SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  kilitli
Rusya'da SDİP'ni kurma uğrunda savaşım (1883-1901)           (gösterim sayısı: 3.962)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.993
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

36 kere teşekkür etti.
50 kere teşekkür edildi.
Konu Yazan: melnur
Konu Tarihi: 14.11.2013- 20:23




RUSYA’DA SERFLİĞİN KALDIRILMASI ve İŞÇİ SINIFI HAREKETİ


Çarlık Rusya'sı kapitalist gelişme yoluna diğer Ülkelerden daha sonra girdi. Geçen yüzyılın 60'lı yıllarına kadar Rusya'da çok az sayıda fabrika ve işletme bulunuyordu. Hakim olan, soylu çiftlik sahiplerinin serfliğe dayalı ekonomisiydi. Sertlik sistemi altında, sanayi doğru düzgün gelişemezdi. Serflerin özgür olmayan emeği, tarımda düşük bir emek üretkenliği sonucunu veriyordu, iktisadi gelişme sürecinin tümü, sertliğin kaldırılmasını emrediyordu. Kırım Savaşı'ndaki askeri yenilgiyle zayıflayan ve köylülerin çiftlik sahiplerine karşı ayaklanmalarından korkuya kapılan Çarlık hükümeti, 1861'de serfliği kaldırmak zorunda kaldı. Ama serfliğin kaldırılmasından sonra da çiftlik sahipleri, köylüleri ezmeye devam etliler. Çiftlik sahipleri, köylülerin "kurtuluşu" sırasında, daha önce köylülerin işlediği toprakların büyük bir kısmına el koyarak, "kesip kopararak", onları soydular. Toprakların bu kısmına köylüler otrezki (kesinti) adını verdi. Köylüler, "kurtuluşları" için çiftlik sahiplerine kurtulma parası olarak aşağı yukarı iki milyar ruble ödemek zorunda bırakıldılar. Serfliğin kaldırılmasından sonra köylüler, çiftlik sahiplerinden en ağır şartlarla toprak kiralamak zorunda bırakıldılar. Çiftlik sahibi, köylüleri sık sık, kira için belirli bir parasal ödemenin yanısıra, çiftlik sahibinin topraklarının belli bir kısmını kendi araç ve atlarıyla parasız işlemeye zorluyordu. Buna otrabotki (çalışarak ödeme, emek-rant) ve barşçina (angarya) adı veriliyordu. En sık da, köylüler toprak kirasını çiftlik sahibine aynî olarak, mahsul ün yansı seklinde ödemek zorunda bırakılıyordu. Buna ispolu (yarıcılık) adı veriliyordu. Böylece durum serflik zamanındakinin neredeyse aynısı olarak kaldı; tek fark, köylülerin artık kişisel olarak özgür olmaları, bir eşya gibi alınıp satılamamalarıydı. Çiftlik sahipleri çeşitli zorbaca yöntemlerle (kira, para cezası), geri kalmış köylü çiftliklerinin kanını emiyorlardı. Çiftlik sahiplerinin boyunduruğu altında, köylülerin büyük çoğunluğu çiftliklerini iyileştiremiyordu. Devrim öncesi Rusya'da sık sık kötü mahsul alınmasına ve kıtlıklara yol açan tarımın aşırı geri kalmışlığı bundandı. Serflik ekonomisinin kalıntıları, ezici vergiler ve çoğu zaman köylü ekonomisinin gelirini bir hayli aşan, çiftlik sahiplerine ödenen kurtulma parası, köylü kitlelerini mahvediyor, sefalete sürüklüyor, bir geçim yolu bulmak için köylerini terk etmek zorunda bırakıyordu. Köylüler fabrika ve işletmelere girdiler. Fabrikatörler ucuz işgücü elde ettiler. İşçilerin ve köylülerin tepesinde, çarı, kapitalistleri ve çiftlik sahiplerini emekçilere karşı, sömürülenlere karşı koruyan polis şefi, bekçi, jandarma, karakol ve kır polislerinden kurulu tüm bir ordu vardı. Dayak cezası 1903'e kadar varlığını sürdürdü. Serflik kaldırılmış olmasına rağmen, en ufak bir suç işleyen ya da vergisini ödemeyen köylüler dayak cezasına çarptırılıyordu, İşçiler, polis ve Kazaklar tarafından, özellikle de, fabrikatörlerin baskısına artık dayanamayıp greve gittiklerinde, bir hayli hırpalanıyorlardı. Çarlık Rusya'sında işçilerin ve köylülerin hiçbir siyasi hakkı yoktu. Çarlık otokrasisi halkın en kötü düşmanıydı. Çarlık Rusya'sı bir halklar hapishanesiydi. Çarlık Rusya'sının çok sayıdaki Rus-olmayan milliyetleri her turla haktan tamamen yoksundu ve durmadan akla gelebilecek her türlü hakaret ve aşağılanmalara maruz bırakılıyorlardı. Çarlık Hükümeti, Rus nüfusa, milli bölgelerin yerli halklarını aşağı bir ırk olarak görmeyi öğretmeye çalışıyor, bu halklara resmen inorodtsi (yabancı kökenliler) adını veriyor, onlara karşı nefreti ve aşağılamayı kışkırtıyordu. Çarlık hükümeti kasten ulusal düşmanlığı körüklüyor, bir halkı diğerinin üstüne saldırtıyor, Yahudi pogromları, Kafkasya'da Tatar-Ermeni katliamları tezgâhlıyordu. Milli bölgelerde hükümet dairelerinin tümü ya da neredeyse tümü, Rus memurlarla doldurulmuştu. Resmi makamlar ve mahkeme önünde bütün işler Rus dilinde yürütülüyordu. Ulusal dillerde gazete ve kitap yayınlamak, okullarda anadilde eğitim yapmak yasaktı. Çarlık hükümeti, ulusal kültürün her türlü kımıldanışını boğmaya uğraşıyor, Rus olmayan milliyetleri zorla "Ruslaştırma" politikası güdüyordu. Çarlık, Rus olmayan halkların cellâdı ve işkencecisiydi. Serfliğin kaldırılmasından sonra, Rusya'da sanayi kapitalizminin gelişmesi, bu gelişmeyi hâlâ köstekleyen serfliğin kalıntılarına rağmen, hızla ilerledi. 25 yılda, 1865'den 1890'a kadar, yalnızca büyük fabrikalarda, işletmelerde ve demiryollarında çalışan işçilerin sayısı 706 000'den l 433 000'e, yani iki mislinden daha fazlaya yükseldi. Rusya'daki kapitalist büyük sanayi 1890'larda daha da hızlı gelişmeye başladı. Doksanlı yılların sonuna doğru, büyük fabrika ve işletmelerdeki, madencilik ve demiryollarındaki işçilerin sayısı, sadece Avrupa Rusya'sının elli ilinde 2 207 000'e, Rusya'nın tümünde ise 2 792 000'e yükseldi. Bu, sertlik döneminin fabrika işçilerinden ve küçük sanayide ve el zanaatlarında çalışan işçilerden, gerek büyük kapitalist işletmelerde bir araya toplanmış olması, gerekse mücadeleci, devrimci özellikleriyle temelden ayrılan modern bir sanayi proletaryasıydı. Doksanlı yıllardaki sanayi alanındaki atılım, esas olarak, yoğun demiryolu yapımından ileri geliyordu. Bir onyılda, 1890 ile 1900 arasında, 21 000 verst'ten fazla yeni demiryolu hattı döşenmişti. Demiryolları, muazzam miktarda metal gerektiriyordu (raylar, lokomotifler, vagonlar için), gittikçe artan miktarda yakıt, kömür ve petrol, gerektiriyordu. Bu, metalürji ve yakıt sanayilerinin gelişmesine yol açar. Bütün kapitalist ülkelerde olduğu gibi, devrim-öncesi Rusya'sında da sanayi alanındaki atılını yıllan ile, işçi sınıfını ağır bir şekilde etkileyen, yüzbinlerce işçiyi işsizliğe ve sefalete mahkum eden sanayi krizleri, sanayiin sekteye uğraması birbirini izliyordu. Rusya'da kapitalizmin gelişmesi serfliğin kaldırılmasından sonra bir hayli hızlansa da, buna rağmen Rusya, iktisadi gelişme bakımından diğer kapitalist ülkelerin çok çok gerisinde kalıyordu. Nüfusun büyük çoğunluğu hâlâ tarımla uğraşıyordu. "Rusya'da Kapitalizmin Gelişmesi" adlı ünlü eserinde Lenin, 1897 genel nüfus sayımı sonuçlarından önemli veriler aktardı. Toplam nüfusun altıda beşinin tarımla uğraştığı, büyük ve küçük sanayide, ticarette, demiryollarında, su yollarında, inşaatlarda, kerestecilikte vb. ise nüfusun ancak sadece yaklaşık altıda birinin çalıştığı görülüyordu. Bütün bunlar, Rusya'nın [o zamanlar-Ç.N.] hâlâ, ülkede kapitalizm gelişmekte olmasına rağmen, bir tarım ülkesi olduğunu, iktisaden geri karmış, küçük-burjuva bir ülke olduğunu, yani küçük mülkiyete dayalı, üretkenliği düşük bireysel köylü ekonomisinin hakim olduğu bir ülke olduğunu gösterir. Kapitalizm yalnızca kentlerde değil, kırda da gelişiyordu, Devrim-öncesi Rusya'nın sayıca en güçlü sınıfı olan köylülük çözülüyor, ayrışıyordu. Köyde, hali vakti en iyi köylüler arasından bir Kulak üst tabakası, köy burjuvazisi doğarken, öte yandan, birçok köylü mahvoluyor, kır yoksullarına dahil köylülerin, köy proleterlerinin ve yan-proleterlerin sayısı gittikçe artıyordu. Orta köylülerin sayısı ise yıldan yıla azalıyordu. 1903 yılında Rusya'da yaklaşık 10 milyon köylü çiftliği vardı. "Kır Yoksullarına" adlı broşüründe Lenin, bu çiftliklerden en az üç buçuk milyonunun hiç atı olmayan köylülere ait olduğunu hesaplamıştı. Bu en yoksul köylüler, topraklarının ancak küçük bir kısmını ekiyor, geri kalanını Kulaklara kiralıyor ve kendilerine başka geçim kaynaklan arıyorlardı.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.993
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 14.11.2013- 20:25


Durumları itibariyle bu köylüler proletaryaya en yakındı. Lenin onlara kır proleterleri ya da yarı-proleterler adını veriyordu. Öte yandan, (toplam 10 milyon çiftlikten) bir buçuk milyonunu meydana getiren zengin, Kulak çiftlikleri, ekilen tüm köylü topraklarının yarısını ele geçirmişlerdi. Bu köylü burjuvazi, yoksul ve orta köylülüğü ezerek, tarım işçilerinin ve gündelikçilerin emeğiyle semirerek zenginleşiyor ve tarım kapitalistlerine dönüşüyordu. Rusya'da işçi sınıfı daha geçen yüzyılın 70'li ve özellikle de 80'li yıllarında uyanmaya ve kapitalistlere karşı mücadele yürütmeye başladı. Çarlık Rusya'sında işçilerin durumu olağanüstü kötüydü. 801i yıllarda fabrika ve işletmelerde işgünü asla 12 1/2 saatten aşağı değildi; tekstil sanayiinde ise 14-15 saate varıyordu. Kadın ve çocuk emeğinin sömürülmesi çok yaygındı. Çocuklar da büyükler kadar uzun süre çalışıyor, ama kadınlar gibi, çok daha az ücret alıyorlardı. Ücretler ölçüsüz derecede düşüktü, işçilerin büyük çoğunluğu ayda 7-8 ruble alıyordu. Metal işletmelerinde ve dökümhanelerde en yüksek ücreti alan işçiler ayda 35 rubleden fazla kazanmıyorlardı. Hiçbir iş emniyeti yoktu, bunun sonucunda işçiler arasında kitlesel boyutlarda sakatlanmalar ve ölümcül iş kazaları oluyordu, işçiler sigortalı değildi; bütün sağlık hizmetleri ancak parayla idi. Konutların durumu feciydi, işçiler fabrikaya ait barakalarda, küçücük bir "oda"ya 10 -12 kişi tıkıştırılıyorlardı. Fabrikatörler, ücretleri hesaplarken işçileri sık sık aldatıyor, onları, alışverişlerini fahiş fiyatla satış yapan fabrikaya ait dükkânlardan yapmaya zorluyor, para cezalarıyla soyup soğana çeviriyorlardı. İşçiler, kendi aralarında anlaşmaya ve ortaklaşa, dayanılmaz durumlarını iyileştirmek amacıyla fabrika ya da işletme sahibinin önüne talepler sürmeye başladılar. İşi bırakıyorlar, yani grev yapıyorlardı. 701i ve 801i yılların ilk grevleri, genellikle, ölçüsüz para cezalan, ücretlerin ödenmesi sırasında işçilerin aldatılması, dolandırılması ve ücret hadlerinde yapılan indirimler yüzündendi. İlk grevler sırasında, sabrı tükenen işçiler bazen makineleri parçalıyor, fabrika binalarının pencerelerini kırıyor, fabrikaya ait dükkânları ve büroları yıkıyorlardı. İleri işçiler, kapitalistlere karşı başarılı mücadele için bir örgütün zorunlu olduğu görüşünü kavradılar. İşçi birlikleri kurulmaya başladı. 1875 yılında Odessa'da, "Güney Rus İşçi Birliği" kuruldu. Bu ilk işçi birliği varlığını sekiz-dokuz ay sürdürdü ve sonra Çarlık hükümeti tarafından dağıtıldı. Petersburg'da 1878 yılında, başında Halturin adlı bir marangoz ile Obnorski adlı bir tesviyecinin bulunduğu "Rus işçileri Kuzey Birliği" örgütlendi. Bu birliğin programında, birliğin görevlerinin batıdaki sosyal-Demokrat işçi partilerininkiyle aynı olduğu söyleniyordu. Birlik nihaî hedef olarak önüne, sosyalist devrim yapmayı -"son derece adaletsiz bir düzen olarak devletin mevcut siyasi ve iktisadi düzenini devirme"yikoyuyordu. Birliğin örgütleyicilerinden biri olan Obnorski, bir süre yurtdışında yaşamış ve Marksist sosyal-demokrat partilerin ve Marks'ın yönettiği Birinci Enternasyonal'in faaliyetlerini yakından izlemişti. "Rus işçileri Kuzey Birliği'nin programı, bunun damgasını taşıyordu. Bu birlik kendi önüne dolaysız görev olarak, halk için siyasi özgürlüğü ve siyasi haklan (söz ve basın özgürlüğü, toplantı hakkı vs.) kazanmayı koydu. Acil taleplere, işgününün kısaltılması da dahildi. Birliğin üye sayısı iki yüzü buldu, bir o kadar da sempatizanı vardı. Birlik, işçi grevlerine katılmaya başladı, onlara önderlik etti. Çarlık hükümeti bu işçi birliğini de dağıttı. Ama işçi sınıfı hareketi gelişmeye devam etti, yeni yeni bölgeleri kapsadı. ‘80'li yıllarda çok sayıda grev oldu. Beş yıl içinde (l881'den 1886'ya kadar), greve çıkan 80 000 işçiyi kapsayan 48'den fazla grev oldu. 1895 yılında Orehovo -Zuyevo'daki Morozov fabrikasında patlak veren büyük grevin, devrimci hareketin tarihinde özellikle büyük bir önemi vardır. Bu fabrikada aşağı-yukarı 8 000 işçi çalışıyordu. Çalışma şartlan günbegün kötüleşiyordu: 1882-1884 arasında ücretler beş kez düşürülmüştü, son yılda ise ücretler bir defada yüzde 25 indirilmişti. Ayrıca fabrikatör Morozov, işçileri para cezalarıyla da cendereye sokuyordu. Grev ertesinde mahkeme önünde ortaya çıktığı gibi, işçilerin kazandığı her rublenin 30 ila 50 kopeki para cezası şeklinde fabrikatörün cebine iniyordu, İşçiler bu soyguna daha fazla dayanamadılar ve 1885 yılının Ocak ayında greve başladılar. Grev daha önceden örgütlenmişti. Eskiden "Rus İşçileri Kuzey Birliğ'nin bir üyesi olan ve belli bir devrimci tecrübesi bulunan Pyotr Moisseyenko adlı ileri bir işçi tarafından yönetiliyordu. Grev arifesinde Moisseyenko, özellikle sınıf bilinçli başka dokumacılarla birlikte, fabrikatöre sunmak üzere bir dizi talep hazırladı, bunlar işçilerin gizli bir toplantısında onaylandı, işçiler her şeyden önce, haydutça para cezalarının kaldırılmasını talep ettiler. Bu grev silah zoruyla bastırıldı. 600'den fazla işçi tutuklandı, düzinelerle işçi mahkemeye verildi. Benzer grevler, 1885 yılında, İvanovo-Voznessensk'teki fabrikalarda da oldu. İşçi sınıfı hareketinin büyümesinden korkuya kapılan Çarlık hükümeti, ertesi yıl, para cezalan üzerine bir yasa çıkarmak zorunda kaldı. Bu yasada, ceza paralarının fabrikatörlerin cebine inmemesi, bilakis bizzat işçilerin ihtiyaçları için harcanması gerektiği söyleniyordu. Morozov grevi ve diğer grevlerin deneyimlerden işçiler, örgütlü mücadeleyle çok şey elde edebileceklerini öğrendiler, İşçi sınıfı hareketinin saflarından, işçi sınıfının çıkarlarını bıkmadan, usanmadan savunan yetenekli önderler ve örgütleyiciler çıktı. Aynı zamanda Rusya'da, büyüyen işçi sınıfı hareketi zemini üzerinde ve Batı Avrupa işçi sınıfı hareketinin etkisi altında, ilk Marksist örgütler ortaya çıkmaya başladı.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.993
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 14.11.2013- 20:26


2. RUSYA'DA NARODİZM VE MARKSİZM. PLEHANOV VE "EMEĞİN KURTULUŞU" GRUBU. PLEHANOV'UN NARODİZME KARŞI MÜCADELESİ. RUSYA'DA MARKSİZMİN YAYILMASI

Marksist grupların ortaya çıkışından önce, Rusya'da devrimci çalışma Marksizme karşı olan Halkçılar (Narodnikler) tarafından yürütülmekteydi. İlk Rus Marksist grubu 1883'te ortaya çıktı. Bu, G. V. Plehanov'un yurtdışında, devrimci faaliyetleri yüzünden Çarlık hükümetinin takibatlarından sıyrılmak üzere gittiği Cenevre'de örgütlediği "Emeğin Kurtuluşu" grubuydu. Önceleri Plehanov'un kendisi de bir Narodnik'ti. Ama dışarıda Marksizmi inceledikten sonra, Narodizmden koptu ve Marksizmin önde gelen bir propagandisti haline geldi. "Emeğin Kurtuluşu" grubu, Rusya'da Marksizmin yayılması için çok çalıştı. Marx ve Engels'in eserlerini -"Komünist Manifesto", "Ücretli Emek ve Sermaye", "Sosyalizmin Ütopyadan Bilime Gelişmesi" ve diğerlerini- Rusçaya çevirdiler, dışarıda bastırdılar ve Rusya'da gizlice dağıtmaya başladılar. G.V. Plehanov, Zasuliç, Akselrod ve bu grubun diğer üyeleri, Marx ve Engels'in öğretilerini açıklayan, bilimsel sosyalizmin fikirlerini ortaya koyan bir dizi eser de yazdılar. Proletaryanın büyük öğretmenleri Marx ve Engels, -ütopik sosyalistlerin tersine- sosyalizmin hayalcilerin (ütopyacıların) bir icadı olmayıp, modern kapitalist toplumun gelişmesinin zorunlu sonucu olduğunu ilk açıklayanlardı. Tıpkı feodal düzenin devrilmiş olması gibi kapitalist düzenin de devrileceğini, kapitalizmin, proletaryanın şahsında, kendi mezar kazıcılarını yarattığını gösterdiler, insanlığı kapitalizmden, sömürüden ancak proletaryanın sınıf mücadelesinin, ancak proletaryanın burjuvazi üzerindeki zaferinin kurtaracağını gösterdiler. Marx ve Engels, proletaryaya, kendi gücünün bilincine varmayı, kendi sınıf çıkarlarını bilmeyi ve burjuvaziye karşı kararlı mücadele için birleşmeyi öğrettiler. Marx ve Engels, kapitalist toplumun gelişme yasalarını keşfettiler ve kapitalist toplumun gelişmesinin ve onun içindeki sınıf mücadelesinin kaçınılmaz olarak kapitalizmin devrilmesine, proletaryanın zaferine, proletarya diktatörlüğüne götürmek zorunda olduğunu bilimsel şekilde kanıtladılar. Marx ve Engels, sermayenin egemenliğinden kurtulmanın ve kapitalist mülkiyeti kamu mülkiyetine dönüştürmenin barışçıl yoldan mümkün olmadığını, işçi sınıfının bunu ancak burjuvaziye karşı devrimci şiddet uygulayarak, bir proleter devrimle, sömürücülerin direnişini kırarak ve yeni, sınıfsız Komünist bir toplum yaratmak zorunda olan kendi siyasi egemenliğini, proletarya diktatörlüğünü kurarak başarabileceğini öğrettiler. Marx ve Engels, sanayi proletaryasının kapitalist toplumda en devrimci ve bu nedenle en ileri sınıf olduğunu, ancak proletarya gibi bir sınıfın, kapitalizmden hoşnut olmayan tüm güçleri kendi etrafında toplayabileceğini ve onları kapitalizme karşı taarruza geçirtebileceğini öğrettiler. Ama eski dünyayı yenip yeni, sınıfsız toplumu inşa etmek için, proletaryanın, Marx ve Engelsin Komünist Partisi adını verdiği, kendi işçi sınıfı partisine sahip olması gerekir. İlk Rus Marksist grubu olan Plehanov'un "Emeğin Kurtuluşu" grubu, kendini bütünüyle Marx'ın ve Engels'in görüşlerinin yayılmasına adadı. "Emeğin Kurtuluşu" grubu Marksizmin bayrağını yurtdışındaki Rus basınında, henüz Rusya'da bir sosyal-demokrat hareket yokken yükseltmişti. Bu durumda herşeyden önce bu hareket için teorik olarak, ideolojik olarak yolu açmak gerekliydi. Marksizmin ve sosyal-demokrat hareketin yayılması önünde o sıradaki en önemli ideolojik engel, o zamanlar ileri işçiler ve devrimci düşünceli aydınlar arasında hakim olan Narodnik görüşlerdi. Rusya'da kapitalizm geliştikçe, işçi sınıfı da örgütlü devrimci mücadele yürütebilecek, kuvvetli ve ileri bir güç haline geldi. Ama Narodnikler işçi sınıfının önder rolünü anlamıyorlardı. Rus Narodnikleri yanlış bir şekilde, esas devrimci gücün işçi sınıfı değil, köylüler olduğunu, çar ve çiftlik sahiplerinin iktidarının yalnızca köylü "isyanlarıyla" devrilebileceğini düşünüyorlardı. Narodnikler işçi sınıfını tanımıyor ve köylülerin işçi sınıfıyla ittifakı olmaksızın ve onun önderliği olmaksızın çarlığı ve çiftlik sahiplerini yenemeyeceğini anlamıyorlardı. İşçi sınıfının, toplumun en devrimci ve en ileri sınıfı olduğunu kavramıyorlardı. Narodnikler başlangıçta köylüleri Çarlık hükümetine karşı mücadeleye sarsmaya çalıştılar. Bu amaçla, genç devrimci aydınlar köylü kılığına bürünerek köye, o günün deyişiyle "halka" gittiler. "Narodnik" terimi de buradan, Narod'dan, yani halk'tan gelir. Ama köylülük onları izlemedi, çünkü onlar köylüleri de doğru dürüst tanımıyor ve anlamıyorlardı. Narodniklerin büyük çoğunluğu polis tarafından tutuklandı. Bunun üzerine Narodnikler, Çarlık otokrasisine karşı mücadeleyi tek başlarına, kendi güçleriyle, halk olmaksızın yürütmeye karar verdiler, bu karar ise daha da ciddi hatalara yol açtı. Narodniklerin gizli birliği "Narodnaya Volya" (Halkın İradesi), Çara bir bir suikast hazırladı, l Mart (yeni tarihle 13 Mart) 1881'de bu gizli birliğin üyeleri ("Narodnaya Volya"cılar), Çar II. Aleksander'i bir bombayla öldürmeyi başardılar. Ama bundan halkın hiçbir çıkarı olmadı. Tek tek insanların öldürülmesi, ne Çarlık otokrasisini devirebilir, ne de çiftlik sahipleri sınıfını yokedebilirdi. Öldürülen çarın yerine bir başkası, III. Aleksander geçti, onun yönetimi altında işçilerin ve köylülerin durumu daha da kötüleşti. Narodniklerin çarlığa karşı seçtiği, tek tek suikastlerle, bireysel terörle mücadele yolu yanlıştı ve devrime zararlıydı. Bireysel terör politikası, Narodniklerin yanlış, aktif "kahramanlar" ve "kahramanlar"dan olağanüstü yiğitlikler bekleyen pasif "sürü" teorisine dayanıyordu. Bu yanlış teori, tarihi sadece olağanüstü bireylerin yarattığını; kütlenin, halkın, sınıfın, Narodnik yazarların horlayıcı deyişle "sürü"nün ise bilinçli örgütlü eylem yeteneğinde olmadığını, "kahramanlar"ı ancak körü körüne izleyebileceğini iddia ediyordu. Bu yüzden Narodnikler, köylüler arasında ve işçi sınıfı içinde devrimci kitle çalışmasını bir yana bıraktılar ve bireysel teröre yöneldiler. Zamanın en ünlü devrimcilerinden birini, Stepan Halturin'i, devrimci işçi birliği örgütleme çalışmasını bırakıp, kendini bütünüyle terörizme vermeye ikna ettiler. Narodnikler, sömürücüler sınıfının tek tek temsilcilerine karşı-devrime hiçbir faydası olmayan- suikastlerle, emekçilerin dikkatini, bir bütün olarak bu sınıfa karşı mücadeleden çeldiler. İşçi sınıfının ve köylülüğün devrimci inisiyatif ve faaliyetinin gelişmesini kösteklediler. Narodnikler, proletaryanın devrimde kendi önder rolünü kavramasını engellediler ve işçi sınıfının bağımsız partisinin yaratılmasını geri bıraktırdılar. Narodniklerin gizli örgütü Çarlık hükümeti tarafından parçalandığı halde, Narodnik görüşler devrimci düşünceli aydınlar arasında uzun süre varlığını korudu. Geride kalan Narodnikler Rusya'da Marksizmin yayılmasına inatçı bir şekilde karşı koydular, işçi sınıfının örgütlenmesini baltaladılar. Bu nedenle Rusya'da Marksizm, ancak Narodizme karşı mücadele içinde gelişebilir ve güç kazanabilirdi. "Emeğin Kurtuluşu" grubu Narodniklerin yanlış görüşlerine karşı savaş açtı, Narodnik öğretilerin ve mücadele yöntemlerinin işçi sınıfı hareketine ne kadar büyük zarar verdiğini gösterdi. Narodnikleri hedef alan yazılarında Plehanov, onların kendilerine Sosyalist adını vermesine rağmen, Narodniklerin görüşlerinin Bilimsel Sosyalizm ile hiçbir ortak yanı olmadığım gösterdi. Narodniklerin yanlış görüşlerinin ilk Marksist eleştirisini yapan Plehanov oldu. Narodnik görüşlere isabetli darbeler indiren Plehanov, aynı zamanda Marksist görüşleri parlak bir şekilde savunmayı da bildi. Narodniklerin, Plehanov'un ezici darbeler indirdiği yanlış temel görüşleri nelerdi? Birincisi, Narodnikler Rusya'da kapitalizmin "tesadüfi" bir görüngü olduğunu, Rusya'da gelişmeyeceğini ve dolayısıyla proletaryanın da büyüyüp gelişmeyeceğini ileri sürüyorlardı. İkincisi, Narodnikler işçi sınıfını devrimde önder sınıf olarak görmüyorlardı. Proletarya olmaksızın sosyalizme ulaşmayı hayal ediyorlardı. Esas devrimci gücün, aydınların önderliğinde köylüler, ve Sosyalizmin rüşeym hali ve temeli olarak gördükleri köy topluluğu - Obşçina- olduğunu düşünüyorlardı. Üçüncüsü, Narodnikler insanlık tarihinin tüm seyri hakkında yanlış ve zararlı görüşlere sahiptiler. Toplumun iktisadi ve siyasi gelişiminin yasalarını ne biliyor, ne de anlıyorlardı. Bu konuda bir hayli geriydiler. Onlara göre tarih, ne sınıflar ne de sınıf mücadeleleri tarafından yapılıyordu, bilakis sadece, kütlenin, "sürü"nün, halkın, sınıfların körü körüne izlediği olağanüstü bireyler "kahramanlar" tarafından yapılıyordu. Narodnikleri teşhir etme mücadelesi içinde Plehanov, Rusya'da Marksistlerin kendilerini yetiştirmesine ve eğitmesine yarayan bir dizi Marksist eser yazdı. Plehanov'un "Sosyalizm ve Siyasi Mücadele", "Görüş Ayrılıklarımız", "Monist Tarih Görüşünün Gelişmesi Üzerine" gibi eserleri Rusya'da Marksizmin zaferi için yolu temizledi. Plehanov eserlerinde Marksizmin temel sorunlarının bir açımlamasını yaptı. 1895 yılında yayınlanan "Monist Tarih Görüsünün Gelişmesi Üzerine" eseri özellikle büyük bir öneme sahip oldu. Lenin, bu kitap sayesinde "tüm bir Rus Marksistleri kuşağının yetiştiğine" işaret etti. (Lenin, Tüm Eserler, cilt XIV, s. 347, Rusça.) Narodnikleri hedef alan yazılarında Plehanov, sorunu Narodniklerin koyduktan gibi: Rusya'da kapitalizm gelişmeli mi, gelişmemeli mi? diye koymanın saçma olduğunu gösterdi. Plehanov, Burada söz konusu olanın Rusya'nın kapitalist gelişme yoluna çoktan girdiğini ve Rusya'yı hiçbir gücün bu yoldan döndüremeyeceğini söyledi ve bunu olgularla tanıtladı. Devrimcilerin görevi, Rusya'da kapitalizmin gelişmesini durdurmak değildi, bunu nasıl olsa yapamazlardı. Devrimcilerin görevi, kapitalizmin gelişmesiyle ortaya çıkan kuvvetli devrimci güce, işçi sınıfına dayanmak; onun sınıf bilincini yükseltmek, onu örgütlemek ve kendi işçi sınıfı partisini yaratmakta ona yardım etmekti.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.993
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 14.11.2013- 20:27


Plehanov, Narodniklerin ikinci temel yanlışını da; proletaryanın devrimci mücadeledeki önder rolünü yadsımalarını da darmadağın etti. Narodnikler Rusya'da proletaryanın ortaya çıkmasını bir tür "tarihi talihsizlik" olarak görüyor ve "proleterlik ülseri"nden söz ediyorlardı. Marksist öğretiyi ve onun Rusya'ya tam uygulanabilirliğini şiddetle savunan Plehanov, köylülerin sayısal üstünlüğüne ve proletaryanın görece azlığına rağmen, devrimcilerin asıl umutlarını tam da proletaryaya, onun gelişmesine bağlamaları gerektiğini kanıtladı. Niçin tam da proletaryaya? Çünkü proletarya, bugünkü sayısal azlığına rağmen, ekonominin en ileri biçimine, büyük üretime bağlı olan ve bundan dolayı önünde büyük bir gelecek duran emekçi sınıftı. Çünkü sınıf olarak proletarya, her geçen yıl büyüyordu, siyasi bakımdan gelişiyordu, büyük üretimdeki çalışma şartlarından dolayı kolayca örgütlenebiliyordu ve proleter konumundan dolayı en devrimci sınıftı, çünkü devrimde zincirlerinden başka kaybedecek bir şeyi yoktu. Köylülüğün durumu ise farklıydı. Köylülük (burada her biri kendi hesabına çalışan bireysel köylüler kastedilmektedir. Ed.), sayısal büyüklüğüne rağmen, ekonominin en geri biçimine, küçük üretime bağlı ve bundan dolayı önünde büyük bir gelecek durmayan ve duramayacak olan bir emekçi sınıftı. Sınıf olarak köylülük, gelişmek bir yana, gittikçe daha fazla burjuvaziye (Kulaklar) ve kır yoksullarına (proleterler ve yarı-proleterler) ayrışıyordu. Ayrıca, dağınıklığı yüzünden, onu örgütlemek proletaryadan daha zordu, küçük mülk sahipleri olarak konumlarından dolayı devrimci harekete proletarya kadar kolay katılmıyorlardı. Narodnikler, Rusya'da sosyalizmin proletarya diktatörlüğü vasıtasıyla değil, bilakis sosyalizmin rüşeym hali ve temeli olarak gördükleri köy topluluğu vasıtasıyla geleceğini iddia ediyorlardı. Ama köy topluluğu, sosyalizmin ne rüşeym hali ne de temeliydi ve olamazdı da; çünkü köy topluluğuna, yoksul köylüleri, tarım emekçilerini ve iktisaden zayıf orta köylüleri sömüren Kulaklar, "köyün kan emicileri" hakimdi. Ortaklaşa toprak mülkiyetinin biçimsel varlığı ve toprağın dönem dönem kafa sayısına göre yeniden paylaşılması, durumu hiçbir şekilde değiştirmiyordu. Toprağı, köy topluluğunun iş hayvanına, araç ve tohuma sahip olan üyeleri, yani hali vakti yerinde orta köylüler ve Kulaklar kullanıyordu. Atsız köylüler, yoksul köylüler ve bir bütün olarak iktisaden zayıf olanlar, toprağı Kulaklara devredip kendi geçimlerini tarım işçisi olarak kazanmak zorunda kalıyorlardı. Köy topluluğu, aslında, Kulakların egemen konumunu örtbas etmek için rahat bir biçim ve köylülerden kollektif sorumluluk ilkesine göre vergi toplamak için Çarlık hükümetinin elinde ucuz bir araca. Çarlığın köy topluluğuna dokunmaması da işte bu yüzdendi. Böyle bir köy topluluğunu sosyalizmin rüşeym hali ya da temeli olarak görmek gülünç olurdu. Plehanov, Narodniklerin üçüncü temel yanlışını da –toplumsal gelişmede, olağanüstü bireylerin, "kahramanlar"ın ve onların fikirlerinin tayin edici rolü ve kitlelerin, "sürü'nün, halkın, sınıfların önemsiz rolü darmadağın etti. Plehanov, Narodnikleri idealizm ile suçladı ve doğrunun idealizmden değil, Marx ve Engels'in materyalizminden yana olduğunu kanıtladı. Plehanov, Marksist materyalizm bakış açısını geliştirdi ve gerekçelendirdi. Marksist materyalizme uygun olarak, toplumun gelişmesinin, son tahlilde, olağanüstü bireylerin istek ve düşünceleri tarafından değil, toplumun maddi varlık koşullarının gelişmesi tarafından, toplumun varlığı için gerekli olan maddi ürünlerin üretim tarzındaki değişiklikler tarafından, maddi ürünlerin üretimi alanında sınıfların karşılıklı ilişkilerindeki değişiklikler tarafından, sınıfların maddi ürünlerin üretimi ve dağıtımında oynadıkları rol ve aldıktan yer uğruna giriştikleri mücadeleler tarafından belirlendiğini kanıtladı. Düşünceler, insanların toplumsal-iktisadi konumunu belirlemez, bilakis, insanların toplumsal-iktisadi konumları, onların düşüncelerini belirler. Olağanüstü bireyler, düşünceleri ve istekleri toplumun iktisadi gelişimine, ileri sınıfın ihtiyaçlarına karşıt düşüyorsa, birer hiçe dönüşebilirler, ve tersine, eğer düşünce ve istekleri toplumun iktisadi gelişiminin ihtiyaçlarını, en ileri sınıfın ihtiyaçlarını doğru bir şekilde dile getiriyorsa, olağanüstü insanlar gerçekten olağanüstü bireyler haline gelebilir. Narodniklerin, kütlenin bir sürü olduğu, tarihi yapanların ve sürüyü halk haline getirenlerin kahramanlar olduğu iddialarına Marksistler şu yanıtı verdiler: tarihi kahramanlar değil, kahramanları tarih yapar (yaratır), dolayısıyla halkı kahramanlar değil, kahramanları halk yaratır ve tarihi halk ileri götürür. Kahramanlar, olağanüstü bireyler, ancak toplumun gelişme şartlarını ve bu şartları daha iyiye dönüştürme yollarını doğru olarak kavrayabildikleri ölçüde toplumun yaşamında önemli bir rol oynayabilirler. Kahramanlar, olağanüstü bireyler, toplumun gelişme şartlarını doğru olarak kavramaz ve kendilerinin tarihi "biçimlendirenler" oldukları kuruntusuna kapılıp, toplumun tarihi ihtiyaçlarına karşı çıkmaya başlarlarsa, gülünç bahtsızlar konumuna düşebilirler. Narodnikler, tam da bu türden bahtsızlar, acınacak kahramanlar kategorisine giriyorlardı. Narodniklere karşı Plehanov'un yazınsal çalışmaları, mücadelesi, Narodniklerin devrimci aydınlar arasındaki etkisini temelli zayıflattı. Ancak Narodizmin ideolojik olarak paramparça edilişi henüz tamamlanmış olmaktan uzaktı. Bu görev -Marksizmin düşmanı olarak Narodizme son darbeyi indirmek- Lenin'e düştü. "Narodnaya Volya" Partisinin parçalanmasından kısa süre sonra, Narodniklerin çoğunluğu Çarlık hükümetine karşı devrimci mücadeleden vazgeçti; Çarlık hükümetiyle uzlaşma, anlaşma vaaz etmeye başladı. Seksenli ve doksanlı yıllarda Narodnikler, Kulakların çıkarlarının sözcüleri haline geldiler. "Emeğin Kurtuluşu" grubu, Rus sosyal-demokratlarının bir programı için iki taslak hazırladı (ilki 1884'te, ikincisi 1887'de). Bu Rusya'da Marksist sosyal-demokrat partinin yaratılması için ön çalışmada ablan çok önemli bir adımdı. Ama "Emeğin Kurtuluşu" grubunun ciddi hataları da vardı. Onun ilk program taslağında hâlâ Narodnik görüşlerin kalıntıları vardı, bireysel terör taktiği caiz görülüyordu. Ayrıca Plehanov, proletaryanın, devrimin seyri içinde köylüleri beraberinde götürebileceğini ve götürmek zorunda olduğunu, proletaryanın, ancak köylülükle ittifak halinde Çarlık üzerinde zafer kazanabileceğini hesaba katmıyordu. Plehanov devamla, liberal burjuvaziyi devrime istikrarsız da olsa bir destek sağlayabilecek bir güç olarak görüyordu, ama köylülüğü ise bazı yazılarında tamamen defterden siliyordu. örneğin şöyle diyordu: "Ülkemizde, muhalif ya da devrimci kombinasyonların dayanabilecekleri --burjuvazi ve proletaryadan başka- hiçbir toplumsal güç görmüyoruz." (Plehanov, Eserler, cilt III, s. 119, Rusça.) Bu yanlış görüşler, Plehanov'un gelecekteki Menşevik görüşlerinin tohumlarıydı. Gerek "Emeğin Kurtuluşu" grubu, gerekse o dönemin Marksist çevreleri henüz işçi sınıfı hareketiyle pratik bağlar kurmuş değildi. Bu henüz, Rusya'da Marksizmin teorisinin, Marksist düşüncelerin, sosyal demokrasinin programatik ilkelerinin ortaya çıkma ve tutunma dönemiydi. 1884 ile 1894 arasındaki on yıl içinde, sosyal-demokrasi, işçilerin kitle hareketiyle hiç bağı olmayan ya da pek az bağı olan tek tek küçük gruplar ve çevreler halinde vardı. Henüz doğmamış, fakat ana rahminde gelişen çocuğu andıran sosyal demokrasi, Lenin'in deyişiyle, "bir ceninin gelişme sürecinden" geçiyordu. "Emeğin Kurtuluşu" grubunun, "sadece teorik olarak sosyal demokrasinin temellerini attığını ve işçi sınıfı hareketine doğru ilk adımı attığını" belirtti Lenin. Rusya'da Marksizmi işçi sınıfı hareketiyle birleştirme ve aynı şekilde "Emeğin Kurtuluşu" grubunun hatalarını düzeltme görevinin çözümü Lenin'e düştü.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.993
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 14.11.2013- 20:28


3. LENİN'İN DEVRİMCİ FAALİYETİNİN BAŞLANGICI. PETERSBURG İŞÇİ SINIFININ KURTULUŞU İÇİN MÜCADELE BİRLİĞİ.

Bolşevizmin kurucusu Vladimir İlyiç Lenin, 1870 yılında Simbirsk (şimdi Ulyanovsk) kentinde doğdu. 1887 yılında Lenin Kazan Üniversitesi'ne girdi, ama devrimci öğrenci hareketine katıldığından dolayı kısa süre sonra tutuklandı ve üniversiteden uzaklaştırıldı. Kazan'da Lenin, Fedoseyev'in örgütlemiş olduğu bir Marksist çevreye katıldı. Lenin'in Samara'ya taşınmasından sonra onun etrafında çabucak Samara'lı Marksistlerin ilk çevresi oluştu. Lenin daha o günlerde mükemmel Marksizm bilgisiyle herkesi hayrette bırakıyordu. 1893 yılının sonunda Lenin Petersburg'a taşındı. Daha ilk konuşmaları ve konferansları, Petersburg'daki Marksist çevrelere katılanlar üzerinde güçlü bir izlenim bıraktı. Marx'ın eserleri hakkında olağanüstü derin bilgisi, Marksizmi o günün Rusya'sının iktisadi ve siyasi koşullarına uygulama yeteneği, işçilerin davasının zaferine olan ateşli ve sarsılmaz inancı ve eşsiz örgütleme kabiliyeti -tüm bunlar, Lenin'i, Petersburg Marksistlerinin herkesçe kabul edilen önderi durumuna getirdi. Lenin, çevrelerde kendilerine ders verdiği ileri işçilerin derin sevgisini kazanmıştı. "Derslerimiz", diyordu işçi Babuşkin anılarında, Lenin'in işçi çevrelerinde verdiği dersler hakkında, "çok canlı, ilginç bir karakter taşıyordu, bu derslerden hepimiz çok memnunduk ve hep öğretmenimizin zekâsına hayrandık." 1895 yılında Lenin, Petersburg'daki bütün Marksist işçi çevrelerini (yirmi tane kadar vardı) bir örgütte, "İşçi Sınıfının Kurtuluşu İçin Mücadele Birliği"nde birleştirdi. Böylece o, devrimci Marksist işçi partisinin yaratılmasının yolunu açtı. Lenin, "Mücadele Birliği"nin önüne, işçi sınıfının kitle hareketiyle daha sıkı bağlar kurmak ve ona siyasi bakımdan önderlik etmek görevini koydu. Propaganda çevrelerinde toplanan az sayıdaki ileri işçi arasında Marksizm propagandasından, geniş işçi sınıfı kitleleri arasında günün konularıyla ilgili siyasi ajitasyona geçilmesini önerdi. Kitle ajitasyonuna bu yöneliş, Rusya'da işçi sınıfı hareketinin daha sonraki gelişmesi açısından büyük bir öneme sahipti. Doksanlı yıllarda sanayi, bir atılım dönemi geçirdi, İşçi sayısı arttı, İşçi sınıfı hareketi güçlendi 1895'ten 1899'a kadar, tam olmayan verilere göre, en azından 221 000 işçi grev yaptı. İşçi sınıfı hareketi (ilkenin siyasi yaşantısında önemli bir güç haline geldi. Narodniklere karşı mücadelede Marksistler tarafından savunulan, devrimci harekette işçi sınıfının önder rolüne ilişkin görüşler, bizzat yaşam tarafından doğrulanıyordu. Lenin'in önderliği altında "İşçi Sınıfının Kurtuluşu için Mücadele Birliği", işçilerin iktisadi talepler -çalışma koşullarının iyileştirilmesi, iş gününün kısaltılması, ücretlerin yükseltilmesi- uğruna mücadelesini, Çarlığa karşı siyasi mücadeleyle birleştirdi. "Mücadele Birliği", işçileri siyasi bakımdan eğitti. Lenin'in önderliği altında Petersburg "İşçi Sınıfının Kurtuluşu İçin Mücadele Birliği", Rusya'da ilk kez, Sosyalizmin işçi sınıfı hareketiyle birliğini pratiğe geçirmeye başladı. Herhangi bir fabrikada bir grev patlar patlamaz, çevrelere katılanlar sayesinde fabrikalardaki durum hakkında daima etraflı bilgi sahibi olan "Mücadele Birliği", derhal bildiriler ve sosyalist çağrılar yayınlayarak reaksiyon gösteriyordu. Bu bildirilerde fabrika sahiplerinin işçilere yaptığı baskılar teşhir ediliyor, işçilerin kendi çıkarları için nasıl mücadele etmesi gerektiği açıklanıyor, işçilerin talepleri yayınlanıyordu. Bildirilerde, kapitalizmin çıbanları hakkında, işçilerin yoksulluğu, 12 ilâ 14 saatlik dayanılmaz işgünü, işçilerin bütün haklardan yoksun oluşu hakkında tüm hakikat dile getiriliyordu. Aynı zamanda, uygun siyasi talepler de öne sürülüyordu. 1894 yılı sonunda Lenin, işçi Babuşkin'le birlikte bu tipten ilk ajitasyon bildirisini ve grevde bulunan Petersburg'daki Semyannikov işletmeleri işçilerine bir çağrıyı yazdı. 189S sonbaharında Lenin, Thornton Fabrikasının grevci erkek ve kadın işçilerine hitaben bir bildiri yazdı. Bu fabrika, buradan milyonlar kazanan İngiliz fabrikatörlerin elindeydi. Burada işgünü 14 saati geçiyordu, dokumacıların aylık kazancı ise 7 rubleyi geçmiyordu. Grevi işçiler kazandı. Kısa süre içinde "Mücadele Birliği" tarafından, çeşitli fabrikaların işçilerine hitaben bu tür düzinelerce bildiri bastırıldı. Bu bildirilerden her biri, işçilerin cesaretini büyük ölçüde artırdı. İşçiler, sosyalistlerin kendilerine yardım ettiğini ve kendilerini savunduğunu gördüler. "Mücadele Birliği"nin önderliği altında, 1896 yazında Petersburg'lu 30,000 tekstil işçisinin grevi gerçekleştirildi. Baş talep, işgününün kısaltılmasıydı. Bu grevin şiddeti, Çarlık hükümetini 2 (14) Haziran 1897 tarihli, işgününü 11,5 saatle sınırlayan yasayı çıkarmak zorunda bıraktı. Bu yasadan önce, işgünü herhangi bir şekilde sınırlandırılmamıştı. Aralık 1895'te Lenin Çarlık hükümeti tarafından tutuklandı. Ama o devrimci mücadeleyi hapishanede de sürdürmekten geri kalmadı. "Mücadele Birliği"ne, öğütleriyle ve talimatlarıyla, hapishaneden broşür ve bildiriler göndererek yardımcı oldu. Orada, "Grevler Üzerine" bir broşür ve çarlığın hunharca despotizmini teşhir eden "Çarlık Hükümetine" adlı bir bildiri yazdı. Yine hapishanede Parti program taslağını yazdı (görünmez mürekkep olarak süt kullanıyor ve bir tıp kitabının satırları arasına yazıyordu). Petersburg "Mücadele Birliği", Rusya'nın diğer şehir ve bölgelerindeki işçi çevrelerinin benzeri birliklerde biraraya gelmesini büyük ölçüde hızlandırdı. Doksanlı yılların ortasında Trans-Kafkasya'da Marksist örgütler ortaya çıktı. 1894'te Moskova'da Moskova "İşçi Birliği" kuruldu. Doksanlı yılların sonunda Sibirya'da "Sibirya Sosyal-Demokrat Birliği" kuruldu. Doksanlı yıllarda İvanovo-Voznessensk, Yaroslavl, Kostroma'da Marksist gruplar ortaya çıktı ve sonradan birleşerek "Sosyal-Demokrat Parti Kuzey Birliği"ni kurdular. 1890'lann ikinci yarısında Don üzerindeki Rostov'da, Yekaterinoslav, Kiev, Nikolayev, Tula, Samara, Kazan, Orekhovo-Zuyevo ve diğer şehirlerde sosyal demokrat gruplar ve birlikler kuruldu. Petersburg "İşçi Sınıfının Kurtuluşu İçin Mücadele Birliği"nin önemi, Lenin'in sözleriyle, işçi sınıfı hareketine dayanan bir devrimci partinin ilk kayda değer nüvesi olmasıydı. Lenin, Rusya'da Marksist sosyal-demokrat partiyi yaratma doğrultusundaki daha sonraki çalışmasında, Petersburg "Mücadele Birliği"nin devrimci deneyimine dayandı. Lenin ve en yakın kavga arkadaşlarının tutuklanmasından sonra, Petersburg "Mücadele Birliği"nin önderliğinin bileşimi önemli ölçüde değişti. Kendilerinden "Gençler" diye sözeden, Lenin ve arkadaşlarına ise "İhtiyarlar" adını veren yeni kimseler ortaya çıktı. Bunlar yanlış bir siyasi çizgi izlemeye başladılar, İşçilerin sadece, işverenlere karşı iktisadi mücadele yürütmeye çağrılmaları gerektiğini, siyasi mücadeleye gelince, bunun liberal burjuvazinin meselesi olduğunu, siyasi mücadelenin önderliğinin liberal burjuvaziye bırakılması gerektiğini ileri sürdüler. Bu kimselere "Ekonomistler" adı verildi. Rusya'daki Marksist örgütlerin saflarında ortaya çıkan ilk uzlaşmacı, oportünist grup bunlardı.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.993
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 14.11.2013- 20:29


4. LENİN'İN NARODİZM VE "LEGAL MARKSİZM"E KARŞI MÜCADELESİ. LENİN'İN İŞÇİ-KÖYLÜ İTTİFAKI DÜŞÜNCESİ. RUSYA SOSYAL-DEMOKRAT İŞÇİ PARTİSİ'NİN BİRİNCİ KONGRESİ.

Plehanov daha seksenli yıllarda Narodnik görüşler sistemine ana darbeyi indirmiş olmasına rağmen, doksanlı yılların başlangıcında Narodnik görüşler devrimci gençliğin bir kesiminde hâlâ, sempati toplayabiliyordu. Gençliğin belli bir kesimi, hâlâ, Rusya'nın kapitalist gelişme yolundan kaçınabileceği ve devrimde baş rolü işçi sınıfının değil, köylülüğün oynayacağı düşüncesinden vazgeçmiyordu. Narodniklerin ardılları, Marksizmin Rusya'da yayılmasına engel olmak için ellerinden geleni yaptılar, Marksistlere karşı mücadelelerinde, onlar, her türlü araçla küçük düşürmeye çalıştılar. Marksizmin daha da yaygınlaşmasını ve sosyal-demokrat partinin yaratılmasını sağlamak için Narodizmi ideolojik olarak tamamen ezmek gerekiyordu. Bu görevi Lenin yerine getirdi. "'Halkın dostları' Nedir (Kimlerdir) ve Sosyal-Demokratlara Karşı Nasıl Mücadele Ederler?" (1894) kitabında Lenin, aslında halka karşı olan sahte "halkın dostları" olarak Narodniklerin gerçek yüzünü tamamen açığa çıkardı. 1890'ların Narodnikleri aslında Çarlık hükümetine karşı her türlü devrimci mücadeleden çoktan vazgeçmişlerdi. Liberal Narodnikler, Çarlık hükümetiyle uzlaşmayı vaaz ediyorlardı. Lenin, o günlerin Narodniklerinden sözederken şöyle diyordu: "Hükümete yeterince nazik ve alçakgönüllü bir şekilde yalvarırlarsa, hükümetin her şeyi düzelteceğini sanıyorlar." (Lenin, Seçme Eserler, cilt I, s. 276.) 1890'ların Narodnikleri, yoksul köylülerin durumuna, kırdaki sınıf mücadelesine, yoksul köylülerin Kulaklar tarafından sömürülmesine gözlerini kapadılar ve Kulak çiftliklerinin gelişmesine övgüler yağdırdılar. Meselenin özü itibariyle, Kulakların çıkarlarının sözcüsü olarak ortaya çıktılar. Aynı zamanda Narodnikler dergilerinde Marksistlere karşı bir kışkırtma kampanyası yürüttüler. Rus Marksistlerinin görüşlerini kasten çarpıtarak ve tahrif ederek, Marksistlerin köyü mahva sürüklemek, "her köylüyü fabrika kazanında kaynatmak" istediğini ileri sürdüler. Lenin, bu yalancı Narodnik eleştiriyi teşhir etti ve meselenin Marksistlerin "istekleri" meselesi değil, bilakis Rusya'da kapitalizmin gelişmesinin gerçek seyri olduğunu, bu seyir içinde proleterlerin sayısının kaçınılmaz olarak arttığını gösterdi. Ama proletarya kapitalist sistemin mezar kazıcısı olacaktı. Lenin, kapitalistlerin ve çiftlik sahiplerinin boyunduruğunu yok etmek, çarlığı devirmek isteyen halkın gerçek dostlarının, Narodnikler değil, Marksistler olduğunu gösterdi. '"Halkın Dostları' Nedir (Kimlerdir)" kitabında Lenin, çarlığı, çiftlik sahiplerini, burjuvaziyi devirmenin baş aracı olarak işçilerin ve köylülerin devrimci ittifakı düşüncesini ilk defa ortaya attı. Lenin, bu döneme ait bir dizi çalışmasında, Narodniklerin ana grubu -Narodnaya Volya'cılar- ve daha sonra Narodniklerin halefleri Sosyal-Devrimciler -tarafından kullanılan siyasi mücadele yöntemlerini- - özelde bireysel terör taktiğini- ayrıntılı bir eleştiriye tabi tuttu. Lenin, kitlelerin mücadelesinin yerine tek tek "kahramanlar" mücadelesini geçirmeye çalışan bu taktiği devrimci hareket için zararlı görüyordu. Bu, devrimci halk hareketine inançsızlık demekti. '"Halkın Dostları' Nedir (Kimlerdir)" kitabında Lenin, Rus Marksistlerinin baş görevlerini anahatlarıyla çiziyordu. Lenin'e göre, Rus Marksistleri ilk planda, dağınık Marksist çevrelerden yekpare bir sosyalist işçi partisi örgütlemeliydi. Lenin devamla, Rusya işçi sınıfının, köylülükle ittifak içinde Çarlık otokrasisini devireceğini, Rus proletaryasının sonra da emekçi ve sömürülen kitlelerle ittifak içinde, diğer ülkelerin proletaryasıyla omuz omuza, muzaffer Komünist devrime giden açık siyasi mücadelenin düz yolunu tutacağını belirtiyordu. Böylece Lenin, daha kırk yıldan fazla bir zaman önce, işçi sınıfının mücadele yolunu doğru bir şekilde gösteriyor, işçi sınıfının rolünü toplumun önder devrimci gücü olarak ve köylülüğün rolünü işçi sınıfının müttefiki olarak tanımlıyordu. Lenin ve yandaşlarının Narodizme karşı mücadelesi, daha doksanlı yıllarda, Narodizmin tam ideolojik yenilgisine yol açtı. Lenin'in "legal Marksizm"e karşı mücadelesi de çok büyük öneme sahipti. Tarihte daima rastlandığı gibi, büyük toplumsal hareketlere genellikle geçici "yol arkadaşları" askıntı olurlar. "Legal Marksistler" denilenler de bu türden "yol arkadaşları"ydı. Marksizm Rusya'da geniş ölçüde yayılmaya başlamıştı. Bunun üzerine burjuva aydınlan, Marksist kılığa bürünmeye koyuldular. Yazılarını legal, yani Çarlık hükümetinin izniyle çıkan gazete ve dergilerde yayınlatıyorlardı. Bu nedenle de bunlara "legal Marksistler" deniyordu. Narodizme karşı onlar da kendi tarzlarında mücadele ettiler. Ama onlar bu mücadeleden ve Marksizmin bayrağından, işçi sınıfı hareketini burjuva toplumunun çıkarlarına, burjuvazinin çıkarlarına tabi kılmak ve uydurmak için yararlanmaya çalıştılar. Marx'ın öğretisinde en önemli olanı, proleter devrim, proletarya diktatörlüğü öğretisini bir kenara fırlattılar. Legal Marksistlerin en ünlüsü, Peter Struve, burjuvaziyi göklere çıkardı ve kapitalizme karşı devrimci mücadele yerine, "kültürsüzlüğümüzü kabul etme ve kapitalizmin yanında çıraklığa girme" çağrısında bulundu. Narodniklere karşı mücadelede Lenin, "legal Marksistler"den Narodniklere karşı yararlanmak için -örneğin, Narodniklere karşı yönelen bir makaleler derlemesinin ortaklaşa yayınlanması- "legal Marksistler"le geçici bir anlaşma yapmayı caiz sayıyordu. Ama aynı zamanda Lenin, "legal Marksistler"i amansızca eleştiriyor, onların burjuva-liberal özünü gözler önüne seriyordu. Bu "yol arkadaşlarının pek çoğu sonradan Kadet oldular, Anayasal-Demokratik Parti'nin (Rus burjuvazisinin baş partisi) yandaşı oldular, iç savaş sırasında ise iflah olmaz Beyaz Muhafızlar haline geldiler. Petersburg, Moskova, Kiev vs.deki "Mücadele Birlikleri”nin yanı sıra, Rusya'nın batıdaki ulusal kenar bölgelerinde de sosyal demokrat örgütler ortaya çıktı. Doksanlı yıllarda Marksist unsurlar, Polonya milliyetçi partisinden ayrıldılar ve "Polonya ve Litvanya Sosyal-Demokrasisi"ni kurdular. Doksanlı yılların sonunda Letonya sosyal demokrasisinin örgütleri ortaya çıktı. Ekim 1897'de Rusya'nın batı illerinde Genel Yahudi Sosyal-Demokrat Birliği "Bund" kuruldu. 1898'de "Mücadele Birlikleri"nin bazıları -Petersburg, Moskova, Kiev ve Yekaterinoslav'dakiler- "Bund"la birlikte, sosyal-demokrat parti olarak birleşmek üzere ilk çabada bulundular. Bu amaçla, Mart 1898'de Minsk'te Rusya Sosyal-Demokrat İşçi Partisi'nin (RSDİP) I. Kongresi için toplandılar. RSDİP I. Kongresi'nde topu topu dokuz kişi hazır bulundu. Lenin bu sırada Sibirya'da sürgünde bulunduğu için kongrede yoktu. Kongrede seçilen Parti Merkez Komitesi kısa süre sonra tutuklandı. Kongre adına yayınlanan "Manifesto" pek çok bakımdan tatmin edici değildi. Siyasi iktidarın proletarya tarafından ele geçirilmesi görevi geçiştiriliyordu; proletaryanın hegemonyasından hiç söz edilmiyor, Çarlığa ve burjuvaziye karşı mücadelesinde proletaryanın müttefikleri sorunundan kaçınılıyordu. Kongre, kararlarında ve "Manifesto"da, Rusya Sosyal-Demokrat İşçi Partisi'nin kuruluşunu ilan ediyordu. RSDİP I. Kongresi'nin önemi, büyük devrimci propagandist rol oynayan bu resmi edimde yatmaktadır. Ama I. Kongre yapılmış olmasına rağmen, Rusya'da Marksist Sosyal-Demokrat Parti gerçekte henüz yaratılmamıştı. Kongre, tek tek Marksist çevre ve örgütleri birleştirmeyi ve örgütsel olarak birbirine bağlamayı başaramamıştı. Yerel örgütlerin çalışmalarında henüz monolitik bir çizgi yoktu, bir Parti Programı, bir Parti Tüzüğü yoktu, bir merkezden yönetim yoktu. Bundan dolayı ve daha bir sürü neden yüzünden, yerel örgütlerdeki ideolojik kafa karışıklığı gittikçe arttı, ve bu "Ekonomizm"in, işçi sınıfı hareketi içindeki bu oportünist akımın güçlenmesi için elverişli koşullar yarattı. Bu kafa karışıklığını aşmak, oportünist yalpalamalara son vermek ve Rusya Sosyal-Demokrat İşçi Partisi'nin oluşumunu hazırlamak için, Lenin'in ve onun kurduğu gazete "Iskra'nın (Kıvılcım) birkaç yıl süren yoğun çabalan gerekecekti.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.993
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 14.11.2013- 20:30


5. LENİN'İN "EKONOMİZM"E KARŞI MÜCADELESİ. LENİN'İN GAZETESİ "ISKRA"NIN ÇIKIŞI.

Lenin, RSDİP I. Kongresine katılmamıştı. Bu sıralarda o, "Mücadele Birliği" davası dolayısıyla uzun süre tutuklu kaldığı Petersburg hapishanesinden sonra Çarlık hükümeti tarafından gönderildiği Sibirya'nın Şuşenskoye köyünde sürgünde bulunuyordu. Ama Lenin, devrimci çalışmayı sürgünde de sürdürdü. Narodizmin ideolojik yıkılışını tamamlayan son derece önemli bilimsel eseri "Rusya'da Kapitalizmin Gelişmesi"ni Lenin sürgünde tamamladı. "Rus Sosyal-Demokratlarının Görevleri" adlı ünlü broşürü de orada yazdı. Dolaysız pratik devrimci çalışmadan engellenmiş olmasına rağmen, yine de Lenin, pratikçilerle bazı bağlan ayakta tutmayı başardı: sürgün yerinden onlarla yazıştı, sorular sordu, öğütler verdi. Bu sırada onu özellikle "Ekonomistler" sorunu meşgul ediyordu. Uzlaşmacılığın, oportünizmin temel hücresinin "Ekonomim" olduğunu, işçi sınıfı hareketi içinde "Ekonomizm"in zaferinin, proletaryanın devrimci hareketinin mezara gömülmesi, Marksizmin yenilgisi anlamına geleceğini Lenin herkesten daha iyi kavrıyordu. Ve Lenin, ortaya çıkışlarının ilk gününden itibaren, "ekonomistlere şiddetli darbeler indirmeye başladı. "Ekonomistler", işçilerin yalnızca iktisadi mücadele yürütmesi gerektiğini iddia ediyorlardı, siyasi mücadeleye gelince, o, işçilerin destekleyeceği liberal burjuvaziye bırakılmalıydı. Lenin, "Ekonomistler"in bu vaazını, Marksizmin terkedilmesi, işçi sınıfı için bağımsız bir siyasi partinin gerekliliğinin yadsınması, işçi sınıfını burjuvazinin siyasi bir uzantısına dönüştürme çabası olarak görüyordu. 1899 yılında bir grup "Ekonomist" (daha sonra birer Kadet olan Prokopoviç, Kuskova ve diğerleri) bir manifesto yayınladılar. Devrimci Marksizme karşı çıktılar ve proletaryanın bağımsız siyasi partisinin yaratılmasından vazgeçmeyi, işçi sınıfının bağımsız siyasi taleplerinden vazgeçmeyi talep ettiler. "Ekonomistler", siyasi mücadelenin liberal burjuvaziye düşen bir iş olduğu, işçilere gelince, işverenlere karşı iktisadi mücadelenin onlar için tamamıyla yeterli olduğu düşüncesindeydiler. Lenin bu oportünist belgeyi görür görmez, civar yerleşim birimlerindeki siyasi sürgünlerden Marksistlerin bir konferansını topladı, ve başta Lenin olmak üzere 17 yoldaş, sert bir protestoyla "Ekonomistler'in görüşlerini mahkûm ettiler. Lenin tarafından kaleme alınan bu protesto, tüm Rusya'daki Marksist örgütler arasında dağıtıldı ve Rusya'da Marksist düşüncenin ve Marksist partinin gelişmesinde çok önemli bir rol oynadı. Rus "Ekonomistler"i, yurtdışındaki sosyal-demokrat partiler içindeki Marksizm düşmanlarıyla, Bernstein'cılar denilenlerle, yani oportünist Bernstein'ın yandaşlarıyla aynı görüşleri vaaz ediyorlardı. Bu yüzden, Lenin'in "Ekonomistlere karşı mücadelesi, aynı zamanda uluslararası oportünizme karşı da bir mücadeleydi. "Ekonomizm'e karşı ve proletaryanın bağımsız siyasi partisinin yaratılması uğruna baş mücadeleyi, Lenin tarafından örgütlenen illegal gazete "Iskra" yürüttü. 1900 yılı başında Lenin ve "Mücadele Birliği"nin diğer üyeleri, Sibirya sürgününden Rusya'ya geri döndüler. Lenin, tüm-Rusya çapında büyük bir illegal Marksist gazete kurmayı tasarlıyordu. Rusya'da var olan çok sayıdaki küçük Marksist çevre ve örgütlerin henüz birbiriyle bağı yoktu. Stalin yoldaşın sözleriyle, "amatörlüğün ve çevreciliğin Partiyi tepeden tırnağa yiyip bitirdiği, ideolojik kafa karışıklığının Partinin iç yaşantısının karakteristik bir özelliğini oluşturduğu" bu sırada, tüm-Rusya çapında illegal bir gazetenin yaratılması Rus devrimci Marksistlerinin baş göreviydi. Ancak böyle bir gazete, dağınık Marksist örgütleri birbiriyle bağlayabilir ve gerçek bir partinin yaratılmasını hazırlayabilirdi. Ama böyle bir gazeteyi Çarlık Rusya'sında örgütlemek polis takibatı yüzünden imkansızdı. Çarın hafiyeleri bir-iki ay içinde gazetenin izini bularak gazeteyi ortadan kaldırabilirdi, bu yüzden Lenin, gazeteyi yurtdışında yayınlamaya karar verdi. Gazete çok ince, fakat dayanıklı bir kağıda basılıyor ve gizlice Rusya'ya sokuluyordu. "Iskra"nın bazı sayılan Rusya'da, Bakü, Kişinev ve Sibirya'daki gizli matbaalarda yeniden basılıyordu. 1900 sonbaharında Lenin, Emeğin Kurtuluşu" grubundan yoldaşlarla tüm-Rusya çapında bir siyasi gazetenin yayınlanmasını ayarlamak üzere yurtdışına gitti. Lenin, sürgündeyken, bu meseleyi bütün ayrıntılarına kadar düşünmüştü. Sürgünden dönerken Lenin, Ufa, Pskov, Moskova ve Petersburg'da bu konuyla ilgili bir dizi toplantı yaptı. Her yerde yoldaşlarla, gizli yazışmalarda kullanılacak şifreleri, yazıların gönderilebileceği adresleri vb. kararlaştırdı ve onlarla ilerdeki mücadelenin planını tartıştı. Çarlık hükümeti, Lenin'in şahsında en tehlikeli bir düşmanla karşı karşıya olduğunu sezinlemişti. Çarlık Okhrana'sında (Çarlık Gizli polisi) bir jandarma subayı olan Zubatov, hazırladığı bir gizli raporda, "devrimde şimdi Ulyanov'dan daha büyük bir kimse bulunmadığım" yazıyordu, bu yüzden Lenin'in öldürtülmesini amaca uygun buluyordu. Yurtdışına ulaştıktan sonra Lenin, "Emeğin Kurtuluşu" grubuyla, yani Plehanov, Akselrod, V. Zasuliç'le, "Iskra'nın ortaklaşa yayınlanması konusunda anlaşmaya vardı. Yayın planı başından sonuna kadar Lenin tarafından hazırlanmıştı. 1900 Aralık'ında yurtdışında "Iskra" (Kıvılcım) gazetesinin ilk sayısı çıktı. Gazete başlığının altında şu parola bulunuyordu: "Ateş Kıvılcımdan Çıkacaktır". Bu sözler, Sibirya sürgünündeki Dekabristlerin, kendilerini kutlayan şair Puşkin'e yazdıktan cevaptan alınmış. Ve gerçekten de, Lenin'in çaktığı "Kıvılcım"dan, feodal-çiftlik beyi Çarlık monarşisini ve burjuvazinin egemenliğini temelinden yıkan büyük devrimci yangının alevi harladı.




Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 10.993
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 14.11.2013- 20:31


KISA ÖZET

Rusya'da Marksist Sosyal-Demokrat İşçi Partisi, ilk planda Narodizme, onun saçma, devrim davasına zararlı görüşlerine karşı yönelen mücadele içinde yaratıldı. Ancak Narodnik görüşlerin ideolojik olarak yıkılmasıyla, Rusya'da Marksist işçi partisinin yaratılması için zemin temizlenebilirdi. Narodizme karşı tayin edici darbeyi geçen yüzyılın seksenli yıllarında Plehanov ve onun "Emeğin Kurtuluşu" grubu indirdi. Doksanlı yıllarda Lenin, Narodizmin ideolojik yenilgisini tamamladı, ona son darbeyi vurdu. 1883'te kurulan "Emeğin Kurtuluşu" grubu, Rusya'da Marksizmin yayılması için büyük yararlılıkta bulundu, sosyal-demokrasinin teorik temellerini ve işçi sınıfı hareketine doğru ilk adımı attı. Rusya'da kapitalizmin gelişmesiyle birlikte sanayi proletaryasının sayısı hızla arttı. Seksenli yılların ortasında işçi sınıfı örgütlü mücadele yolunu, örgütlü grevler biçiminde kitle eylemleri yolunu tuttu. Ama Marksist çevre ve gruplar yalnızca propaganda yaptılar, işçi sınıfı safları içinde kitle ajitasyonuna geçişin gerekliliğini anlamadılar ve bu yüzden işçi sınıfı hareketiyle pratikte bağları yoktu, ona önderlik etmiyorlardı. Lenin tarafından gerçekleştirilen Petersburg "İşçi Sınıfının Kurtuluşu İçin Mücadele Birliği"nin kuruluşu (1895) .-bu birlik işçiler arasında kitle ajitasyonu yürüttü ve kitle grevlerine önderlik etti-, yeni bir aşamayı, işçiler arasında kitle ajitasyonuna geçişi ve Marksizmin işçi sınıfı hareketiyle birleştirilmesini işaretliyordu. Petersburg "İşçi Sınıfının Kurtuluşu İçin Mücadele Birliği", Rusya'da devrimci proleter partinin ilk nüvesiydi. Petersburg "Mücadele Birliği"nden sonra bütün büyük sanayi merkezlerinde ve kenar bölgelerde Marksist örgütler kuruldu. 1898 yılında, Marksist sosyal-demokrat örgütleri bir partide birleştirme doğrultusunda, başarısız da olsa ilk çabada bulunuldu: RSDİP I. Kongresi yapıldı. Ama bu kongre henüz bir Parti yaratmadı: ne bir Parti Programı, ne bir Parti Tüzüğü, ne de bir merkezden yönetim vardı, tek tek Marksist çevre ve gruplar arasında hemen hemen hiçbir bağ yoktu. Dağınık Marksist örgütlerin birbiriyle bağını kurmak ve onları bir parti halinde birleştirmek için Lenin, devrimci Marksistlerin ilk tüm-Rusya çapındaki gazetesi "Iskra"yı kurma planını tasarladı ve gerçekleştirdi. O dönemde işçi sınıfının bir siyasi partisinin yaratılmasına en başta karşı çıkanlar "Ekonomistler" idi. Böyle bir partinin gerekliliğini yadsıyorlardı. Tek tek grupların birbirinden kopukluğunu ve amatörlüğünü teşvik ediyorlardı. Lenin ve onun örgütlediği "Iskra" gazetesi darbelerini tam da onlara karşı yöneltti. "lskra"nın ilk sayılarının yayınlanışı (1900-1901) yeni bir döneme, dağınık grup ve çevrelerden bir Rusya Sosyal-Demokrat İşçi Partisi'nin gerçekten oluşturulduğu döneme geçişi ifade ediyordu.  


Kaynak:

Halk Cephesi kaynaklarından alıntılanmıştır.
Stalin; Bolşevik Partisi Tarihi; Bilim ve Sosyalizm Yayınları;sah.17-45
Sovyetler Birliği Komünist Partisi ( Bolşevik) Tarihi; Kaynak Yay.sah.9-34



Yeni Başlık  kilitli



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Çanakkale Savaşı ''antiemperyalist'' değilmiş! melnur 9 8596 19.03.2019- 16:45
Konu Klasör Rusyada kamuoyu araştırması:Sovyet sistemine dönelim munzur 1 3909 20.02.2016- 15:29
Konu Klasör Okullarda ibadethane kurma zorunluluğu yura 6 4921 22.07.2014- 20:01
Konu Klasör Özgür Kürdistan'ı kurma sürecindeyiz dayanışma 7 3730 28.09.2015- 21:06
Konu Klasör Kürtlerin ayrı devlet kurma hakkı ? melnur 0 4037 12.08.2013- 14:03
Etiketler   Rusyada,   SDİPni,   kurma,   uğrunda,   savaşım,   1883-1901
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS