Hedef 'Batı tipi sosyal demokrat çizgi': CHP programı yenileniyor

Almanya'daki Sosyal Demokrat Parti'nin çalışmalarını incelediği bilinen CHP, yeni parti programı için üyelerine 5 sorudan oluşan bir çağrı metni iletti.


CHP seçim sonrası tüzüğün ardından program değişikliği için de harekete geçti. CHP Bilim, Yönetim ve Kültür Platformundan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Yunus Emre’nin koordinatörlüğünde hazırlanacak yeni program için üyelere çağrı metni gönderildi.

Duvar'da yer alan habere göre, CHP’nin iktidar stratejisi ve vizyonunun açıklandığı yeni bir parti programı hazırlanmasının önem kazandığı belirtilen çağrı metninde şöyle denildi:

“Cumhuriyet’in kuruluşunda temel bir rol oynamış olan CHP, bugünkü dünya ve Türkiye koşullarında demokrasi, eşitlik, özgürleşme, katılımcılık, bilime dayalı ilerleme dahil ortaya çıkan kritik alanlarda öncülük yapmasını sağlayacak yeni bir program hazırlamak ihtiyacı ile karşı karşıyadır. Bu niteliğiyle bu program iktidara giden yolun referans metni ve vizyon belgesi olacaktır. Bu program, felsefesine ve hedefine uygun olarak, katılımcı bir biçimde hazırlanacaktır.”

Üyelere 5 soru
Çağrı metninde katılımcı anlayışın gereği olarak hem vatandaşlardan hem de parti üyelerinden şu sorulara yanıt vermeleri istendi:

CHP’nin yüz yıllık tarihi ve Türk siyasi hayatındaki yeri hakkındaki görüşleriniz nelerdir?
CHP Türkiye’nin geleceğini şekillendirmede nasıl bir rol oynamalıdır?
CHP’nin programına yön vermesi gerektiğini düşündüğünüz ana prensip ve temel değerler nelerdir?
Türkiye’nin öncelikli olduğunu düşündüğünüz üç sorununu yazınız? Bu sorunların çözümü için nasıl bir yol izlenmesi gerektiğini kısaca açıklayınız.
CHP’nin politikalarını uygulaması ve ilkelerini hayata geçirmesi için gereken iktidar stratejisi hakkındaki görüşlerinizi yazınız.

Hedef 'Batı tipi sosyal demokrat çizgi'
'Değişim' tartışmalarının CHP'de Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, tüzüğün yanı sıra programda da revizyona gidileceği mesajını vererek, ''Bu konuda da yapılan güzel çalışmalar var. Yetiştirebilirsek bu çalışmayı da kamuoyunun tartışmasına açmayı düşünüyoruz'' demişti.

CHP'nin yeni dönemde izleyeceği ideoloji, ilke ve söylemin de masaya yatırıldığını aktaran Sözcü yazarı Aytunç Erkin, CHP'nin Almanya'daki Sosyal Demokrat Parti'nin çalışmalarını incelediğini ve ''Batı tipi 'sosyal demokrat' çizgiyi'' yeni dönemde kitlelerle buluşturmak istediğini duyurmuştu.

https://haber.sol.org.tr/haber/hedef-bati-tipi-sosyal-demokrat-cizgi-chp-programi-yenileniyor-381928

Bizim toplumumuzda başta lider olmak üzere partinin görünen yüzleri önemli. Kalabalıklar önce bu kişilere bakıyor. Parti programı ve tüzüğü faan kitleleri çok da ilgilendirmiyor. Ama bu durum partinin net bir ideolojik netliğe ihtiyaç olmadığı anlamına gelmez. CHP devletin kurucu partisi olarak özellikle 60'lı yıllarda sosyalist solun da toplumsal alandaki etkisini arttırmasıyla ''ortanın solu''nu seçmiş ideolojik çizgisini soldan, sosyal demokrasiden yana kullanmıştır. CHP öteden beri sol-sosyal demokrat bir parti olarak tanımlanırken gerçekte ise tam anlamıyla bir sosyal demokrat parti olamamıştır. Özellikle partinin genel başkanlık koltuğunda oturan Deniz Baykal'la birlikte parti sağ-milliyetçi bir çizgiye oturmuş, bu çizgi K.Kılıçdaroğlu döneminde çok daha belirginleşerek toplumdan oy alabilmenin yolunun sağ-milliyetçi siyasi konumlanıştan geçtiği şeklinde yorumlanmıştır.

Öteden beri Kılıçdaroğlu'nun siyasete özellikle sol siyasete uzak olduğunu söylüyorduk. Sol eksende siyaset yapan bir CHP'yi iktidar seçeneği haline getirmesi pek de mümkün değildi. CHP'ye oy kazandırabilmek için partiyi sağ kökenli siyasetçileri doldurması, parti yönetiminde etkili ve görünen yerlere getirmes, sağ bir söylemi sahiplenmesinin bir yanılgı olduğu 14 mayıs seçimleriyle ortaya çıktı. Sağ ile ittifak yapılarak pek çok büyükşehir belediyelerin kazanılması önemliydi. Ama 14 ve 28 Mayıs seçimlerinin kaybedilmesinin CHP ve Kılıçdaroğlu açısından savunulacak bir yanı olamaz. Kılıçdaroğlu'nun yeniginin sorumluluğunu üstlenmeden yoluna devam etmek istemesi bu saatten sonra bir işe yaramayacaktır. Genel başkanlık koltuğunu boşaltmadan yakın çevresinin değişmesiyle sorunun çözüme kavuşmayacağını görmesi gerekir. Tepkiler azalmadan sürdüğü için şimdi de Batı Tipi bir sosyal demokrat   programının hazırlanması da çare olmayacaktır. CHP kağıt üzerinde sosyal demokrat bir parti görünümü kazansa da bence bu genel başkan ve genel başkanın seçtiği parti yöneticileriyle hem kendi kitlesine hem de kalabalıklara bir umut vermeyecektir. Kılıçdaroğlu 24 Mart ayındaki belediye seçimlerine ulaşmaya çalışıyor. İttifaklar modeliyle belediyelerde belli bir başarı kazanırsa partinin başından ayrılması yönündeki isteklerin minimize olacağının da farkında... Bence bütün çabalar bunun için...

Türkiye'de sosyalist solun toplumsal alandaki etkisizliği sürdükçe CHP'ye de HDP-YSP'ye de ihtiyacımız var. Bu yüzden CHP ve HDP'nin ilgi alanımız dışında kalması düşünülemez. Siyaset hayallerle yapılamaz; toplumun gerçeklerinden soyutlanmış bir siyasi söylem de kitlelerle buluşamaz. CHP uzun zamandır içine aldığı sağ kökenli siyastçilerden kurtulmalı, parti ideolojisi sol-sosyal demokrat bir çizgiye oturabilmeli ve her şeyden önce parti genel başkanı da dahip parti yönetimi bu ideolojik formasyonu benimsemiş-benimseyecek   kişilerle bir kadro oluşturmalıdır. Ha bir de...

Bitirirken, önemli bir konunun da altı çizilmeli; CHP ve HDP-YSP içndeki sosyalistler mutlaka yuvaya dönmelidir. 14 Mayıs seçimlerinde bir milyona yakın oy alan ve sosyalist sol saflarda öne çıkarak, bir çekim merkezi haline gelen TİP yalnız bırakılmamalıdır. Türkiye'de sınıf mücadelesinden söz edilecekse kitlelerle buluşabilme becerisi gösterecek siyasetlere ihtiyaç var. TİP 14 Mayıs'ta önemli bir adım atarak bir kapı aralamıştır. Artık gerisi bizde, samimi sol-sosyalist unsurlarda; TİP içinde mücadele bayrağı yükseltilerek sosyalizmintoplumsal alandaki etkisini arttırabilmenin zamanı geldi de geçiyor.