İddia: Balıklar ile iki-yaşamlılar (amfibiler) arasında herhangi bir geçiş biçimi bulunmamaktadır.



Yanıt:

İlkel amfibyum türü Icthyostega ile Crossopterygii alt sınıfından Eusthenopteron bazı özelliklriyle birbirine bağlıdırlar.

1-Eusthenopteron ile Icthyostega'nın kafatası kemiklerinin yapısı benzerdir.

2-Eusthenopteron, sadece kara hayvanlarında ve sarcopterygii'de (Crossopterygii ve akciğer balıklarını içeren daha büyük bir taksonomik grup) bulunan iç burun deliklerine sahiptir.

3-Eusthenopteron, iki yaşamlılardakilere benzer dişlere sahiptir.

4-Eusthenopteron, iki parça kafa kemiğine sahiptir. ( icthyostegid, bu özelliğe sahip olan diğer omurgalıdır.)


Bundan başka, bilinen en ilkel tetrapod (dört ayaklı) olan Acanthostega'nın (360 milyon yaşında) iskelet özellikleri üzerine yapılan çalışmalar, ''tetrapod anatomisinin, atalarımız tümüyle sualtında yaşarlarken evrimleşme geçirdiğini ve sualtında yaşam için geliştiğini gösterdi. Karada yürüyebilen ilk omurgalı, balık yüzgeçleriyle sürünmedi; iyi düzenlenmiş ayakları milyonlarca yıl önce gelişmişti''.( Zimmer 1995:120). Acanthostega, ''yürümesine destek olma konusunda yeterli olmayan'' ( Zimmer 1995:124) kollara sahipti. Yine de suda yeteri kadar işlevseldi; kolları yaratığın bitkilerce zengin olan lagünün dibinde kendini sürüklemesini sağlıyor; ''yüzgeçleriyle sürekli hareket ederek suları hareketlendirip kolayca fark edilen dalgalar yaratmak zorunda olan'' ( Zimmer 1995:126) balıklara kıyasla, avına saldırmada üstünlük sağlıyordu. Buna ek olarak, Acanthostega, bir tetrapod olmasına karşın, karada yaşayan canlılardakine göre balıklara daha çok benzeyen bir işitme sistemine sahipti ve bir balık gibi nefes alıyordu. Paleontologlar, Acanthostega ile aynı dönemde yaşayan ve bazıları daha gelişmiş olduğu için beş tetrapod'un daha parçalarını buldular.

Kaynak:
Bilim ve Gelecek;Ekim 2004;Sayı 8.