinin, kapasitesinin ve isteğinin olmadığı anlaşılıyor. Peki muhalefetin bu kapasitesi ve niyeti var mı? Muhalefetin tamamını ele aldığımızda, bu soruya gönül rahatlığıyla “evet” diyemiyoruz. Bunun da bizce haklı nedenleri var. Çünkü muhalefet demokrasiyi, demokratikleşmeyi halen taktiksel bir yaklaşımla ele alıyor, stratejik bir hedefe dönüştürebilmiş değil.

HDP’nin tutum belgesi
Görebildiğim kadarıyla, HDP bu açığı kapatabilmek ve tartışmayı ana eksene, demokratikleşmeye oturtabilmek için bir tutum belgesi açıklamaya hazırlanıyor. HDP’nin bu siyasi hamlesini yakından ve ciddiyetle takip etmek gerekir. İktidar ve muhalefet dâhil tüm siyasi güçlerin, HDP’yi ve açıklayacağı ilkeleri ciddiye almasında, Türkiye’nin geleceği için büyük yarar var. Çünkü demokratikleşme konusunda HDP’nin şakası yok, HDP blöf yapmıyor, taktik yapmıyor. HDP’nin demokrasi ilkelerini ciddiyetle ele alıp tartışmaya yanaşmayacakları, HDP de asla ciddiye almayacaktır.

Bunun ne anlama geldiğini görmek için seçim gününü beklemeye gerek yok. Peşinen söyleyelim, HDP’yi ciddiye almayanlar, demokrasiyi stratejik bir hedefe ve programa dönüştürmeyenler kaybeder. Bizler demokrasi ve özgürlük mücadelesi için direnmeye, çabalamaya devam ederiz. Ama başkaları ne yapar, bilemeyiz.

Önce ilkeler, sonra ilkesel ittifaklar
Son olarak şunu da belirteyim, seçimler tüm sorunlarımızı sihirli bir değnekmiş gibi çözmeyecek, sadece güçlü bir çözüm zemini yaratacak. O zemin de demokrasidir. Eğer demokrasiyi kuramayacaksak sorunlarımızı çözme fırsatını da yakalayamayız.

Yapılacak asıl işler seçim sonrasına ilişkindir. İşte muhalefetin topluma bu konuda güven vermesi çok önemlidir. Yani seçilecek yönetim, bir süre sonra devleti ele geçirip kendisinden başka tüm kesimleri yok saymayacağını, ezmeyeceğini kesin olarak güvence altına alan bir program açıklamalı, gerekirse kamuoyu huzurunda ilkesel protokol imzalamalıdır. Ayrıca iktidar asla tek bir siyasi çizgiye veya kişiye dayalı olmamalı, Cumhuriyet ve devlet yeniden inşa edilirken yüz yıl önceki hatalar tekrarlanmamalı; Kürtler, Aleviler, muhafazakârlar, sosyalistler, Atatürkçüler, demokratik milliyetçiler dâhil her kesimden liyakatli kadrolar, demokrasi ortak paydasında yan yana durarak, el ele vererek birlikte hareket etmeyi başarabilmelidir. Demokrasinin kurumsal ve kalıcı hale gelmesinin biricik yolu budur. Önce ilkeler, sonra ilkesel ittifaklar.

Bunun için kişisel kariyer hesapları, partizan faydacılık gibi yaklaşımlar bir kenara bırakılmalı ve kolektif akıl, ortak yönetim, birlikte inşa anlayışı hâkim kılınmalıdır. Biz halen bunun başarılabileceğine inanıyor ve bu doğrultuda çalışmaya devam ediyoruz.

Umutla kalın…

Selahattin Demirtaş Edirne Cezaevi




Bu ileti en son melnur tarafından 27.09.2021- 07:58 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.005
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 28.09.2021- 09:43


''İlle de demokrasi'' koymuş adını; demokrasinin altını çizmiş, demokrasiyi merkeze almış, demokrasi olmadan hiçbir sorunun çözülemezliğini bir kez daha vurgulamış. Kürt hareketi için elbette önemli. Zaten sorunlarının çözümünün -genel olarak- demokrai olduğunu sürekl olarak yineliyorlar.

CHP de farklı bir durumda değil; hatta diğer muhalefet partileri de...Hem tek adam diktatörlüğüne karşılar ve hem de yönetim biçiminin olabildiğince demokratikleşmesi gerektiğini savunuyorlar. Bir sorun, bu demorasi kavramını nasıl yorumladıklarıyla ilgili. Daha dgüzel ve daha demokratik bir Türkiye derken neyi kastettiklerini çok daha somut olarak açıklamalılar. HDP'nin dün açıkladığı 11 madde demokratikleşme skalası için yeterliyse bence bu 11 maddeye karşı çıkacak bir muhalefet partisi olmayacaktır. Sorun TBMM zemininde tatışılabilir ve bir süreç dahilinde çözümlenme yoluna gidilebilir.

Peki sosyalistler sürece/konuya nasıl dahil olmalı?

''Demokrasi bir burjuva yönetim biçimidir'' gerçekliği üzerinde ''hangi sınıf için?'' doğrusunu bir ezbere dönüştürüp üzerinde tepinmeye mi çalışmalılar? Sınıfsal mücadele, sol-sosyalist siyaset böyle bir şey midir? Kesinlikle değil. Böyle bir soru sormak ve konuyu tartışılır hale getirme zorunluluğu duymak bile insanı üzüyor. Reel politik görmezden gelinmeye çalışarak bir sol-sosyalist perspektif, strateji ve mücadele hattı örülebilir mi? Böyle bir şey olmaz. AKP ve liberaller öncülüğündeki sözde çözüm sürecinin bir çözüm süreci olmadığını ve demokratikleşme amaçlamadığını görüyor ve karşı çıkıyorduk. AKP ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu taraflarda bir bezinin olmadığını görüyor ve biliyorduk. Karşıtlığımız bundandı. Sürecin nihayetinde Erdoğan AKP'sinin muktedirliğiyle sonuçlanacağını da seziyorduk. Öyle de oldu. Gelinen nokta AKP içindeki kimi kesimlerin bile itiraz ettiği bir noktaya dönüştü. Türkye 1923 aydınlanma sürecinin gerisine düşnüş, cuhuriyet kazanımları yerle bir edlmiştir. Bu yüzden önümüzdeki ilk genel seçim önemli ve demokrasiye de bunun için ihtiyaç var. Daha farklı bir rejim, daha demokratik bir ortama her şeyden çok belki de sosyalistlerin ihtiyacı var. Sürecin solun-sosyalistlerin ayak bastığı zemini tamamen ortadan kaldırmayı hedef aldığı görmezden geliniyorsa, solculuk ve sosyalizm bir gevezelik konusu olmaktan öteye geçmez.

Rejimin değiştirilmesine ihtiyaç var.
Bu yüzden...
Sınıfsal mücadelenin önemli bir başlığına da dönüştürerek...
''İlle de demokrasi.''



Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Sosyal demokrasi mi devrimci demokrasi mi? melnur 2 1077 29.08.2022- 08:41
Konu Klasör Demokrasi üzerine... melnur 0 1168 16.03.2022- 07:46
Konu Klasör Demokrasi ve Lenin... melnur 22 2617 14.10.2023- 08:33
Konu Klasör Bu nasıl demokrasi dayanışma 8 4397 28.11.2015- 13:12
Konu Klasör Demokrasi Nedir? spartakus 0 4623 22.02.2016- 17:01
Etiketler   İlle,   demokrasi.
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS