SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
Neden kitle kazanamıyoruz, sorun ne?           (gösterim sayısı: 517)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.993
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

36 kere teşekkür etti.
50 kere teşekkür edildi.
Konu Yazan: melnur
Konu Tarihi: 07.06.2023- 03:34


Gazete Manifesto'da Kurtuluş Kılçer'in yazısını okudum ve   bizim sosyalist partilerimizin neden bu halde olduklarını ve neden emekçi halkta bir karşılık bulamadıkları konusunda yanıldığımı anladım. Evet, evet öyle yanılmışım. On yıllardır toplumsal alanda bir adım bile öteye gidemeyen, kalabalıkların ilgisini çekmeyi başaramayan, kalabalıkların dönüp bakmadığı, emekçi kitlelerle nasıl bağ kurulableceği konusunda yanlış insanlar ve yanlış siyasetlerle zaman harcayanların bir siyasi parti gibi değil bir düşünce kulubü gibi hareket ettiklerini savunuyordum. Öyle değilmiş. Yanıldığım nokta burası. Sosyaist   parti yöneticiliğinde bulunan bu arkadaşların seçim yenilgisi konusundan hareketle savunageldiklerine bakınca bu partilerimizin   düşünce kulübü olduklarını da iddia edebilmek bana pek mümkün gelmiyor.

''Sağın geriletilmesi sol ile mümkündür.'' demiş. Yahu ne geriletilmesi sorun teokratik bir yapılanmanın sandıkta yenilgiye uğratılması ve bir daha ''atı alanın Üsküdar'ı geçememesi'' söz konusuydu. 14 ve 28 Mayıs'ın taşıdığı anlam ve önem buydu ama bizimkisi bunu bile anlamamış görünüyor. Kötü. Anladılar da anlamamışlar gibi bir kurgu yapıp sonra söyleyeceklerine zemin hazırlamaya çalışıyorsa daha da kötü.

Sorun faşizmin alt edilmesiydi, sorun siyasi gerilimin tavan yaptığı bir süreçte sosyalizmin kitle kazanamamasıydı. Beceremedin. Ne faşizmin alt edilmesi için somut bir siyasi pozisyon alabildin ve ne de seçim sonuçlarına bakıldığında TİP'in Üsküdar'da aldığ oyu tüm Türkiye'de alabildin. Beceremediniz, başaramadınız. Olmadı, bir kez daha olmadı. Bunun hesabı verileceğine, bunun gereği yapılacağına hala ''biz doğruyuz onlar yanlış'' algısı yaratmaya çalışmalar...

Bu durum seçim yenilgisinde de kötü.
Ve daha daha kötüsü   hala bu tavırlar karşısında konsolide olmaya dünden fazla yatkın olan bir küçük sol kesimin varlığı...Gerçekten yazık.

Sosyalizmin kalabalık olmaya ihtiyacı var. Sosyalizmin toplumsal alanda etkisini arttırmaya ihtiyacı var. Sosyalist partilerimiz ne yapıp edecek kitlelerle bir şekilde bağ kurabilmenin yolunu bulacak. Sosyalist partilerimizin varlık sorunu iktidar perspektifidir ve bunun yolu da kitle kazanabilmekten geçmektedir. Kitlesellik kazanamıyorsan, bu yolda etkin siyasetler üretemiyorsan ''ben daha çok sosyalistim'' havalarında ortaya çıkmanın bir anlamı yok. Sosyalist sol yaşanan nesnel gerçeklikten uzak kendi gündemini yaratarak kitle kazanamaz, kazanamıyor, on yıllardır yaşanan ve bir türlü anlaşılamayan, belki de anlaşılmak istenmeyen sorun bu. Kitle kazanamayan siyaset yanlıştır. Bir kere deneriz, iki defa deneriz, üç dört, hala bir sonuç alınamıyorsa o siyasetin yanlışlığını ve o tarz siyasetle olmayacağını anlarız. Anlamalıyız. Hala aynı yanlışlarda ısrar ederek doğru bir sonuca varmak isteğinin akılcı, ve bilimsel bir yanı olabilir mi?

TİP kazandı, TİP başardı, çünkü doğru bir okuma yaptı ve o doğru okumaya uygun bir siyasetle toplumun karşısına çıktı. Türkiye toplumunun içinde bulunduğu süreç karanlığa karşı aydınlığın mücadelesiydi. Sosyalist solun tarih boyunca kitleyle bağ kurması, göreli bir kitlesellik kazanması hep bu şekilde toplumun ivmelendiği gündeme bir şekilde eklemlenmesiyle gerçekleşmiştir. Yapılması gereken en doğru bir şekilde bu ivmelenmeye bir şekilde eklemlenmekti. TİP dışında hiçbir sosyalist parti bu okumayı da yapamadı, bu gerilime de doğrudan dahil olamadı. Sürekli olarak kendimize içkin   gündemleri öne çıkartmaya çalşarak kitle kazanma peşinde koşuldu. Olmadı, olmayacağı baştan belliydi.

Seçim bitti.Seçim yenilgisiyle birlikte bu ivmelenme büyük ölçüde sönümlenmiştir. Toplumda büyük bir moral bozukluğu, hayal kırıklığı...Düzen partilerinin öne çıkanları bir iç kargaşa yaşıyorlar. Yeniden yapılanma peşindeler. Sosyalist solda ise hiçbir sorun yok! Daha doğrusu bir küçük ve önemsiz sorun var! Siyasetleri, siyaset yapma tarzları, siyaset yüzleri...-hepsi doğru. Kendi gündemleriyle ve daha fazla çalışarak toplumsal etkilerini arttırmakla kalmayacaklar ve aynı zamanda bu yolla sosyalizmi toplumsal bir güç haline getirecekler! Aşılmayacak bir sorun değil; belki bir dahaki sefere olur!

Her sosyalistin de dileği, arzusu bu değil mi?










Bu ileti en son melnur tarafından 07.06.2023- 03:45 tarihinde, toplamda 2 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.993
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 15.06.2023- 08:29


Kalabalık olmalıyız, kitle kazanmalıyız, toplumsal alandaki etkimizi arttırmaya çalışmalıyız. Bunun yolu hiç kuşkusuz siyasetten geçiyor. Siyasetin ve özellikle sosyalist siyasetin de bir formülü bir reçetesi yok. Siyasetin kendisi de bilim değil. ( Bilimsel sosyalizm ile karıştırılmamalıdır. Sosyalizme eklenen bilimsel sözcüğü savunulan sosyalizm anlayışının Marksist kökenli olduğu anlamına gelir.) Seçimlerin bir önemi de sosyalistlerin savunduğu siyasetin halkta ne kadar karşılık bulduğunu göstermesiyle ilişkilidir.

Siyaset bilim değildir ama doğru veya yanlışlığını ( yararlı ya da yararsız   olduğunu) bilimsel bir yaklaşımla anlayabilmek mümkündür. Örnekse Türkiye'nin yakın tarihine baktığımızda sosyalizmin belirli dönemlerde görece kitlesellik kazandığını ve toplumsal alandaki etkisini arttırdığını görebilmekteyiz. 60'lar ve 70'ler böyle bir dönemdi. Sol o dönemlerde gerçekten de siyasal bir güç haline gelebilmiştir. Soru şu; o dönemlerde görece de olsa başarabilen sol bugün neden başarısızdır? Neden her seçimde binde birleri aşamamaktadır.?

Bilimsel sosyalizmi kitlelere anlatamadığı için mi?
Bilimsel sosyalizmi kitlelere anlatma-benimsetme konusunda ''az çalıştığı'' için mi?
Nedir, sorun ne?

Sorun bu değil? 60'larda ve 70'lerde de böyle değildi. O dönemlerde siyasal bir güç haline gelip toplumsal alanda azımsanmayacak bir etkiye sahip olduğumuzda kitlelere sosyalizmi anlatmadık, kitleler de sosyalizmi anlayıp benimsedikleri için peşimize takılmadı. Böyle olmadı. Sosyalist sol o dönemlere kendi gündemleriyle damga vurmadı, etki etmedi, süreç böyle işlemedi, sosyalist sol o dönemlere   düzenin yarattığı paradigmalara eklemlenerek yol almayı becerebildiği için kalabalık hale gelebildi ve siyasal bir güç olabildi.

60'lar ve 70'lerde düzenin önümüze getirdiği paradigmalar kalkınma-sanayileşme, bağımsızlık, daha adil ve eşitlikçi bir düzen arayışlarıydı. Sol bu başlıklara yerleşerek, düzenin öne çıkardığı bu başlıklardan hareket ederek yol almıştır. Binde birlere çakılı kalmamızın temel nedeni bu gerçeği gözden kaçırmamızdır.

Seçim yenilgisiyle birlikte toplumda sönümlenmeye başlayan faşizmi alt etme heyecanı, laik, demokrat ve yüzü sola dönük kesimlerin siyasi konumlanışlarında temel belirleyenken, sosyalistlerin bu sürece dışsal kalması o heyecana, o coşkuya dahil olmaması kalabalıkların   yüzünü sola çevirmemesinin temel nedenidir. Defalarca söylemiştim,   TİP'in diğer bütün sosyalist partilerin toplamından daha fazla ilgi göreceği ve sandıkta da karşılık bulacağı o kadar açıktı ki... Sosyalist sol için de doğru siyaset bu düzleme yerleşmek ve kendi gündemini o noktada doğru bir söylem-dil ve doğru yüzlerle kalabalıklara ulaştırmaya çalışmak olmalıydı. Özetle TİP başardı, diğerleri başaramadı.

Evet, seçim yenilgisiyle toplumun bir sessizliğe büründüğünü, içe kapandığnı, bir bekleyişe geçtiğini görebiliyoruz ama bu sürecin çok da uzun sürmeyeceğini, toplumsal hareketlenmenin   ve faşizmi yerelde yenilgiye uğratmanın heyecanı bir önceki gibi olmasa da 31 Mart belediye seçimlerine giderken yine başat hale geleceğini söyleyebiliriz. Sosyalist solun ihmal etmemesi gereken öncelikli siyasetin bu zeminde yeşereceğini, yeşermesi gerektiğini düşünüyorum. Olmazsa, sol yine yanlış zeminlerde kendi doğrularıyla gündem olabilmenin peşine düşerse yani kendi belirlediği bir gündemle kitlelere ulaşabileceğini umarsa yine yanılacaktır, yine güncel olanın dışına düşecektir ve yine kitlelerle arasındaki mesafeyi kısaltamayacaktır.

Şöyle bitireyim, ezberlerle hareket etmenin ve   sol hamaset yapmanın sola kazandırabileceği hiçbir şey yoktur. AKP'nin 21 yıllık iktidarı, devletin AKP devleti haline gelmesi, saray rejimiyle birlikte cumhuriyetin tüm kazanımlarının ve demokrasinin ortadan kalkması sosyalist sola AKP iktidarını sandıkta yenilgiye uğratmak sorumluluğunu vermiştir. Sosyalist sol bu gerçekliği siyasetinin en merkezi yerine oturtabilmeli,   bu zeminin üzerinden hareket ederek kitlelerin coşkusuna dahil olabilmeli ve bunu da yaparken düzenin ve düzen partilerinin hiç girmediği alanlara sosyalizmi ve sosyalist alternatifi yerleştirme mücadelesi vermelidir.

Olmazsa, yapamazsa. üstesinden gelemeyecekse,

olmayacaktır.
Beceremeyecektir.
Başaramayacaktır.
Kitlelerle mesafesi daha da açılacak, yarar getirmeyen siyasetlerle uğraşmak durumunda kalacak ve kendi üye ve sempatizan kitlesini yanlış syasetlere koşullamak durumunda kalacaktır.
Yazık!




Bu ileti en son melnur tarafından 15.06.2023- 20:22 tarihinde, toplamda 3 kez değiştirilmiştir.
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.993
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 16.06.2023- 09:43


Konuyu daha da basitleştrerek yorumlamak mümkün, belki onu da deneyebiliriz ama yazıyı bir ''yazıklanma''yla sonlandırırken bu yazıklanmanın sosyalist partilere yönelik olmadığını söylemek isterim. Onlar hallerinden ve bu durumdan çok da mutsuz değiller. Olsaydı en azından hala değşmeme konusunda ısrar ederler miydi ve bir ölçüde başaranları, başarma konusunda doğru yola girenleri aşağıya çekme uğraşı içine girerler miydi?

Yazıklanmam yani üzüntüm bu ülkeye ve bu ülke insanlarına ilişkindir. Bu yoksul ve garip ülkem bu durumu hiç hak etmiyor. 21.yüzyılın ilk çeyreğine ulaştık, cumhuriyeti kurmamızın üzerinden yüzyıllık bir zaman geçti. Kapitalizm tıpkı dünyada olduğu gibi bu ülkede de bir hayli yol aldı. İnsanlara, insanlarımıza yoksulluktan, çeşit çeşit acı ve ölümlerden başka bir şey dayatmazken, bir yandan da bir büyük algı dünyası yaratarak onları yaşanan gerçekliklerin dışına mahkum etmeyi başarabiliyor. Ama ne olursa olsun, hiçbir neden, hiçbir gerekçe böyle bir dünyada, böyle bir ülkede sosyalistlerin binde birlere, on binde üçlere sıkışmasına yol açamaz. Açmamalı. Evet, dış etkenler var, dış etkenlerin belirleyiciliği yabana atılamaz ama sadece bu acıklı durumun açıklamasını bu şekilde yapmak ve sorunu bu şekilde ortaya koyma çabası içine girmek üzerinde ciddiyetle durulması gereken bir büyük sorundur. Ve bu büyük   sorunun çözümü de konuyu görmezlikten gelmek ve/veya sulandırmaya çalışarak çözülemez.

Sorun sadece yetersiz/yanlış sol siyasetler de değildir. Sorun sadece bu yetersiz ve yanlış siyasetleri gerçek sol-sosyalist siyasetmiş gibi dayatan yöeticilerimiz de değildir. Sorun sadece bunlar değldir. Sorun evet sorun bu yanlışlığı hiçbir kişisel çıkar ve beklentisi   olmamasına rağmen ısrar ve inatla görmezlikten gelmeye yatkın ve kendini solcu, sosyalist olarak tanımlayan bizleriz. Bizler: yani ortadaki bu büyük yanlışlık konusuda hiçbir sorgulama yapma gereği duymayan bizler. Aynı şeyleri yaparak farklı sonuç beklentisi taşıyan bizler... Kolaycılığa mahkum olan ve değişimi bireysel dünyamıza bir türlü yakıştıramayan bizler.. Özetle yaşanan sorumsuzlukların bir sorumlusu da bizleriz dostlar. Tekrar olacak belki ama, şöyle bitireyim:

Bir büyük silkinişten, bir büyük alt üst oluştan, insanlığın önünü açacak bir büyük değişimden yana olan bizler, hayatın önümüze koyduğu sorunlardan dersler çıkarmıyor, çıkaramıyor   ve sonuçta değişimi kendi dünyalarımızda gerçekleştiremiyorsak, bu ülkede hiçbir şey iyiye gitmeyecektir.

Sosyalizm mi?
O da, O büyük devrimcinin onlarca yıl önce söylediği gibi söylediği gibi sadece '' devrimci gevezelik'' olarak kalacak.




Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.993
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 18.06.2023- 09:53


Bir sosyalistin siyasal mücadelede amaçlaması gereken şey nedir sorusunun yanıtı, kuramsal gerçekliği bir ezbere dönüştürerek koşullar ne olursa olsun sürekli yinelemek falan değildir, olmamalıdır. Daha sade, daha yalın, güncelle ilişkili daha popüler anlatılara ve dile ihtiyaç var. Bu ''görev'' bireysel olarak edinilemiyor, çeşitli örneklerde görebiliyoruz, bence bu eksiklik üye ve sempatizanlara parti tarafından verilebilmelidir.

Parti yönetimlerinin belirli zamanlarda ve genellikle kendi haber sitelerinde öylesine analizler yapıyor ve öylesine yorumlarda bulunuyorlar ki, bu tür yazıları kimler okur, kimler yararlanır hiç düşünüyorlar mı bilmiyorum. Şuna eminim, o tür uzun yazıları kendi üye ve sempatizanlarının çoğu bile okumuyordur, okumak için başlasa sonunu getiremiyordur. Bir örnek, cumhuriyet tarihinin en önemli seçimiyle yüz yüze kaldığımızda TKH'li Kurtuluş Kılçer'in   açıklamalarının çok açık ve net olduğu iddiasında bulunulabilir mi? İktidardaki 21 yıllık   gerici ve otokratik bir   iktidara karşı hem mücadele etmek, hem onun yararına olacak bir siyasi tavır içine girilmeyecek ve hem de açık ve net olarak muhalefete sandıkta oy vermeyeceğiz imasında bulunmanın tutarlı bir mantığı olabilir mi ve ikincisi böyle siyasi tavrın kitlelere ulaşabilme ihtimali olabilir mi? TKH öyleydi de, TKP farklı mıydı?   Bir yıl öncesinden yapılan açıklamalarda ''aday çıkaracağız'' denmişti, sonra ısrar edildi, sonra yalpalamalar başladı, sonra muhalefetin adayına oy vereceğiz   kararı geldi.

İstenildiği kadar yetkin kuramsal-ideolojik birikime sahip olun, herhangi bir konunun istenildiği kadar çok yetkin analizlerini yapabilecek bir potansiyeliniz olsun, eğer güncel olanı ve yaşanan gerçekliği okuyamıyor, bu konularda kitlelerle aramızdaki açıyı/mesafeyi   kısaltamıyor ve dahası   daha da açacak bir siyasi tavır gösteriyorsanız, o birikimin, o ideolojik ve kuramsal yetkinliğin hiçbir anlamı ve yararı olamaz. Teorik birikim, ideolojik düzey kitlelerle bağ kurabilecek bir popüler dile evrilemiyorsa, üye ve sempatizan kitlenin zihnini daha da netleştiremyorsa ve sonuçta kalabalıkların ilgi alanının dışında kalınıyorsa ve bu durum bir şekilde bir büyük sorun olarak görülemiyorsa, sosyalizm, siyasal devrim, sınıfsız ve devletsiz formasyon konularındaki açıklamalar, bildiriler, dergiler, kitaplar, onca emek, onca zaman ve onca ''mücadele'' baştan aşağı gözden geçirlmelidir.


Kitle yoksa sosyalizm de yoktur, sosyalist mücadele de...
Kimse kimseyi kandırmasın.
Hepimizin az çok ideolojik bir duruşu ve düşüncesi var.
Sonuçta kitleye ulaşamıyorsak, kitleyle bağ kurabilecek bir siyaseti bir türlü bulamıyor ve oluşturamıyorsak...
Ve dahası, her yenilgiden ve her başarısızlıktan sonra sorunun ne olduğunun anlaşıldığına dair en küçük bir belirti bile gösteremiyorsak...

Farkında mıyız, bilmiyorum ama daha güzel bir dünya ideali sadece kağıtlar üzerinde kalıyor ve çubuk da sosyalizme doğru değil barbarlığa doğru büküldükçe bükülüyor.









Bu ileti en son melnur tarafından 18.06.2023- 09:54 tarihinde, toplamda 2 kez değiştirilmiştir.
Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Marksizm'i aşıyoruz! melnur 2 2389 24.10.2019- 10:59
Konu Klasör HDP Eş Genel Başkanı Sancar: 10 milyon oy alıyoruz, PKK ile bir bağımız yok... melnur 0 727 12.07.2022- 03:30
Konu Klasör Kitle imha silahı kullanıyorlar melnur 0 3371 09.09.2013- 12:26
Konu Klasör Solcu kitle, sağcı güruh; Ne yapmalı! melnur 0 205 14.08.2023- 07:57
Konu Klasör Taksim Dayanışması Gezi'ye yürüyor, kitle barikat dayanışma 1 3462 31.05.2015- 19:07
Etiketler   Neden,   kitle,   kazanamıyoruz,   sorun
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS