Yalnız ne başlıkmış ha. Yıllardır yorum yapmayı bırak foruma uğramayanlar meğer bu başlığı beklemişler geri dönmek için.
Burjuvaziye yasak getirilecek denirken her seferinde ''yok siz düşünce özgürlüğünü kısacaksınız'' deniyor. Özellikle mi yapılıyor, özel mülkiyet yasağına karşı mı çıkılıyor, anlamadım.
''Marks 18 Brumairde Egemen Sınıfın düşünceleri,toplumun düşüncelerini belirler.Üretim Araçllarını elinde bulunduran sınıf aynı zamanda zihinsel üretim araçlarınıda elinde bulundurur der.
Bu bağlamda baktığımızda işçi sınıfı siyasi iktidarı ele geçirip,eskinin yapısını yıkarak,kendi sınıf egemenliğini kurduğunda(PD),amacı Burjuvaziyi,ekonomik,siyasal ve ideolojik olarak mülksüzleştirmektir.''Karınca
Evet işte bu. Ürettim araçlarını eline geçirdiğin oranda zihinsel ürettim alanlarını eline geçirecebileceğin demektir .Peki ürattim araçlarını kim ele geçirecektir. ? Partimi? Devletmi? Yoksa toplum'u. Bu bir gecede olacak iş değildir elbet. Zira kapılatist sistem içinde de ürettim toplumsallaşmaktadır. Ancak siyasala ,yasal engelerle karşılaşmaktadır.
Bu durumda öncelikli olan ürettim araçlarını ele geçirmektir. Bu amaçla devlet burada kulanmak zorundayız .Dün bunu burjuva kulanıyordu bu kez sosyalistler devlettin özünde olan baskı aracını yok edecek biçimde devlet örgütlenmesine gidereke bu baskı özünü korur. Çünkü bu devlet gücü toplumsal ürettime ket ve engel çıkarandı.
Bunun aynı durumunda burjuva düşünce özgürlüğünü de uygulayabiliriz. Evet burjuav düşünce özgürlüğünü alıyoruz ama burjuva niteliğini yok edecek tarzda düşünce özgürlüğünü tesisine çalışıyoruz. Burjuva özgürlüğü yerine toplumsal özgürlüğü koyuyoruz.
Tıpkı Burjuva devletinin o devlet olma özünü alıyoruz ama burjuva niteliğini atıp ki bunu üretim araçlarını toplusallığı ile hem devletti toplumsallaştırken ,hemde özündeki baskı amacını yok etmeye çalşıyoruz. Ama devlet yine var. Yine baskı aracı. Yine bu kez toplumsalaşmak amacını güden ürettim araçlarının yolunu açmaya çalışıyor ,devlet bunu engelemeye çalışanlara karşı baskı kurmaya devam ediyor. Sonuçta devlet yine var. Baskı var. Sadece bu baskı toplumsal anlamda kulanılıyor. Toplumsallığın önüne bariyer kurmaya ki bu sinside olsa yapmaya çalınların elini kolunu bağlamaya çalışıyor.
Bu bireylere karşı yapılan baskı değidir anladığım Kurumsal olarak varlığını şöyle böyle ama toplumsalaşmaya karşı olanlara yapılandır.
Ancak biz böyle anlamıyoruz ki. Biz bireylerin ensesinde boza pişiren sosyalist devlet anlıyoruz. Sosyalist devlettin bireylerle ne işi olabilir. Bilhasa bireylerin toplumsal aidiyatlarını koparmasına onu bireysel anlamda özgürleştirmesine ,o bu şıh şeh,o bu kabile ,ulus yada sınıf bağımlılıkllarını sağlamaya çalışan ,bireyin özgürce düşünmesini sağlayan ekonomik ve siyasal bağımsızlık koşular yaratan olamalıdır .
Proleter devlet işçı sınıfının iktidarı ve onun kapitalist sistem içinde idelojisini tesisini kettumca savunan devlet niteliğine bürünemez . Eğer bürünürse bu kez toplumlar işçi sınıfından kurtulmak için devrim yapmak zorunda kalırlar. Proleter devlet toplumcu olmak zorunda. ? Toplumsal mülkiyeti istediği gibi toplumsal devlettirde . işçi sınıfının ancak böyle bir becerisi olduğu iiçin işçi sınıfı bu devrimi omuzlar. Yoksa işçi sınıfının devlettini istemiyoruz. İşçis ınıfının aracılığı ile toplumsal devlette ulaşmak istiyoruz.
Birey özgür olmadan bu toplumsallık mümkün değildir. Özgür olmak öncelikle düşünce özgürlüğünü içerir. Ekonmik ve sosyal olarak özgür olmayan bireyin düşünceleri de özgür değildir . Düşünce özgürlüğü yine yoktur. Kanımca veya benim çözebildiğim kadar bireyin düşünce özgürlüğüne tam tamına kavuşması ancak komünist toplumda mümkün olabilir.
Ancak bu nasıl devlete sahip çıkılırken devlettin yok edilemesi içeriyorsa ,düşünce özgürlüğü de Burjuva düşünce özgürlüğünün üzerinde düşünce özgürlüğü savunularak tam anlamıyla düşünce özgürlüğü oluşabilir.
Galiba vardığım yer burası olmakta.